Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA
4-
CUMHURİYET 5 KASIM 2003 ÇARŞAMBA
8
Istanbul
HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Y 17 Sınop B 17 Adana B 29
Edırne Y 16 Samsun B 23 Mersin B 27
Kocaelı Y 19 Trabzon B
Çanakkale Y 17 Giresun
Izmir Y 23 Ankara
Diyarbakır B 22
B 18 Şanhurfa B 25
S 20 Mardin
Manisa Y 21 EsKişehir Y 16 Sıirt
Aydın Y 2 4 Konya S 20 Hakkâri
Denizlı B 24 Sıvas S 10 Van
Zonguidak Y 18 Antalya Y 25 Kars
AÇIK bulutlu
B 20
B 20
Yurdun batı kesımıen par-
çalı yer yer çok bulutlu,
Marmara. kuzey ve kıyı
Ege Batı Akdenız kıyılan
ıle Batı Ka'adenız TI batı-
sı yağmur yer yer sağanak
yağışlı, dığer yerler az bu-
iutlu geçecek Yurdun ıç
ve doğu kesımlernde yer
yer sıs gorjlecek Havası-
caklığı yurdur kuzeybatı
keamlennde hıssedılır de-
recede olmak uzere tum
yıırtta azalacak
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Pans
Bonn
B
B
B
B
B
B
B
B
8
5
7
16
13
14
12
12
Münih B 12 Zürih
Berlın
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
B
B
Y
B
B
Y
B
Y
9
12
10
11
11
7
19
19
B 12 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tıflıs
Kahire
B
Y
B
Y
B
K
B
B
7
16
-2
19
15
0
6
27
B 31
Bu.utl. t
Çok bı. utlj Yag~>urlıj jKarl, kar > Gok guoıltulu
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
örneğin sağlık hizmetlerinde neler yaşanacağı ır-
galamıyor böyyük medyayı.
örneğin -Cumhuriyet dışında- bu yasa dev-
letin üniter niıeliğine zarar veriyor mu diye ne so-
ran var ne de üzennde öuran, tartışmaya gönül-
lü olan.
Üniter yapının bozulrnası kaygısıyla yönetilen
soruya RTE'nin belediye başkanlığından beri
danışmanlığını yapan, ısrarla Başbakanlık Müs-
teşarlığı'na getirdiği Prof. Ömer Dinçer'in ver-
diği yanıt, patronu Başbakan'ın sürekli kullan-
dığı mantığa, üsluba benziyor.
"Yürütmenin planlaması ve denetlenmesi
merkezde kalıyorsa, bu üniter yapıyı bozar mı"
diyor.
Bu ve benzeri irdelerneler karşısında böyyük
medya devlet yapısını değiştirmeye yönelen ta-
sarıyı eleştiri eleğinden geçirmeyi aklının ucun-
dan geçirmiyor.
Medya holdinglerinin felsefesini anlatacakde-
yimler o kadar çok ki...
örneğin, "Gün ola harman ola", örneğin "Ba-
na dokunmayan yılan bfn yaşasın " özdeyişleri ik-
tidarı kollayan holding basınının yayın politika-
lanna pekâlâ uygun diişüyor.
• • •
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in
söylemesi gereken AKP siyasetini yansıtan söz-
ler, müsteşar beyefendi hazretleri Ömer Din-
çer'in tasarıyı takdim konuşmasında yer alıyor.
Medyamız; ömer Dinçer'in şu irdelemelerini
acaba ele alacak, tartışacak ve kimi sonuçlar çı-
karacak mı:
Müsteşar, "Mevcut sistemde sivil askere, as-
ker sivile, kamu kuruluşlan birbirine, vatandaş
devlete güvenmiyor. O halde yönetim anlayışı
değişmeli. Sivil-asker kol kola olmalı" diyor.
Gerekçesi, kamudaki yeni düzenlemenin sö-
zünü ettiği güvensizlik tablosunu gidereceğine
dayanıyor.
Öysa, güvensizliğin kaynağında AKP iktidarı-
nın laik-antilaik cepheleşmeyi yoğunlaştıran
davranışları yatıyor.
AKP iktidarı attığı adımlarla ve atmaya devam
etmesi olası adımlarla laik-antilaik cepheleşme-
yi somutlaştırdı. Geliştirdi, genişletti.
Yazılmayan, söylenrneyen, her gün yaşanan
gerçek bu!
• • •
Başbakan ve hükümet adına konuşan müs-
teşar, mevcut sistemde yer alan kurumlar ara-
sında birinci örnek olarak öncelikle "...sivilin as-
kere, askerin sivile güvenmediğini..." söyledi.
Fakat bu güvensizliğin temelinde yatan ger-
çeği söylemiyor, değinmiyor bile.
Cumhuriyetin laiklik ilkesini korumak ve kol-
lamanın görevi olduğunu sürekli yineleyen as-
ker:
Sivil kadrolara güvenmiyorsa nedeni açık.
AKP iktidarının görüşünü dile getiren müsteşar,
nedeni öğrenmek istiyorsa çevresinde olan bi-
tene bir göz atması yeterli.
Tabii AKP gözlüğü, rnantığı ile bakmazsa...
• • •
Asker, laikliğin cumhuriyetin temel ilkesi ol-
maktan çıkarılma ya da sözden ibaret bir ilkeye
dönüştürülme olasılığının örneklerini gördüğü
için sivil yönetime (AKP'ye) güvenmiyor.
Sivillere asker güvenemiyorsa, siyasal simge
olan türbanın bugün üniversitelerde, yarın el-
bette güncel yaşamda, protokolde kullanılma-
sına önayak olan kimi CHP'lilerin kıpırdanmala-
rını ibretle izlediği içindir.
Başbakanlık -adına Müsteşar Dinçer- çuval-
dızı önce kendisine batırmalı!
CHP belediyeleri,
AKP üniversiteleri hedef aldı
YolsuzlukKomîsyonu raporunun
Meclis 'tekigöriişmelerinde,
kamu reformu tasansı eleştirildi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - TBMM Yolsuzluklan
Araştırma Komisyonu raporu
dün genel kunılda görüşülürken
tstanbul ve Ankara anakent bele-
diyelerindeki yolsuzluk savlan-
nın üstüne gidilmemesini eleşti-
ren CHP'liler, dokunulmazlıkla-
nn kaldınlmasını istediler.
AKP'li Komisyon Başkanı Azmi
Ateş ise kamu vakıflan ve üni-
versitelerle ilgili de belge gelme-
diğini söyledi. CHP'liler, Kamu
Yönetımi Yasa Tasansı ile teftiş
kurullannın kaldınlmasının ön-
görülmesine tepki gösterdi. Baş-
bakanYardımcısı AbdüUatif Şe-
ner ise "Kamu yönetimi refor-
mu, yolsuzlukla mücadelenin
ana şemsiyesi olacaktır" dedi.
Genel kuVuldaki görüşmeler sı-
rasında CHP'li Ahmet Gürvüz
Ketenci, komisyona yerel yöne-
timlerlerle ilgili hiçbir dosya gel-
mediğini vurguladı. Ketenci,
"mafyaya uzanamadıklarını.
mafya-siyasetçi-sermaye üçge-
ninin çözümlenemediğini" de
söyledi. Ketenci, "Çivisi çıkmış
Türkiye ile karşı karşıyayız.
Doğrudan yahut dolaviı olarak
yolsuzluk İdrliliğine bulaşma-
mış kamu ve özel kurumların
sayısı yok denecek kadar az"
dedi. AKP'lilere "Dokunulmaz-
lıkları getirin" diye seslenen
Ketenci, sözlerini "Cumhuriyet
tarihimizde hangi hükümetin
bakanları sizin kadar alcyhine
açılmış davaya muhataptır. Hü-
kümet önce çuvaldızı kendine
batırmalı" diye sürdürdü. Ke-
tenci, "Sayın Gül, Gökkafes'ten
lüks katlar satın alan bir kamu
kurumundan hesap sorulaca-
ğım taahhüt etmişti. Unutuldu!
Bu kurum hangi seçkin baka-
nımızın seçim bölgesindeki s-
por kulübüne nıilyarlarca do-
lar bağışladı, bunun için mi üs-
tüne gidilmiyor" dedi. Ketenci
bu sözleriyle SPK'nin Sıvass-
por'a yaptığı yardımı ima ederek
üstü örtülü biçımde Şener'i he-
def aldı. CHP'li Yüksel Çorba-
cıoğlu Başbakan ve bakanlarla il-
gili yargı yolunun açılmasını is-
terken AKP'yı "UKP, Unakı-
tan'ı Kurtarma Partisi" diye
nitelendirdi. Ateş, geçen yasama
döneminde YÖKle ilgili olarak
kurulan araştırma komisyonunun
tÜ Rektörü Kemal Alemdaroğ-
lu ve YÖK Başkanı Kemal Gü-
rüz hakkında suç duyurulannda
bulunduğunu anımsattı. Ateş,
"Gürüz, aklandıklannı söylü-
yor" deyince, CHP'li Nurettin
Sözen yerinden "Aklandüar el-
bette. Karalama" diye bağırdı.
Ateş, "Aklama yargıda olma-
dı" karşılığını verdi. Ateş, çahş-
malan sırasında "ticari sır" kav-
ramının karşılanna çıktığını, Sa-
yıştay'dan kendilerine bilgi gel-
mediğıni söyledi. CHP'li Kemal
Kıhçdaroğlu, Ateş'in bazı sözle-
rine dikkat çekerken "Sayıştay
başkanımız, kendisini ve Sayış-
tay'ı kamu alanı dışında gör-
düğü için elbetteTBMM'ye bil-
gi vermeyecektir" dedi. Kıhç-
daroğlu. kamu yönetımi reform
tasansı ile teftiş kurullanrun ka-
patıldığına dikkat çekerken
"Bunlan kapatıp yolsuzluklar-
la mücadele edeceksiniz, buna
kim güvenir?" diye sordu!
71 I • > •• * " f f • * I J
#
TürkiveGazetecilerCemiveti'nin,es-
Basın nızmet oaullen verılaı«^«-a,*.. B«rh
anF
eiek
«„,.sına verdığıgcleneksel"Burhan Felek
Basın Hizmet Ödülleri" sahiplerini buldu.TGC Burhan Felek Konferans Salonu'nda düzenlenen
törende konuşan Cemiyet Başkanı Orhan Erinç, mesleğine 70 yılını veren Felek'in özellikle basın
meslek Ukeleri ile gazetecilerin kimlik ve kişilik haklannı düzenleyen "Basın İş Yasası" üzerinde
önemle durduğunu belirtirken Türk basınının şündiki durumunun eskiy i arartığını vurguladı. Ödül
töreninde, eski Cemiyet Başkanı Nail Güreli ile gazeteciler Vasfıye Özkoçak. Emin Mollaoğlu, Er-
gun Göze, SafîetYılmaz,Altan Övmen.Azize Bergin ve SuatYalaz'a plaketleri takdim edildi.Tö-
rende, ödüle değer görülen gazetemiz imtiyaz sahibi ve yazanmız tlhan Selçuk'un plaketini Ge-
nel Yayın Müdürümiiz İbrahim Yıldız, Nezihe Aras'ınkini ise yeğeni Ömer Aras aldı. Törene, İs-
tanbuİ ValiYardımcısı Cumhur GüvenTaşbaşı, Istanbul Barosu Başkanı Kazun Kolcuoğlu, tÜ tle-
tişim Fakültesi Dekanı Pref. Suat Gezgin ile çok sayıda gazeteci katıldı. (ÖZGÜR BURAK ÖZTÜRK)
Tunceli'de kadınlar ayaklandı
FERtT DEMtR
TUNCELİ - Tunceli Cumhuriyet Meyda-
m'nda bir araya gelen çoğu kadın yaklaşık 700
kişi, birahanelerde çalışan kadın garsonlann ah-
laki çökûntüye neden olduğunu ileri sûrerek kent-
ten uzaklaştınlmalannı istediler. Yaklaşık bir haf-
tadır birahane sahıpleriyle görüşmeler yapan Tun-
celi Kadm Platformu üyeleri, taleplerinin kabul
edilmemesi üzerine Cumhuriyet Meydanı'nda
basm açıklaması yaptılar. Eğıtim-Sen Şube Baş-
kanı Selma Polat'ın okuduğu bildınde, "OHAL
süreci. köylerin boşaltılması, işsizlik, eğitim ve
sağhk alanında yaşanan sorunlar insanları-
mızı boşluğa itmiştir. Birahaneler açarak ve
kadınları batakhanelere sürükleyerek yaratı-
lan boşluk doldumlmuştur. Bizler kadının cin-
sel meta olarak görülmesine ve bu şekilde ça-
lıştırılmasına karşı çıkıyoruz. Birahanelerde
çalışan kadınlar gitmelidir" denıldı.
ERGEZEN'tN ÇELtŞKlSl
Usulsüz keşif
artışı var,
ödeme yok
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Bayındırlık ve Iskân Bakanı Zeki
Ergezen, Plan ve Bütçe Komisyo-
nu'nda bütçe görüşmeleri sırasında
Karayollan Genel Müdiirlüğü'nce
gerçekleştirilen 24 adet yol yapım
işinde 714 milyon dolar tutannda
usulsüz keşif artışı verildiğinin belir-
lendiğini söyleyerek "Ancak bu ke-
şif artışlan için para ödenmemiş-
tir" dedi. CHP'li Kazım Türkmen
ise Ergezen"e tepki göstererek "Ge-
çen yıl sadece Karadeniz Otoyo-
lu'nda 370 milyon dolar fazla öde-
me yapıldığını söylüyordunuz. Ken-
dinizi çürütüyorsunuz" dedi. Erge-
zen, çalışanlardan kesilen ve gen
ödenmesi gereken Konut Edindirme
Yardımı hesaplanna yönelik çalışma-
lann tamamlandığını söyledi. 15 bin
kilometrelik bölünmüş yol projesını
kamu kuruluşlanndan makine ve per-
sonel sağlayarak beşte bir maliyetle
gerçekleştireceklerini belirten Erge-
zen, 2OO3'te "imece usulüyle"1400
km yol yaptıklannı açıkladı. AKP'li
Mahmut Göksu'nun, yol yapımında
köy hizmeti personelinin devlet me-
muru mantığıyla çalıştığını söyleme-
si üzerine, CHP'li Bayram Meral,
"iftira atıyorsun. orada yağlarsın,
burada böyle konuşursun" dedi.
TEKZÎP METNI:
Cumhuriyet Gazetesinin 17.07.2003 tarih-
li nüshasının 8. sayfasında'" Derin Deniz Bü-
yüyor" ve 5. sayfasında "Al Gülüm Ver Gü-
lüm" başlıklı yazılarda müvekkil Ulaştırma
Bakanı Binali YILDIRIM"ı hedef alan yazı-
lar gerçek dışı ve hayret vericidir.
Al gülüm ver gülüm yoktur, iftira ve ha-
karet vardır.
1 - Müvekkilimiz Ulaştırma Bakanı Sn. Bi-
nali \TLDIRIM'ın, "SANTOITI Şirketi-
nin yöneticisi olduğu" iddiası tümüyle ger-
çek dışıdır. Bakan BinaliYILDIRIM, San-
tour şirketinin hiçbir dönemde ortağı ol-
mamış, şirkette yönetki olarak çahşma-
mış veya herhangi bir görev almamıştır.
Binali YILDIRIM siyasete gırmeden ön-
ce, Çeşme-Brindisi hattında gemi işletme or-
taklığı yapmıştır. Bu geminin çalıştığı hattın
ismi "'Sancak Lıne" olup, bir süre Genel Mü-
dürlüğünü de Sn. Binali Yıldınm yapmıştır.
"Sancak Line" şirketinin SANTOUR iştira-
ki olduğu iddiası da gerçek değildir.
Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın
Santour şirketi ile ilişkisinin olduğu iddi-
ası gerçek dışı ve yalandır.
2- Ankara Gemisinin sahibi Türkiye De-
nizcilik tşletmeleri 93/4693 sayüı Bakan-
lar Kurulu Kararı ile Özelleştirme tdare-
si Başkanlığına bağlanmış ve Özelleştirme
Idaresi Başkanlığı da 25 Mart 2003 tari-
hinde Başbakanlık tezkeresi ile Maliye Ba-
kanlığına bağlanmıştır.
Türkiye DenizcUik Işletmelerinin Ulaş-
tırma Bakanlığı ile bir ilgisi ve bağlıhğı ol-
madığı gibi, Sn. Bakan'ın, Türkiye Denizci-
lik Işletmeleri'nin "Ankara"' isimli gemiyi
kiralaması ile ilgili hiçbir bilgisi, ilgisi ve
alakası olmamıştır.
TDİ'nin Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı
olduğu hususu ve bakanın yetkisi içinde
olan bir kuruluştan oğlu ve geçmişte yö-
neticiliğini yaptığı şirkete gemi kiralan-
ması için nüfuz kullandığı hususu gerçek
dışıdır, iftiradır.
TDl Yönetim Kunılunca "Ankara" isimli
geminin sürekli zarar etmesi ve 2003 yılı için
de 2.3 trilyon zarar öngörülmesi nedeniyle ki-
ralandığı kolayca öğrenilebilecek husustur.
TDt; 233 sayüı KHK kapsammda bir
Iktisadi Devlet Teşekkülü'dür. Müstakil
Yönetim Kurulu ve Genel Müdürü vardır.
TDt, 2886 sayüı Devlet thale Kanunu'nun
kapsamı dışındadır. 4734 sayüı Kamu tha-
le Kanunu'na tabi olmakla birlikte "kira-
lama" işleri kanun kapsamı dışındadır. Bu
nedenle de TDl tarafından gemi kiralanma-
sında hiçbir zaman ihale yapılmamıştır.
ErkanYILDIRIM'ın Santour'dan sahlacak
biletler için aldığı avans ile geminin kiralan-
ması arasında hiçbir bağlantı yoktur. Bu hu-
sus tamamıyla iftiradır.
3- Bakan Binali YILDIRIM, Denızcilik
sektöründe yüksek gemi inşaiye mühendisi,
başmühendis, denizcilik şirketlerinin genel
müdürü olarak çahşmıştır. Erkan Yıldınm
da, denizcilik sektöründe babasıyla birlikte
çahşmıştır. BakanYıldınm da siyasete girin-
ce tüm ticari faaliyetlerinden, birikimlerini
oğluna aktararak çekilmiştir.
Erkan Yıldınm'ın ortaklan arasmda bu-
lunduğu Derin Denizcilik Ltd. Şti. Santo-
ur Şirketinin 2002 yılında "gemi liman
acentehğine" başlamıştır. Derin Denizci-
lik. Santour Frimasının Avrupa'daki 700'ü
aşkın acentesinden biridir.
Denizcilik sektöründe; sezon başlamadan
önce bilet rezervasyonlan ve satışı yapılmak-
ta olup, bu işler için alınan avanslar tur sa-
hibi şirketler tarafından aradaki ticari an-
laşmalar gereğince bir kısım acentalara a-
vans olarak verilmektedir. Bu uygulama
sektörde rutin olarak devam etmektedir.
Bu bağlamda Derin Denizcilik gerek yap-
mış olduğu acentelik hizmetlerinden, ge-
rekse yapacağı acentelik hizmetlerinden
ve Santour'a yapüan rezerv ve bilet satış-
lan için avans ve hesabına borç kaydedil-
mek ve sezon sonunda da mahsuplaşmak
üzere 200.000 Euro almıştır. Alınan para
tamamıyla ticari ilişki çerçevesinde iş
avansıdır.
Derin Denizcilik Ltd. Şti., 2003 yüı Şubat
ayında ttalya'da yapüan ve değişik ülkeler-
den 15 şirketin katüdığı ihaleye girmiş ve
445.000 EURO bedelle 1969 yapım gemi-
nin ihalesini kazanmıştır. îtarya'nın La Spe-
zıa Mahkemesi'nin karanyla da ihale kesin-
leşmiş ve gemi Denn Deniz şirketinin ol-
muştur. 1.5 rrilyona gemi ahndığı iddiası
gerçek depdir.
Sonuç olarak; Ulaştırma Bakanı Binali
YTLDERIM; kamunun hiçbir menfaatım oğ-
lu veya tanıdıklanna peşkeş çekmemış, yol-
suzluk yapmamış, bal tutup parmağını da ya-
lamamıştır. Erkan Yıldınm da; Ulaştırma
Bakanlığından, bakanhğa bağh veya ilgi-
li kuruluşlardan ihaleli veya ihalesiz iş al-
mamıştır. Aynca kamunun hiçbir kayna-
ğı bakanın oğlu veya tanıdıklanna ucuza
verümemiştir.
Binali YÎLDIRIM'ın Bakan olması sonu-
cu, oğlu ErkanYıldınm'ın eskiden beri yap-
tığı tek işini bırakmasını istemek adil ve doğ-
ru bir da\Tanış da değildir. Asıl karşı çıkılma-
sı gereken; kamu kaynaklannın haksız ola-
rak kullandınlması veya kuUandınlması-
na göz yumulmasıdır ki, bu tür bir uygu-
lamada asla yapılmamıştır.
Aynca Basın özgürlüğü; iftira ve hakaret,
siyasi linç özgürlüğü değildir. Gerçek dışı
haberlerle kamuoyunu yanıltan ve müvekki-
limizi karalamaya, küçük düşürmeye yöne-
lik bu haberleri yazan ve yayınlayanlar hak-
kında gereken yasal işlemler yapılacaktır.
Binali YILDIRIM Ulaştırma Bakanı
VekUleri
Av.AliÖZKAYA-
Av. Serhat Kemal YILMAZ
BUGÜN İŞ BIRAKIYORLAR
Sağhkçılardan
uyarı eylemi
I Baştarafı 1. Sayfada
paşa Numune Hastanesi
önünde buluşup Kadı-
köy'e dek yürüyecek. Is-
tanbul Eczacı Odası Yö-
netim Kurulu üyeleri ise
saat 11.00'de Galatasa-
ray'da "tlaçta Reklama
Hayır" içerikli bildıri da-
ğıtacak.
DtSK Genel Sekreteri
Musa Çam, temel sağlık
hizmetlerini kâr alanı ha-
üne getirmek için başla-
tılan politikalann, bugün
halkın sağlık hizmetle-
rinden faydalanmasını
olanaksız hale getirdiğinı
belirtti. Çam, açıklama-
sında. "Birçok ilimiz ve
ilçemizde yeterli sayıda
uzman hekim. hemşire,
hastabakıcı bulunma-
maktadır. Doktoru.
hemşiresi, hastabakıcı-
sı, tüm sağlık emekçile-
ri, son derece olumsuz
koşullarda, hekimliğin
gerektirdiği özenle has-
talarına bakamaz du-
rumdadır" dedi.
"Paran kadar sağhk"
anlayışuıın egemen kılın-
maya çalışıldığını \oirgu-
layan Izmir Tabip Odası
Başkanı Fatih Süren-
kök, devletin sağlığı bir
yük olarak gördüğünü
bildirdi. Sağlık Bakanı
Recep Akdağ'ın hekim-
lerin uyan eylemini ah-
lak dışı bulduğunu anım-
satan Sürenkök, "Akdağ
da bakan olmadan önce
bir hekimdi ve bu sıkın-
tıları en fazla çekenler
arasındaydı. Ancak ço-
cuk hekimi Akdağ, Ba-
kan Akdağ'dan daha
farklı düşünüyor" gö-
rüşünü dile getirdi.
Ankara Tabip Odası
(ATO) ıle Sağlık ve Sos-
yal Hizmet Emekçileri
Sendikası (SES) Ankara
Şubesi üyeleri, 1 günlük
iş bırakma eylemini hal-
ka duyurmak amacıyla
Kızılay'da bildiri dağıttı.
ATO Genel Sekreteri Al-
tan Ayaz da yaptığı açık-
lamada, "Sağükta Dö-
nüşüm Projesi" hazırla-
nırken sendikalar, üniver-
siteler ve odalann görüş-
lerine baş\\ırulmadığını
savundu. Dayatmalara
maruz kalmak istemedik-
lerini vurgulayan Ayaz,
hem kendi haklan hem
de hasta haklan için 1
günlük uyan eylemi yap-
tıklannı bildirdi.
YOK'e protesto
İstanbul Üniversite Öğrencileri Koordinasyonu.
YÖK'ün kuruluş yıldönümü 6 Kasım'ı halaylarla,
şarkılarla, sloganlarla protesto etti.YÖK'ün kurul-
masından sonra öğrencilerin üniversite yönetimin-
de hiçbir katılım haklarının kalmadığını belirten
yaklaşık 200 öğrenci. "Söz, yetki ve karar hakkı is-
tiyoruz" sloganı attılar. Öğrenciler, "Üniversiteler
emekçi çocuklanna kapatüdı. Biz fermanı çoktan
yaktık. dalkavukluklara karşı bugün saat 21.00'de
Tepebaşı'ndan kalkan otobüslerle Ankaraya gidi-
yoruz" dediler. \bğun güvenlik önlemleri altında
"Zafer yakında" sloganı atan grup "siyasi iktidar
üzerimizde hegemonyasını hiçbir zaman kuramaya-
cak" görüşünü dile getirdiler. (ALPER KIZILTAN)
Ölümünün 2. yıldönümü
Berin NadVyi
anıyoruzM Baştarafı 1. Sayfada
yaşatmayı ilke edinmiş Berin Nadi'yi ölümünün
ikinci yılında anıyoruz. Berin Nadi'yi anma,
Edirnekapı Şehitliğinde, Nadir Nadi'nin yanın-
daki mezan başında saat 12.00'de yapılacak.
Atatürk'ün yakın arkadaşı şair Celal Sahir Ero-
zan'ın kızı, Nadir Nadi'nin sevgili eşi (yadigâr)
Berin Nadi, Nadir Nadi'nin sağhğının bozuldu-
ğu yıllardan itibaren sorumluluğunu üstlendiği
Cumhuriyet gazetesinin yaşatılabilmesi için ola-
ğanüstü çaba gösterdi. 1991 'de Nadir Nadi'nin
ölümünden sonra imtiyaz sahibi oldu, Cumhuri-
yet VakfVnı kurdu. Mal varlığını Cumhuriyet ga-
zetesinin bağımsızlığını koruyarak sürdürebil-
mesi için vakfa bağışladı. Berin Nadi 91 yaşında
yaşama veda ederken, sorumluluklannı yerine
getirmiş bir Cumhuriyet aydını kadınının iç hu-
zuru içinde, "sevdiklerimin yanına gidiyo-
rum" diyordu. Nadir Nadi'nin ölümünden son-
ra gazetenin iflasa sürüklendiği, yazarlannın
uzaklaşmak zorunda kaldıklan dönemde ise,
başta tlhan Selçuk, Cumhuriyet yazarlannı ga-
zeteyi ayakta rutacak çalışmalar için direnmeye,
bir arada tutmaya çalışıyordu. "Atatürk'ün, Yu-
nus Nadi'nin, devrimlerin bekçiliğine adanmış
Cumhuriyet gazetesini özel yaşamından özve-
ride bulunarak büyük bir sorumlulukla ayak-
ta tutan Nadir Nadi'den sonra kapatürma-
mak, ayakta tutmak benim sorumluluğum,
başaramazsam kendimi de sizi de hiç affet-
mem" diyordu. Berin Nadi, sevgili eşi Nadir
Nadi'yi anlatan söyleşılerinde, biraz hayıflanma,
daha çok gururlanarak "Atatürk ve devrimleri-
ne, Cumhuriyet gazetesini yaşatmaya duydu-
ğu sorumluluk nedeniyle, sanatçı yanını ikinci
plana attı, kendini gazeteye adadı
n
derdi. Na-
dir Nadi ile özdeşleşmiş bir kişilik olarak, onun
ölümünden sonra o sorumluluğu çok fazlası ile
üzerine aldı. Şimdi biz onun arkasından,"So-
rumlulukları ile yaşama sevincinin arasında
kaldı. Nadir Nadi'den sonraki yaşamını, Ata-
türk'ten, babası Celal Sahir'den, Yunus Na-
di'den, ilk eşi Mesut Cemil, büyük aşkı Nadir
Nadi'den, büyük bir sorumluluk olarak yaşat-
mak üzere emanet aldığına inandığı Cumhu-
riyet gazetesini ayakta tutmaya adadı" diye
sevgiyle, saygıyla anıyoruz. Zor günlerin atlatıl-
masından sonra, yapabileceklerini yapabilmiş in-
sanın iç huzuru içinde, îlhan Selçuk ile Türkçe,
Fransızca şiir atışmalannın arasına, bir yerlere
mutlaka Cumhuriyet gazetesi girerdi. Selçuk'un
"Berin Hanım gazete kurtuldu artık beni azat
et" sataşmasını birçok kez duymazlıktan gelir,
üstelenince "Ben yapabileceğimi yaptım. îşim
bitti, ben gidiyorum. Sonrasını siz düşünün"
der noktalardı. Yine de en hasta, en zor günlerin-
de, gazetenin öldürülen yazarlannın anma top-
lantılannda, yıldönümlerinde ne yapar eder
Cumhuriyet okurlan ile bir arada olmak için,
yorgun bedeni, ağnyan ayaklan ile savaşır,
dimdik, her zaman çok şık ayakta dururdu.
Kitap için tesekkür etti
Costa Gavras'tan
Selçuk''a mektup
• Baştarafı 1. Sayfada
Türkçe okuyamamak olduğunu belirtti. GavTas
mektubunda, "Kitaba hayranlıkla göz attım,
dostlarıma da devamlı gösteriyorum, hep
birlikte dünyamızı sizin vizyonunuzdan tadı-
yoruz" dedi. Gavras kitabın içindeki, alay, mi-
zah, zulüm, kötülük ve aynı zamanda sevecen-
liğin kendilerini güldürdüğünü, düşündürdüğü-
nü ve üzerine konuşmaya yönelttiğini belirtti.