25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 3 MAYIS 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 s F s S Tel: 0.212,512 05 05 Faks: 0J12.512 44 97 - Erbakan, Saadet'in başına geçmiş... "Sensiz saadet nevmis!" Muğia #>Muğla •'- Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şener Oktik'e "rektör" yerine "yöktör" deniyor..- Çünkü öyle bir genelge yayımlamış ki... Oğretim üyeleri saat 08,30-17.30 saatieri arasında odalarında bulunmak zorunda; hatta tuvalete giderken bile odaya bir nöbetçi koymak durumunda... AcıIzmir'den bir öğretmen resmi yazjşmaları göndermiş... Bornova Ilçe Milli Eğitim Müdüriüğjü, hastalığının tedavisi için ilaç alamayan bir öğretmen ve ameliyat olacak bir öğretmen çocuğu için bağış kampanyası başlatmış... Kâğıt üzerinde devlet, memuruna ve bakmakla yükümlü olduğu aile bireylerine ücretsiz sağlık hizrneti veriyor. Hatta kimilerini özel hastanelerde ve dahi yurtdışında tedavi ettiriyor... Ama bu belgeler, birileri yurtdışında tedavi görsün diye öğretmenlerin ve ailelerinin düşürüldüğü acıklı durumu gösteriyori T urizmci Deniz Tûfekçi'nin bir çift sözü var "Geçen 18 yıldaki tüm hükümetler ve son iki AKP hükümeti de zerre kadar farklı bir 1 uygulama değişikliği göstermeden dövizin lira karşısındaki değer artışını ortalama yüzde 16 enflasyonun altında tutmuştur. öte yandan sıcak paranın ülkemize gelişini özendirici tedbir olarak fa- iz oranlan da enflasyonun ortalama yüzde 25-35 üzerinde tutulmuştur. Bu bilinçli bir hükümet politi- kasıdır. Dış satım ve turizm yoluyla gelecek dövizin art- masına yönelik politikalar yerine, çok pahalıya mal olduğu yaşanarak görülen sıcak para politikalan ter- cih edilmeye kararlılıkla devam edilmektedir. Turizmcilerin, yurt dışından turist getiren, döviz kazandıncı faaliyetlerde bulunan, turiste hizmet ve mal satan kuruluşların sorunu dövizin lira karşısın- da değerinin artmaması değildir, sorun sıcak para politikalan nedeniyleyüksekfaizin indirilmemesi, fa- Turizm izlerin bilinçli olarak yüksek tutularak sıcak para de- diğimiz vur kaççı, yatınm yerine tefecilikle geçinen yabancı, yerli kapitalistleri memnun etmektir. Hükümetin bilinçli birtercihle sürdürdüğü bu po- litikanın sonucu olarak, 2002 yılında yaklaşık 1.3 milyar dolar karşılığı 2.08 katrilyon lira sektörün ce- binden açıkça alınrnış ve hem ithalatın sübvansiyo- nunda hem de sıcak paranın finansmanında kulla- nılmıştır. Başta Kültür ve Turizm Bakanı olmak üzere tüm hükümet üyelerine ve siyasetçilere soruyorum: Bu politikalar yürüriükteyken, acaba 'turizmi des- tekliyoruz"lafınıninandırıcıbiryönüvarmı?Turizm- cinin, vergisini, stopajını, sigortasını tıkır tıkır yatır- dıktan sonra cebinde kalan parasını bu yolla alıp ki- me destek oluyorsunuz? Sıcak para girişine göster- diğiniz ilginin onda birini turistik dövizi getirenlere ne zaman göstereceksiniz? Altı ayda bir turizm baka- nı ya da bakanlık adı değiştirmekten vazgeçip, iş yapmaya ne zaman başlayacaksınız? Herhangi bir yerde tartışılmış, oluşturulmuş, kay- da geçirilmiş yayınlanmış; Türkiye'nin kısa ve uzun erimli turizm politikalan, bunlara uygun stratejileri ve stratejik uygulamalann önünü açabilecek taktikle- ri var mı? Varsa nerede saklıyorsunuz.? Eğer yok ise neden oluşturmak için düğmeye basmıyorsu- nuz? Her kriz döneminde desteklenen, el altından ya da el üstünden devlet olanakları ile desteklerin- den yarariandınlan 'Türk kökenli' yaftası vurularak Alman, Fransız, Avusturya gibi asıl kimliği görmez- den gelinen tur operatörlerinin turist harcamasının kişi başına 700 dolar civannda olduğu ülkemize ge- tirdikleri kişi başı turistik dövizin 200 dolann altında olduğunu bilen var mı?" SESSİZSEDASIZ(I) Yüksek Yerilim Hattı erdincırtku <' yahoo.com Ne kadar dönersen dön, sonımda kendine vanrsın. Abdülhamit Düşerken ve Mülkiyeliler Tüm öğretim Üyeleri Derneği Genel Başkanı ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu'nun geçenlerde gösterime giren ve eleştirmenlerin büyük ilgi görterdiği "Abdülhamit Düşerken" filmi için iki ilginç saptaması var: "Ziya Öztan'ın yönettigi filminin bir sahnesinde 'Mülkiyeliler' denerek Mülkiyeli gençlik yürütülüyor. 'Mülkiyeliler' de yürüyüş sırasında 'Mülkiye Marşı'nı söylüyor. Oysa Ikinci Meşrutiyet'in ilanında Mekteb-i Mülkiye gençliğinin hiçbir rolü yoktur. Burada yürütülecek olan bir gençlik grubu olacaksa, Harbiye ya da Tıbbiye gençliği olmalıdır. Ikincisi, filmde yürütülen Mülkiyeliler ilk adı 'Vatan Marşı' ve sonraki adı 'Mülkiye Marşı' olan marşı söylemektedirier. Bu marş, 1919 yılında Mülkiye öğrencisi Cemal Ethem tarafından yazılmış ve Mekteb-i Mülkiye'nin müzik öğretmeni Musa Süreyya tarafından bestelenmiştir. Sonuç olarak 1919'da yazılan ve bestelenen bir marşın 1909 yılında söylettirilmesi çok ciddi yanlışlıktır. Burada kanımca, yönetmen Ziya öztan ile oyuncu Halil Ergün'ün Mülkiyeli olması nedeniyle 'Mülkiyelilik ruhu' bilimin önüne geçmiştir." Wolfowitz: Kişisel ve Duygusal mı? TÜRKKAYA ATAÖV ABD Savunma Sekreter Yardımcısı Paul Wolfowitz bizi Irak bunalımında umut et- tikleri biçimde desteklemedik diye ağır sa/ılması gereken üslupla eleştirdi. Bazı üst dü- zey yöneticilerimizle televiz- yon programlannda gözüken yorumcular d a bu sözlerin VVolfovvitz'in duygusal ifade edilmiş kişisel düşünceleri ol- duğunu söylediler. Bu yorum- cular da VVashington'daki ka- rar verme sürecinde hangi gruplann etkili olduğunu bil- miyoriar ya d a bildiklerini ka- muoyundan gizliyorlar. Bilse- lerbile, bu bilgilerinin kapsam- lı ve aynntılı olduğunu sanmı- yorum. Bu eksiklikle yorum yapmalarını da ayıplamak gerekir. "Siyasal irade bizde" demek, bilgisizliği ve yanılt- mayı mazur göstermez. Kendine "yeni tutucular" diyen yaklaşık yirmi kişilik ve kendi içinde tutarlı bir grup, 2000 yılında Bush yönetimin- de belirli karar yerlerine gelip oturmuştur. Bunlar "tutucular- la Siyonizmin ittifakı sayesin- de Amerikan dış politikasına yön verenler" diye de tanım- lanabilir. Fransız başkenti bun- lara "emperyaJizm, petrol ve Yahudiler" yaftasını