Catalog

21 MART 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA MEDYA İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK DURUST TA3ÎAÎLI ÎSTANBUI- EFEtfDISİ ABDÜLCAKEAZ1 MACEEALAEI TEKMİIİ 3İ3DEN ' < KAFA•FETTAH BEV OCrUA M , GriT Grir GrlD^K, BıR /, HE(MTAZfc/-H£"MzAN METL TÎ M ? • / AULAMADı GrALı _ iç.131/1 SlVl ivcivîH ANA$I.. X) u û uı Aifom 'Manhken olama- ması gerekeni ger- çekleştirmiş insan- larımız insanın kal- biövünçten pırpır atıyor başanlmış olanı görünce. 1 Tuluhan Tekdioğlu Habertürk 'Bildiğiniz gibi bü- tün kadınlarbaşa- rılı erkeklerle ilgi- lenirV ~-'M Vbtan 'Hükümeti vatan- daşıyla bayrağı arasına girmeme- ye çağırıyorum.' Ömer Çelik Star 'Savaş, düşünce dünyamızın, siya- si deâerlerimizin ve geleceği nasıl algıladığımızın kodlarını çıplak- laştırıyorV Sabah 'En azından ha- rika bir James Bond senaryosu yazdığımı kabul di /Hem Rodikal sonra, be- kabaknım canım dolması falan yap- mak istemiyor.' Faiıh Ahaylı Hürny* 'Ama kabak bi- zim gibi ne yana ne de karşı olmak için hiçbir nedeni olmayan ülkelerin başına patiıyorV Amerika'nın Irak'a saldınsmdan önce Türkiye'de gazeteler birbirine girdi Medyada savaşkavgası medyaaynasi@cumhunyet.com tr Amerika'nın Irak'a saldırmasıyla başlayan savaştan önce, Sabah ve Hürnyet arasında "savaş" çıktı... Medyadakı savaşın ilk atışını Sabah yaptı. Sabah'ın (15 Mart) genel yayın yönetmeni Ergun Babahan, olası bir savaşta Hürriyet'in sahibi Aydın Doğan'ın Petrol Ofisi'nın yan ortağı olarak Amerikan ordusuna mılyonlarca dolarlıkjet yakıtı ve motonn satacağını belirterek, Hürriyet'ın tek başına savaş cephesı başkomutanlığına soyunduğunu yazdı. Babahan, Hürnyet "ı Amenkalıdan daha Amenkancı gazetecilik yapmakla suçlarken, sipariş yazılarla da gazeteciliğin akaryakıt pompacılığına kurban edildiğıni öne sürdü. Babahan'ın yazısına ertesi gün Hürriyet (16 Mart) ikı tam sayfa ayırdığı "haberler"le yanıt verdi. Hürriyet, medya patronlannın 2Z. i . . i ş . . ' gazetecilik dışı işlere y_)ZlCOlC XIII girmemesini isteyen Babahan" a, ekonomi sayfasında Sabah'ın "patron"lan Dinç Bilgin ve Turgay Ciner' in medya dışı ışlerini anımsattı ve "cahir dedi. Hürriyet aynca Sabah'ın savaş yanlısı yazarlann yazılanndan da örnekler verdi. Hürriyet'in haberinde Erdal Şafak, Mehmet Tezkan, Metin Münir, Soli Özel gıbı yazarlann savaş yanlısı olduğu belirtılirken. Babahan ıçin "Başyazarı savaş istiyor, yayın yönetmeni ayakta uyuyor" başlığı kullanıldı. Akşam(16Mart), "savaş"a Sabah'ın yanında katıldı ve birinci sayfadan Babahan'ın yazısunn duyururken, savaşın gerçek galibinin ABD'ye yakıt satacak Aydın Doğan olacağı yolunda haber yaptı. Hürriyet'in iddialannı Ergun Babahan, Sabah'taki(17Mart) köşesini yanm sayfaya 1 " —' çıkararak üç ayn yazıyla yanıtladı. Babahan, "Tetikçi kalemler" başlıklı yazısında savaş yanlısı Sabah yazarlan ıçin "Burada demokrasi var. Köşe yazarlan, patronun sesi değil" açıklaması yaptı gazetenın ana yapısını birinci sayfanın belirlediğinı bildirdı. "Ben, Hürriyet'in son dönem manşetlerinin sırrını yazdım. Öfkeleri bu yüzden" dedı. Babahan, "Onların cehalet dediği bizim onurumuzdur" başlıklı yazısında, Hürriyet'in Petrol Ofisi ile olan bağlantısına yanıt vermediğine değinerek, "Ben, patronumun karton fabrikası için bakanlarla telefonda pazarlık etmeyi, başbakan tehdit etmeyi bilmem. Ben, patronumun şirketi savaş uçaklarıyla tanklara yakıt satıp para kazansın diye savaş çığırtkanhğı yapmayı da bilmem. Ben cahil bir genel yayın müdürüyüm" dedı. "tşte itiraf" başlıklı yazısında ise Babahan, Petrol Ofısı Genel Müdürü ErtuğrulTuncer'in, Cumhuriyet'te (1 Mart) yayımlanan, olası savaşta ABD ordusunun akaryakıt ihtıyacını karşılayacaklanna iljşkin açıklamasına yer verdi. savunması Savaş karşıtı bir grubun Ertuğrul Özkök adına ya- zılmış 50bin dolarhk sem- bolik çekle Hürriyet'in önünde gazetenın yayın politikasını protesto etme- si üzerine Hürriyet'in ge- nel yayın yönetmeni Oz- kök şöyle yazdı: "Son 20 günün Hürriyet'ini dikkat- le okuyun. Yazarlannın bir bölümü Türkiye'nin bu işe bulaşmasına karşı yazı ya- zıyor. Daha az sayıda bir bölümü de, Türkiye'nin bu olaylann dışında kala- mayacağı düşüncesini sa- vunuyor... Yani bu konu- da Türkiye'de hangi dü- şünceler varsa, Hürriyet'in üzerine yansıyor... Herkes, öteki gibi düşünmek zo- runda değil... Savaşı iste- miyorum, ama ABD sa- vaşta ısrar ettiği takdirde, ona kolaylık sağlamamız gerektiğine inanıyorum. Yani Genelkurmay Başka- nımızın söylediklerine benzerşeyler söylüyorum." (Hürriyet, 14 Mart) or İTercüınaıf öşk tezkgrgsi6e7<=>r rla ^ — tobüyük IRAKA TCK yasala dirgin cıldırdı Vı RM fffiVrRtliSl ABD meydanABD Başkam Bush'un 18 Mart 'ta yaptığı açıklamayla Irak Devlet Başkam Sad- dam 'a ülkeyi terketmesi için 48 saat süre vermesi, îslam- cı basında genişyankı buldu. Vakit gazetesi, "Vahşetkapı- da" başhğını kullanırken şu gö- rüşlere yer verdi: "BM'den onay alamayacağı- nı anlayan .ABD, tngiltere ve Is- panya üçhısü, karar tasansmm oytenmasmdanvazgeçtL. Irak'ta katliam için \ anıpir'lerin gözü saatteLIrak'takidenetçOerveya- bancılar ayrılnıaya başladı... Bush, dün gece 03.00'te katliam için düğmeye basü." Ayııı gaze- te yazarlanndan Abdurrahnıan DUipak ın, "Piyasa kan istiyor! 1 " başlıklı yazısındaki görüşleri şöyle: " Savaş kışkırtıcüan basün- yor. Mustafa Kemal'in Sebnik'i niçin almadığından tutun da ABD'nin yani sıra savaşa gir- mezsek başımıza neler geleceği- ne kadar her şev yazıhp çizili- yor. Piyasa kan istiyor ve savaş saün ahyor.