23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 MART 2003 SALI DİZI DokuzEylülÜniversitesiRektörüPwfDr. Alıcı, Yükseköğretim YasaTasansı'nınbirçokeksiğiolduğunu belirtti Zamansız,ğ bir tepki tasansı FİGENAIALAY Dokuz Eylül Üniversitesi Rek- törü Prof. Dr. Emin Ahcı, Yük- seköğretim Yasa Tasansı'ru "Za- mansaz, gereksizbir tepki yasası" olarak degerlendirdi. Ahcı, tasarı ve üniversitelerin sorunlan hakkındaki sorulanmı- zı şöyle yanıtladı: -Yeni 'Yükseköğretim Yasa Tasansı'nı nasıl değerlendiri- yorsunuz? Alıcı: Zamansız, gerek- siz bir tepki yasası. Bir- çok eksigj mevcut Güve- nilir değil. - Sizce YÖK gerekli mi? Değil ise nasıl bir sistem olmab? Abcı: Üniversitelerarasmda bağ- lantılann kurulması ve ortak hedef- lerin koordine edilmesi gerekir. - Üniversitelerin en önemli so- runlan neler? Nasıl çö- zfimlenebilir? Abcı: Üniversitelerin en önemli sorunlarınm başında "Ekonomik so- runlar''gelmektedir. Di- ğer öncelikli sorunlara gelince; • Eğitim konusunda bilgisizlik. • Öğrenciye değer verilmemesi. • Çalışma Kültürü eksikliği. • Araştırma Kültürü eksikliği. - Üniversite kapısı önünde bek- leyen yüz binlerce genç için na- sıl bir çözüm önerirsiniz? Abcı: Üniversite kapısında bek- leyen yüz binlerce genç ve üniver- site kapısından çıkanyüz binlerce genç için çözüm; ancak üretimin arttınlması, ınsan kaynaklannın planianması yoluyla eğitimin ana kucağından başlayarak yeniden şekillendinlmesi ile mümkün olabilir. Kocaeli ÜniversitesiRektörü Prof. Dr. Baki Komsuoğlu Cumhuriyet için yazdı Küreselleşme, eğitimi baltaladıKüreselleşme, birtaraftan uluslararası ticaretı geliştirirken, diğer taraftan bilgi ve bilgiye erişim teknolojilerinin de hızla artmasına ve yayılmasına neden oldu. Bugünlerde yararlan yönünden tartışmanın odak noktasında olan küreselleşme; zengini daha zengin, fakiri daha fakir kılan bir sistem gibi görülmeye ve değerlendirilmeye başlandı. Eğitim projeleri de küreselleşmeden ve rekabetten etkilendi. Dış yardım alan bazı gelişmekte olan ülkeler, eğitim reformu yapabildiler; ama küreselleşme, dünyanın büyük bir bölümünde yarar getirmedi. Küreselleşmenin eğitim ve araştırma ile ilgili ilk sonuçlan, ABD'de oldu. tletişim hızlandı. Eğitim ve araşürma yapmak amacıyla yeni üniversiteler kuruldu, yeni teknolojiler geliştirilerek toprak sahiplerine aktanldı ve tanm verimliliğinin artmasıyla da yüksek teknolojık devrim gerçekleştirildi. Böylece Ar-Ge'ler daha da güçlendi. Küreselleşme süreci, ancak eğitimde sağlanan gelişmelerle desteklenebilir görülüyor. Ancak, bilgi piyasasının egemenliği, yoksullar ve eğitimsiz kesimler için büyük tehJike oluşturabilir ve bu kesimlerin sistemin yaratacağı eğitsel nrsatlardan yoksun kalmasına neden olabiür. Ülkeler ve aileler, ekonomik zenginlikteld uluslararası artıştan yararlanamadıklan zaman bilgiye dayalı ekonominin sağlayacağı temel eğitim firsat ve olanaklanna da sahip olamazlar. (UNESCO, 2000). Fırsat esttliğl Küreselleşmenin yayılım alanlannda eğitimi sürekli "kritik eşjkte" tutma çabalan da kayda ve düşünmeye değer görülmektedir. Diğer taraftan ticaret kavramı o kadar ileri gitmiştir ki bireyin toplumsallaşması, vatandaş olması ve fırsat eşitliğinin sağlanmasında temel işleve sahip olan üköğretim okullannın bile paraü hale getirilmesi önerilmiştir. Okullann ücretli olması halinde. B,ilgi ve bilgiye erişim teknolojilerinin de hızla artmasına veyayılmasına neden olan küreselleşmeden eğitim politikaları da etkilendi. Dış yardım alan bazı ülkeler, eğitim reformu yapabildiler, ama küreselleşme dünyanın büyük bölümüneyarar getirmedi. Bilgi piyasasmın egemenliği, yoksullar ve eğitimsiz kesimler için büyük tehlike oluşturabilir ve bu kesimlerin sisteminyaratacığı eğitsel firsatlardan yoksun kalmasına neden olabilir. Küreselleşmeninyayılım alanlannda eğitimi sürekli 'kritik eşikte' tutma çabalan da kayda değer görülmektedir. bilim kültürunü yaratmak, demokrasiyi yerleştirmek, sosyal adaleti ve firsat eşitliğini sağlamak istenilen ölçüde olanaklı olmayabilir. Unutmamak gerekir ki evrensel, zorunlu, ücretsiz eğitim, insanlığın en büyük toplumsal buluşudur. Özerk üniversite sorunu Gelişmekte olan ülkeler, küreselleşmenin zararlannı en aza indirmek ve gelişmiş ülkelerle kendileri arasmdaki gelir uçurumunu azaltmak için öncelikle bilgi ve teknoloji uçurumunu kapatmak zorundadır. Bunu başarmanın yolu da eğitim ve yannm politikalanndan geçer. TürkiyeYJe eğitim harcamalanna aynlan pay bu haliyle devam ederse (bütçeden aynlan pay 2.2; Türkiye, eğitime aynlan pay sıralamasında dünyada 130.) bilgi ve teknoloji uçurumu da gittikçe artacaktır. Gelişmekte olan ülkelerde, özellikle gelecek kaygısı olan başanlı gençler, bu İasıtlamalar nedeniyle tek bir düşünceye bağlanıyorlar: Gelişmiş ülkelere göç etmek. Bu başanlı, elit gençlerin kaybı, ülke kaynaklannın en büyük israfı olmaktadır. Işsizlik, yoksulluk, ülkelerinde geleceği görememek, daha iyi bir eğitim hayali; ulus değerlerinin ve kimliğinin de erozyonuna neden olmaktadır. Küreselleşme, devlet ve üniversite arasındaki ilişkilerin yeniden değerlendinnesini zorunlu kıknaktadır. Devlet ve üniversiteler arasındaki değişen ilişkiler çerçevesinde üniversite özerkliği sorunsalı, pek çok ülkede üzerinde yoğun taruşmalann yürütüldüğü bir alandır. özerklikle yakından ilgili diğer bir kavram da kamuya hesap verebilirliktir. Üniversitelerde kamusal hesap verme TARTIŞILIYOR yükümlülüğüne ilişkin uygulamalar, siyasi etkinlik yönünde kullanıldığmda özerklikle çelişen boyutlan içennektedir. Diğer taraftan, üniversitelerin küreselleşmeden etkilenmeleri aşağıda belirtilen noktalarda toplanmaktadır: • Üniversitelerin araşürma ve eğitim gündemini ekonomiye bağımlı kılan, • Devlete daha çok hesap verilmesini talep eden, dolayısıyla kurumsal özerkliği sürekli aşınan, • Sunulan eğitimi kişisel mala dönüştürme eğilimi taşıyan, • Toplumsal adalet yerine, etkinliğe vurgu yapan uygulamalan içennektedir. Bu bağlamda ülkemiz üniversitelerinin kurumsal hesap verme sorumluluğu ve özerklık ilişkisi; anayasada ifadesini bulan Atatürk ilke ve devrimleri ile ulus- deviet temeline dayalı bilim, demokrasi ve sosyal adalet çerçevesi içerisine yani ulusal bir kimliğe oturtulmahdır. îşte o zaman üniversiteler kamusal hesap verme ilkesi çerçevesinde özerk bir konuma sahip olacaklanndan çağdas ülkeler düzeyine ulaşmak da daha kolay gerçekleşecektir. Bu görüşten hareketle, son günlerde dozu daha da artarak tartışılan ve Milli Eğitim Bakanı tarafından kamuya açıklanan yeni üniversite modelinde son derece dikkatli olunması gerekmektedir. Hedefler aşağıdaki gibi oluşmalıdır: 1- Devletin ve diğer toplum kesimlerinin rolü en az düzeye indirilmelidir. 2- Eğitim, ulusal bir birliktelik ve kimlik ruhu taşımahdır. 3- Eğitim, anaokulundan doktoraya kadar bir bütün olarak görülmelidir. 4- Yüksek kalitede eğitim standardı oluşturuhnalıdır. 5- Ûniversitelerin kurumsal altyapılan düzeltilmeli, daha etkin hale getirilmelidir. 6- Üniversitelerde temel araştırmalar, kaynak yaratılarak her şeye rağmen hızlandınlmahdır. 7- Telekomünikasyondan tanm sektörüne, bilgisayardan füzeye kadar yeni veya ülkede olmayan teknolojiler için ciddi altyapı yatınmı yapılmalı, kurumlar ve üniversiteler buna göre organize edümelidir. 8- Devletin ana rolü; toplumu, ekonomiyi, eğitimi daha verimli ve etkin olarak düzenlemek ve düzenlenen sistemin işlemesini sağlamak olmalıdır. Üniversitelerin kullanabileceği esnek bir ekonomik sistem yaratılmalıdır. Devlet, hedeflerde ve geleceğe yöneük projelerde rol üstlenmelidir. Bu bilgilerin ışığında ülkemizde yapılmak istenilen eğitim reformu, yukarda önerilen şablona oturtulursa bir anlam taşıyabilir. Esicl hatalar tekrarlanmasın 11.10.1934 tanhınde kabul edılen ilk üniversite kararnamesinden sonra 1946 yılında 4936 sayılı kanun ile birlikte 8 üniversite tasansı hazırlanmış ve bunlardan 4'ü kanunlaşmjştır. Her 10 yılda bir yeni kanun tasansına gerek duyulması ve 4936 sayılı kanun dışında kalan diğer 3 yasanın müdahalelerden sonra çıkması son derece düşündürücüdür. Yeni bir üniversiteler yasasının söz konusu olduğu bugünlerde, eski hatalan tekrarlamamak için çok iyi düşünülmüş, planlanmış ve uygulayıcılann onayını alan bir çerçeve kanunu çıkanlmahdır. Bu ana ilkeleri içerecek kanun, hem küreselleşen dünyayı kucaklayabilmeli ve varsa kötü etkilerinden koruyabilmeli hem de rekabet edebilir bir üniversite modeli oluşturabihnelidir. Yarın: işık üniversitesi BAŞSACLICI istanbul Yüksek Ticaret ve Marmara Üniversitesi Iktisadi idari Bilimler Fakültesi Mezunlan Demeği İstanbul Şube Başkanı Sayın SAFFET AÇIKGÖZ'ün babası FAİK AÇIKGÖZ17.3.2003 tarihinde vefat etmiştir. Başkanımıza ve ailesine başsağlığı dileriz. İstanbul Yüksek Ticaret ve Marmara Üniversitesi İtctlsadl İdarl Bilimler Fakültesi Mezunlan Dernefl TEŞEKKUR Ameliyatımı başarı ile gerçekleştîren, beni sağlığıma kavuşturan Doç. Dr. C. Asım Kutlu Dr. Mehmet Ali Bedirhan Ve Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi Üçüncü Cerrahi Bölümü'nün bütün doktorları ile hemşireleri ve personeline sonsuz sevgi ve saygılarımla teşekkür ederim. DURSUN ALİ ÇEMBERCİ KUŞADASIİCRA MÜDÜRÜRLÜĞÜ'NDEN DosyaNo: 2001/4815 Alacaklı: T. Vakıflar Bankası TAO Vekili Av. Mahmut Kazancıoğlu Borçlu: Mustafa Aydoğdu (Belkoop Çağdaş K.3 D.5 Kusadası) Borç: 2.806.709.918.-TL. asıl alacak, 371.187.387.- TL. Işlemiş Faiz, 35.000. 000.-TL. ihtar masrafi alacagın 06.09.01 tarihinden itibaren % 180 faiz, faizin % 5 BMV icra giderleri ve vekâlet ücreti ile birlikte tahsili Borcun sebebi: 14.09.2001 tarihli Bankomat 7'24 Kredi Kartı Üyelık Sözleşmesi Kuşadası 1. Noterliği 16.08. 2001 tarih 9722 yevmiye no'Iu ihtarnamesi Yukanda bilinen en son açık adresi yazılı borçlu Mustafa Aydogdu hakkında yapı- lan icra takibinde borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ edilememiş ve yapılan za- bıta araştırmasında da adresi meçhul kalmış olduğundan ödeme emrinin ilanen tebli- ğine karar verilmiştir. Işbu ödeme emrinin tebliği ilanen tembliği tarihinden itibaren borcu ve takip masraflannı 22 gün içerisinde ödemeniz (teminatı vermeniz), borcun tamamına veya bir kısmına veya alacakhnın takibat icrası hakkına dair bir itirazınız varsa senet altındakı imza size ait değilse yine bu 22 gün içerisinde aynca ve açıkça bildirmeniz aksi halde icra takibinde bu senedin sizden sadır olmuş sayılacağı, imza- yı reddetmediğiniz takdirde mercii önünde yapılacak duruşmada hazır bulunmanız buna uymazsamz vaki itirazınızın muvakkaten kaldınlacağı senet veya borca itirazı- nızı yazıb veya sözlü olarak icra dairesine 22 gün içerisinde bildirmediginiz takdirde aynı müddet içinde borç ödenmez veya ıtiraz edilmez ise cebn icraya devam olunca- ğı ilanen tebliğ olunur. Basın: 11776 ÇORUM1. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 2002/581 Davacı S.S. Ufuk Arsa Konut Yapı Koop. vekili Av. Tufan Köse taranndan davahlar Hacı Mehmet Öz ve ark. aleyhine mahkememize açılan ortaklığın gideril- mesi davası ile ilgili olarak; Tüm aramalara rağmen açık adresleri tespit edile- meyen davalı Kecla Kesgin'in duruşmanın atılı bulun- duğu 26.03.2003 günü saat 09.45'te mahkememizde hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettir- mesi gerekmektedir. Aksi takdirde duruşmalann yok- luğunda sürdürüleceği ve karar verileceği hususu ila- nen tebliğ olunur. 24.02.2003 Basın: 10224 DÜZELTME 15.03.2003 tarihli gazetemizde (Basın No: 11863) ile yayımlanan BASlDAV - Basisenliler Dayanış- ma ve Yardımlaşma Vakfı'nın ilanmda Bilanço bö- lümü başhğında "Gelir-Gider Tablosu", Gelir-Gi- der Tablosu başlığında da "Bilanço" adı yanlışlık- la ters olarak yayımlanmıştır. Düzeltiriz. ANKARA17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 2001'500 Esas 2002/761 Karar Davacı Neslihan Duran taranndan davalı Murat Duran aleyhine mahkememize açı- lan boşanma davasında verilen karar gereğince: Davanın kabulü ile Ordu ili, Akkuş ilçesi, Yolbaşı köyü, C. 43, H. 43'te nüfusa ka- yıtlı, Ahmet ve Saliha'dan olma, 13.04.1974 doğumlu Neslihan Duran ile aynı yer nüfusuna kayıtlı, Cemal ve Mevlüde'den olma, 1.1.1972 doğumlu Murat Duran'ın boşanmalanna, Taraflardan olma, 15.3. 1996 doğumlu Metehan Duran'ın velayetinin davacı anne- ye verilmesine, taraflar aynı yer ve şehirde oturduklannda her hafta sonu cumartesi günü ile dini ve milli bayramlann 1. günü saat 09.00 ile 19.00 arası, taraflar aym yer ve şehirde oturduklannda her senenin ağustos ayının 1. günü saat 09.00 ile 31. günü saat 19.00'a kadar küçüğün davalı babası ile birlikte olmasına, şahsi münasebetin bu şekilde tesis ve devamına, Tedbir nafakası, maddi ve manevi tazmınat talebinden davacı vazgeçtiğinden bu konu ile ilgili davanın reddine, Küçük Metehan için dava tarihinden basjamak üzere aylık 80.000.000 lıra tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, mevcut nafakanın karann kesin- leşmesinden sonra iştirak nafakası olarak devamına dair verilen karar davalı Murat Duran'a ilanen tebliğ olunur. 07.03.2003 Basın: 11831 ÇUMRA KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1973/81 Karar No: 1999/4 Mahkememizin yukanda esas ve karar numarası ya- zılı dava dosyasında verilen hüküm kesinleşmiş olup Çumra ilçesi Alibeyhüyüğü kasabası hudutlannda kâin 2721 parsel sayılı taşuımaz hakkında karar verilmediği bu parsel yüzünden de karann hüküm kısmına aluıması davalılardan Mustafa Bayındır tarafından talep edil- mekle dosya Çumra Tapu Sicil Müdürlüğü'nden istenil- miş olup mahkememizin 30.09.2002 tarih ve aynı esas ve karar sayılı ek karan ile dava konusu Alibeyhüyüğü kasabası 2721 parsel sayılı taşınmaza yönelen davanın açılmamış sayıhnasına, Alibeyhüyüğü kasabası 2721 parsel sayılı taşınmazın yapılan ilk tespit ve komisyon karan gibi toplam 2 pay kabul olunarak 1 payının Meh- met oğlu 1932 doğumlu Ahmet Bayındır ve 1 payının da Mehmet oğlu 1934 doğumlu Mustafa Bayuıdır adla- nna tapuya kayıt ve tesciline, karar kesinleştiginde dos- yarun tomanyla Çumra Tapu Sicil Müdürlüğü'ne gön- derilmesine karar verilmiş olup karar müdahillerden Recep Özbakır, Fadim Karakaya ve Süleyman Mutlu'ya ölü iseler varislerine karar tebliği yerine geçmek üzere işbu ilanın ilan tarihinden itibaren 7 gün sonra baş- lamak üzere 15 gün içinde temyiz editmediği takdirde kesinleşeceği ilan olunur. Basın: 10118 SALI ORHAN BURSALI Karar1998f dealındı (Amerikan YüzyılıProjesi) Bu Kiıii ve iğrenç savaş ya da saldın, ta 1998'da hazırlandı. Kim mi hazırladı? Bakın kimler. 1997 yılında "Project for The NevvAmerican Cen- tury (PNAC)" adlı Think-Tank gaıbu, "Yeni Ameri- kan Yüzyılı Projesi" (*) hazırladı. 2000- 2100 yıllannı Amerika'nın dünyada mutlak egemenliğini sağlayacak görüşfer ve öneriler geliş- tirmekiçinoluşturulan buThinkTank'cigurup, ilköne- risini bir mektupla 1998'de Clinton'a sundu: SAD- DAM DEVRİLMELİ ve BM ile (Birleşmiş Milletler) IÜŞKİLERDE RADİKAL DEĞİŞİKÜK yapılmalı. Sad- dam, ABD, Israil ve ılımlı Arap ülkeleri ve "dünya petrollerinin anlamlı rezervlerinin bulunduğu bu böl- ge için" tehlikeliydi. Irruacılann 1998'de çıkardıkları şu sonuç bugün Bush'un politikasının tıpkısının aynısıdır: "Bunun anlamı, diplomasi sonuç venvediği için, hsa vadedeaskeribiropefasyona hazırolunması, uzun vadede Saddam ve nejiminin iktidardan düşürûlme- sidir... ABD, BM'nin almış olduğu karariara uygun ola- rak, Körfez'de hayati çıkariannı güvence altına almak için askeri dahil gerekli bütün adımlan atma hakkına sahiptir. Amerikanpolitikası, asla, BM Güvenlik Kon- seyi'nin oybiriiği sağlamak gibi yanlış isrartanna pa- puç bırakmamalıdır". Mektubun aftında, Project for The New American Century'nin 10 imzacısı vardır. Kim mi bunlar? Richard B. Cheney (ABD Başkan Yardımcısı); Le- wis Libby (Cheney'in Kurmay Başkanı); Donald Rumsfek) (Savunma Bakanı); Paul D. VVotfovvitz (Sa- vunma Bak. Yandımcısı; Peter W. Rodman (Ulusla- rarası Güvenlik Sorunlan Sorumlusu); John Bolton (Silahlanma Denetimi Devlet Sekreteri); Richard Armrtage (Dışişleri Bakan Yardımcısı); Richard Per- le (Reagan'ın Savunma Bakan Yardımcısı ve haliha- zırda Savunma Bakanlığı Savunma Politikası Ma- sası Şefi); VVilliam Kristol (PNAC Başkanı, Bush'un danışmanı- Başkan'ın beyni); Zalmay Khalilzad (Af- ganistan'da yeni yönetimin aktif miman, Başkan Bush ile Irak rejim muhalifleri arasmda özel Görev- li, şu sıralarda Ankara'da ve Kuzey Irakta!) • • • Saşırdınız mı? Bugünkü savaşı, adamlar, Clinton zamanında planladılar. Mektuplan veönerileri Beyaz Saray'da o zaman yankı bulmadı. Bu savaş yanlısı grup, ABD'nin "engerici, ultnasağct, soğuksavaş ka- lıntılan, gizli servis ve dini çevrelerin, petrol ve silah sanayiitemsilcileri". Planlan, "ABD için yeni bir dün- ya düzeni"d\r. Onlara göre "ülkelerin, halklann hak- larTnın yerine "Güçlülerin haklan" geçmelidir. Bu emperyalizmin tipiktemsilcisi grubun, Reagan ve soğuk savaş döneminin artıklan, banşın yeminli düşmanlan olduğu çok açıktır. Zaten hepsi de Türkiye ile yakından ilişkilidir. Per- le'den tutun Woffowitz'e kadar... Wolfowitz en şa- hinlerinden biridir, ülkemizde de "gazeteciyazarlan" vardır Ekranlann bu vazgeçilmez "gazeteci - yazar" uzmanlan, Amerikan başkentinin kulislerinde yaptık- lan ve övünerek açıkladıkları söyleşileri kırpıp kırpıp haber yaparlar ve onlar adına Türkiye'yi "tren kaçı- yor" diye korkuturlar! Savaşı 1998'de planlayan, bu 10 adet imzacı, Clin- ton'ın devrilmesiyle Bush ile birlikte Beyaz Saray'a doluştu ve projelerini gerçekleştimneye, savaşı tez- gâhlamaya girişti. • • • Almanya doğumlu ünlü Israilli yazar ve banş sa- vaşçısı Uri Reischer diyor ki "Bu çok basit