yapıştır- mış. Içlerinde VVolfovvitz'in de bulunduğu bu grubun Penta- gon ve Beyaz Saray'da büyük ağıriığı var, Wolfowitz'li grup Bush'un da onayladığı daha geniş bir akım ve güç odağı- nın önemli parçası. Bush'un söylediklerinin ve yaptıklannın faturasını yalnız başkana çıkarmak eksiktir. "Amerika dünyayı kendi çıkar- lanna en uygun biçimde yeni baştan düzenlemeli" düşün- cesinin kaynağı, işte, gelenek- sel tutucularla da birleşmiş olan bu gruptur. Söz konusu olan yalnızca bir "klik" de de- ğil. Cumhuriyetçi Parti'yi önemli ölçüde temsil eder. De- mokrat Parti'den yandaşları da vardır. Şimdi Pentagon'da (eski öğretim üyeleri) VVolfo- witz ve Steve Cambone ve (hukukçu) Doug Feith, Che- ney'nin başkurmayı Scooter Libby ve Dışişleri'nden John Botton yeni tutuculann ön sa- fındalar. Eski şirket yöneticileri olan Cheney ve Rumsfeld 1991 'de Saddam'ı devirmek- ten yana değildiler. Ama bir yıl sonra, Savunma Tasansı Reh- beri'ni Wolfowitz'le Libby ka- leme aldı, Cheney de Beyaz Saray'a iletti. Bu metin "önle- yici" savaş sözünü ediyordu. Rumsfeld de 1998'de Clin- ton'a Saddam'ı devirmekle il- gili mektubunu sundu. Bu gru- bun görüşleri 2002'de resmen Ulusal Güvelik Stratejisi'ni oluşturdu. Irak'ta savaş onla- nn seçeneğidir. Savaşla etki- leri daha da arttı. Adaylığı sı- rasında "ılımlı" dış siyasetten söz eden ve yalnız Condole- ezza Rice'ı dinleyen Bush'un tüm dünya görüşü artık bu grubun bir kopyasıdır. Wolfowitz'in sözleri kişisel ve duygusal değildir. Lütfen ciddi olalım. Bunların kimler olduğunu ve neyi temsil ettik- lerini bilelim. Kamuoyunu ya- nıltma hakkı hiçbirimizde yok. ÇÎZGÎLÎK KÂMİL MASARACI HARBt SEMİHPOROY semihporoym yahoo.com HAYAT EPİK TİYATROSU MLSTAFA BÎLGÎN KAÇ BACl KAÇ! AMERİKA ORTADOĞU'DA 8ARIŞA KATKI YAPIYOR.. { I I i I I I I ! I I TARİHTE BUGÜN MLMTAZARIKAN 13 Mayıs SATILIK 0T0 1998 MODEL TOYOTA SAHİBİNDEN SATILIKTIR Tel: 0 532 - 287 52 73 SAHİBİNDEN SATILIK EV Avcılar Denizköşklerde deniz görür 250 nf doğalgazlı sıfır dubleks daire sahibinden satılıktır. Tel: 0 532 795 43 49 50 bin Euro ZEYTİNBURNU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESÎ HAKtMLİĞt'NDEN Esas No: 2001 774 Karar Ko: 2003/393 Davacı Bahnye Uzal ve Muhittin Uzal vekilleri Av. Ali Galip Ulu- pınar tarafından, davalılar Çetin Bozkurt vs. aleyhine açılan sözleş- menin feshi ve tapu iptali davasının yapılan yargılaması sonunda: Mahkememızce verilen 16.04.2003 tarihli kararia, davalı nüteah- hitler Çetın Bozkurt ve Şerafettin Uzun arasında yapılan Istanbul 15. Noterliğinin 20.06.1995 tarih ve 13659 yevmiye numaralı gayrimen- kul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile ek olarak yapılan İstanbul 15. Noterliğinin 20.06.1995 gün, 13660 mevmiye nolu ve- kaletname ile 20 06.1995 gün, 13661 yevmiye nolu muvafakatname- lerin iptallerine. diğer davalılar Celal Kodaş, Adem Aşut, Rıdvan Yılmaz, Vahit Kara, Muzaffer Ankan'a devTolunan Zevtinburnu, Kazhçeşme Mahallesi, 405 pafta, 2420 ada, 15 parseldekî hisselerin iptali ile davacı Fahriye Uzal adına kayıt ve tesciline karar verilmiş- tir. Karann, adresi meçhul olan davalılar Celal Bozkurt, Şerafettin Uzun, Celal Kodaş, Adem Aşut, Muzaffer Ankan'a teblig tarihinden itibaren yasal süresi içinde temyiz yoluna başvurmadığı takdirde hükmün kesınleşeceği karar teblığini ihtiva eden tebligat yerine ge- çerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 22832 MESNEM YAZIUYOR... v 1263'TE 8UGÜN,MEYIÂA1A C£IÂL£T- TİH-İ RUM, ÜNLÜ ESERİ *MBSN£Vrri SÖYL£A4£yE 8AŞLADI. £H GÖZD£ MÜ- RİTLERİHDEN}UlifilİyELJ HİİSAMETTİN ÇEL£8l"NÎH ISRAftlYlA BU ESERİ MEY. DAHA GETİeMEYEKARAR I/ERMİŞW.. MEYLSNA.MESNEVtTARZIHC* I/E ARU2 VSZNİNDŞM.İESERİHİ DO6AÇrAN\ (İRTİCALEN) SÖYlÜYORyHLİSAMETriN Ç£L£Bl DE rAZIYORDU.EmeUSEL Ö2ELLÎK TAŞIYAN HİKÂYEI-ERDEN OLtj\ $ACAK "AAESNEI/F"ZS61BB£YIT VE"\ 6 ciLrrre T#A4/IMUIAIACAKT/. MEV- IÂNA '«W İLK SÖ2LERİ ŞÖYLEYDh "DİNLE MEYDEN K/'M HİKÂ~/ET ETMEPE ETMSDE BURDUR1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2003/25 Ahmet Dinler, Osman Dinler. Veli Dınler, Şükriye Dinler, Ayşen Şener, Naile Dinler, Ahmet Dinler'in malikleri olduğu Burdur ili, Merkez, Konak Mahalle, pafta 2, ada 317, parsel 2'de kayıtlı taşınmazın Şehirlerarası Otobüs Terminal Kompleksi içinde kaldığından Burdur Belediye Başkanlığuıca kamulaştınlan taşınmazla ilgili olarak mahkemece yapılan tebligat gününden itibaren 30 gün içinde ka- mulaştırma işlemıne karşı idare yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara karşı davalının düzeltim davası açmasıfKamulaştırma Kanunu'nun 14. maddesi) açılacak olan davada husumetin Burdur Belediye Başkanlığı'na yöneltilmesı 30 günlük süre içerisinde ka- mulaştırma işlemine karşı ıdare yaıgıda iptal da\'ası açanlann da%-a açtıklannın ve yürütmeyi durdurma karan aldıklannı belgelendir- medikleri taktirde kamulaştırma işlemınin kesinleşerek mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamu- laştırmayı yapan idare adına tescil edileceği mahkemece tespit edilen kamulaştııma bedelinin Burdur Vakıflar Bankası'na yatınlacağı, konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm sa\-unma delillerin dava dilekçesinin tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkeme- mize yazılı olarak bildirilmesi aksi taktirde yokluğunda yargılamaya devam olunarak karar verileceği Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesi gereğince davalılara ilan olunur. Basm: 22119 SANDEKLI ASLİYE HUKUK ÎVIAHKEMESt'NDEN Esas No: 2002/497 Davacı Mehmet Oyar vekili Av. Ibrahim Uçan tarafından davaü Hacer Oyar aleyhine mahkememize açılan boşanma davasının alınan ara karan uyannca, Duruşma gününün ve dava dilekçesinin kendisine tebligat yapılamayan, Zabıta marifetiyle de adresi tespit edilemeyen davalı Hacer Oyar'a Tebligat Kanunu'nun 28. maddesine göre ilanen teblığine karar verümiş olduğundan, Belli edilen duruşma günü olan 22.05.2003 günü saat 09.10'da sandıklı Hukuk Mahkemeleri duruşma salonunda hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekil ile temsil ettirmeniz, duruşmaya gehnediğinız ve bir vekil tarafinda temsil edilmediğiniz takdirde tahkikat ve yargılamaya devam edileceği ve karar verileceği davalı Hacer Oyar adına dava dilekçesı özeti ve duruşma günü ve saati yerine kaim ol- mak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 22115 KALEM METtN ERKSAN Kemalîst, Kemalizm... Falih Rrfkı Atay "Faşist Roma, Kemalist Tıran ve Kaybolmuş Makedonya" (1931) adlı yaprtına şöyle başlar: "1921 Mayısı'nın hemen aynı günlerinde gene bu setler üstünde dolaşıyordum. Hapishaneden yeni çıkmıştım. Mahkeme reisi bir 'Kürt', hapishane ku- mandanı bir 'Arap', hapishane nöbetçileri 'Çer- kez'di. Istanbul'u hatırtadığım zaman, OsmanlıSal- tanatının hep bu üç köşeli inkiraz (çöküş/dağıl- ma/batma) çerçevesini görüyordum. Büyükada Ingiltere'nin, Heybeliada Fransa'nın, Kınalıada Italya'nın, Burgazadası Amerika 'nın elin- deydi. Büyük demokrasilerin bıçağı Adana'dan, Antalya 'dan, Izmir'den Anadolu 'nun yanık yüreği- ne doğru saplanmıştı, Selçuk ve Osmanlı Devlet- leri'nin tüm başkentlerinde, Konya'da, Bursa'da, Edirne'de, Istanbui'da bir milyar insana hükmeden imparatorluklann ve Cumhuhyetlehn bayrağı dal- galanmaktaydı. Habsburg (Avusturya-Macaristan) Hohenzollern (Alman) ve Osmanlı bayraklannın beyaz teslim bez- lerinden hiçbir farkı yoktu. Bir milyara karşı tek biradam. Mustafa Kemal. Erzurum 'un kerpiç birodasında; sırmasız, rütbesiz, askersiz ve silahsız bir kumandan. Bütün Türkler ona bağlanmıştık. 0; ıstırap ve hınç denen büyük enerji kaynağının sıriannı bilen bir baş'tı. Boşuna akan su gibi, boşuna akan gözyaşı içinde de ölçül- mez bir kuvvet vardır. Bizim sade iniltisini işittiği- miz Türk ruhlan'nın uzak derinliğinden gelen 'Ha- yır" sesini, yalnız 'O' duymuştur." "Kemalist" deyişi veya deyimi; 1919-1922 Ana- dolu Savaşı/Türk Ihtilali döneminde oluşmuş bir de- yiş veya deyimdir. Bu deyiş veya deyimi Ingiltere, Fransa, Italya, Amerika ve tüm dünya'nın siyasal/as- keri güçleri ve bu ülkelerin basını oluşturmuştur. In- giltere, Fransa, italya, Amerika ve tüm dünya'nın si- yasal/askeri güçleri ve bu ülkelerin basını, Anado- lu'da Atatürk komutasında savaşan Türk ordusunu veTürkleri "Kemalist" olarak adlandırmıştır. "Kema- list" deyişi'ni veya deyimi'ni BMM hükümeti'nin res- mi ve özel düşünce ortamlan oluşturmamıştır. "Kemalizm" deyişi veya deyimi; 1923'te TC Dev- leti kurulduktan sonra, TC Devleti yapısındaki; siya- sal /ekonomik /toplumsal / hukuksal / kültürel / dü- şünsel uygulamalar başladıktan sonra, tüm dünya- daki siyasal / ekonomik / toplumsal / bilimsel çev- reler ve düşünce odaklan tarafından oluşturulmuş bir deyiş ve deyimdir. "Kemalizm" o sıralar dünya- da var olan; Bolşevizm, Komünizm, Sosyalizm, Fa- şizm, Nazizm, Korporatizm gibi bir deyiş ve deyim- dir. Kemalizm deyişi ve deyimi Türkiye'deki düşün- ce çevreleri ve düşünce odaklan tarafından oluştu- rulmuş bir deyiş ve deyim değildir. Sözünkısası; "Kemalist"ve "Kemalizm"sözcük- leri, Türkiye dışında; Avrupa'da, Amerika'da, As- ya'da, Afrika'da, Avustralya'da, tüm dünyada oluş- turulmuş iki sözcüktür. Dün bilinmeden bugün bilinmez. Üstelik yann da bilinmez. Bu nedenden ötürü "Gelecek Geçmişin Içindedir" diye bir özdeyiş vardır. Arie Oostlander adındaki Avrupalı / Hollandalının Türkiye'yi parça- lamak için saldırdığı "Kemalizm"\nTürkiye'deki ta- rihini iyi bilmek gerekir. "Kemalizm"e ilk saldınlar Türkiye içinde başlamıştır. Türkiye'de sol ve sağ görünümlü düşünce çev- releri veya Türkiye'de kendini solcu ve sağcı sanan entelijensiya (intelligentsia, Ing.) "Kemalizm"\n olu- şumundan bugüne kadar "Kemalizm"e saldırmış- tır. Arie Oostlander'in "Kemalizm "e ve Atatürk ilke- lerine saldırması, bizim solcu ve sağcı görünümün- deki yurttaşlanmızın "Kemalizm"e saldınlan yanın- da çok masum / suçsuz kalır. "Kemalizm"e saldıran sol ve sağ görünümlü dü- şünce odaklan'nın arasına belirli bir tarihten son- ra, siyasal Islam ve etnik bölücülük katılmıştır. Tür- kiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşundan beri Ata- türk ilkelehne saldıran bu düşünce odaklan, siya- sal topludurum içinde çok etkili bir konuma gelmiş- tir. Türkiye içinde ve Türkiye dışında bulunan siya- sal Islam ve etnik bölücü kuruluşlar "Kemalizm"e saldırmayı bir ilke ve uygulama biçimine dönüştür- müştür. 17Şubat/4 Mart 1923'te Izmir'detoplanan 1. Ik- tisat Kongresi'nde, 29 Ekim 1923'te kurulacak olan TC Devleti'nin; ekonomi, tanm, sanayi, emek/ser- maye, küttür, öğretim, uygariık, iletişim konulannda- ki ilkeleri saptanmıştır. "Kemalizm" düşüncesinin ve uygulamasının kök kaynağı, Izmir 1. Iktisat Kong- resi'dir. Bu kongre'nin eşsiz ve büyük önemi bugü- ne değin; bilimsel, kuramsal ve düşünsel olarak al- gılanmamış ve bilinmemiştir. 1 1 2 B Ü L M A C A SEDATYAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ "Yılancık" da denilen, kı- zartı ve şişme- lerle kendini gösterenhasta- lık. 2/Kaplum- bağakabuğu... Konusu dansla anlatılan mü- zikli sahne gösterisi. 3/ Bizmut ele- mentinin sim- gesi... Öğretim ve eği- tim sistemi. 4/Edremit Körfezi kıyısmda tu- ristik bir yöre. Güreş- te bir oyun. 5/ Yok et- me, giderme. 6/ Hava, gaz,buhargibimadde- 5 leri çekip emmeye ya- 6 rayan aygıt. II Kilime 7 benzer, renkli ve mo- 8 tifliuzunyolluk. 8/Ta- 9 nıtma filmi. 9/Uçakla- nn yolcu indirip bindirdikleri pist... Çin ve Japonya 'da oynanan bir strateji ovunu. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/Mardin'in geleneksel sokaklanndaki kemerli geçit- lere verilen ad... Bir nota. 2/Din işlerini devlet işleri- ne kanştırmayan... Türkiye ile Gürcistan arasındaki sınırkapısı. 3/Pantolonunapış arasına gelen yeri... Bir entegre devrenin, boyutu çoğu kez bir milimetre kare- den küçük olan parçası.. Güzel sanat. 4/ "Dost, met- res" anlamında argo sözcük. 5/Değerli madenlerin saf- hk derecesi... Manganez elementinin süngesi. 6/Eski Türk güreşlerinden biri... Küçük bal teknesi. 7/Pazar- lama. 8/ Hastalıklı, sakat.. Toprağın nemi, yaşlık. 9/ Bronşlan genişletici ilaç olarak alınan alkaloit.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear