Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
5 KASIM 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYfl
tNCELEME
AHUK ARANIYOR TURHAN SELÇUK
DÜHÜST
fABİATLl
ÎSTANBUL
EFBÎDİSİ
ABDÜLCAMBAZ
HAKÎİOJLADE
$A R-HOŞ1 K Ğru M DA N
Dl M/
AKP Irak'a askergönderilmesine ilişkin tezkere konusunda başansız oldu. Peki ya diğerleri?
İnandıncılığın gerekleri...
rürk SilahJı Kuvvetleri'nin
(TSK) Irak'agönderilmesi-
ne dair hükümet tezkeresi
TBMM Genel Kurulu'nda
gizli oturumda göriişüldü.
TBMM, hükümet tezkeresını kabul ede-
rek TSK'nin Irak'a gönderilmesi konu-
sunda hükümete bir görüşe göre yetki,
bir başka görüşe göre izin verdı. Bu ko-
nuyailişkin 782 sayılı TBMMkaran, Res-
rru Gazete'nin 8 Ekim 2003 tarihli 25253
sayılı mükerrer sayısında yayımJandı.
Toplam iki sayfadan oluşan kararın son
paragrafı dışındakı böiümlerinde hükü-
met tezkeresinde yer alan hükümet ge-
rekçesı yazılmış olup. son paragrafta
TBMM'nin karan yer almaktadır.
Karar şöyledir:
"Budüşüncelerlegereği, kapsamı, sı-
nırı ve zamanı hükümet tarafmdan be-
lirlenecekşekilde Türk Silahlı Kuvvet-
leri unsurlannın Irak 'tagüvenlik ve is-
tıkrara katkı yapmak amacıyla Irak 'a
gönderilmesine ve bu htvvetlerin gö-
rev vekullanılmasına ilişkingereklidü-
zenlemelerin hükümet tarafindanyapıl-
masına, anayasamn 92 'nci maddesi
uyannca biryıl süreyle izin verilmesi,
fürki\-eBüyükMilletMeclisi GenelKu-
rulu'nun 7.10.2003 tarihli 3. birleşi-
minde kararlaştınlmıştır."
TSK'nin yabancı ülkelere gönderil-
mesine ilişkin yakın geçmişteki TBMM
kararlan; dönemin muhalefet partileri
tarafindanAnayasa Mahkemesi'nin önü-
ne getirilmiş ve bu kararlann iptali iste-
nılmişrir. Anayasa Mahkemesi "ne baş-
vurularda. bu kararlann hükümete yet-
fa devn nıteliğinde olduğu, TBMM'ye
ai izin verme yetkisinin hükümete dev-
redilemeyeceği gerekçelerine dayanıl-
mştır Yapılan bu başvurularla ilgili ola-
rakAaayasa Mahkemesi'nin verdiği ka-
rarlar mcelendiğınde ikı önemli saptama
yapılabilır.
Anayasa Mahkemesinln rotü
Birbcısi, iptal başvurulannın usul yö-
nindea (TBMM kararlannın Anayasa
Nkhkemesi'nce incelenemeyeceğı gerek-
çesiyk) reddedilmiş olmasıdır. îkinci-
si se retkararlanrun oyçokluğu ile (7'ye
ka-şı ^)\enldığidır.
TBMM'nin Irak'a askergönderilme-
siıe dar son kararının daha iyi anlaşıla-
bimes. hükümetm, muhalefetin ve Cum-
hırbaskanı'nın bu süreçteki tutum ve
da/ranşlannın inandıncılığı ve içtenli-
ğııın prûlebilmesi için. Anayasa Mah-
kenes ninönceki kararlanna ilişkin yu-
kaıda lapüğımız saptamanın bazı önem-
li .ynmlanna değınmek yeterli olacak-
tv îll olarak 1990 Körfez krizi nede-
ni le, lülcümete yetki ve/veya izin ve-
reı TTMM'nin 107 ve 108 sayılı karar-
lamınıptali için dönemin ana muhale-
fepansi olan SHP'nin başvurusu üze-
"ie Aıayasa Mahkemesi'nin verdiği
caara JeğineJim. Anayasa Mahkemesi
iior b; bir yasama işleminin kanun
n. kaarname mi, ıçtüzük mü, TBMM
;aan nı oîduğuna. o işleme yasamanrn
r
ediğı srae bakarak kararverilmez. Ya-
HJJI iiemin niteliğine de bakarak ka-
avehır.
'anijıryasama işlemine "TBMMka-
aT daıldıği için, bu işlem mahkeme-
i dentımj dışında denilerek başvuru
îdecfanez. TBMM, adına ne derse de-
u eğc işlem örneğin içtüzük değişik-
| ya a kanun niteliğındeyse. bu du-
ada apıian işlem, mahkemenin de-
nn aanı ıçine girer.
falrtörü
^ Mahkemesi bu saptamayı
nkta sonra SHP'nin ıptalini istedi-
07 ? 108 sayılı TBMM kararlannı,
^iırjlarjı dışındagörerek usuJden red-
; kzar \eriyor. Ancak, bu karara
terenın
7
üyesi karjlırkea 4 üyemu-
Fkavo; Karara muhalıfolan vekar-
ürk ordusunun Irak'a gönderilmesine dair hükümet tezkeresi ciddi
tartışmalar yarartı. Bir yanda 10 yıl önce ne düşünüyorsa bugün de aynı
tavrını sürdüren bir cumhurbaşkanı, diğer yanda daha iki yıl önce
söylediklerini iktidara gelince unutan, bir anda savaş/işgal yanlısı olan
hükümet üyeleri... Tezkerenin TBMM'ye gelişi ve görüşülmesi sürecinde
Irak'a asker gönderilmesine muhalefet eden CHP ise sessizliğini
koruyor... Bugünlerde herkes inandıncılık sınavından geçiyor.
şı oyveren üyelerden birisi de bugünün
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer.
TBMM'nin Irak'a asker göndenlme-
sine dair 7 Ekim 2003 tarihJi karannın
iptali için Anayasa Mahkemesi*ne baş-
vuru hakkı olanlardan birisi de Sayın
Cumhurbaşkanı'dır. Bu nedenle yüksek
mahkeme üyeligi dönemindeki karşı oy
gerekçesinden kısa bir alıntı yapmamız
anJamlı olacaktır kamsındayız. Bu alın-
tı aynı zamanda, Sayın Cumhurbaşka-
nı'nm bu süreçte izlediği, bızce tutarlı
ve doğru tavnn algılanmasına da yar-
dımcı olacaktır. Sayın Cumhurbaşkanı.
yüksek mahkeme üyeligi döneminde
yazdıgı karşı o>' yazısında şöyle diyor:
...TBMM'yeyetki veren böyle ayrın-
tı/ı bir düzenleme getirilmesinde Os-
manlı împaratorluğu'nun 1. Dünya
Savaşı 'na yetkililerin çoğunun bilgisi
dışında yalmzca birkaç kişinin karan
ile sürüklenerek kendisini bir oldubit-
ti içinde bulması ve 1950 yılında da
Kore'ye asker gönderme kararının
TBMM toplantıya çağnlmaksızın,
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Milli
Savunma Bakam 'nca verilmesi gibi
olaylar etken olmuştur.(...) Cumhuri-
yet anayasalarımızın tümünde, savaş
ilanı ve Silahlı Kuvvetler 'in kullanıl-
masına karar vermeyetkisi TBMM'ye
verilmiştir. 1924 Anayasası da 26.
maddesinde savaş ilanını TBMM'nin
'bizzat kendi ifa ettıği' görevler ara-
sında saymıştır. (...jAnayasanın bu
hükmüne göre savaş hali ilanına
TBMMyetkilidır. Ancak, anayasa bu
yetkinin kullanılmasını "Milletlerara-
sı hukukun meşru saydığı" haller için
öngörmüştür. (...)
5.9.1'990gün ve 108sayılı TBMMka-
ran ise Türk Silahlı Kuvvetleri 'nin va-
bancı ülkelere gönderilmesi veyaban-
cı silahlı kmvetlerin Türkiye de bulun-
masına karar verme konusunda anaya-
samn 92. maddesi l.fıkrasının TBMM'
ye verdiğiyetkiyi hükümete devretmek-
tedir. Karar içeriğinegöre, TSK'ninya-
bancı ülkelere gönderilmesine ve ya-
bancı silahlı kuvvetlenn Türkiye de bu-
lunmasının "lüzum, hudutve şümulü"
hükümetçe takdir ve tayin olunacaktır.
Böyleceortadasomutbir olaybulun-
maksızın Meclis 'e aitbiryetki çokuzun
ve belirsiz bir süre için hükümete veril-
mektedir. 108 No lu kararın bu biçimi
ile, Meclis tatilde veya ara vermecje ol-
madığı durumlarda da hükümetbuyet-
kiyidoğrudan doğruya kullanabilecek-
tir. Oysa 92. maddenin 2. fikrası silah-
lı kuvvet kullanılmasına TBMM dışın-
da kimin, hangi koşullarda karar vere-
bileceğini saptamıştır. 2.fıkrada öngö-
rülen durum ve koşullar dışında karar
kesinlikle TBMMtarafmdan verilecek-
tir. Silahlı ku\ret kullamlmasımn "lü-
zum, hudut veşümulü "nühükümete bı-
rakan bir Meclis işleminin anayasamn
92. maddesinin öngördüğünitelikte bir
karar olarak anlamak olanaksızdır.
Çünkü TSKülkedışınagönderilecek-
se. hangi ülkeye ne miktarda ve ne ka-
darbirsüre içingönderileceğiya da \v-
bancı silahlı kuvvetlerin Türkivede bu-
mektedir. Bu durumda, son TBMM ka-
rannın Cumhurbaşkanlığı tarafından
Anayasa Mahkemesi'nin önüne götü-
rülmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Hatta da-
ha da ileri giderek. bunun Türkiye'nin
işgale ortak olmamasınj isteyenlerin Sa-
yın Cumhurbaşkanı'ndan haklı bir bek-
lenrisi olduğu da söylenebilir.
Geçmlyte ne dedller?
tkinci olarak. Anayasa Mahkemesi'nin
2 yıl Önceki karanna bakalım. Mahke-
menin bu karan. ABD'nın Afganistan'a
yönelik operasyonunakatılmak amacıy-
la askergönderilmesi için hükümete izin
Anayasa bu
yetkinin
kuHarulmasuu
"miüedcrarası
hukukun
meşru
saydığı" haller
için
öngörmüştür.
lunmasınagerekgörülüyorsa hangiül-
keden ne kadar kuvvetin, ne kadar bir
süre için geleceğini TBMM'nin bilme-
si ve kararım bu somut verilere göre
vermesi gerekir. Kararda nitelik veya
miktaryönünden bir sımrlandırmaya-
pılmamıştır.Bu sınırsızlıkonun 92. mad-
deye uygun bir karar olmaktan çıkarıp
anayasamnyalmzca TBMM'ye tanıdı-
ğı biryetkinin BakanlarKurulu na dev-
rine olanak veren bıryasa olarakkabu-
lünü zorunlu kılmaktadır
Sayın Cumhurbaşkanı'nm, son Irak
savaşı öncesi ve sonrasındaki açıklama-
lan ve tavn, karşı oy yazısındaki görüş-
lerle tam bir uyum ve tutarhlık göster-
verilmesüıe ilişkin TBMM karannın ip-
tali istemiyle ilgilidir. Hükümete izin ve-
rilmesinedair 10.10.2001 günlü ve 722
sayılı TBMM karanna ilişkin olarak
mahkeme karannageçmeden önce, ara-
lannda bugünkü Dışişleri Bakanı, Baş-
bakan yardımcüan vebazı bakanlann da
bulunduğu milletvekillerinin Anayasa
Mahkemesi'ne yaprığı başvurudan kimi
alıntılaryapalım.:
"(...) Bu izin vermeyetkisi, sadece ve
sadece TBMM'yeaitolan 'münhasır 'bir
yetkidir. 722 sayılı karara göre ise
TSK nin yabancı ülkelere gönderilme-
si veya yabancı kuvvetlerin Türkiye de
konuşlandmtması yetkisi, belirsiz bir
süre için, bütünüyle Bakanlar Kuru-
lu na devredilmiştir. Bu devir tam an-
lamıyla bir yetki devridir. (...) Öteyan-
dan hükümetlerçeşitli sebeplerden do-
layı örneğin iktisadi, mali, ideolojik ve-
vaaskerisebeplerleyabancıgüçlerin et-
kisindekalabilir; onlann kontrolünede
girebilir. Ve hatta bir kısım yöneticiler,
kişısel çıkarlarını ulusal menfaatlann
üzerindegörerekdüşmanla işbirliğida-
hiyapabilir. Nitekim tarihte bunun ör-
nekleride çokgörülmüştür. însanlıkta-
rihinin yaşadığı bu acı tecrübelerden
dolayıdır ki, Cumhuriyet anayasaları-
mızın tümünde, savaş ilanı ve Silahlı
Kuvvetler 'in kullanılmasına karar ver-
me yetkisi TBMM'ye verilmiştir. (...)
Türk Silahlı Kuvvetleri 'nin yurtdışma
gönderilmesi yetkisiyle donatılan hü-
kümetfler) çeşitli baskı ve nedenlerle
Türkiye'yı, bir 'oldubitti ile savaşada-
hi sokabilir. (...) Savaşan devletlerden
birininyanındayeralarak, cepheye as-
kergöndermek'fiilensavaşilan etmek'
demektir."
Yenl tiyeler ne yapacalc?
Ne dersiniz, fazla söze gerek var rru?
Bir yanda 10 yıl önce ne düşünüyor-
sa bugün de aynı tavnru sürdüren, ilke-
lerinden vehukukJa temellendirdığı gö-
rüşlerinden taviz vermeyen birCumhur-
başkanı; diğer yanda daha ıkı yıl önce
söylediklenni iktidara gelince unutan,
bir anda savaş/işgal yanlısı olan. "dün
dündür, bugünse bugün" anlayışındaki
hükümet üyeleri...
Peki ya Anayasa Mahkemesi Afga-
nistan'a asker gönderilmesiyle ilgili bu
başvuruya ilişkin ne karar vermiş?
Hemen söyleyelim. 1990yılında ne ka-
rar vermişse aynısıru. Cstelik mahke-
menin çoğu üyeleri değişmiş olmasına
karşın. yıne oyçokluğu ile ve yine 7'ye
karşı 4 oyla.
Şimdi gelelim can alıcı noktaya!..
Yüksek mahkemenin 2001 yılında
verdiği karara katılan üyelerden 9'u ha-
len görevını sürdüriiyor. iki üye ise de-
ğişmiş durumda. Asıl ılgi çekici olan,gö-
rev süresi sona eren iki üyenın karara
olumlu oy veren. diğer bir deyışle baş-
vurunun reddi görüşünde olan üyeler ol-
masıdır. 10 Ekim 2001 günlü ve 721 sa-
yılı TBMM karannın iptal edilmesi is-
temini reddeden yedi üyeden beş tanesi
bir yanda, mahkemenin karanna muha-
lif kalan dörtüye diğeryanda (ki bu dört
üye mahkeme başkanından sonra gelen
en kıdemii üyelerdir). GÖrüldüğü gibi
yüksek mahkeme üyeliğine Cumhurbaş-
kanı tarafindan atanan ikı yeni üyenin
(Mehmet Erten ve Av. Prof. Dr. Faal
Sağlamı alacağı rutum, konuya bakışı
önemlıdır. Eğer, bu iki yenı üye daha
önce karara muhalif kalan üyelerle (ta-
bıi buüyelenn degörüşlerini değiştirme-
nuş olmalan koşuluyla) aynı yönde oy
JcuJlanırsa, TBMN1karan Anayasa Mah-
kemesi'nce denetlenecek ve büyük ola-
sılılda da iptal edilecektir.
Bukadarönemli birolayda, üstelik yük-
sek mahkemenin TBMM karannı iptal
ermesinin muhtemel olduğu da düşü-
nüldüğunde, Cumhurbaşkanlığı'nın dı-
şında konuyu Anayasa Mahkemesi'nin
önünegötürebilecek yegâne kurum olan
anamuhalefet partisi CHP'nin ta\nnı
sorgulamaya ne dersiniz?
Tezkerenin TBMM'ye gelişi ve görü-
şülmesi sürecinde Irak'a askergönderil-
mesine karşı olan, muhalefet eden
CHP'den, Anayasa Mahkemesi'ne baş-
vurmasını beklemek pek mi yadırgana-
cak bir yaklaşım olur? TBMM karan
yayımlanalı 20 günden fazla oldu.
CHP'den başvuru yapıp yapmayacağı-
na dair tek bir açıklama >
r
ok.
Sessizlik sürüyor. Yoksa. CHP de
Irak'a Türk askerinin gönderihnesinden
yana da, sırf muhalefet yapıyormuş gi-
bi mi göründü? Evet. bugünherkes ınan-
dıncılık sınavından geçiyor.
AKP hükümen, bu sınavdan başansız
çıktı. Peki ya diğerleri?
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
Gündemdeki Tasarı
Erdoğan hükümetinin birinci yılını doldururken,
TBMM'ye sunmaya hazırlandığı "Kamu Yöneti-
mi Temel Yasa Tasansı", 80 yıllık biryapıyı altüst
edecek boyutlar raşıyor.
Sorunu, "üniter devlet yapısına duyariı bir ör-
gütlenme"den vazgeçilme biçiminde niteleyen-
ler de var. Bu tür eleştirilerin kuruntu o/acağını söy-
leyenler de.
Tasan, komisyonlarda ve parlamento genel ku-
rulunda soğukkanlılıkla ele alınabilir ve içtüzük yön-
temleri ile oldubittiye getirilmeden görüşülürse,
elbette aklın yollan açığa çıkanlabilir.
Ne var ki, önceki gün AKP'nin bu reform de-
ğerinde gördüğü tasarıyı bir basın toplantısı ile
kamuoyuna tanıtmaya çalışan Başbakan Yar-
dımcısı Şahin'in, tasannın hazırfanışı sırasındagö-
rüşüne başvurulduğunu söylediği kurumlar, top-
lumun tüm katmanlannın temsilcileri değildir.
Ya da başka bir deyiş ile, toplumun temsilcili-
ğini yapan STV'ler, bu üç oluşumdan ibaret de-
ğildir.
Hükümet, bir üniversite ile Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği, TÜSİAD ve TESEV'den görüş al-
dığını söylerken, bu ülkede işçi sendikalannı tem-
sil eden en az üç yerieşmiş konfederasyon oldu-
ğunu özellikle görmezden geldiğini itiraf etmiyor
mu? Yine Esnaf ve Sanatkâr biriiklerinin çatısı al-
tında toplanmış mi/yonlarca insanımızın yok sa-
yılması, vakıflar adı altında salt TESEV'in adres
olarak seçilmiş olması, acaba kimi gerçeklerte yüz
yüze gelmeme gibi bir planın ürünü müdür?
Parlamentoda yeterli alternatifi bulunmayan
biriktidaroluşumunun, STV'ler konusunda, baş-
ka hükümetlere göre, bu konu üzerinde daha
dikkatli ve duyarlı olması beklenebilirdi.
Neredeyse ülkedeki tüm kamu teftiş kurumla-
nnı budayan, önemli bir bölümünü yok sayan bir
zihniyetin, aslında 3 Kasım 2002 öncesinde özel-
likle fstanbul Büyükşehir Belediyesi ile bağlı ku-
ruluşlardaki kimi yolsuzluk iddiaları karşısında
mesela mülkiye müfettişi kavramından ne çekti-
ğini anımsayınca, 23 bin 104 müfettiş ve denet-
men, hesap uzmanı ve kontrolün görevine "son
verilmesi"nin yaratacağı çağnşım, daha ilk adım-
da bu iktidar hesabına tek kelime ile kuşku ola-
rak anlatılabilir.
Denilecektir ki, "Biz teftiş kuruluşlannı kaldırır-
ken, onlann görevleriniSayıştay'a devrediyorvz".
Tamam öyle yapıyorsunuz ama, görevi "genel
ve katma bütçeli dairelerin bütün gelir ve gider-
leri ile mallannı TBMM adına denetlemek ve so-
rumlulann hesap ve işlemlerinikesin hükme bağ-
lamak ve kanunlaha verilen inceleme, denetle-
me ve hükme bağlamak" olarak anayasada yer
alan Sayıştay'ı, merkezde ya da taşradaki tüm
özel idareier ve be/ediyelerin de büyümüş tasar-
ruflannı kapsayacak bir denetçiler kadrosu haii-
ne getirince ortaya çıkacak o kocaman yeni ca-
navarı kim nasıl denetleyecek? Dahası, Sayış-
tay'ın asıl işlevi, bu denetim karmaşası arasında
zaman zaman ikinci sırada mı kalacak? Bunla-
nn yanıtını tasarıya koymamışsınız.
Öğrenim Birliği ilkesine tırpan mı?
O arada Yüksek Denetleme Kurulu'nu da kal-
dırryorsunuz. özellikle Milli Eğitim müfettişleri-
nin, görevlerinin salt akça/ı işlerle sınıriı olmadı-
ğını, onlara verilen asıl sorumluluğun öğrenim Bir-
liği Yasası'na uygun olmayan eylemleri belirleyip,
sorumlularından hesap sormaya kadar uzandı-
ğını, yanlışlıkla mı unutuyorsunuz? Yoksa, "o ara-
da bu belayı da defettik" düşüncesiyle mi yola
çıkıyorsunuz?
Yine Milli Eğitim Bakanlığı'nın tüm personel
kadrolannın ve yetkilerinin taşrada yerel yönetim-
lere geçmesinin, öğrenim Biriiği yani Tevhidi Ted-
risat Yasası ile çelişen durumlar yaratma duru-
munda, soruna nasıl el konulacağını bu tasanda
göstermiyorsunuz.
Ülkenin bir ilindeki yerel yönetim oluşumunun
"ak" diye nitelendirdiğine, bir başka yerindeki
eğitim birimi "kara" olarak bakarsa. kimilerinin
dediği biçimde ulus-devlet yerine ulus-devlet-
çiklere geçişin göstergeleri ortaya çıkmaz mı?
Kamu yönetiminin bir reform istediği.hantal ya-
pının "a"dan "z"ye illaki başkentten yönetilece-
ğinin değişmeyecek bir kural olmadığı ortadadır.
Tasarının özellikle yurtdışında her önüne gelen
bakanlığın birertemsilciliği olmak gibi, sadece is-
rafı kamçılayan hükümlere geçit vermeyecek bir
düzenleme getiren hükümler gibi kimi yeni yapı-
lanmalar elbette olumlu sayılmalıdır.
Ama sadece bir köşe yazısına sığacak biçim-
de belirttiğjm satır başlannın ortaya koyduğu sa-
kıncalar bile, Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasa-
nsı'nın TBMM'ye gönderilmeden önce, oluştu-
rulacak forumlarda tartışıimasının zorunluluğunu
çarıştırıyor.
Umanm, sağduyu acele edilrnemesi konusun-
da çoğunluk grubuna egemen olur. Ve CHP bu
fırsatı iyice değerlendirerek yasa tasansını hallaç
pamuğuna çevirecek bir denetleme işlevi ser-
giler.
Faks: 0212- 677 07 62 obirgtt(<7 e-kolay.net
EMRE DENİZ ÜN
(14 Hazfran 1981 - 5 Kasm
Sevgili EMRE DENlZ'imiz...
Dört yıl önce sonjmsuz bir trafik canavan
seni bizden ayırdı.
Yokluğun içimizde her gün
daha fazla büyüyor...
5 Kasım Çarşamba günü Bilecik'te
tüm sevenlerinle biriikte
yine başucunda olacağız.
Daima bizimlesin, kalbimizdesin...
Seni çok özlüyoruz... Hep özleyeceğiz...
Seyfi Yiğit - Meral - Tayfur ÜN