(».) ABD 'Kızırn sa- na söylüyorum. gelinim sen din- le' ha\asında. tekbaşınadün\B- yameydan okurcasma fhien böt- geye müdahak ediyor-" Milli Gazete, "Dünyayamej- dan okuyan haydutun efi tetik- te. Çağır firavunlan" başhğmı kullarurken, konuya şöyle yak- laştı: "Amerika,Irak'a saldmhazır- hğmı son aşamaya getirdi. Elle- ri tetikte bekleyen ABD, dünya- nm pekçokyerindeyapuan' Sa- vaşa hayır' gösterilerini vebanş çağnlannıisegönnettlengeSyor. Gücü üstün tutan Bush yöneti- mi,insanhğın felaketine yol aça- cakbir savuşakendi petrolçıkar- lan için gözü kapalı ghi>'or_" Yeni Şafak gazetesi, "Bush çıldn-du BM devredışr manşe- tini kullanırken, aynı gazete ya- zan FehmiKoru'nun yaklaşımı şöyle: "Dünyanın hiçbir dönemde kaydetınediği yoğunhıkta teh- dit, şantaj. sahtekârlıkgibi yön- temleriuyguladık)anhalde,pro- jelerine, ABD, İngiltere ve ts- panya dışmda destekçibulama- nıalarusavaştobfaiiçin bir venil- gidir.^ Ali Bayramoğlu, "Kimileri için kına zamanı" başlıklı yazı- sında şunlan yazdı: "Karar kesin, bölge kana bu- lanacak. Ne Fransa'nın ne de BM'nin sohığu Bush'un çılgın- hğmı durdurman-a yetti. Bush, dünyanın gözünün içine baka baka hiç sıkdmadan' demokra- si den söz ediyordu." Dünden Bugüne Tercüman gazetesi yazan Nazh Ihcak, "Ka- falar karışık" başlıklı yazısın- da şu görüşleri saMindu: "U) Kafalar karışık. Sadece halkın değil, hükümetin de ka- fası kanşık. AK Parti, iktidara geör geunez önemH meselelerle karşı karşıya kaldı. Kıbns'ta ve Irak meselesinde bir hayal kı- nklığı yaşıyoruz. Hükümetin mütereddhtavnyüzündenpiya- salar ahüst oldu~n İSTE 0 DiYALOG Amerik 'ninsavaşındahaberçarpıtma . ûed ^*-"Ö \, ST j j star r - Q" Star, Akşam ve Sabah'ta yayımlanan ABD Büyükelçisi Robert Pearson'ın Irak'ta 25 yıl kalacakları yolundaki görüşü, Hürriyet yazan Yalçın Doğan tarafından yalanlandı. Yalçın Doğan (Hürriyet, 14 Mart) PearsonTa ilgili haberin Hürriyet'in yazıişlerine de geldiğini ancak. bir diplomatın böyle bir açıklama yapmasına kuşkuyla baktıklannı belirterek haberi başka kaynaklardan soruşturduklannı bildirdi. Doğan. açıklamadığı haber kaynaklanna dayanarak Pearson'm böyle bir söz söylemediğini yazdı. Bu yazı üzerine Star (15 Mart), Pearson'ın yemek davetine katılan ve CHP Yozgat Milletvekih. TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi ve eski gazeteci Emin İO ç'la konuştu. Haberin kaynağı olan Emin Koç, masada yönelttıği bir soru üzerine Pearson'ın ABD askerlerinin Irak'ta 20-25 yıl kalacağmı söylediğini yineledi ve masadakileri tanık gösterdi. Bunun üzerine Yalçın Doğan (Hürriyet, 19 Mart), Pearson'la ilgili iddiasını sürdürdü ve "Şimdi savaş var. Yani binlerce haber var. Hangisi doğru, hangisi değil? Çünkü savaş, haber çarpıtmaya en yatkın ortam" dedi. Bu polemikten çıkabilecek sonuçlardan biri de şu oldu: Amerika'nın savaşında Amerikan kaynaklı haberler doğrudur! DÜZYAZI ORHAN BİRGİT Giileriz Ağlanacak Halimize.. ABD, Irak'a yapılacak saldınyı "50 yıllık stratejik müttefiki" Türkiye'ye resmen haber vermediği için, önceki gece başkent Ankara'daki belli başlı resmı bı- nalar tam bir sessizliK içinde ve pencereleri sımsıyah. Tek ayncalık, Genelkurmay Başkanlığı ve kuvvet ko- mutanlıklan binalannda görülüyor. Pentagon, Florida-Tampa'daki Merkez karargah ıle Katar'daki Irak özel Karargâhı'nda görev yapan Turk subaylanna saldınnın yaklaştığını hissetırdığı ıçin, Turk Silahlı Kuvvetleri'nin karargah binalan Başbakanlığa fark atıyor. Fark sadece sözü edilen binalann ışıklan- nın yanması ile snırtı kalmamış. Tom Havvcfüzeleri Bağ- dat'a yönelirken, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Oz- kök, Ikinci Başkan Orgeneral Yaşar Büyükanıt, "j" su- baylan ve öteki ilgililer karargâha gelmışler. Kuvvet ko- mutanhklannın harekât merkezlerinde de komutanla- nn başkanhğında toplantılar başlamış. Ya Başbakanhk! Orada sadece nöbetçi memur ve polisler var. Çiçeği burnundaki Başbakan'a gelince... Dün sabah saat tam 09.21 'de CNN Türk'ün özel ya- yınında Ankara'dan ekonomi editörü Erdal Sağlam, Istanbul'daki merkezle konuşuyor ve bu söyleşi tüm dünyada kayıtlara geçiyor. Sağlam, Istanbul'da Çiğ- dem Anat'a "Başbakanlıkta hiç kimse yok" diyor. Oysa Başbakan ve yardımcılan çoktan görevleri ba- şında olmalı, Genelkurmay Başkanı'nı, MİT Başka- nı'nı, Içişleri Bakanı'nı ve öteki ilgilileri de davet ede- rek birbirini ızleyen toplantılara başlamalı değil miydi- ler? Çiçeği burnundaki Başbakan, 3 Kasım seçimleri öncesinde ulusal medyamızın, Sakıp Sabancı başta iş dünyamızın, AB yandaşı entellerimizin, emekçi, es- naf ve çiftçilerimizin "umudu "TayyipErdoğan, osa- atlerde konutundan çıkmamış bile. Erdoğan'ın bu tutumu, TBMM'deki AKP Grubu'nda- ki tepkileri, kulislerde hemen canlandınlan birfıkra ile anlatılıyor. Bu Çorum hangi ülkede? Anlatan milletvekilleri de, Genel Başkanlan kadar ye- ni ve çiçeği bumunda politikacılar. önceki gün, ABD'nin komşu Irak'a saldin için düğmeye bastı basacak aşa- maya gelmesinin kanıtlandığı saatlerde, Erdoğan'ın bu pazar günü, Çoaımda, adeta tek kale birfutbol ma- çı oynanır gibi yapılacak belediye seçimleri kampan- yasına gitmesini içlerine sindirmediklerini ortaya ko- yuyorlar "George W. Bush, Başbakanımızı arayıp görüş alışverişınde bulunmak istemiş. Ani olarak Çorum'a git- tiğini söylemişler. ABD Başkanı, bölgedeki krizi aklın- dan çıkaramadığı için Çorum'u bir başka ülkenin baş- kenti sanmış olmalı. Merakla sormuş. Bu Çorum han- gi ülke?" AKP'Iİ milletvekilleri anlatıyor ve kahkahala- n birbirini izliyor. Ha..Ha..Ha.. Ho.. Ho.. Ho.. Daha üç ay önce, partisine 363 sandalye kazandırarak TBMM'de iktidar sıralarını açmış bir "Karizmatik lidef'e, 0 san- dalyede oturanlann yönelttiği taptaze espriler ve 0 esprilerı izleyen kahkahalar acaba neyi anlatıyor? Küçük bir doğal afet olayında bile, kriz merkezinin çalışmaya başladığı bir Başbakanhk, önceki gece "Ge- liyorum "diyen bir savaş karşısında tenha ve sessiz. Baş- bakan ise kimbilir hangi rüyalan görmenin tatlı ağırlı- ğı altında ve yatağında! 3 koyup 1 bile alamamış olmanın gizini çözebilmek için, belki de rüyasında ABD Başkanı'na "Ama Say/n Bush, ben Irak için istediğiniz her şeye koşulsuz evet yanıtını verdiğim zaman, daha ülkemde seçimler ol- mamıştı" mı diyor? Bu yanıta inanmış olan Teksaslı Başkan, önceki günden bu yana kendisini rodeoda düşmüş acemi bir binici gibi hıssetmiş olmalıdır. Elbette şakanın zamanı değil. Türkiye, ulusal onu- runu koruma amacıyla bu son stratejiyi çizmiş bir ül- ke olsaydı, Beyaz Saray'm Irak'a yönelik planlan ken- disine sunulduğu zaman, "evet" ya da "hayır"\n\ bir kez ve kesin olarak söylerdi. Dün TBMM'de görüşulüp oylanan tezkere için alırt- mış kararın, ABD'nin bölgedeki haritayı değiştirmeye yönelik amaçlannı değıştirmesinde, hangi ağıriığı ola- caktır? Kapılannı ilk tezkere ile ABD askerlerine ardına ka- dar açmış bir ülke, güneyindeki hassas bölgede uza- nan smırtannı boydan boya yabancı bir gücün üssü ha- line getirmekte sakınca görmemiş. Şimdi 0 askertere. "Siz Irak'a geçemezsiniz" diyor- sa, alacağı yanıt, "Paşa keyfın bilirarkadaş. Bizbura- yı çok sevdik. Bu yüzden zaten biryere gitmeyi dü- şünmüyoruz!" okıyorsa, bundan kim ne kazanıyor? Ve kim ne kaybediyor? Henüz güvenoyu bile alacak kadar eskimemiş hü- kümet, şu uykusundan uyansa da kendisine bu soru- nun yanıtının ne olacağını bir sorsak. Faks: 0212- 677 07 62 obirgrt(ae-kolay.net KOMEDYA Medyamız medya savaşlannda uzman olduğu için mi savaş çığırtkanhğı yapıyor! ErdinçUtku Kişisel hakaretler Hürriyet"te (15 Mart) Cüneyt Ülsever, gazetesinın yazarlanndan Emin Çölaşan'ı **vazdığı hiçbir konuda kıjTnet-i harbiyesi olmadtğı içjn okumadığını" açıklavıp ÇUaşan'ı "KKTC'deki gaspçılann laşeronu" olmakla suçlarken, aynı gür. Hürriyet'in yazıişleri müdijrlerınden Tufan Türenç, "Mesleği >aralayan polemikler"1 başlıklı bir ya/ı yazdı: "...Ban köşe yazarlannınbû günlerde sürdürdüğü pokmikler tatsız bir noktaya sürükltnmiştir. Fatih Altaylı, Erman Tor»ğiUı Hıncal Uluç arasındaki Uaıamen kişiliklere yönelik hakantler içeren tartışmalar btzleri olduğı kadar Tufan Türenç okurlan da rahatsız ederhale geldi... A>ııı durum Emin Çölaşan, Cüneyt t.se >er, Mehmet Barlas, Mehmet Ali Birand, Umır xa |u , Engin Ardıçın hem kendi aralarında hem debaşka yazarlarla girdikleri tartışmalar için geçerli...&u kavgalar mesleğimizi ciddi şekilde yaralıyor. Ben mtslektaşlarımızın bu işi neden hakarete kadar götürdülierini anlayamıyorum. Düşünüyorum ama yannnı bulamıyorum." Ülsever ve Türenç'in aynı gün \a\ırriinanyazılanndan çıkan sonuç: Hürnyet'ın yazıişleri müCjrleri Hürriyet yazarlannın î avgasından kend;lerine:a konusu çıksrr!