23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21 MART 2003 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Kısırlık KUZUNUN biri dereden su içerken aç kurt çı- kagelmiş. "Söyle bakalım" demiş, "ne hakla su- yumu bulandırıyorsun?" Zavallı kuzucuk, "Siz yukardasınız, bense yirmi adım aşağıdayım; su- yunuza dokunmuyorum" demişse de, kurt "Bu- landınyorsun, zaten geçen yıl da bana küfretmiş- f/n" diyeterslemiş. "Ben o zaman doğmamıştım bile." "Sen değilsen, kardeşindir." "Kardeşim de yok." "öyleyse, sizlerden biridir; sûrûnün çobanıy- la, köpeklehyle bir olup beni çekiştiriyorsunuz; kulaklanmla duydum." Böyle demiş kurt ve ormanın kuytusuna götü- rüp bir güzel yemiş kuzuyu. La Fontaine'in on yedinci yüzyılında veya us- tası Ezop'un antik çağında en güçlünün en haklı sayılması belki bir ölçüde doğaldı; ama yir- mi birinci yüzyılda?.. Ikinci Dünya Harbi'yle bir- likte devletler arası zorbalığın da sona erdiği sa- nılıyordu; olmadı, yanı başımızdaki petrol sava- şıyla sürüyor. Böyle bir çağda hem Ortadoğu, hem Balkan, hem Akdeniz, hem Karadeniz ülkesi olmak ko- lay değil. Sorunlann orta yerinde duran Türki- ye'nin çevresindeki paylaşım kavgalarını aşıp kendi çıkarlannı doğru dürüst koruması, ancak eko nomik ve teknolojik zayıflıklarını biraz örtecek uzun vadeli sağlam politikalar geliştirmekle ola- bilirdi. Onlar da yok. Daha doğrusu, onlan geliştirecek siyasal kad- rolar. Zayıflığın gerisinde birtakım kurumsal aksak- lıklar yatıyor. Askeriik alanında olmayan aksaklıklar. O alanda, "tehdit değer1endirmeleri"ne daya- lı ulusal politikalar var. Askeri yapılar içinde oluş- turulup Milli Güvenlik Kurulu'ndan geçerek siya- sal organlara aktarılan ilkeler hiç olmazsa güven- lik ve savunma konularında sorumlu makamlara yol gösterebiliyor. Peki, bu ilkelerin de içinde yer alacağı daha ge- niş uluslararası politika alanında? Orada ürkütü- cü bir sürükleniş, bilinçsizlik, kısırlık egemen. Şu sırada olduğu gibi, deneyimsiz ve dona- nımsız kadroların işbaşına geçtiği dönemlerde acemilikle kısırlık birleşince sonuçlar çok daha za- rar verici olabiliyor. Türkiye, AB üyeliğine kilitlen- miş birtutum yerine komşulanyla sağlıklı ilişkiler kuımaya yönelen ve asıl kimliğine uygun düşen bölge ağıriıklı bir dış politika geliştirseydi, hem ken- di Avrupa özlemi açısından daha etkili duruma ge- lir hem de bu çevrede oynanmakta olan oyunla- n bozabilirdi. Dışişleri Bakanlığı, çevresine toplayacağı dü- şünce üretici kuruluşlarla askerin güvenlik ve sa- vunma konulannda yaptığını yaparak dış politi- kadaki kısırlığın giderilmesinde niçin daha yapı- cı ve yaratıcı bir rol oynamasın? Günü kurtarmanın yetmediği artık açıkça an- laşılmıştır. (j£«!ıj Tirhp'm Gdectk Gmaaa Konu Yöneten Katılımcılar Yer Tarih Saat Düzenteyen : : BARIŞ : Prof.Dr.TürkanSAYLAN ÇYDDGenelBaşkanı : Prof. Dr. Türkel MİNİBAŞ IstÜniv.Öğr.Üyesi AJİSİRMEN Gazeteci-Yazar Kadıköy Belediyesi Zübeyde Hanım Kokteyl Sabnu üst kat / Hasanpaşa 22 MART 2003 Cumartesi 14.00-17.00 ÇYDD KADIKÖY ŞUBESİ Kurtlar ve Koyunlar... Bu ülkede, ister akademisyen ister sanatçı-aydın, kafası, gözleri, yüreği ileriye bakan ne çok insanın canına kıydık; onlann ruhlarını, bedenlerini incittik, acıttık, ezdik, tutukladık, hapislere attık. Prof. Dr. Türkan SAYLAN U zun zamandan beri, 38 yılımı verdiğim akademik yaşarrum- da karşılaştığım olaylan ve birlikte yaşadığımız insanlan düşünüyo- rum. Ne umudartaşımış, ne çok şe- yin üstesinden gelmek için çaba harcamıştık. 60 Devrimi (ihtılali) sırasında hâlâ Tıp Fakültesi'nde öğrenciydim. Cniversitelerde, akademisyenler- den bir grubun öbürierini gammaz- layarak 141 öğretim üyesinin va- tan haini (!) olduklan gerekçesiy- le atıldıklaruu öğreniyorduk. Hocalann, çoğunlukJa birbirle- nni sevmediklerini, firsat bulduk- ça arkalanndan konuştuklannı bi- lirdik. Özellikle, otoriteyi ellerine geçırenler, altlanndakileri köle gi- bi kullanmayı, çantalannı taşıtma- yı, koskoca adamlara ellerini öp- türtmeyi hak görür, yıllar yılı do- çent bıraknklan sınıf arkadaşlan- na herkesin içinde bağınrlardı. Genç ruhumun isyanı, bunu ya- panlara değil, hak etmedikleri bu davranışlan sineye çekenlereydi. Pekçok değerfi ögretim üyesinin o dönemde, kadro dışj ve işsiz bıra- küışı karşısında kaç kişinin tepkisi oldu acaba? Bütün bu insanlar da- ha sonra geri döndüklerinde. gi- derlerken suskun kalanlar yüzferi- ne nasıl bakülar?- Daha sonrakı yıllarda da özellik- le, 12Eylülertesinde, 1402'likolan ne değerlere acı çektinldi. Önce birkaçı, sonra ardından gelenler, sonra öbürleri... Çoğu, birbirinden değerli, yerleri doldurulamayacak genç, birikimli, gözleri pariayan, ge- leceğin yıldızı olacak nitelikte, dü- şünen, yazan, Türkiye'ye demok- rasiyi getirmeye çalışan, evrensel düzeyde beyinler, yürekler... Onla- nn da ardından, eli kolu bağlı kal- dı arkadaşlan. Çoluk çocuk sahi- bi bu genç insanlann çoğu, yıllar- ca geçim sıkıntısı çekti, sonra, tıp- kı 141'lerde olduğu gibi, birçoğu geri döndü ve bıraktıklan yerden, akademik yaşama katkılannı sür- dürdüler. Bu ülkede, ister akademisyen is- ter sanatçı-aydın, kafası, gözlen, yüreği ileriye bakan ne çok insa- nın canına kıydık; onlann ruhlan- nı, bedenlerini incittik. acıttık, ez- dik, tutukladık, hapislere atuk. Hem de onlann çoğu Mustafa Kemal Atatiirk'ü en iyi anlamış ve sevmış ardıllan olduğu halde, hem de bu güzel ülkeye büyük ve akılcı bir sev- giyle bağlı olduklannj yazılanyla, sözleriyle, yaşamlanyla kanıtla- dıkJan halde... Bu satırları yazarken usuma binbirçağnşım geliyor. Sevgjli Sa- bahattin Eyüboğtu'nun. Magdf nın, Azra Erhat'ın, Vedat Günyol'un "gfcrfi örgüt kurma" sanıklan ola- rak apar topar hapishaneye götürü- lüşleri, aylarca tutuklu kalışlan, ar- dından, türkıye'nin en öndegelen aydınlanndan biri olan Eyüboğ- lu'nun yüreğinin duruşu, gen ka- lanlann hüzünlü, sitemli ama hiç- bir şey olmamış gibi yaşamlannı sürdürmelen... Daha nice nice ci- nayetler, işkenceler, sindirmeler, hepyokyere... Bence, bu acı öyküler.genclere bir ders konusu olarak işlenmeii, ev- rensei insan haklan dersinde ve yurtseverlik adı altında hasta kafa- İann, bir ülkenin gelişmesine ne dentizararvmtoJlecekJeriörnekier- le anlaülmah-. Hep düşönüyorum,dünyanm her yerinde, her zaman, giderek cana- vartaşan,insanhktan çıkanvesonun- da hem kendi halkını hem de dün- yayıwk etmenin eşigine getiren dflc- tatörler olageimişrir. Bunlara, can- lan pahasına ba/ı küçük ama yü- rekli insan grupları karşı çıkrruş, oradan oraya koşup Ötekilcri uyar- mış.yaklaşan tehükeleri anlatıp di- renmeierini, izin \ernıemelerini an- latmış.. ama asla başanh olama- mış, doludizgin gidişi engelle>eme- mişierdir. Halklann, eskilerin dediği gibi, "kerametikendindenmenkul" dik- tatörlerin peşınden sürüklenışi, bı- lim ınsanlannın ınceleme konula- nndan biri olsa da, bu konuda ko- ca koca kitaplaryazılsa da, tanh dur- madan yineleniyor. Başkan Bush'un, tuhaf bakışla- nyla savaş tamtamlan çalan ko- nuşmasım ayakta alkışlayan sena- törlenn, ABD halkına ve hatta AB ve dünya halklanna \ermekte ol- duklan korkunç ilefıyi görmezden gelmek olanaksız. Yenı bir dikta- törün yaratılışını an an izliyorsunuz. Etrafinda bir duvar oluşmuş, artık ona uzgörü sahibı halkının. dünya halklanrun banş iletilerinin ulaşma- sı, bunlann akılla değerlendirilme- si olanaksız... Aynı garip oyun, dün- yada ve ülkemizde farklı ölçekler- de oynanmıyor mu? YÖK'ten yanaysamz başınıza gelmiş tiranlara itaat ediyor. her türlü hukuk dışılığı sorgulamadan onaylıyor, kıyımlara karşı çıkmıyor- sanız Atatürkçüsünüz, aksi halde siz, hem anti Atatürkçü hem de "hain"siniz. Gel keyfım gel... Ne kolay bir yargılama ve damgalama! Pekiyi ama, suç kımde karde- şim, bir uçta, "demokrasMnsan haklan-hukuk" dedığimız siste- min dışına çıkmış, kurgusu bozul- muş, giderek gücünü şıddette yük- seltmiş diktatörler. tiranlar, çevre- lerini sarmış bir a\ııç ego gelişti- rici, gerçeklen duyurmayan, onla- n yapay besınlerle besleyenler kı- yımlannı sürdürmekte. bir yanda küçücük gruplar, tüm nefesleriyle "Direnin. direnin. hukuku istevin. hakkmızı aravın!^" çığlıklan at- makta... Ya aradakiler, o, esen rüz- gâra göre bir sağa, bir sola eğilen, her zaman kaba güçten, yetkileri- ni hukuk dışı, ınsanlık değerleri dı- şı kullanandan yana olan ve hep su- san, onaylayan koskoca kitleye ne demelı? Onlar, o küçük küçük bek- lentileri; yükselnlme, atanma, yurt- dışına gitme. ders saatlerini artrır- ma gibi minıcik, kışisel çıkarlan için sessiz kalan binler, onbinler, mil- yonlar... Kendi kendilerine olduk- lannda, diktatörler, tiranlar, baskı- cılariçin mangalda kül bırakmayan.. ama, büyük yerden doğru-yanlış emir geldığinde, otomatiğe basıl- mışçasına, hiç ama hiç sorgulama- dan, hamasi sloganlara imza atan, toplaşıveren "sahibinin sea" binler, onbinler... Bence derdimiz sorunumuz on- larla. Eğer demokrasıyi, hukukun üstünlüğünü, özgürlük ve eşitliği, evTensel insan haklaruu, tüm dün- yaya, tüm kurumlanmıza.. hele he- le düşüncenin, sanatın, felsefenin, edebiyatın, buluşlann, yeni ve çağ- daş insanın yeşereceği akademik ya- şama egemen kılabilmemiz için, susmak ve kabullenmek yerine, hep birlikte konuşup tartışmak, en ıyıyı, en doğruyu şimdiki suskun kitlelerle birlikte bulmak zorunda- yız. Tam da bunlan düşünürken, Ünıversite Yasası üzerinde çalıştı- ğımız bu sırada, Prof. Dr. t Ikü Az- rak, Shakespeare'ın bir sözünü anımsattı. "Romahlar. koyunlaş- masavdı, Sezar Kurtkşamazdı!" Işte anlatmaya çabaladığımız tam da buydu dostlar! 21. yüzyılda, bizler, hâlâ koyun- laşmaya devam edegeldikçe, başı- mıza, bilimkurgu fılmlerinden çık- mışçasma, kurt-adamlaşmış 'güce tapan"lar gelip duracaktır. Kurt- lan üretmek, sırtımızdan, canımız- dan ve kanımızdan beslemek iste- miyorsak, biz de koyunlaşmaktan, "sahibin sesi" ya da "konu manke- ni" olmaktan vazgeçip özgüvenı- mizi kazanmalı. sorgulayan. tartı- şan, düşündüklerimizi korkmadan açıklayabilen, çözümün içinde yer alan "büuıçfiyurttaşlar"çoğıınlu- ğu olabılmelıyız. Başka çıkar yol yok! KOOP-C'DEN DUYURU 11-13 Nisan 2003 tarihlerinde ÇANAKKALE-ASSOS (Assos Ören Yeri, Truva Ören Yeri, Abide, Şehitlikler ve Namık Kemal'in mezarını ziyaret) kültür turundayız. TİYATRO ••• OTEL İRİS 2 Gece 3 Gün Yarım Pansiyon Iki kişilik odada kişi başı: 140.000.000.-TL Tek kişilik oda: 160.000.000.-TL Çocuk: 115.000.000.-TL Daha geniş bilgi için lütfen aşağıdaki numaraları arayınız. Tel: (0212) 520 21 91 - 92 Faks: 520 50 23 E-mail: Cumhuriyet@cumhuriyetmahallesi.com.tr İSTAJVBUL 1. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ 2003'106 VasiT. HastahğısebebıyleFethıRuhıOğuz,mahkememizin2003 106 Esas, 2003 88 Karar sa>ılı ilamı ile vesayet altına alınmış olup, kendisine oğlu Tayfun Oğuz'un vasi tayinine 19.03.2003 tarihinde karar verilrnıştir. tlan olunur. Basın: 13323 BİR ÇÖKÜSÜN GUIDURUSU(TAVŞAN TAVŞAN) Her Cuma-Cumarfesi: 20.30 Pazar: 18.00 Yazan: Coline S«rr*au, Çcviren: Çctin İ^ekhaya y*n«ten; M«jfin Kııtnitıyt Deker-Koıtüm: Ciirel İontın, Dramaturgj: Gtkhan »kçura l;ık: VMI<MI Aym», Yönetmen Vrd: Şafak Eruyaf-Zeync^ Oıit»- Ut İifiMt, <J Çocuk Oyunu <> AMAN AMAN Her pazar saat 12.00 İazın: V*lk«r Udwi§ n Grift tkihi Çevireo «Yöneten: Netrin Katankaya Dekor-Kıstüm: Özkan Sekulu, Ifik: Vüfcsel Aymaz Sıraselviler caddesı No.70 TAKSİM Gışe-Rezervasyon: 0 (212) 245 44 60 - 244 52 03 Fax: 0 (212) 252 30 82 e-maıl: pera@peraguzelsanatlar.com.tr fiSVİCHHASttNBİ PENCERE Yoksa Öldü mü insan?.. Sabah erkenden televizyona dokundum.. Savaş!.. Bir yandan çay içip tereyağı ekmek yiyerek öte yandan savaşı seyretmek, Küreselleşme süreci teknolojisinden insana bir armağan mı?.. Uçak gemileri, füzeler, yerinden yurdundan olup yollara dökülmüş göçmenler, duygusuz televizyon sunuculan, ölümle burun burunayoksul insanlar... TV sunucusu, uzmana soruyor - Savaşın zamanlaması nasıl?.. - Tam zamanı!.. • Tam zamanı mı?.. Bahann eli kulağında, ağaçlara su yürüyor, ha- vada bir kuş kanat çırpıyor... Cahit Külebi'nin şiirindeki gibi: "Havalar güzel gidiyor Sen de çiçek açtın erkenden Küçük zerdali ağacım, Aklın ermeden. Karyine başladı yağmaya Küçük zerdali ağacım Ne soran ne arayan bulunur İnsan naçar kalmaya" Televizyondaki füzeler, patlamalar, bombalar, tanklar, silahlar... Küreselleşme sürecinde televizyonun başında çay içerken tereyağlı ekmek yiyip savaşı izleyen gü- nümüzün insanı utanmıyor. • Oktay Rrfat'ın şiiri: "Ekmek dizimde Yıldızlar uzakta ta uzakta Ekmek yiyorum yıldızlara bakarak öyle dalmışım ki sormayın Bazen şaşınp ekmek yerine Yıldız yiyorum" Sen şu insanın düşkünlüğüne bak!.. Sanki TV'de futbol maçı izler gibiyiz... Oktay Rifat'tan bir şiir daha: "Uçaklar gelecekmiş Korkum yok benim Kâğıt gemilerim Kurşun askerlerim hazır Hem bunlar bozulursa Babam yenilerini alır" • 'Küreselleşme' yoksul Ortadogu insanına sava- şı taşıdı; şimdi televizyonun başında çayımızı yu- dumlarken bir de Cahit Irgat'ı okuyalım: "Sen ölmüşsün, ölmüşsün Tabancasız, tüfeksiz, Sen ölmüşsün çocuğum, Evsiz barksız ekmeksiz. Şarkılanm denizdendir, güldendir Şarkılanm insandandır çocuğum Çamurdandır, hamurdandır, sudandır, Mayadandır, ekmektendir, sendendir. Kaderindir yaşayan, Sen ölmüşsün çocuğum." • Eskiden savaş bilinçsiz körterin kavgasıydı; oy- sa 21 'inci yüzyılın küresel savaşı kör kör parma- ğım gözüne, artık herkes cinayetin gerekçesini bi- liyor. Peki, insanlığın yoksula karşı petrol savaşını te- levizyondan izlemesi çağdaş uygarlık mı?.. Yoksa öldü mü insan?.. Bakırköy Kitap Günleri İMZA GÜNÜ Sönmez Targan, Fazilet Çulha, Mine Ergen, Hüseyin Kıvanç Yer : Bakırköy Belediyesi Kültür Merkezi Tarih : 21 Mart 2003 Cuma günü Saat : 15.00-18.00 Basın Enstitüsü Derneği Gazetecilik Sertifika Programı TURK MEDYASINI DAHA İYİ GAZETECILERE IHTIYACI VAR. Program: Yer: Boğaziçi Üniversiresi Kampüsü Tarih: Ders ve Seminerlerden bazıları: Türkiye'yi daha açık bir toplum haline getirecek ve Türkiye'de ifade özgürlüğünü artıracak erken medyadır. Türk medyasının kalitesini artırmak, etik ve profesyonel bakış açısını geliştirmek için şimdi medyanın daha iyi gazetecilere ihriyacı var. Kariyerinde daha hızlı ilerlemek ve gazetecilik alanında kendini geliştirmek isteyen tüm genç gazetecileri 'Basın Enstitüsü Derneği Gazetecilik Sertifika Programı'na çağınyoruz. Türk ve dünya basın tarihinın en önemli gazetecileri ve akademisyenlerinin eğitmen olarak katılacağı 'Basın Enstitüsü Derneği Gazetecilik Sertifika Programı', ülkemizdeki medyanın geleceğine hizmet edecek geniş kapsamlı bir gazetecilik eğitim programıdır. Son başvuru tarihi : 24 Mart 2003 Başvurularınız için : basvuru@tbed.org (0212)224 95 1315 KUTLAMA Spor Servisi'nden arkadaşımız ALİ ABALI ikinci kez dede oldu. Abalı ailesini kutluyor, Selin'e sağlıklı, uzun bir ömür diliyoruz. CUMHURİYET SPOR SERVİSİ Basın Enstitüsü Derneği Gazetecilik Sertifika Programı için totılımabr diçbi UŞAK İZALE-İ ŞÜYU SATIŞ MEMURLUĞU GAYRİMENKU- LUN AÇIK ARTIRM\ İLANI SA>1 2003-1 Esas Satılmasuıa karar \enlen gavnmenkulun cuısı. kjvinetı. adedı ve e\safı Uşak Susuzören köyü HAcım yolu me\- kımde 1205 parsel 16 60€ m2 tarla olup değen 6 4"9 195 800 TL a\m ko> degırmen volu me\kımde 2353 parsel " 000 m2 tarla olup degerı 2 "12 191 000 TL a>nı kö> Teğen Şukranne Yolu meNtaınde 13^9 parsel 14 700 m2 larla olup değen 5 73" 601 100 TL ayru köv avtıı me\kıde 1 "35 parsel 24 ÎOO m2 mıktarh tarla olup değen 9 406 543 300 TL avnı kö> Mehrı >olu mevkıınde I""5 parsel 10 900 m2 tarla olup degen 4 254 411 "00 TL aynı köy Uşak yolu mevkıınde 483 parsel 1 600 m2 tarla olup değerı 1 881 000 000 TL a\nı koy Hacım >olu mevkunde 1180 parsel 2 200 m2 tarla olup değen 1 149 500 000 TL bu pareeller 2 sınıf kuru tanm arazılendır. a\lu kö\ Kövıçı mevkıınde 2^1 parsel tamamı 395 m2 ve üzennde ıkı adet altlannda ahır \e samanllk bulunan kerpıç >apılı ıkı katiı e\ler me\- cuttur. ev \e samanlıklar ahırlar kerpıç vapı. çamur harçlı kapı \e pencerelen ahşap \e kıremıt örtûlü yaklaşık 50 yıl- hktır. değen 3" 000 000 000 TL 'dır Saüş şartlan 1 Satış 25 04.200? mın ve saat 09 00'dan 11 30'a kadar UŞAK \DLh'ESt SLXH HLKLTC MAHKEMESİ DURUŞNLA SALOMJNDaTaçık artırma suretıyle yapılacaktır Bu artır- mada tahmın edılen kıVTnetm O o75'uıı ve rüçhanlı alacakJılar \arsa alacaklan mecmuunu \e satış masraflartnı geçmek sanı ıle ıhale olunur Boyle bir bedelle alıcı çıkrnası en çok anıranın uahhüdu bakı kalmak şartıvla 05 05 2003 gflnu i\m ver ve saatlerde ıkıncı drtırmaya çıkanlacaktır Bu arîırmada da bu mıktar elde edılememışse ga>Timenkulun en cok anıranın taahhudu saklı kalmak üzere artı/ma ılacmda göstenlen muddet jonunda en çok artırana ıhale edılecek- tır Şu kadar kı anırma bedelırun maiın tahmın edılen kıymetuıın o o40 ını bulması ve satış ısteyenm alacaına rüçhanı olan alacaklaruım toplamından fazla olması ve bundan başka paraja çevırme \e pavlaştırma masraflannl geçmesı la- zımdır Bo>le fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebı düşecektır 2 ^nırmava ıştırak edeceklenn tahmın edılen kı\- metın o o20'-,ı nıspetmde pev akçesı \eva bu mıktar kadar mıllı bir bankanın temınat mektubunu vermelen lazımdır Satış pesın para ıledır. alıcı ıstedığınde 20 günü geçmemek uzere mehıl venlebtlır Tellalıve resmı. ıhak pulu. KDV bedelı tapu harç \e masraflan alıcıva aıtlır Bınkmış vergıler satış beddınden odenır 1 lpotek sahibı aiacaklılarla dı- ğer ılgıiılenn l *) bu gaynmenkul üzenndekı haklan hususıjle faız ve masrafa daır olan ıddıalann da> r artağı belgeler ıle on beş gün içinde daıremıze bıldırmelen lazımdır \ksı takdırde haklan tapu sıcılı ıle sabıt olmadıkça pavlasma- dan hanç bırakılacaklardır 4 lhaleve katılıp daha sonra ıhale bedelını vatırmamak suretıvle ıhalenın feshıne sebep olan tum alıcılar ve kefîllen teklıf ertıklen bedel ıle son ıhale bedelı arasındakı farktan ve dlğer zararlardan ve aynca temerrut taızınden muteseUılen mesu! olacakiardır Ihale farkı ve temerrut faızı aynca hükme hacet kalmaksızın Da- ıremızce tahsıl olunacak hu tark varsa oncelıkle temınat bedelınden alınacaktır 5 Şarüıame. ılan tanhınden ıtıbaren herkesin görebılmesı ıçın daırede açık olup masrafı venldıgı takdırde ısteyen alıcıya bir ömeğı göndenlebılır 6 Satışa ışlırak edenlenn şartnameyı gormüş ve münderecatını kabul etmış sayılacaklan. başkaca bılgı almak ısteyen- lerm 2001 1 e^as savılı dosva numarasıyla Memurluğumuza başvurmalan ılan olunur 0"7 03 2003 (*) Ilgılıler tabınne ırtıfak hakkı sahıplen de dahıldır NOT işbu satış ılanı tum pavdaşlan da tebhge çıkartılmış olup teblığ edılemeyenlere de teblıg nıtelığındedır Basm 11358
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear