25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 EYLÜL 2000 CUMA DIZI Hapishanede ve hasta A Y D I N E N G I N M I H R I B A N C I C I GüldeneBayarty saralı oğlunun bir ay askerlikten sonra terhis edüdiğini söylüyor 'Çocuğum suç işleyemezdi'f~>4 engiz Bayır. DHKC örgütûne üye ol- ğ duğu gerekçesiyle, Terörle Müca- • dele Yasası (TMY) uyannca 18 yıl ^^m*/ hapse mahkûm oldu. Bayır doğuş- tan beyinsel özürlü ve sara hastası. Nitekim Yargıtay, verilen hapis cezasını bu gerekçeyle bozdu. Türk Ceza Kanunu'nun 46 ve 47. mad- delerinın açık hükümlerine rağmen sara hasta- sı Cengız Bayır halen hapishanede tutuluyor ve çok titiz bir tedavi süreci gerektiren sara, an- cak hapishane koşullan elverdiği ölçüde teda- vi edilebiliyor. Daha önce uygulanan tedavile- re olumlu yanıt veren ve hatta tutuklanmadan önce bir TV onanm atölyesinde çalışmaya bi- le başlayan Cengiz Bayır şimdi Sağmalcılar Cezaevi 'nde sürekli sara krizleri içinde yatıyor. Kriz geldiğınde yapılabilen tek müdahale, sağ- lık hızmetlennden anlayan bir başka tutuklu ta- rafından dıazem iğnesı vunılmasından ıbaret. Dıazemin dozu mümkün olan en ûst dûzeye çı- kanldı. Bundan sonra o koşullarda yapılabile- cek hıçbir şey yok. Bayır, Yargıtay'ın bozma ka- ran uyannca mahkemenin yeni karannı bekli- yor. Annesi Güldene Bayır ile konuştuk: - Oğlunuz ne zaman ğirdi hapishaneye? Gfildene Bayır - 4 buçuk sene evvel. Lakın hangi davadan yakaladılar onu ben bilemiyo- rum. Okur yazarlığım yoktur. Çocuk işten ge- lirken kapının önünden polisler aldı. - Kapının önü dediğiniz ne? Nerede? Yani ts- tanbul'un neresinde? Güldene Bayır-Gültepe'de. Karakolun hemen altında, benim kapımın önünde ahndı çocuk. GÖ- türdüler bunu, 22 gün ağır ışkencede koydulur. Askıya filan yani bilıyor musun? Kollan knnk gibiydi ben gördüğümde. - Nerede gördün çocuğunu ilk olarak? PoKs- temi? GüldeneBayır-Yok, Sağmalcılar Cezaevi'nde. Amma benim çocuğum zaten hastaydı. .. - İçeri gjrmeden mi hastaydı? .GüMene Bayır - tçeri girmeden hastaydı. -Nesivardı? Güldene Bayır - Sol taraf beynınde ufaklık vardı. Doktorlar öyle söyledı. Bu çocuk devam- lı bayıhyordu. Içeri götürdüler, çocuk aynı va- ziyet. Benim çocuğum askere gıtti, askerlik bi- le ettirmediler bu halleri yüzünden. - N'apblar peki ? Bıraktılar rru askerden? Güldene Bayır - Heee... Bir ay askeriik yap- tı. Çocuk orada vazifesini yapmadı. Bi şey ede- medi. Askeriik yaptırmadılar. Hava hastane- sınde, Ankara'da bir buçuk ay yattı. Bir buçuk ay sora tezkeresini verdiler gönderdiler çocu- ğu- -TamaırLSonrada bir işyerindecahşmayabaş- ladı. Öyle mi? Güldene Bayır - Evet ama, orada çocuğu bı- rakmadılar, polisler aldılar. Ondan sonra mah- kemesi görüldü. - Mahkeme ne kesti ceza? J Güldene Bayır -18 sene kesti. Lakin Anka- ra'da bozuldu. Ondan beri mahkemeye çıkan- yorlar, geri götürüyorlar, adli tıpta yatınyorlar, TL Tasıl teröristlik yapsın bu çocuk şimdi? J\ı Kendisiyıkanamayan,ayakyolunagittiği A. Y zaman biz kapısı açık bekliyorduk. Çocuk yokuş çıkamıyordu, merdiven çıkamıyordu, bir yere koşamıyordu, bir yere gidemiyordu. Çocuk devamlı bayılıp düşüyordu. Hastaneye götürmesek ayılmıyordu. T ü r k C e z a K a n u n u Akıl Hastabğı - Mesulryet- Sara hastasıCengiz Bayır halen hapishanede tutuluyor. Hastahk, ancak hapishane koşuüan elverdiği ölçüde tedavi edilebiliyor. MADDE46-Fiiliişlediği zaman şuurunun veya hareke- tinin serbestisini tamamen kaldıracak surette akıl hasta- lıgına duçar olan kimseye ce- za verilmez. Ancak bu şahsuı muhafa- za ve tedavi altına alınması- na hazırlık tahkıkatında Sulh Hâkimi, ilk tahkikatta Sorgu Hâkimi ve son tahkikatta va- zifeli mahkeme taraftndan ka- rar verilir. Muhafaza ve tedavi altın- da bulundurma müddeti şi- faya kadar devam eder. Yal- nız maznuna isnat olunan suç, ağır hapis cezasını müstel- zim ise bu müddet bir sene- den az olamaz. Muhafaza ve tedavi altına alınan şahıs; muhafaza ve te- davinin icra kılmdığı müesse- senin sıhhı heyetince, şifası te- beyyün ettiğine dair verile- ceİc rapor uzerine aynı kazai mercice serbest bırakılır. Bu husustaki rapor ve ka- rarda. hastalığın ve isnat olu- nan suçun mahiyeti göz önün- de tutularak, ıçtimai emniyet bakımından şahsın tıbbi kont- role ve muayeneye tabi tutu- lup tutulmayacağı, tutulacak- sa müddet ve fasılası da gös- terilir. Tıbbi kontrol ve muayene; Cumhuriyet Müddeiumumi- lerince, kararda gösterilen müddet ve fasılalarla bu şa- hıslann bulunduklan mahal- de, yoksa en yakın selahiyet- li mütehassısı olan hastane sıhhi heyetlerine sevk edil- meleri suretiyle temin olu- nur. Bu tıbbi kontrol ve muaye- nede nüks arazı gösterenler hâkim veya mahkeme kara- nyla yine muhafaza ve teda- vi altına alınıp aynı muame- lelere tabi rutulurlar. KısmiMesaliyet-YanDe- MADDE47-Fiüiişlediği zaman şuurununveyahareke- tinin serbestisini ehemmiyet- li derecede azaltacak surette akh maluliyete müptela olan kimseye verilecek ceza, aşa- ğıda yazılı sekilde indirilir: 1. ıdam cezası yerine 15 seneden aşagı obnamak üze- re ağır hapis; 2. Müebbet ağır hapis ye- rine 10 seneden 15 seneye ka- dar ağır hapis; 3. Amme hizmetlerinden müebbet memnuiyet yerine muvakkat memnuiyet; cezalan hükmolunur. Diğer cezalar üçte birden yanya kadar indirilir. Bakırköy'de yaönyorlar. Sonra gene hapisha- neye... Beyninden 8 tane fılm çekmışler, 6'sı bo- zuk çıkmış. Beyin yani, anzalı çıkmış beyni, iki- sinde sağlam çıkmış.flcisisağlam çıktı hesabın- lan çocuğu çıkarmıyorlar. - G ü k n d e Bayır, nerelisiniz siz? " •'"-( Güldene Bayır - Malatyah. ; : -Kocamzvar. - ~ - ; '•' Güldene Bayır - Var. Işsiz. Ben de işsiz. - Peki bir şey soracağnn. Annelere sorulmaz ama ben soracağnn. Senin oğlan içm söyledik- leri suçu işlemiş mi sence? Güldene Bayır— Yok. Hiçbir şey işlemedi. - Emin misin? Güldene Bayır - Helbette eminim. - Nasıl bu kadar emin olabilirsin? Belki sen görmeden yapmıştir. Güldene Bayır- Hastaydı be!.. Gidemiyordu ki yapsın. Hasta olmazsa hani belki diyeyim. Biz onu, affedersin ayakyoluna gittiği zaman ka- pının ardında beklerdik hep. Sonra o yaşmda gidip ben siliyordum hep kendisini. Nasıl terö- ristlik yapsın bu çocuk şimdi? Kendisi yıkana- mayan, ayakyoluna gittiği zaman biz kapısı açık bekliyorduk. Çocuk yokuş çıkamıyordu, mer- diven çıkamıyordu, bir yere koşamıyordu, bir yere gidemiyordu. Çocuk devamlı bayılıp dü- şüyordu. Hastaneye götürmesek ayılmıyordu. -Nasılçahşryordu peki hastaofanasma rağmen? GüldeneBayır - Doktoru vardı onun. ArifVe- rimiL Bir sene kontrolünde kaldıktan sonra ço- cuk çalışmaya başladı. Arif Verimli'nin mu- ayeneleri üstüne çocuk kendini topladı, çalış- maya durdu. Lakin içeri girince yine bayılma- sı sığlaştı. Tez tez kriz geçirdi. Buna vurmuş- lar vurmuşlar çocuk bayıhruş. Çok çok vur- muşlar çocuğa. Ben ilk gittiğim zaman iki ko- lu kınk gibiydi. Kollanndan tuta tuta bana ge- tırdiler. Çocuğa vurmuşlar vurmuşlar. Kafası- na kafasma yani. Halbuki hiç ilgisi yoktur. Po- lisin zoruyla de ki, ben dehekece mi ne, ben ona üyeyim. Çocuk da kınk koluyla imza atamıyor. Polis de çocuğun elinden tutup, imza atıyor ki ben bu şeye üyeyim, yani hani dehekepece mi ne var ya. Böyle böyle oldu bu iş yani. Bıırdıır, Çaııkırc ve Ceyhan hapishaneleri BURDUR HAPİSHANESÎ SadıkTûrk: Fıtık ameliyatı oldu- ğu bölgede şışme, gözlerde katarakt ve dişlerde çürük var. Cem Şahin: Kronik astım, mide ûlseri ve sol kulakta işitme kaybı var. Mustafa Selçule Doğuştan nefes darlığı var. Cavit Temürtürkan: Nefes dar- lığı ve akciğerlerde iltihaplanma var. Afi Aslan: Görme bozukluğu var. Ayten Yddınm: Kalp rahatsızlı- ğı ve migren başlangıcı var. Sibel Ozen: Mide ve 12 parmak bağırsağında ülser ve kronık bron- şit var. Aynur Yaşar: Tek böbreği alındı, kalanı da yüzde otuz çalışıyor. Üst araması sorunundan kaynaklı re- vire dahi çıkamıyor; bu nedenle ilaç da yazdınlamıyor. Doğal ola- rak hastaneye sevk de yaptınlarru- yor. Aylar öncesinden hastane sev- ki olanlar da askerin dönüşte tek- rar üst araması dayatmasından do- layı hastaneye de gidemiyorlar. So- nuç olarak Burdur Hapishanesi'nde rahatsızhğı olan hiç kimsenin teda- visi yaptmbnıyor. Cemal Çakmak: Beyne oksıjen gitmemesinden kaynaklanan kriz- ler, unutkanlık, dengesizlik, sürek- li baş ağnlan, vücudun sol tarafi ak- tif değil, kalp rahatsızlıklan. ÇANKIRI HAPİSHANESt Atilla Erol: Hepatıt-B hastalığı var. Butun isteklerimize Bakanlığın talimatı var' deyip geciyorlar Ceyhan y dan 10 hastanın mektubu ...Burdur E Tipi Cezaevi'nden 09 Temmuz 2000 günü 10 arkadaş toplu olarak Geyhan Özel Tip Cezaevi'ne sevk edıldik. Aldığımız darbeler yetmiyordu ki sevk işleminin başlamasıyla ayn bir özel işkenceye maruz kaldık. Ellerimiz arkadan kelepçelenerek Ceyhan Cezaevi'ne kadar işkenceler devam ettirildi. Kelepçelerin yara izleri hâlâ hepimizin üzerinde mevcuttur. Kınk ve yaralann dikişleriyle, yara berelerle Ceyhan'a gelmiş olduk. Ceyhan'a gelişimizin ikinci günü cezaevi revirine çıkanldık. Bütün zorlamalanmıza rağmen ancak Î8 Temmuz'da sonuçlannın tespiti için devlet hastanesine götürüldük. Bize adh' tabibe gidiyorsunuz denmesine rağmen, bizi muayene eden doktor, u Ben adli tabip değifim, sadece hariciye doktoruvam" demıştir. Israrla talep etmemize rağmen, maruz kaldığımız yoğun gazın etkilerine karşı tedavi için kan ve idrar tahlillerımiz bile yapılmamıştn". Aradan geçen bunca zamana rağmen hepimizde normal yaşamını sürdüremeyecek kadar halsizlik vardır. Hepimizde değişik düzeylerde olmak üzere baş dönmesi, mide bulantısı, vücudun değişik yerlerinde şiddetli ağnlı kramplar olmakta ve iç organlanmızdan ağnlar çekmekteyiz. Hepimizin idran hâlâ koyu ve sandrr.Tedavi olabilme çabamızı devam ettireceğiz. Bütün isteklerimize "Bakanhğın talimao var" deyip geciyorlar. Ce>-han Özel Tip Cezaevi'nden: Hakan Baran, tb- rahinı Bozay, Hüseyin Tiryaki, Mehmet Leylek, Hüse- yin Bulot Cem Şahin, HaKl Tîryaki, Yusuf Demir, Kazım Ceylan, Mustafa Candan. Hüseyin Çukurluöz: Hepatit-B hastalığı var. Hasan Gürgörmez: Hepatit-B hastalığı var. Hüseyin Solak: Hepatit-B hasta- lığı var. Özgür Soner: Hepatit-B hastalı- ğı var. ErdalDoğan: Hepatit-B hastalı- ğı var. CflıanDalkaya: Hepatit-B hasta- lığı var. Cemal Armut Bacaklarda varis var. Emir Sefen Bacaklarda varis var. Cumhur Bircan: Kronik hemo- roid ve midede ülser var. Hakkı Şeken Kronik tonsillit var, ameliyat olması gerekiyor. Ramazan Çiçek: Boğazda kro- nik aft ve eklem romatizması var. Sürekli kontrol altında tutulması ve tedavi edilmesi gerekiyor. Ketnal Evcünen: Böbreklerde kum, testislerde kist var. Tedavi edilmesi gerekiyor. Süleyman Alünoğju: Gözde ile- ri derecede görme bozukluğu var. Tedavi olması gerekiyor. Temel Çağırtekin: Özefajit var.Mutlaka ameliyat olması gere- kiyor, yoksakansere çevireceği söy- leniyor. luncerKarakaya: Sağ yüzde kıs- mi felç var. Dönem dönem şiddet- li başağnsı oluyor.Tedavi edilme- si gerekir. Kemal Çelik: Anemi. CEYHAN HAPİSHANESİ Mahmut Öztürkmen: Kronik bronşit hastası. Herhangi bir teda- vi uygulanmıyor. Bülent Arslan: Belfıtığı var. Te- davisi yapılrrııyor. Aynca kansızlık- tan kaynaklı sık sık tansiyon düşü- yor. Metehan Yurthan: Bronşit has- tası. Yıhnaz Özdemir: Sol böbrekte iltihaplanma ve kum var. Aynca kronik bronşit, kalp romatizması ve ortakulak iltihabı var. Celal Semiz: Mide ülseri var. Te- davisi yapıhnıyor. Şemsettm Kalkan: Kronik astım ve solunum yetmezliği var. Arif Gülbudak: Migren teşhisi var. Necati Önder: Bir yıldır vücu- dunda sürekli bir allerji var. Ayn- ca sol kulak zannda iltihaplanma ve işitme zorluğu var. OktayTarahan: Düşük tansiyon, sinüzit ve faranjit var. Kökten bir tedavi uygulanmıyor. Cem Şahin: Kr.astım Mustafa Candan: Kafada trav- ma, sırtta ödem, ekimoz Hüseyin Bulut: Vücutta ekimoz HakanBaran: Sırtta ekimoz, sol bacakta travma Haül Tiryaki: Bilgi alrnamadı îbrahim Bozay: Kafada kunt trav- ma, vücutta ödem ekimoz Hüseyin Tiryaki: Bilgi ahnamadı Kazım Ceyİan: Sırtta ve yüzde ekimoz, ödem MehmetLeylak: Vücutta ekimoz, zehirlenme Yusuf Demir: Bilgi almamadı Yann: MALATYA ve ÜMRANİYE HAPİSHANESİ BIRBAKIMA SERVER TANtLLİ 1 Eylül'de Düşünmek... Bugün 1 Eylül, "Dünya Banş Günü". Onun bizim dilimizdeki söylenişi, "Yurtta banş, dünyada banş"tır. Banş, takvimde özel bir hatr- lanma günü olmazdan çok önce, Atatürk, Cum- huriyet'in özdeyişleri arasına sokmuştur onu; tıp- kı bilim için yaptığı gibi: "Hayatta en hakiki mür- şit ilimdih demiyor muydu? Ikisi de, yol gösterici iki ilke. Söz olsun diye değil, tarihin felaketlerini görüp tanımış olanlann yegleyişidir bu: Önceki gün 30 Ağustos'tu. Yetmiş sekiz yıl önce, Anadolu'yu is- tila etmek cüretini gösterenlere karşı -bağımsız- lık yolunda- susturucu yanrtı vermek üzere, bir ulusun açtığı ölüm-kalım savaşı başlamıştı. Yet- miş sekiz yıl önce bugün, "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" emrini alan askerlerimiz o bü- yük hedefe doğru koşuyorlardı; 9 Eylül'de de Iz- mir'de olacaklar. Anadolu insanının yeniden doğuşudur söz ko- nusu olan. Biraz ilerde Lozan vardır, Cumhuriyet vardır, Devrimler vardır. Bir büyük kuruluşun harcı, yapı taşlandır bun- lan siz yükseltilen binanın sağlamlığına bakınız, o gün bugün ayaktadır. O tarihlerde çatılan bütün çatılar çökmüştür, sadece bizimkisi sürüyor. Ne yaman bir ustalık ve işçiliktir bu! • Yurtta banşla dünyada banş birbirine bağlı. Ikincisine omuz verebilmeniz için, birincisi de kı- vamında olmalı. Her ulusun tarihinde olduğu gibi bizde de, iç ba- nşın tehlikeye düştüğü anlar oldu. Ama o banş en büyük darbeyi 12 Eylül'de yedi. Cumhuriyet'in te- mel felsefesinde olduğu kadar, kurumlannda da, o süreç içinde vahim gedikler açıldı. "7982 Ana- yasası" ile de, topluma bir deli gömleği giydirikli. Belki daha korkunç bir şey yapıldı: Toplumun eko- nomik ve sosyal felsefesi bambaşka yönlere sav- ruldu. Bir yirmi yıldır bunun ürünlerini topluyoruz. Şimdi yeni biranayasa değişikliğinden söz edi- liyor Cumhurbaşkanının yetkileri sınırlanacakmış. Sayısını neredeyse unuttuğumuz değışıklıklerden birine daha tanık olacağız. Ama bizim asıl tavsi- yemiz şu olacaktır: Bunu yapacak yerde, bu di- kiş tutmaz metni, anayasadan başka her şeye benzeyen -haşa huzurdan!- bu paçavrayı kâldı- np atın, yerine çağımıza yakışır bir anayasa ya- pın! iç banşa büyük bir hizmette bulunacaksınız. Gerisi, boşa kürek çekmektir... • Cumhuriyet'in siyasal, sosyal ve kültürel yapı- sını ayakta tutmak elbette pek önemlidir. Bu ba- kımdan 12 Eylül'ün, Özal gericiliğinin ve daha sonraki yıllann üniversite ve genel olarak devtet kadrolanna getirip soktuğu aynk otlannı temizle- mek de yaşamsaldır. Hiç kuşkusuz hukuk kurallanna uyarak. Ama bir temizlik de şart. Çünkü ev kokuyor. En başta da Milli Eğitim'de genciliğin kuşatmasını kırmak gerekiyor. öte yandan, iç banşı yerle bir eden adaletsiz ekc- nomik sistemi gözden uzaktutmamalı. Ekonomi- de "Hayek döküntüsü" liberal ve özelleştirmeci kafalann ve onlann çağırdıklan türkülerin bizi alıp götürdüğü Türkiye'nin, hemen her gün gazete sayfalanna yansıyan çirkinliklerini görmemek için kör olmak gerekir. Bir başka önemli sorun adınadır da sözlerimiz. Kürt sorununu, hiçbir yönden bugün de çöze- bilmiş değiliz. Soru soru üstünedir Nasıl kalkın- dıracaksınız Doğu'yu? Liberal yöntemle mi? Üs- tünüze gülmezler mi? Dahası, terör olayian sürerken binlerce insan top- rağını ve ocağını terk ederek uzaklaşmıştır. Şim- di pek haklı olarak köyüne dönmek istiyor, dönen- ler de var. Ama çaresizlik içindeler. Elinden, dev- let olarak tutmayacak mısınız? Onunla da bitmiyor Eğitim sorunu açıkta Do- ğu'da, dil sorunu açıkta, özgürlük kayıtlar altında. İç banş etkilenmez olur mu bundan? Hayır, banş gökten inmez. Onu biz kendimiz kuracağız: Gerçekleri göz önünde tutarak, akJa ve sağduyuya çağnda bulunarak, yanlışlan hoşgö- rüyle karşılayıp düzelterek... Geleceğin özgür ve gönençli Türkiye'sinin yolu üzerinde ilk durak bu- dur. insanlar o yolun açılmasını özlüyoriar. Neyi bekliyoruz artık? TEŞEKKÜR Göz rahatsızlığımı başarılı bir laser tedavisi ile iyileştiren Opr. Dr. SİNAN CÖKER Opr. Dr. BUKET AYOĞLU'na ve yakın ilgilerini gördüğüm Istanbul Cerrahi Hastanesi personeline teşekkürederim. FAZİLETKUZA SEVGİLİ CÜRDAL TOSUN "Hiçbir şey, inandıncı olmayan bir ölümden daha az inandıncı olamaz." demiştin bir oyunda... TİYATRO ODASI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear