Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 18MART2003SAU
10 DIŞ HABERLER dishabo cumhuriyet.com.tr
KAVŞAK
OZGEN ACAR
ABD Askeri, Turîzmin Hizmetinde!
Tiırizmcilerin gözü aydın! Irak'ta sa-
vaş çıksa darıi Türk turizmi olumsuz
etkitenmeyecek. Dünyanın en güzel mi-
mariık kentlerinden biri olan Mardin,
yeni birturizm patlamasının odağı ola-
cak. Patlama, suyaatılan birtaşın dal-
galan gibi, Silopi'den iskenderun'a;
Irıcirlik'ten Trabzon'a yayılacak.
Mardinli birgirişimci Belediye Baş-
kanlığı'na başvurarak kentte göste-
rilecek uygun bir yerde, "özellikle
Amerikan askerlerine hizmet vere-
cek, modern, bir genelev açma iste-
minde" bulunmuş. Şimdi başkanın
vereceği yanrtı yalnızca Mardinli giri-
şimci beklemiyor. Herhalde Penta-
gon da bu karan en az TBMM'deki
"tezkere" kadar bekliyordur!
Genelevin çevresinde açılacak,
"McDonald's", "Kentucky Fried Chic-
ken" lokantalan, "pub"\ar, "bovvling
salonları" ile cephedeki Amerikan
askerterine moral kazandınlırken, bol
"Coca Cola" tüketimi de eklenince
Türk ekonomisine önemli girdi sağ-
lanmış olacak. Böylece cephede
Saddam Hüseyin'e füze atan "Yan-
kee"\er Mardin'de de birkaç fişek
atıp moral bulacak.
Bu ömekten sonra Mardin'deki ge-
nelev sayısı hızla artarken, öteki kent-
lerimizde bulunan Amerikan askerle-
rine de moral kazandıracak yeni ge-
nelevterin açılması gecikmeyecek. Sa-
vaş korkusu ile gelmeyen yabancı tu-
ristlerin boş bıraktıklan beş yıtdızlı otel-
ler de elden geçirilip genelevlerin ko-
şullanna göre yeniden düzenlenecek.
Biz Türkler bu konuda deneyimliyiz.
2. Dünya Savaşı'ndan sonra "Mars-
hall Planı" ile başlayan Türk-ABD ya-
kınlaşmasının sonucunda 1950'lerde
Istanbul'agelen Amerikan donanma-
sının denizcileri için "valilikkaran" ile
"Abanoz, Yüksek Kaldırım"da ımar
çalışmalanna başlanmamış mıydı?
Daha sonraki yıllarda Sinop'tan Ka-
ramürsel'e, Inciriik'ten Pirinçlik'e, An-
kara Gölbaşı'ndan Izmir'e kadar 12 yer-
de ABD üssü kurulmuştu. On bini aş-
kın Amerikan askeri buraJarda konuş-
landınlırken, çevredeki genelevlere de
düzenleme getirilmemiş miydi? Daima
düşünmüşüzdür. Zamanın hükümet
adarnlan "Usyok, tesis var' derken aca-
ba bu yapılanmayı mı kastetmişlerdi?
1970'li yıllarda Türkiye'de Amerikan
askeri bu tesislerde moral bulurken
ABD Kongresi de yardım koşulunu Yu-
nanistan ile 7/10 orantı kuralına bağ-
lamakla kalmayıp silah ambargosu da
koymamış mıydı? Bu oluşumlara tep-
ki olarak -"üs" ya da "tesis" ne der-
seniz deyin- ABD askerinin işgali al-
tındaki bu yerieri yasal bir dayanağa
kavuşturmak için 1980'de beş yıl sü-
reli "Savunma Ekonomik Işbirtiği An-
laşması (SEİA)" gündeme gelmişti.
Beş yılın bitiminde, üslerdeki askerte-
rin sayısı güç bela azaltılınca, genelev-
lerde zararetmeye başlamıştı! 1985 te
SEİA beş yıllığına uzatıiırken, bazı üs-
lerdevreden çıkanlmış, yalnızca Incir-
lik Üssü açık kalmıştı. Ondan sonra "ih-
bar" yapılmadığı sürece SEİA bir yıl-
lığına otomatık olarak uzatılır oldu.
Ne var ki serbest ekonominin ka-
lesi ABD, Türk ürünlerine koyduğu ko-
talar, ambargolan ile korumacılığın
en ileri örnekterini sürdürmekte tered-
düt etmedi. Kimse de çıkıp bu ne bi-
çim "ekonomik işbirliği" demedi!
Şimdi de 62 bin Amerikan askerinin
konuşlandınlması isteniyor.
Tezkere "ekonomik, askeri, siyasal"
olmak üzere üçlü "tam mutabakab' ön-
görüyor. ABD'Iİ diplomatlar buna "full
compliance" diyoriar. Ingilizce-Türk-
çe Red House" sözlüğüne bakacak
olursak "compliance "sözcüğü "itaat,
baş eğme" anlamına da geliyor. TBMM,
ılk oylamada baş eğmedi. Şimdi kü-
resel gangster George W. Bush, Tür-
kiye'ye ateş püskürmekle kalmıyor,
Kuzey Irak ile "tehdit" edıyor.
Bu gerilimi gidemiek için ilk adımı
atmak Mardin Belediye Başkanı'na
düşüyor. Ne yapıp yapmalı, Başkan,
genelev başvurusuna olur vermelidir.
Bu adım savaşta maddi kayba uğra-
yacak Türk turizmini de kurtaracak bir
can simidi olacaktır. Ardından, TBMM
"güvenoyunu" beklemeden "tezke-
reyi" hemen geçirmelidir. Yanm yüz-
yıldırapış aramıza yerleşmiş olan Âme-
rikalılann yeniden gelişi ile Türk turiz-
minin zararian karşılanırken, AKP de
milyarlarca dolarlık yardım paketi ile
iktidannı pekiştirecektir. Çoğunluğu-
nu AKP'lilerin oluşturduğu TBMM'nin
bindiği bu dalı kesmesini doğrusu
Bush gibi biz de anlayamıyoruz!
Küresel gangster egemenllği
Mustafa Balbay, art arda bom-
balar patlatıyor. Beyaz Saray'da
Bush, eski Dışişteri Bakanı Yaşar Ya-
kış ile Devlet Bakanı Ali Babacan'a
ne demişti? "Avrupa Birliğinı üçe
böldûm. BM de ne imiş? BM'ye
gerekolup olmadığını inceliyoruz!"
Bush'un niyetini dünyaya ilk kez
duyuran Ba/bay'ın bu "yılın habe-
n" şimdi ABD kaynaklanndan da
dünya basınına yansımaya başladı.
Eski ABD Başkanı Lyndon B.
Johnson'un gönderdiği ünlü mek-
tubundan sonra Ismet Inönü'nün
"Tıme" dergisine de-
mecini deneyimli gaze-
teci Mehmet Ali Kış-
lalı açıklamıştı: "Yeni
bir dünya kunılur, Tür-
kiye de bu dünyada
yerini alır."
Şimdi Bush'un yeni
bir dünya kurmak iste-
diği anlaşılıyor. Bush,
petrol kaynakJarı için
önce Irak'ı "terör, nûk-
leer, biyolojik, kimya-
salsilahlann variığı" gerekçesiy-
le işgale hazırianıyor. Irak'ı sıçrama
tahtası olarak kullanarak aynı ge-
rekçeler ile Iran'la, Suriye'ye yöne-
leceği duyuruldu. Bush, bölge ege-
menliğini ele geçirmesinin ardından
Hazar Denizi çevresindeki petrol,
doğalgaz yataklannı da hedef ala-
cakttr. ABD'nin Bakû-Ceyhan bo-
ru hatlanna destek vermesi boşu-
na değildir. ABD'li jeo-politisyen-
lere göre Avrasya'yı eline geçiren
Asya ileAvrupa'ya da egemen ola-
caktır. Avrasya'nın kilidi ise Anado-
lu'dur. Dolayısıyla vVashington bu
teorinin uygulanmasında er geç
Türkiye'ye de şu ya da bu biçim-
de dönecektir.
Irakolayı, NATO'dan başkaAB'yi
de üçe bölmüştür. Bir yanda, yeni
deyimiyle "trans-atlantikçiler" de-
nilen ABD, Ingiltefe, Ispanya, Por-
tekiz; ikincisi "Kıta Avrupası" birti-
ği Fransa, Almanya, Belçikagibi ül-
keter; üçüncüsü ise Moskova uydu-
luğundan VVashington yörüngesi-
ne geçen Macaristan, Polonya ile
Çek Cumhuriyeti'nden oluşan bir
bölünme yaşanmaktadır,
Moskova ise Paris-Beriin ile iş-
biriiğinde birleşiyor.
Son gelişmeterden sonra ABD'nin
dışlamaya başladığı Türkiye, AB-
NATO içindeki bölünmelerin de dı-
şınasürükleniyor. Dünya, Hröer'den
de öte, küresel gangsterlik peşin-
de olan, psikolojik tedavi görmüş,
alkolik, petrolcülerin kuklası birBaş-
kan'la 21. yüzyılda bilinmezliklere
doğru hızla yol alıyor.
Çanakkale'de tekrarlanan tanih
Çanakkale Avrasya'nın kapısı. Gü-
nümüzden 3200 yıl önce Yunanlar,
"Güzel HelenV" kurtarmak amacıyla
Troia'yı kuşatmışlardı. Söylenceler-
deki bu öykünün ardındaki gerçeğin
farklı olduğunu arkeolojik buluntular
ortaya koydu. Troia, Çin'den gelen
yeşim, Afganistan'dan kalay ile lapis-
lazuli, Baltık'tankehribargi- ,
bideğeriitaşlar, madenlertı- ı
caretinin Dogu ile Batı, Ku-
zey ile Güney arasındaki tı- l
caretin odak noktası idi. Tro-
ialılar bu trafikten aldıkları
komisyonlarlazengin olmuş-
lardı. Helen bahane, strate-
jik zenginlik temel hedefti.
19. yy'ın sonunda AJfred
Nobel'in kardeşi Robert,
Rus Çarı'nın askerierinin
tüfek dipçikleri için ceviz
ağacı aramaya gittiği Azer-
baycan'da "neft (petrol)"
ticaretine başlamıştı. 20.
yy'ın başında bu petrolü
Zübeyde Hanım'ın
mezar taşı.
Akdeniz'e akıtacak boru hatlan yok-
tu. Istanbul-Çanakkale boğazlan de-
nizdeki petrol trafiğini denetleyen en
önemli geçit yerieri idi. Tony Blair'in
bugün oturduğu kottukta o gün Wms-
ton Churchill vardı. Aralarında Tro-
ia savaşının öncü krallanndan Aga-
memnon'un adının da verildiği sa-
vaş gemileri Çanakkale'yi işgal edip
bu petrol yolunu ele geçirmek için gel-
diklerinde karşılannda Mustaifa Ke-
mal'i buldular. Savaşın sonunda
Mustafa Kemal, dünyaya, "Troiaiıla-
nn öcünü aldık" diyecekti.
- — — Izmir'de ünlü agorayı ge-
zerken restorasyona büyük
katkıda bulunan Uğur Özı-
şık, eski yazılı bir mezar ta-
şını gösterdi. Bu mermer
mezar taşının üzerinde şu
sözler yazılıydı: "Hüvelbaki
Türk Reisicumhuru Gazi
Mustafa Kemal Paşa Haz-
retlerinin valideyi muhte-
remleri Zübeyde Hanım 'ın
ruhuna rizaen el fatiha"
Zübeyde Hanım'ın Çanak-
kale Savaşı'nda nerede, kaç
yaşında olduğunu bilmiyo-
ruz. Türk ulusunun bu yü-
ce anası bugün Izmir Kar-
şıyaka'da dev bir kayanın altında al-
çakgönüllü bir mezarda yatıyor. Bu
mezara aktarılmadan önceki bu me-
zar taşı birbelgeniteliğindedir. Ancak
bu taşın yeri, depo değil en azından
Izmir'deki Atatürk Müzesi olmalıydı.
Elmek: oacar@superonline.com Fax: 0312. 442 79 90
Türkiye, ABD ve Kürt muhalifler arasında K. Irak'ın kontrolüyle ilgili sorunlar aşılıyor
Mutabakathazırhğı
Evierini terk etmek zonında knlan sivil halk, bulabüdiği araçlarla bö^eden ozaklaşmaya çahşnor. (REUTERS)
Savaştan koçan siviller Türkiye ve Iran sınınna doğru geliyor
Irak'tan göç başladıDış Haberier Servia - ABD, tngiltere ve tspan-
ya'nın Irak'a karşı tek yanlı saldın düzenJeyeceği
kesinleşirken Irak'ta Bağdat yönetiminden Kuzey
Irak'a doğru göç başladı. Sivillerin Musul'dan Do-
huk'a doğru göç ettiği belirtiliyor. Musul ve Ker-
kük'ten Kuzey Irak'a giden siviller, kentte evJere bas-
kın düzenlendığinı ve eli silah tutanlann askere alın-
maya başlandığını anlatıyor.
Dohuk Valisi Neçirvan .\hmet de Arap ve Türk-
menlerin Kuzey Irak'a gelmeye başladığını doğ-
ruladı. Ahmet, sınırda bir çadır kentın kurulaca-
ğını beJirtti. Dohuk'ta birçok işyerinin de dün ke-
penk kapatması dikkat çekti. Sivillerin Türkiye sı-
nınndaki köylere sığınmaya başladığı ve göç dal-
gasının daha da artabileceği bildiriliyor.
Kuzey Irak'taki Şamşamal kentinde yaşayan
çok sayıda Iraklı Kürt de dün sabahtan itibaren da-
ha güvenli bölgelere kaçmaya başladı. Bölgede-
ki AFP muhabiri, sabah saatlennde Şamşamal'ı
Süleymaniye'ye bağlayan karayolunda taksiler,
traktörier ve kamyonlarla çok sayıda Kürt ailenin
şahsi eşyalanyla kaçtığını duyurdu.
Eşi, 3 çocuğu ve ailesinin diğer üyeleriyle ka-
çanlar arasmda bulunan 42 yaşındaki Abdıdhh Kas-
ri, "Savaş çok \-akm, biz de Amerikan uçaklanrun
gelmesinden önce Irak mevalerinden uzaklaşmak
Istrj'onız'' dedi. Bağdat yönetiminin denetimi dı-
şında kalan Kuzey Irak' ın güneyindeki Şamşamal,
Irak rejiminin denetimi altındaki topraklara bir-
kaç kilometre uzaklıkta bulunuyor.
ANK4RA (Cumhuri-
yet Bûrosu) - Türkiye,
ABD ve Kürt muhalifle-
rin, Kuzey Irak konusun-
daki görüş aynlıklannı bü-
yük ölçüde giderdikleri
bildirildı. ABD Başkanı
George Busta'un özel da-
nışmanı Zalnıay Halil-
zad'ın katılınııyla bugün
Türkiye, ABD, Kürt grup-
lan ve Türkmenlerin yapa-
caklan toplantıda "Irak
mutabakab'' oluşturulma-
ya çahşılacak. ABD ve
Türkiye'nin "Türk aske-
rinin Kuzey
Irak'a ginne-
si için anlaşı-
laşıiabilecek
biryohı"top-
lantıya geti-
rerek taraflar-
la uzlaşma
araması bek-
leniyor.
Türkiye'-
nin ikinci tez-
kereyi gecik-
tirmesinin en
önemli nede-
ni olan K. Irak anlaşmaz-
lığı çözümleniyor. Bush'-
un kendisine üst düzeyde
ilenlen rahatsızhğın ardın-
dan geçen hafta apar topar
Türkiye'ye gönderdiği
Halilzad, hafta sonunu Av-
rupa'da geçirdikten sonra
dün yeniden Ankara'ya
geldi. Halilzad, başkent-
teki temaslanna Dışişleri
Bakanlığı'nda Müsteşar
Uğur Ziyal ile göruşerek
başladı. Bu görüşmede
Kürt gruplar ve Türkmen-
ler ile müzakere edilecek
konularda öncelikle üd ül-
ke arasında uzlaşma sağ-
Yenl önerl
gündemde
ABD ve Türkiye'nin
"Türk askerierinin
Kuzey Irak'a girmesi
için uzlaşılabılecek
bir yolu" bugün
yapılacak toplantıya
getirerek Kürt
gruplarla anlaşma
sağlaması
bekleniyor.
lanmaya çalışıldı. Gün bo-
yu kaldıklan otelde diğer
muhalif gruplarla temas-
larda bulunan IKYB lide-
n Celai Talabani, IKDP
yetkilisi Neçirvan Barza-
ni ve IKDP Sözcüsü Hoş-
yarZebari, Hahlzad'ın ar-
dından Ziyal ile 1 saat sü-
ren görüşme yaptılar.
Talabani, görüşmenin
ardından yaptığı açıkla-
mada, ikı tarafi da ilgilen-
diren her konuyu ele aldık-
lannı belirtirken dostane ve
verimli bir görüşme oldu-
ğunu kaydet-
ti. Türkiye ile
danışmalan-
nın süreceği-
ni belirten Ta-
labani, "Çün-
kü Türkiye
bizim halkı-
mız için bir
müttefîk ve
bizim için
yapüklanna
müteşekki-
riz" diye ko-
nuştu. Bar-
zani de Talabani'nin söz-
lerini desteklediğini kay-
dederek konuşruklannın
yann ve çarşamba günkü
görüşmeler için cesaret ve-
rici olduğunu bildirdi.
Diplomatik kaynaklar,
yapılan temaslarda ABD
ve Kürt gruplarla görüş
aynhklanrun büyük ölçü-
de giderildiğini kaydetti-
ler. Temaslarda anlaşmaz-
lıklann büyük ölçüde yan-
lış anlamalardan kaynak-
landığının ortaya çıktığı-
nı belirten bir yetkili, bir-
çok önemli noktada uz-
laşıldığını dile getirdi.
Fransa'nın Ankara Büyükelçisi, Irak'a saldın başlatılması istemine tepki gösterdi:
Son bir süre verilsnıAYHANŞfcVlŞEK
ANKARA - Fransa'nın Ankara Büyü-
kelçisi Bernard Garcia, ABD ve Ingil-
tere'nin, "uluslararası meşruiyet'' sağ-
lanmadan Irak"a askeri operasyonu baş-
latmak istemesine tepki gösterdi.
Irak'ın banşçıl yollardan kitle imha si-
lahlanndan anndmlmasının mümkün
olduğuna, Birleşmiş Milletler silah de-
netçilerinm bu amaçla süre istedikleri-
ne işaret eden Garcia, "Biz Irak'a son bir
süre veribnesini istiyoruz. Bu süre 4 ay
olabüir, gerçekçi olmak şartr> la kısalö-
labiBr. Bunun sonunda Irak kitle imha
sflahlanndan tamamen annacakbr" di-
ye konuştu. Garcia, ABD ve Ingılte-
re'nin tek yanlı operasyonlan durumun-
da uluslararası düzenin geleceğinin ris-
ke gireceği uyansında bulundu.
Fransa ile Türkiye'nin Irak konusun-
da yakın bir diyaloğa sahip olduklan-
ru kaydeden Garcia, "TBMMsavaştez-
keresinireddederek, Türkiye'de gerçek
anlamda demokrasi olduğunu göster-
di Türkrve'nin, AvTupa'run pek çok ül-
kesinde «öremeyeceğimiz kadar büyük
bir demokrasye sahipolduğunu görmüş
olduk" diye konuştu. Fransa'nın An-
kara Büyükelçisi Garcia, Irak konu-
sundaki son gelişmeler ve ülkesinin tu-
tumunu Cumhuriyet'e değerlendirdi:
- ABD, Irak'ın banşçıl yollardan si-
lahsızlanmadığını. artık askeri operas-
yonun kaçınıbnazolduğunu savunuyor.
Size göre de tek çözüm operasyon mu?
Hayu-, biz buna kesinlilde kahhnıyo-
ruz. Irak'ın kitle imha silahlanndan arın-
dınhnasının BM silah denetçilerinin ça-
lışmalanyla zaten sağlanmakta olduğu-
nu düşünüyoruz. Bunu yahıız biz
söylemiyoruz. BM silah denetçi-
leri ve BM üyesi ülkelerin ezici ço-
ğunluğu da aynı görüşte. Ulusla-
rarası toplum, Irak konusunda ka-
sım ayında barışçı çözüm yönün-
de temel bir karar aldı.
Güvenlik Konseyi'nde oybırli-
ğiyle kabul edilen 1441 sayılı ka-
ran kastediyorum. Irak'ın dene-
timler yoluyla banşçıl bir şekilde
silahsızlanması yolu seçildi. Bu
süreç başanyla de\^am ediyor.
BM'nin görevlendirdiği silah
denetçileri, sayın Btix ve EI Ba-
radey'in raporlan da, denetimle-
rin sonuç verdiğini ve Irak'ın si-
lahsızlandınlmasının başanyla
ilerlediğini doğruluyor. Blix ve El
Baradey, denetimlerin tamamla-
nabilmesi için birkaç aya daha
ihtiyaçlan olduğunu söylüyorlar.
îiernard Garcia: TBMM savaş
tezkeresini reddederek, Türkiye'de
gerçek anlamda demokrasi
olduğunu gösterdi. Türkiye'nin,
Avrupa'nın pek çok
ülkesinde
göremeyeceğimiz
kadar büyük bir
demokrasiye sahip
olduğunu
görmüş olduk.
i
Bu süre sonunda sürecin kesin olarak
tamamlanacağını kaydediyorlar.
- Ancak ABD ve Ingfltere, Irak'a karşı
güç yapünmı öngören yeni bir tasan ge-
tirdL Buna karşı tutunıunuz ne olacak?
BM denetçilerinin çalışmalarında
ilerleme de sağlanmışken, silahlı bir
çözümden bahsetmek büyük bir çeliş-
ki. Biz bu yönde tasanlan reddeceğiz.
Güce başvurmak, ancak denetimlerin
sonuç vermemesi durumunda son ko-
şul olmalıdır. Bu karan da. denetçile-
rin detaylı raporlannı göz önüne alarak
BM Güvenlik Konseyi almalı.
- Fransa'nın alternatifbir çözüm öne-
risi var mı?
Evet. banşçıl çözüm yönünde çeşitli
önerilerimiz var. Biz denetçilerin rapo-
ru doğrultusunda çahşmalara devam edil-
mesi gerektiğini düşünüyoruz. Eğer 1441
sayılı karar yönünde hareket edersek bir-
kaç aylık süre içinde Irak, kitle imha si-
lahlanndan tamamen anndınlacaktır.
Bunun için denetimlerin arttınlması, ön-
celiklerin yer aldığı bir liste çerçevesin-
de denetçilerin programlannın belirlen-
mesi ve Irak için kesin ama gerçekçi bir
son takvim belirlenmesini istiyoruz. Biz
4 aylık bir süre öngörüyoruz. Bu süre kı-
saltılabilir.. ancak gerçekçi kalmalıdır.
- ABD ve İngiltere. tasanlan kabul
edflmese deoperasyonda kararn görünü-
yoriar. Size göre 1441 sayılı karar, iddia
ettikierigibi oniara bu hakkı veriyor mu?
Böyle bir hareket 1441 'e uygun ol-
maz, böyle bir hareketin meşruiyeti de
ohnaz. Bu karara göre denetçiler. "Irak
denetimler yoluyla silahlanmrvor" de-
meden ikinci bir karara kapı açmıyor.
tkinci bir karar olmadan da böyle bir
hareket olamaz. Biz bu meşruiyet ko-
nusu üzerinde ısrarla duruyoruz. Ulus-
Büyükelci Bernard Carcia:
Kıbrts 'ta çabalar sürmeli
AB Komisyonu,
Lahey'deki başansızlığın
ardından çözüm olmazsa
Türkiye'nin Kıbns'ta
düşeceğini söyledi. Siz bu
görüşe katıhyor musunuz?
Bizim görüşümüzün bu
şekilde olmadığını
söylemeliyim. Böyle bir
aşamaya gelinmedi.
Lahey'deki başansızlığı
biz de üzüntüyle
karşılıyoruz. Ancak her
şey bitmiş değil. Kıbns'ta
çözüm için çabalann
sürmesi gerektiğine
inanıyoruz. Biz de BM
Genel Sekreteri Kofi
Annan'ın çözüm planını
destekledik ve bunu kalıcı
bir çözüm için
önemsediğimizi dile
getirdik. Ancak burada
başanlı olunamadı.
Gelinen aşamada
Türkiye'nin AB sürecinde
ilerleyebilmesi için Kıbns
konusunun çözülmesi
gerektiği açık. Bunu bir
koşul olarak
söylemiyorum, önümüzde
duran nesnel bir gerçeklik
olarak ifade ediyorum,
Kjbns'ın 2004'te üye
olacağı ve çözüm için
daha az çaba göstereceği
eleştirilerine ise
katılmıyorum. Bu yeni bir
durum değil. Bunun böyle
olacağıyıllar öncesinden
belliydi. Eğer bu konuda
eleştiri getiriliyorsa, Türk
tarafinın kendi hesap
hatası da dikkate ahnmalı.
lararası meşruiyet hiçbir devlet tara-
fından kendince yorumlanmamah.
-Türkiye Büyük MiUetMecKsi'ninUk
tezkereyi reddetmesinde de uluslarara-
sı meşruiyetin olmaması büyük ni oy-
nadı. Tezkerenin reddini ve Türkiye'nin
operasyon konusunda takmdığı tutu-
mu nasd değerlendiriyorsunuz?
Türkiye ile Fransa arasında Irak ko-
nusunda çok yakın bir diyalog var. Üst
düzeyde çok sayıda görüşme gerçekleş-
ti, tabii bunlann hepsi basuıa yansıma-
dı. Türkiye bugüne kadarFransa'ya çok
yakın bir pozisyonda olduğunu göster-
di. Tezkerenin reddedilmesine gelirsek,
bu belki Ankara'daki bazı büyükelçile-
ri hayrete düşürdü.. ancak Fransa Bü-
yükelçisi için sürpriz ohnadı diyebili-
rim. Bu oyİamarun çok zor bir oylama
olacağını ve demokratik bir tavır sergi-
Ieme bakımından da çok özel bir önem-
de olduğunu biliyordum.
Türkiye'de gerçek anlamda
demokrasi olduğu gösterüdi
Sanınm bunun Fransa ve Avrupa'da
yarattığı ilk etki, Türkiye'de gerçek an-
lamda demokrasi olduğu düşüncesinin
oluşması oldu. Türkiye'nin, Avrupa'nın
pek çok ülkesinde göremeyeceğimiz
kadar büyük bir demokrasiye sahip ol-
duğunu görmüş olduk. Şimdi özellik-
le Türkiye'nin AB'ye uyum sürecinde
attığı adünlar konusunda karamsar olan,
bunlan yetersiz bulan, Türkiye bu iş-
leri yapamaz diyen bazı A\Tupa ülke-
leri için de bu çok güzel bir yanıt oldu.
Tezkerenin reddedilmesi onlann bu gö-
rüşlerini çok somut bir şekilde yalan-
ladı. TBNfM'nin bu karan, banşçıl çö-
züm çabalanna da katkıda bulun-
muş oldu.
üluslararası sistemi riske atar
-ABD ve İngiltere, Fransa ve di-
ğer ülkelerin uyanlanna kulak
asmazve operasyonu başjanrsa bu-
nun sonuçlan ne olur?
Böyle bir hareket, bölgeye ve
hatta uluslararası istikrara büyük
zararlar verecektir. Böyle bir ope-
rasyonun Arap ve tslam dünya-
sıyla gerilünleri ve üzüntüleri art-
tıracağmdan, kültür çatışması ta-
raftarlannı güçlendireceğinden en-
dişeliyiz. Böyle bir askeri müda-
hale aynı zamanda özellikle 11
Eylül'den beri uluslararası toplu-
mun terorizme karşı oluşturduğu
birliği de zayıflatacakhr. Bundan
sonra terörist hareketlerin ikiye
katlanması beklenebilir.