Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
I8MART2003SALI CUMHURİYET SAYFA
JvU.Li.1. L J 1 \ kultur(â cumhuriyet.com.tr 15
Tikret Mualla'nın 100. doğum yılı Paris'te iki ayn galeride açılan kapsamlı bir sergiyle kutlandı
ResimonunyaşamabiçimiydiVTJCELFEYZtOĞLU
PARİS-"Fikret MuaDa, 100. Do-
ğ u m Yıh Sajgı Sergisi'' açılacağını
duyunca Aydın Karahasan'la kal-
k ı p Pans'e gıttık La Petite Gale-
r î ' y e
girdiğimizde uzun boylu,
genç, güzel bir insan karşıladı bizi:
lVlatematik profesörü Süleyman
UstüneL Galeri, kansı Jacqueline
Ouilkre-Üstünel'in. Yandaki La
Galeri Visconti'yi de kiralamış, ı-
k i galerinin duvarlannı Fikret Mu-
alla resimleriyle donatmışlar. Ser-
giye ilgi büyük.
"Kaç resmi var sizde Fikret Mu-
aüa'nın" diye soruyorum. "lriü
u£akb 70 tane!" "Bu kadar resmi
nasü edindiniz?T>
llginç bir anekdot
anlatıyorÜstünel. "Türkdiplomat-
lann evinde bir Fikret Mualla yok-
sa birbirlerini adamdan saymadar.
Benim teyzemin kızı da dipİomatür.
Bir gün tekfon etti: 'Bana bırkaç
Fikret Mualla buF dedL Benim de
ilgim artt doğrusu. Krediler ahp re-
sinüeri toplamaya başladık. 1985 yı-
bnda çok ucuzdu resimler. Bir tane-
si 300-500 Ffranka ahnabilh ordu."
Sanatcısını beslemeyen ül-
keslne kızgındı
Oysa o resimleri Fikret Mualla
10-20 Fransız Frankrna satmış,
karnını bile doyuramamış, sefalet-
le boğuşmak zorunda kalmıştı. Es-
ki püsku bir ceketin önünü firke-
teyle birleştırerek dolaştığını anım-
sıyor Aydın Karahasan. Kendı sa-
natçısını beslemeyen ülkesine öyle-
sine kızgındı ki; 1939 yıhnda ikin-
ci kez Paris'e gelip bir daha geri
dönmemişti. Hatta Istanbul'a dön-
meyi anımsatır korkusuyla Pans'in
Doğu Gan'na bile gitmemişti.
Sonunda bir Fransız senatörünün
kansı olan Madame Angeshimaye-
si altına aldı, 64 yıllık yaşamı 1967 yılında
noktalandı. Son 5 yılını da felçli geçirdi.
"Şimdi resimkrin fiyaü ne kadar" diye so-
ruyorum. "Pahah",dıyorsevgılı Üstünel: "Bir
resim 100 bin Euro crvannda." Anekdota de-
vam edıyor. "PireDi fabrikasının sahibiOscar
Ghez vardı. İsviçreli bir Vahudi. tsrail'deki
Hayfa Üniversitesi'nin mütevelh" heyeti üyesi
Üniversiteye para yardınunda bulunuyor. Be-
nim de orada bir araştırmam vanü, gklip ge-
• Yaşamının 26 yılını Fransa'dageçiren
Fikret Mualla konularını kahveler, sirkler
sokaklar gibi Paris yaşamının
ayrıntılarından seçmişti. Resim onun için
yaşama biçimiydi. Yaşamın gerçeklerini
büyük bir içtenlikle renge ve biçime
aktarmış, bohem çevresini resmetmişti.
nrken tanışük. Sophie Loren'in tavsiyesiyle
kendisi de bir resim müzesi kurmuş. Resimler
alryor. Meğer Fikret Muafla'dan da 60 resim
toplamış. Satarsanız bana haber verin dedinı,
hakikaten haber verdi. 8 resim aldnn ondan,
gerisini Eczacıbaşuar akh..."
Yaşamının 26 yılını Fransa'da geçiren Fik-
ret Mualla konulannı kahveler, sirkler ve so-
kaklar gibi Paris yaşamının ayrıntılanndan
seçmişti. Resim onun için bir yaşama biçi-
miydi. Yaşamın gerçeklerini büyük bir içten-
likle renge ve biçime aktarmış, içinde yaşadı-
ğı bohem çevrenin insanını resmine konu ola-
rak almıştı. Daha çok guvaş tekniğine yakın-
lık duymuş ve bu teknikle çok hızlı çalışabil-
mişti. Ancak yağhboyayı da suluboya ve gu-
vaşı kullandığı ustahkla kullanmıştı. Resmin
kuramsal sorunlan onu pek ilgilendirmemiş-
ti. Kendi lirizmi onu gideceği yere taşımaya
yetmişti...
Serginin açıldığı Rue de Seine
Sokağı'nda birçok galeri var. Sa-
natçılann gittiği Kaffe Palet de ora-
da. Paris'teki Türk sanat çevreleri
bu kafede buluşuyor. Paris'i sokak
sokak, müze müze dolaşıp buraya
geliyoruz. ŞofÖrümüz FrankVVer-
res ilginç bir Paris bilenderi (reh-
beri).
Gördüğümüz her heykeli, resmi,
bulvan, meydanı, müzeyi, tiyatro-
yu, tarihiyle, öyküsü, anekdotu, ef-
sanesiyle anlahyor bize. (Eğer Job-
tour'la Paris'e giderseniz, mutlaka
bu Frank Werres ile gitmenizi sa-
lık veririm.) Altı gün boyunca Pa-
ris'i Parislilerin yaşayamadığı yo-
ğunluktayaşıyor, Fikret Mualla'ya
getiriyor bizi.
Üstüneller, resimlerden kartpos-
tallar bastırmış, 13 ünlü yazar ve
bilim insarunın yazılanyla süsle-
yerek güzel bir Fikret Mualla ka-
taloğu yaptırmışlar.
Türklyenln kalbl Rue de
Selne'de atıyor
Kimler yok ki galeride: Türk res-
samı Ktara Beer, Yüksd Asbn, SeJ-
çuk DemireL, Gürler Akdora, EBf
Su Alkan, Mustafa Aslandoğdu,
AH Akar_ Daha isimlerinı yaza-
madığım bir dizi arkadaş. Türki-
ye'nin kalbi Rue de Seine'de atı-
yor.
Sonra iki galeri ilerideki Kaffe
Palet'te oturuyoruz. Garson gelip
sert bir tavırla "Türkler burada
oturamaz!" diyor.
Tepem atıyor. Elimi masaya vu-
rarak kalkıyonım: "N'oluyonız
lan!" diye kabadayılığım tutuyor.
Neyse ki adam kucaklıyor beni.
Meğer şaka yapmış. "Türk res-
samlanndan oluşan büyük bir ko-
leksiyonum var", diye övünüyor.
Hüzünlenıyorum. Sadece Alman-
ya'da geliri çok iyi olan on binlerce doktoru-
muz, öğretmenimiz, işverenimiz var.
Kaçının evini bir tablo süslüyor? Kaçı 4 ro-
man okumuştur?.. (iki milyon insan 300 ile
500 arasında kitap rüketiyor.)
Geçinebilmek için Bahlılara mı muhtaç ola-
cak sanatçılar? Büyük bir merak konusudur.
Neyse ki bugün Türkıyeli sanatçılar artık
Fikret Mualla'nın kaderini paylaşmıyorlar Pa-
ris'te. Sevinerek dönüyoruz.
'Şehir'lerarası değiş-tokuş
hmityolcusu
Kültür Servisi - tstanbul Şehir Tiyat-
rolan ile îzmit Şehir Tiyatrolan arasın-
da uygulanan protokol kapsamında
Mart ayında. lstanbul'dan 'Meraki' ile
îzmit'ten 'Oyunun Oyunu' adlı oyunlar
yer değıştirecek. Moüere'den Ahmet
Vefik Paşa'nın uyarladığı, AB Tay-
gun'un metnini hazırlayıp sahnelediği
'Meraki', 19 ve 20 Mart'ta saat
20.00'de İzmit Süleyman Demirel Kül-
tür Merkezi'nde sahnelenecek.
' Meraki'de servetine konmak için bi-
ran önce ölmesini isteyen genç kansı-
nın ve hekimlerin oyuncağı haline ge-
len hastalık hastası Rıhleri Efendi'nin
trajıkomık hikayesı anlatılıyor.
tzmit Şehir Tiyatrosu'nun turne oyu-
nuysa Mehmet Ergen'ın çevirip sahne-
ye koyduğu 'Oyunun Oyunu'. Yapıtta,
izleyici, aynı anda bir tiyatro topluluğu-
nun son provalanna ve kulisine konuk
oluyor. Hem sahne üstünde, hem kulis-
te yaşanan aşklar, kıskançlıklar ve yan-
lış anlaşılmalar aynı anda izleniyor.
(0212 246 0628)
DestanlarvegprçekdünyaKültür Servisi - 'Berfin Ya-
ymlan'ndan; Son Yörük (Os-
man Şahin), Ateşte Yıkan-
mak (Mahmut Alınak), Tek-
bryık (Balaban). Gilgameş,
Işiğın Kaynağı Doğu-1 (tbra-
him Ülger), Ozan Dohı Ana-
dohı (Âşık thsanı), Bıçak Ke-
mikte (Aşık îhsanı) adlı ki-
taplar çıktı.
Kendisi de bir yörük çocu-
ğu olan Osman Şahin, yörük-
leri, kaleleri ve Toroslar'ın bı-
linmeyen antikkentlerinın gi-
zemli dünyasını, yalın ve şi-
irsel bir dılle kaleme aldığı
Son Yörük adlı kitap, Prof.
Mustafa Yalçmer tarafından
Fransızcaya da çevrilmişri.
Mahmut Alınak'ın Ateşte Yıkan-
makadlı romanı, okuyucusuna des-
tansı bir dille ulaşıyor: "Dizginleri-
ni koparan isyan ateşL üstüne korku
toprağı serpilen o milyonlarca rubu
bir anda tutuşturup hakka ve adak-
te çağnnuşü. Şah Pehlevı'nin yılal-
mazsamlan o ihtişamta tahû,yereça-
Berfin Yayınlan'ndan çıkan 'Son Yörük' (Osman Şahin) Toros'un
antik kentlerine gizemli; 'Ateşte Yıkanmak' (Mahmut Alnıak) ise
hakka ve adalete ilişkin destansı bir serüvene davet ediyor
okuyuculan. 'Tekbıyık' (İbrahim Balaban) yaşamın içinden alü
öyküyü anlatırken, 'Gügameş, Işığın Kaynağı Doğu-1' (îbrahim
Gülger) ise insanın insanlaşma sürecinin ipuçlanm efsanelerle sürüyor.
küan bir buzdağı gibi paramparça
obnuştu-"
Ressam-yazar tbrahim Bala-
ban'ın altı öyküden oluşan Tekbıyık
adlı kitabı hakkında sanatçı, "Tek-
bryık adh bu kitapta, alü öykü var.»
Hiçbiriuydurma,hayalmansulü de-
ğiL. Hepsi de ayn ayn konulan olan,
sosyal gerçeklerden oluşan,bflinme-
si gereken olayiardır. Tekbryık'ı ço-
cukluğumda gördüm. Savaşta vuru-
hıp nasıl yara aldığuıı anlatmışn. Bi-
zim köyden 35 kişi gitmiş de savaşa,
yalnrz bu kahraman adam sağlam
gidip'tekbıyığıyla' dönmüşköyeJ"
diyerek öykülerinı bir gerçeklik çer-
çevesine oturtup okuyucusunun
ügisını daha da çekmeyi başar-
mış.
İnsanın insanlaşma sürecini
izledığimizde, ilk ipuçlanm ef-
sanelerde buluruz. 'Gügameş'
bu dönemin en ünlü kahraman-
lanndandır. Onun 'Enkudi' ile
olan maceralan, insan kimliğı-
nin de macerasıdır. Doğu'da
gerçek masaldır, masal da ger-
çek! Efsane yaşamı anlatır, ya-
şam efsaneleşir. tbrahim Gül-
ger, Gügameş, Isıgm Kaynağı
Doğu-1 adlı kitabında bu efsa-
neye ışık tutuyor.
Diyarbakır'da 1930 yılında
doğan Aşıkthsani'nin BıçakKe-
mikte adlı şiir kitabı ile Ozan
Dohı Anadohı adlı türkü antoloji ki-
tabı da okuyucusuna sunuldu. "Bir
memleketin türkülerini yapanlar, o
mcmleketin kanunlannı yapanlar-
dan daha güçhldür" diyen Aşık Ih-
sani'nın özgün yorumuyla türküleri-
mizi daha iyi anlamlandırma firsatı-
nı Ozan Dolu Anadolu'da buluyoruz.
ALBERT LONG HALL KLAStKMÜZİKETKlNLtKLERl
Operave piyanonun
ustalan Boğaziçi'nde
Kültür Servisi - Boğaziçı
Üniversitesi'nin geleneksel
hale getirdıği ve her çarşam-
ba saat 19.30'da Albert Long
Hall Kültür Merkezi'nde dü-
zenlenen klasik müzik etkin-
leri, 19 Mart Çarşamba günü
Eva Lukacs ve Oszkar Morz-
sa'nın (piyano) 'Opera vePi-
yano Dağarcığmdan En Ün-
mler' konsenyle devam edı-
yor.
Konserde, Mozart'ın 'Le
Nozze di Figaro'sundan arya;
Chopin'den Noktürn, Vals ve
Polonez- Fantezi; Sihhii FKt'-
ten arya; Puccini'nin 'Suor
Angefica'sı ve 'Tosca'sı; Le-
har'ın 'Şen Dul' operetınden
'Vilja'nın Şarkıs»'; Lizst'in
'MephistoValsi', Gershwin'in
'Summertime'ı ve oğul Stra-
uss"un 'Yarasa Opereti'nden
'Çardaş' seslendirilecek.
Sanat yaşamına Györ Kon-
servatuvan'nda başlayan ve
on sekiz yaşında Budapeş-
te'deki Franz Lizst Akademı-
si öğrencisi olan Lukacs. Fi-
garo'nun Düğünü'nden Gra-
fin'e, Nedda'ya birçok oyun-
da rol aldı.
En başanlı şarkıcılar
Avrupa'nın çeşıtli kentle-
rinde ve Güney Amerika'da
konserler ve resitaller veren,
orotoryolarda yer alan sanat-
çı, 1995'te Yamaha'nın 'En
Başanh Şarkıcılar' ödülünü
kazandı.
Budapeşte'deki Franzs
Lizst Müzik Akademisi'nde
ögretim üyesi olan Oszkar
Morzsa, akademik müzik ha-
yatına aynı akademide Györ-
gyNadorve FerencRados'un
öğrencisi olarak başladı.
Nena Plant Piyano Yanş-
ması'nda birincilik, Genç Pi-
yanıstler için Uluslararası Pi-
yano Yanşması'nda üçüncü-
lük gibi birçok ödüle sahıp
olan Morzsa, Toronto'daki
Kanada Müzik Okulu, Toron-
to Kraliyet Konservatuvan ve
Kolombıya Unıversidad Jave-
riana'da konuk profesör ola-
rak görevine devam ediyor.
(0 212 358 15 40)
PROJE ONAY BEKLÎYOR
Cephanelikten
müzeye
• YOZGAT (AA) - Yozgat'ta, Osmanlı
döneminde cephanelik olarak kullarulan
tarihi yapının Arkeoloji Müzesi'ne
dönüştürülmesi için hazırlanan proje onay
bekliyor. Vali Yardımcısı Şahin Aslan, yaptığı
açıklamada, tarihi cephanelik binası için
hazırlanan projenin gerçekleşebilmesi için
Kayseri Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma
Kurulu'nun onay vermesi gerektiğini belirtti.
Aslan, tarihi cephanelik binasının ve
çevresinin düzenlemesi için, Yozgat 11 Kültür
Müdürlüğü'nün gerekli belgeleri hazırlayıp,
Kunıl'a teslim ettiğini bildirerek, kurul
karannın ardından bakanlıktan gerekli
ödeneğin talep edileceğini söyledi. Aşağı
Nohutlu Mahallesi'ndeki tarihi cephanelik,
müzeye dönüştürüknek kaydıyla geçen yıl,
Milli Savunma Bakanhğı tarafindan, 4 bin
548 metrekarelik arsası ile birlikte Kültür
Bakanlığı'na devTedilmişti.
*Bak bir vanmş bir yokmuş'
• Kühür Servisi - Ortaköy BOBOs'da daha
önce yapılan 'Turkish Oldies' gecesi 21 Mart'ta
yeniden yinelenecek. Gecede tekrar Ajda
Pekkan'dan Sezen Aksu'ya, Nilüfer'den
Moğollar'a Türkçe pop müzığinin gelmiş
geçmiş en büyük 'sesleri ağırlanacak. Türkçe
pop müzik araştırmacısı Naim Dilmener
tarafindan sunulacak gece, saat 22.30'da
başlayacak. En güzel Türkçe 45'liklerin
çalınacağı gecenin giriş ücreti ise 10 miryon
TL. (0212 258 03 22)
M Kültür Servisi - Istanbul Bilgi Üniversitesi
Tarih Bölümü'nün başlattığı 'Osmanlı
Devleti'nin Kuruluşu Üstüne Söyleşiler'
başlıklı söyleşiler dizisinin dördüncüsü 21 Mart
Cuma günü saat 14.30'da Kuştepe
Kampusu'nda gerçekleşecek. Dünyanın önde
gelen tarihçilerinin katıldığı söyleşiler dizisinin
dördüncüsü için Türkıye'ye gelen Yunan tarihçi
Prof. Elizabeth A. Zachariadou 'Revisiting the
Early Ottomans in Bithynia' başlıklı bir
konuşma yapacak. Ingılizce olarak
gerçekleşririlecek söyleşi, Osmanlı tarihiyle
ilgilenenlerin katılımına açık olacak. (Istanbul
Bilgi Üniversitesi Kuştepe Kampusu, AKO înönü
Cad. No: 28 Kuştepe)
Ustalardan unutulmaz aryalar
• Kühür Servia - Italyan opera geleneğının en
önemli isimleri olan Gioachino Rossini,
Gaetano Donizetti, Giuseppe Verdi,
Ruggero Leoncavallo, Umberto Giordano ve
Giacomo Puccini'nin en ünlü operalannın
sevilen aryalannın toplandığı 'Italian Opera
Arias" adlı albüm BMC etiketiyle satışa çıktı.
Albümdeki aryalar dünyanın en ünlü tenorlan
Placıdo Domingo, Jussi Bjoerling ve sopranolar
Leontyne Price, Monserrat Caballe ve
Anna Moffo tarafindan yorumlanmış.
Sanatçılara albümde klasik müziğin sayılı
orkestralan arasında yerlerini alan Londra
Senfoni Orkestrası, Roma Opera Orkestrası,
Londra Filarmoni Orkestrası, Metropolitan
Opera Orkestrası ve RC A Italyan Opera
Orkestrası eşlik ediyor. 'Italian Opera Arias'ta
Verdi'nın La Traviata, Aida ve
Rigoletto'sundan, Puccini'nin La Boheme,
Madame Butterfry ve Tosca'sından,
Donizetti'nin L'elisir d'Amore'sinden ve
Giardano'nun Andrea Cheniers'inden
unutulmaz aryalar yer alıyor.
Yozgaftaki yüzey kazıları
• YOZGAT (AA) - Yozgat'ta 3 ayn antik kentte
önceki yıllarda süren yüzey araştırması ve kazı
çalışmalanna bu yıl da devam edilecek.
'Yozgat Valiliği'nce yapılan açıklamada,
Büyüknefes köyündeki 'Tavium Antik Kenti',
Sorgun ılçesi'ne bağlı 'Şahmuratlı köyündeki
'Pteria Antik Kenti' ve 'Peyniryemez köyünde
'Alişar Höyüğü'ndeki çahşmalar bu yıl da
sürecek. Önceki yıllarda yapılan yüzey
araşnrmalannda, farkh dönemlere ait çok
sayıda tarihi eserin yanı sıra Tavium Antik
Kenti'nde büyük bir kutsal alan, tiyatro, akropol
ve nekropol ile Zeus'un bronz heykeli
bulunmuştu. Çalışmalarda Pteria Antik
Kenti'nde büyük bir yerleşim alanı buluntulan,
Alişar Höyüğü'nde ise 'Kalkolitik Çağı' köy
kültürü olan düz damlı, tek odalı, dört köşeli
evlere rastlanmıştı. Çahşmalar, Tavium Antik
Kenti'nde Alman araştırmacı Prof. Dr. Karl
Strobel, Pteria Antik Kenti'nde Ahnan
araştırmacı Dr. Geoffrey Summers ve Alişar
Höyüğü'nde de ABD'li araştırmacı Prof. Dr.
Ronald Gorny başkanlığında yürütülüyor.
İFSAK'ta ışığm emekçüeri
• Kültür Servisi - Metin Avdaç'ın 30 Mart
Perşembe günü 19.30 - 20.15 saatlen arasında
İFSAK'ta yapacağı dia gösterisinin başhğı
'Işığumzın Emekçüeri'. Yüksek gerilim
işçilerinin çalışma yaşamının bir kesitini içeren
gösteri üç yıllık bir çekim aşamasının ürünü.
Avdaç 20 ve 160 m. yükseklikte direklere
korkusuzca tırmanıp bakım ve onanm yapan
yüksek gerilim işçilerini görüntülemiş.
Metin Avdaç bu işçileri şu sözlerle tanımlıyon
"Yaşamlan şehirleri aydınlatacak kadar güçlü,
pamuk ipliği kadar inceydi. İki direk arasında
sıkışmış bir tel parçasında adına anza denen;
fabrikalan susturan, şehirlen karartan,
haneleri soğutan teknolojinin yanlışını aradılar.
Buldular, onardılar onu... Bedelsiz değildi
başanlan. Insanlar ışıklı gecelerde
eğlenirken, onlar fırtınalı ve yağmurlu
gecelerde dağlar başına ışığm, sıcaklığın
hayalini kurdular." 13 dakika süren gösteri, 95
diadan oluşuyor. Dialar Mikis Theodorakis ve
Vassilis Saleas'ın müzikleri eşliğinde
sunulacak. (0212 292 42 01)