01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
AV=A CUMHURİYET 12ŞUBAT 2003 ÇARŞAMBA Ift KULTUR kultur@ cumhuriyet.com.tr îztmir Televizyonu yapımı Düş Sarayları adlı belgesel dizi bugün TRT2'de 20.30'da yayınlanacak Pera'dan^feşilçam'a...CA\«ZE AKDEMİR sanatı, toplumlann bllegi, sınema,salonlanylabır- lkte. Osmanlı'dan günümüze ızanan Düş Saraylan adlı bel- psel dizıde büyüteç altına alı- nyor. Jzmir Televizyonu tarafından razırianan ve bugün 20.30'da TRT 2'de yayımlanacak olan Iiiş Saravlan, Işığın Dansı; Pe- n'dkn Yeşilçam'a; SinemaAna- rolu'da; Dijhal Zamanlar adlı törtfc>ölümdenoluşuyor. Dızinin yapım ve yönetimi Klkat Akçah'ya ait. Sinemanın ülkede kabul göre- rtk, geniş kıtlelere ulaşma süre- cnin ve dalgalı bir grafik izle- y;n ızleyici-sınema ilişkisı bağ- lanında devinen dünyaya, dola- ysıyla degişen zamana yenıl- nıemek adına teknolojik, etık rrini devnmlerden geçişinin öy- kisü Düş Saraylan. Tsplumsal ve klşisel tarlh- şjnema llişklsl Belgeselde 20. yûzyılın baş- lannda, önce, Istanbul ve Iz- rrir'de baslayıp zamanla ülke- nın pek çok bölgesıne ulaşan si- nema salonlannın ilk günden bu yana uzanan süreçteki serüveni titiz bir araştırmayla aynntıla- nıyor. Yönetmen Hilkat Akçah bu- nu yaparken sinema salonlannın bir yandan tarihi geçmişlen, mı- mari yapılan ve iç donanımla- nndan söz ederken bir yandan da toplumsal ve kışisel tarihimizle arasındaki ilişkiyi incelemiş. Gkjvanni ScognamiDo, Oğuz MakaL TbnçBaşaranveAtiDaDor- say'ın konuk olduğu, Cumhuri- yet'in kuruluşuna kadar olan döne- min incelendiği Işığın Dansı adlı ilk bölümde; sinemanın Osmanh'ya Hilkat Akçah 'nın yönettiği Düş Sarayları sinemanın ülkede kabul görerek, geniş kitlelere ulaşma sürecinin ve dalgalı bir grafik izleyen, seyirci sinema ilişkisi bağlamında devinen dolayısıyla değişen zamana yenilmemek adına yerinde bir hinlikle teknolojik, etik mini devrimlerden geçişinin öyküsü. ilk defa ulaştığı yer olan Istanbul'da var olan sosyal doku ve bunun si- nemaya, sinema salonlanna nasıl yansıdığını araştırdıklannı söylü- yor Akçah. Pera'dan Yeşilçam'a adlı ikinci bö- lümdeyse sinemaya olan bu ilginin sadece azınlık ve Ievantenlerle sı-' nırlı kalrnayıp; zamanla Türk hal- kı tarafından da kabul görmeye başlamasını ele alan Akçah, ko- nuklar Scognamillo, Dorsay ve Ne- cip Sancı aracıhğıyla Istanbul'un pek çok bölgesinde açılmaya baş- lanan sinema salonlanna değınmiş. "Cumhuriyetin kuruluşuyla Ba- û'dan gekn her türden kültür-sanat obybrına kapdanmn açiması vebu- na paraki olarak sinemanın, Anadolu'da da kabul görme- ye başlaması ise Abidin Bay- raktaroğlu, Halil Makaracı, Nurettin Çelmeoğlu ve Celal Yahyaoğlu'nım konuk oldu- ğu Anadolu'da Sinema bölü- münûn konusu" diyen Akça- lı; îzmir, Ankara, Adana ve Antakya'daki kültûrel ve sos- yal yapı ile bunun yeni bir eğ- lence olan sinemaya yansıma- sının anlatıldığının da altını çiziyor. Son bölüm Dijital Za- manlar'da ise Diyarbakır ve Gaziantep'teki sinema salon- lan konu ediliyor. Konuklar Şehmuz Diken, Nejat Dilan, Afi Kemal Nakh poğlu, HalitZiya Biçer, Yalçın Küçüközcan, Uğur Ünal ve ÜmitTürüdü. Değişen sinemacılık anlayışı ve yenl salonlar -Bölümde,Türkiye'nin özri- likle son dönemde karşı kar- şıva kakuğı siyasal ve kültûrel dönüşümkrden söz ederken, bunun Türk halkuun sosyal ve kültûrel yapısına ve sinema salonlarnun oluşumlarma na- sıl yansıdığını incefiyoruz" di- yen Hilkat Akçalı'nın son ola- rak dikket çektiği nokta ülke- mizde de değişmeye başlayan sinemacılık anlayışı ve yeni sinema salonlannın da son bö- lümde masaya yahnldığı. (Düş Sarayları 'nın kurgu- sunu Tarkan Kızılhan, Banu Çetin ve Sevim Kılıç 'ın, ses- lendirmesiniMurtttCan Can- bay, Deniz Özkul ve Fikret Alan, müziklerini ise Tuluy- han Uğuriu yaptı. Dizinin metin yazarı ise Necmettin Tetik. Kame- ra Nadir Doğan. Yapım yardımcı- ları Ayşe Kalıpçıoğlu, Mutlu F.Kü- çük.) 90'lann en 'leri Kültür Servisi - 'Hits Of The 90s' adh toplama albüm, 90'ü yü- lann en popüler şarkılannı bir araya getiriyor. Albümde Kybe Minogue'dan Dr. Alban'a, Re- pubbca'dan Another Level'a, Lou Bega'dan Robert Miles'a kadar 90'h yıllarda çıkış yapan ya da müzikal çizgisini başany- la devam ettiren 19 sanatçı yer alıyor. Lou Bega'nın 'Mambo No. S'i, Los Del Rio'nun şarkısıyla olduğu kadar dansıyla da uzun süre dillerden düsmeyen 'Maca- rena'sı, Patrick Swayze ile De- mi Moore'un herkesi gözyaşla- nna boğduğu 'Ghost' (Hayalet) fılminin unutulmaz şariası 'Unc- haintd Melody' gibı 90'lı yılla- radamgasınıvurandaha 16par- ça 'KtsOfThe90s'te yer alıyor. Aşıklar için en güzel hediye 'Love Songs' Dolly Parton, Alan Parsons Project Jose FeBdano, Al Bano & Romi- na Pcnver, Darryl Hall & John Oates, John Franham, Pöinter Sisters, Dionne Warwick, Smokie, Harrv Belafonte, Neil Sadaka ve Perry Como, "Love Songs" serisinin ilk partisinde yer alan sanatçılar. Kültür Servisi - Aşk şarkılan müziğin doğuşundan bu yana var ve sonsuza kadar da olacak; hiçbir zaman eskimeyen, yıllarca dillerden düsmeyen bu şarkılar, aynı zamanda sevgililer arasında da aşkı ifade etmenin en güzel yollanndan biri. Şimdi BMG Müzik, pop müziğinin en ünlü aşk şarkıcılanndan oluşan bir diziyi âşıklara ve müzikseverlere sunuyor. DoIK Parton, Alan Parsons Project, Jose Feüciano, Al Bano & Romina Ptmer. Darryl Hall & John Oates, John Franham, Pointer Sisters, Dionne Warwkk, Smokie, Harry Belafonte, Neil Sadaka ve Perry Como, "Love Songs" serisinin ilk partisinde yer alan sanatçılar. Her bir sanatçının albümü titizlüde seçilmiş şarkılardan oluşuyor. Aynca her bir albümde Sevgililer Günü, yılbaşı ya da doğum günü gibi özel günler ıçin hazu-lanmış tebnk kartı bulunuyor. Şık ambalajh CD'ler, şimdilik 12adet olarak hazırlanmış. Şirket yetkilileri dizinin devamının geleceğini söylüyor. DEFNE GOLGESt TURGAY FİŞEKÇİ "Uzak Bir Kıyıda" ama Hayatın Olgun Meyvasımn İçinde Gütten Akın, şiir okumaya başladığım yıllardan bu yana izlediğim bir şair. Neden? Çünkü "Ah kimsenin vakti yokl Durup ince şey- lerianlamaya" d\ze\enni yazmıştı. May Yayınlan'ndan çıkan kırmızı kapaklı Kırmızı Karanfil kitabı da 70'li yıllann başmdakı lıseli heyecanıma yanıt venyordu. Dönüp öncekı kıtaplarını da okudum tabii. Kestim Kara Saçlarımı diyebilmek, bunu kitabının adı yapa- bilmek de şairce bir yalınlıgın ve cesaretin ömeğiy- di. En çok cesaret isteyen iş yalın olabilmek değil mi- dir bir şair için? İlk şiirinın 1951 'de yani henüz 18 yaşındayken ya- yımlanmış olması, daha o zamandan şiire adanacak bir yaşamın göstergesinden başka ne olabilir? Ne ki şiire adanmak jçin de ortada bir yaşam ol- malı. Boş bir yaşamın bir anlamı yoktur şiir için. ön- ce yaşamı dolduracaksınız, sonra o yaşamdan şiir sağacaksınız. Bakın nasıl dolmuş o yaşam daha çocukluk gün- lerinde: "Babaannem ve dedem ve annemle benden ûç yaş küçük kardeşimle geçen çocukluğumu anımsı- yorum. (...) Küçük ev, bakımlı bahçe ve an sevgisi ogünlerden kalmadır. Birde badem ağaçlannı sev- dim hep. Bademlerçağlayken. Asmada üzümleri ve çardağı ve aşılı gülleri." (Şiir Sanatı dergisi, Haziran 1966) Bu mutlu çocukluğun içine serptiği şıır tohumlan şairin yaşamının her dönemınde yeşıl kalacaktır ama büyüdüğümüzde de hep, karşımızda bizi mutsuz eden bir dünyayla karşılaşmaz mıyız? Gülten Akın'ın şiiri, ilk şiirierinden son şiirlere dek hep şairin yaşamı çevresinde dönen bir şiirdır. Ya- şananlar, şairin beynınde, yüreğinde, kalemindeye- niden yoğrulur, dizelere dökülür. Genç kızlık sorun- lanndan evliliğe, çocuk bakmaktan tayınlerte kent kent dolaşmaya, geçim sıkıntısından toplumsal çevreye bütün bir hayattır bulduğumuz şıirlerde. Bu şiirlenn belkı de en önemli özeiliği her zaman kışisel sesı ve söyleyişı korumuş olmalandır. Yaygın anlaytşlaraeğılimgöstermeyen bir şairolmuştur Gül- ten Akın. 70'li yıllarda Ağıtlar ve Türküter, yalınlıkla yoğun- luğun bir arada kaynaştığı, Gülten Akın şiirinde ye- ni bir olgunluk döneminin başladığının göstergesiy- di. 80'li yıllarda ülkemizde çoğu annenin çektiği üzün- tüleri, çocuklannın hapiste olması, hayatlanndan en- dişe duyma vb. sorunlan en yakından duyanlardan biri de o oldu. Bu yıllann ürünü llahıler bu gözle oku- nup anlaşılabilir ancak. 90'larla bırlikte artık şairin olgunluk dönemı ürün- lenyle karşı karşıyayız. Sevda Kalcıdır, Sonra Işte Yaş- landım, Sessız Arka Bahçeler adlı kitaplarda topla- nan şiirler bu yıllarda giderek kısırlaşan şiir verimi- miz içinde çok önemli yerler tuttular. Şimdi de, içinde bulunduğumuz 2003 yılında, Gül- ten Akın, 70 yaşında bizlere Uzak Bir Kıyıda adlı ye- ni kıtabını armağan etti. Gözlemlerim, şairierin iki türiü yaşlandıklan yolun- da Kimi şairter, yaşam veyaratma heyecanlannın azal- masından olmalı, yaşlılık ürünlennde yıllar içinde olu- şan ustalıklanna sığınıyoriar. Yıllann verdıği ustalık- la yine güzel şiirler yazmayı başanyorlar ama eskı do- nemlerindekı heyecanı, yaratma coşkusunu bulamı- yoruz şiirierınde. Gülten Akın ise, yaşı ileriedıkçe şi- irini daha yükseklere taşıyanlardan. Çevremde de sık sık tanık oluyorum, onun yeni bir şiirini okuyanlar, hep şiirin verdiği heyecanla sarsılıyoriar. Evet, sarsıcı bir şiir yazıyor Gülten Akın. Günümüz şiirinde başka şairierde pek de rastlamadığımız bi- çimde sarsılıyoruz onun yeni şiirierini okurken. Neden? Belki yeniden yazının başmdakı sdzlere dönebili- riz: Evet dolu dolu yaşanmış ve yaşanmakta olan bir yaşam. Ve bu yaşamın ıçinden hayata bakış. Onu anlama ve anlatma isteği. Bunu dille, düşünceyle, sezgiyle anlatabilme çabası. Kimi şairi yaşadığı çevre de etkiler. Elimde olsa ben de Gülten Akın'ın yaşadığı yerlere, o "uzakbirkıyı"ya gitmek, o şiırieri yazdıran "sessiz arka bahçeler^ görmek, oralardan dersler çıkarmak isterdim. kim öğrendi bugûne dek hasreti dönüştüren kimyayı ben kendi kendime kendi kendime hasretinle söyleşmeyi öğrendim. tfisekcifa hotmail.com K Ü L T Ü R I Ç t Z t K S t ü d y o D r a m a , b a n n d ı r d ı ğ ı t i y a t r o , m ü z i k , y a y ı n , a r a ş t ı r m a b i r i m l e r i y l e i ş l e v s e l b i r d ü ş ü n c e o r t a m ı o l u ş t u r m a y ı h e d e f l i y o r K Â M İ L M A S A R A C I Farklı disiplinlere açık bir oluşumÖZLLMALTUNOK îkinl önce kurulan Stüdyo Drama Tiyato Topluluğu'nu. topluluğunku- rucuinndan Onur Bay raktar ın yazıp yönetıgi 'Sonra' ve 'Kaos' oyunla- nylaanıyoruz. Toiluluk bu sezon. Jean Genefnin 'Hiznetçiler'ini hazırladıktan sonra prömyerini de yaptı, ama telif hakla- n koıusunda oldukça yüksek bir tu- tartaep edildiği için oyun sahnelene- meda rafa kaldınldı. Oynun telifi için gelir üzerinden yûzc talebi yerine, nakit bir tutar is- tenrnsini dogru bulmayan ekip, bu alana yeni bir yasal düzenleme yapıl- rnasıdan yana. Türkıye'deki birçok ti- varaun (özellikle özel tiyatrolann) temc sorunu olan telif haklan soru- nu i(n Bayraktar, doğru ve yasal bir yol hlunması gerektiğini düşünüyor. Yzmaya başladıgı yeni oyun üze- nnd çalışmayı hızlandıran Bayrak- tar, eni oyunu önümüzdekı sezona lazııyor gerçi, ama onun öncesınde, bir tiyatro topluluğu olarak bildığımız Stüdyo Drama'nın yeni projelerinı ha- yata geçireceklerinüı haberini veriyor. içinde tiyatronun yanı sıra araştır- ma birımi, müzik binmi, yayın birimi ve çevre birimi olmak üzere toplam beş birimin bulunduğu. kuramsal ve eylem- sel çalışmalann yapıldığı bir oluşum ekip şu sıralar tragedya, modern tra- gedya, trajık düşünce, trajık kahra- man ka\Tamlannı araştınyor. Ekip, bu araştırma bittikten sonra ellerindeki yazılı malzemeleri düzenle>ip kitap olarak yayımlayacak. Önümüzdeki sezon çıkaracaklan oyunlann yanı sıra tiyatro topluluğun- dan artaya çıkan 'Tragedya Projesi' başhklı çalışma. Oyunculuk kuramı üzerine düşündüklerini pratiğe geçire- ceklen, maİzemelennı değerlendırecek- leri bir alan bu. Küçük kurgularla oyuncuklar çıkar- maktan çok, durduklan yeri ve o ye- rin boyutlannı görmek ıstiyor ekip. ç i J imdi yeni bir oyun yazma girişimini nızlandıran Bayraktar, yeni oyunu önümüzdeki sezona hazırhyor gerçi, ama onun öncesinde, bir tiyatro topluluğu olarak bildiğimiz Stüdyo Drama 'nın yeni projelerini hayata geçireçeklerinin haberini veriyor. {Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) halıne dönüşen Stüdyo Drama, önü- müzdeki yıl birçok etkınlığe ımza ata- cak gibı görünüyor. Araştırma bın- minde, sanat üzenne bilımsel araştır- malar yapılan, başında Ahmet Cemal ve İsmail Ersevim'in bulunduğu bir da yapılan oyunculuk çalışmalanyla da bir proje hazırhyor ekıp. Seyırcıye açık, atölye çalışması ni- telığınde olacak bu proje araştırma bı- nmımn çalışmalan sonucu. kuramsal olanı sahne üzerine taşıma kaygısın- Müzik ve çevre birimi ise müzik ve sa- nat kavramlan üzenne etkinlıklerin yapıldığı, gençlere yeni alanlar açmak ve kavramlan tartışmak üzere bir ara- ya gelinen diğer alanlar. Stüdyo Drama'nın yeni oluşturdu- ğu birimlerden olan yayın birimindey- se dergi ve kitap projeleri oluşturula- rak, yayın üzerinden kalıcı bir tartış- ma platformu yaratmak hedefleniyor. Ortak blrtlyatro anlayışı Onur Bayraktar, bu kadar birimi oluşturmalanm, öncelikle, en büyük sebebini, farklı disiplinlerin bir arada, ortak olarak çıkacak bir tiyatro anla- yışına ihtiyaç duymalanna bağlıyor. "Arbk genç tiyatroculann böyle çahş- malar yapması gerektiğini düşünüyo- rum. \- ıllardır tartışüan sanat kavra- mı yerine, daha net konuşmah ve her şeyeaçıkohnalıyız. OnemB olan düşün- ce ohıstnrmak ve düşünceler sanat ol- gusunadönüşürdönüşmez,düşüncesis- tematiğinin neJere dönüşebileceğini iz- lemek" derken herkesm kendi alanın- da var olması için çaba göstermesi ge- rektiğini söylüyor. Stüdyo Drama, bü- tün birimleriyle meraklılanna ve ilgi- lilere açık; daha fazla konuşmak, tar- tışmak ve paylaşmak için. (Stüdyo Drama Tiyatro Topluluğu 'Kaos' adlı oyunu Mava Sahnesi 'nde sahneleniyor. Tel: 0 212 252 74 52)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear