22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMU2 2002 SALI 14 KULTUR kultur@ cumhuriyet.com.tr TİYATRO DÜNYASINDAN DİKMEN GÜRÜN Kültür Olimpiyatlan(ii)"KulnırCHiınpiyatian 2001-2004" başhklı ya- zımda (21 Kasım 2001) Yunanistan'da, 2004 Olimp:yatlan bağlamında başlatılmış olan kül- tîr ve sanat seferberliğine kısaca değinmiş ve su- nulan zengin programJa bağlantılı oiarak "Biz buçahşjnalarmneresindeduruyoruz'' sorusunu sormuştum. Şımdı, birkez daha aynı soruyu sor- maktan kendüni alamıyorum; böylesıne önem- li ve uzun bir zincirin bir halkasının da Türki- ye'ye uzanması gerekraez mi? ÖdenekJi ve öde- neksiz tiyatrolanmızla, operamızla, balemizle, sergilerimızle ya da olimpiyatlarda yer alan bü- yuk Yunan toplulukJannı davet edeceğımizan- tüc tiyatrolarunızla (îtalya 'nın, Ispanya 'nın yap- tığı gibı) biz neredeyiz? Hele, böylesine iç içe geçmiş dünyalar söz konusu olduğunda benzeri sorulan peş peşe sı- ralamadan edemiyor insan. Günümüzde artık bu tür sorular sormak durumunda kalmamahyız, ama bunun için de her şeyden önce toplum ola- rak kültür ve sanatı ciddiye almamız gerekiyor... Sanatsal başanlar da futbol kadar kenetleyecek, solukJandıracaktır bizi. Kültür Olimpiyatlan 'nın temelde spor-kültür ilişkisinin zengınlıklerinı irdelediğinı düşünecek olursak yanlış bir sapta- ma değil bu yaptığım. Kültür Olimpiyatlan'nda 2001 rüzgâr gibi geçti. 2002 de altı ay sonra noktalanmak üzere. Geriye 2003 ve 2004 kaldı. Her ne kadar bu iki yıhn programlan belirlenmiş durumdaysa da, biraz gayretle belki 2004'ü ucundan yakalaya- biliriz. Kültür Bakanlığı kadar Dışişlen Bakan- lığı'nın da bu konuda gayret göstermesi gerekir herhalde. ama bu bağlamda yapılacak çahşma- lann asla kışisel tanışıklıklarla değil, kültür ve sanat dünyasında söz sahibi profesyonel bir ekip- le yürütülmesi de çok önemli. 2002 programından notlar Kültür Olimpiyatlan temelde çok külrürlülük, hoşgörü ve insan haklanna saygı gıbi en basit toplumsal yaşam koşullannın altını çiziyor. Bu anlamda da "medeniyetler kültürü* üzerine yo- ğunlaşıyor. Tabii, bu açıdan bakıldığında, aynı sularda yüzüyoruz ama biraz da iki tarafin kar- şılıklı kasılmasından dolayı çoğu zaman birbi- rimızi teget geçiyoruz galiba. Ben kendi adıma, M. Cacoyannis'in yorumladığı "Medea"nın Is- panya'da değil de Türkiye'de ve Nuria Espert'le değil de bizim değerli bir kadın sanatçımızla perde açmasını ve de seyirciyle ilk buluşmasını burada gerçekleştırmesini isterdim. Kasım 2002'deNevvYork'taaçılacak olan "PostByzan- . tium" sergisinin yeri îstanbul olmahydı diye dü- şünüyorum. İstanbuTun fethinden öncesini ve son- rasını ele alan bir sergi neden fstanbul'da gerçek- leşemesin? Atına'da Herod Atticus Tiyatrosu'nda perde açacak olan "EJektra" ise bir Yunanistan-Roman- ya ortak yapımı. Yine aynı sahnede yer alacak "Bakhalar" Zuidelijk Toneel Hollandia tarafin- dan sahnelenmiş. Müzikleri yapan ise Suriyelı bir kompozıtör; Nuri İskender. Opera, bale ve konserler söz konusu olduğun- da da o kadar çok ortak yapım var ki... Hepsini maalesefsıralayamıyorum. Kültür Olimpiyatla- n'nın üzerine eğildiği ve pek çok bilim adamı- nın davet edildiği bir başka alan da antık yapı- lar ve çevre koruması. Spoleto, Floransa, Birmingham, Nevv York, Bar- celona, Brugges 2002 yılmda olimpiyat etkın- liklerinin yurtdışı duraklan... 2003 ve 2004'tebu duraklar daha da yayılıyor. Sanınm yurtdışında- ki temsilciliklerimize de bu bağlamda daha çok iş düşüyor. Bilmem yanılıyor muyum? Antlk oyunlar Kültür Olimpiyatlan nda 2002'de yer alan antik oyunlar Tebai odaklı (The Theban Cycle) ve Epidaurus. Delfi ve de Herod Atticus tiyat- rolan için sahneleniyorlar. Dusseldorfer Scha- uspielhous yapımı "Bakhalar" (yöneten: The- odorus Terzopoulos), Suzukı Company of To- ga yapımı "Oidipus Rex" (yöneten: Tadashi Suzuki) "Thebai'ye Karşı Yedi Kişi" (yöneten ValeryFokin) ve "Ântigone" (yöneten: AnnaBa- dora): Temmuz sonuna doğnı bu 4 yönehnen ve 4 oyun, Epıdaunıs'ta 2 uzun geceye sığdın- lacak unutulmaz bir buluşma gerçekleştirecek. Bu arada Peter Stein da KMst'ın "Panthesi- fia"sı ile olimpiyat programı dışmda da olsa Epidaurus'a zenginlik katacak. Şunu da hemen belırtmeden geçmek istemiyorum; bu oyunun ttalyan yapımcısı *Panthesflia*'run tercihan Tru- va'da ya da Efes veya Aspendos'ta oynanması için öncelikle Tiyatro Festivah'ne başvurdu, ama öneriyi maalesef maddi nedenlerle geri çevirmek zorunda kaldık. Bunun üzerine tek- lif Yunanistan'a götürüldü ve tabıi ki gerekli des- tek sağlandı. Şimdi, dünyanm turistinı çekecek Epidaurus! Delfi 'de 5-12 Temmuz tarihleri arasında Te- bai odaklı oyunlann yanı sıra konferanslar ve Terzopoulos'un, M. Caccoyannıs'in Çınli yö- netmen Luo Jin-Lin >n atölye çalışmalan, kon- feranslar yer alıyor. Bu buluşmaya "Antigone" (yöneten: Nikaib'Kondouri), "Tebai İ sfüneOn lld Sone" (yöneten: T. Ghonis). "Oidipus Ko- lonos'ta" (yazan ve yöneten: VVole Soyinka), "Tebaüi Kadın" (Bang Zi operası, yöneten: Luo Jin-Lin). "Bakhalar'* (yöneten: Frederic Servant-AnnaSyrvieMeyza), "Oidipus" (yazan: HeinerMüUer, yöneten: S. Schlelermacher) ve de Türkiye'den "Oidipus Nerede?" katılıyor. Stüdyo Oyunculan tarafindan yorumlanan Şa- hika Tekand m "KraJ Oidipus" metni üzerine kurguladığı ve yönettığı bu çahşma, Tiyatro Festivali ve Avnıpa Kültür Merkezi Delfi'nin ortak yapımı olarak gidiyor Delfi'ye. "Oidipus Nerede?" festivalde seyircinin büyük bir çoğun- luğunun beğenisini kazanmıştı. Aynı ılgiyi 8 Temmuz'da DeJfi'de göreceğine inanıyorum. Sıvas katliamındayitirdiğimizMetin Altıok hepimiz içinyaşamdanpay çıkarttı veşiiriyle işledi Açık düşündü, deıin biracıyı sürdü ZEYNEP ALTIOK "Herkes kendince göçer bu yeryüzünden; Kimsepay çıkarmasın başkasııun ölümünden." Uk kez şair babamla ayn düşüyor fikrimiz. Ben diyonım kı pay çıkar- malı başkasının ölümünden. Metin Altıok ömrü boyunca pay çıkarttı yaşamdan kendine. Başkalannın acı- lan, sevinçleri, yaşamlan önemliy- di onun için. Kimi acılan sahiplerin- den daha derin yaşadı. Hepimiz için pay çıkarttı ve şiiriyle işledi, önümü- ze sundu. Önce kendi için ama da- ha çok bizim için. Babamın yaşa- mını açık kalp ameliyatı gibi görü- yorum. Açık düşündü, açık ve derin bir acıyı sürdü ve açık açık yazarak paylaştı. Kim bilir belki de ecelini hazırla- yan gerici zihniyete sesleniyordu pay çıkartmayın başkasuıuı ölümünden derken. Yine haklıydı, onu öldüren- ler onu yok edemediler. Şiiriyle bi- raz "bitter" ama tertemiz bir hayat seçeneğisunuyorgörebilenlere. Hay- ret edilecek şekilde onun yaydığı ay- dınlık bana 9 yıldır aydınlık fikirli öğrencileri, dostlan ve binbir güzel insanla geri dönüyor tam umudu kes- tiğim her anda. Geçen gün gencecik bir kız; yüzü- müzü güldüren. yüreğimize mutlu- luk veren Dünya Kupası'ndaki ba- şanmızın ardından, ilk kez ülkesi için gurur duyduğuna kendi de şa- şınp "Bize bu ülkeji sevdirmediniz" demiş. Bilemezsiniz ne kadar do- kundu bana. O kadar hakh ki. Bir ül- kenin onca yokluk içerisinde varo- luş zaferini. dünyada birörneği da- ha olmayan inanılmaz kısa bir süre- de geri kalmışlıktan apaydınhk Ba- tılı bir hayata geçişini minik kafala- ra temcit pilavı gibi söylüyoruz ama bunun ne demek olduğunu kavrata- mıyoruz. Daha önemlisi hissettire- miyoruz. Her şey sembolık ve unutulmaya mahldun. Toplumsal birhafiza prob- lemi içerisindeyiz. Acilardan ders almıyoruz. Diz boyu sığlık almış gi- diyor. Künsenin pay çıkardığı yok kendine. Kavramak bilgi ve sanata yakın durmaklamümkün. "Aydın muhalif obnab" derken Metin Altıok çatlak ses çıkarmaktan bahsetmiyordu. Bi- reysel entelektüellikten değil bir şey- leri değiştirmek için çaba sarf et- mekten bahsediyordu. Bana sevme- yi aşıladı. Ondan uzak geçirdiğim ço- cukluk yıllanmda onu en çok şiirin- den tanıdım. Hissettiklerini hep en iyi oradan anladım. O nedenledir ki bu ülkenin bana ettiklerine rağmen bu ülkeyi sevıyorum. Metin Altıok yanmasa. Asun Bearci'ler, Behçet Aysanlar, Nesimi Çünenler yanma- sa. nasıl çıkılır karanlıktan aydınh- ğa? Yeter ki yeni nesillere anlatalım onlan ve unutturmayalun. Metin Al- tıok diyor ki: "İnsaıun sınırh yaşam bo>ııtlannı aşarak vücelmesine ve enginleşmesjne yarar şiir. Köriilükler- den annmava ve insanlan sevme- ye^" Küçük EBf e derim ki Nâzun'ı oku, memleket sevgisini görecek- sin. Bu ülkenin senin pınl pınl ak- lına ve daha ruce büyük başanlara ih- tiyacı var. Bu başanlar bilinçli, ay- dınlık yeni fikirlerle olacak. "Sen gel bu ovıınun kurahnı değiştir. Mutsuzluk ceza değil ehven bir iştir." Babam ve 37 aydınlık insan şiir sev- meyenler tarafindan 2 Temmuz 1993 günü yakılarak öldüriildü. Sıvas da- vası 33 idam cezası ile sonuçlandı. Defter kapandı mı yani? Gösterme- lik 33 kişı cezasını çekecek, kimile- ri çekmeyecek ve her zaman oldu- ğu gibi unutacağız. "Hangi suçtaşır cezasını yanında? O suç ki insanın tenini yadsunasuıda." 9 yıllık acı ve ıstıraptan sonra an- ladım ki diyet istemiyorum. Içim- deki intikam duygusu değil ama ta- rif edilemeyecek bir öfke ve yalnız- Iık duygusu içinde olduğumu yad- sıyamam. Yine de "Benim kalbim- deki gizü nokta herkesin eşit olduğu, yaşamı ortaklaşa paylaştığL güzel- likler ürettiği yepyeni bir dünya öz- lemi". Metin Altıok'tan öğrendiğim- se "Kişi kendine acı veren olumsuz- luklara başkaldırabibneiidir. İçinde duyduğu acı ancak böyle anJamlanır ve değer kazanır." "Ben bir ejderin paıiak pulum sırtında, Birim düşeryerine birim çıkar sırasmda." Başkalannın acılan, sevinçleri, yaşamlan önemliydi onun için... Yangın lardan ^liyorum dedi adam Deprem lerden geliyorum dedi kadın ve dep rem lere gitri yıkık Zeynep Altıok Sıvas Katliamı'nın 9. yılında yan gın lara gitö yamk Merin Altıok Metin Altıok şiiriyle ya§ıyor SPANYOL ULUSAL BALESt TUENTEOVEJUNA' İLE ASPENDOS'TA Zorba ağaya direnişin öyküsü 1 I HAYATt ASILYAZICI Ünlü İspanyol Ulusal Balesi. 9. Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali'ndeki ikinci dans gösterisini bugün saat 21.30'da sunacak. Topluluk, koreografisirü Anto- nio Gades'in hazırladığı Altın Çağ ulusal ve klasik İspanyol Ti- yarrosu'nun önde gelen temsil- cisi Lope De Vega'nın (1562- 1632) yazdığı 'Fuenteovejuna' adlı oyundan uyarlanan bale ile katılıyor. îspanya'da Saray Tiyatrosu'nun olduğu kadar profesyonel tiyat- ronun da kurulup gelışmesinde katkılan olan Lope De Vega'nın 'Fuenteovejuna'sı (1613), köy- lülerin haksız ve zorba ağaya karşı ayaklanmalannı, köy hal- kını kahraman olarak ahşıyla ilk halk hareketini anlatan oyun ol- masıözelliğiyle bale olarak ya- pıtı daha ilginç hale getirmekte- dır. Bu nedenle Gades koreogra- fisini yapmış, J. M. Caballero Ronald la birlikte sahneye koy- muşlardır. Bir çeşit dans tiyatro- su içeriğini de taşıdığı söylene- bilir. 'Fuenteovejuna'nın müziği. Antoni Garcia AbriL P M ussors- ki, Barok müzik, Gades, Solera, Fausrino Nunez'in yapıtlarını içermektedir. Müziİc düzenle- mesıni Fausrino Nunez yapıyor. Dekor ve giysiler Pedro More- no tarafindan gerçekJeştirilmiş. Gades'in balesinde dört ünlü başdansçı Maire Bajo, Kira Gi- meno, Oscar Jinıenes, Frances- co J. Velasco ve Cristina Gomez, Esther Jurado, Penelope Sanc- hez, Jesus Gordobs, Primitivo Daza,Jesus Florencio, Ruben Ol- mo adlı solist dansçılar bulun- uyor. Üç solo şarkıcının katılacağı dansa, dört gitar, iki perküsyon, bir saksofon ve iki piyano eşlik edecek. İspanyol Ulusal Bale- si'nin sanat yönetmenhğini El- vira Andres yapıyor. (0 242 735 73 37) YAZIODASI SELİMİLERİ Bir Kenti Yazmak Geçen sonbahar başıydı, TRT'den Sevinç Ye- şittaş aradı. Kimbilır kaç yıl önce, Okudukça prog- ramında, bir dönem, Sevinç'le birlikte çalışmıştık. Bu kez bambaşka bir tasandan söz aç/yordu: Yazarlann vurgun olduklan bir kente yaklaşımlan. Birtür belgesel. Ama dramatik yanı da olan bir bel- gesel. "Sesleriyle, yapılan, renkleri, günlük yaşamıyla semtler..." diyordu Seviç Yeşiltaş. En çok o "ses- ler" hoşuma gitti. Semtlerin özel sesleri olduğuna inanırım. Böylesi birtasannın yazarları arasında yer almak birden beni sevindirmişti. Ama hangı yönü kentin? istanbul'dan başka bir kenti düşünmedim. Gelge- lelim Istanbul'da neresı? Gönlümü yine Yedikule çeldi. O sıralarda Bu YazAynlığın İlk Yazı Olacak'm son bölümlerini temize çekiyordum. Gerçi bu roman- da Yedıkule'den söz açılmaz. Gerilerde, dipte, acı- da iz sürülürse, Yedikule adsız olarak vardır. "Yedikule'yi isterim", dedim. Sonra Oeniz Yüce'nin emek ürünü, çok sevdi- ğim senaryosu geldi. Deniz, üşenmemiş, bunal- mamış, bütün kıtaplanmı taramış; eskı özellikleri- ni koruyan semtlere, Yedikule'ye yaklaşımlarımı saptamıştı. Bu Yaz Ayrılığın İlk Yazı Olacak'tan da adsız Yedikule'yi satırı satırına alıntılamış. Buna şaşmadım değil. Soğuk, yağmuriu bir günde çekime başladık. Se- vinç'in titizliğini biliyordum. Görüntü yönetmeni- mız Levent Ahi Sevinç'i aratmıyordu. Beni yağ- mur altında ıslana ıslana yürüttüler. Şemsiye de kul- landırmıyorlar... Ama mutluydum. Burada, Yedikule'de yaşam bo- yu unutulmayacak anılarım vardı. Onlardan izdii- şümler olacaktı belgeselde. Epey sürdü çekimler. Üç dört günde biter san- mıştım. Yedikule'ye gidiyoruz geliyoruz, tren istas- yonu, YedikuleliMihhban'\ çektiğım sokak, elbet- te Safa meyhanesı, bazan Samatya'ya uzanıyo- ruz; Sevinç'le Levent bir türlü yetinmiyoriar. Necatigil ustanın o kadar sevdiğim "Yedikule" şiiri de olsun istiyorum belgeselde. En az yedi se- kiz kere okudum, çekildi, beğenılmedi, sil baş- tan... Buz gibi bir hava, ayaz, surların orada, örende, deniz kıyısında, bankta otururken, gün batımı, do- nuyorum... Derken gece çekimlerı. Kilise, cami, iki kültürün kardeşliği. İkinci kez gece çekimleri. Kış mevsimi- nin inanılmaz güzellikteki dolunayı. O, son çekim günüydü. Seslendirme için seni aranz falan dediler; Sevinç de, Deniz de, Levent de kayboldular. Önlerinde La- tife Tekin'le Istanbul'da gecekondular çekimi var- dı. Ekip beni çoktan unutmuştu. Geçen hafta çarşamba günü seslendirme için TRT'ye gittim. Kaba kurgusuyla çektiklerimizı de izledim. Hem Latife'ninkiler, hem benimkılerçocuk- largibi sevindirdi beni; öylesine sıcaktı... Adalet Ağaoğlu yla Ankara, Hilmi Yavuz'la Bodrum, Enis Batur'la Eskişehir, Lale Müldür'/e Sultanahmet ve Kapalıçarşı; hepsi çekilmiş. Sıra- da Demir Özlü'yle Stockholm varmış. Guzellikler hâlâ yaşanabiliyor. Onca zıpırlığın ve bayağılığın ortasında ınceliklere hâlâ gönülden bağlı insanlar var. Bizim ekip öyleydi. Ortaya çıkardıkları da öyle olacak. Kaba kurgu- suyla bile bunu hissedebilyorsunuz. Eve dönerken, az önce seslendirdiğim, Bu Yaz Ayrılığın İlk Yazı Olacak'taki tümceleri yineleyip duruyordum: "Ezbere bildiğin sokaklar. Orda kal. İlk kez söy- lüyorum: Bazı evlere gittim, sokaklara, köşe baş- larına; kimse beni beklemiyordu." Sonra unutmak istedim. Takvimde İz Bırakan: "Yepyenibiryaşamada hepsi/Çoktan unutmuş- lardı beni I Affettim" Gülten Akın, ("Son Şiir") Top- lu Şiiheri, Yapı Kredi Yay., 1996. 10. Devlet Fotoğraf Yarışması' • ANKARA (AA) - Kültür Bakanlığı tarafindan iki yılda bir düzenlenen "Devlet Fotoğraf Yanşmasf nın bu yıl onuncusu gerçekleştirilecek. Katıhmcılann, yapıtlarını, en geç 12-26 Ağustos 2002 tarihlerinde Ankara ve îstanbul Devlet Güzel Sanatlar Galerisi müdürlüklerine, Izmirde ise 11 Halk Kütüphanesi Müdürlüğü Atatürk Sanat Galerisi'ne teslim etmeleri gerekiyor. Yanşmayla, anlayış ve eğilim aynmı gözermeksizin. Türk fotoğraf sanatçılarının çalışmalannı desteklenmesi amaçlanıyor. Yanşmaya ilişkin katılım formlan ve şartnameler, il kültür müdürlükleri, devlet güzel sanatlar galerileri, resim ve heykel müzeleri, üniversitelerin ilgili bölümleri ve fotoğraf sanatı ile ilgili dernek ve kuruluşlardan temin edilebilecek. BUGUN • PROJE4Lde 18.00de 'Temmuz Konferanslan' kapsamında AyşeErkmen'in 'Son Dönem tşleri' adlı konuşması. (0 212 281 51 30) • RAHMİ KOÇ MÜZESÎ'nde 21 30da Bilkent Senfoni Orkestrası'nın konseri. Şef Karl Anton Rickenbacher Solist: Benai Tannsever (piyano). (0 212 292 84 14) M BEYOĞLUStNEMASInda 'Sinema Yazaıiarmın Seçtikleri' kapsamında Samira Makhmalbaf ın yönetmenliğini yaptığı 'Kara Tahta'. (0 212 251 32 40) • ENKA AÇ1KHAVA TTYATROSü'nda 21.15'te MSU De\let Konservatuvan'ndan 'Vanya Dayı' adlı oyun. (0 212 276 22 14) • FRANSK KÜLTLT? MERKEZİ'nde Film Arastırmalannda Yeni Yönelimler IV' kapsamında 9.30-11.05 saatlerinde 'Yaklaşım veYöntemP, 11.15-12.30 saatlerinde 'Yaklaşnn ve Yöntem IT, 13.15-1430 saatlerinde 'Modernleşme I'. 14.30-15.55 saatlerinde 'Modernleşme II', 16.05-17.20 saatlerinde 'EskiKadın'\e 17.30-18.30 saatlerinde 'Yeni Kadın' başlıklan altında tartışmalar. (0 212 252 02 62)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear