24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 31 EKİM 2003 CUMA HABERLER DUNYADABUGUN ALİ SİRMEN Yeni Tanzimat'ı Yaşıyoruz Zaten Cumhuriyet tarihimiz boyunca, "Tanzimat kafa- s/"ndan somut ve doğaıdan en çok çekmiş kişi llhan Selçuktur. 1971 yılı nisanında, Tanz/mafKa/as/"başlıklıya- zısı dolayısıyla içeri alındı, tutuklandı, sonra içer- deyken üstüne "Madanoğlu Davası" denen dava bindi, 1 yıldan fazla hapiste kaldıktan sonra çıktı. Her iki davadan da beraat etmiş olmasının da fazla önemi yoktu. Çünkü Türkiye'de "12" dö- nemleri, "önce yat sonra yargılan" yöntemiyle yargısız infazın yapıldığı zamanlardı. Cumhuriyetimızin 80. yıldönümünü idrak ettiği- miz, 29 Ekim 2003 tarihli Radikal'in 9. sayfasında, Floransa'daki Avrupa Üniversitesi Enstitüsü men- subu Dr. Kıvanç Ulusoy imzalı, AB-Türkiye ilişki- leri ile ilgili olarak, "Yenibir 'Tanzimat'gerek" baş- lıklı bir yazı yayımlandı. Yazar, kimi gözlemlerine katıldığım yazısında, Türkiye'nin AB ile uyumu açısından yeni bir 'Tan- zimat' a gerek olduğunu yazıyordu. Görünen o ki, tarihimizin çok önemli bir dönüm noktası olan Tanzimat'ı pek iyi bilmiyoruz. Oysa Tanzimat Dönemi'nde yaşananlar ile gü- nümüz arasında çok biiyük paralellikler var. • • • Tanzimat Dönemi de tıpkı son yıllardaki AB ile yakınlaşma süreci gibi, bir Gümrük Birliği Anlaş- ması ile başladı. Okul kitaplanmızda nedense yer almayan (oy- sa o bilinmez ise, Tanzimat'ın esas nedenini an- lamak güçtür) 1838 Ingiliz-Türk Ticaret Anlaşma- sı, Ingiliz tacirlere, Osmanlı ile ticarette büyük ko- laylıklar sağlıyor hatta onu kimi hallerde Osmanlı tebaası tacirden daha avantajlı şekle sokuyordu. Daha sonra bu ayncalıklar diğer Avrupa ülkeJe- rine de tanındı. Ticaret Anlaşması'nın imzalanmasından bir yıl kadar bile geçmeden okunan Tanzimat Fermanı ise söz konusu sözleşmenin üstyapı kurumunu oluş- turmaktaydı. Tıpkı günümüzde Gümrük Birliği Anlaşması'nı izleyen Kopenhag kriterleri gibi. Tanzimat Fermanı bu ölçütleri ortaya koymak- ta, padişahın buna uyacağı taahhüdünü içermek- te ve bir dizi önemli yeniliğin önünü açmaktaydı. Bunlan uyum önlemleri ve yasalan olarak adlan- dırmak mümkündür. Ne var ki, tıpkı günümüzde olduğu gibi, bu ira- de beyanı Avrupa'yı yeterince tatmin etmemiş, beyan ile uygulama arasında fark olduğu ifade edilmiş ve Istanbul üzerinde sürekli baskı uygu- lanmıştır. Nitekim 1856yılındaAbdülmecit, ParisKonfe- ransı öncesinde, Islahat Fermanı'nı açıklayarak hem uyum konusundaki kararlılığını hem de bu yol- da atılacak yeni adımları belirtmiştir. Ne gariptir ki, bütün girişimler en sonunda Dü- yunu Umumiye (Genel BorçlarYönetimi) ilesonuç- lanmıştır ki, bugünkü uzantısı olarak IMF ile ben- zerlik gösterdiğini söylemek mümkündür. • • • Tanzimat Dönemi'nin Osmanlı'nın yan sömür- geleşme süreciyle birlikte gelişmesinin nedenini, salt bu dönemdeki yeniliklere veya uyum çabala- nna bağlamak da yanlıştır, bu çabalan yan sömür- geleşme olgusundan soyutlayarak düşünmek de... Geri kalmış olan Osmanlı zaten değişiklikleri yapmak, çağa ayak uyduracak reformlan yaşama geçirmek zorundaydı. Tanzimat Dönemi'nde yapılanlann bir bölümü ye- nileşmeyi sağlamış, Cumhuriyet'te de sürecek ku- rumların temelini atmıştır. Ancak, Osmanlı, Tanzimat'ın üzerinden 80, Is- lahat Fermanı ile toprak bütünlüğünü Avrupa dev- letlerinin güvencesi altına sokan Paris Konferan- sı'nın sonuçlanmasının üzerinden 63 yıl geçme- den Avrupa tarafından parçalanmıştı. Tanzimat'ın en büyük çelişkisi, yenileşmenin özündeki yetersizliği ve kendi içindeki tutarsızlığıy- dı. Osmanlı yenileşmeyi kendi isteğinden değil, dış baskılar yüzünden deniyor, çağa ayak uydurdu- ğunu sanırken her türiü bağımsızlık ve çıkarlann- dan kabul edilemez ödünler veriyordu. Türkiye gerçek çağa uyum yasa ve girişimleri- ni Cumhuriyet'in ilk döneminde, başkalan istedi diye değil, kendi iradesiyle yaşama geçirdi, hem de bağımsızlığını yitirmeden. Tabii ki, çağımızın bağımsızlık anlayışı 1920'ler- den farklıdır ama Tanzimat Osmanlısı'nın tek ta- raflı bağımlılığı ile de uzaktan yakından bir ilgisi yok- tur. Çağımızdaki karşılıklı bağımlılık, taraflann eşit ola- rak karşılıklı kimi yetkilerinden vazgeçmeleri an- lamını taşır. Türkiye'nin çağdaşlaşma yolunda daha yap- ması geren çok şey var. Ama bunun için bize gerekli olan, Tanzimat ka- fası ve uygulamalan değil, Cumhuriyet'in ilk yılla- nnda ortaya çıkan (Tanzimat'ın olumlu birikimle- rinden de yararianmış olan) gerçek, bağımsız, çağ- daş kafa ve yöntemlerdir. Cumhurryet kitap kulûbü ÎMZA VE KONFERANS TÜYAP FUAR VE KONGRE MERKEZİ 1 Kasım Cumartesi (Yarın) TÜRKAN SAYLAN Saat: 15:00-16:30 DENİZ KAVUKÇUOĞLU Saat: 18:00-19:00 Konferans: Deniz Kavukçuoğlu Konu : Sosyal Demokrasıde Temel Eğilimler Saat : 19:00-20:00 Yer : Heybelıada Salonu Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi BEYLİKDÜZÜ/İSK AKP, yurtdışındaki Türklerin sorunlannı araştıracak komisyonun görüşme listesine şeriatçı örgütü de aldı Müli Görüş'tenvazgeçmiyorlarANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yurtdışındaki Türklerin sorunlannı araştırmak için kurulan Meclis Komis- yonu, Almanya, Danimarka, tsveç, Avusturya, Isviçre, Ingiltere, Hollan- da, Belçika ve Fransa'da incelemeler- de bulunacak. Avrupa'daki çahşmala- nnda iftar saatini de dikkate alarak çalışma programı hazırlayacaklannı, teravih sonrası cami lokallennde soh- betler yapacaklannı belirten AKP'li Komisyon Başkanı Mustafa Baş, Al- manya'da Anayasayı Koruma Daire- si tarafindan federal düzeyde "anaya- sayı tehdit eden örgütierden biri ola- rak" izleme listesine alınan "Milli Göriiş" teşkilatlannı da davet ettikle- • AKP'li Mustafa Baş başkanlığındaki komisyon, Avrupa'daki çalışmalannda iftar saatini de dikkate alacak. Görüşmelerini teravih sonrası cami lokallerinde gerçekleştirecek komisyon, Almanya'da "anayasayı tehdit eden örgütierden biri olarak" izleme listesinde yer alan Milli Görüş'ü de görüşmeye davet etti. rini açıkladı. Komisyon üyelerinin 3 grup halinde yapacagı gezi bugün baş- hyor. Çalışmalanyla ilgili basın top- lantısı düzenleyen Komisyon Başka- nı Mustafa Baş. yurtdışında 4.5 mil- yon Türk yaşadığını, bunlann 3.5 mil- yonunun Avrupa kıtasında bulundu- ğunu belirtti. 500 bini Almanya'da olmak üzere 1 mılyon Türk vatandaşının bulun- duklan ülke vatandaşhğına geçtiğini vurgulayan Baş, Türkiye dışında 870 bin Türk'ün örgün öğrenim ve mes- lek eğitimi aldığını kaydetti. Mustafa Baş yurtdışında bulunan yaklasık 80 bin Türk işadamının 366 bin işyerine sahip olduğunu, buralar- da 420 bin kişiye istihdam sağlandı- ğını ve bu işletmelerin yılhk cirosu- nun 35 milyar Euro'yu bulduğunu vurguladı. Baş, Türkiye ile Almanya arasında işgücü anlaşmasının imzalan- dığı 30 Ekim 1961 tarihinden bu ya- na Merkez Bankası verilerine göre Türkiye'ye resmi yollarla 77.5 milyar dolan Merkez Bankası'na, 50 milyar dolan özel bankalara olmak üzere top- lam 127.5 milyar dolar havale edildi- ğini belirtti. Baş, Avrupa'da terör ey- lemlerine bulaşan radikal gruplarla görüşüp göriişmeyeceklerine ilişkin soru üzerine ise şöyle konuştu: "Biz teröre bulaşmamış, Türk vatandaşb- ğı kiınliğini taşıyan ve bize derdini an- latmak Isteyen herkesi dinleyeceğiz. Terör olayma bulaşnıış olan veya ara- nan kişiler gündemimizde yoktuıf Başın, "Miffi Görüş teşkilad da bunlann arasında mı" sorusuna ise "Miffi Görüş teşkUaü bu kapsamm d*- şmdadırve kendfleri davet edilmistir " yanıtını vermesi dikkat çekti. Üç ayn grup halinde yapacaklan yurtdışı gezisinin masrafını soran ga- zetecilere ise Baş, "Yolukvehararah- lar beuıdir. Ancak 40 yıldu* miryarlar- ca dolan yurda getiren vatandaşlan- nuzın sorunlarmm çözümü için yapı- lacakgezinin masran devede kulak bi- le oJmaz" diye konuştu. argrtay'ın haklaruıdaki 'resmi belgede sahteciük' suçunu onamasınıa ardından DEHAP'm eski Genel Başkam Abbasoğhı ile eski Genel Sekreteri Sönmezdün Haymana Cezaevi'ne girdL EskiDEHAP'blar yaklasıklOay cezavinde kalacaklar. (Fotoğraf: SERDAR ÖZSOY) 2. MANÎSA DAVASI Mehmet Abbasoğlu: Karar siyasidir. Kesinlikle içimize sindiremiyoruz DEHAPTılar cezaevîndeANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yar- gıtay 6. Ceza Dairesi'nin haklanndaki "resmi belgede sahtecüik" suçundan veri- len hapis cezasmı onamasuım ardından eski DEHAP Genel Başkanı Mehmet Ab- basoğhı ile eski genel sekreter Nureüin Sön- mez Haymana Cezaevi'ne girdi. Abba- soğlu parti genel merkezinden aynlırken suçu hiçbir zaman kabullenmeyecekleri- ni belirterek "Karan, kesinlikle içimize sindiremiyoruzancak ağlamryorve scdan- mıyoruz da" dedi. Abbasoğlu ile Sönmez dün sabah DE- HAP Genel Merkezi 'nde partililerle bir ara- ya geldi. Partililer tarafından alkışlarla Haymana Cezaevi'ne uğurlandı. Karan "siyasetin bir cflvesi" olarak değerlendiren Abbasoğlu, Türkiye'de birçok siyasetçinin bu süreçten geçtiğini, kendilerinin de bu süreci yaşadığını söyledi. Karann "siya- si" olduğunu savunan Abbasoğlu şunlan söyledi: "KesinMkte içimizesindirmivor,ancakağ- lamıyor ve sızlannuyoruz da. Banştan ya- na olanlar hiçbir zaman ağlanıazlar. Gide- riz, yatanz. Suçu kabulknmedikve kabul- lenmeyeceğiz. Bu Türkiye için hayuiı bir karar değildir. İçeri giren demokrasi ve banşör. Biz demokrasi mücadelesi veriyo- ruz." Karan "siyasi" olarak değerlendiren Sönmez de karann Türkiye'de "banşı ze- deleyeceğmi" savundu. Yaklaşık 10 ay cezavinde kalacak olan Abbasoğlu ile Sönmez, Haymana'ya ulaş- malannın ardından Hükümet Konağı'ndan sivil polis otosu ile cezaevine götüriildü. Abbasoğlu ve Sönmez ile birlikte ceza alan eski DEHAP Genel Başkanı Veysi Aydm ile eski Genel Sekreter Ayhan De- mir'in ise önümüzdeki günlerde cezaevi- ne girecekleri bildirildı. Sanıkpolisi zamanaşımı kurtardıIstanbul Haber Servisi - Kamuoyunda 2. Manisa Davası olarak bilinen, gözaltına alındıklan tarihte 15-21 yaşlan arasında olan ve gördükleri ağır işkence nedeniyle 1.5 aylık bebeğini düşüren Devrim Ökten'in de aralannda bulunduğu 31 sanığın "örgüt üyesi ohnakyardım ve yatakhk"tan yargılandığı dava ile bağlantılı işkence davasında yine karar çıkmadı. Istanbul 5 No'lu DGM'de dün yapılan duruşmaya tutuklu sanıklar Bülent Gedik ve Erdil Kızıl katıldı. Mahkeme Başkam, Erdil Kızıl'ın Topluma Kazandırma Yasası'ndan yararlanmak için başvurduğunu, ancak başvunıyla ilgili Içişleri Bakanlığf ndan henüz yamt gelmediğini tutanağa geçirdi. Davadan yine karar çıkmadı Bunun üzerine söz alan Erdil Kızıl ise "Olmamam gereken yerde oldum. Yapmamam gereken şeylerin içinde yer aküm. Yeni bir hayat kuruyorum. Bana yarduncı olmanızı istiyorum" dedi. Bülent Gedik ise tahliyesini istedi. Mahkeme heyeti, sanıklann tutukluluk halinin devamına karar vererek Kızıl'ın başvurusuyla ilgili Içişleri Bakanlığı'ndan gelecek cevabm beklenmesi için oturumu erteledi. Sanıklara gözaltında işkence yaptığı iddiasıyla Istanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıp 2 yıl ağır hapis cezası ve 6 ay meslekten men cezası alan Mustafa Sara'nın davası, zamanaşımı nedeniyle düştü. Buna tepki gösteren sanıklann avukatlanndan Gülizar Tuncer, "Sara'nın dosyası Yargıtay'da ilgili ceza dairesine ulaşamadan zamanaşınıına uğradı" diye konuştu. Cezası ertelendi, 5 yıl içinde bir suçtan mahkûm olursa cezası infaz edilecek KURULTAYA ITÎRAZ Yargıtay, Gürtuna'yı suçlu buldu AB -Müfrt Gürtuna'nm cezası ertelendi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay 4. Ceza Dairesi, Istanbul Büyükşe- hir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'yı "görevi kötüye kullanmak"tan 1 yıl hapis cezasma çarptırdı. Ce- za paraya çevrilerek erte- lendi. Yargıtay, Gürtuna'ya 2 ay 15 gün "memuriyetten yoksun bırakma" cezası da verdı ancak bu cezayı da er- teledi. Yargıtay 4. Ceza Daire- si'ndeki karar duruşmasına Gürtuna katılmadı, avukatı Fatih Volkan hazır bulun- du. Son sözleri sorulan Vol- kan, önceki savunmalannı tekrarlayarak beraat karan verilmesini istedi. Karan açıklayan 4. Ceza Dairesi Başkanı Faddlnan, sanığın Türk Ceza Yasa- sı'nın görevi kötüye kullan- ma fıilini düzenleyen 240. maddesine göre, şahsi ve sosyal durumu gözetilerek takdiren 1 yıl hapis, 142 mil- yon 365 bin lira ağırpara ve 3 ay memuriyetten yoksun bırakma cezasma mahkûm edildiğini bildirdi. Sanığın duruşmadaki iyi hali dikkate ahnarak TCK'nin 59. maddesinin 2. fıkrasma göre verilen hapis cezasırun 10 aya, para ceza- sının 118 milyon 637 bin li- raya, memuriyetten yoksun bırakma cezasırun da 2 ay 15 güne indirildiğini kaydeden Inan, sanığm kişiliği ve suç işleme eğilimi gözetilerek verilen hapis cezasının gün- lüğünün takdiren 4 mılyon 445 bin liradan 1 milyar 423 milyon 500 bin lira ağır pa- ra cezasma dönüştürüldü- ğünü belirtti. tnan, verilen para ceza- lannın toplanarak sonuç ola- rak 1 milyar 542 milyon 137 bin lira ile 2 ay 15 gün me- muriyetten yoksun bırakma cezasmm, sanığın geçmişi, suç işleme eğüimı gözetile- rek ertelenmesine oybirli- ğiyle kararverildigmi bildir- di. Karar temyiz edilirse temyiz istemine Yargıtay Ceza Genel Kurulu baka- cak. Gürtuna, 5 yıl içinde bir suçtan mahkûm olursa erte- lenen bu ceza da infaz edi- lecek. Yargıtay Cumhuriyet Baş- savcılığı'nca hazn"lanan id- dianamede, Gürtuna'nm Is- tanbul Maltepe'de yapılan sahil yoluyla ilgili olarak açılan davada mahkemece verilen yürütmenin durdu- ruhnası karannı yerine ge- tirmeyerekgÖre\Tni kötüye kullandığı öne sürülmüştü. Gürtuna'nm TCY'nin 240. maddesine göre 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasma çarpnnlması istenmişti. Yargıtay9 a başvurdu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP'nin 30. olağan kurultayı ön- cesinde genel başkanlığa aday olacağını açıklayan, ancak tüzük değişikliği nedeniyle aday olama- yan Bedri Baykam, kurultay so- nuçlannm onaylanmaması ve ge- nei başkanlık seçimlerinin yeni- den yapılması istemıni Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok'a ıletti. Başsavcı Ok ile yaptığı gö- rüşmenin ardından açddama ya- pan Baykam, başsavcıya, kurul- tayda yasananlan anlattığım belir- terek Ok'un görevli kişilerle ko- nuyu değerlendireceğini ifade et- tiğini söyledi. Baykam'ın, Çan- kaya Ilçe Seçım Kurulu'na yap- tığı başvuru reddedilmişti. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Hafta sonu Istanbul'da olmayaca- ğım. Makedonya'da Beşiktaş-Gala- tasaray maçını izlemenin mümkün ol- madığını biliyorum. Türkiye'de oldu- ğumda da bu tür gerilimli maçları TV'den izlemeyi tercih ediyorum. Ben Fenerbahçeliyim. Eğer bir ter- cihte bulun derseniz maçı Galatasa- ray'ın kazanmasını istemem gerekir. Çünkü bu durumda Fenerbahçe'nin şampiyonluk şansını sürdürmesi da- ha kolay olacak. Gelin görün ki bir Fe- nerbahçeli olarak gönlüm Beşiktaş'tan yana. Bazı Galatasaraylı dostlarım, "Bütün Feneıiiler böyledir, en büyük rakipleri Galatasaray'dır" diyebilirler. Inan ki böyle bir gelenek nedeniyle değil, Beşiktaş'ın oyun disıplini ve Lu- cescu nedeniyle gönlüm Beşiktaş'tan yana. Bir de llhan'dan söz etmeliyım. ll- han'ı seviyorum, ona karşı medyada yürütülen yok etme kampanyalanna bu köşede karşı çıktım ve onu savun- dum. llhan, yeteneklı ve sempatik bir Beşiktaş Galatasaray Derbisi oyuncu. Hırslı, kavgacı ve yaratıcı. Onun kılığına kıyafetine karışıp bu ne- denle bile yok etmek isteyenler çıktı. llhan, Almanya'da büyümüş, bildi- ğimiz geleneksel normlara uymuyor. Herkesi hizaya getirmeyi amaçlayan otoriter disiplin anlayışımıza da aykın davranışlarda bulunuyor. O zaman ah- lak zabıtaları ortaya çıkıp llhan'ın ka- zana atılmasını istiyorlar. Meclis Baş- kanı BülentAnnç bile "Bizim ahlakan- layışımıza uymuyor" diyerek llhan'ın takımdan atılmasını istemişti. • • • Lucescu burada da doğru ve uy- gar bir tutumla llhan'a sahip çıktı. Be- şiktaş yönetimi içinden gelen baskı- lara bile göğüs gerdi. Daha da sem- patik olan Beşiktaş taraftannın tutumuy- du, onlar llhan'a sahip çıktılar ve hak- kında yürütülen kampanyalara iltifat etmediler. Bu nedenle de bu maçta Be- şiktaş taraftannın sevinmesini istiyo- rum. Galatasaray'da ise özellikle Arif'le ilgili çıkan son haber can sıkıcıydı. Sevgilisi Ece Özbek'i örtünmeyezor- laması, ona olan sempatimi bir anda yok etti. Sevgilisini başı açık bir TV spikerinden seçip daha sonra "örtün- mezsen evlenmem" demek tam an- lamıyla kadını ikinci sınıf gören bir an- layışın ürünü. Bu benim açımdan Ga- latasaray hanesine yazılmış bir eksı puan. Hakan Şükür'ün birçok zorlu- ğu aşıp yeniden başanyı yakalaması- nı ise mutlulukla izliyorum. Bu da Ga- latasaray adına artı puan. • • • Ben bu tür yazıları yazdığım zaman bazı okuyucularım ilgilenirken bazı okuyucularım da "Siz de mi futbolun havasına kendinizi kaptırdınız. Bunu beklemiyorduk" diyorlar. Futbol oy- namayı çok severdim. Şimdi bir fırsa- tını bulsam yine oynamak isterim. Ge- çenlerde Iran seyahatimiz sırasında Isfahan'da Nakşı Cihan Meydanı'nda futbol oynayan Iranlı gençlere maç yapmayı teklif ettik. Onlar da bu maç "Galatasaray-Persopolis maçı olsun" dediler. Galatasaray'ı biliyorlardı. Kısa da sürse güzel bir maç yaptık ve yo- lumuza devam ettik. Futbol, yadsıyamayacağımız bir ger- çeklik. Bu gerçeğe gözümüzü yumup geleneksel tepkileri gösterip işin için- den sıynlamayız. Futbolun bir erkek oyunu olduğunu, sahalarda vetribün- lerde çok sevimsiz sahneler yaşandı- ğını hepimiz görüyoruz. Mafyanın, çı- kar çetelerinin, şiddet yanlısı grupla- rın futbolun içine girip tadını bozduğu- nu da biliyoruz. Bütün bunlann yanındamilyonlarca insan futbol maçlarından büyük bir keyif alıyor. Saklamayayım ben de fut- bol maçlannı izlemeyi seviyorum. Fe- nerbahçe iyi futbol oynayıp kazandık- ça mutlu oluyorum. Futbol, estetik ola- rak oynandığı zaman göze çok hoş gelen bir görüntü ortaya çıkıyor. Re- kabet ve hırs yanı da güzel. Beşiktaş-Galatasaray maçının, Türk futbolunun bu iki etkili takımının ma- çını da heyecanla bekliyoruz. Gönlü- müz kimden yana olursa olsun, iyi oy- nayanın ve hak edenin kazanmasın- dan yanayım. llhan'ın iyi oynamasını ve ona yönelik tutucu kampanyayı susturmasını diliyorum. Maçın oynandığı gün neticeyi öğren- mem çok zor olacak. Bu yazıyı yazar- ken başıma iki Beşiktaşlı geldi. Kültür Servisinden Özlem ve Dış Habeıier- den Bilge. Maçın neticesini özlem bana cep telefonundan mesajla bildi- recek. Umarım maç onların istediği gibi biter. Her iki takıma ve taraftarlannada ba- şarılar diliyorum.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear