25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SPORC u m h u r i y e < A 10 yılda 14 kulüp Dünya . İtalyan yıldız, gözünü İspanya'ya dikti Kalecılerin korkulu rüyası:VieriFİKRETDOĞAN S ahada düşünceli, somurt- kan, aksi yüzlü, hani ne- redeyse tehditkâr bir gö- rünüşü var. Çocukluğunu geçir- diği Sydney'de lakabı "Cana- var"h\. GolciÜüğu de canavar gibi sayılır geçen yıl 23 maç- ta tam 24 gol attı. Bu se- zon da yine fonmda. Sağ ayağını mükemmel kul- lanan, hava toplannda çoktehlikeli, hemtek- niği hem defiziğıçok güçlü az bulunur bir forvet: Christian Vi- Canavar gol- cü Italya'nın kuze- yindeki Prota şeh- rinde doğdu. Ba- bası Bologna, Ro- ma, Cenova, Torino'da top koşturduktansonraAvustral- ya'ya göç etmiş unlü birfutbol- cuydu. Vieri çocukluğunda za- manını derslerinden çok fut- bola, krikete ve yüzmeye ayır- dı. En büyük hayalı Sene A'da top koşturmaktı. Bu nedenle tatillerini Italya'da dedesının yanında geçıriyordu. Vieri futbolcu olmak amacıyla Italya'ya döndüğünde genç bir delikanlıydı. Lafı evirip çevirmeden pat pat söyle- yen Avustralyalı yanı, Itafya'da yadırgandı- ğı için Vıeri gazeticilerle pek konuşmuyor. Hat- ta maç sonlarında kendisıne uzatılan mik- rofonları bile görmezlikten gelip doğruca soyunma odasına koşuyor. Inter taraftarla- nnın rakip takımın oyunculannı ıslıklaması- nı, çirkin bir davranış diye niteleyecek dert- li bir "Doğrucu Davut". Iki yıl önce taraftar- kulüp senin bu kulüp benim dolaşan yıldız için paralı asker deniliyor. Vieri bu eleştirileri beş yıldır Inter'de oynadığını anımsatarak göğüslüyor. Aslında Vieri kulübüne hep para kazandıran bir futbolcu. lann eleştirilerine kızdığı için sevinç grevi yapmaya başlamıştı. Gol attıktan sonra en ufak bir sevinç gösterisi bile yapmadan sakince orta yuvar- lağa doğru yürüyordu. Onun için halim selim biri denemez pek. 1997'de bir maçın devre arasında Mar- cello Lippi'nin üzenne saldırdığında arka- daşları onu güçbela zapetmışlerdı. Işın tu- hafı, Inter'e gelmesinın bırıncı nedenı Lıppi, ikincisi de Ronaldo. "Birlıkte oynadığım forvetiehn arasında en iyisi Ronaldo'ydu" diyerek onun yokluğuna hayıflanıyordu. üp- pi'siz, Ronaldo'suz Inter'de Vieri çok mut- suzdu. Sonrasında Hectro Cuper ile yıldı- zı hiç banşmadı. Onunla iyicezrtlaştı. Birara ya o ya ben diye yönetime ultimatom vere- cek kadarileri gitti. Crespo'nun Chealse'ye gideceğini öğrendiğinde tepkisi, "Benisat- salardıya!" şeklinde oldu. Aslında gönlü yi- ne Ispanya'da top koşturmaktan yana; ora- da daha keyifli futbol oynandığı için. 14 yılda 10 kulüp değiştirdiğine bakı- larak Vieri için paraJı asker deniliyor. Vieri bu eleştirileri beş yıldırInter'de oynadığını anım- satarak göğüslüyor. Aslında Vieri kulübüne hep para kazandıran bir futbolcu. Kulüp başkanı Moratti, Vieri'yi Inter'e 45 milyon Euro karşılığında getirdi. Juventus 1996'da Bergoma'ya 3 milyon Euro ödemişti. Atle- tico Madrid 15 milyona aldığı Vieri'yi La- zıo'ya 23 milyon Euro'ya satmıştı. Kısacası oynadığı her kulüp Vıeri'nin sırtından para kazanmıştı. 2002 yılı hüzün dolu biryıldı onun için. Italya'da lig şampiyonluğunu son maçta La- zio'ya 4-2 yenilerek ellerinden kaçırdılar. 20 gün sonra da Italya, Vieri'nin nizami bir go- lünün iptal edildiği, Totti'nin haksız bir kır- mızı kart gördüğu, Maldini'nin kendisinden 15 santim kısa bir futbolcunun kafa golüne engel olamadığı bir maçta Güney Kore'ye yenilip Dünya Şampıyonasından elendi. Ama 2004'te bunun telafisı mümkün: önce Se- rie A'da Inter'le sonra'da Portekiz'de Italya'yla şampiyonluğu yakalayabilır Henüz 12 yaşındaki Özkan 'En İyi Kaleci' ödülünü Zidane'ın elinden aldı O dünyanın 1 numarası "FMU utbol okulu 1998'e dek ulusal takımlara yılda sadece 1 oyuncu gönderebilmişken, bugün yetiştirdiklerinden 15'i ulusal takımlarda!" Gençlerbirliği gerçeğini merak edenlere duyurulur. ÇETtNSUSAN dı: Özkan Karabu- lut... Unvanı: The 0esf Goal-Keeper (Dünyanın En İyi Kalecisi)... Çoğumuzun haberi bile ol- madı ama eylül ayının başında Fransa'da 32 ülkenin takımının ka- tıldığı Danone Kupası'nda Türki- ye 5. olurken, kalecisi Özkan da 7 maç sonunda "Dünyanın en iyi kalecisi" ödülüne lâyık görüldü. Biraz gecikmeli de olsa özkan Ka- rabulut'u sizlere tanıtmak istedik. Üniversiteyi de bitireceğim özkan 1991 Ocak'ındaAn- kara'da doğmuş. Babası damaca- na su bayiliği yapıyor, annesi ev ha- nımı. özkan'ın ağabeyinin isefut- bolla aktif ilgisi yok. Sıvas köken- li aile, Ankara'da alevilerin yoğun olarak yaşadığı mütevazı semt Na- toyolu'nda oturuyor. özkan'ın 5 yıllık futbol geç- mişi var. Dört yıldırda Genç- lerbirliği attyapısında, Ne- cati Dedekargınoğlu ve kaleci antrenörü Turgay Keskin'in ellerineemanet. Burada kısave uzun vade- li projelerle yapılandırma dönemi yaşanıyor. Bu 9 yılda yaklaşık 16 bin genç futbol okulundan geçiyor ve 70 kadan profesyo- nel futbolcu olarak lig- lerde top koşturuyor. Bana bu bilgileri veren aftyapı sorumlusu Ah- met Canatan'ın son istatistiği ise gerçek- ten çarpıcı: "Futbol okulu 1998'e dek ulusaltakımlarayıl- da sadece 1 oyun- cugönderebilmiş- ken, bugün yetiş- tirdiklerinden 15'i ulusal takımlar- da!"... Gençler- birliği gerçeğini merak edenle- Okul ve futbolun bir arada yürütülebileceğini anla- tan yıldız adayı, Zidane ve Lizerazu ile yaşadığı dakikalan unutamıyor.(Fotoğraf: SERDAR ÖZSOY) re duyurulur. özkan'ın boyu 1.70, kilosu 53. Sekizinci sınrf öğrenci- si, kendi ifadesine göre başarılı bir öğrenci. Iddia edilenin aksine; fut- bolculuğu ve öğrenciliği başarıy- layürütmenin mümkün olduğunu gösteren bir ömek olarak, en iyi ya- nıtı o verir diye düşünüp özkan'ı dinliyorum; "Haftada4-5günant- renmanım var. Futbol, okuluma kesinlikle engel değil, aksine ku- lübe geldiğim günler ders çalış- ma ısîeğım daha da artıyor." Bu kez tahrik ediyorum: - Futboldan iyi para kazana- cağın anlaşılıyor, okuman şart mı? - Şart tabii, ben ünıversite bitirmeye kararlıyım! Özkan'ın evinde, internet bağlantısı olmayan, oyun oynamasına ve müzik din- lemesineyarayan birbilgi- sayarı var. G.Saray sempatizanı Günde 3 saat kadar te- levizyon izliyor. Çocuklar Duyma- sın, Ekmek Teknesi, Kurtlar Vadi- si, Serserı gibi dizileri seviyor. Iz- lediği sinemafilmleri içindeen çok Vizontele'yi beğenmiş. Henüz ka- riyerinin başında olmasından mı- dır bilinmez ama, kız arkadaşı yok. özkan'ın ve takım arkadaş- larının en önemli eksiğı, düzenli maç yapamamak. Yaş grupların- da lig yok, sadece turnuvalar ve özel maçlaria bu eksiği giderme- ye çalışıyorlar. "Kaledekien önem- li özellıklenm, tekniğim ve oyunu okuyuşum, yan toplarda birazso- runum var" diye özetliyor sahada- ki hallerini. 5-6 yıl içinde iyi bir ka- leci olacağına inanan özkan, ta- bii ki Gençlerbiriiği'ni tutuyorama, sanki birazcık da Galatasaray sem- patizanı... Türkiye'deki en iyi kaleci mi? Elbette "Gökhan 2 Üzenler de Oldu Sevindirenler de... ABDÜLKADİR YÜCELMAN Bir yılı daha geride bırakı- yoruz. 365 gün rüzgâr gibi geçti. Üzüldüğümüz, sevindiğimiz gün- ler oldu. Ama düşünüyorum da ( ^ , ^ acabaen çok ne için üzülmüşüz, B . ' S en çok ne için sevinmişiz. Tanyo- M I rum belleğimdeki 365 günü; ta- kılıyorum, futboldaAvrupa Şam- piyonası'na katılamamışız. Sürpriz mi? De- ğil. Bir şansımız vardı, Ingiltere'yi yenebilir- dik, yenemedik. Şans kapımızı ikinci kez çal- dı. Açtık baktık; Letonya, sevindik. Bu Leton- ya'yı geçebilirdik. llk maçta hakem dedik, so- ğuk dedik buz dedik, bahaneler uydurduk, ikin- cide hiç bir bahanemiz yoktu. Üzüldük millet- çe... Basketbolda 12 Dev Adam da şaşırttı bi- zi. Gittiğimız gibi döndük, önümüze baka ba- ka. Üzüldük; çünkü futbolda da basketbolda da ünvanımız vardı, onları başkalarına kaptırmış- tık, koltuğumuza başkalan oturmuştu, biz ayak- ta kalmıştık. Belleğımizı fazla zoriamıyoruz artık, 2003'de en büyük coşkuyu bize Süreyya Ayhan yaşat- mış. Paris'teki şanssızlığını pek kafamıza tak- mıyoruz, çünkü onun 2004'de Atina'dan altın madalya ile döneceğine inanıyonjz. Süreyya'nın ardından gelenler de var; El- van. Paris'te final koşan, geçtiğimiz günlerde de Edinburg'da Avrupa kros ikincisi olan Elvan da 2003'ün unutulmazları arasında. Kızlarımıza sıra gelince coşkumuzun vo- lümü de artıyor. Avrupa ikincisi olan voleybol- cu kızlanmızla noktaklıyoruz 2003'ün şeref lis- tesini. Onlar Türk Milletini öylesine mutlu etti- ler ki. Onlar bize Atatürk'ün kızlarının nelerya- pabileceğinı anlatmakla kalmadılar. Türk kızının hırs ve mücadele gücünü, Türk kızının özgür- lüğünü, özgürlüğün sınırsızlığını AB'sine de AP'sine de gösterdiler. 2003'ü bu duygular içinde kapatıyoruz. Sağlıcakla kalın. Geriye Dönüş Olsaydı Eğer... A R İ F K I Z I L Y A L I N 2003 yılı da bitti. lyisiyle, kö- tüsüyle, acısıyla, tatlısıyla 365 gün geride kaldı. Artılar, eksiler, doğru- lar yanlışlar artık tarihin tozlu rafla- nnda... Hiç biri de unutulacak gibi değil. Isterseniz anımsayalım hep biriikte. Ve önce Paris'e gidelim. "Haydi Sürey- ya, koş Süreyya...'' demekten dilimizdamağımız kurumuştu. 17 Mayıs'ta Parken'de, 2002 haziranı sonunda da Güney Kore'de bu kadar heyecan- landığımı anımsıyorum. Ama hiç bu kadardolu do- lu olmamıştı gözlerim. Çünkü Anadolu'dan gelen, 3-5 kuruşun hesabını yapıp mınıbüslerle antren-. > mana giden, "Kocasıydı, hocasıydı" diye eleş-v tirilen bir genç kızımız 'geçilmez' denenleri geç- w miş ama 'rahatsızlığının' kurbanı olup gümüşle' yetinmişti! Yetinmek!.. Vay canına demek ki he-' deflerimiz o kadar büyümüş! Dünya ikinciliği için 'yetinilmiş' ifadesini kullanıyoruz. Bravo Sürey- ya'ya... Vızyonumuzu değiştiımiş kısrtlı olanaklar- la. Ya Elvanımıza ne demeli? 40 küsur kiloluk be- deniyle geçmedi mi Monaco'da dev rakipleri. Ardından 12 güzel kızımızın Ankara'daki onuriu başkaldınşı zihnimde canlanıyor. öncele- ri inanmadık, 10 gün önce antrenörierini toprağa veren takımdan ne beklenirdi ki! Bir maç, iki maç, üç maç.. Yapmayın be kızlar ne yan finali! Final mi? 3-5 saatlik yolcuğu göze alıp Ankara'ya git- mediğim için kendimi halaaffedemiyorum. Kaçar mıydı o seri! Ardından 11 Ekım akşamı.. Fenerbahçe'nin futbol mabedi Kadıköy Şükrü Saracoğlu Stadı geliyorgözlerimin önüne. En fanatik Galatasaray- lının bile, "Burası Kadıköy... Buradan çıkış yok" diye bağırdığı Ingiltere gecesinde Alpay'ın direği sıyıran kafası, Tuncay'ın yanm volesi bulamaz mıydı sanki kaJeyi. Hadi olmadı, barajı aşanz de- yip Riga akşamına doğru gidiyorum. Soğuktu, yer buzdu. Kaydık, düştük gol oldu. Peki ya Inönü'de ne mazeretimiz vardı? Üstelik 2-0 öne geçmişken... Ah Rüştü, ah Alpay, dilım varmasa da ah Şenol hocam! Nasıl da gitti Portekiz bileti! Dönsekgeriye, bu yanlışlan silebilseydik eğer! Evet, bir yıl geride kaldı derken biz de spor eki olarak 7. sayıya ulaştık. Gencecik çocuklar el- lerinden gelenin en iyisini yapabilmek için uğra- şıyor. Bu haftaki sayımızda yılın spor olaylan ne- deniyle sayfalanmızda kısıtlamaya gittik. Birçok haber, söyleşi, yorum çekmecede kaldı. Gelecek hafta yüzmedeki Orel Oral gerçeğini okuyacak- sınız, basketbol ve voleyboldaki haber, yorum bombardımanı devam edecek. Ve yeni yazarlan- mız gelecek sayıdan itibaren sahne alacak. Biri Ke- nan Bengü. 'Babadan voleybolcu.' Geçenler- de yıtirdiğımiz Memet Fuat'ın oğlu. Genlerinde sporculuk var, yurt sevgisi var. Voleybol Ulusal Takımı'nın 'olmazsa olmazlarından'dı. Diğeri Kenan Öner. Hentbol denınce akla ilk o geliyor. O da sporu yaşam biçimi olarak kabul edenler- den. CINE 5 spor müdürü Emre Tilev de Ingilte- re ve Ispanya yazılanyla ailemize katılıyor. Yolu- muz aydınlansın diyelim... Gelecek yıl görüşmek üzere akizilyalina yahoo.com 31 AEALIK2003- SAYI7
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear