22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3AYFA CUMHURİYET 20 OCAK 2002 PAZAR HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ StBMElV Yaşam Giizel mi? Sevgili, Cuma günü saat 2 sularında, Maçka Cadde- si'nden yukan çıkıyordum. Araba Teşvikiye'nin kö- şesıne gelince, kaldırırn kenanna sıra sıra dizil- nış öğrenci mınibüs leri yüzünden, yol tıkandı. - En iyisi, dedim şoföne, ben burada inip, iki adım yOrüyeyim. Abdülhamid'in, Yıldız Sarayı'na nispeten ya- kın olan bu semte insanlann, özellikle de devlet ncalinin gelmesini teşvik ıçin 1890'larda yaptır- dığı, adı da bu nedenle Teşvikiye olan camiin ya- nından, kafamda hiçbirçağnşım uyanmadan ge- çıyordum. Birden gözümetop oynayan çocuklarılişti. Bi- ri. sırtını caddeye vermiş ve de musalla taşına en yakın olan, genelde, cenaze sahibi yaşlı ya da acı- dan dermanı kesilmiş olan kadınlann oturdukla- n bankı kale yapmış, öbürü de plastik topla ona şut çekiyordu... Birden gözümün önüne, bu camiden dostlar- la uğuriadığım. nice yakınım geldi. Oradan ıki yüz metre ötede Hüsrev Gerede Caddesi'ndeki apartıman dairesınde bütün öm- rünü geçiren Ergun Balcı'yı üç yıl bir gün önce buradan uöurlamıştık. Ağabeyi Ibrahim Çamlı'nın gidişinde ise Tür- kiye'de değildim. Son olarak çok yakınlarda bir çarşamba günü, Mehmet Baydur'a veda etmiştik burada. Camiin bahçesi, birçok dostun acısını aynı an- da düşürdü yüreğime... Belki de birkaç saat önce, avlu yine acılı insan- laria doluydu ve birinin bir namazlık saltanatı ol- muştu taht misali musalla taşında... Sonra, çocuklara bakıp, elimde olmadan gü- lümsedim. Acılar bahçesinde küçük çocuklar top, bir kız- la bir oğlan koşmaca oynuyorlardı. Yaşam devam ediyordu... ••• Güzelliği burada mıydı acaba yaşamın? Kimilerinin zaman zaman zihinlerine takılan, "Yaşam güzel mi değil mi?" sorusunun fazla bir anlamı yok. Çünkü yaşam bizim için tek alterna- tif; ötesinde ne olduğunu bilmiyoruz ki onu baş- ka birşeyle kıyaslayabilelım. Bu yüzdendir ki yaşamın güzel, güzelden de öte eşsiz olduğunu kabul etmek durumundayız. Nice acılan sevgi ile yoğurmuş, sonra onlan im- bikten damıtmış olan Panait Istrati, Kira Kirali- na'nm sonunda, "Eğersenın için, yüreğin güzel- se dünya güzeldir" der. öyle gerçekten. Kimi zaman masmavi birgök, lacivert bir deniz kıyısında, için kararmışken ya- kalayamadığın güneşi, için aydınlık ise eğer pus- lu yağmurlu kış gününde, birden yüreğinde par- lar bulursun. Evet yaşam, yoksulluk ve yoksunluklara kar- şın yine de her zaman güzeldir de, biz bunu, her zaman algılayamayız. * • • Bu gerçeği, çok sıkıntılı bir anımda genç bir ka- der arkadaşımdan aldığım ders ile öğrenmiştim. Bilmem sana daha önce anlatmış mıydım? 1983 yılının karanlık bir aralık gününde, hemen hemen bir yıl aradan sonra aynı siyasi dava yü- zünden yeniden döndüğüm, Sağmalcılar Ceza- evi'nin C-16 "kaçakçılar koğuşunda" araba ka- çakçılığından yargılanan genç kader arkadaşım S. ile konuşuyorduk. Ona Orhan adlı ortak dos- tumuzu sordum. - Bilmiyormusun abi, dedı, o kanserolduğu için, iki ay önce tahliye edildi, geçen ay da sizlere ömür. - Keşke iki yıl önce ölseydi, dedim. Sordu: - Neden? - Hiç değilse hapislik rezaletini yaşamadan gi- derdi... S. şöyle bir dikildi, gözlennin içi pınl pınl, - Öyle deme Ali Abi, dedi, yaşam her yerde gü- zeldir, hapishanede bile. Yaşamın güzelliğini hep duyumsayacağın gün- lerdileğiyle... Eski Maliye Bakanı Zekeriya Temizel: Yolsuzluk olan bir ülke kalkınamaz Istanbul Haber Ser- visi- Türkiye'nin yaşa- dığı ekonomik krizin önemli nedenlerinden birinin de yolsuzluklar olduğu belirtildi. tstanbul Yûksek Ti- caret ve Marmara Üni- versitesı tktisadi Idari Bilimler Fakültesı Me- zunlar Demeği Istanbul Şubesı'nce, 50 ve 25 yı- lik mezunlaraplaket ve- rilmesi nedeniyle dü- zenlenen törende ''Tür- kiye'de yolsuztuk, eko- nomive saydamhk" ko- nulu bir de panel ger- çekJeştirildi. Panelde konuşan eski Maliye Bakanı Zekeri- ya Temizel, ekonomik knzin nedeninin yolsuz- luklar olduğunu ifade ederek demokrasıde say- damlığın önemine dik- kat çekti. Devleti yöne- tenlerin, aldıklan eko- nomik kararlann hangi sonuçlan doğurduğunu ortaya koymasını iste- yen Temizel. "Herkes, işine geleni kriz nedeni olarak ortaya koyuyor. Bu kriz, kamu mâlrv'esi- nin krizL Vergi toplaya- mayan devlet, borç ba- tağmdaveçevireıneyece- gj bir borç yüküyle kar- şıkarşrya"dedı. Üıraca- tı desteklemek için ay- nlan kaynaklann büyük bölümünün yolsuzluk- lar sayesinde heba ol- duğunu, ihracata dönük sanayi için verilen kre- dilerde büyük boyutta yolsuzluk yapıldığını vurgulayan Temizel, dü- şük kur ve yüksek faiz politikasını eleştirdi. "Bu kadariçvedışborç bir iki günde ohnaz" di- yen Temizel, yatınmcı dış sermayenin önünde- ki en büyük engelin de yolsuzluklar olduğuna dikkat çekti. Eski Milletvekili Ü- han Kesici de Türki- ye'nin karşı karşıya ol- duğu ekonomik duru- mun çok ciddi olduğu- nu anlartı. Alacagını tah- sil edemeyen devlete, dünyanın hiçbir yerin- de devlet denemeyece- ğini belirten Kesici, ban- kacılann büyük bölü- münün sıfat, görünüş olarak bankacıya ben- zemediğini söyledi. Algan Hacaloğlu, anadili konuşma ve geliştirmenin demokratik bir hak olduğunu söyledi CHP KürtçeyeözgürlükistediHaber Merkezi - CHP, son günler- de Kürtçe eğitım konusunda üniver- sitelerde yaşanan gelişmelerle gün- deme gelen "anadfli inıBanmanm" de- mokratik bir hak olduğunu açıkladı. Konunun ülkenın iç banşuıa ve de- mokratikleşmesine zarar vermeden hukuk ve hoşgörü ortamı içınde çö- zümlenmesini isteyen CHP, "Tüm yurttaşlanmız anadillerini özgürce konuşmakvegefiştirmek, alt külrürel zenginlikkrini korumak ve yaygın- laşürmak hakkma sahiptirier" görü- şünü iletti. CHP Insan Haklan Masası Başka- m Algan Hacaloğlu yaptığı yazılı açıklamada, parti programında yer alan "etnik dırvarlüıklara demokra- • Aiyon Kocatepe Üniversitesi'nde, Kürtçenin seçmeli dersler kapsamına alınması için dilekçe veren 49 öğrenciye çeşitli sürelerle okuldan uzaklaştırma cezası verildi. Aiyon Cıunhuriyet Başsavcılığı da öğrenciler hakkında soruşturma başlattı. tik çözüm" ilkesinin "entel" bir ru- rumun ifadesı olmadığını kaydetri. Hacaloğlu, anadilde eğitim konusu- nu ülke bütünlüğünü tehdit eden çev- relere malzeme yapmadan, ancak "yutkunmadan ve ildrcikh'" davran- madan ele almak gerektiğini belirte- rek "Devlet insanlann esenliği, geliş- mesi, hak ve özgûriüklerinin korun- ması için vardır. Devletin ırkı, dini ve mezhebi ohnaz. Devlet etnik kördûr. Devlet karşKinda sadece yurttaşını görûr, yurttaşlannı, alt kimlikkrine, anadilierine veya kökenlerine göre aynşürmaz" dedi. Atatürk'ün kurduğu laik-demok- ratik cumhuriyetin gereğinin ülke- dekı tüm yurttaşlan kucaklamak ol- duguna dikkat çeken Hacaloğlu şun- lan kaydetri: "Bu anlayış içinde kamusal alan hizmet ve eşjtfik alanıdır, özel alan ise özgürlük ve sorumluhık alanıdır. Ka- musal alanda eğitim, resmi-anayasal dirjmiz olan Türkçefleyapıhr. Devle- tin kamusal alanda ûlkemizde var olan çok sayıda diğer anadiDerde eği- tim yapörmak gibi bir görevi yoktur. Devlet, kural ve koşullar uygunsa, bu alanlarda üniversite bürryesinde bi- limsel çahşma >apacak enstituler, bu arada Kürt Enstirüsü de kurabiür." Hacaloğlu, tüm Türk yurrtaşlann özel alanda ılgıli kurallar çerçeve- sinde "yazılı veya basıh yavımda bu- lunmak, özel eğitim kurs ve kurum- lan oluşrurmak, ber tûrhı medya or- tammda >azıh vey'a görsel yaymda bu- hınmak" hakkına sahıp olduklannı vurguladı. Afyon Kocatepe Üniversitesi'nde (AKÜ), Kürtçenin seçmeli dersler kapsamma alınması için dilekçe ve- ren 49 öğrencıye çeşitli sürelerle okul- dan uzaklaşnrma cezası verildi. AKÜ Rektörü Prof. Dr. Şan Özalp, Afyon Cumhuriyet Başsavcılığı'nin da bu ko- nuda, öğrenciler hakkında soruştur- ma başlattığmı belirtti. Sıirt HADEP U Örgütü 'nce bugün il binası önünde yaklaşık bin kışinin katılunıyla "Anadilde eğitimveyayın hakkuun \erilmesi" ve "HADEP'in kapatüması" konulanyla ılgıli yapıl- malc istenılen basın açıklamasına gü- venlik güçleri izin vermedı.Siirt'te- ki Sultan Dershanesi'nde 2 gün bo- yunca asılı duran "Kûrtçe eğitim is- tiyoroz" pankartıyla ilgili olarak çok yönlü soruşturma başlatıldı. ABD ileişbirliğinde çokgeç kolındı tstanbul Haber Servisi - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, hükümetin 11 Eylül'de ayağına gelen firsatı değerlendiremedığıni behrterek u Yapdması gereken 1998 yıhnda Türkiye'nin ABD ile stratejik iktisadi işbûiiğinin genişktilmesi ohnalrydL Çok gec kahnmışör" dedı. Çiller, dün sabah saatlerinde Mısır Çarşısı'nı ziyaret ederek esnafin sorunlannı dinledi. Mısır Çarşısı Esnaf Yardımlaşma ve Koruma DerneğTni ziyaret eden ÇiÜer, bir tabure üzerine çıkarak yaptığı konuşmada, iktidara geldüderınde başta peşin vergi, SSK ve Bağ-Kur primleri olmak üzere hepsini yan yanya indıreceklerini ifade etti. Çiller şöyle devam etti: "Sözveriyorum, DYP iktidannda burası yeniden crvıl crvü olacak. Padama oiacak, bereket gekcek." Liderleri açık oturumda tarhşmaya çağıran Çiller, emlak vergisinin milletin kaldıramayacağı hale getirildiğini, tüm yetkilerin mahalli idarelere verilmesi gerektiğini söyledi. Mısır Çarşısı esnafi, Çiller'e 5 adet nazar boncuğu taktı. Çiller, Malarya Pazan'nı ziyareti sırasında da esnafin "başbakan komığu" olarak nitelendirdiği koltuğa oturdu. Dernek Başkanı Çetin Palancı, Çiller'in oturduğu koltuğa daha önce 8. Cumhurbaşkanı TurgutÖzal'ın oturduğnu söylerken "tnşallah siz de başbakan vecumhurbaşkanı olarak otunırsunuz" dedi.(Fotoğraf: AA) ERDOĞAN'IN312 TEPKİSÎ: Hâkimin vicdanına bmıkılmamah YüCELEN ÖZELEŞTÎRÎ YAPTI Çağ atlacbk dedik çağdışı kaldık tZMİR (CumJıurivet Ege Bürosu) - Içışlen Bakanı Rûştü Kaznn Yücekn, yolsuzluklarla mücadele konusunda devlet ile sivil toplum kuruluşlannrn birlikte haraket etmesi gerektiğini belirterek "Bağnnaz yargı enfonnasyon ağmın genişktümesL kamuda şeffafhk ve denetim mekanizmasnun etkin biçimde işletilmesi, yolsuzhıkla mücadelede önemli unsurlar" dedi. îçişleri Bakam Yücelen, Ege Sanayici ve Işadamlan Derneği tarafindan düzenJenen toplantıda, temiz toplum ve devlet yönetimine yönelik görüşlerini açıkladı. Yücelen, Yerel Yönetimler Yasası'nrn 2 ay gibi bir süre içinde yasallaşacağmı belirtti. Yücelen, yolsuzluklarla mücadele konusunda başanya ulaşılması için kamusal yönetimin şefFaflaşması gerektiğini kaydederek "Devlet ve shü tophım örgütleri yobuduklara karşı ortak hareket etmeüler. Bu sağiandığı takdirde, kamusal yetidnin vasadışı kuDanümasunn önüne geçUebiür*' dıye konuştu. Piyasa ekonomisine devletin müdahalesinin oldugu yerlerde, yolsuzluk olaylannın arttığına değinen Bakan Yücelen, "Yobuzhığu kökten çözecek sihirii bir değnek yok. Toplumun duyarh bireyleri ve devletin bu konuda ortak hareket etmesrvie sorun aşılabifir" dıye konuştu. Kamu yapısının hantal olduguna değinen Yücelen, "Gektiğimiz noktada bir özeleştiri yapmamız gerekirse, adadık dediğimi/ çağda, çağ dhşı kaldık" dedi. Emeğin Partisi: YÖKtasarısı çekilmeli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Emeğin Partisi'nden yapılan açıklamada Meclıs'te göruşülmekte olan yenı YÖK yasa tasansıyla eğitimin bir metaya dönüştürüleceği vurgulanarak tasannın çekilmesi istendi. Emeğin Partisi-Emek Gençliği'nden dün yapılan yazılı açıklamada, üniversitelerin gelirlerine ilişkin yeni düzenlemeler getiren ve eğitime katkı payı adı altında öğrencilerden yüksek oraiüarda para alınmasmı öneren yasa taslağı eleştırildi. Eğitim hakkının anayasal bir hak olduğunun vurgulandığı açıklamada, bu yasayla eğitimin bir metaya dönüştüriileceği, ifade edildi. Açıklamada yasa tasansıyla şunlann hedeflendiğı kaydedildi:"Ünrv«rsiteter araa rekabet adı altında üniversitenin, dolayısryla bflimin piyasanın çarklan içine çeldlmesini sağlamak üzere her üniversitenin bir işletme hesabuıa sahip olunması isteniyor. Bu işletme hesabı, şu anda baa üniversitelerde uygulanan döner sermaye yönteminden ayn olarak, devletin eğitime ve üniversitelere ayuthğı, zaten cüzi bir miktar payı tamamen ortadan kaldn-acakor. n ANKARA(Cumhurivet Bürosu)-AKP Genel Baş- kanı Recep Tajyip Erdo- ğan, AB'ye uyum çerçeve- sinde 312. maddede ta- sarlanan değışıklığı yeter- li bulmayarak yargı kara- nnın "hâkimlerm vicdani kanaatine bırakılmaması- nı" istedi. Maddenın yenı tanımındaki "kamu düze- nini bozma olasiBğı" ıfa- desine tepki gösteren Er- doğan, "Suçunsurianaçık seçik ve net ortaya konul- mahdır.Buyapıhnalıdırki hikimiervicdâaikanaarJe- rine göre karar vermek mecburiyetinde bu*akıhp konjonktür hazrerkrinin baskısına maruz kalma- smlar" dedi. Erdoğan. par- tisinin il başkanJan toplan- tısuıda yapüğı konuşma- da uyum yasasını değer- lendirdi. Ceza yasalannda asıl olanın suç unsurlannm her- kes tarafindan kolayca an- Iaşılması olduğunubelirten Erdoğan, "Özdlikleinanç, fıkir vç düşünmi ktsOlavarj kanunlardakendimizehas düşünce özgürlüğü gibi kavram getirmek yerine, evrensel standarüara göre hareket etmek durumun- davız" dıye konuştu. Hükümetı oluşturanla- nn "kişisel ve partisd çı- kargözeterek" tasan hazır- ladığıru ıddıa eden Erdo- ğan, "Hazırianan uyum yasalannda suç unsurlan befirsizdir.kişiselvekastiyo- rumlara açıtcür. Bu saydı- ğunız varsayımlan 312. madde üzeıinde nedikle görmekmümkündür" dı- ye konuştu. 'Endişehyiz 5 SP Genel Başkan Yar- dımcısı Mehmet Bekaroğ- lu, 312. maddede yapılacak değişikliklerin kişilerle bağlantı kurulmadan ele aluıması gerektiğini belir- terek "312. maddedeyapt- iacak değişiklikler,Tây}ip Erdoğan'ın önünü açarmı açmaz mı? Böyle bir soru sorduğunuz andan itiba- ren bu düzenlemenin önü- nü kapatmış oluyorsunuz" dedi. AnULET BAKANI TURK: F tipi, güzel sanatlar akadeıııisi gibi tZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - tzmir'in Buca ilçesindeki F tipi cezaevınde incelemelerde bulunan Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, "Burada adeta bir güzel sanatJar akademisi gibi sanat çahşmalan yapilabihnektedir'' dedi. Bakan Türk, cezaevini gezerken koridorlan göstererek "Bu koridorlar 45 metre uzunhığunda, 15 metre geniştiğindedir. Buralann açüması talep edihyor. Burada 9 mahkûmun konuşması, görüşmesi, cezaevi hizmetierini aksatabflir. Biz açık görüş alanlannda, sos>aJ faaûyetierde zaten bir arada bulunmalannı sağhyoruz'' dedi. Cezaevlerinde bireysel bannmanın yanında ortak alanlarda bir araya gelmenin kısıtlanmadığını anlatan Türk, "Bir ve üç kişilik odalarda kalma koşuhınu, suçun çeşjdine ve suçhmun künliğhıe göre degeriendinerek belirtiyoruz. Bu cezaevleri insanJan, koğuş sisteminde olanak bulan örgüt egemenliğinden de kurtanyor. Aynı zamanda iş atöhekrinde kendi ilgilerine uygun sanat ve eğitim çahşmalannı sürdürüj'orlar''dedi. Izmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piristina'yı da ziyaret eden Türk, gazetecilerin_ sorulannı yanıtlarken "Ohım orucunda buhınanlar, hileştirme ve eğitim programlanna kaohnanın vanı sıra ortak kuüanun alanlannda 5 saat sohbet programlanna kaalabilecekler" dedi.Türk, bir gazetecınin, "3 kapı, 3 küıt'' projesinin neden hayata geçirilmedıği yönündeki sorusunu, "Bunu yapanlar bu eyiemlerin sürmesine katkıdan başka bir şey getirmez. Bövie bir uygulama mümkün değildir. Cezae\1erini yeniden terör örgütierine teslim etmek demektir'' dıye yanıtladı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcafislar@yahoo.com Münih'te yurttaşlanmızla AB-Tür- kiye ilişkilerini ve ülkemizin geleceği- ni tartışıyoruz. Neufahren Alevi Kül- tür Merkezi'nden 60 yaşındaki Resul soruyor: "Artık Türkiye'de yaşamak istiyorum, sizce ekonomik durum düzelirmi?" Resul'a bu kez ben so- ruyorum, "Emekli olsan ne kadarma- aş a/acaksın?" "1200 mark"diye ce- vaplıyor. Bir hesap yapıyoruz, Resul 800 milyon Türk ürası civannda emek- li aylığı alacak. Türkiye'de evi de var- mış. Kira da vermeyince bu paranın kendisine yeteceğini söylüyorum, pek ikna olmuyor. Türkiye'nin paha- lı bir ülke olduğundan yakınıyor. Münih Alevi Kültür Merkezi her yıl olduğu gibi ocak ayında öldürulen gazetecileri anma toplantılan yapı- yor. Uğur Mumcu yu, Metin Gökte- pe'yi, Ahmet Taner Kışlalı'yı, Mu- AB, Kıbns, ABD sa Anter'i, Abdi Ipekçi'yi anarken, onlann neden ve nasıl öldürüldükle- rini tartışıyoruz. • • • Ecevrt. ABD'de Bush'la görüşür- ken, Denktaş, Klerides'le buluşuyor. Türkiye, Kıbns, ABD ve AB denkle- mi içinde kendine yeni bir yer arıyor. Bir yandan AB'ye üyelik müzakere- lerinın önemli engellennden binsi olan uyum yasaları çıkarılmaya çalışılıyor. Bu denklemin, gelişen yeni olaylarla birlikte statükoyu epeyce zorladığı bir gerçek. Yurtdışındakı insanlanmız soruyor: "Türkiye AB'ye girebilir mi? ölüm oruçlan ne zaman bitecek? Şimdi bir seçim olsa oy verecek parti gö- remiyoruz? Kıbns sorunu çözüiür mü?" Sorular birbirinı kovalıyor. As- lında dünyanın neresine gitsek ben- zer sorularla karşılaşıyoruz. • • • Yasa değişiklikleri, AB'yle fazla uyumlu olmaktan hoşlanmayan, de- mokratikleşmeyi hâlâ bir tehlıke ola- rak gören kesımlerin engellemesıyle karşılaşıyor. MHP Genel Başkanı Devtet Bah- çeli, "Uluslararası yasalar ve sözleş- meler, bizim yasalarımızın üstünde olamaz. Bu bağımsızlığımızı zede- ler" sözleriyle bu cephenin tepkılenn- den birıni bütün açıklığıyla dile getir- di. Halbukı AB, bir ortak üst çatı ku- rumu. Bu nedenle birçok uluslarüs- tü yasa ve sözleşme çıkanlıyor, im- zalanıyor. Bunlann bırçoğuna Türki- ye de imza atıyor. Ancak iş uygula- maya gelince, birden bağımsızlık(!) akla geliyor. • • • Şurası bir gerçek ki, artık tutucu- lar açısından oynayacak yer daralı- yor. Kıbns, dünyadaki değişıme bağ- lı olarak çözüme zoıianıyor. Ecevit'in ABD gezısinde Kıbns önemli bir gün- dem maddesı olarak yer alırken, Denk- taş ve Klerıdes'in haftada 3 gün bu- luşmaya karar vermeleri bir rastlantı sayılabilir mı? ABD'nin Kıbrıs'ın çözümü için ıs- rarıyla, AB üyelik müzakerelerine ka- dar bu sorunda ilerleme sağlanması çabası bırbinni destekleyen gelişme- ler olarak ortaya çıkmıyor mu? ABD'nin, Türkiye'nin AB'yle sorunla- rı çözmesine yardımcı oiacak bir tu- tum göstermesı, Türkiye'nin yönunü de göstermiyor mu? • • • Ecevit'in ABD gezisinin önemli me- sajlanndan birisı, Türkiye'nin artık dış politika konusunda daha esnek, da- ha makul bir çizgiye yönelmesı ge- rektiğıydi. Aynı sureç, ıçeride de ya- şanmak zorunda. Bütün bunlar bir- çok engelı, tutucular koalisyonunu aşarak gerçekleşebilir. Türkiye, Kıbns, AB ve ABD ilişkile- ri karmaşık bir hal aldı. Umanz çözü- mü kolaylaştıran adımlar atılır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear