22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
IKASIM 2003ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA J V U lu M. U İ \ kurtur(Ş cumhuriyet.com.tr 15 JILLEGRO E\İN ÎLYASOĞLU Cemal Reşit Rey'in 100. yılı C emal Reşit Rey 25 Ekım 1904te Kudüs'te doğmuş , 7 Ekim 1985'te îstanbul'da ölmüştü. Görkemli bir Osmanlı aılesinde yetişen sanatçıyı yokluk i-çindeki son günlennde tanımıştım. Gele- cek yıl onun 100. doğum yılı. Her ülke te- mel sanatçılannı özellikle 100. doğum gün- lennde törenlerle anar. Müzikle resım yapmanın ilk örneğini ver- nniş. ilk senfonileri. konçertolan yazmış; Türkiye'de polifonik müzığin gelişmesi için yalnız besteciliği ve piyanistliği değil; eği- timciliği ve kuruculuğuyla da önemli bir kavşak olmuştur. Cemal Reşit'in yapıtlan- nı acaba kaç orkesrramız gelecek yıl prog- raraa almayı planlıyor? Özellikle kurucusu olduğu tDSO. onu orkestra yapıtlanyla, pa- neller ve konferanslarla, sergilerle anacağı bir Cemal Reşit Rey haftası planlıyor mu? Ya da adını taşıdığı Cemal Reşit Rey Kon- ser Salonu, onun sağa sola dağılmış nota- larını, piyanosunu. özel eşyasını aynı çatı altına toplayıp bir müze açmaya girişiyor mu? Her şeyden önce onun notalanna ulaş- mak bir büyük sorun. Senfonik yapıtlan, o- da müziği ve piyano çalışmalan Filarmo- ni Derneği'nde, Panayot Abacı'da duru- yor; müzikaller Imaj Müzik'e satılmış. Hâ- lâ bu notalar elyazması halinde, partileri te- mizlenip düzgün bir okumaya kavuşmamış. Bunlann bir an önce tek kurum altında to- parlanıp basılması ve müzik kitaphklanna dağıtılarak herkesin kullanımına sunulma- sı gerekir. Festivallerimiz onun yapıtlannı yabancı topluluklara çaldırtmayı hedefliyorlar mı? Ya da yabancı bir topluluğa Türk solist ve şefle çaldırtmayı? Örneğin 'Kâtibim Çe- şitlemeleri', 'Andante Allegro', 'Fatih Senfonisi\ 'Enstantaneler' gibi başyapıt- lannın notalan şimdiden gönderilerek yurt- dışındaki kimi topluluklara önenlebilir. 29 Ekim programı çerçevesinde Ukrayna Bü- yükelçimiz Bilge Can Korel'in girişimiy- le 'Fatih senfonisr geçen hafta Kiev'de seslendirildi. Örneğin. hazırbu orkestra da- ğarcığına almışken onunla işbirliği yapıla- bilir. İzmlr ve Aspendos. Avrupa Festivaller Blrllğl nde Artık Avrupa Festivaller Birliği'ne ka- bul edilen dört festivaHmiz oldu. ıstanbul ve Ankara'dan sonra geçen hafta lzmir ve Aspendos Opera ve Bale Festivalleri de Fes- tivaller Birliği'ne gırdi. Böylece birliğın ya- yımladığı yıllık kıtapçıkta Türkiye, dört ay- n yöresinden, dört ayn kentindeki festival- lerle temsil edilecek. Gurur verici bir haber. Şımdi bu dört festivalimizin yöneticileri '2004 Cemal Reşit Yılı' çerçevesinde çok retıkli programlar yapabilirler. Cemal Re- şit Rey'in çok yönlü kişiliğini tanıtan etkin- li'der düzenleyebilirler. Örneğin uluslararası bir beste yanşması düzenlenebilir. 1933'ten 2003 'e kadar tam yetmiş yıldır söyleyip durduğumuz Onun- cu Yıl Marşı'nı ve diğer marşlarını içeren ntelikli bir CD yapılıp köy kent dağıtıhp rrarşlann doğru yorumu tanıtılır. Onu 'po- pülisr* kılan operet yönü de dikkate alına- rak dillerden düşmeyen 'Lüküs Hayat' gi- b operet ve revülerinden oluşacak 'The Best of' şeklinde seçmelerden oluşan bir CD üretilebilir. Hem de hâlâ ehmizde Ha- am gibi özgün kayıtlan bulunan taş plak- ltfdan otantik aktarmalar varken! Umanm Cemal Reşit'in de 100. yılı tek tük konser- lerle geçip gitmez. Osmanlı'dan Cumhuri- \et'e geçışin bir simgesidir Cemal Reşit. Is- unbul'un bestecisidir. Ne kadar çok renk- 1 başlık bulunabilir onu anmak için! Ve de uıutmakta olan genç kuşaklara başucu de- ğerlerimizi tanıtmak için. İs Sanat, nltelikli bir programla mevslme başladı İş Sanat'ın açılış konserinde Hüseyin Sermet ve Muhiddin Demiriz'i Mo- art'ın iki piyano için yazdığı 10. konçer- osunda ve Poulenc'in konçertosunda dın- bdik. Mozart anlayışında saydam ve net alatımlanyla birleşen solistlerimiz kişilik- I ve filozofik bir yorum sundular. 'Fran- sz Altıları' grubunun bir üyesi olan Po- •Jenc'in yirminci yüzyıl başının esinleriy- i süslenmiş konçertosundaki uçan ve ne- sli ortamı başanyla yarattılar. Sermet ve itemiriz gibi iki sanatçımızı birleştirme fik- :nden ötürü İş Sanat yöneticilerini kutla- :z. Şef Emil Tabakov yönetimindeki Bil- tent Senfoni Orkestrası konserin ikinci ansında anıtsal bir yapıt çaldı: Şostako- »iç'in 10. senfonisi. Kolaykolaydağarcığa ihnmayan bu elli dakikalık yapıtı Tabakov abere yönettı. Orkestra üyelerinin çoğu- ıun Rus kökenli olması yorumu daha da et- üli kıldı. 1953'te. Stalin'in ölümünün he- nen ardından ortaya çıkan 10. senfoni, bes- rcinin on yıllık suskunluğundan sonra ya- alan ilk büyük çaplı senfonisidir. Önceki J . senfoni 1943 'te savaş sırasında bestelen- niştir. 10. senfoninin ilk bölümünde ege- nen olan o ağır, karamsar havayı yayarak orumlayan Tabakov, Scherzo'nun ritmik oşkusunu vurgulayarak karşıtlık yarattı. Üçüncü bölümdeki valste, bestecinin adı- an baş harflerindeki çekirdekten ürettiği atmanlan dalga dalga ve etkili bir anlatım- cemal Reşit Rey (1) 2004'te 100. doğum yılı dolayısıyla anılacak. Geçen hafta îstanbul ve Ankara'dan sonra Festivaller Birliği'ne kabul edilen lzmir ve Aspendos Opera ve Bale Festivalleri de '2004 Cemal Reşit Rey Yılı' çerçevesinde çok renkli programlar yapabilirler. îş Sanat sezonu, Muhiddin Demiriz (2) ve Hüseyin Sermet'in (3) solist olarak katıldıklan konserle açtı. la sundu. (DSCH-bestecinin Dimitri Schos- takovich olarak Almancada yazılan şekliy- le ele aldığı kısaltmanın "re-mı bemol-do- si bekar' şeklindeki nota karşılıgıdır. Şos- takovıç bu imzayı keman konçertosunda, nisinde de kullanmıştır. 10. senfoninin de doruk noktasını oluşturur.) Yapıtın son bölümünde Stalin'in baskı- sından kurtuluş, sanatçının özgürlüğüne ka- vuşması, acılardan sıynlması gibi düşünce- ğar. Tabakov bu son bölümü de yoğun bir doku yaratarak tırmandırdı. Gerçekten anıt- sal bir yorumdu Bilkent Senfoni'nin 10. senfonisi. 8. yayh çalgılar kuvartetinde ve 15. senfo- lerle karamsarlıktan kurtulan bir ortam do- evini@boun.tr Ruhun gidneyolculuk Nurettin Erkan'ın A Sanat'taki sergisi 'Boşluktaki Bedenler' adını taşıyor. KOltiir Servisi - Figürlerin gerçeğini ararken manzaradan hep bir şeyler eksilten Nurettin Erkan, dünyevi nesneleri tamamen yok ederek kendilerini tutacak bir güç kalmadığı için uçan figürleriyle A Sanat'ta. Erkan'ın son dönem çahşmalanndan oluşan ve 29 Kasım'a kadar sürecek olan sergisi 'Boşluktaki Bedenler' adını taşıyor. Uçmak istedikleri için değil, varoluşlannın gerçeği olduğu için uçan figürlerle beden dilinin gücüne sığınan Erkan, "tnsanın merkezindeki gerçeğe yolculuk yapsak neyle karşılaşırız" sorusunun peşinde dolaşıyor. Boşluk, yersizlik, ülkesizlik, savrulmak, sürüklenmek, aramak. iletişim veya iletişimsizlik, yeni bir dünya özlemi, dünyaya ve her şeye yabancılaşmak, bir atmosfer arayışı, kendi kendini inşa etmeye çalışmak, hüzün ve şiirsellik.. gibi sonsuz açılımla ınsan ruhunun gizine ulaşmayı deneyen sanatçı, ruhun uyanışının resimlerinı yapmayı deniyor. "Uyanışın sancısmda farkmdalık ve bilincinde olmak vardır" diyen Erkan, kendine ve dünyaya yabancılaşan insanın şeklini yenıden tanımlamaya çalışıyor. (Nurettin Erkan 'ın sergisi 29 Kasım 'a dekA Sanat 'ta görülebilir. Tel.0212 234 73 74) T.C. ISTANBUL ÜNIVERSITESI REKTÖRLÜĞÜ AYDıNLANMA SÖYLEŞILERI 2003-2004 DÖNEMI No: 02 (PANEL) Panel Konusu Tek Kutuplu Emperyallzm KÜRESELLEŞIVIE Yönetmen Prof. Dr. Kemal ALEMDAROĞLU Istanbul Üniversitesi Rektörü Konuşmacılar Doç. Dr. Hüner Tuncer (ODTÜ Öğretim Üyesi) Dr. Yıldırım Koç (Türk-lş Genel Başkan Danışmanı) Gün Saat Yer 5 Kasım 2003 Çarşamba 14.30 Istanbul Üniversitesi Fen Faküttesı (Vezneciler) Ord. Prof. Dr. Cemil BİLSEL Konferans Salonu Aydınlık yannlar özlemi içindeki tüm yurttaşlanmız davetlidir. Giriş ücretsizdir. TIYATRO ISTANBUL - GENCAYGÜRÜN RASUyarlayanJOHNBAKER Voneten GENCAYGÜRÜN NURSELİ İDİZ ALEV GÜRZAP İNCİ TÜRKAY ARGUN KINAL LEVENT ULUKUT TIRAJE BAŞARAN ŞENCAN GÜLERYUZ YUNUS GÜNER BURCU ÇOBAN CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ LOKALİ AÇILDI Zamanmızı okuyarak ve sanat, kültür etkinlikleriyle daha iyi değerlendirmek için kafeterya olanaklanyla birlikte sizlere yeniden düzenlenmiş bir mekân sunuyonız. Cumhuriyetçiler, Cumhuriyet okurlan, geleceğimizin aydınlık umudu gençler Cumhuriyet Kitap Kulübü Lokali'nde buluşalım. Açılış: Kokteyl: 08 Kasım 2003 Cumartesi günü Saat : 16.00 Adres : Istiklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2 Beyoğlu/İSTANBUL Tel: (0212) 252 38 81-82 Düzenleme: KOOP-C Perşembe-Cuma/21.00 - Cumartesi 15.00-21.00 Pazar/15.00-18.30 YOĞUN İSTEK ÜZERİNE 6 OYUN GIŞE 0212.216 40 70 PROFİLO ALIŞVERIŞ MERKEZI-MECIDIYEKÖY KREDİ KARTIYLA REZERVASYON YAPILIR. E F E S PUsen/in kültür ve sanata katkıları artarak sürecek. EFES DEVELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 2003/470 Kayseri ıli. Develi ilçesi, Çayırözü köyü nüfusuna kayıtlı Duran ve Anış'ten olma Develi 20.05.1952 do- ğumlu Güllü Bozburun'un gaipliğının tespiti için açı- lan davada, şahsı tanıyanlann veya görenlenn veya şahsın kendisinın ış bu ılanın ilan tanhinden ıtıbaren 6 ay içerısınde mahkememizın 2003*470 esas sayılı dosyasına müracat ederek bılgı vermeleri. süresinde herhangı bir müracaat edilmediği takdirde Güllü Boz- burun'un gaıpliğine karar verileceği hususu ilan olu- nur. Basın: 52686 GUZELİN ARDINDA BERTAN ONARAN Ortacalı Ali İhsan Tuncalı Ali İhsan Tuncalı yı bana Birnur Şener ta- nıttı. Birnur'u anımsadınız mı? Hani anasının il- kokuldan sonra okutmadığı, daha beş yaşın- da halı tezgâhının başına oturttuğu, 15'inde de yetişkin bir adamın koynuna attığı; 8 yaşında berberde dişi çekilirken adını belleyip gücü yet- tiğinde kitaplarını edinip okumaya daldığı Fa- kir Baykurt okulunu bitirip ustasına adadığı kitabıyla aramıza katılan Çeltikçili; türbanlı de- ğil, beyaz başörtülü Birnur Şener. Ali İhsan Tuncalı, bir bakıma Fakir Okulu'nu bitirenlerden. Hem de iki anlamda. Bakın ne di- yor kısa özgeçmişinde: 1940 yılında, Şarkışla ilçesine bağlı Benliha- san köyünde doğdum. Köyümüz kente çok uzak, yoksul ve yoksun bir dağ köyüdür. Âşık Veysel'in, 'Mektup Aldım Gülyüzlü Yâr- dan' şiirinde adı geçen Güldede Dağı'nın bir yüzüne Sivrialan köyü, öbürüne de Benlihasan yerleşmiştir. Bu iki köy sanırsın iki kardeş gibi sırt sırta vermiş otururlar Güldede Dağı'nın eteklerinde. Bizim köyde uzun geçen kış mev- simı boyunca acımasız soğuklar olur. Adam boyu kar yağar. Zaman zaman evden eve gi- dilmeztipiden borandan. 2-3 aylık kısa yazdö- neminde bile meyve sebze yetişmez. Üzümler daha korukken kırağı vurur, keser atar... Okuma çağına geldiğimde köyümde okul öğretmen yoktu. Çat pat eski yazı bilen birini bize 'Hoca' diye turtular. Elimize de birer 'Elif- ba' tutuşturdular. Başladık Arapça namaz su- relerini ezberlemeye. Anlamadığım, bilmedi- ğim bir dil. Ucu yok, ortası yok. Daracık, pen- ceresiz bir odada 15 çocuğuz. Hepimizin ba- baları Adana taraflarına çalışmak için gitmiş. Hepimizin üstü başı perişan. Çoğumuzun aya- ğında çarık bile yoktur, yalınayak gidiyoruz ho- caya. Her gün, suçsuz yere 10 öğün sopa... Geceleri derin uykuda korkudan sıçrar kalkar- dım. Su gibi ter içinde kalırdım. Korkumu giz- ler, kimselere diyemezdim. Dünya üstüme yı- kılır, altında ezilip kalırdım. Bu gerici öğrenim 3-4 yıl sürdü. (...) 9-10 yaşlarıma gelince, eski yazıdan nefret edip yeni yazıyı öğrenmeye karar verdim. Ki- tap yok. Kalem yok. Defter yok. Şehirden ge- len kesekâğıtlarıyla; eskimiş, yırtılmış, yaprak- ları sararıp solmuş turkü kitapları; Karac'oğ- lan, Kerem ile Aslı, Âşık Ruhsati, Âşık Süm- mani'nin türkülerini okuyarak heceyi kendi kendime söktüm. Okuma yazmayı öğrendim, köyün bütün mektuplannı yazar duruma gel- dim. Okuma yazma öğrenmek, yoksullar için, ille de okula gitmek, bitirmek anlamına gelmiyor, biliyorsunuz; Köy Enstitüleri çoktan yel olmuş; Ali Yüce ya da Fakir gibi bir talihi yok Ali Ih- san'ın. tlkokuldan sonra okumak için Anka- ra'ya kaçıyor, türlü işlerde çalışarak ortaokulu da bitiriyor; ama sonrası kesik. Üstelik Alevi; 1971'de Ortaca'ya göçüyorlar. Ortakçılık, ya- rıcılık, yerfıstığı üretimi, yapılardaişçilikfalan... Sonra SSK'den emeklilik. Birnur gibi o da ken- di çocuklarını okutmuş, biri yargıç, biri liseye yazın öğretmeni olmuş. O arada, 35 yıldır Cumhuriyet'le birlikte Fa- kir'in tüm yapıtlannı okumuş; o kadar ki, ilçe- sinde Belediye'nin yol yapmak üzere ayırdığı bir tarlayı elleriyle düzlemiş, taş taşımış, döşe- miş, yola çevirmiş; bitirince gidip Belediye'den bu sokağa ustasının adının verilmesini istemiş: Fakir Baykurt Sokağı. Inanmayacaksınız belki, ama Belediye Baş- kanı Kemal Şahin bunu onaylamış, şimdi so- kak Türkçe'nin bu büyük ustasının adını taşı- yor; yakında asfaltlanacakmış. Ali İhsan Tuncalı da, yöredaşı, ülküdaşı Bir- nur'la el ele, Baykurt'u anma toplantılarına ka- tılıyor, konuşmalar yapıyor; bu bilgileri bana yolladığı mektuptan, baş sayfasına resmi ba- sılmış yerel Ekin gazetesinden aldım. Ah, ah! Ne sevindirici, aynı zamanda üzücü bir öykü, değil mi? sbonaran " hotmail/yahoo. com Ahmet Sönmez'in kısa filmi Kopi' • Kültür Servisi - Milano Uluslararası Kısa Film Festivali'nde en iyi 20 film arasında yer almış olan Ahmet Sönmez'in son kısa filmi 'Kopi', geçen günlerde Bilsar'ın gerçekleştirdiği kısa film yanşmasında en iyi film seçildi. Bir işyerinde herkesin kötü davrandığı bir adamın hikâyesini anlatan film, sıradışı tekniğiyle ilgi çekiyor. Kamera kullanılmadan tamamen fotokopi makinesi ile elde edilen görüntülerden oluşan Kopi, 2 aylık bir çalışmanın ürünü. Fotokopi makinesiyle elde edilen görüntüler kare kare bilgisayarda birleştirilerek filme dönüştürülmüş. BUGUN • 8. ANKARA TİYATRO FESTİVALt kapsamında Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde 17.00'de 'Antigone', 19.00'da 'Salaklar Sofrası', DT Şinasi Sahnesi'nde 18.00'de 'Dolu Düşün Boş Konuş', Migros Sanatolia Sahnesi'nde 20.00'de Murat Batgi stand-up gösterisi. (0 312 419 83 98) • KADIKÖY HALK EGİTİM MERKEZİ'nde 20.00'de Borusan Sanat Galerisi'nin düzenlediği Borusan Istanbul Filarmoni Orkestrası konseri. (Biletix: 0 216 454 15 55) • tSTANBUL BtLGİ ÜNTVERStTESİ'nde 'Fransız Polisiye Filmleri' kapsamında 14 OO'te 'Müfettiş Lavardin1 , 16.30- 21.30'da 'L.627', 19.00'da 'Ahtapot'. (0 212 293 50 10) • NÂZIM KÜLTÜREVTnde 19,00'da Mehmet Kuzulugil'in. 'Marksizmin Ulusal Sorunu Var mıdır?' konulu paneli. (0 212 245 04 81)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear