25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYTA CUMHURİYET 30 ARALIK 2003 SALI 8 HABERLERÎN DEVAMI TURKIYE Istantıul Ediroe _Ş 11 Sınop PB 12 Adana B 17 Y 11 Samsun PB 12 Mersın B 17 Kocaelı _S 12 Trabzon PB 12 Dıyarbakır S Çanakkale Y 14 Gıresun Izmir Y 14 Ankara PB 11 Şanlıurfa 7 Mardin Manisa Y 10 Eskişehir 6 Siirt Aydın Denızlı _Y 14 Konya Y 10 Sıvas _6 Hakkâri 0 Van Zonguldak PB 10 Antalya PB 16 Kars Yundunbatıvedoğu kesımlen parçalı çok bulutlu, zamanla Mar- Oslo mara'nın batısı ıle kjyı Helsınkl E fli d g DIS MERKEZLER PB -8 Ege yağmurlu. d.ger S t o c k h o | m yerieraz bulutlu geçe- . . cek.Yurdunıçvedoğu L o n a r a K 0 kesımlerınde sabah Amsterdam K 4 saatlennde yer yer sıs Brüksel K 3 gorulecek.Havasıcak- Pans PB 3 iığındaonemlıbırdeğı- Bonn şıklık olmayacak. Münıh PB 2 K 1 Zürih Berlın Budapeşte Madnd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina K B Y Y B K Y Y 2 7 10 6 9 6 13 13 K 1 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tiflis Kahire K K PB Y B PB PB B 2 0 -9 10 7 -3 6 20 B 12 Taşkent Tahran Açı < t Çok bulutlu ı Yagmufiu > Suiu Kar , Gök gürültüB GUNCEL CITVEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada sistemden beslenenler, attığımızheradımı, sis- tem tartışması çıkarıp rejim tartışması olarak sunrna gayreti içindedirler" diye savunuyor. Bu yargıya Başbakanlık Müsteşarlığı'na ge- tirdiği, laik rejim yerine siyasal Islamı savunan bir kişi üzerinde başlayan tartışmalardan son- ra varıyor. Inandırıcı olabilir mi? Hayır! Bu sert çıkış, yavuz hırsız ev sahibini bastırır atasözü- nü bir kez daha anımsatıyor. RTE'nin durup durduk yerde rejim üzerinde- ki haklı kaygıları karşılamaya çalışır davranışlar sergilemesi, bir başka açıdan da anlamlı. Laik rejime karşı giriştiği ve girişmesi olası eylemlere direnişin giderek canlandığını gördü, korkuya kapıldı. Amaçları "daha sağlam birsis- tem kurmaya" yönelikmiş de "çıkar düzenlerini korumak için rejim tartışması pazaıianıyormuş" gibi söylemlerde bulunuyor. İşit de inanma! RTE imam hatipten bir hodri meydan çektik- ten sonra: Kasımpaşalı havasıyla laik rejimi bal- talayan yozlaştırmaya yönelik hangi adımlar- dan söz edildiğini neden sormuyor veya tartı- şılan, elbette kuşku yaratan girişimleri tekerte- ker ele alıp savunma cesaretini niçin göstere- miyor? Sistemi değiştirdikten sonra rejim değişikli- ğinin kendiliğinden geleceğine inandığı için mi böyle konuşuyor? • • • Işçinin, memurun, emeklinin, çiftçinin maddi olanaklarını düzeltme çabalarındaki asıl ama- cını görev aşkıyla örtmeye çalışıyor. Aslında po- pülizm anlayışı kokan yaklaşımını medyaya, halk dalkavuklarına yutturabilir. Oysa son icra- atı 28 Mart'ta yüzde 50 dolayında oy toplama- yı hedef alıyor. RTE, 3 Kasım seçimlerinde aldığı yüzde 34 oyla Meclis'in yüzde 66'sı üzerine oturduğunu vurgulayan ifadelerden tedirgin. 28 Mart gece- si, katılım düşük veya yüksek olsun fark etmez onun için; kuşkunuz olmasın, oyların yüzde yaklaşık 50'sini veya 50'sini aldığını gördüğü anda ekranlarafırlayacak, önümüzdeki aylarda, iç ve dış sorunlara damgasını vuracak icraatı- nın temel sloganını açıklayacaktır: "Işte" diyecektir. "Yüzde 34 oyla Meclis'te yüzde 66 iskemleye sahip olan iktidarımızı eleş- tirenlere halkımız yerel seçimlerde AKP 'ye yüz- de 50 oyla desteğini esirgemeyerek gereken yanıtı verdi" diyecektir. Bu noktadan sonra RTE'yi tutabilirsen tut! • • • "Kıbrıs meselesi Türkiye'nin Edirne'den veya Hakkâri'den farklı bir meselesi değildir. Kıbrıs, AB'ye girme şartıymış. Bu şartı reddedin. Niye bunun önünde eğiliyorsunuz? 'AB'ye almazlar.' Almazlarsa almasınlar. Zoıia güzellik olmaz. Mü- zakere tarihi verirse verir, vermezse vermez. Ya- ni Avrupa sizi almayacaksa zaten almaz. Niye eğiliyorsunuz, anlamak mümkün değil. Denktaş, 'Bayraktan, bağımsız devlet kurul- muş, devletten de, topraktan da, halktan da vazgeçmem' diyor. Bunlardan vazgeçmeye ra- zıysanız, çözüm de ona bağlıysa çıkın, söyleyin bakalım." Iktidar ve muhalefet yıllarında -1965'ten be- ri- Kıbns konusunda binlerce deneyimden geç- miş, Batı'nın Sevr anlayışındaki bölücü emel- lerini, adım adım uyguladığı planları, kafasını ci- ğerini bilen 9. Cumhurbaşkanı Demirel, 27 Ara- lık Cumartesi günü Star'da yayımlanan deme- cinde böyle diyor, RTE ile Gül'e böyle sesleni- yor. Ne çare, ne yazık ki bu gerçekler düşsel ola- naklara koşan teslimiyetçi anlayışa sahip bu- günkü iktidarın bir kulağından giriyor, öteki ku- lağmdan çıkıyor. Gözler kör, kulaklar sağır... Araplar federasyona karşıDış Haberler Servisi - Arap Birliği, Kürt gruplann federas- yon temelli planlanndan rahat- sızlığını dile getırirken Irak Kür- distanı Demokratik Partisi (IKDP) hderı Mesud Barzani, iktidann Iraklılara devnne ıliş- kin 15 Kasım'da ımzalanan an- laşmanın gözden geçirilmesini istedi. IKDP'nin yayın organı Etteaki gazetesinin haberine göre Barza- ni, anlaşmanın, "Iraklı Kürtle- rin haklannın da yer alacak şe- kilde" gözden geçirilmesini ısti- yor. "15 KasınTdaki anlaşma- nın gözden geçirilmesi lazım ve bir Irak federasyonu bünyesin- de "Kürtlenn haklan" bu anlaş- mada yer almalıdır" diyen Bar- zani, "Bugün Kürtler güçlü ko- numdalar ancak birliklerini korumak için mücadelelerini siirdürmelidirler. Biz bir fede- rasyon istiyoruz ve bu halkımı- zın temel isteklerinden biridir. Silahlı mücadele devri kapan- mış, sandık mücadelesi başla- mıştır" ifadelerini kullandı. Aynı gazete. pazar günü Arap Birliği heyetini kabul eden Bar- zani'nin, Araplardan, "Kürt halkının haklanna karşı çık- mamalannı talep eftiğini" yaz- mıştı. Hafta sonu Kürt grupları ile temaslarda bulunan Arap Bir- liği heyetinin Kürtlenn federas- yon isteklerinden rahatsız oldu- ğu kaydedildi. Irak Türkmen Cephesı liden Faruk Abdullah Abdurrahman ıle görüşen Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa, "federasyonu reddedi- yoruz" mesajı vererek Kürt gruplann federasyon temelli anayasa hazırhklannın Arap dünyasında yarattığı rahatsızlığı dile getırdı. Amr Musa, "Irak'ın siyasi birliği ve toprak bütün- lüğü dışında herhangi bir gö- rüşü kabul etmiyoruz" dedi. îngiltere'de yayımlanan günlük ekonomi ve siyaset gazetesı Fı- nancial Times, Irak"ta iktidar devri çalışmalan çerçevesinde, Kürtlenn taleplerinin bölgenin doğal kaynaklannın kontrolün- den ordunun bölgedeki askeri ha- reketlerini veto yetkisine kadar çeşitli alanlan kapsadığını yazdı. Irak'taki Geçici Hükümet Kon- seyi'ndeki Kürt üyelerin, değı- şim sürecinde yapılacak yasal düzenlemelerle Kürt bölgesine geniş egemenlik haklan sağla- maya çalıştıklannı belirten gaze- te, Kürtler'in peşinde olduklan egemenlik haklannın bölgenin doğal kaynaklannın kontrolün- den Irak ordusunun bölgedeki askeri hareketlerini veto yetkisi- ne kadar çeşitli alanlarda ortaya çıktığını öne sürdü. Gazete, "Kürtler'in bu talepleri 28 Şu- bat tarihine kadar bitirilmesi hedeflenen yasal hazırlıkların önünde yeni bir engel oluşrura- cak" diye yazdı. Kürt partilerin yan özerk bir yönetim yapısının sağlanmasını da önerdiklerini, bu yapıya "Kürt bakanlar konseyi" adı- nın verilmesini istediklerini be- lirten Financial Times, oluşturu- lacak konseye Bağdat'ta yapılan bütün idari uygulamalara onay verme hakkının sağlanmasının da hedeflendiğini kaydetti. SIRBISTAN'DA MÎLLÎYETÇÎLER KAZANDI Seselj ve Miloşeviç milletvekili oldu BELGRAD (AA)-Sırbıs- tan Seçim Komisyonu, ülke- de dün yapılan genel seçimi milliyetçı Sırbıstan Radikal Partisi'nin (SRS) kazandığını doğruladı. Komisyondan yapılan açıklamada, eskı Yu- goslavya'daki savaş suçlan için Hollanda'nın Lahey ken- tinde kurulu mahkemenin hakkında dava açtığı ve bu- rada rutuklu bulunan Voyis- lav Seselj liderliğındekı SRS'nın yüzde 27,3 oranında oy alarak, parlamentoda 81 sandalye elde ettiğı belirtildi. Açıklamada, Seselj ile birlik- te Lahey'deki mahkemede duruşması süren Yugoslav- ya'nın eski Devlet Başkanı SlobodanMiloşeviç'in Sos- yalist Partı'sının (SPS) yüzde 7.6 oy oranıyla parlamentoda 22 sandalye elde ettiği kay- dedildi. Vojislav Koştunit- sa'nın Sırbistan Demokratik Partisi'nin ise yüzde 17.8 oy oranıyla 53 sandalye, cinaye- te kurban giden başbakan Zo- ran Cinciç'ın Demokratik Partisi'nin ise yüzde 12.7 oy oranıyla 37 sandalye elde et- tiği bildirildi. Miloşeviç ile Seselj'in yalnızca "teorik olarak" milletvekili olabile- cekleri belirtildi. TRİCHET VE EUROPOUA GÖNDERİLDÎ Bombalı mektuplar Dış Haberler Servisi - AB Komisyonu Başkanı Ro- mano Prodi nın ardından dün de A\rupa Merkez Ban- kası (ECB) Başkanı Jean- Claude Trichet ile AB polis örgütü Europol'un merkezi- ne bombalı birer mektup gönderildi. Frankflırt polisi, bankanın Frankfurt'taki merkezinde banka görevlilerinin yaptığı normal kontroller sırasında, üzerinde Trichet'in adresi yazılı şüpheli bir zarf bulun- duğunu zarfin uzmanlar ta- rafindan kontrol altma alın- dığını bildirdi. AB polis örgütü Euro- pol'un merkezine gönderilen bombalı mektubun da Hol- landa polisi tarafindan etkisiz hale getirildiği açıklandı. La- hey Savcılık Bürosu sözcüsü Astrid Rijsdorp. bombalı mektubun Europol'un La- hey'deki merkez binasına gel- diğini. personelin mektuptan kuşkulanarak bomba imha ti- mini uyardığmı söyledi. Rijs- dorp olayda kimsenin yara- lanmadığını açıkladı. Ölüme gider gibi Bangladeş'in Turag Nehri kıyılarında 3 milyondan fazla Müslüman dün barış ve uyum için dua etti. Dünyanın en büyük tslam toplantılanndan biri olan Tebliğ Cemaati'nin düzenlediği bu konferansa tslam dünyası büyük ilgi gösterdi. Hacılar, Bangladeş Devlet Başkanı Iacuddin Ahmet ve Başbakan Halid Ziya'nın da bulunduğu toplantı sonundaki duaya katılabilmek için çok kalabahk trenlerle yolculuk etmek zorunda kaldılar. (Fotoğraf: AP) Bahrköylü öğrencüere iki ödül tstanbul Haber Servisi- tl Milli Eğitim Müdürlüğü Kültür Bölümü'nün düzenlediği "Öğ- retmen" konulu yanşmasının sonuçlan belirlendı. Kompozis- yon dalmda birinciliği "Solan Yapraklar" başhklı yazısı ile Özel Kültür tlköğretün Okulu öğrencisi Meral Şahin aldı. tl çapında düzen- lenen yanşma- da Bakırköy il- çesi iki ödül kazandı. Yahya Kemal Bayath Lisesi öğrenci- si Kerem Er- doğan, resim dalında mansi- yon ödülü ka- zanırken, Me- ral Şahin de kompozisyon da- lında il birincisi oldu. Şahin bi- rincilik kazandığı kompozisyo- nunda öğretmenüıi şu satırlarla anlattı: "Onun tahtının başı- na geçmesiyle başlar her yeni gün benim için. Her konuyu sabırla anlahr. Yüzündeki in- ce çizgiler ona bilgece bir pı- nltı verir. Öğrencileridir yaşa- mındaki tek renk. bir de du- dağına ara sıra dokundurdu- ğu kninızı ruj." Meral Şahin AKP'den Cargill'e özel yasa EMİNE KAPLAN ANKARA - AKP hükümetı, Da- nıştay'm onay, izin ve ruhsatlannı ip- tal etmesıne İcarşın Bursa'da faaliye- tini sürdüren ABD'li Cargill firma- sını kurtarmak için harekete geçti. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nca ha- zırlanan yasa taslağında, Cargill'in tesislerinin bulunduğu alanm "özel endüstri bölgesi" ilan edilmesinin yolu açılırken yargı kararlannm da geçersiz kılınması öngörülüyor. AKP hükümetı. ABD'nin Cargill firmasına yasal dayanak sağlanma- sına dönük isteklerini kabul etti. Sa- nayi ve Ticaret Bakanlığı, bir yasa taslağı hazu-layarak Cargill'in yasa- lara ve yargı kararlanna aykın olarak faaliyette bulunduğu alanın "özel endüstri bölgesi" ilan edilmesine yönelik düzenlemeler yapmayı ön- gördü. Ilgili kuruluşlann görüşüne sunulan taslakta, Endüstn Bölgeleri Yasası'na geçici madde eklenerek şu hükmün getirilmesi önerildi: "Üze- rinde kurulu sanayi tesisleri bulu- nan, alanı 150 bin metrekareden büyük, kurulduğu dönemde geçer- li olan imar planları uyarınca ya- pı izni, yapı kullanma izni ve diğer gerekli izinleri alarak faaliyete geçmiş, mülkiyeti yatırımcılara ait alanlar. Bakanlar Kurulu kararı ile özel endüstri bölgesi olarak ilan edilebilir. Özel endüstri bölgeleri- nin kamulaştırması yapılmaz. Ba- kanlar Kurulu karanyla özel en- düstri bölgesi ilan edilen alanlar- ABD, Cargill firmasını kurtar- mak için bir dizi girişimde bu- lundu. ABD'nin eski Ankara Bü- yükelçisi Robert Pearson, 57. hükümet döneminde Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu na bir mektup gön- dererek "Bölge ekonomisi ve ayrıca Türkiye'nin yabancı ya- tırım ortamı için firmanın ka- panması bir felaket olacaktır" dedi. Pearson Tannkulu'na gönder- diği mekrupta. "Türkiye'deki en büyükAmerikalı yatırımcı- larmdan biri olan Cargill'i et- kileyen kririk bir konuyu çö- zümlemek için desteğinizi al- mak üzere size yazıyorum" ifa- desine yer verdi. Fabrikanın ka- panmasmı önlemek için Bakan- lar Kurulu'nun ilke karan ya- yımladığmı ancak Cargill alanı- nın endüstri bölgesi olarak sınıf- landınlması için firmanın yaptı- ğı başvunıyla ilgili olarak her- hangi bir adım atılmadığını kay- deden Pearson, şu görüşleri dile getirdi: "Firma, faaliyetin ye- niden kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağından en- dişe duymaktadır. Cargill'in 90 milyon dolarlık tanmsal ya- tırımı ilgili mev^uann hüküm- lerine bağlantılı olarak gerçek- leştirilmiştir ve firma Orhan- gazi'de 2 yıldan fazla süredir faaliyet göstermektedir. Bölge- deki 4 bin kadar insanın ge- çimleri doğrudan ya da dolay- lı olarak firmanın faaliyetine bağlıdır.Yerel yetişririciler, bu- rada tüketilen mısırın yüzde 70'ini sağlamaktadır, bu oran önümüzdeki yıldan sonra yüz- de 90'a yükselecektir. Bölge ekonomisi ve ayrıca Türki- ye'nin yabancı yatırım ortamı için firmanın kapanması bir felaket olacaktır." da yer alan ve daha önce izin, on- ay ve ruhsatları alınmış yatınmla- rın tüm izin, onay ve ruhsatlan, ge- çersiz kılınmış olması durumunda dahi yenilenir." Cargill, Bursa Valiliği II Idare Ku- rulu'ndan aldığı inşaat ve imar ruh- satı izniyle 1998 yılında yatınma başladı. Yüksek Planlama Kurulu, Cargill'in yatınm yaptığı 195 bin metrekarelik alanı "tanm dışı alan" ilan etti. Ancak 19 sivil toplum örgü- tünün başvurusu üzerine Bursa 2. tdare Mahkemesi. yürürlüğün dur- dunılmasma karar verdi. Danıştay tdari Dava Daireleri Genel Kurulu, 18 Nisan 2002 tarihinde Cargill'e ve- rilen deşarj ve emizyon izinlerinin iptalini kararlaştırdı. Danıştay'ın ka- ranna karşın 57. hükümet dönemin- de Bakanlar Kurulu'nun ilke karan ile Cargill, faaliyetlerini sürdürdü. AKP hükümetleri de benzer kararlar alarak yargı kararlannı yok saydı. ABD'nin sürdürdüğü yoğun girişim- ler sonucunda Sanayi ve Ticaret Ba- kanlığı, Cargill'e özel yasa taslağı hazırlandı. Taslakla, Danıştay'm al- dığı kararlar geçersiz kılınırken, "özel endüstri bölgesi" ilan edil- mesiyle diğer endüstri bölgelerinde olduğu gibi söz konusu alanın kamu- laştmlmasının da önüne geçiliyor. Türkiye'de nişasta kökenli şeker üretimi yapan, aralarmda Cargill'in de bulunduğu üçü yabancı sermaye- li beş füma bulunuyor. Bu fırmala- nn kurulu kapasitesi ise toplam 800 bin ton dolayında. Cargill, Bursa ve îstanbul tesisle- rinde vılda 600 bin ton mısır işleye- rek 440 bin ton glikoz vefruktozşu- rubu üretiyor. Son yıllarda şeker ye- rine kullanılması nedeniyle çok sa- yıda sanayici nişasta kökenli fruktoz kullanmaya yöneldi. Ancak Türki- ye'de üretimin yetersız olması nede- niyle nişasta bazlı şeker sanayinin mısır gereksiniminin büyük bölümü ithalatyoluylakarşılanıyor. 2001 yı- lında yaklaşık 554 bin ton, 2002 yı- lında 1 milyon 70 bin ton mısır ithal edildi. 2002 yılında yapılan ithalat- ta, ABD yaklaşık 632 bin tonla ilk sı- rada ver aldı. GUNDEM MLSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada geçti... Eylemsel olarak bakmak gerekirse; her üç şık da iç içe girdi, sarmaş dolaş devam ediyor! AKP pek çok iktidarın tersine, kendisini önce yurtdışında kabul ettirdi, sonra bunu içeriye taşı- maya çalıştı. Salt bir partinin genel başkanı iken Beyaz Saray'da ABD Başkanı tarafindan kabul edilen ilkTürk liderolan Erdoğan, önümüzdeki ay bir kez daha Başkan Bush'la görüşecek. AKP'nin yerleşme ve kalıcılaşma arayışlarının nelere mal olabileceği kulağına fısıldanmış olma- lı ki, Başbakan Erdoğan, bir haftadır değişik me- sajlar veriyor. Gerçi tüm şifreleri çözdüğünü, bunların artık pi- yasada alıcısı olmayan senaryolar olduğunu, ge- rilim oyunlarının gösterimden kalktığını söylüyor ama, bunlan gündeme getiren de kendisi oluyor! Tek parti iktidarını neredeyse tek parti rejimine çevirme eğilimlerini içinde barındıran Erdoğan'ın, önceki gün AKP il başkanları toplantısında yaptı- ğı konuşma ilginç şifrelerle doluydu! Erdoğan, nedense rejime bağlı olduklarını vur- gulama gereği duydu. Değiştirmek istedikleri re- jim değil, sistemmiş! Bunların ne olduğunu da açıklamadı. Konuşmanın derinliklerinde bazı kod- lar verdi. Bunlardan biri şu: Derin demokrasi! Bunu aktarırken aynen şöyle söyledi: "Siyasal bilincimizi oluşturan kod, derin demok- rasidir. AKP'nin markası derin demokrasidir!" Anlaşılan demokrasinin ilk durağı Erdoğan'ı kesmedi! Menzil grubu AKP'nin markası demokrasi de bu markanın na- sıl bir ürün olduğu belli değil. önümüzdeki hafta Istanbul'da bu sorunun tartışılacağı bir toplantı var. Ev sahibi AKP. Konu malum: Muhafazakâr demokrasi! Anlaşılan, önümüzdeki dönemde AKP marka- sının böyle bir ürün olduğunu daha yoğun işleye- cekler. Erdoğan'ın ABD gezisinde de bu kimliğin altının çizilmesi bekleniyor. Nedense önce Ibrani- ce, sonra Ingilizce yayımlanan kimi kitaplarda, AKP'nin kimliğini pazarlamaya çalışanların da az olmadığı dikkati çekiyor! Her neyse, biz de yazıyı derinleştirmeden Erdo- ğan'ın son sıcak konuşmasıyla devam edelim... Başbakan'a göre devletin ve milletin yaran için önümüzdeki yerel seçimlerde AKP'nin çok yüksek oy alması gerekiyor. önümüzdeki günlerde açıl- ması gereken bir başka şifre de bu! Erdoğan AKP'nin ufkunu da şöyle çizdi: Uzak menziller! Bu şifreyi çözümleyince okunan o ki, parti için- de de bu menzillerin mesafesini, derinliğini ölçe- cek aynı bir "menzil grubu" var! Erdoğan'ın derin bir derdi daha var: "Nezaman çağdaş bir adım atsak, hemen rejim tartışması yapılıyor... Tehlikeli bir oyun oynanıyor!" Demek ki Erdoğan, attığı adımların bilincinde. Oynadığı oyunun da farkında! 2003'ün son günlerinde böyle bir çıkış yapan Er- doğan'ın, yerel seçimlerden önce ve sonra bir di- zi planının olduğu anlaşılıyor! BunlarTürkiye'nin ulusalsorunlarının, ulusalçı- karlar etrafında çözümlenmesini içeren hedefler değil. öyle olsa şifreli konuşmaz, açık söylerdi. Ya- zının başında vurguladığımız sürecin devamı ha- vasında... En azından şu aşamada elimizdeki şif- relerin çözümü bunu gösteriyor. İçinde bulunduğumuz durumu anlatmak için yi- ne kara mizahtan izah isteyelim: Dünyanın en sağlam rejimi Türkiye'de... Baksanıza, karşıtları bile korumaya çalışıyor! ankcum(g ktv.ttnetnet.tr Abdullah Baştürk Öykü Ödülü Celal Ilhan'ın ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - DİSK ve Genel-lş'in unutul- maz Genel Başkanı Ab- dullah Baştürk anısına düzenlenen öykü yanş- masının ödülleri önceki gün düzenlenen törenle sahiplerine verildi. Bi- rincilik ödülü Celal İl- han'ın "Altmış Beş Metrede" adlı öyküsü- ne, ikincilik ödülü Ah- met Günbaş'ın "Selo" adlı öyküsüne. üçüncü- lük ödülü ise Eray Ka- nnca'nın "TozAdam- lar" adlı öyküsüne ve- rildi. Törene, Abdullah Baştürk'ün eşi Ayten Baştürk", gazetemiz yazan Şükran Soner, Sadun Aren, Genel-lş Sendikası Genel Başka- nı Mahmut Seren, eski CHP milletvekilleri Şükrü Koç, Sami Kü- çük, şair Ahmet Özer ve yazar Remzi tnanç da katıldı. Gazetemiz yazan Şükran Soner yaptığı konuşmada, Baş- türk'ün "iki kutuplu dünyanın" nasıl bir duruma varacağını gö- ren bir insan olduğunu söyledi. Cezaevlerinde yılbaşı için açık görüş İstanbul Haber Ser- visi - Bayrampaşa Ka- palı Cezaevi'nde kalan hükümlü ve tutuklular, 2-3-4 ve 5 Ocak 2004 tarihlerinde olmak üze- re 4 gün açık görüşten yararîanacaklar. Kına- ma cezası dışında disip- lin cezası alan ve ceza- lan kaldınlmayan hü- kümlü ve tutuklular, açık görüşten yararlan- dınlmayacak. Bakırköy-Metris, Ba- kırköy Kadın ve Çocuk, Bayrampaşa H Tipi, Kartal, Ümraniye E tipi kapalı cezaevlerinde ka- lan hükümlü ve tutuklu- lar ise 2-3-4 Ocak 2004 tarihlerinde açık görüş- ten yararlanabilecekler. Diğer ceza infaz kurum- lannda kalan tutuklu ve hükümlüler de 3-4 Ocak 2004 tarihlerinde açık görüş yapacaklar. Açık görüş esnasında adli suçlardan hükümlü ve tutuklular ile terör ve çete suçundan hükümlü ve tutuklular için ayn gruplar oluşturulacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear