13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4AYFA CUMHURİYET 2 HA2İRAN 2002 PAZAR HABERLER DÜNYADA BUGUN ALİ StRMEH Türeğin Sevgili, Salı günü, herzamsnKi gibi evde çalışırken te- lefon çaldı. GazetedeT anyortardı. Izmir'den bir cKurum görüşmek is:t/ormuş, hemen bağlama- lannı rica ettım. Karşımda tok sesl i b ri vardı. Benim gibi, Cum- huriyet okurluğu yarın -yüzyıla varan bu kişi be- ntm yaşlanmda olmalydı. Aynı okulda, Istanbul Üniversitesi Hukuk ^kültesi'nde'okumuştuk. Şu farkla ki o, 1950 -54, ben ise 1960 - 64 yıl- lan arasında geçmişE aynı sıralardan. YıllanmışCumhurrvet okurlan bilirler, bizim ara- mızda, merhabadan sanra sohbet, kırk yıllık dost edasına ve sıcaklığıra bürünüverir hemen. Cumhuriyet'te herkes-in rütbesi aynıdır: "Cum- huriyet okuru" olmak O gün de öyle oldu Yüzünü tanımadığn, dostum ibrahim Ayuz ile hemen kaynaştık. -Hoşsohbet şakacı biriydi. Soyadını tam anlarradım. Heceledi, Ay - uz. Sonra daekledi: - Yanında staj yaptığ m bir hâkim vardı, çok şa- kacıydı, takılmak içir Ayuz yerine uyuz derdi... * - • • Okur mektupları vetelefonları, insanı sevindi- rir, şenlendirir, yürek ; er»dirir. Hele dostum İbra- him Bey gibi dikkatli güç zamanların Samim Lütfü'sünü bile anımsayan titiz okurlarınki... İbrahim Ayuz, bütiir bunları anlattıktan sonra, - Televizyonda da sesinizi duydum, mutlu ol- dum, dedi. Sakın sanma ki, Se/gili, bütün okuraramala- n övgü içindır. Eleştirirer de, hem de kımi zaman hiç acımadan, kimisi de son derece zarif bir şe- kilde yapar bunu. İbrahim Ayuz, 26 Mayıs Cumartesi günkü ya- zının bir yerine takılrnıştı. Orada, " 'kanunsuz suç ve ceza olmaz' ilke- sini açıkça çiğneyen OJ yasanın bu yönüne ve basın özgürlüğünü z&deleyen diğer düzenle- melerine AB 'nin karşı ç'kacağını görmemek için körolmak gerekir" der iyordu. İbrahim Ayuz o bö- lümün üstünde durmak istiyordu... Birden biraz önce "Televizyonda sesinizi duy- dum..." cümlesinin anamını kavradım ve gün- lükyazının acelesiyle nasıl hoyrat ve kaba bir ha- ta işlediğimı anladım. Bu kez, beni teselliye başladı İbrahim Bey, - Zarar yok canım, dedi, başkaları dayapıyor- lar, hatta geçenlerde, c yaman araştırmacı acar gazeteci dostumuz Necati Doğru da yaptı... Hatta. çok duyarlı, titiz ve nazik olan llhan Sel- çuk da... Sonra da ekledi: - Hoş, aradasırada ben deyapıyorum, geçen- lerde kendimi kör kuyı. derken yakaladım. * * • Tok sesli, sevecen ve hoşsohbet okurum, be- ni bir anda aldı, yeryüründe yazılmış kitaplann en güzellerinden birinin kahramanı "Küçük Prens" ile tilkinin konuşmasına götürdü. Tilki, dostu Küçük Prens'ten ebediyen aynlma- dan önce, ona gidip çüllere bir kez daha bak- masını, sonra dönüpbİıluşma noktalarında ken- disini görmesini ister veona bir sır vereceğini söy- ler. Küçük Prens randevj yerine gelir... " - Elveda der, - Elveda, diye yanrtlır tilki. Işte benim sırrım çok basittir: Yalnızca şüreğin gözüyle iyi görü- nür. Asıl olan göze göünmez. - Asıl önemli olan gcze görünmez diye yine- ler Küçük Prens söyleneni bir daha unutma- makiçin..." Antonine de Saint Exupery'nin bu eşsiz ese- rini hemen hemen 50 yl önce okumuş olmama, sık sık açıp baştan soru tekrar tekrar yüksek ses- le yinelememe rağmer. bu aptalca yanlışı yaza- bilmiştim. Acaba, artık yüreğirrin gözleriyle bakamaya- cak kadar katılaşmış rıydım? Neyse ki, Sevgili, b u /esileyle Izmir'de bir dost okur edindim. Telefomumarasını, deftere yaz- dım. Izmir'e gittiğimdeou avukat dostumu ziya- ret edeceğim. hem scnbet ederiz, hem de sa- yesinde yüreğimin gözeri biraz açılır... 'OHAL, ekonomik olarak dadeğişmeli' DİY\RBAKIR(Cum- huriyet Bürosu) - Milli Güvenlik Kurulu'nda ah - nan (MGK) Tunceli ve Hakkâri'deOHAL'inkal- dınlması, Diyarbakır'da ve Şırnak'ta ise son kez uzatılması karan bölge halkını sevindirdi. Eğitim-Sen Diyarbakrr Şubesi Başkanı Abdul- lah Demirbaş, OHALin kaldınlması karannı son derece olumlu bıüduğıı- mı belirterek "Amasade- ceşeklenveadıdegışecek- sebudoğru obnayacakbr. HukukLsiyasalveekono- mik yönleri ile de OHAL'in değişmesi gere- kiyor" diye konuştu. Göç Edenler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (GÖÇ-DER)Diyarbakır Şubesi Başkanı Avukat SerdarTalay'OHALkaL dmku, ancak koruculuk da kalkmah. Bu insanla- rmrehabflitasyonudaçok önemB" dedi. 'Tekerleklismdafye' çetesi ANKARA(AA)-An kara DGM Cumhuri- yet Başsavcıhğı, ASICI yöneticileri ile bu kıa- rumun açtığı ihalelere katılan firmalann s a hiplerine tekerlekli san- dalye resmi bulunaı broşür gönderen orga nize suç örgütünün l i deri Tuncay Sevindik' Lr de aralannda bulundta- ğu 6 kişi hakkında d a vaaçtı. Savcı Ömer Suha AJ dan, "tekeriekü sandaj ye" çetesine ilişkin yü- rüttüğü soruşturmayı tamamladı. Tuncay Se- vindik'in, sahibi oldu- ğu Selmak firmasıyla ASKİGenelMüdürlü- ğü tarafından gerçek- leştirilen ihalelere ka- tıldığı anlatılan iddi- anamede, ASKİ görev- lileri ve kurumla iş ya- pan firmalar üzerinde yarattığı korku halin- den yararlanarak hak- sız kazanç sağladığı vurgulandı. AKP lideri Erdoğan, ihaleye fesat kanştırmaktan mahkûm olursa siyasi partilere üye bile olamayacak Siyasigeleceğizorda• Siyasi Partiler ve Milletvekili Seçimi Yasası'na göre, ihaleye fesat kanştırmak suçundan mahkûm olanlar "siyasi partilere üye kaydedilemeyecek ve milletvekili seçilemeyecekler" arasında yer alıyor. İLHAN TAŞCI ANKARA - "Kurucu üye" olamayacağı- na karar verilen AKP lideri Recep Tayyip Er- doğan'ın, Yargıtay Başsavcısı Sabih Kana- doğhı'nun ısrarh girişimiyle "ihaleye fesat" kanştırma suçundan hakkında dava açılma- sıyla sade üyeliği de tehlikeye girdi. Erdo- ğan, ihaleye fesattan mahkûm olursa siyasi yaşamı sona erecek. Siyasi Partiler ve Mil- letvekili Seçimi Yasası'na göre, bu suçtan mahkûm olanlar '"siyasi partilere üye kayde- dflemeyecek ve milletvekili seçilemeyecekler" arasında yer alıyor. Erdoğan'ın seçılme ye- terlihği olmayacağından hiçbir şekilde seçim- le (belediye başkanı, muhtar, dernek başka- nı dahil) iş başına gelemeyecek. Anayasa Mahkemesi'nin, Türk Ceza Ya- sası'nın 312. maddesinden mahkûmiyetinın kurucu üyeliğe engel olduğuna karar verdi- ği Erdoğan'ın siyasetteki yolu, seçihne ye- terliliğini elüıden alan bu cezadan kurtulsa bile ihaleye fesat suçundan -yasalar değişti- rilmedikçe- ömür boyu kapanacak. Sade üye olabileceği savunulan Erdoğan" ın gelecek günlerde başlanacak yargılama so- nucunda mahkûm olması, herhangi bir par- tiye kesin olarak üye olamayacağı anlamuu taşıyor. Siyasi Partiler Yasası'na göre Erdo- ğan'm, •'resmi ihale ve ahm saünılara fesat kanşürma" suçundan olası mahkûmiyeti Yargıtay tarafından onanırsa, AKP lideri, İĞNELİ FIRÇA ZAFERTEMOÇtN onmm Almanya Kaplancûar gazete çıkardı BERLÎN (AA) - Almanya'dakı faaliyetleri 2001 yılının Aralık ayında yasaklanan Islami Cemiyet ve Cemaatleri Birliğı'nın (İCCB), buna karşın faaliyetlerini sürdürdüğü bildirildi. Der Spiegel dergisi. Federal Başsavcılık'a dayanarak verdiği haberde. "kara ses" olarak bilinen Cemakttin Kaplan'ın cezaev inde rutuklu bulunan oğlu Metin Kaplan'ın yöneticıliğini yaptığı tCCB'nin, yasak karanndan kısa bir süre sonra "Beklenen ASH Saadet" adlı yeni bir gazete çıkarttığını yazdı. Kimlıkleri açıklanmayan gazete yazarlannın 1 yıla kadar hapis cezasına çarptınlabileceğinin ifade edildiği haberde, gazetede Kaplan'ın bir mektubunun ve "HaBfe devkti neden yasakiandı" başlıklı bir yorumunun yer aldığı kaydedıldi. Kaplan'ın aMikatı Ingeborg Naumann, Kaplan'ın bu gazeteyle hiçbir ilişkisi olmadığını savundu. Yunanistan Dışişleri Bakanı, sorunlann sert tavır takınarak çözülemeyeceğini söyledi Papandreu'dan dıııdı mesajlar MURAT tLEM ATtNA - Yunanistan ile Türkiye'nin banş ve dost- luk yolundaki mimarlann- dan Yorgo Papandreu. Ima- rissia adlı gazeteye Türkiye ile üişkiler konusunda önem- li açıklamalarda bulundu. Yunanistan'da basın ve muhalefet partilerinin İsma- 0 Cem ile olan yakın ilişki- lerinin boyutlannı haksız eleştirdiklerine dikkat çeken Papandreu, "Bizi sürekfi te- bessüm ettiğjmiz için eleşti- morlar. buna haklan yok. Iki ülke iüşldlerinde bugüne kadar olumlu adımlar kar- şıhkb tebessümler sa)esinde oldu.Türkhe ile olan sorun- lanmm ABçerçevesine taşı- dık, bu da tebessüm ik oldu. Hebinki'de Türkhe'nin sha- sL ekonomik ve toplumsal devrim yapacağı yolu açük, bu da tebessümle oldu. Ara- niEdakisorunlar uhıslarara- sı hukuk temeline oturtıü- du, bu da tebessümle oldu. Şimdi arük sonmlanmızın Lahey Adalet Divanı aracı- lığı ile çözülmesi yolunda adımlar atıyorum. Bunlar gibi birçok şey karşıhkh iyi niyetçerçe\esindetebessüm edilerek başanldı.Benim ts- mailCem Oeolan UişkDerimi, Türkiye konusundaki poüti- kalanmı eleştirenlere şunu VENtZELOS: KIBRIS'IN BİRLİĞE KATILIMI TÜRKİYE İÇİN FIRSAT AB nezdinde avukatınız olacağız tstanbulHaberServisi - Yunanistan Kültür Bakanı Evan^los \'enizek>s. ülkesinin, A\Tupa Birliği nezdinde Türkiye'nin avukatı olmayı arzuladı- ğını belirterek Kıbns Rum Kesimi'nin AB'ye kaülımının, Türkiye ve KKTC açısından olumlu bir gelişme olaca- ğını öne sürdü. Venizelos, "KıbrB'm AB'ye kantanı, Türkiye'ye karşı sal- dır^n bir strateji değiL aksine, ada- dald Türkcemaati ve Türkiye için bir nrsator. Başbakan Yardunası Mesut Yılmaz'a da sö>1ediğün bu görüş, si- >^>^dakiiltüreldeğflbflimselbirme- sajdır" dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Venize- los, Tank Zafer Tunaya Kültür Mer- kezi'nde düzenlenen "Anayasa Re- fonnlanve Avrupa Anaj'asası'' konu- lu uluslararası toplantıda konuştu. 15 AB ülkesi arasındaki en yeni anaya- sanın, ülkesinin anayasası olduğunu belirten Venizelos. "ABmüktesebaü demokrasi. hukuk devleti, siyasi ve küMrelhaklar açısındançok demok- ratiktir" dedi. Türkiye Barolar Birli- ği Başkanı Özdemir Özok da, Türki- ye'nin AB'ye tam üye olmasını iste- diklerini ifade ederekbu süreçte Kıb- ns'taki Türk varlığının göz ardı edil- memesi gerektiğine dikkat çekti. Özok'un konuşması sırasında stajyer avukatlar ağızlanna siyah bantlar ta- karakve "Tektipavukatohnayacağız'' yazıh pankartlar açarak hakianndaki çahşma yasağını ve sosyal güvence- den yoksun olmalannı kmadılar. Venizelos, daha sonra Fener Rum Patriği Bartholomeos'u ziyaret etti. söylemek isterim. Sert ta\ır takmaraktümbaştasövledik- lerimi kimse başaramazdL Sonın bu ise, sorun sertve ta- vizsiz bir politika izleyerek yaramaz çocuğu oynamak ise bugün arük bununmoda- sa geçmiştir. Bugün ülkeler arasıiBşldlerde masayayum- ruk vurularak dipktmasiya- pdnuyOT" dedi. Kıbns konusunda yeni bir dinamikyaratan çerçevenin de çizildığini belirten Yu- nanistan Dışişleri Bakanı, "Her şeyin alü üstüne gel- mezse Kıbns sorununun da çözüm yoJuna gireceğme ina- nıyorum" ifadesini kullan- dı. Yunanistan'uı banş, iş- birliği. adalet ve güvenlik ülkesi olduğunun alnnı da çi- zen Papandreu, "Işte sahip olduğumuz tüm bu faktör- leri karşı tarafa doğru an- lamda ve bilinçli bir tavırla mesaj olarakfletmeliyiz.Ül- keler arasında takuulacak tavır ile teder kanşünlma- mahdır" dedi. "Siyasi partilere üye olamayacak ve üye kay- dedüemeyecek". Milletvekili Seçimi Yasa- sı'nın 11. maddesi de. aynı suçtan mahkûm olanlann, milletv ekili seçilemeyeceğini hük- mediyor. Kanadoğlu olmasa unutulacakh Başsa\cı Kanadoğlu,Erdoğan ile tstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı AB Müfit Gür- runa hakkında, "zimnıet ihaleye fesat kanş- ünna, rüşvet, görevi kötüye küüanma" gibi suçlardan soruşturma yürütülmesi için Da- nıştay karanna karşuı tstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na dosya göndermemiş olsay- dı, AKP liden ışlediği belirtilen suçtan yar- gılanamayacaktı. Hizbullah CIA disketieri çözemedi MAHMUTORAL DİYARBAKIR- Istanbul Beykoz da Hüse- yin Veüoghı'nun öldürüldüğü operas>'onda ör- güt yöneticileri Cemal Tutar ve Edip Gümüş tarafından tahrip edilen ve ıçeriğinin saptanma- sı için ABD'ye gönderilen Hizbullah disket- ieri çözülemedi. 17 Ocak 2OOO'de tstanbul Beykoz'da ger- çekleştirilen operasyonda Hizbullah lideri Hü- seyin Velioğlu'nun öldürülmeden önce tahrip edılmesi talimatını verdiği \e içinde örgütün yapılanmasıyla ilgili önemli bilgiler olduğu belirtilen bilgiyasararşhininyok edilmesi için büyük çaba harcandığı ortaya çıkmıştı. Ope- rasyon sırasında Cemal Tutar ve Edip Gü- müş'ün harddisk, CD ve disketieri imha etmek için Kaleşnikoflarla ateş ettikleri bir bölumü- nü de su dolu küvete atarak tahrip etmeye ça- lıştığı belirlenmışti. ABD'de CIA merkezinde aylar süren çahşma sonucunda disketlerin çö- zümü konusunda olumsuz haber geldi. Diyar- bakır Emniyet Müdürlüğü'nün bir yetkilisi, "MateryaDer çözülebflseydi Hizbullah'm üze- rindeki sh^h perde hice aralanacakb" dedi. Çiller'den hükümete uyari: KıbrısAB'ye anlatümalı tstanbul Haber Servisi - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, "Türkiye AB'ye giden yoldaki engelleri aşmak isriyorsa öncelikü olarak ele ahnması gereken mesele Kıbns'ör'' dedi. Çiller, DYP tstanbul tl Gençlik Kol- lan ve Hürriyetçi Türk-Alman Dostluk Derneği'nce Ataköy Crown Plaza Ote- li'nde düzenlenen "ABfleTophımsalEn- tegrasyon ve Gençlik" konulu toplan- tının açılışında yaptığı konuşmada Ma- astricht ve Kopenhag kriterlerinin ya- kalanması açısından en büyük avanta- juı gençler olduğunu vurguladı. Kıbns konusunun 2002 yılının sonun- da bir çözüme bağlanmak zorunda ol- duğunu, aksi takdirde sadece Güney Kıbns'ın AB'ye alınmasının Türkiye ve AB'yi çok büyükengellerle karşı kar- şıya bırakacağını dile getiren Çiller, "Hükümetin çözmesi gereken mesele tutup, Denktaş'm karşısma çıkıp onun yapûğı önerileri bir kenara atmak de- ğiL o önerilerin BM tarafından da kabul ediküğinifarkedipnihay«bunun\anın- da olarak bunlan AB'ye en iyi şekilde anlarmakür. Hükümetin aczi varsa biz geüp antotacağız" dedi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com MHP'li Meclis Idare Amiri Ah- met Çakar bakınız bakirelik konu- sunda neler söylemiş: "Türk kızı Müslüman Türk kızıdır. Helaline varana kadar el sürülürse namu- sunu kaybetmiş olur. Her Türk de- likanlısı da kendisine eş olacakki- şide bunu arar." Ahmet Çakar, ba- kirelik sorusunun sanatçı ve man- kenlere sorulmasından da hoşlan- mamış. Türkücü Burhan Çaçan, Ahmet Çakar'ın tezlerini daha da ileri gö- türerek sorunu, öldürme düzeyin- de halledecek görüşlere ulaşmış: "Herşeyin başında namus geliyor. Bir kadın kocasına ihanet ettiği zaman, o kadının katli helaldir." Bu tür görüşler, erkeklerimiz için pek yabancı görüşler değil. Hatta bırakalım erkekleri, toplumun önemli bir kısmı da böyle düşünü- yor. Böyle düşündükleri için de na- mus cinayetleri gündemimizden eksik olmuyor. Töre cinayetleri de, namus anlayışının kadınlann öldü- rülmesiyle sonuçlanan bir türü. • • • Bekâret ve namus. Bu iki sözcük, 'Kocasını Aldatanın Katli Helaldir' Türkiye'de çoğu zaman ölüm an- lamına geliyor. Bekâret ve namu- sun bu kadar kutsal olması acaba nasıl bir anlayışı yansıtıyor? Bu- nun gelişmemiş birtoplumun, ge- lişmemiş bir geleneği olduğunu kabul etmeliyiz. Almanya'ya giden işçilerimiz, na- mus konusunda ilginç birömeği gü- lerek anlatrlar. Türk erkek işçisi, kı- zınca Alman arkadaşının anasına küfreder. Alman işçisi bunun bir küfür olduğunu, bir namus mese- lesi olduğunu anlamaz ve Türk er- kek işçisine gülerek karşılık verir: "Annemle beraber olmak istemen annemi çok memnun eder. Bu teklifini anneme ileteceğim." • • • Bekâret, erkek egemenliğinin ve tabii ki ilkelliğinin en önemli gös- tergelerinden. Bekâret, kadınaait bir olgu. Bir genç kız, bir erkekle beraber olmaya karar verirse, be- kâreti sona ermiş olur. Bakire olup olmayan, kadındır. Erkeğin namu- suyla bu durumun nasıl bir ilgisi ola- bilir ki! Kadının el değmemiş ol- masını isteyen erkek, o güne ka- dar başka kadınlarla birlikte olma- yı da kendinde hak görür. O zaman adama sormazlar mı: "Senin be- raber olduğun kadınlarda el değ- miş hale geliyor, peki onlarne ola- cak?" Işin aslı, erkek kadını kendi ma- lı olarak görüyor. Daha doğrusu kadını bir mal olarak görüyor. Bu malın da ikinci el olmasını arzula- mıyor, sıfır kilometresini istiyor. Ay- nı şeyi kadınlann da düşünebile- ceği hiç aklının ucundan bile geç- miyor. Orneğin kadın da erkeğe, "Bakalım sana hiç el değmiş mi, ben de sıfır kilometre erkek /ste- nm"diyemezmi? ••• Erkekler, egemen olduklan bu dünyada, kadınlannı eve kapatıp kendileri başka kadırriarla beraber olma hakkını ellerinde tutmak is- tiyorlar. Yani kadın hep o adamı, na- mus içinde bekleyecek, hiçbir er- keğe bakmayacak, ama bayımız, keyfi istediği kadınlarla beraber ol- mayı sürdürebilecek. Bu anlayış, kadın erkek ilişkilerini zehirliyor. Aşkı, sevgiyi öldürüyor. Eğer bir erkek başka kadınları arzuluyorsa, kadın da başka er- kekleri arzulayabilir. Bu, insani ve doğal bir durum. Fakat iş o nok- taya gelince erkeğimiz celalleni- yor ve "Katli vaciptir" diyebiliyor. Ahmet Çakar, "Mankenlere, sa- natçılara bekâret sorusunu sor- mayın" derken neyi kastediyor? Biliyor ki, rmanken dünyasında ka- dınlar da tıpkı erkekler gibi sevgi- li değiştirebiliyor. Sanatçı kadınlar, kendi yaşamlannı kendileri kurabil- dikleri için, erkeğe daha az bağım- lı olabiliyorlar. Işte Ahmet Çakar bunun pek de bilinmesini istemi- yor. Burhan Çaçan evli mi değil mi bil- miyorum. Evliyken başka kadınlar- la birlikte oldu mu olmadı mı onu da bilmiyorum. 0 konuda ne dü- şünür onu da bilmiyorum. Bir ka- dının öldürülmesinin helal olması, aslında namusla din arasında bir bağı da ifade ediyor. Burhan Çaçan, "kocasını al- datan" kadının öldürülmesinin helal olduğunu söyiüyor. 0 zaman acaba kansını aldatan erkeğin ne yapıl- ıması gerektiğini düşünüyor? -"Al- datma" sözcüğünü çok da anlam- lı bulmuyorum. Çünkü, bir erkeğin ya da kadının bedeni ve duygulan asıl olarak kendisine aittir. Bunu bir başka cinsle paylaşması tamamen onun tercihidir. Burada aldatılan birisi olduğu inancında değilim.- Kadınlar öldürülecekse, erkekler ne olacak? Bunu bu tür erkeklerin düşündüklerini hiç san- mıyorum. Çünkü, erkeğin yaptığı onlaragöre "aldatma" değil, erkek- lik eylemidir. Bir ülke ne kadar geriyse, erkek- leri de o kadar "namus "lanna düş- kün oluyorlar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear