Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 31 EKİM 2003 CUMA
s HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbut
Edırne
Kocaelı
Canakkale
Izmir
Manisa
/Aydın
Denizli
Y
PB
Y
PB
Y
Y
Y
Y
19
19
23
21
24
23
24
23
Sinop PB 22 Adana
Samsun PB 20 Mersin
Trabzon PB 20 Diyarbakır PB 15
Giresun PB 21 Şanlıurfa
Ankara Y 15 Mardın PB 11
Eskişehir Y 21 Siirt PB 14
Konya Y 16 Hakkân PB 12
Sıvas 8 Van PB 12
2onguldak PB 21 Antalya Y 24 Kars PB
Butun bolgelenmız parça-
ı yer yer çok bulutiıı. Mar-
mara'nın guney ve dogu-
su, Ege, Akdenız Iç Ana-
dolu. Batı ve Orta Karade-
nız'ın ıç kesımlen ıle Doğu
ve Guneydoğu Anado-
lu'nun batısı yağmur yer
yer sağanak yağışlı geçe-
cek Yağışlar, (ç Anado-
lu'nun guneyı ıle Akdenız
Bolgesı'nde yer yer etkılı
oJacak Hava sıcaklığı tum
yurtta artacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Pans
Bonn
Münih
K
K
K
Y
Y
Y
Y
Y
Y
3
3
3
13
12
12
12
10
9
Berlın
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Y
Y
Y
Y
PB
PB
Y
Y
8
14
12
14
14
16
21
24
Zürih Y 9 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflıs
Kahıre
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
A
4
21
2
28
19
12
2
32
PB 27
Parçaiı bulutiu l Çok bulutiu • Yağmuriu Sulu kar > Gok gurLrtuİL
C r U N C E L CÜINEYT ARCAYÜREK
• Baştaraft 1. Sayfada
sat vermeyeceğim".
Görünürde gelişmelerin dışında kaldığı izleni-
mi vermeye çalışan RTE ise, resepsiyona katıl-
mayan AKP milletvekillerinin aslında Çankaya'ya
değil, laik cumhuriyete uyguladıkları boykotu, kar-
gaları bile güldürecek bir mazeretle örtmeye ça-
balıyor:
Milletvekilleri kısa aradan yararlanarak seçim
bölgelerine gitmişler!
Ya, özverili tavrına ne demeli? -Tabii AKP'lile-
rin himmetiyle- birden tırmanışa geçen türban so-
rununa karşın "bağırtanna taş basarak hizmete
devam edecekler"m\ş\
öylesine bir söz etti ki; her türlü maddi-mane-
vı baskıya karşın yaşama ılımlı gözle bakan yerli
filmlerin fedakâr çocuğu sanki beyazperdeden
çıkmış, Çankaya Köşkü'nde parlak ışıklarla aydın-
lanan bir salonda gazetecilerle konuşuyor.
RTE gerginlik istemediklerini söylüyor. Oysa,
gerginliğin tırmanmasında başrolü oynamadığını
-kendine kafa dengi kadro dışında- yutana rast-
lanmıyor.
Gizlediği amacı türbanı resmileştirmek!
Asıl amaçtan sapmayarak, laf çevirmek. Rüz-
gâr gülü mübarek!
• • •
Avrupa Birliği de RTE'ye benziyor. llerleme ra-
porunun içeriği AB'nin asıl amacını gizliyor.
"Ilımlı, sertlikten uzak, objektif bir dilin kullanıl-
dığı, yapıcı olmaya çalışan" rapordaki mesajlar,
acaba müzakere tarihi bekleyen Türkiye'yi tat-
min edecek mi?
"Uygulama" sözcüğünün şemsiyesi altında ne-
ler vurgulanmıyor, istenmiyor ki..
AB baskısıyla -tabii AKP iktidarının güle oyna-
ya gerçekleştirdiği- MGK'yi sivilleştirme operas-
yonunu Brüksel yeterli bulmuyor. RTUK ve
YÖK'te tek bir asker temsilci bulundurmamalıy-
mış MGK.
Ifade özgürlüğü söz konusu olduğunda Ceza
Yasası uygun olmayan biçimlerde kullanılıyor-
muş. Bölücü hareketlerte, terörle herzaman yo-
ğun biçimde karşılaşması olası bu devlette; Dev-
letGüvenlik Mahkemeleri'nin bölücülükve terör-
le karşılaşması çok uzak olasılık olan Avrupa dev-
letlerindeki ölçütlerine getirilmeliymiş.
Yabancıya mülkiyet hakları ve yeni ibadet yer-
leri inşası konusunda alınan önlemlerin "etkilerisı-
nırtı" kalmış. Müslüman olmayan azınlıklar din
adamı yetiştirmekte "engellerie karşılaşıyormuş".
Tabii, laf dönüp dolaşıp Heybeliada'daki kapalı
ruhban okuluna getiriliyor.
Rapor; işkenceye hâlâ rastlandığı, basındaki
durumun hâlâ "endişeye" neden olmaya devam
ettiği, Türkçe dışında dillerde yayın yapılmasına
olanak sağlayan reformun hâlâ olumlu sonuç ver-
mediği, yolsuzluğun hâlâ "son derece ciddi bir
problem olmaya devam ettiği" gibi türlü alanlar-
daki -AKP diliyle- "devrim nitelikli çabalann üye-
lik müzakereleri için tarih vermeye yeterii olmadı-
ğı" izlenimini veriyor.
Sonuç; ya 2004 Kasım'ına kadar AB dayatma-
larını gerçekleştirirsin... ya da? Belki tarih alırsın!
• • •
ABD'yi gücendirmemek tutkuya dönüştü. Was-
hington korkusu ile iktidar istenmeyen kararlar
almakla suçlanırken, medyadaki ünlü isimler Dı-
şişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Irak'taki Ameri-
ka'yı "beceriksizlikle" suçlamasını nasıl olur da bu
denli sert biçimde ABD'yi eleştirir diye hayretle
karşıladılar.
Bu iktidarda örneklerini gördüğümüz idare-i
maslahata dayalı ikiyüzlülükve...
Medyadaki yalakalık ayrı bir sanat. Herkesin
harcı değil.
Erdoğan 2B'de ısrarlı
'Yanlış anlaşıldık
ya da yanlış anlattık'
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Başba-
kan Recep Tayyip Er-
doğan, 2B arazilerinin
satışıyla ilgili olarak,
"yanlış anlaşıldıklan-
nı ya da yanlış anlattık-
larını" savunurken bu
konuda ısrarcı olacakla-
nnın mesajını verdi.
Erdoğan, dün ulusa
seslendi. Hükümetin bir
yılhk çalışmalanyla il-
gili olarak "pembe tab-
lolar" çizen Erdoğan,
2003 yılı sonunda enf-
lasyonun yüzde 20'lik
hedefin altuıda gerçek-
leşme "ihtimali oldu-
ğunu" söyledi. Banka
hortumculan konusun-
da, "Milletimizin sır-
tından geçinen asalak-
lan, bankaları ve Ha-
zine'yi soyup soğana
çeviren hortumculan
birer birer ortaya çıka-
rıyoruz" diyen Erdo-
ğan, bu konudaki çalış-
malann sürdürüleceğini
kaydetti. Orman niteli-
ğini kaybetmiş yerlerin
satışıyla ilgili olarak
"yanlış anlaşıldıklan-
nı" ya da "yanlış anlat-
tıklannı" savunan Er-
doğan, "Bu konuda ça-
lışmalarımız sürecek.
Biz asla ormanlarınıız-
dan bir ağaç söktürt-
meyiz, bir ağaç yak-
tırtmayız" dedi.
Özkök: Özel hattan
konuşuyoruz
• Baştarafı 1. Sayfada
şunlan kaydetti:
"Kendi içimizde ge-
rekli önlemleri alıyo-
nız. NATO bünyesinde
geliştirdiğimiz, dinle-
meleri önleyen özel bir
iletişim ağımız var.
Önemli telefonlanmızı
bu hattan yapıyoruz.
Kuvvet komutanlany-
la görüşürken de yine
^tendi içimizde oluştur-
duğumuz yeşil bir hat
var.Oradan konuşuyo-
ruz." Özkök, sohbet sı-
rasında dünyada ege-
menlik kavramının da
değiştiğine dikkat çekti
ve "Tabii ki çağa göre
bu tür önemli kavram-
lar da içerik değiştiri-
yor. Bu değişikliklere
göre de devlet yapımı-
zı diizenlememiz gere-
kiyor'' dedi.
AB'den
4
çürüme' alarmı• Baştarafı 1. Sayfada
vunmayı da içerecek şekilde
genişletilmesine karşın, Silah-
lı Kuvvetler, savunma bütçesi-
ni hazırlama ve oluşturmada,
savunma ile ilgili alanlarda ka-
mu ihalesı açmada, ciddi bir
özerkJiğe sahip bulunmaktadır.
Ordu ıçin hâlâ ikı ekstra bütçe
olanağı mevcuttur. Bunlardan
biri. ana bütçe kaynaklarının
savunmaya aynldığı, savunma
sanayi destekleme fonudur.
Resmi ıstatistiklere göre, ulusal
İlerleme Raporu
Erdoğan
ileGül
çelişti
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
ıle Dışişleri Bakanı Abdullah Gül,
AB Komisyonu'nun 2003 yılı
llerleme Raporu'nu
değerlendirirken, çelişkili mesajlar
verdiler. Başbakan Erdoğan, AB
raporunda yer alan uygulamanın
yavaş ilerlediğı eleştirisi için
"Bunlar sudan bahaneler" dedi.
Dışişleri Bakanı Gül ise bir ön
değerlendirme olarak,
"Beklediğimiz gibi, objektif bir
rapor" yorumunu yaptı. AB
Komisyonu'nun 5 Kasım'da
açıklayacağı 2003 yılı îlerleme
Raporu'nun taslaklan hükümet
içerisinde farklı tepkilere neden
oldu. Başbakan Erdoğan, Esenboğa
Havaalanı'nda habercilenn
sorulannı yanıtlarken, Türkiye'nin
bugüne kadar uyumla ilgili gerekli
adımlan attığını söyledi.
Uygulamanın sadece 2004 Aralık
ayına kadar yapılacak işler
arüamına gelmediğini ifade eden
Erdoğan, müzakere sürecinde de bu
çalışmalann devam edeceğini
belirtti. 2004 Aralık ayında
müzakere tarihinin alınması ve
süreç içinde uygulamalann
tamamlanmasıyla Türkiye'ye
üyelik verileceğini anlatan
Erdoğan, "Tamamlanmazsa
üyelik vermeyeceklerdir" diye
konuştu. Erdoğan, uygulamalarla
ilgili eleştirileri de "sudan
bahaneler" olarak nitelendirdi.
Dışişleri Bakanı Gül ise taslak
rapor hakkında ön değerlendirmede
bulunurken "Beklediğimiz gibi,
objektif" yorumunu yaptı.
Raporun uygulama alanındaki
eksikliklere dikkat çektiğıni
belirten Gül, "Biz de zaten bunu
söylüyoruz. Uygulama alanında
yapmamız gerekenler var
diyoruz. Bunlan gidermek için
zaten reform izleme grubu
kurduk. Bu grup düzenli olarak
toplanıyor" diye konuştu. Gül,
Bakanhk'tan aynhrken yaptığı
açıklamada ise Başbakan ile çelişen
açıklamalannı düzeltmeye çalıştı.
"Türkiye'nin eksikliklerini
Avrupalılardan daha i>i
bildiklerini" belirten Gül, bunlan
gidermede kararlı olduklanm
söyledi. Gül, AB llerleme
Raporu'nda yer verilen anadilde
yayın, öğretim ve MGK
yönetmeliklerinin geciktiği
yönündeki eleştiriler içinse
"Bunlar vaktinden önce
çıkacak" dedi.
savunma bütçesi, konsolide
devlet bütçesinin yüzde 7'sini
oluşturmaktadır.
- AİHM'de 2 bin 614 yeni
dava: Avrupa Insan Hakları
Mahkemesi'ne (AİHM). 2002
Ekim ayından bu yana Türkiye
aleyhinde 2 bin 614 dava açıl-
dı. AlHM, bu dönemde 92 da-
vayı sonuçlandırdı. Türkiye
yalnızca 1 davada haklı bulun-
du. 43 davada Avrupa Insan
Haklan Sözleşmesi'ni ihlal et-
mekten suçlu bulunan Türkiye,
47 davada da dostane çözüme
gitmeyi kabul etti.
- tşkence olayları sürüyor:
Işkence ve kötü muamelenin
önlenmesi konusunda hükü-
met, işkenceye sıfır tolerans
politikası uygulayacağı taahhü-
dünü verdi. Bu alanda yasal dü-
zenlemeler ciddi olarak güç-
lendirildi. Uygulamada somut
sonuçlann elde edilmesine kar-
şın işkence olaylan sürüyor.
AB Komisyonu, raporun de-
mokratikleşme ve insan hakla-
rı başlığı altında Türkiye'ye
eleştiriler yöneltırken, ortak dış
ve güvenlik politikası başlığın-
da olumlu değerlendirmeler
kullandı.
Türkiye'nin, AB"nin ortak
yaptınm, önlem ve açıklamala-
nna katıldığı ve artan bir şekil-
de dış politıkada AB ile uyum
içerisinde pozisyon aldığına
işaret eden AB Komisyonu.
Ankara'nın Irak krizi sürecin-
de banşçıl çözüm için yürüttü-
ğü çabalan da övdü.
Bartholomeos, Heybeliada'daki Ruhban Okulu'nun açılmasını istedi. (Fotoğraf: AA)
Çelik'e ruhban okulu dilekçesi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Fener Rum Patriği
Bartholomeos, Milli Eğitim
Bakanı Hüseyin Çelik'ten,
Heybeliada'daki Ruhban Oku-
lu'nun açılmasını istedi. Çelik,
okulun açılmasına kişisel ola-
rak karşı olmadığını belirtme-
sine karşın konuyu kuracağı
komisyona havale etti.
Bakan Çelik'i dün makamın-
da ziyaret eden Bartholomeos,
Patrikhane ve Türkiye'deki
Rum cemaati adına gerçekleş-
tirdiği buziyaretin, Heybeliada
Ruhban Okulu'nun tekrar açıl-
masının talep edilmesi ve Is-
tanbul'daki Rum okullannın sı-
kıntılan hakkında Bakan Çe-
lik'e yazılı ve sözlü bilgi verme
amacını taşıdığını bildirdi. Ba-
kan Çelik de din eğitiminin
anayasaya göre "Devletin gö-
zetim ve denetimi altında ya-
pılabileceğini" belirterek bu
kuralın bir dine özgü bir kural
olmadığını, diğer inançlar için
de geçerli olduğunu belirtti.
"Hıristiyan ilahiyatı ile ilgili
olarak eğitim yapacak bir
okul açılmak istenivorsa bu-
na karşı çıkmanın anlamının
olmadığını düşünüyorum"
diyen Çelik, Heybeliada'daki
bu ruhban okulu konusunun 32
yıldır gündemde olduğunu, an-
cak bir türlü çözümlenemediğı-
ni belirtti. Çelik, bu başvuru
üzerine Özel Öğretim Genel
Müdürlüğü ve Talim Terbiye
Kurulu Başkanlığı'nda konuy-
la ilgili inceleme yapmak üze-
re bir komisyon görevlendire-
ceğini söyledi.
Çelik, iki birimden oluşturu-
lacak komisyonun Ruhban
Okulu'na ilışkin bütün detayla-
n inceleyeceğini kaydetti.
AB, eşitsirfikler
için ııyardı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AB
Komisyonu, 2003 Yılı Türkiye llerleme
Raporu'nda, sosyal ve bölgesel eşitsizlikler
konusunda hükümeti uyardı. Türkiye'de kişi
başına düşen milli gelirin, 2001 yılında AB
ortalamasmın yüzde 22'si iken 2002 yılında
yüzde 23'e çıktığına işaret eden AB, bu
artışa karşın gelir dağılımında adaletsizliğin
sürdüğünü vurguladı. 2003 Yılı llerleme
Raporu'na göre, işsizlik bu yıün ikinci
çeyreğinde geçen yılın aym dönemine göre
artış gösterirken yüzde 9.3'ten yüzde 10'a
yükseldi. AB Komisyonu'nun
hesaplamalanna göre, gençler arasında
işsizlik yüzde 20'den fazla artış gösterdi.
llerleme raporunda, makroekonomik
değerlendirmelere de yer verilirken şu
görüşler ifade edildi: "Makroekonomik
istikrar ve öngörülebiürlik henüz
yeterli düzeye getirilememiştir.
Enflasyonist basialar, aktörlerin orta
vadeli planlama yapmalarına olanak
verecek yeterli düzeye henüz
düşürülememiştir. Yüksek faiz oranlan,
üretici yaürımları engellemektedir."
Türkçe dışıyayında
düğmeye basıldı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Avrupa Birliği'nden (AB) uygulamanın
çok yavaş ilerlediği eleştirisini alan
hükümet, Türkçe dışmdaki dillerde yayın
için düğmeye bastı. Radyo ve Televizyon
Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Fatih
Karaca, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül
ile görüşmesinin ardından, reformun
uygulamaya geçirilmesi için gerekli
yönetmeliğin 15 Kasım'dan önce
tamamlanaca^nı açıkladı. Yaymlann
denetüninin RTUK ve bölge teşkilatlannda
olacağını kaydeden Karaca, yayınlann
izlenmesinde kamu kurum ve
kuruluşlanmn da yardımlanmn almacağun
söyledi. Karaca, özel radyo ve
televizyonlara da yasa içinde yetki
verüdigi için yayın yapmalarına bir engel
olmadığım belirtirken yönetmeliğin,
yayınlann nasıl ve ne şekilde yapılacağımn
aynntılannı beürleyeceğini söyledi.
Edinilen bilgilere göre, yeni yönetmelikte
yayın yapacak televizyonlann Türkçe
"altyaa", radyolann da Türkçe "çeviri"
yapmalan gerekecek.
I Kasım Cts /I4.°°-I9
C
Dörtköîe Yazılar
Fenni Yazar Piref. H. Ökkeş
Dörtköşe Mektuplar
Fenni Yazar Piref. H. Ökkeş
Ç İ z e r İ T a y f u n A k g ü i '
kitaplarını imzalıyor
BİLESİMY A Y I N E V I
TÜYAP Kitap Fuarı
5. Salon / BOIA
ALMANYA'DA KAMUSAL ALANDA YASAK YOLDA
Türbana karşı ilk tasarı
BERLİN (AA) - Almanya'da, ka-
mu kuruluşlarmda ve okullarda öğ-
retmenlere başörtüsü yasağı getiren
ilk yasa tasansı, Baden-Württem-
berg eyaletinin Hıristiyan Demokrat
Birlik Partili (CDU) Eğitim ve Kül-
tür Bakanı Anette Schavan tarafın-
dan hazırlanarak eyalet hükümetine
sunuldu.
Okullarda öğretmenlerin başörtü-
sü takmasını yasaklayan, ancak Hı-
ristiyan sembollerin bulundurulma-
sına izin veren yasa tasansı, taraf-
sızlık ilkesine aykın olduğu gerekçe-
siyle tepkilere neden oldu.
Almanya Müslümanlar Merkez
konseyi Başkanı Nedim tlyas da
Schavan'ı, Islamiyeti anayasaya uy-
gun görmediği gerekçesiyle eleşti-
rerek Müslümanlann bu yasa tasa-
nsıyla dezavantajh konuma getiril-
diğini söyledi.
Hür Demokrat Parti (FDP) Yöne-
tim Kurulu üyesi Mehmet Daima-
güler ise yasa tasansının başörtü-
süne karşı aşırı bir tepki olduğunu
savunarak "Bayan Schavan, bu so-
runun çözünıü için uygun bir kişi
değil. Kendisi, porselen dükkânın-
daki fil gibi davranıyor" dedi.
GUNDEM MISTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Gündemin ilk sırasına yerleşen konu ise Cum-
hurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Çankaya
Köşkü'nde verdiği davetti.
1- Her şeyden önce şu noktanın altını çizmek
gerekiyor; Sezer'in tutumu, sıradan bir resepsiyon
tercihi değil; geleceğe dönük kimi davranışlara
karşı ön alma niteliği taşıyor. Sezer, AKP'nin 3 Ka-
sım 2002'den bu yana, kuralları bir tarafa bırakıp
kendi tercihlerini dayatma istemine karşı duran,
başlıca kurum olarak öne çıktı. Bu çizgide bir bo-
zulma olmadığını, olmayacağını önceki akşam bir
kez daha yineledi.
2- Sezer, davetiye listesini tek tek incelemedi-
ğini, arada bazı farklı durumlarolabileceğini söy-
ledi. Bu durum, yukarıdaki saptamamızın ruhunu
değiştirmez. Kaldı ki Çankaya'ya çıkan her kişi-
nin davetiye yelpazesi konusunda kendine göre
değişik tercihleri olabiliyor. Ayrıldıktan sonra
Köşk'e ne amaçla olursa olsun bir daha gelme-
meye ant içmiş görünen Demirel, bu tür kabulle-
ri miting alanına çevirir, ana seçim bölgelerini hiç
ihmal etmezdi. Sezer'in de hukuk adamlanna kar-
şı ayrıca özen gösterdiği anlaşılıyor.
3- AKP'nin pek çok konuda olduğu gibi bura-
daki yaklaşımı da değişmedi:
Kontrollü gerginlik!
Başbakan Erdoğan, "Geren taraf olmayacağız"
diyor ama, hedeflerinden de vazgeçmiyor. Cum-
huriyetle demokrasi arasında makas olduğunu,
bunu kapatmak gerektiğini söylüyor. Herkesin
inancı gibi yaşaması gerektiğinden dem vuruyor.
Böyle bir yolun sonu; kara çarşaflıların, ipek çar-
şaflılara 'dinsiz' demesine kadar gider!
Yalnız kalan AKP oldu
4- AKP'Iİ bakanların Köşk'e gelip milletvekille-
rinin gelmemesi Erdoğan'a göre, "özgür irade".
Biz AKP'de özgür iradenin ne anlama geldiğini
çok iyi biliyoruz. örneğin, AKP kongresinde öz-
gür irade, tulum Erdoğan'a oy verilmesi, bir kişi-
nin dahi muhalif kalmaması yönünde tecelli etmiş-
ti!
Görüldüğü gibi AKP'de özgürlük de genel baş-
kan sultasının devamhlığı için kullanılıyor!
5- AKP'liler ve tarafsız bir biçimde AKP'den ya-
na tavır takınanlar şunu soruyorlar:
Her bayram bu gerginlikle mi geçecek?
Soruyu da daha çok Sezer'e dönük olarak yö-
neltiyorlar. Oysa bu sorunun Sezer'e değil, AKP'Iİ-
lere yöneltilmesi gerekiyor. AKP, konunun özünü
tartışmak yerine kendi durumunu bazen mağdur
bazen tepeden bakar havada tartıştırıyor. 29 Ekim
öncesinde de vurguladık; Fransa Cumhurbaşka-
nı Chirac ve Almanya Cumhurbaşkanı Rau, ülke-
lerinde köktendinci bir tehdit olmadığı halde en u-
fak bir laiklik karşıtı adım belirdiğinde ayağa kalk-
tılar.
Türkiye'de laiklik konusunda hassas olduğunu
öne sürenlerın bunu görmezden gelmesi gaflet,
dalalet ve hatta iyi niyetten olsa gerek!
6- Çankaya Köşkü'nde önceki gün gördüğü-
müz manzaranın bir başka açıdan özeti şuydu:
AKP boykotta yalnız kaldı!
Sanatçısından siyasetçisine, bürokratından işa-
damına kadar geniş bir yelpaze oradaydı. AKP'li-
ler bu tür konuları, insan hakları, demokrasi gibi
kavramların içine sokup bu kavramların içini bo-
şaltmakta ustalaştılar. Ancak, medyanın büyük
bir kesiminin de onlarla olmasına karşın Köşk'te-
ki resepsiyonun ağırlığı yerindeydi.
7- Son olarak herkese küçük bir topluiğne ba-
tıralım...
AKP ve destekçileri Sezer'e neden böylesine
densizce yüklenebiliyor?
Konuşması gereken kurumlar...
Konuşması gereken kişiler...
Yeterince sesini yükseltmediği için...
Sustuğu için...
ankcum(a ktv.ttnet.net.tr
AB destekliyor, DB veriyor
ABD, îran'a krediyi
engellemiyor
\VASHINGTON
(AA) - ABD yönetimi,
Dünya Bankası'nın
tran'a kredıler açması-
m, bankanın diğer bü-
yük hissedarlannın ti-
cari fırsatlar ve siyasi
reformlar beklentisi ne-
deniyle tran'ı destekle-
mesinden ötürü engel-
lemede güçsüz kalıyor.
ABD Hazine Bakan-
hğı müsteşarlanndan
VVilliam Schuerch'in
ABD Temsilciler Mec-
lisi Mali Hizmetler Alt
Komitesi'nde verdiği
bilgiye göre, esasen Av-
rupa ülkeleri hükümet-
lerinden oluşan Dünya
Bankası'nın bu hisse-
darlan, îran'm teronz-
mi desteklediği iddiala-
n nedenıyle İran'a
Dünya Bankası'ndan
kredi tahsisi hususunda
bir zamanlar ABD ile
ittifak halinde hareket
ediyorlardı.
Dünya Bankası,
tran'a çoğunluğu insa-
ni amaçlar içın olmak
üzere 2000'den beri 432
milyon dolar kredi te-
min etti ve gelecek bır-
kaç yılda 645 milyon
dolar daha kredi açma-
yı planhyor. tran'ın ise
yılda 4 milyar dolar ya-
bancı sermayeye ihtiya-
cı var. 2000 yıhndan
beri ABD'nin itirazlan-
nı bir kenara atan bu ül-
keler. îran'm nükleer
silahlar geliştirme ça-
balanna dair artan ışa-
retlere rağmen Dünya
Bankası'mn Iran kredi-
leri lehine oy kullanma-
ya başladı. Schuerch,
ABD'nin Dünya Ban-
kası 'nda yüzde
16.4'lük oy hakkı ora-
nıyla en büyük hisseda-
n olmasma karşm Dün-
ya Bankası kredilerin-
de veto gücüne sahip
olmadığım hatırlattı.
Schuerch, Avrupa ül-
kelerinin, îran'm ulus-
lararası ekonomide tec-
rit edilmişliğinin sona
erdirilmesiyle bu ülke-
deki siyasi reformcula-
nn güçlendirilebilece-
ğine inandığmı söyledi.
Schuerch, aynca AB-
D'nin yaptınmlan ne-
deniyle ABD'li şirket-
lerin rekabet edemediği
tran pazanndaki ticari
fırsatlann, G-7 ülkeleri-
nin çoğunun iştahmı
kabarttığını kaydettj.