olarak, ekonomik, politik, askeri, kültürel dünya egemenliği için savaştır. Bu savaş öncelikle Avrupa ve Japon- ya'ya karşıdır". Irak, Amerikan Yüzyılı Projesi'nin ilk operasyonel uygulamasıdır. Savaşın çekirdek adamları olarak Wolfowitz ve Libby gösteriliyor. Çünkü, bu ikili, daha 1992'de Av- rasya'da Amerikan egemenliği için plan hazırlamış- lar ve "önleyici savaş" düşüncesini savunmuşlar. Bush iktidara gelmeden kısa süre önce de, bu ra- poru geliştirmiş ve Dünya Politikası Master Planı ha- zırlamışlar. Bu planda "Amerikanın küreselegemenliğinasılsür- dürülür, olası birrakip büyük devletin yükselişi nasıl önlenir ve Amerikan ilke ve çıkarian doğrultusunda uluslararası güvenlik düzeni nasıl sağlanır" gösterili- yor. Tabii, savaş sanayiinin geliştirilmesi de önerili- yor ve Körfez'in, birinci derece önemine işaret edi- liyor. ABD, Irak'la birlikte Hazar"dan Körfeze kadar pet- rol vanalannı ele geçirecek. Bu vanalan, (tabii asker- leri ve üsteriyle birlikte) muhtemel rakiplerine karşı si- lah olarak kullanacak; açık değil mi? Türkiye, bu emperyalist emellerin maşası olma- malı Tezkere'yeevetdememeli... O Bu konu ile ilgili bilgiiçin okurum Ismail. H. Ku- laksızoğlu 'na teşekkür ederim. Bilgiler ve yazım, esas olarak, Jochen Bölsche'nin (Alman DerSpi- egel dergisi yazan) www.spiegel.de/politik/aus- land/0,1518,238643,00.html adresindeki "Bushs Masterplan- Der Krieg, der aus dem Think Tank kam" başlıklıyazısına dayanıyor. Belkibu mektuptan daha önce Türkiye'de bahsetmiş olan vardır. En bü- yük olasılık, AçıkRadyo 'nun sabahprogramıdır(Mer- haba ömer ve Şeıif!) PNAC grubu yeni bir Ameri- kan savunma planı raporu da hazırladı: www.newa- rnerk^i(xntury.orgJRebuildingAnTericasDeienses.pdf obursali@cumhuriyet.com.tr. 3. Deneme sınavı yanıt anahtarı SÖZELBÖLÜM l.D, 2.D, 3.A, 4.E, 5.C, 6.E, 7.C, 8.B, 9.A, 10.B, ll.E, 12.D, 13.A, 14.C, 15.E, 16.A, 17.D, 18.A, 19.C, 20.B, 21 .B, 22.A, 23.E, 24.D, 25.A, 26.C, 27.C, 28.B, 29.E, 30.C, 31 .A, 32.B, 33.A, 34.B, 35.C, 36.E, 37.B, 38.C, 39.A, 40.E, 41 .B, 42.D, 43.D, 44.A, 45.B, 46.B, 47.C, 48.E, 49.A, 50.C, 51 .D, 52.C, 53.A, 54.E, 55.A, 56.B, 57.C, 58.D, 59.D, 60.C, 61 .E, 62.B, 63.B, 64.E, 65.E, 66.D, 67.E, 68.B, 69.E, 70.D, 71 .A, 72.A, 73.E, 74.D, 75.B, 76.C, 77.C, 78.B, 79.C, 80.B, 81 .E, 82.E, 83.C, 84.C, 85.B, 86.D, 87.A, 88.B, 89.C, 90.D. SAYISALBÖLÜM l.C, 2.D, 3.C, 4.C, 5.A, 6.E, 7.A, 8.E, 9.D, 10.D, ll.D, 12.B, 13.C, 14.E, 15.A, I6.B, 17.E, 18.B, 19.A, 20.E, 21 .D, 22.A, 23.A, 24.C, 25.A, 26.E, 27.C, 28.B, 29.C, 30.C, 31 .A, 32.E, 33.A, 34. C, 35.D, 36.E, 37.E, 38.E, 39.B, 40.E, 41.E 42.E, 43.D, 44.B, 45.C, 46.E, 47.B,48.D,49.A,50.C,51.B,52.E,53.D,54.C.55.A, 56.C, 57.E, 58.D, 59.C, 60.A, 61 .B, 62.A, 63.A, 64.D, 65.D, 66.C, 67.E, 68.B, 69.C, 70.C, 71 .D, 72.D, 73.C, 74.C, 75.A, 76.A, 77.E, 78.A, 79.D, 80.E, 81 .C, 82.D, 83.D, 84.B, 85.B, 86.D, 87.C, 88.A, 89.E, 90.E.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear