22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18MART2003SALI CUMHURİYET SAYFA 17 p W Tirttye'ıkmHört 0.212.512 05 05 Faks: 0.21Z512 44 97 - Maden Yasası, yıkım getirecekmiş... -UİUSÇ3 aöçük attında kalacağtz!" Kfm?Ayşe Meral, "Tür- kiye'nin toprak bü- tünlüğünün korunması Irak'ın bütünlüğünün korunmasına bağlı" ha- tırlatmasını yaptıktan sonra bir soru yönelti- yor: "Peki Türkiye'nin toprak bütünlüğünü kim koruyacak; Türkiye top- rakJannda konuşlanma- sı istenen; arazi, depo- lar, dükkânlar kiralaya- rak yeni üsler kurma ça- lışmaları yapan ABD as- kerleri mi?" DaUll t nkara'dakı dostlardan Mustafa Yıldınm yi- ne, yeni bir araştırmanın içine dalmış... Bir- likte okuyalım: "ABD Kongresi'nde Lozan'ın geçersizliğini savunan bir rapor yazılıp ya- yımlanalı üç yıl oldu. Din hürriyeti senaryosu içinde azınlık hakları için yol gösteren bu raporta ilgili ne dö- nemin hükümetinden ne de 'hassas' kurumlardan bir ses çıktı... Şimdi ABD'nin Türk örgütlere verdiği desteği gösteren şu ileti üzerine düşünelim: Najmaldin Karim'in denetiminde, ABD yönetimi- nin izniyle kurulan Kurdish National Congress of North America (Kuzey Amerika Kürt Ulusal Kongre- si) adlı dernek, 1998'de, Los Angeles'ta bir toplantı yapmış ve bu toplantıda Barzani'nin aşiret partisi IKDP'nin dış ilişkiler sorumlusu Ingiltere'de yerfeşik Hoşyar Zebari aynen şöyle demişti: 'PKK bölge- mizde silahlı faaliyet yapmasın! Biz ona daha önce verdiğimiz desteği Türkiye içinde yine vereceğiz.' Peki Türkiye ne yaptı? Bir hiç! Bir başka örnek: DevşirmelerNijyar Şemdin, 'Kürdistan Bölge Hükümeti'nin temsilcisi olarak, 1997'de ABD Adalet Bakanlığı'na kayıt yaptırmıştı. Nijyar Şemdin, 5 Mart 2003 akşa- mı, Hıristiyan Arap temsilci Edmund Ghareeb ile bir toplantı düzenledi. Nijyar Şemdin bu toplantıda, Tür- kiye ve Türklere neredeyse kan kustu. Türkiye'de eğitim görmüş olan Kuzey Iraklı Şemdin, Amerika'da kilit önemde kişilerden Fuat Mehmetoğlu'nun yar- dımcısıdır. Fuat Mehmetoğlu, Türkmen Fahir Kırdar ile Maryland'de ortak bir matbaa işletir. Bu etkin ki- şi, son günlerin ünlü 'Kürdistan Haritası'nın ve 'Kür- distan Bölge Devleti'nin yasallığını 10 Ağustos 1920 SevrAnlaşması'na dayandıran 'Kürdistan Bölge Dev- leti Anayasası'nın yayımlandığı ve IKDP ve IKYB or- ganı olduğu ileri sürülen internet sitesini hazıriamak- tadır. Mehmetoğlu, aynı zamanda ABD'de Türkiye karşıtı bir merkez olarak kurulan VVashington Kürt Enstitüsü'nün de kuruculan arsında yer almıştır. Adı- nın enstitü oluşu yanıltmasın. Dernekten başka bir şey olmayan bu kuruluşun akademik çalışmayla bir ilgisi yoktur. Bu işler karşısında Türkiye ne yapıyor? Bir hiç! PKK destekçisi Amerikalılar Türkiye'de 'kimlik' pro- pagandası yaparken susanlar şimdi konuşuyorama bu gerçekleri yine de görmezden geliyoriar. Bu işlerin arkasındaki Amerikan destekçilerin ba- şında Henry J. Barkey ve Graham Edmund Fuller geliyor. Türkiye'den bazı işadamlan örgütünü temsil eden kişilere de danışmanlık yapan ilginç kişilerin ay- nı zamanda IKDP'ye yardımcı oldukları görülüyor. Kuzey Irak'ta bir Kürt Devleti, ya da parçalanmış I- rak'ta federatif bir Kürt Devleti kuruldu ya da kurula- caksa, bunun sorumlusu ne ABD, ne de Kürtlerdir. Türkiye'de devşiri/meye eğilimli beyinlerdir." Akif Kökçe diyor ki: "Borç dediler, dolar dediler. Dedikleri çıktı ülke yabancı as- kerle doldu." SKAnkara'da Bü- yükşehir Beledi- ye Başkanı I. Melih Gökçek, Rusya'dan sirk getirtiyor ve bir "hiz- met" olarak ücretsiz gösteri yaptınyor... As- lında sirkin parası, izle- sin izlemesin bütün An- karalılann cebinden çı- kıyor! Neyse... Bir de her gece sirk, Istiklal Marşı ile baştryor... Rus sirki ile Türkiye'nin ulu- sal marşı ne alaka? SESSÎZSEDASIZ(!) Yüksek Yerilim Hattı ordincutku a yahoo.com Savaş ne ISA'ya yarar, ne MUSA'ya.- Yarasa yarasa USA'ya yarar! Sosyal-İş'in Metro örgütlenmesi Metro Grossmarket'teki "sendikal mü- cadele"ye DlSK'e bağlı Sosyal-lş Sendi- kası'ndan açıklama geldi: "Sendikamızın 12 Eylül yönetimince fa- aliyette bulundurulmadığı 1990 yılında Tez-Koop-lş Sendikası, işverence işyeri- ne çağnlarak, yetkili sendika durumuna getirilmiş ve üç dönem toplu iş sözleşme- si yaparak taraf sendika durumunda bu- lunmuştur. Üç dönem toplu iş sözJeşme- si tarafı olmuş birsendikanın işyerinde ta- raf olmaktan çıkmasında suçu sadece iş- veren tasarrufunda görüp, kendisini sor- gu/amayan anlayış, 1996'dan bu yana iş- yerini sendikasız hale getirmiştir. Tez-Koo- Iş'in 1996'dan bu yana işyerindeki 'müca- dele'sini biz bilmiyoruz.. Biz Sosyal-lş yö- neticileri birtek dahi 'Metro işvereni' ile ta- nışıyor değiliz. Ancak, Tez-Koop-lş, toplu \ iş sözleşmelerinde kapsam dışı bırak- tığı 'şefler" unvanlı emekçileri işveren kategorisine sokarak, bu emekçilerin sendikamızı yeğlemelerini, işveren yeğle- mesi addediyorsa -ki beyanlan öyle sayı- yor- bu doğrudur... Sendikamız 1000 ci- vannda işçiyi üye yapmak, yetki için yasa gereği Bakanlığa başvurmuş bulunmakta- dır. İşyerinde çalışan bu üyelerimiz içinde Tez-Koop-lş'ten istifa ettirdiğimiz hiçbir iş- çi yoktur. Kendiliğinden istifa ederek bize üye olan iki-üç işçi dışında, sendikamıza üye olan yaklaşık 1000 işçinin zaten Tez- Koop-lş'e üyeliği bulunmadığı için istifa etmelerinin anlamı ve mantığı bulunmayıp, yalandan ibarettir. Işverenlerie anlaşarak örgütlenmenin diyeti, herhalde toplu iş sözleşmesi metni olabilir. Bu ise zamanı gelince kuşkusuz görülecektir." Ekonomide Başarı Yoksa Siyaset Nanay! RTOVANBUDAK AKP, genel seçimlerdeki ba- şarısını Siirt'te de yineledi. Tayyip Erdoğan'ın Meclis'e girmesiyle yeni hükümetin de yolu açıldı. Cumhuriyet tarihi- nin en kısa süreli iktidarlann- dan biri olan Abdullah Gül hükümeti, yerini Erdoğan baş- bakanlığındaki 59. hükümete bırakacak. AKP'nin seçimlerde elde et- tiği oylarla parlamentonun ço- ğunluğunu elinde tutması kuş- kusuz siyasi bir başandır. Ama bu siyasi başannın kalıcı olup olmayacağını iktidarın ekono- mik alanda yapacaklan belirle- yecektir. Geçmiş dönemlerin ortaya koyduğu çıplak bir gerçek var- dır Siyasi başan ekonomik ba- şan ile tamamlanmazsa kimse- nin yeri garanti değildir; bugün size gelen oylar olduğu gibi gi- debilir. Bu açıdan yeni hükümetin düşünmesi gereken şudur Ister 365 milletvekili olsun ister 465; parlamentonun tümü sizin par- tiden oluşsa bile ekonomik so- runları çözemiyorsanız, bir da- haki sefere o parlamento da olabilir misiniz? • • • 58. hükümetin ekonomik per- formansı iç açıcı değil. Işsizlik- ten bunalan yurttaşlann oylany- la seçilen hükümet bu konuda, yani işsizlik ve üretim alanında hiçbir somut adım atmadı. "Acil Eylem Planı"nüa bazı sözler ve- rildi ama son sözü söyleyen yi- ne IMF oldu. Ek vergiler, zamlar halkın zaten küçülen alım gü- cünü hepten yok etti. Deniyor ki kapasite arttı, üre- tim arttı. Nerde bu artış? Niye görülmüyor? Hâlâ ülkenin fab- rikalannın yansı kapalı; on bin- lerce esnaf dükkânını açamıyor; işsizlik tavana vurmuş. Dövizin değerlenmesiyle tu- rizm ve tekstil ihracatındaki kıs- mi iyileşme kimseyi aldatmasın. Türkiye üretim alanında tam an- lamıyla can çekişiyor ve yapılan hiçbir şey yok. * • * Türkiye buraya nasıl geldi? Kuşkusuz Uzakdoğu ve Rusya krizleri, ardından deprem, son- ra da kasım ve şubat krizleri, ekonomik altyapıyı büyük ölçü- de tahrip etti. Bununla birtikte yıllardır uy- gulanan yanlış kredilendirme ve borçlanma politikalan da finans sektörünü balon gibi şişirdi. Krizlerin etkisiyle bu balonun patlaması üretim sektörünü de sıkıştırdı, finans sektörü kendi canını kurtarmak için reel sek- törü tamamen öldürdü. IMF parası finans sektörünün sıkıntılarına aktarıldı. Ama yok olan üretimi, işsizliği dert eden olmadı. önceki dönemde bu politikalan uygulayan Kemal Derviş, programının başarıya ulaşabilmesi için üretimin öne- mini fark edene kadar bir yılı aş- kın süre geçti. Bu sürede ise iş 'şten geçti; yüzlerce, binlerce jretim tesisi kapandı. Oysa Derviş'in işbaşına gel- Jiği birinci hafta kendisine bun- lar tarafımdan anlatıldı, sonra sendikacılar ve sanayicilerie bir- likte defalarca anlatıldı. Ne var ki o dönemin yönetim zihniyeti- ni Kamu Bankalan Ortak Yöne- tim Kurulu Başkanı Vural Akı- şık'ın şu sözleri açıkça gösteri- yordu. Kendisi sendikacılann yanında sanayicilere şöyfe di- yordu: "Ne uğraşıyorsunuz sigortayla, vergiyle, sendi- kayla; paranızı bankaya ko- yun, faiziyle bey gibi yaşa- yın." Ekonomi yönetiminin zihniye- ti buydu. Esasen koalisyon hü- kümeti de bu yüzden çöktü, se- çimlerde tarihin en büyük yenil- gisini aldılar. AKP ise bu sorunları çözsün, büyümeyi sağlasın, istihdama çare bulsun, üretimi arttırsın di- ye işbaşına getirildi. Ama deği- şen bir şey yok; aynı hamam aynı tas, devam ediyor. Ek ver- giler, zamlar sürüyor. Üstelik bu hükümetin Maliye Bakanı halkın üzerine yüklenen ek vergileri, "Ne olacak canım, bu bir depo benzin parası..." diye alaya alıyor. Yoksulluktan haberi olmayan siyasetçilerin bu şımankça yaklaşımlan halkı incitiyor. • • • Türkiye büyümeyi sağlayıp istihdamı arttırmadıkça, insan- lan iş ve aş sahibi yapmadıkça bu krizden kurtulamaz. AKP'nin önündeki büyük sınav budur. Savaşa girip 3-5 milyar dolar alarak bu soruna köklü çare bu- lunamaz. Çünkü mesele eko- nomik gelişme ile birlikte sosyal gelişmeyi de sağlamaktır. Türkiye ağır ve hantal devlet yapısı, sosyal gelişmeyi yok sa- yan sözde özel sektörcü çokbil- mişler yüzünden bugünkü sı- kıntılaria karşı karşıya kaJmıştır. Siyasette esas olan ekono- mik ve sosyal başarıdır. Savaş bir şekilde gündemden düşebi- lir. Kıbns sorunu da bir iradi ka- raria çözülebilir veya gündemin alt sıralanna inebilir. Ama kötü- leşen ekonominin düzelmesi, yönetenlerin bilgi, beceri ve uf- kuna bağlıdır. Toplumlar için kalıcı zenginlik sanayi zenginliğidir. Petrol zen- ginliği vb. gelip geçicidir, sana- yinin zenginliği her zaman kalı- cıdır. Türkiye bugün ABD baskısı- na dayanamıyorsa, AB Türki- ye'nin üyeliğine soğuk bakıyor- sa, demokrasi yeterince geliş- miyorsa, bunların nedeni de ekonominin güçsüzlüğüdür. Türkiye'yi yönetenler ekono- miye öncelik vermeyi artık bil- melidirler. Bununla birlikte sos- yal gelişme ve demokratikleş- me de doğru çıkış yoludur. • • • Halkımızın siyasetçilere me- sajı açıktır. "Ben çok muhafaza- kânm, çok milliyetçiyim, iyisağ- cıyım, iyisolcuyum, demekye- teıii değil; bunlar laftır. Ideolo- jiniz yaşamı iyileştirirse anlam- lıdır. Bu kadar çok işsizin oldu- ğu ülkede sadece ideolojiniz inandırıcı değildir, çare değil- dir." Bakalım AKP bu mesajı anla- yabilecek mi? ÇtZGİLİK KÂMİL MASARACI HARBt SEMtHPOROY semihporoyCçı yahoo.com BULUT BEBEK bulutbebekı hotmail.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAM 18 Mart EN GENIS KÖPRÛ SYDNEY'D£.. 193Z DE 8U6UN, SYOMEY(AVUSTte4LYA') Ü- MAN KÖPeüSÜ AÇlLMtÇTI. POHT JACK.SOU KÖgFEZİ'HİM Kl YANtUPAKİ OAIA/SS I/E ILULSOKl HOKTAUARIUI BİBJ-BÇTİBEN Su IZÖPiZÜ 8 YfLOA TAMAMLANMtÇTI. ZAMA- N/NtM ÖA/EMU MÜneNDİSÜIC SAŞAglLA- <Z(NDAM 8/Gt SAY/LAN ICÖPŞÛNİİN KE- ME&i SOS MEmeyDİ- GENİŞLİK AÇI- S/A/PAA/ İSE, UZUN YILLAIS. e&İÇİL£Mİ- YECE/C G/BÎYDİ : 4-8,5 ME71SB !. syüA/er LIMAK/ tcöp&ü&ü ÜZE&NPS, ELE/CTKİKU 77t>£A/ HATTt, G ŞE&rt-i KAG/İYOHI V£ Arfi/CA yAYA 8ÖLÛMÜ BULUNMAI Solda, yaf>(/dt§ı yı/faft/a görütüı/or: Mehmef Gümüş Korkarım Gideceksin TÜM MÜZİK MARKETLERDE IUÇ e 610* K; «13 üniapanı, ISrANBUL Tel ras-ız 5İS 41 2< =aj a i 2 ı K 8 « 2 4 SVIÇREHASTANESI "Sanatın Yamnda' DÜNYA ÇOCUK VE GENÇIİK TİYATROLARIGÜNÜ 20MARTPERŞEMBE saat 12:00' de LAHANA SARMA saatl5:00'de BÖYLE DEVAM EDEMEYİZ göige - kukia oyunian ANKARA ÜNİVERSİTESİ DİL VE TARİH COĞRAJYA FAKÜLTESİ TİYATOOBÖLÜMÜ MELAHAT ÖZGÜ DEVEME SAHNESİ*afc BJLMİÇİN: 0312 310 32 80 www.tahanasarrraLcofn KAJRTAL1. ASÜYE HUKUK HÂKÎMLİĞİ'NDEN Esas No: 2001 '810 Karar No: 2002 555 Mahkememizin yukanda esas-karar numarası yazılı belırtılen boşanma davasında davacı Coşkun Baba vekili Av. Halis Özdemir tara- findan davalı Figan Baba aieyhine şiddetli geçımsizlik nedeniyle boşanma davası açılmış ve 02.07.2002 tarihinde taraflann boşanmala- rına karar verilrnjş olup. davalıya tebligata yarar açık adresi tespit edilerek davetiye tebliğ edilemediğinden, ilanın gazetede yayunlandı- ğı tarihten 7 gün sonra tebliğ yapılmış sayıiacağından davalı Figan Baba'nın verilen kararı temyız etmesi halinde söz konusu temyiz di- lekçesini 15 gün içerisinde ibraz etmesi. aksi takdirde temyiz etmemiş sayılacağı ilan olunur. 02.10.2002 Basın: 11510 KALEM METtN ERKSAN 18Marti915 18 Mart 1915 günü Çanakkale Boğazı'nda yapılan, Türk zaferi ve Ingiliz/Fransız yenilgisiyle sonuçlanan "Çanakkale Boğazı Savaşı", TC Devleti Genelkur- may Harp Tarihı Başkanlığı Resmi Yayınlan; Seri No: 3, "Birinci Dünya Harbinde Tûrk Harbi" 1976,8. cilt, sayfa 177'de tanımlandığı gibi "Deniz Savaşı" de- ğildir. Deniz savaşı iki deniz gücü arasında yapılan sa- vaştır. "Çanakkale Boğazı Savaşı" az sayıda Al- man hava ve deniz gücü katılımlı, Türk; kara, deniz, hava güçleri ile Ingiliz/Fransız; deniz, hava, güçleri arasında yapılan bir savaştır. Bu nedenden ötürü bu savaşa adını açıkladığım kitabın tanımladığı ve adlan- dırdığı gibi "Çanakkate Boğazı Savaşı" demek doğ- rudur. "Çanakkale Boğazı Savaşı" 25 Nisan 1915te başlayacak olan ve gene Ingiliz/Fransız yenilgisiyle sonuçlanacak olan Çanakkale/Gelibolu kara savaş- lannın öncüsüdür. Çanakkale/Gelibolu savaşlan Ata- türk gibi bir komutan ve kahraman yaratmıştır. 1914/1918 yıllan arası olan 1. Dünya Savaşı "Pet- rol Savaşı"dır. Dünya petrolünün ana kaynaklan Os- manlı Devleti sınırlan içinde olduğu için 1. Dünya Sa- vaşı'nın asıl ve kök nedeni; o sıralarda yayılmacı, sö- mürgeci, saldırgan devletler olan ingiltere, Fransa ve Rusya'nın Osmanlı Devleti'ni parçalamak ve paylaş- mak amacıdır. 1 Ağustos 1914'te 1. Dünya Savaşı başlar. Ata- türk'ün; 23 Temmuz 1919'da Erzurum Kongresi'nin açış konuşmasında ve 24 Nisan 1920'de TBMM'de söylediği gibi, Osmanlı Devleti'nin çeşitli nedenlerden ötürü bu savaşa katılmamak olanağı yoktur. Osman- lı Devleti 11 Kasım 1914'te; İngiltere, Fransa, Rusya karşıtı ve AJmanya, Avusturya yandaşı olarak sava- şa katılır. Türkordulan; 1 Kasım 1914'tesaldın başlatan Rus ordulanyla Kuzey/Doğu Anadolu'da, 6 Kasım 1914'te saldın başlatan Ingiliz ordulanyla Irakta savaşmak- tadır. Rus Çan 2. Nikola'nın amcası Rus ordulan Baş- komutanı Nikola Nikolaiviç 17 Aralık 1914'te Rus- ya'nın başkenti St. Petersburg'da, Rusya'nın mütte- fikleri olan Ingiltere'nin ve Fransa'nın büyükelçilerine şunlan söyler. "Kafkasya'da Türklerileyaptığımızsavaşlarda çok büyük ve ağır kayıplar verdik. Yeğenim Rus Çan 2. Nikola akrabamız olan İngiltere Kralı'na bu durumu defalarca bildirdi ve silah yardımı istedi. Ağır savaş koşullanna rağmen Kafkasya'da Türklere karşıyap- tığımızsaldınlanmızı sûrdüreceğiz. Bati'da Almanlara ve Avusturyalılara karşı yaptığımız saldınlanmızı si- lahyokluğundan ötürü durdurmakzorundayız. Istan- bulşehri ve Türkboğazlan savaştan önceyaptığımız üçlü anlaşma gereği, savaştan sonra Rusya'nın ol- mak koşuluyla, Türk boğazlanndan geçip bize; top, tüfenk, makinalıtüfenk ve cephane ulaştırmak zo- rundasınız. Eğer bize silah yetiştirmezseniz Rus or- dulan Alman ve Avusturya ordulanna saldıramaz." Rusya'nın Alman ve Avusturya ordulanna karşı yaptığı saldınlan silah yokluğundan ötürü durdurmak olasılığı, İngiltere ve Fransa'da panik yaratır. İngilte- re, Fransa, Rusya 1. Dünya Savaşı'nda öncelikle Al- manya veAvusturya'yı yenmeyi amaçlamışlardı. Os- manlı Devleti'nin 1913 Balkan Savaşı yenilgisi; İngil- tere, Fransa ve Rusya'da; Osmanlı Devleti'nin savaş gücü olmadığı düşüncesini oluşturmuştur. Osmanlı Devleti 1. Dünya Savaşı'nda Almanya'dan ve Avus- turya'dan sonra, kolayca savaş dışı bırakılacak ve sonra paylaşılacak bir ganimettir. Gerçek böyle olma- mıştır. Osmanlı Devleti savaşa katıldıktan sonra Türk ordulan tüm cephelerde müthiş bir güçle savaşma- ya başlamıştır. Rusya 2 Ocak 1915'te İngiltere ve Fransa'ya sert bir nota verip; Kafkasya'da Rus ordulanyla savaşan Türk ordulannın saldın gücünü azattacak önlemleri al- malannı, Alman ve Avusturya ordulanna karşı yaptık- lan saldınlan durduracaklannı, Türk Boğazlanndan geçip Rusya'ya silah ve cephane ulaştırmalannı bir kez daha ister. Rusya'nın bu kesin ve sert tutumu so- nucu İngiltere ve Fransa "Çanakkale Boğazı Sava- şı"na karar verirfer. "Çanakkale Boğazı Savaşı" dünya tarihini değiş- tiren bir savaştır. Bu savaşı Türkler değil de Ingiliz- ler/Fransızlar kazansaydı ve Çanakkale Boğazı'ndan geçselerdi "kısaca" neolurdu. 1) Osmanlı Devleti sa- vaş dışı kalırdı. 2) Rusya'ya ulaştınlan silahlar ile Rus- ya/lngiltere/Fransa; Almanya ve Avusturya'yı yener- di. 3) 1. Dünya Savaşı 1915'te biterdi. 4) İngiltere, Fransa ve Rusya arasındaki anlaşma gereği Rusya; Istanbul'u, Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve Is- tanbul Boğazı'ndan oluşan Türk Boğazlannı toprak- lanna katardı. 5) Rusya'da Komünist devrim olmaz- dı. 6) Osmanlı Devleti 1915te İngiltere, Fransa, Rus- ya, Italya arasında paylaşılırdı. 18 Mart 1915te "Çanakkale Boğazı SavaşTnda şehrt ve gazi olan kahramanlan, Türk ulusu hiç- bir zaman unutmayacaktr. BULMACA SEDÂT YAŞAYAN 1 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLTMNSAĞA: 1/Tunceli ilinde, doğal değerlerin korunması ama- 2 cıyla "ulusal n park" kapsarru- na alınan vadi... 4 Bir nota. 2/ Ke- miklerin yuvar- lak ucu... Yu- murtadan yeni çıkmış ve henüz ayaklan oluş- mamış yavru 9 kurbağa. 3/ Kamboçya'nm para bi- rimi... "Salvador —": 1 ÜnKi Ispanyol ressam. 4/ 2 Dansta erkeğe eşlik e- 3 denkadın...Birşeyinalt 4 bölümü. 5/ Yumurta bi- g çimli ve sekiz delikli bir türflüt. 6/MOhCesdet 6 Anday'ın bir romanı. II 7 însanoğlu... Delik, yır- 8 tıkyadaeskibiryeriuy- 9 gun bir parçayla onar- ma. 8/Bir soru sözü... Pıston. 9/Kırklareli'nin bir ilçesi... Istanbul'daki bir üniversıteriin kısa yazılışı YUKARTOAN AŞAĞIY\: 1/Izmir'in Karaburun ilçesine baglı turisrik bir belde. 2/ Deriyle kaplı birçeşit Eskimokayığı... "Ey benim — me- mesinde cüceler emziren aca>ıp memleketim" (B.R. Eyu- boğlu). 3/tpucu. 4/Argoda karaı aç ya da parasız kimse... "Tombul Teyze", "Yeni ZenguT gibi tiplerin yaratıcısı olan ünlü karikatürcümûz. 5/ Tümör... Ince ve keskin ses... Bircetvel türü. 611517'de yapılan ve Mısır'ı Osman- lı topraklanna katan savaş. 7/Gösterişi ve özentisi olma- yan. 8/Şehzadelerinözel eğitmenleri... Kütahya'nın bir il- çesi. 9/ "Melâli anlamayan bir nesle — değiliz" (Ahmet Haşim)... Motoriu taşrtlann elektriğini sağlayan aygıt.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear