13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 2 HAZİRAN 2002 PAZAR 12 PAZAR KONUGU Türkiye ve Uluslararası Müteahhitler Birliği Başkanı Nihat Özdemir'le iş dünyasını ve sporu konuştuk S 6 Y L E S I : LEYLA TAVŞANOĞLU leylatavsanoglu (a cumhuriyet.com.tr Uzm zamandır akhrnda Türkiye de müteahhiîliğin sonınlarına £İmea \ardı. İşi genellemek doğru olmuyor, ancak zaman sarnar. müteahhitler arasında ihale mafyaları oluşturulduğu J^lığıma çalınıyorlu. Böylece Türkiye Müteahhitler Birliği ve Ulvskrarası Müteafthıtler Birliği Başkanı, Fenerbahçe îkinci Başkanı Makine Mühendisi Nihat Özdemir le konuşmafırsatı aramaya başladım. Ama ne mümkün... Özdemir çat burada, çat Sııriyede, çat Avusturyada... Cıva gibi avuç içinden kaçıyor. Sonundayakalandı. Birkaçgün önce Ankara da bulunduğum sırada buluşmak için sözleştik. Çankaya daki LÎMAK adlı şirket merkezinde bir araya gelip konuştuk. Sonra da şirketin altı kişilik "Citation Excel" tipi uçağıyla îstanbul'a uçtuk. Nihat Özdemir, Türkiye de müteahhit imajının gerçekten bozuk olduğu konusunda bana hak verirken "Bunu düzeltme mücadelesi veriyoruz " dedi. Özdemir 'le ayrıca Fenerbahçe de olup bitenleri de ele aldık. Özdemir konuşmamızda, ikinci başkanı olduğu hdübünü ve Fenerbahçefutbol takımını uluslararası alanda marka yapmaya baş koyduğunu belirtiyor, "Türkiye 'nin de öbür ülkeler gibi üç tahmımn, yani Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş 'ın dünya takzmları olması gerekiyor" diye konuşuyordu. AB iiyeliğinin•• •• •• onunu açmalıyız -Peki,yurtdışındanjîrmalarla ortaklık- Ua- knruyor musunuz? - Bunu mutlaka yapmalıyız. Türkiye Mü- teahhitler Birliği ve Uluslararası Müteah- hitler Birliği olarak uluslararası kuruluşla- ra üye olmanın çok büyük avantajlan var. Avrupa Uluslararası Müteahhitler Birliği diye bir kuruluş var. Sadece AB üyesi ül- kelerin müteahhitlik kuruluşlan buna üye olabiliyor. On beş üyesi varmış, bir zaman- lar. On altıncı üye olarak tsviçre'yi almış- lar. Derken on yedinci olarak bizi aldılar. Bu bize şunu sağlıyor: Sivü toplum kuruluşlan olarak AB kuru- luşlanna açılarak Tüıkiye'nin AB iiyeliği- nin önünü daha fazla açmış oluruz. Bunu da sağlayabilmemLz lazım. Bir başka yanı da bu tür kuruluşlarda görev alarak yurtdışında Türk müteahhit- lerin imajının düzelmesi sağlanır. Türk müteahhitlerir kendi aralannda kon- sorsiyumlar kurmak yerine Avrupalı, hat- ta Arnerikah kuruluşlarla ortaklık kurarak üçüncü ülkelerde iş imkâru bulabilmelen la- zun. Geçen hafta Bayındırlık Bakanı'yla Su- riye'ye üç günlük br gezi yaptık. Orada yaphğımız temaslardan sonra şu tablo or- tayaçıktı: Büyük olasılıkla bizim Lübnan, Irak, Ürdün piyasasuıa Suriyeli müteahhit- lerle ortaklık kurup gırmemiz gerekecek. Çünkü Suriyelilerin o ülkelerde çok büyük etkileri ve etkinlikleri var. Dolayısıyla biz oraiara giderken hem ris- ki paylaşma açısından avantajh oluruz hem de daha büyük bir pastadan pay alınz. di- ye düşünüyorum. - Yunanlı müteahkitlerle işyapıyor mu- sunuz? - Yunanlılar arasınia çok iyi dostlanmız var. Avrupa Uluslara-ası Müteahhitler Bir- liği'ne girerken en bâyük desteği Yunanlı- lardan gördük. Onlaria işbirliği kuruyoruz. Ama Türk müteahhiılerin Yunanistan'da iş yapmalan çok zor. Çinkü Yunanlı müteah- hitlerde hâlâ kısmen Yunan milliyetçiliği ege- men. Yine de YuaarJı müteahhitlerle bir- leşip üçüncü ülkelerie iş yapabiliriz. Taraftar centllnen olmalı - Siz Fenerbahçe Spor Kulübü İkinci Başkanı olarak bizieki futbol maçı izle- me terbiyesini nastlgörüyorsunuz? - İnsanlann maçLan aileleriyle, çoluk ço- cuk gidebilmeleri la:ım. Efcn bunu yurtdı- şında gördüm. Batılılar sporu aileleriyle birlikte yapacaklan revkli bir iş olarak gö- rüyorlar. Dolayısıyla birincimadde, kesinlikle küf- redilmeyecek. Tafei ki tezahürat yapılu". Ama küfrehnek, ash... îkincisi de şu: Insanlar maç ba^krken okımlannt cen- tilmence desteklemdidirleı Maç bitince de insanlar el ele, kartleşçe biıbirlerine takıla- rak stattan çıkmalıdrlar. Stadyuma gidiyonunuz,ince esprili, hoş pankartlarla karşılaşyorsuıuz. Buna mem- nun oluyorum. Ctenspn, söyle bir olayla karşılaşrtm: Fenerbahçe-Barcelona tnaçmda bizim stadın elektrikleri ksümişi. Rezillik. Bü- tün dünyada, "tşte^jampnonlar Kgi maçL Türkiye ve Fenerbaöçe'' dye gösterilmiş- ti. Derken Ali Sarr*i Ven Stadı'na maça git- tik. Statta şöyle bir sankar gözleri alıyor- du: "Burası AH Sarn \ien. Burada elektrik var." Bunlar hoş esprier. Ajıa taciz, küfiir, maçtan sonra kav jahşmât, bizim harcı- mız değil. - Peki, siz Feneriakçe jönetimi olarak bu tür davranışlarh müc-tdeleetmek için neyapıyorsunuz?* -Bizgörevegelc±iiuniz gindenberibun- lara karşı mücadeleveriyoruz. Bir babanın üç oğlundan birisi JeDerbançeli, biri Gala- tasaraylı, birisi de lejiktadı olabilir. Ama bunlann arasında cüsmaıiık ojabilir mi? Asla olmamalıdır_ îoouçti bir futbol maçı izliyorsunuz. Tabii lctctruğınuztakımınga- lip gelmesini istersnE. Ajıa takımınızye- nildiği ya da şarmpvcnluğj kaybettiği za- man da bu, dünyar»n »nu Jeğildir. Işte, bu zihniyetin değişn*ei iazm. Aynca bizler a^klamaar yaparken de kullandığımız sözscıkere cok dikkat etme- liyiz. Ben böyle b£*r fierbthçeliyim. Böy- le bir Fenerbahçe1 ijimayı da devam ede- ceğim. Böyle bir- : enerfc>ıhçeli olduğum için dönem dönerrıcaniaıan da tepki alı- yorum. Ama ne »lıra olsın, ben bildiği- me inanınm. Müteahhitlerin kötü imajını değiştireceğiz- Müteahhitlik işine nasıl girdiniz? - Ben Ankara Gazi Üniversitesi'nden makine mü- hendisi olarak mezun olduktan sonra üniversitede se- kiz-dokuz yıl asistanlık yaptım. Bu arada doktora- ma da hazırlanıyordum. Ama 1970'li yıllann so- nuydu ve Türkiye'de korkunç bir terör ortamı var- dı. Özelhkle de üniversiteler bu terör ortamının et- kısı altındaydı. Öyle olaylar oldu ki biz öğretim görevlileri ve öğ- retim üyeleri de bu olaylardan nasibimızi aldık. Ar- tık ünıversitede görev yapmamın hemen hemen ola- naksız hale geldiğini görmeye başlamıştım. Ama hayattaki en büyük idealim de üniversitede kalıp akademik kanyer yapmaktı. Olmadı. Bunun üzerine üniversiteden aynhp iki arkadaş Ll- MAK şirketini kurduk. Öbür arkadaşım da benimle aynı üni- versitedendi. Başlangıçta mü- hendislik şirketıydi. Sonra ya- pıma döndük. Birçok projeyi bitırdik. Şu ana kadar Türki- ye'ye 1.5 milyar dolar civann- da para girdisı sağladık. Şimdi- ki halde Hindistan'da bir proje yürütüyoruz. Türkiye'de barajlar, yollar, antma tesisleri, sulama, konut projeleri. anahtar teslimi en- düstriyel projeler yaptık. Do- ğalgaz boru hatlan inşa ettik. Bunlan yapmaya devam ediyo- ruz. Dolayısıyla bugün fırma- mız Türkiye'de ilk elli müteah- hitlik firması arasına girebile- cek kapasitededir. Turlzm gellrl dü;ük - LİM.4K'mparasal durumu nasıl? -Gayet iyidir. Biz krediye pek itibar etmeyiz. Müteahhitliğin yanında başka şeyler de yap- mamız gerektiğini düşündük. Turizm işine girdik. Şu anda Antalya'da üç tane otelimiz \ar. Otellerimizin toplam yatak ka- pasitesi üç bin üç yüz. Bu işe yüz milyon dolann üzerinde yatınm yaptık. Bundan memnunuz. Çünkü bunlar Türkiye'nin ima- jı için önemli projelerdir. Ben dünyanın pek çok yö- resini gezdim; gördüm. Bizim yaptıklanmız dünya- nın en yeni, en genç turizm tesisleridir. Çok sıkıntı çekiyoruz. Ekonomik, sosyal sıkıntı- lanmız var. Üstelik ülkemizde turizme karşı olan bir toplum kesımı olduğunu da biliyorum. Buna karşuı biz turizmi gözümüzün bebeği gibi tutuyoruz. - Türkiye'nin bugünkü turizm geliri 10 milyar dolar dolaymda değil mi? - Evet. Ama bu çok düşük bir rakam. Türkiye'nin turizm geliri yıllık 40 milyar dolann üzerinde olma- hdır. Demek ki Türkiye'nin iyi imaja, iyi tanıtılmaya, kalitelı turiste ihtiyacı var. - Türkiye 'de turizmci nedense kendisini hepgü- neş ve deniz turizmine odaklıyor. Oysa biz ülke- mizde dört mevsimiyaşıyoruz. Üstelik bütün dün- yada çevre, tarih, kongre turizmi ağırlık kazandu - Bizim turizmciler bu alanları sizce neden ihmal ediyorlar? -Çok haklısınız. Kongre turizmini nispeten güneş ve denız turizminin içinde yapmaya çalışıyoruz. Ama tarih ve çevre turizmi çok önemli. Ülkemiz başlı başına bir tarihi eserler hazinesi. Tu- rizmi Anadolu'ya da yaymarruz lazım. Doğu Ana- dolu'da, Van'da, Kars'ta. Diyarbakır"da ne kadar önemli tarihi yerlerimiz var. Aynca, Türkiye'nin kullanabileceğı din turizmi ala- m var. Ülkemizde çok çeşitli dinler yaşamış. Ama biz bu alanı hıç kullanmıyoruz. Bir Hasankeyf var. Biz Zeugma'vı perişan ettik. Ben tabiı ki Birecık Barajı'na karşı değilim. Ülke- mızın suya, enerjiye ihtiyacı var. Ama Hasankeyf, Zeugma başka yerlere taşınabilirdi. Hep batıdan para kazandık - Peki, LİMAK olarak başka hangi alanlara ya- tınm yapttntz? - Güneydoğu'da bir çimento fabrikası aldık. Yeri Siirt, Kurtalan'da. Ben Doğu Anadoluluyum. Ama biz hep Batı'da para kazandık. Hiç Doğu'da iş yap- madık. Ama ben Doğulu, hatta Güneydoğulu bir ışadamı olarak kesinlikle o bölgede bir yatmm yap- mam gerektiğini düşündüm. Böylece Siirt Kurtalan çimento fabrikasını aldık. Çok da iyi ettik. Şu anda o bölgede o fabrikadan beş yüz kişi ekmek yiyor. Üs- telik Irak'a da ihracat yapıyoruz. Türkiye"deki bütün işadamlarının Doğu ve Güney- doğu Anadolu'ya birer fabrika yapmalan gerektiği- ne inanıyorum. Başka türlü biz Doğu ve Güneydo- ğu Anadolu'yu kazanamayız da, kalkındıramayız da. Aynca, yap-işlet-devret modeline uygun olarak iki tane enerji santralımız var. Biri Denizli-Çal'da, öbürü Toroslar'ın üzerinde. Tamamıyla çevreye uyumlu iki santral. Tünelli. Yani biz inşaat, turizm, çimento, enerji üretimin- de çalışan bir firmayız. Aklı başuıda, borca dayan- mayan, ayağını yorganına göre uzatan bir grubuz. Çalışmayı sevlyorum - Kaç personeliniz var? - LİMAK'ta şu anda toplam çalışan sayısı beş bi- ni buldu. Sadece otellerimizde bin yedi yüz kişi ça- lışıyor. Çimentoda beş yüz, geri kalan üç bin kişi de inşaat ve enerji alanında görev yapıyor. zilik ya da bakkallık yaparken bir bina inşa ettiği için kendisine müteahhit diyeni üyeliğe almıyoruz. Yüz on üyemiz var. Ama Türkiye'deki projelerin yüzde 75'ini benim üyelerim üstlenir. Öte yandan Uluslararası Müteahhitler Birliği üye- leri de yurtdışındaki işlerin yüzde doksanını yapı- yor. Bunlar Türkiye'nin en seçkin kuruluşlandır. - Peki, Uluslararası Müteahhitler Birliği'nin kaç üyesi var? -Elli üç üyesi var. Biz, Türkiye'de yeniden müte- ahhitlere iyi imaj, iyi vizyon kazandırmaya çalışı- yoruz. Çünkü biliyorsunuz, ülkemizde müteahhit- lerin kötü imajı vardır. - Evet, hatta genelleştirmeden söylüyorum, ki- mileri için zamanında "ihale mafyası" deyimi bi- NİHAT ÖZDEMİR 1950, Diyarbakır doğıımlu. Yükseköğrenimini Ankara Gazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü 'nde tamamladu Ege Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Endüstri Bölümü 'nde masteryapth Bir süre Ankara Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi 1 nde asistanlık yaptı. Ancak 1970'liyıllann sonlarındaki terör eylemleriyüzünden üniversiteden aynldu LİMAK İnşaat Sanayi ve TıcaretAŞ'yi kurdu. Şimdi bu şirketin yönetim kurulu başkanı. Aynı zamanda Türkiye Müteahhitler Birliği ve Uluslararası Müteahhitler Birliği başkanhklannt ve Fenerbahçe Spor Kulübü İkinci Başkanlığı 'nı yürütüyor. Ben çalışmayı çok seviyorum. Ama sosyal bir ya- nım da var. Biliyorsunuz Fenerbahçe yönetiminde görevhyım. Sekiz yıl Ankara Atlı SporKulübü Baş- kanlığı yaptım. Ama Müteahhitler Birliği ve Ulus- lararası Müteahhitler Birliği Başkanı olunca Atlı Spor Kulübü Başkanhğı'ndan aynldım. Düz yöne- tim kurulu üyesi olarak hizmet veriyorum. Başka pek çok kulübün yönetim kurulu üyesiyim. Türkiye Müteahhitler Birliği \ e Uluslararası Müte- ahhitler Birliği Başkanı olarak şunu söyleyebilirinv. Bu iki kuruluşa çok zor üye olunabilir. Ancak bel- li niteliklere sahip firmalar üye alınabilir. Yani ter- le yakıştırılmıştu.. - Işte, biz de bu damgalardan, bu yakıştırmalar- dan kurtulmak istiyoruz. Öncelikle bizler kendı kendimizi eleştirmehyız ki doğruyu bulalım. Yapılamamıştır, sıkıntılar var- dır. Bundan sonra olmayacak mı? Yine olacak. Ama mümkün mertebe azaltalım, bu sektörün imajı dü- zelsin, istiyoruz. Zaten bu konuda Türkiye Müteahhitler Birliği ve Uluslararası Müteahhitler Birliği üyelerinin diğer müteahhitlerden aynlmalannı istiyoruz. Bugüne kadar buralarda hiç seçim ortamı olma- mış. Yıllarca bu kuruluşlarda bu işin birkaç eskisi oturmuşlar ve yönetmişler. On iki yıl başkanlık ya- pan bir ağabeyimiz artık başkanlığı bırakınca bu se- fer beni seçtiler. Ama ben bu başkanlığı dört yıldan fazla yapma- ma karanndayım. Şu anda benim yönetim kurulum- da çok iyi, çok düzgün çalışan insanlar var. Bu in- sanlann gelişmesi, yetişmesi benim amacım. Dola- yısıyla buralarda yeni başkanlar yetişmeli. Bugün Türkiye'de müteahhitlik şirketleri ikinci kuşağın elme geçti. Bu ikinci kuşak kişiler yurtdı- şında eğitim gördüler. tki üç dıl konuşuyorlar. Bu ki- şileri yönetim kurullannda göreve ahnak gerekıyor- du. Güç blrllğl şart Bu ikinci kuşak dediğimiz kişiler şu anda benim yönetim kurulu üyeliklerimin yansmı oluştunıyor. Bunlar şu anda dünyanın her köşesinde iş peşinde koşuyorlar. Çok iyi çahşıyorlar. O nedenle ben on- lar sayesınde çok iyi verim alacağımıza inanıyorum. Şu anda benim yönetim kunılumda dört yıl son- ra başkanlık yapacak nitelikte en az beş-altı arkada- şım var. Yine özeleştiriye dönersem... Ne yazık ki ülkemiz- de müteahhitlerin imajı çok kötü. Ama bu yakıştır- ma bir imaj değil. Çok haklı yanlan var. Biz bunu yenme çabası içinde>iz. Biz kendimize misyon ve vizyon kazandırmalıyız. Bu yolda da büyük bir mü- cadeleye girdik. Eline çantasmı alanm gidip ulusla- rarası piyasalarda iş almalannı önlemeye çalışıyo- ruz. Birliklerimizı bir akreditasyon merkezi haline getirme karanndayız. O yolda da yürüyoruz. Her ülkeye değil, önemli, belirli ülkelere gidece- ğiz. Firmalann kendi aralannda güç birliği oluştu- rup riskleri paylaşmalan gerekiyor. Bir örnek vereyim. Bir firmamız Pakistan'da bir iş aldı. Bu bir yol ışiydi ve büyüktü. Ama şirkette meydana gelen bazı sıkıntılardan dolayı Türkiye bu işı kaybetti. Oysa iki ya da üç ortakla bu işe gınl- seydi, bir ortakta sıkıntı olduğu zaman öbür iki or- tak işe devam ederdi. Fenerbahçe'yi dünya izleyecek - Fenerbahçe Basm Sözcüsü Atilla Ktyat, şirketleşmeden elde edilecek 40 milyon dolann transferiere harcanmayacağını söyledl Siz bu konuda ne diyeceksiniz? - 30 ile 40 milyon dolar arası bir pa- ra bu. Bunu yine şirketleşmeye har- camayı düşünüyoruz. Biliyorsunuz, stadımızın dörtte üçü bitti. Sadece bir bölümü kaldı. Bir de stadın orada Ke- nan Evxen Anadolu Lisesi var. Bu da tam bizim genişleme sahamızın için- de. Şu anda tstanbul Büyükşehir Be- lediyesi ve Milli Eğitim Bakanlığı'yla görüşmeler yapıyoruz. Bize bir arsa verecekler. O okulun daha mükemme- lini o arsanın üzerinde yapacağız. Za- ten Kenan E\Ten Anadolu Lisesi bi- nası depremde hasar görmüş bir ya- pı. Dolayısıyla onun arazısi kulübün olacak. Biz başka arsaüzerine sağlam bir lise binası yapacağız. Kulübün mülkiyerine geçecek arazi üzerine de bir alışveriş merkezi, otoparkı olan bir Fenerbahçe tesisi yapmayı düşü- nüyoruz. Dörtte biri yapılmayı bek- leyen stadımıza da yine bir otopark yapmak istiyoruz. Yani Fenerbahçe maçlannı izlemeye gelecekler, ailele- riyle arabalannı otoparka bırakıp sta- da girecekler. Stadın yeri Kadıköy'ün çok önemli, aynı zamanda sıkıntıh bir yöresi. Otoparkı yaparak oradaki insanlann rahat etmelerini sağlaya- cağız. Yalnız şunu özellikle belirtmek isterim: Başkan da, biz yönetimkurulu üye- leri de şirketleşmeden elde edilecek gelirden dolayı kulüpte kalan alacak- lanmızı almayacağız. - Peki, ya transferler ne olacak? - Biz zaten transferlerin çoğunu bi- tirdik. Örneğin Ortega gibi dünya ça- pında bir futbolcuyu rransfer ettik. Abneyda gibi çok önemli bir futbol- cuyu transfer etmeye çalışıyoruz. Fe- nerbahçe'nin oynayacağı bütün maç- lan artık bütün dünya izleyecek. Ya- ni, Fenerbahçe'nin maçlan artık sa- dece Türkiye'de izlenen maçlar ol- mayacak. Halka açılmalıyız Ortega. Türkiye'ye gelen en ünlü fut- bolcu olacak. Galatasarayh Hagivar. Ama Ortega ondan da ünlü. Hatta ona, Maradona'nın devamı, diyorlar. Bizim spor kulüpleri artık Türkiye imajını dünyaya tanıtmalılar. Galata- saray'a bakın. Bunuçokönemli biçim- de yapıyor. Endonezya'run Bali Ada- sı'na gitmiştim. Orada gençlerle ta- nışnk. Bize nereli olduğumuzu sordu- lar. Türkiyeli olduğumuzu duyunca, "BizdeGalatasara\1ı\Tz'' dediler. Tür- kiye'yle Endonezya arasındaki saat far- h 12 saat. Bu da tabii büyük bir ile- tişim kopukluğu anlamına geliyor. Ama buna karşm bu gençler Euros- port'dan Galatasaray'ın maçlannı iz- liyorlar. Çok önemli... Galatasaray, dünyaya Türkiye imajı verdi. Fener- bahçe'nin de bunu yapabilmesi la- zım. Hatta Beşiktaş'ın da... Ama bir ülkeden ancak üç takım çıkabiliyor. Bütün dünya ülkelerine bakın. Aynı durum olduğunu göreceksiniz. Biz de bu üç takımı çıkarmayı başarabi- lirsek Türkiye için bütün dünyada bü- yük reklam yapmış oluruz. - Ama burada Galatasaray farkı yok mu? Tabiibunu bir Galatasaray- lı olarak söylüyorum... -Yok, ama Fenerbahçe'nin de Şam- piyonlar Ligi 'ne taşınabilmesi lazım. Bunu başarabiliriz. Bütün mücade- lenüz bu. Demin dediğim gibi tesis- leşme işini bitirdik. Şimdi artık hal- ka açılmamız laztm. Dünya kulüple- rine bakıyoruz; hepsi halka açılmış. Galatasaray da halka açılmış. Bunu biz de başarmalıyız. Fenerbah- çe'yi, çok önemli bir kadro kurup dünyakulübü haline getirmehyiz. Bu takım Şampiyonlar Ligi'nde başanlı olacakhr. Böylece de bütün dünya Galatasaray'la birlikte Fenerbahçe'yi de tanımış olacak. Bu Türkiye için birgörevdir. Dolayısıyla da ben elim- den gelen hizmeti yapmaya çahşıyo- rum. Aynca bizim işadamlanmız Ga- latasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ku- lüplerinin yönetim kurullannda görev alarak bu kulüplerin dünyaya taşuıma- lanna yardımcı olmalıdırlar. Türkiye bundan çok para kazanır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear