22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2OOCAK2002PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 3 £ •SO ÇâtL i D E N İ Z S O M Tef: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Emeğin yansı vergiye gidfyormuş... "Kalan vansı da havava!" Beş maaşlı memuriyet Diyorlar ki, Bayburt'un eski belediye başkanlanndan Muammer Daştan, memleketinde seçimi kaybettikten sonra geldiği Istanbul'da bir süre Bahçelievler Belediyesi'nde Başkan Yardımcısı olarak çalışıp ardından Beşiktaş Belediyesi'ne geçmiş... Geçer ya... Ama diyorlar ki Muammer Daşdan, Beşiktaş Belediyesi'nde Başkan Yardımcısı olmanın ötesinde Beşiktaş Belediyesi Başkan Danışmanı olarak, Beşiktaş Belediyesi'nin marketlerinin yönetim kurulu üyesi olarak, marketlerin danışmanı olarak ve İETT denetçisi olarak da görev yapmakta, toplam beş yerden maaş ve ücret almaktaymış... Alır ya... Siz de işini bilen memur olun, siz de çift maaş, üç maaş, beş maaş alın... Büyüklerimiz öyle demiyor muydu? arşıyaka Belediyesi 1986 yılında, yontu sa- natçısı Ismet Erayda'dan Girne Bulvan gi- rişine kalıcı bır tak yapmasını istiyor... Eray- da, aylarsüren birçahşma sonunda 40 par- ça dövme bakır rölyeften 80 metrekarelik bır pano ha- zıriıyor... Yamanlar Dağı'nı fon olarak değerlendiren sanatçı, panoda Kurtuluş Savaşı'nın ilk direnişçileri Kuvayı Seyyare'yi canlandınyor... Aradan 15yıl geçiyor... Girne Bulvarı'nda çevre yolu bağlantısı gündeme geliyor ve panonun kaldırılması gerekiyor... Belediyeden Erayda'ya haber veriliyor... Sanatçı da panoya zarar gelmemesi için söküm ça- lışmasına yardımcı olacağını söylüyor... Fakat 31 Ağustos 2001 'de ınşaat alanına gittiğınde, başlann- da yetkili bir mühendis olmadan işçilerin panoyu ras- gele söktüğünü, esere zarar verildiğini ve parçalann bir hurda muamelesi gördüğüne tanık oluyor; hatta bir hurdacı gelip "bakır parça"lan almak bile istiyor... Hurda bakır! Erayda ki, Karşıyaka'daki yunus heykelini, yaban kuöusu heykelini, fuardaki akrobatik yunus heykeli- ni fzmir'e armağan etmiş bir sanatçı, daha fazla da- yanamayıp "olay yerfnden ayrılıyor... Sonra hem Izmir Büyükşehir Belediyesi'ne hem de Karşıyaka Belediyesi'ne birer mektup yazıyor... Yapıtının geleceğini soruyor; yerinden kaldırılması içın belediye meclisi karan alındı mı, sökülen rölyef çöpe mi atılacak, hurdacıya mı venlecek, onanlıp la- yık olduğu yeni bir mekâna mı konacak? Yanrt alamıyor... Büyükşehir Belediyesi'ne bır daha yazıyor... Bir yanrt geliyor: "Dilekçeniz sayesinde, yoğun çalışmalanmız ara- sında gözümüzden kaçmış olan bu durum bizim de olayı fark etmemize neden olmuştur. Söz konusu alanda yapılan çalışmalar Karayollan Bölge Müdür- lüğü tarafından yürütülmekteolup, eseriniz bu kurum tarafından ortadan kaldınlmıştır. Bu durumdan Bü- yükşehir Belediyesi olarak bizler de son derece üzün- tü duymaktayız. Duyarlığınızdan dolayı teşekkür eder gereğınin yapılacağı konusunda bilgilerinizi ri- caederim." Neyin duyarlılığı? Ortada sanatçının yasal hakkı var... Sanatçı hakkını anyor; eserini anyor... Ismet Erayda, parçalanan bakır rölyeflerin Karşıya- ka Belediyesi'nin Yamanlar'daki deposunda "hurda" nıyetine durduğunu öğreniyor... Artık gidip bakamıyor bile... Yüreği yanıyor... Belediye gereğini yapacakmış... Ne zaman? Kurtuluş Savaşı'nın ilk kıvılcımını çakan Kuvayı Seyyarelere Izmir'de layık görülen "hurda" muame- lesi her yurtseverin yüreğini yakıyor... SESSÎZSEDASIZf!) NURİKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı erdincutku(§ yahoo.com Sen pireyı deve yapabilir misin Abidin? Istanbul ve Ankara'mn vergi payı Kentlerden toplanan gelir vergisi payının büyükşehir belediyelerine da- ğıtılmasındaki oranlarda en küçük bir değişiklik yapılırsa, Istanbul ve Anka- ra'da halk perişan olurmuş; musluk- lardan su akmaz, belediye otobüsü bileti 1.5 milyon liraya fırlarmış... Türk Belediyeler Biriiği Başkanı ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak ise tam tersini söylü- yor... Vergi gelirlerinden sağlanan yüz- de5'lik payın yüzde 3'e indirilmesi ha- linde Istanbul, Ankara ve Izmir bele- diyelerinin bütçelerinde sadece 203 trilyon liralık bır azalma olacağını bil- diriyor... Üç belediyenin 2001 bütçesi yakla- şık 3.4 katrilyon lira olduğuna göre paniğegerekyok... Fakat Istanbul'da Aii Müfit Gürtuna ile Ankara'da I. Me- lih Gökçek'in telaşı da boşu- na değil... Çünkü, örneğin tekel olduklan do- ğalgaz satışı için reklam broşürü bas- tıramayacaklar; yine reklam ve pro- paganda için bedava dergi dağrtama- yacaklar; bayramlarda otobüsleri be- dava yapamayacaklar; gecekondu halkına seçim zamanı kömür, gıda maddeleri rüşveti veremeyecekler; öğrencilerine burs dağıtamayacaklar; yurtdışından çam fidanı, gül fidesi it- hal edemeyecekler; gösterişli temel atma, kurdele kesme törenleri düzen- leyemeyecekler; har vurup harman savuramayacaklar... Bundan büyük panik olur mu! ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCÎ İzmir'e "tarihsel" olanak İzmir'de körfezi çevTeleyen Akancak-Bayraklı arasındaki liman ve kıyı kuşağı için geçen yıl (2001) Mayıs ayında açılan "Kentsel Tasanm Uhıslararası Fîkir YanşmasT aralık ayında sonuçlandı... ödül alanlarla birlikte tüm projeler Kültür- park'taki Odalar Birliği Pav- yonu'nda sergileniyor... Yanşmanın teknik koordina- törü, şehir plancısı Cengiz Türksoy'la sergiyi gezerken jün raponmdakı şu sözlerin de altını çizıyorum: "Bundan sonraki aşamada, kentyönetiminiıı.kamuveözel kuruhışlarikşahıslanndaka- ohmryla müzakere süreçlerini başlatması gerekmektedir_" Prof. Doğan Kuban başkan- lığındaki uluslararası jürinin "Bundan sonraki aşama" de- dıği süreç, işte şimdi bu ser- gıylebaşbyor... Dünyanın neredeyse tüm kı- talanndan "tzmir'i düşüne- rükleyen "toprak ranü plana- hğma" karşı hâlâ direnebüen tüm duyarh kesimlerin de "te- şekküıterini" sunmuş olacak... Ancak o gün birilerinin de söz alıp yine hem "Izmiıifler" adına hem de "pbnlanuı sev- dahUn" adına, böylesi bir "ofeuuğpı*' kazanılmasına im- za attığı için öncelıkle Ahmet Piriştina'ya teşekkür etmesi gerekiyor... Jün raporundakı "müzake- re" denilen ve ilgili tüm kesim- lerle birlikte yine Pınştına'nın başlatması önerilen "göröşme- ler sürecine" etkın ve sürekli bir katılım ise bu yanşmannı hiç kuşkusuz en önemli aşa- masını ve "berkesin ortak so- rumluluğunu" oluşturuyor... Planlama ortakhğı Peki bu nasıl olacaktır?.. Böylesi bir fîkir zenginliğinin, bundan sonraki planlama ve uygulama sürecine de "kahcı KİM KtME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net ÇtZGtLİK KÂMİL MASARACI HARBt SEMİHPOROY semihporoy(üyahoo.com rek" kentin bu en önemli böl- gesiyle geleceğe hazn"lanması için "füdr" üreten 136 mımar ve plancı grubun yarattığı "dü- şünce zengmüği''. Izmir için taskanılacak bir "ayncahk''ya- ratıyor... Şimdi Izmir'in ve liman böl- gesinin "21. yözyıl \izyonunu planlama" konusunda "duyar- h" ve "yükümlû" olan herkes, Kültürpark'ta sergilenen yerel ve evrensel fikirlerden de "bestenerek" yola çıkmanın kazannnlanyla kentlerinin ge- leceğini ve "umutiannr tasar- lavacaklar... Çok yönlü teşekkür Türkiye'nin "planlamayı reddeden" yağmacı küresel polıtikalara hızla tutsak edildi- ği bir yüzyü eşığinde, tzmir ıçın planlamanın da ötesınde "planlamayaışıktuünak" üze- re bır uluslararası "fikir fonı- Dsnun" oluşturulması tanhsel bir "değer" taşıyor... 30 Ocak 2002'de yapılacağı duyurulan "ödül törenmde" Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina, işte bu değe- ri de yaratan yanşmacılan kut- laıken, onlara sadece tzmir achna teşekkür etmiş olmaya- cak... Ülkemizi plansızlığa ve hat- ta *ütop>-a yoksunhığuna" sü- bir esin ka>nağı" olabılmesi nasıl sağlanacakhr?.. Binncisi, Izmir'deki ilgili mesleki ve akademik kuruluş- larla birikte, kamu ve özel sek- tör kesimlerinin, bu yanşmay- la yaratılan "dnşünce rüzgâm- la" da yelkenlerini doldurarak belediyeyle dayanışma içinde bir "phnbmm ortaJdığı'' oluş- turmalan gerekiyor... Bunun yanı su^ aynı süreci ve bu ortaklığı "kurumsal bir güwoceye" bağlamak da çok önemli... îlgili kesimlerarasın- da "eşgüdûm'' süreklilığini sağlamak için büyükşehir be- lediyesi bünyesinde u «yn" ve "özel" bir kalıcı birimin kuru- lması, yanşmamn sonucunu alabilmenin de diğer koşulu... Bu iki koşuldan biri eksik olursa, tzmir, şehircüik ve kent kültürü tarihinin belki de en önemli "şansmı" ve kazammı- nı u harc3jnış n olur... Şimdi îzmir, Piriştina'dan ve kentini düşünen herkesten, böylesi bir sonuca izin verme- melerini, yanşmayla elde edi- len zengin fikir birikiıni ola- nağını en verimli şekilde de- ğerlendirmelerini bekliyor... Bize de tüm yanşmacılan ve düzenleyicileri kutlamak dü- şüyor... Oekincitg cumhuriyetcom.tr. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN JOSEPHINE BAKER fSTANBULDA 1334-'TE BUGÜU, ÛNUİ AME&KAU CAZ ŞAR/CtaSI JDS£/>HINE BAK£Ü., 18ENLE İSmNSUL'A GBL&İ. ZBNCİ S/tA/ATÇt, SABAY SİNBMASI'NDA 8>'£ Oİ2İ KVNSeg rER£CEKriR. ASP 'NİM STLOUtS pe POĞAM josEPUiUE gA&zÇgEnag), G£uç TA 66ZİCİ 8İR. TİYATİZO USMPAUYASIHA &tT7LM/Ş, 192Z'DEN SOMZ4 fSE BfOADUJfiy'De ÇAUŞUAYA &Şl/>MffT7.19ZS YIUNPA PARİS'E GİOetJ SA- MATÇ1, *LA R£l/Ue UEGISJE* VE "FOUES 8£&- 6BRE"E KAVLMIŞri. BİR SÜHE SONGA DüM~ YA ÇAPINPA ÜNE UÜ4ÇACAK, PlAtUARI HER. YEf&E SXTtL4û4£rt£. I.DÛUYA SAVAŞf SiRA StNPA,ALMAULAR'A KARŞI FRANSIZ YE- RALTt KURULUÇUNA YARDIMCI OLAGAZn/S SUU& Megre'de çalıfhğı sıd SATILIK ARAÇ 2000 model KIA-PRIDE, Subaydan 40.000 km.'de, klimalı. 5.000.000.000 TL. Tel: 0 542 415 47 23 Lise tasdiknamemi kaybettim. Hükümsüzdür. ÖYMEN BAL Nüfus cüzdanımı, öğretmen kimhğımi, öğretmenevi kimliğüni, sendıka kimlik kartımı, Ego pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. KEMALÇEVtK EFSANE devam ediyor! TÜM GAZETE BAYİLERİNDE PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Sorulap, Yanıtlar.• •• Çarşamba günkü "Muammalar" başlıklı yazı- ma olumlu, olumsuz birçok tepki aldım. Olumlu- lar bir yana, olumsuz tepki gösterenler, söz ko- nusu yazının içeriğiyle hiçbir ilgisi olmamasına karşın, aralannda sözleşmişler gibi bana "Müs- lüman olup olmadığımı; eğer Müslüman isem, nasıl bir Müslüman olduğumu..." soruyortar. Bir kimsenin başkalarının inançlarını sorgulamaya hakkı olmadığını biliyorum, ama kendi kişiliğime ilişkin bu sorulara yanrt vemnekte bir sakınca gör- müyorum. Ben namaz kılmıyorum. Oruç tutmuyorum. Hacca gitmiyorum. Içki de içiyorum. Yani Islam dininin öngördüğü koşulları yerine getirmiyorum. Koyduğu yasaklara uymuyorum. Bu nedenle kendimi bır "mümin" olarak görmüyorum. Eğer kendime "Müslüman" dersem, bunun hem ken- dime, hem de başkalanna karşı inandıncı olama- yaçağını, bunun da ötesinde hem müminlere, hem de kendime karşı bir saygısızlık olacağını dü- şünüyorum. Ama dinlerine bağlı, dinlerinin ko- şullannı yerine getiren inançlı Müslümanlara da, bu koşulları yerine getirmemelerine karşın "Müs- lümanım" diyen insanlara da saygı gösteriyorum. Tevrat'ı da, Incil'i de okudum. Aklımın kabul et- mediği "mucizeler" ile karşılaştım bu kutsaJ kitap- larda. Ama yeryüzünde milyariarca insan, bir pey- gamberin yüzlerce yıl yaşaması, kadının erkeğin kaburgasından yaratılması, bir bakirenin çocuk doğurması gibi mucizelere inanıyor. Ben inanma- sam da, bu kutsal kitaplara inanan insanlara say- gı duyuyorum. Türkiye'nin laik düzeni bana, bir dine inanıp inanmama özgüriüğünü veriyor. Cumhuriyet dev- rimcilerinin bize bıraktığı, göz bebeğimiz gibi ko- rumamız gereken çok değerii bir miras olan bu düzen, çeşitli din ve mezheplerden insanlaria, tüm bu din ve mezheplere karşı uzak duran in- sanlann eşit koşullarda bir arada yaşamalannı olası kılıyor. Laik düzen aynı zamanda, çeşitli din ve mezheplerden insanların ınançlannı yayabil- meleri için yürüriükteki yasalar çerçevesinde ça- lışma yapmalanna da olanak sağlıyor. Ülkemiz- de bir Müslümanın bir Hıristiyana kendi dininin propagandasını yapması nasıl demokratik-yasal bir hak ise, bir Hıristiyanın da bir Müslümana ben- zer propaganda yapması da demokratik-yasal bir hak. Bu ülkede yaşayan Müslümanlann sayı- sının öbürdinlerden olanlann sayısından çok da- ha fazla olması, laik düzenin sağladığı, "yasalar önünde tüm inançlara eşitlik" ilkesinin bozulma- sına bir neden olabilir mi? Ne var ki, son zamanlarda televizyon ekranla- nnda izlediğimiz kimi Islam ilâhiyatçısı akademis- yenler ülkemizin laik-demokratik düzeni ile bağ- daşmayan, bağdaşmayacak davranışlar sergili- yoıiar, konuşmalar yapıyoriar. Anayasamızın de- ğiştirilemez temel ilkelerinden biri olan "laiklik"] gözden kaçınp, Türkiye'nin "Müslüman birülke" olduğunu söylüyoriar. Türkiye çapında hızlandı- ğını söyledikleri, "Hıristiyanhğı yayma faaliyetle- ri" onlan Müslüman "bireyler" olarak endişelen- diriyor olabilir. Fakat bir ilahiyat fakültesi dekanı- nın "endişesi" onun, anayasa tarafından güven- ce altına alınmış temel ilkeleri bir yana itmesini haklı gösterebilir mi? Değerli bir okurum, Sayın Baykara Dadaşbil- ge, bana gönderdiği yazısında, Prof. Zekeriya Beyaz'ın eleştirdiğim söz ve davranışlannı, onun "yurtsevehiğine" bağlıyor. Yurtseveriik, yaşadı- ğımız toprağı üzerindeki insanlanyla birlikte sev- mek, gözetmek, korumak, savunmak değil midir? Biryurtsever, ülkesinde yaşayan farklı dinlerden, farklı mezheplerden, farklı etnik kökenlerden, farklı küttürierden, farklı dillerden yurttaşlan ara- sında birinin hakkını, diğerine çiğnetmeyi, -han- gi nedenle olursa olsun-, "haklı" gösterebilecek, bu anlama gelebilecek konuşmalar yapabilir mi? Bu "aynmcılık" değil midir? Dinsel, etnik, kültü- rel "aynmcılık" ile "yurtseveriik" birbiriyle bağda- şabilir mi? Sayın Zekeriya Beyaz, konuşmalannda kendi- ni tarif ederken, "Müslümanım ve milliyetçiyim!" diyor. Onun sorunu herhalde bu "milliyetçilik" ya- nı olmalı... Bir zamanlar Hergün gazetesinde yaz- dıklan akla gelince taşlar da yerine oturuyor za- ten... e-posta:dkavukcuogluu superonline.com Faks:0212-723 84 97 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLBANSAĞA: 1/lritanelibir zeytin cinsi. 2/Kabüe,boy, 2 sülale... Bir yüzeyineğik- lik derecesini anlamaya ya- " rayan araç. 3/ 6 Kasımpatına benzer bir çi- çek... Tartışı- larak verilen 9 kesin yargı. 4/ Kesi- mevi, mezbaha. 5/ Siyah tüylü bir denız kuşu. 6/Akarsu kıyı- sındakı çaiı ve ağaç- lann üzerinde de ya- şayabilenbirbalık. 7/ Bir dernek ya da ku- nıluşun üyelerinin buluşmalan için ay- 8 nlrmş yer... Sığ su- 9 larda ağır yükleri taşunakta kullanılan altı düz tek- ne. 8/ Bir tür yabanmersini... Leylak rengi, açık mor. 9/Çok özel, kendine özgü. YUKARIDlAN AŞAĞIYA: 1/Giysi kesimi... Denizh'nin bir ilçesi. 2/"— Gü- ler": Fotoğraf sanatçunız... Duyuru. 3/Ortadoğu'da bir göl... Herhangi bir işte birinden üstün olmaya ça- lışan kimse. 4/ "Çukurovam / Dilerse buluttan — / Köpükten yumuşak verir pamuğu" (Ahmed Arif)... Çeşitli gösterüerin yapıldığı eğlence yeri. 5/Bir şe- yi toptan ve götürü alma. 6/ Bir sıcak ülke meyve- si... Lityumun sımgesi. II Bir tiyatro oyuncusunun birdefadasöyledığiparça... Pamukkozası. 8/Birge- minin başka bir gemiden ya da kıyıdan açüması... "Sabahattın —": Öykücümüz. 9/ Bir tanm aracı... Şenliklerde caddelere kurulan süshl kemer.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear