Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 31 EKİM 2003 CUMA
HABERLER
DUNYADABUGUN
ALİ SİRMEN
Yeni Tanzimat'ı
Yaşıyoruz Zaten
Cumhuriyet tarihimiz boyunca, "Tanzimat kafa-
s/"ndan somut ve doğaıdan en çok çekmiş kişi
llhan Selçuktur.
1971 yılı nisanında, Tanz/mafKa/as/"başlıklıya-
zısı dolayısıyla içeri alındı, tutuklandı, sonra içer-
deyken üstüne "Madanoğlu Davası" denen dava
bindi, 1 yıldan fazla hapiste kaldıktan sonra çıktı.
Her iki davadan da beraat etmiş olmasının da
fazla önemi yoktu. Çünkü Türkiye'de "12" dö-
nemleri, "önce yat sonra yargılan" yöntemiyle
yargısız infazın yapıldığı zamanlardı.
Cumhuriyetimızin 80. yıldönümünü idrak ettiği-
miz, 29 Ekim 2003 tarihli Radikal'in 9. sayfasında,
Floransa'daki Avrupa Üniversitesi Enstitüsü men-
subu Dr. Kıvanç Ulusoy imzalı, AB-Türkiye ilişki-
leri ile ilgili olarak, "Yenibir 'Tanzimat'gerek" baş-
lıklı bir yazı yayımlandı.
Yazar, kimi gözlemlerine katıldığım yazısında,
Türkiye'nin AB ile uyumu açısından yeni bir 'Tan-
zimat' a gerek olduğunu yazıyordu.
Görünen o ki, tarihimizin çok önemli bir dönüm
noktası olan Tanzimat'ı pek iyi bilmiyoruz.
Oysa Tanzimat Dönemi'nde yaşananlar ile gü-
nümüz arasında çok biiyük paralellikler var.
• • •
Tanzimat Dönemi de tıpkı son yıllardaki AB ile
yakınlaşma süreci gibi, bir Gümrük Birliği Anlaş-
ması ile başladı.
Okul kitaplanmızda nedense yer almayan (oy-
sa o bilinmez ise, Tanzimat'ın esas nedenini an-
lamak güçtür) 1838 Ingiliz-Türk Ticaret Anlaşma-
sı, Ingiliz tacirlere, Osmanlı ile ticarette büyük ko-
laylıklar sağlıyor hatta onu kimi hallerde Osmanlı
tebaası tacirden daha avantajlı şekle sokuyordu.
Daha sonra bu ayncalıklar diğer Avrupa ülkeJe-
rine de tanındı.
Ticaret Anlaşması'nın imzalanmasından bir yıl
kadar bile geçmeden okunan Tanzimat Fermanı
ise söz konusu sözleşmenin üstyapı kurumunu oluş-
turmaktaydı.
Tıpkı günümüzde Gümrük Birliği Anlaşması'nı
izleyen Kopenhag kriterleri gibi.
Tanzimat Fermanı bu ölçütleri ortaya koymak-
ta, padişahın buna uyacağı taahhüdünü içermek-
te ve bir dizi önemli yeniliğin önünü açmaktaydı.
Bunlan uyum önlemleri ve yasalan olarak adlan-
dırmak mümkündür.
Ne var ki, tıpkı günümüzde olduğu gibi, bu ira-
de beyanı Avrupa'yı yeterince tatmin etmemiş,
beyan ile uygulama arasında fark olduğu ifade
edilmiş ve Istanbul üzerinde sürekli baskı uygu-
lanmıştır.
Nitekim 1856yılındaAbdülmecit, ParisKonfe-
ransı öncesinde, Islahat Fermanı'nı açıklayarak
hem uyum konusundaki kararlılığını hem de bu yol-
da atılacak yeni adımları belirtmiştir.
Ne gariptir ki, bütün girişimler en sonunda Dü-
yunu Umumiye (Genel BorçlarYönetimi) ilesonuç-
lanmıştır ki, bugünkü uzantısı olarak IMF ile ben-
zerlik gösterdiğini söylemek mümkündür.
• • •
Tanzimat Dönemi'nin Osmanlı'nın yan sömür-
geleşme süreciyle birlikte gelişmesinin nedenini,
salt bu dönemdeki yeniliklere veya uyum çabala-
nna bağlamak da yanlıştır, bu çabalan yan sömür-
geleşme olgusundan soyutlayarak düşünmek de...
Geri kalmış olan Osmanlı zaten değişiklikleri
yapmak, çağa ayak uyduracak reformlan yaşama
geçirmek zorundaydı.
Tanzimat Dönemi'nde yapılanlann bir bölümü ye-
nileşmeyi sağlamış, Cumhuriyet'te de sürecek ku-
rumların temelini atmıştır.
Ancak, Osmanlı, Tanzimat'ın üzerinden 80, Is-
lahat Fermanı ile toprak bütünlüğünü Avrupa dev-
letlerinin güvencesi altına sokan Paris Konferan-
sı'nın sonuçlanmasının üzerinden 63 yıl geçme-
den Avrupa tarafından parçalanmıştı.
Tanzimat'ın en büyük çelişkisi, yenileşmenin
özündeki yetersizliği ve kendi içindeki tutarsızlığıy-
dı. Osmanlı yenileşmeyi kendi isteğinden değil, dış
baskılar yüzünden deniyor, çağa ayak uydurdu-
ğunu sanırken her türiü bağımsızlık ve çıkarlann-
dan kabul edilemez ödünler veriyordu.
Türkiye gerçek çağa uyum yasa ve girişimleri-
ni Cumhuriyet'in ilk döneminde, başkalan istedi
diye değil, kendi iradesiyle yaşama geçirdi, hem
de bağımsızlığını yitirmeden.
Tabii ki, çağımızın bağımsızlık anlayışı 1920'ler-
den farklıdır ama Tanzimat Osmanlısı'nın tek ta-
raflı bağımlılığı ile de uzaktan yakından bir ilgisi yok-
tur.
Çağımızdaki karşılıklı bağımlılık, taraflann eşit ola-
rak karşılıklı kimi yetkilerinden vazgeçmeleri an-
lamını taşır.
Türkiye'nin çağdaşlaşma yolunda daha yap-
ması geren çok şey var.
Ama bunun için bize gerekli olan, Tanzimat ka-
fası ve uygulamalan değil, Cumhuriyet'in ilk yılla-
nnda ortaya çıkan (Tanzimat'ın olumlu birikimle-
rinden de yararianmış olan) gerçek, bağımsız, çağ-
daş kafa ve yöntemlerdir.
Cumhurryet
kitap kulûbü
ÎMZA VE KONFERANS
TÜYAP FUAR VE KONGRE MERKEZİ
1 Kasım Cumartesi (Yarın)
TÜRKAN SAYLAN
Saat: 15:00-16:30
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
Saat: 18:00-19:00
Konferans: Deniz Kavukçuoğlu
Konu : Sosyal Demokrasıde Temel Eğilimler
Saat : 19:00-20:00
Yer : Heybelıada Salonu
Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi BEYLİKDÜZÜ/İSK
AKP, yurtdışındaki Türklerin sorunlannı araştıracak komisyonun görüşme listesine şeriatçı örgütü de aldı
Müli Görüş'tenvazgeçmiyorlarANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Yurtdışındaki Türklerin sorunlannı
araştırmak için kurulan Meclis Komis-
yonu, Almanya, Danimarka, tsveç,
Avusturya, Isviçre, Ingiltere, Hollan-
da, Belçika ve Fransa'da incelemeler-
de bulunacak. Avrupa'daki çahşmala-
nnda iftar saatini de dikkate alarak
çalışma programı hazırlayacaklannı,
teravih sonrası cami lokallennde soh-
betler yapacaklannı belirten AKP'li
Komisyon Başkanı Mustafa Baş, Al-
manya'da Anayasayı Koruma Daire-
si tarafindan federal düzeyde "anaya-
sayı tehdit eden örgütierden biri ola-
rak" izleme listesine alınan "Milli
Göriiş" teşkilatlannı da davet ettikle-
• AKP'li Mustafa Baş başkanlığındaki komisyon, Avrupa'daki çalışmalannda iftar
saatini de dikkate alacak. Görüşmelerini teravih sonrası cami lokallerinde gerçekleştirecek
komisyon, Almanya'da "anayasayı tehdit eden örgütierden biri olarak" izleme listesinde
yer alan Milli Görüş'ü de görüşmeye davet etti.
rini açıkladı. Komisyon üyelerinin 3
grup halinde yapacagı gezi bugün baş-
hyor. Çalışmalanyla ilgili basın top-
lantısı düzenleyen Komisyon Başka-
nı Mustafa Baş. yurtdışında 4.5 mil-
yon Türk yaşadığını, bunlann 3.5 mil-
yonunun Avrupa kıtasında bulundu-
ğunu belirtti.
500 bini Almanya'da olmak üzere
1 mılyon Türk vatandaşının bulun-
duklan ülke vatandaşhğına geçtiğini
vurgulayan Baş, Türkiye dışında 870
bin Türk'ün örgün öğrenim ve mes-
lek eğitimi aldığını kaydetti.
Mustafa Baş yurtdışında bulunan
yaklasık 80 bin Türk işadamının 366
bin işyerine sahip olduğunu, buralar-
da 420 bin kişiye istihdam sağlandı-
ğını ve bu işletmelerin yılhk cirosu-
nun 35 milyar Euro'yu bulduğunu
vurguladı. Baş, Türkiye ile Almanya
arasında işgücü anlaşmasının imzalan-
dığı 30 Ekim 1961 tarihinden bu ya-
na Merkez Bankası verilerine göre
Türkiye'ye resmi yollarla 77.5 milyar
dolan Merkez Bankası'na, 50 milyar
dolan özel bankalara olmak üzere top-
lam 127.5 milyar dolar havale edildi-
ğini belirtti. Baş, Avrupa'da terör ey-
lemlerine bulaşan radikal gruplarla
görüşüp göriişmeyeceklerine ilişkin
soru üzerine ise şöyle konuştu: "Biz
teröre bulaşmamış, Türk vatandaşb-
ğı kiınliğini taşıyan ve bize derdini an-
latmak Isteyen herkesi dinleyeceğiz.
Terör olayma bulaşnıış olan veya ara-
nan kişiler gündemimizde yoktuıf
Başın, "Miffi Görüş teşkilad da
bunlann arasında mı" sorusuna ise
"Miffi Görüş teşkUaü bu kapsamm d*-
şmdadırve kendfleri davet edilmistir "
yanıtını vermesi dikkat çekti.
Üç ayn grup halinde yapacaklan
yurtdışı gezisinin masrafını soran ga-
zetecilere ise Baş, "Yolukvehararah-
lar beuıdir. Ancak 40 yıldu* miryarlar-
ca dolan yurda getiren vatandaşlan-
nuzın sorunlarmm çözümü için yapı-
lacakgezinin masran devede kulak bi-
le oJmaz" diye konuştu.
argrtay'ın
haklaruıdaki 'resmi
belgede sahteciük'
suçunu onamasınıa
ardından DEHAP'm
eski Genel Başkam
Abbasoğhı ile eski
Genel Sekreteri
Sönmezdün
Haymana
Cezaevi'ne girdL
EskiDEHAP'blar
yaklasıklOay
cezavinde
kalacaklar.
(Fotoğraf: SERDAR
ÖZSOY)
2. MANÎSA DAVASI
Mehmet Abbasoğlu: Karar siyasidir. Kesinlikle içimize sindiremiyoruz
DEHAPTılar cezaevîndeANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yar-
gıtay 6. Ceza Dairesi'nin haklanndaki
"resmi belgede sahtecüik" suçundan veri-
len hapis cezasmı onamasuım ardından
eski DEHAP Genel Başkanı Mehmet Ab-
basoğhı ile eski genel sekreter Nureüin Sön-
mez Haymana Cezaevi'ne girdi. Abba-
soğlu parti genel merkezinden aynlırken
suçu hiçbir zaman kabullenmeyecekleri-
ni belirterek "Karan, kesinlikle içimize
sindiremiyoruzancak ağlamryorve scdan-
mıyoruz da" dedi.
Abbasoğlu ile Sönmez dün sabah DE-
HAP Genel Merkezi 'nde partililerle bir ara-
ya geldi. Partililer tarafından alkışlarla
Haymana Cezaevi'ne uğurlandı. Karan
"siyasetin bir cflvesi" olarak değerlendiren
Abbasoğlu, Türkiye'de birçok siyasetçinin
bu süreçten geçtiğini, kendilerinin de bu
süreci yaşadığını söyledi. Karann "siya-
si" olduğunu savunan Abbasoğlu şunlan
söyledi:
"KesinMkte içimizesindirmivor,ancakağ-
lamıyor ve sızlannuyoruz da. Banştan ya-
na olanlar hiçbir zaman ağlanıazlar. Gide-
riz, yatanz. Suçu kabulknmedikve kabul-
lenmeyeceğiz. Bu Türkiye için hayuiı bir
karar değildir. İçeri giren demokrasi ve
banşör. Biz demokrasi mücadelesi veriyo-
ruz."
Karan "siyasi" olarak değerlendiren
Sönmez de karann Türkiye'de "banşı ze-
deleyeceğmi" savundu.
Yaklaşık 10 ay cezavinde kalacak olan
Abbasoğlu ile Sönmez, Haymana'ya ulaş-
malannın ardından Hükümet Konağı'ndan
sivil polis otosu ile cezaevine götüriildü.
Abbasoğlu ve Sönmez ile birlikte ceza
alan eski DEHAP Genel Başkanı Veysi
Aydm ile eski Genel Sekreter Ayhan De-
mir'in ise önümüzdeki günlerde cezaevi-
ne girecekleri bildirildı.
Sanıkpolisi
zamanaşımı
kurtardıIstanbul Haber Servisi - Kamuoyunda 2. Manisa
Davası olarak bilinen, gözaltına alındıklan tarihte
15-21 yaşlan arasında olan ve gördükleri ağır
işkence nedeniyle 1.5 aylık bebeğini düşüren
Devrim Ökten'in de aralannda
bulunduğu 31 sanığın "örgüt üyesi ohnakyardım
ve yatakhk"tan yargılandığı dava ile bağlantılı
işkence davasında yine karar çıkmadı. Istanbul 5
No'lu DGM'de dün yapılan duruşmaya tutuklu
sanıklar Bülent Gedik ve Erdil Kızıl katıldı.
Mahkeme Başkam, Erdil Kızıl'ın Topluma
Kazandırma Yasası'ndan yararlanmak için
başvurduğunu, ancak başvunıyla ilgili Içişleri
Bakanlığf ndan henüz yamt gelmediğini tutanağa
geçirdi.
Davadan yine karar çıkmadı
Bunun üzerine söz alan Erdil Kızıl ise "Olmamam
gereken yerde oldum. Yapmamam gereken şeylerin
içinde yer aküm. Yeni bir hayat kuruyorum.
Bana yarduncı olmanızı istiyorum" dedi. Bülent
Gedik ise tahliyesini istedi. Mahkeme heyeti,
sanıklann tutukluluk halinin devamına karar
vererek Kızıl'ın başvurusuyla
ilgili Içişleri Bakanlığı'ndan gelecek cevabm
beklenmesi için oturumu erteledi. Sanıklara
gözaltında işkence yaptığı
iddiasıyla Istanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
yargılanıp 2 yıl ağır hapis cezası ve 6 ay meslekten
men cezası alan Mustafa Sara'nın davası,
zamanaşımı nedeniyle düştü. Buna tepki gösteren
sanıklann avukatlanndan Gülizar
Tuncer, "Sara'nın dosyası Yargıtay'da ilgili ceza
dairesine ulaşamadan zamanaşınıına
uğradı" diye konuştu.
Cezası ertelendi, 5 yıl içinde bir suçtan mahkûm olursa cezası infaz edilecek KURULTAYA ITÎRAZ
Yargıtay, Gürtuna'yı suçlu buldu
AB -Müfrt Gürtuna'nm
cezası ertelendi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yargıtay 4. Ceza
Dairesi, Istanbul Büyükşe-
hir Belediye Başkanı Ali
Müfit Gürtuna'yı "görevi
kötüye kullanmak"tan 1 yıl
hapis cezasma çarptırdı. Ce-
za paraya çevrilerek erte-
lendi. Yargıtay, Gürtuna'ya
2 ay 15 gün "memuriyetten
yoksun bırakma" cezası da
verdı ancak bu cezayı da er-
teledi.
Yargıtay 4. Ceza Daire-
si'ndeki karar duruşmasına
Gürtuna katılmadı, avukatı
Fatih Volkan hazır bulun-
du. Son sözleri sorulan Vol-
kan, önceki savunmalannı
tekrarlayarak beraat karan
verilmesini istedi.
Karan açıklayan 4. Ceza
Dairesi Başkanı Faddlnan,
sanığın Türk Ceza Yasa-
sı'nın görevi kötüye kullan-
ma fıilini düzenleyen 240.
maddesine göre, şahsi ve
sosyal durumu gözetilerek
takdiren 1 yıl hapis, 142 mil-
yon 365 bin lira ağırpara ve
3 ay memuriyetten yoksun
bırakma cezasma mahkûm
edildiğini bildirdi.
Sanığın duruşmadaki iyi
hali dikkate ahnarak
TCK'nin 59. maddesinin 2.
fıkrasma göre verilen hapis
cezasırun 10 aya, para ceza-
sının 118 milyon 637 bin li-
raya, memuriyetten yoksun
bırakma cezasırun da 2 ay 15
güne indirildiğini kaydeden
Inan, sanığm kişiliği ve suç
işleme eğilimi gözetilerek
verilen hapis cezasının gün-
lüğünün takdiren 4 mılyon
445 bin liradan 1 milyar 423
milyon 500 bin lira ağır pa-
ra cezasma dönüştürüldü-
ğünü belirtti.
tnan, verilen para ceza-
lannın toplanarak sonuç ola-
rak 1 milyar 542 milyon 137
bin lira ile 2 ay 15 gün me-
muriyetten yoksun bırakma
cezasmm, sanığın geçmişi,
suç işleme eğüimı gözetile-
rek ertelenmesine oybirli-
ğiyle kararverildigmi bildir-
di. Karar temyiz edilirse
temyiz istemine Yargıtay
Ceza Genel Kurulu baka-
cak. Gürtuna, 5 yıl içinde bir
suçtan mahkûm olursa erte-
lenen bu ceza da infaz edi-
lecek.
Yargıtay Cumhuriyet Baş-
savcılığı'nca hazn"lanan id-
dianamede, Gürtuna'nm Is-
tanbul Maltepe'de yapılan
sahil yoluyla ilgili olarak
açılan davada mahkemece
verilen yürütmenin durdu-
ruhnası karannı yerine ge-
tirmeyerekgÖre\Tni kötüye
kullandığı öne sürülmüştü.
Gürtuna'nm TCY'nin 240.
maddesine göre 1 yıldan 3
yıla kadar hapis cezasma
çarpnnlması istenmişti.
Yargıtay9
a başvurdu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP'nin 30. olağan kurultayı ön-
cesinde genel başkanlığa aday
olacağını açıklayan, ancak tüzük
değişikliği nedeniyle aday olama-
yan Bedri Baykam, kurultay so-
nuçlannm onaylanmaması ve ge-
nei başkanlık seçimlerinin yeni-
den yapılması istemıni Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok'a
ıletti. Başsavcı Ok ile yaptığı gö-
rüşmenin ardından açddama ya-
pan Baykam, başsavcıya, kurul-
tayda yasananlan anlattığım belir-
terek Ok'un görevli kişilerle ko-
nuyu değerlendireceğini ifade et-
tiğini söyledi. Baykam'ın, Çan-
kaya Ilçe Seçım Kurulu'na yap-
tığı başvuru reddedilmişti.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Hafta sonu Istanbul'da olmayaca-
ğım. Makedonya'da Beşiktaş-Gala-
tasaray maçını izlemenin mümkün ol-
madığını biliyorum. Türkiye'de oldu-
ğumda da bu tür gerilimli maçları
TV'den izlemeyi tercih ediyorum.
Ben Fenerbahçeliyim. Eğer bir ter-
cihte bulun derseniz maçı Galatasa-
ray'ın kazanmasını istemem gerekir.
Çünkü bu durumda Fenerbahçe'nin
şampiyonluk şansını sürdürmesi da-
ha kolay olacak. Gelin görün ki bir Fe-
nerbahçeli olarak gönlüm Beşiktaş'tan
yana. Bazı Galatasaraylı dostlarım,
"Bütün Feneıiiler böyledir, en büyük
rakipleri Galatasaray'dır" diyebilirler.
Inan ki böyle bir gelenek nedeniyle
değil, Beşiktaş'ın oyun disıplini ve Lu-
cescu nedeniyle gönlüm Beşiktaş'tan
yana.
Bir de llhan'dan söz etmeliyım. ll-
han'ı seviyorum, ona karşı medyada
yürütülen yok etme kampanyalanna bu
köşede karşı çıktım ve onu savun-
dum. llhan, yeteneklı ve sempatik bir
Beşiktaş Galatasaray Derbisi
oyuncu. Hırslı, kavgacı ve yaratıcı.
Onun kılığına kıyafetine karışıp bu ne-
denle bile yok etmek isteyenler çıktı.
llhan, Almanya'da büyümüş, bildi-
ğimiz geleneksel normlara uymuyor.
Herkesi hizaya getirmeyi amaçlayan
otoriter disiplin anlayışımıza da aykın
davranışlarda bulunuyor. O zaman ah-
lak zabıtaları ortaya çıkıp llhan'ın ka-
zana atılmasını istiyorlar. Meclis Baş-
kanı BülentAnnç bile "Bizim ahlakan-
layışımıza uymuyor" diyerek llhan'ın
takımdan atılmasını istemişti.
• • •
Lucescu burada da doğru ve uy-
gar bir tutumla llhan'a sahip çıktı. Be-
şiktaş yönetimi içinden gelen baskı-
lara bile göğüs gerdi. Daha da sem-
patik olan Beşiktaş taraftannın tutumuy-
du, onlar llhan'a sahip çıktılar ve hak-
kında yürütülen kampanyalara iltifat
etmediler. Bu nedenle de bu maçta Be-
şiktaş taraftannın sevinmesini istiyo-
rum.
Galatasaray'da ise özellikle Arif'le
ilgili çıkan son haber can sıkıcıydı.
Sevgilisi Ece Özbek'i örtünmeyezor-
laması, ona olan sempatimi bir anda
yok etti. Sevgilisini başı açık bir TV
spikerinden seçip daha sonra "örtün-
mezsen evlenmem" demek tam an-
lamıyla kadını ikinci sınıf gören bir an-
layışın ürünü. Bu benim açımdan Ga-
latasaray hanesine yazılmış bir eksı
puan. Hakan Şükür'ün birçok zorlu-
ğu aşıp yeniden başanyı yakalaması-
nı ise mutlulukla izliyorum. Bu da Ga-
latasaray adına artı puan.
• • •
Ben bu tür yazıları yazdığım zaman
bazı okuyucularım ilgilenirken bazı
okuyucularım da "Siz de mi futbolun
havasına kendinizi kaptırdınız. Bunu
beklemiyorduk" diyorlar. Futbol oy-
namayı çok severdim. Şimdi bir fırsa-
tını bulsam yine oynamak isterim. Ge-
çenlerde Iran seyahatimiz sırasında
Isfahan'da Nakşı Cihan Meydanı'nda
futbol oynayan Iranlı gençlere maç
yapmayı teklif ettik. Onlar da bu maç
"Galatasaray-Persopolis maçı olsun"
dediler. Galatasaray'ı biliyorlardı. Kısa
da sürse güzel bir maç yaptık ve yo-
lumuza devam ettik.
Futbol, yadsıyamayacağımız bir ger-
çeklik. Bu gerçeğe gözümüzü yumup
geleneksel tepkileri gösterip işin için-
den sıynlamayız. Futbolun bir erkek
oyunu olduğunu, sahalarda vetribün-
lerde çok sevimsiz sahneler yaşandı-
ğını hepimiz görüyoruz. Mafyanın, çı-
kar çetelerinin, şiddet yanlısı grupla-
rın futbolun içine girip tadını bozduğu-
nu da biliyoruz.
Bütün bunlann yanındamilyonlarca
insan futbol maçlarından büyük bir
keyif alıyor. Saklamayayım ben de fut-
bol maçlannı izlemeyi seviyorum. Fe-
nerbahçe iyi futbol oynayıp kazandık-
ça mutlu oluyorum. Futbol, estetik ola-
rak oynandığı zaman göze çok hoş
gelen bir görüntü ortaya çıkıyor. Re-
kabet ve hırs yanı da güzel.
Beşiktaş-Galatasaray maçının, Türk
futbolunun bu iki etkili takımının ma-
çını da heyecanla bekliyoruz. Gönlü-
müz kimden yana olursa olsun, iyi oy-
nayanın ve hak edenin kazanmasın-
dan yanayım. llhan'ın iyi oynamasını
ve ona yönelik tutucu kampanyayı
susturmasını diliyorum.
Maçın oynandığı gün neticeyi öğren-
mem çok zor olacak. Bu yazıyı yazar-
ken başıma iki Beşiktaşlı geldi. Kültür
Servisinden Özlem ve Dış Habeıier-
den Bilge. Maçın neticesini özlem
bana cep telefonundan mesajla bildi-
recek. Umarım maç onların istediği
gibi biter.
Her iki takıma ve taraftarlannada ba-
şarılar diliyorum.