22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SPOR\ Cumhuriyet 3asketboî 8 Lîg ve Avrupa kupası maçlarında devre ve periyot araları 'pon pon kızlar'ın gösterisiyle şenleniyor Basketbolonlarladaha güzelSAMÎGÜREL 3 asketbolseverier artık penyodla- rın bitmesini, devre arasını ya da takımlann mola atmasınt sabfr&zlıkla bek- liyor. Çünkü heyecanla süren oyunlann arasında basketbol sahası, Türkiye'de bir ilki gerçek- leştirirek, kurduklan grupla se- yircıleri coşturan "Efes Kızlan" sayesinde kısa, ancak keyifli gösterile- rin sunulduğu birsahne- yedönüşüyor. Basket- bolun görsel içeriğini zenginleştirmek, seyirciyiayağa kal- dırıp, takımı ateş- lemek için, oyuna verilen aralarda parkelerin üzerinde dans eden güzel kız- lar, seyircilerin salon- ları doldurmasına da önemli katkıdabulunu- yor. Herşey yaklaşık 1.5 yıl önce Efes Pilsen'in "amigo kız" grubu oluş- turmak amacıyla bir ajan- sa başvurması ile başla- dı. 10O'ü aşkın aday ara- sından "Efes Kızı" ol- maya uygun, fi- ziği düzgün 1O'u as, 6'sı yedek olmak üzere 16 kişilik topluluk oluşturuldu. Iki ay boyunca sü- ren yoğun çalışmalann ardından sezonun başlamasıyla kızlar sahadaki yerlerini al- dı. Yaptıklan işten büyük keyif aldıklannı ifade eden "Efes Kızlan"nn kaptanı Müj- gen, "Ancak işimize profesyonelce yak- laşıyonız. Dışardangöründüğükadarko- laydeğil. Sonuçtabiryaptığımızişbir ta- kım oyunu. Bu nedenle bir kişinin aksa- ması hepimizaksamasıanlamına geliyor. Hepimiziyı olmakzorundayız"dedi. Ken- u bizim gerçek mesleğimiz. Çünkü bu işi profesyonel olarak yapıyoruz. Aynca işimize sadece birmeslek olarak da bakmıyoruz. Dans etmeyi hepimiz çok seviyoruz ve yaptığımız işten büyük keyif alıyonız" dedi. dilerini "ffes Kızlan" olarak adlandıklan- nı ifade eden Müjgen, "sannede"sergile- yecekleri gösterilerin koreografilerini de kendisinin hazırladığını anlattı. "Takımar- kadaşlanm da bana bu konuda yardımcı oluyor. Bazen toplu halde dinlediğimizbir müzikle yepyenihareketler ortaya çıkarı- yoruz" diyen Müjgen, toplulukta yer aJan hemen herkesin bir dans geçmışi olduğu- nu, bu nedenle koreografi konusunda sı- kıntı yaşamadıklannı söyledi. "Efes Kızlan"nöan Pelin Çolak da yaptıklan ışin sıkı bir antrenman programı gerektırdığını belirterek, "Haftada3gün dü- zenli antremanımız var. Maçlardan önce salona erken gelip ıstnma hareketleri ve genelprovayapıyoruz. Saç, makyajvekı- yafetlerin hazırlanması dayaklaşık 1-2 sa- atimizi alıyor" diye konuştu. Aile desteği şart Ailelerinden ve arkadaşlanndan ge- len tepkilerin olumlu yönde olduğunu ifa- de eden Müjgen evli olduğunu belirterek, "Eşim bana bu konuda destek veriyor. Nişanlı arkadaşlar var. Onlann erkek ar- kadaşları da işimize sıcak bakıyor- lar. Ailelenyle oturan arkadaşlarda bu konuda sıkıntı çekmiyor. Zaten aile desteği olmadan yapılacak bir iş değil" dedi. Seyirciler ileçok iyi bir iletişim yakaladıklannı anlatan kızlar, üç büyüklenn taraftanndansa şika- yetçi. "Onlarburayı futbol tribünü- ne çevınyoriar. Bizigördüklerizaman daha kibar olmalarını ıstiyoruz" dediler. "Efes Kızlan"odan Sim de yalnızca kendilerini ızlemek için gelen bir taraftar kitlesi olduğunu belirterek, "Bize isimlerimizle sesleniyor, imza alıyorlar. Hem takımı destekliyor, hem de yaptığı- mız gösteri sırasında güzel bir atmosfer oluşturuyorlar" diye konuştu. Kostümlerimizi biz çiziyoruz Kıyafet seçiminde ıse Efes'in ıstek- lerine göre hareketettiklerinı anlatan "Efes Kızlan", "Kıyafetlerımizı kendimiz çiziyo- ruz. Seksı kıyafetlergiydiğimızoluyor. An- cak hepsinin sının var. özellikle frikik ver- memeye dikkat edıyoruz" dediler. Efesli Kızlar Türkiye'de bir ilki gerçekleştirerek kurduklan grupla maç aralannda görsel bir şölenle seyircilere keyfli dakikalar yaşatıyorlar. (SAMİ GUREL) Cholet'nin Türk antrenörü Erman Kunter, ulusal takıma yerli çalıştırıcı getirilmesinden yana Fransa'daki tanıdık yabanc - Oyuncu ve antrenör Erman Kunter arasında fark var mı? E.K.: Tabii ki. Oyuncuyken çok hücum düşünürdüm. Antrenörlükle beraber basketbol anlayışımı müdafaa üzerine kurdum. Oyunculuk daha kolay antrenörlükten. Şimdi bazen o salonları görünce keşke oyuncu olsaydım diyorum. -153 sayı attığınız maçta unutamadığınız bir an var mı? E.K.: Birinci dakika brttiğinde rakip takım mola aldı. Bana 13 sayı attığımı söylediler. Farkında bile değilim. Ondan sonra da arkası geldi. -Örnek aldığınız bir antrenör var mı? E.K.: Bir çok kişiyle çalıştım. Hepsinden bir şeyler almaya çalıştım. Cavit Altunay'dan temel eğitim (fundamental), Aydan Siyavuş'tan maç hazırlığı, Mehmet Baturalp'ten takımdan maksimum randıman alma yeteneği... Bunlardan bir harman oluşturdum. ESRA PEKER rürkiye'nin en iyi şutör- lerindendi. 1988 yılın- da Fenerbahçe'de oy- narken Hilalspor'a attığı 153 sa- yıyla rekor kırarak Türk basketbol tarihine geçti. Başarılı kariyerini ulusal takım antrenörlüğüyle sür- dürdü. Oluşturduğu sistemle 12 DevAdam'ın temellerini attı. Hırs- lı yapısını antrenörlüğüne de yansıt- tı. Ancak Galatasaray'daki serüve- ni fazla uzun sürmedi. 1 yılın ardın- dan Fransa'nın birinci lig takımı Cho- let'nin başına geçti. Evet, Erman Kunter'i Noel tatili için geldiği Istanbul'da yakaladık. - Hırslı bir yapınız var. Bu si- zde hiç dezavantaj oluşturdu mu? ERMAN KUNTER: Fransa'da lig farklı bir yapıda. Yabancı sınırla- ması yok gibi bir şey. Böyle olduğu zaman çok zor bir lig olmaya baş- lıyor. Çünkü rakiplerin çoğunda 4- 8 yabancı oyuncu var. Bizde ise ABD'li Lyday dışında tüm oyuncu- larımız Fransız. Geçen sezonlardan kalan borçlar nedeniyle tamamen iç yapıya döndük. 13 maçta 8 galibi- yet elde ettik. Tabii ki iddalı bir ya- pım var ve mağlubiyetlerden sonra çok üzülüyorum. Herkes beni te- selli etmeye çalışıyor. Bu konu- da bir sıkıntı yaşıyorum. Iki ta- ne çok kötü maç kaybettik, onlan kazansaydık şu anda bi- rinciliğe ortaktık. Iddialı bir insan olarak beni çok üzdü ve yordu. -G.Saray'da da id- dialıydınız. Ama uzun sürmedi. Şartlar karşı- sında heyecanınızı yrti- rir misiniz? -E.K.: Onu diyeme- yiz. G.Saray'ın yapabileceği en üst dereceyi yaptık. Ama bu im- kânlarla daha üste çıkamayacağını gördüm. Boşuna çabalamanın ge- reği yoktu. Benim gibi iddialı birini de bu rahatsız etti. Yurtdışına yönel- meminnedeni yenibirhedefvere- baketti. Burada uzun vadede birde- rece görmezsem yine başka bir arayışa girerim. -Ulusal Takım antrenör- lüğünüz sırasında yaptığınız değişiklikle 12 Dev Adam'ın temellerini attınız. E.K.: Evet, bunda da ba- şanlıolduk. Çok genç bir takım kurduk. 1999'da en genç ekip- tik. Belli birnoktayagelmiştik. Şampiyonadan sonra özellik- le durduğum konu, takımı biraz da- ha açmak, yelpazeyi genişletmek- ti. Nitekim 2001 yılında başan gel- di ama hemen arkasından düşüş yaşandı. Takımda mutlaka değişik- lik yapmak gerekiyordu. öncelikle bir rekabet ortamı gerekiyordu. Ama 2003'ü kurtarayım derken 2005'i unutmamak gerekiyor. Yoksa inişli çıkışlı grafikle bir yere gelinmez. Fransa'ya zaten yakınım - Bu kadar başanlı Türk ant- renör varken ulusal takıma ya- bancı antrenör arayışını nasıl de- ğerlendiriyorsunuz? E.K.: Ulusal Takım antrenö- rü, o ülkede- ki basketbo- lun teknik patronu- dur. Ulusal Takımda yabancı antrenör olma- sı bence yanlış. Çünkü düşüneceği tek şey görev aldığı sürede takımını maksimum düzeye getirmektir. Tür- kiye'deki genç oyuncularının önü- nü açmayı kesinlikle düşünmeye- cek, sadece o günü düşünecek. Ama biz zaten günü yaşamak yü- zünden kaybettik. - Fransa'daki tek yabancı antrenörsünüz. Bunun sıkıntıla- nnı yaşadınız mı? -E.K.: 1. Lig'de18, 2. Lig'de 16 takım var. Yani yardımcılarla bir- likte 68 antrenör var. 68 kişinin için- de tek yabancı benim. Fransızca bi- len biriyim. Başta oyunculan tanımı- yordum. Bu nedenle biraz sıkıntım oldu. Bunun dışında bana karşı bir hareket hissetmedim. - Niçin Fransa? E.K.: özel birsebebi yok. Fran- sa ligi çok enteresan. Rekabete çok açık. Bu benim açımdan çok önem- li. Almanca, Italyanca, Ispanyolca bil- miyorum. En iyi bildiğim yabancı dil Fransızca. Eşim de Fransa'da doğ- du, büyüdü. Bütün bunlarbeni Fran- sa'ya yaklaştırdı. -Cholet.Ulusal Takım kadronuzdaki gibi genç oyunculardan kurulu. Başannızın sım genç- lerle yola çıkmanız mı? E.K.: Evet. Çün- kü genç oyuncuların oynayarak bir noktaya ge- leceğini düşün- & üyorum. Hidayet'i Ulusal Takım'a çağırdığımda, Efes'te kadroya girmediği maçlar vardı. Tabii önemli olan da gençler- le tecrübelilerin bir sentezini yapa- bilmek. Tek başına gençlerle çok üst noktalara varmak kolay değil. Iki genç oyuncumuz bu yıl All Star'a se- çildi. Bir oyuncumuz da yedekler arasına girdi. Bu bizim için çok önem- li. -Göreve geldiğinizde Pau ve Asvel'in hegemonyasına son ve- receğiz dediniz. Bunu biraz da olsa başardık diyebilir misiniz? E.K.: Pau'ya yenildik, Asvel'i yendik. Bir tek dezavantajımız var, Pau ve Asvel Eurolig oynuyor. Ora- dan sert, tempolu oyunu taşıyorlar. Asvel'i yendiğimizde Eurolig daha ye- ni başlamıştı. Fakat bir ümidim var, Asvel 2. tura çıkamayabilir, çok ça- buk elenebilir Ocak ayının sonunda. O zaman bizim için avantaj olur. Zor bir program bizi bekliyor. 3 Ocak'ta ilk maçımız başlıyor, ay sonuna ka- dar 9 maç oynayacağız. Çok sert bir Ocak ayı geçecek. Fakat biz final oynamak istiyo- ruz. Sezon başında alay ediyorlar- dı. Şimdi daha ciddiye almaya baş- ladılar, korkuyorlar. Ama daha hala durumu kestirmiş değiller. Avrupa Kupası'ndan dönüşte 2 maçı kay- betmeseydik şu anda Pau'yla liderliğe ortak olacaktık. O zaman daha da korkacak- lardı. Ama olmadı. -Türkiye'den bir oyuncu almayı düşünü- yor musunuz? * E.K.: Türkiye'den oyuncu almayı çok istedim. p • Ama aradığımız pozisyonda oyuncu bulamadık. Aynca Fran- sa'da şartlar biraz farklı. Çok ağır vergi var. 100 kuruşun maliyeti 170 kuruş. Yüzde 70 vergi var. Herhan- gi bir Türk oyuncunun burada ka- zandığı paranın aynısını bizim ver- memiz mümkün değil. Çünkü ver- giyle birlikte çok yüksek rakamlara ulaşıyor. Aynı parayı biz veririz ama kesintiler nedeniyle oyuncunun eli- ne o para geçmez. Politikadan soğudum * - Geçen seçimlerde Istanbul'da 2. bölgeden aday olmuştunuz. Ama iddianız yoktu. Politikada çok hırslı değilsiniz sanırım. E.K.: Plan ve programı çok sevi- yorum. Bu işlenn de plan ve program- la yürümesi gerek. Ama öyle olmadtğı- nı gördüm. 2004 yılına giriceğiz, bir spor politikamız yok. Bu işe girmemin nedenı gençlere yönelik bir şeyler ya- pabilmekti. Ama değerinin olmadığını gördüm. Çünkü geçici şeyleıie uğraşı- •, lıyor. En ufakbir standartyok. Bütün bun- larbenim politikadan soğumama ve bu- nun olmayacağını görmeme neden oldu. - Sizin için hayal olarak kaldı ' diyebilir miyiz? E.K.: Hayal değil de, plan ve prog- ramın olmadığı yerde benim hareket • etmem mümkün değil. Daha doğrusu o yetenekte değilim. HAFTAYA BAKIS SERDAR KOÇYİĞİT . Soylemekten bıktık, usandık. Basketbolumuz kan kaybediyor. Seyirci- siz buzgibi salonlarda oy- nanan maçlar... Ikinci sı- nrf Amerikalılaria dolu ta- kımlar... Ve bu kalitesiz ya- bancılar yüzünden saha- da yer alamayan Türk oyuncular... Başı sonu bel- li, tatsız tuzsuz bir lig. Dü- şünün Abdi Ipek- çi SporSalonu'nun kalo- riferferi yanmıyor. Söyle- nen, federasyon aleyhi- ne çıkan tahliye karannın yüzünden salo- nun ısıtılamadığı, neden ne olursa ol- sun bu devirde basketbolumuzun mabe- di denilen (!), içinde Türkiye Basketbol Fe- derasyonu'nun Genel Merkezi bulunan birsa- londa olacak şey değil. Seyirci yokmuş, te- levizyon haklan için hâlâ yayıncı kuruluş- la sözleşme yapılamamış, bu yüzden kulüp- ler oyunculanna para veremiyortarmış, ha- kemlere harcırah ödenemiyor- muş. Negam. 12 Dev Adamın maçlannı bek- leriz. Nasıl olsa gruptan çıkmalan kolay, za- yıf rakiplerini yenerler, Avrupa Şampiyona- sı'ndailk ikiye giririer! Basketbolumuzda pat- lar, bizde bakanz keyfimize... Neyse, gelelim geçmiş haftanın maç- lanna. Efes Pilsen Aras İTÜ'yü kolayca geç- ti ve liderliğini sürdürdü. Harun'un oynama- dığı maçta çok fark oldu. Fenerbahçe kan kaybetmeye devam ediyor. Oyak Renault ikinci galibiyetini alarak kümede kalmak için umutlandı. Tofaş, Tuborg'u dayenerek hem geçen haftaki Ülkergalibiyetinin tesadüf ol- madığını, hem de bizim ligimiz kalitesiz ya- bancı oyuncularla dolu tezimizi kanıtladı. T.Telekom haftanın başansızlanndan. Ken- di sahasında Darüşşafaka'ya kaybederek yö- neticilerin yaptığı yatınmı inkar etmeye de- vam ediyorlar. Haftanın en ilginç maçı Ülker Galatasaray arasında cumartesi günü oy- nandı. Iki yaralı aslan arasındaki maçta ka- zanan Turuncu - Yeşilliler oldu. Sahadaki basketbol kalitesi çok kötüydü. Ama maç- tan çok Ülker'de Booker'ın Galatasaray'da daSlay'ın neden oynamadıklan konuşuldu. Slay için yönetimi tarafından disiplin ceza- sı verildiği söyleniyor. Ancak Booker konu- su muamma. Ülker'de sular bir türlü durul- muyor. Anlaşılan geçen hafta yazdığımız gi- bi sırada oyuncu değişikliği var. İlk aday da Rentzias gibi.. Ancak Ülker'in sadece bir yabancı değiştirme hakkının kaldığını düşü- nürsek Ergin Ataman ın işi oldukça zor. Haftanın takımlari: TOFAŞ ve Darüşşafaka Haftanın Oyunculan: Ibrahim Kutluay (Ülker), Ermal Kuko (Efes Pilsen), Adem Ören (B.Kolej), El Amin (Beşiktaş), Cüneyt (Darüşşafaka) 31 ARALIK2903- SAYI7
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear