22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
•g ŞUBAT 2003 ÇARŞAMBA + CUMHURİYET SAYFA GEZI İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK TABİA TLI ÎSTAKS'JL EFBfDlSÎ ABDÜLCAK&U 1 AYK1R.I İ3M ( PA YENilli K ^AN/tUA£ AMA Sudan, havasının farklı kokusuyla, kadınlann ve erkeklerin otantik giysileriyle belleklerde kalıyor GölgeninbileterlecüğiülketKBALKAYNAR Muson ve çöl rüzgârlannın birlıkte dans ettiği, verimh, yeşil alanlarla çöl- lerin buluştuğu, siyahlar ülkesı Su- dan'ın başkenti Hartum'dayız. Yakıcı bir sıcak var. Çöl firtınası olasıhğına karşı Kahire Havaalanı'nda iki saat beklemeseydüc 50 derece bir sıcaklık- la hemen karşılaşmayabilirdik. Neyse ki böyle bir ısı farkına fizik olarak ol- masa da fikren hazırdık zaten. Otele gjdip yerieşiyoruz ki, biran ön- ce tanıyalım istiyoruz bu ülkeyı ve ön- celikleHartum'u. Otel, Mavi Nil (Blue Nile) kenannda Grand Holiday Villa Hotel merkezi Malezya'da olan otel- ler zıncirinden birisi. Tüm, otel personeli siyahın tonlannda. Müs- îürnan, Hırisnyan olanlan var. Müs- lûman olanlann isımleri hemen hemen bizimle ortak. Abdnllah, Adem,Necmettin, tsmahan- Adı- mın İkbal olması onlan çok mut- lu ediyor. Her şey çok renkli, fark- İ! burada. Siz de merak ediyorsa- nızgelin birlikte bakalım Sudan 'ın konumuna ve tarihçesıne... Eskl İnglllz sömürgesl Sudan iki buçuk milyon yüzöl- çümüyle Afrika kıtasının en geniş ülkesi. Nüfusu otuz beş milyon. Yîrmi altı eyalete bölünmüş eski bir Ingiliz sömürgesi. Osmanlılar döneminde Mısır Valisi Kavalalı Vfehmet AH Paşa. Hartum'u Su- dan'ın başkenti yapmış. Kısa birdınlenme, yerleşme fas- iuıdan sonra Mavi Nil boyunca yürüyoruz. Mavi Nil diyorum, bir ile Beyaz Nil var, ikisi hemen Har- tum dışında birleşiyor. Bu nasıl Mavi Nil, bunun adı Yeşil Nil ol- malıymış diyorum içimden. Bu (fuşüncemden akşam vazgeçiyo- nım. Çünküay ısığında yeşil sular rna- viye dönüşüyor, çokgızemli, roman- tk bir havaya bürünüyor. Yerlerde ve parklarda yatan insanlar görüyoruz. Havadan dolayı bulduklan gölgeye, srin yere kıvnlmak büyük mutluluk dsa gerek. Mavi Nil içinde uzun bir yerleşim \sri görüyoruz. Hemen sorup adının Tjtti Adası olduğunuöğrenıyoruz. Kü- çik bir iskele var, Tutti'ye motorla git- nek için. O kadar ilgi çekicı duruyor t karşıdan, hemen atlıyoruz motora. Nil'in içinde olduğu için çok verimii frr yer. Her yerde tropikal meyveler, sbzeler satan satıcılar var. 'Cellablye1 ... Saat 19.00'da Dış Ticaret Bakanı'nın ennegidiyoruz. görüşmemiz var. Çün- k onlann konuklanyız. Gayet sade hr ev. Evin dışında sekiz on kişi var jade, kumda oturuyorlar, korumala- nalsa gerek. Bakan ev kıyafetinde ya- nbeyaz, uzun "geflabıye" denilen bir gvsi. Gezi programı için konuşuyoruz. Cflriilecek yerlerin tekrar listesini ya- pyoruz. Yerleşim alanı olarak çok bü- yik, geniş olduğundan (Türkiye'nin üç kn) ve her yeri görmek istediğimiz- 6a oldukça çetın geçecege benziyor gri. Çünkü Port-Sudan şehrinin uzak- 1H otobüsle on dört saat. Güvenlik acsından oralarda gece yolculuğu ya- pıamıyor. : otoğraf çekme belgesi olmadan fo- taraf çekmek yasak. Belge olsa bile yne bazı yerler için aynca izin almak grek. Hatta havaalanı, köprü arazi gi- b .erlerin fotoğrafinı çekmek tama- ıraı yasak. Otele dönüyoruz, doğru- cMalezya mutfağının hâkim olduğu rsorana gidiyoruz. Açık büfe yemek- \c balığuı, etin her türlüsü değışik solarla. Meyveler tropikal meyveler. Sudan a gitmeden önce aşı olun Yüzölçüm: 2.505.810 km2 Nüfus: 34.475.000 Başkent: Hartum Resmi dil: Arapça Para birimi: Sudan Paundu Önemli şehirlen Hartum, Port Sudan-Omdurman Nasıl gidilir Sudan Airvvays-Turkish Airvvays Konaklama: Hilton, Grand Villa Görülecek yerler Hartum: National Museum, Nature History Museum Turkish Bath, Tutti Island, Mehdi Camii ve mezan, Omdurman Çarşısı Hartum dışında: Port Sudan (Kızıldeniz), Piramitler, Milli Park (Dindir National Park), Şelale Uyan: San humma, sıtma ve menenjit aşısı olunması, güneş kremi alınması. Mısır Çad Orta Afnka Cumhurıyetı Zaıre Uganda RENK CÜMBÜŞÜ ÇARŞDLAR - Sudan'ın çarşdan renk cümbüşünü görmek isteyenler için. Tahta (nmacıük, yılan de- risinden ayakkabı, tertikler, timsah derisinden çantalar çok ünfö. Tesbih, boncuk, füdişi takılar, bflblolar görütaneye değer. udan iki buçuk milyonyüzölçümüyle Afiika kıtasının en geniş ülkesi. Nüfusu otuz beş milyon. Yirmi altı eyalete bölünmüş eski bir Ingiliz sömürgesi. Osmanlılar döneminde Mısır Valisi Kavalalı MehmetAH Paşa, Hartum 'u başkentyapmış. Ülkede, izin belgesi olmadanfotoğraf çekmek yasak Belge olsa bileyine bazıyerler için aynca izin almak geretdyor. Hatta havaalanı, köprü arazi gibi yerlerinfotoğrafinı çekmek tamamen yasak Port Sudanfa çocuklar, 'inci' gibi beyaz dişleriyle fotoğraf karesüıde yer ahrken poz vermcyi ihmal etmh'oriar™ Eğer meyve suyu isterseniz şekerka- mışından elde edilen şurupla kanşh- np değişik bir tat elde edıyorsunuz. Üstüne Türk kahvesi içebiliyorsunuz. 'Henna'. Kına demekmlş... Her toplumda olduğu gibi ekonomik durumu iyi olan Sudanlılaryemek ye- meye ya da yeni evlıler balayını bura- da geçırmeye gelebilıyorlar. Yeni ge- linler hennalanmış ayaklan ve elleriy- le ve zengin takılanyla güzel bir gö- rü jüm sergiliyorlar. Altın çok yaygın. Hennayı (kına) önce elde tül eldiven, ayakta dantel çorap sanıyorum. Soh- bet edince yeni gelinlerin ve evli ba- yanlann yaptırdıklannı, geleneksel bir ahşkanük oldugunu öğrenryorum, san- ki çiçek sarmış gibi elleri ve ayaklan. Toup denilen Hint kökenli giysi giyi- yorlar. Pek elbıse diyemeyecegım, çün- kü dikilmeden, dört beş metre kumaş baştan başlayarak vücuda dolanıyor. Baş sıkı örtülü, ayaklar kapalı değıl, toup renginde açık ayakkabı var ayak- lannda ve aynı renkte çanta. Bir iki ka- dın dışında peçe olayı görmedim. Er- kekler resmi işleri dışında gellabıye (uzun beyaz giysi), başlanna tagiye (bızim takke dedi|imiz) ya da imma (başlanna dört beş sıra doladıklan, ku- maştan oluşan bir tür sarık) ayaklan- na markup (genellikle yılan derisinden yapılan ayakkabı) giyiyorlar. Türk Konsoloslugu'na uğruyoruz. Konsolos Dura^' P9İat ve üçüncü kâ- tip HidayetÇilkoparan, fotoğraf çek- me iznınin alınmasında ve gezı prog- ramının hızlanmasında bize çok yar- dımcı oluyorlar. Hartum Üniversitesi'ne Türkoloji Bölümü'ne gidiyoruz. Bölüm Baş- kanı Sudanlı. Aynı saatlerde müzik bölümünün konferans salonunda "otantik mözikfer''üzerine slaytgös- terimJı semınen var. Böyle birortam- da obnak bızi çok mutlu ediyor. Rı- tim duygulan çok kuvveth Sudan- lılann, iki odun parçasını (stick) bir- birine vurarak, toprak bir kabın ıçi- ne bir sopayı sokup çıkararak (el fundur) ritim tutuyorlar. Diğeri wa- za denilen üflemeli aleti, bir diğeri davul (drums) çalıyor. Milli kahramanlan Mehdi'nin me- zan ve camiıne gidiyoruz. Yaşadığı evi ve eşyalannı görüyoruz. Mehdi, 1881-1885 yıllan arasında Osmanlı- lara ve Ingilizlere karşı savaşmış ve mağlupolmuş. Omdurman Çarşısı'na gidiyoruz, renk cümbüşünü görmek için. Tahta oymacılık, yılan derisin- den ayakkabı, terlikler, timsah deri- sinden çantalarçok ünlü. Tesbih, bon- cuk, fildişı takılar, biblolar görülme- ye değer. • llk plramltler... Ertesi sabah 05.00'te kalkıyoruzpi- ramitlere gitmek için, saat 09.001dan önce orada olmalıyız kifotoğraflargü- zel olsun. Çünkü gün ışığı 09.00'dan sonra tepemizde. llk piramitler Mı- sır'dan önce burada yapılmış. llk kez çöl görüyoruz. Çölde oraya özgü bit- ki örrüsü (tek tük mıruk ağaçlar) var. Develer, keçiler.. buraya özgü beyaz eşekler görüyoruz. Piramitlerin civa- n göz alabildığince kum. Piramitlerin iç duvarlan resimlerle dolu. Şelaleye doğru yola çıkıyoruz. Nil Nehri tüm görkemiyle akıyor. Şelale- yegeldiğimizde kimi yerde göller oluş- muş, kimi yerde taşlardan sekiyor su- lar. Bir sürü insan var görmeye gelen. AyakJanmızı sokuyoruz Nil'e ve Su- danlı gençlerle sohbet ediyoruz gele- ceğe ilişkin. Yine erken kalkıyoruz bugün, çün- kü on dört saat sürecek bir yolculuğa çıkıyoruz. Taşımacılığa el atmış Türk otobüs şirketi Aslan Turizm'in otobü- süyle Port Sudan'a gitmek için saat 06.00'da Hartum'dan aynlıyoruz. Altı saat süren yolculuktan sonra Sınnar eyaletinin Singa yerleşimine geliyoruz. Daha birsaatlik yolumuz var Milli Park'a. Yolculuk karanlıkta teh- likeli olurdiye geceyi bu köyde geçir- meye karar veriyoruz. Tüm evler ka- mıştan yapılmış, elektrik, su yok, je- neratörkullananlarvar. îlk kez açık ha- vada uyuyacağım, yıldızlan seyrede- rek. Rehbere espri yapıyorum "Yrf- dızlaruuzdan topia>ip Türkiye'ye gö- tûreceğmı'' diye. Artık başlıyor hayvanlan doğal or- tamlannda görme zamanı. Büyük bir ayı topluluğu görüyoruz, sırtlannda yavrulannı taşıyan. Maymunlaro ağaç- tan bu ağaca zıplıyorlar. Isteğimız üze- rine bir yavru maymunu yanımızdaki görevli, cipten inerek yakalıyor. Sevi- yoruz, fotoğraf çekip kameraya alıyo- ruz sevimli maskara>ı. Ertesi gün Türkiye'ye dönme dü- şüncesi aklıma geldikçe ne denli fark- lı bir ortamda bulunduğumuzun ayır- dına vanyorum. Havasının farklı kokusuyla, kadın- lann ve erkeklerin otantik giysileriy- le, çocuklann ürkek bakışlanyla, ör- gülü saçlanyla, hennalı elleriyle hep belleğimde kalacaklar. Bir şey taşırken seni ammsayacağım başında odun, meyve taşıyan, burnu hızmalı kadın. Şarla söylerken seni unutmam müm- kün mü inci dişli siyah kardeşim? Yararlanılan Kaynaklar: 1- Profesör Doktor Orhan Kural'm Yol Çağnsı adlı kitabu 2- Hartum Turizm Müdüriüğü 'nün hazırladığıSudan 'ı TarutmaBroşüriL DUZYAZI ORHAN BİRGİT yatan,Metpekareitemi Ölçülüyor? 11 Eylül saldırısının, AmerikaJı dostlanmızın kimi kutsai değer ölçülerinde yaptığı değişikliği görmek için başta Başkan Bush, tüm yönetıcilerin yaka ro- zetlerine bakmak yeterti. Amerikalı politikacı yaka- sında, bir siyasal partinin, bir kulüp ya da demeğin rozetini değil, ülkesınin u/usa/ bayrağını taşıyor. Oysa, eskiden o kırmızı-mavili bayrakları, gece kulüplerinde sahne alan, uzun bacaklı tavşan kızla- nn mayolarmda görmeye alışmıştık. „ ^Usame bin Ladin in çetea, îkiz Kuteler'e saldı- nnca, Süper IDevlet'in "lideriiği"ninyurtsever\ikduy- guları tırmanabildikçe tırmandı. Sadece Başkan'ın değil, önde gelen ötekı yöneticilenn de törenlerde göz- leri doluyor; ulusal marşlar, sağ eller kalp üzennde daha bir coşku ile söyleniliyor. Ama kendi yurtseverliğine olan saygının, başka- sınınkiyle örtüşmesi gerektiğıni ABD'lı yönetici, he- nüz içıne sindiremedi. Dün de yazmışüm; ABD'nin Kıbrıs özel Temsilci- si Thomas VVeston, Ankara'da Türkiye'nin bugün- kü yönetımının temsılcileri olarak karşısına çıkanlan iki üst düzey AKP'Iİ parlamenterimizi, Kıbrıs konu- sunda azariayabiliyor. "Mendil kadar ada. Gidin anlaşın. Kıbns soru- nundan bıktık" diyebiliyor. Ikisı de babadan sıyaset dersi almış olması gere- ken temsilcilenmız, Bahadır Oülger ve Hüseyin Fırat gibi bugün aramızda bulunmayan o iki ateşli DP'Iİ milletvekilinin ruhlannı incitebilecek bırsuskun- luk içerısinde, VVeston'u yanıtlamıyorlar mı? Yok- sa, ağızlannı açıp "Siz o mendil kadar adada has müttefikiniz Ingiltere'nin 262 kilometrekarelik iki üssûnün niçin var oldugunu sorgulamıyorsunuz?" diyorlar mı? Yine AKP Genel Başkan Yardımcısı ile TBMM Dı- şışleri Komisyonu Başkanı, ABD'li diplomata, "Sı- rası gelmişken merakımızı giderin. Yunanlı komşu- ya da o mendil kadar ada için bizimle anlaşmalan- nı söylediniz mi" sorusunu yönettiyorlar mı? Dahası da olmaiıydı. Madem iki Türk politikacı, bir üst düzeyABD'li dip- lomatla görüşme fırsatı bulmuşlar, bence tam, "Fır- satbu fırsat" deyip, nedense medyamız, Ankara'ya ayaklanna kadar gelen komşumuzun Dışişleri Baka- nı Papandreu'ya da benzer sorulan sormayı ihmal ediyor. Üstelik Yunanistan şu anda AB'nın başkan- lık görevini de üstünde taşıyor. Aynca Yunanistan, ken- disini salt bir Balkan ya da Akdeniz ülkesi olarak, ka- buğu ıçine çekilmiş olarak da görmüyor ki! Türkiye'nin tüm sorunlu sınır komşulan ile yakın- dan ilgileniyor. Ermenistan'la, Ruslarta, iran, Sunye ve Irak ile sıcak ilişkileri var. Kimi ile savunma an- laşmalan irnzalamış. Avrasya'daki Türk devletlerınin de kapılannı ıkıde bir çalıyor Dolayısıyla Saddam sorunu üstündeAtina'nın da görüşü olmalı değil mi? Acaba, GıritdışındaABD'li askerlere Yunanlı kom- şu üs vermeyi düşünmez mi? Ya da askeri bir birlik göndermeyi? Bilse bılse, bunlan öyle Bahadır Dülgerya da Den- gir Mir Fırat değil, Cüneyt Zapsu bilir. Elden ele dolaşan notlar... Bir süreden beri pazar günlen "Flash 7V"de Hü- samettin Cindoruk ve Murat Sökmenoğlu ile Yıl- maz Tunca'nın hazırladığı "Gûndem" programın- da beyin fırtınalaması yapıyoruz. Sökmenoğlu, sü- rekli olarak Cüneyt Zapsu'dan söz ettigimi bildiği için internetten gönderilmiş bir bilgi belgesini verdı ba- na. E-Posta, Berlin'den Ali Yıldınm isimli bir yurtta- şımızdan "SevgiliAlman Useliler"adına gönderilmiş. Aydınlıkdergisinın, Cüneyt Zapsu'dan "Tayyip'iGû- den Adam" konulu kapak sayısındayazılanlardan söz ediliyor ve "Sevgili Cüneyt, haberdeki iddialar ko- nusunda bizi aydınlatırsan sevinirim" deniliyor. Zapsu, arkadaşlannın merakını nasıl giderdı aca- ba? Daha doğrusu vakit bulup yanıtladı mı, yoksa sessiz mi kaldı? Bir dergi, kapağında, milletvekili olmayan, parti yönetıcisi de olmayan genç bir işadamı için Türki- ye'nin iktidar partısı başkanını, iki ay sonraki olası baş- bakanı "güden adam"deyimini kullanıyor. Böylesi- ne ağır bir suçlama nasıl yanıtsız kalabilir? Aydınlık'a bakarsanız, Zapsu'nun değerini bilen- ler sadece Erdoğan'la da sınırlı değil. "Sözde Kürt parlamento üyesi Yaşar Kaya'nın da övdüğü adam"mış Zapsu. Erdoğan'ın dış gezilerinde yer alı- yor, görüşmelerini örgütlüyormuş. Bıraz sergüzeştçı yanı oldugunu da ben varsayı- madayanaraksöylemeliyim, Zapsu'nun. Mesela, An- nan'ın özel temsilcısi De Soto Ankara'ya geliyor ve apaçık bir otel lobisi yerine Esenboğa'daki viP bi- nasının birodasında rastlantı gereği ımişçesine Zap- su ile kapanıyor. Asıl resmi temaslar, o terminal görüşmesinden sonra başlıyor. Ama gazetecilere yakalandıklan için iki taraf da adamakıllı sinıriilermiş. Bir kez daha yazmış olmalıyım; havaalanlannda bu türfü ikili bulusmalardan nedense noşlanmıyoajm. Ba- na o casus filmlerindeki karanlık karşılaşmalan ha- tırlattığı için. O mendil kadar odalarda, öyle dolapların döndü- rüldüğü bir film gösterildiğini bilsem, bayram tatili- ne denk getirir izfemeye giderdim. Faks: 0212- 677 07 62 obirgit@e-kolay.net Cumhuriyet k 1 t a p 1 a r ı - * Bülent Tanör KURTULUŞ KURULUŞ Genişletilmiş 4. BASKI tncelenen devnm olaymm ıkı cephesı \ardtr KurtuJuş ve Kuruhış Bınacısı. bâğımsızlık. sava^ına \e bunun anlamlı özellüdenne ıJışkın olup Mondros-Lozan arası donemı kapsar (30 Ekım J9J8-24 Temmuz 1923) tkıncı süreç olan Kuruluş, bınncisıyle ıç ıçe gcçmı^tir TBMM'nın açılması (23 NJSBB 1920), yeni sıyasaj-anayasal >apılanmarun da başlangıcıdır Kuruluş'la ılgılı atılımiar 1940'lara kadar surecektır BaJeatTAJVÖR < r ^ C u m h u H y e l Çag Pazarlama A.Ş Turkocagı Cad No.39^41 ^ kitap kulübü (34334) CaSaJogJu-IstanbuJ Tel (0212) 514 01 96
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear