Catalog

5 AĞUSTOS 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Gürtuna'ya ziyaret • İstanbul Haber Servisi - Istanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman, istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'yı makamında ziyaret etti. Gürtuna, Yücel Sayman'ın istanbul Barosu tarafmdan önümüzdeki ay sonunda düzenlenecek 'Hukuk Kurultayf ile ilgili yardun isteminde bulunduğunu söyledı. Yücel Sayman ise Türkiye'de ilk olma özelliği taşıyan kurultayda, 'Çağdaş Yargılama Ilkeleri' başhğı altında savunmanm yeri, rolii ve öneminin tartışılacağını belirtti. Belediye başkanı Damştay'a başvumkı • ÇANAKKALE (AA) - lçişlen Bakanlığı taraündan 'Imar Kanunu'na aykın karar aldıklan' iddiasıyla haklannda soruşturma açılmasına karar verilen Çanakkale Belediye Başkanı lsmail Özay ve 25 meclis üyesi, karara itiraz ıçin Damştay'a başvuruda bulundu. İtiraz dilekçesini topluca yaliliğe veren Başkan Özay ve meclis üyeleri iddia edilen suçu işlemediklennı söylediler. CHPheyeti Akkuyu'öa • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Nükleer Santrallara Karşı Güçbirliği Platformu'nun Mersin/Akkuyu'da bugün saat 10.00'dadüzenledıği miting ve şenlığe CHP heyeti de katılacak. Etkinliklerde, CHP Parti Meclisi üyeleri Nazmiye Halvaşi, Gaye Erbatur ve Cavidan Demirağ ile Adana ve Içel örgütlerinden oluşan heyet yer alacak. Nazmiye Halvaşi yaptığı açıklamada "Hükümet, nükleer santral ihalesine hazırlanan üç fırmaya otuzar milyon dolar vermeyi düşünüyor. Soruyorum kendilerine, bu neyin bedeli, diyet borcumuz mu var?" dedi. PKK üyesi yakatandı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesı ekiplerince yürütülen operasyonlarda, PKK üyesi olduğu ileri sürülen, Ekın Ekber kod adlı Mehmet Ç. yakalandı. Ankara Emniyet Müdürlüğü'nden dün yapılan yazıb açıklamada, Mehmet Ç.'ninl997yüıAralık ayından beri Tunceli Ovacık kırsalmda faaliyet gösterdiği ve bu süre içerisinde çeşitli gasp ve bombalama eylemlerine kanştığının belirlediği bildirildi. Açıklamaya göre sanık, sorgulamasında, "1999Eylülitıbanyla kırsaldaki örgüt mensuplannın büyük çoğunluğunun Kuzey Irak'a geçtiğini, terör örgütü mensuplannın pişmanlık ve çaresızlik içensinde bulunduklannı" söyledi. Erbakan ARmoHık'ta • ALTINOLUK (AA) - Bahkesir'in EdTemit ilçesine bağlı Altınoluk beldesinde tatiüni geçiren Necmettin Erbakan, insanlann düşündüklerini konuşabilmeleri gerektiğini belirterek "Bir ülkede insanlar konuşamazsa, o ülkede hiçbır mesele çözülemez" dedi. Ecevit, KHK konusunda Cumhurbaşkanı'nın gerekçesini bekleyeceklerini bildirdi Sezer'den HısııT itirazıANKARA (CumhuriyetBü- rosu)-Başbakan BülentEcevit, kamu çahşanlannın ıhracım kolaylaştıran kararname konu- sunda Cumhurbaşkanı Ahmet NecdetSezer' in 'tereddütü bu- lunduğunu' bildirdi. Ecevit, "Yapünmın KHK ile olması konusunda tereddütü olduğu izlenimini edindim. Önümüz- deki günlerde bu tereddütünü aşabileceğini umanm" dedi. Ecevit, kararnameyı geri çek- mek veyayeniden düzenlemek gibi düşüncelen olmadığuıı di- le getirdi. Koalisyon liderleri Bülent Ecevit, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, MHP Genel Başkanı DevtetBahçeti ile Baş- bakan Yardımcısı Hüsamettin Ozkan, zirvede bir araya geldı. Toplantı sonrasında açıklama yapan Başbakan Ecevit, güncel sorunlan kısaca değerlendir- diklerini belirtti. Ecevit, bugün Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat ve Cenevre görüşmele- rinden dönecek KKTC Cum- hurbaşkanı Rauf Denktaş ile istanbul'da görüşeceğini kay- detti. Ecevit, İstanbul'da depre- me karşı alınan önlemleri ye- rinde inceleyeceğini kaydetti. Ecevit, zirvede temmuz ayı- nın enflasyon rakamlarmın da değerlendinldiğini, özel sektö- rün daha çokkatkı yapması ge- rektiğini kaydetti. Ecevit, tem- muz enflasyonunun toptan eş- ya fıyatlannda yüzde 1, tüke- tici fıyatlannda ise yüzde 2.2 olarak çıkmasını 'Uginç' olarak niteledi. DlE'nın rakamlanna göre enflasyonun yüzde 70'lik bölümünün özel sektörden kaynaklandığmı belirten Ece- vit, "Beüi ki matiyetierdeki dü- süş tüketiciye yansunamıştır. İmalat sanayii endeksi de ka- mu kesiminde sadece yüzde 13.9 oranmda yükselirken özel sektörde yükseliş yüzde 21.4'ü bulmuştur. Beüi tdenflasyon ile mücadelede özd sektör kamu sektörünün bir hayh' gerisinde kalmışor. Ozel sektör kuruluş- lan ve girişimlerinin bundan gereken sonucu çıkaracaklan- nı umanmn diye konuştu. Hasan Yalcın 'KHK'nin amacı net olmalı' ANKARA (AA)- Işçi Partısi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın, memurlann görevden ahnmasına ılişkin kanun hükmünde kararname (KHK) ile ilgili olarak, "KHK, cumhuriyet devrimi otoritesini ve disıplinini sağlarnlaştıracak hale getirilmelidır" dedi. Yalçın, 312. madde ve KHK'nin cumhuriyet devrimiyle, gericilik ve emperyalizm arasındakı mücadelenin önemlı bir alanı halıne geldiği görüşünü savundu. Cumhuriyet düşmanlarınm, kararnamedeki bulanıklığı kullanarak 28 Şubat düşmanhğı yaptığını ifade eden Yalçın, kararnamenin, amacında net olması gerektiğini söyledi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART Süleyman DemireL haberlerde kendisine öncelik vermeyen TRT Genel Müdürü'nü evine çağmp uyarmış (!) Doğrusu biz de sayın Demirelin TRT'de hak ettiği yeri bulması gerekir diye düşünüyonız. Sahi, eskiden TRT'nin teknik probiemler yaşandığmda ekrana getirdiği bir vazo vanta, ne oldu o? Ecevit, kamu çahşanlannın ihracını kolaylaştıran kararna- menin gündeme geüp gelmedi- ğinin sorulması üzerine, "Ta- bii, okonuyu elbettegörüştük" dedi. Ecevit şöyle konuştu: "Benim edindiğim izlenime göreSayuıCumhurbaşkanı'nın konunun özünde bir tereddüdü yok. Yaniyıkıcı ve bölücü etkin- liklerde bulunan kamu görevB- lerine karşı ahnması gereken önlemlerie ilgili KHK'nin özö- nebir itirazıyok. Ancakbu yap- nrunın KHK ile olması konu- sunda tereddütieri var, te- reddüdü olduğu izlenimi edindim. Önümüzdeki günlerdebu tereddütü aşa- bileceğini umanm.'' 'Kararname geri çe- kümeyecek' Kararnamenin geri çe- kilmesi veya yenı düzenle- me yapılmasınnı düşünü- lüp düşünmediğinin sorul- ması üzerine Ecevit şu açıklamayı yaptı: "Hayır, biz kararname- yi geri çekmeyeceğiz. Da- ha Sayuı Cumhurbaşka- nı'nmgörüşleri deaçıklan- mış değil. Ben okonudaiz- lenimlerimi söytedim. De- diğim gibi, özünde bir iti- razı yok, ancak Sayuı Cumhurbaşkam'nın ko- nunun KHK'lerie düzen- lenmesine ilişkin baa te- reddütieri var." Ecevit, TEDAŞ'ın ayda 150 kılovattan fazla elekt- rik tüketenlere yüzde 50 zamlı tarife uygulamasına yönelik tepkilerin anımsa- tılması üzerine, karann üretimi etkileyen bir yönü bulunmadığını kaydetti. Başbakan, "Türkiye'de konuüann yüzde 9O'ı da 150 kilovann altında elekt- rik tüketiyor. O bakımdan çok adaletli bir düzenle- me" dedi. Ecevit, emniyet çalışanlarmm maaşlann- daki iyileştirme çalışma- lannın sorulması üzerine, konunun görüşülmesine devam edildiğıni kaydetti. Kemal Güran, Yılmaz'ın sekiz yıl daha göreve devam etmek için çabaladığını savundu Vakıf, Başkanhğa bayrak açbANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - "Müslümanın El Kıtabı" adlı kitabında kadınııı dövülebıleceğün iddıa eden Din Işleri Yüksek Kurulu emekli üyesi Ke- mal Güran, Türkiye Diyanet Vakfi Ge- nel Müdürü Mehmet Kervancı ile basın toplantısı düzenleyerek Diyanet Işleri Başkanı MehmetNuri Yılmaz'ı eleştir- di. "Kadının dövülebileceği, erkeklerin birden çok kadmla evknebileceği'' gibi görüşlenn Kuran'dan ve hadislerden derlendiğini belirten Güran, Diyanet lş- leri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz'ın sekiz yıl daha görevine devam etmek için çabaladığını iddia etti. Devlet Bakanı Yüksel Yalova'nın "lağvedilmesini'' istedıği Diyanet Vak- fi ile Diyanet Işleri Başkanlığı arasın- daki tartışma, karşılıklı suçlamalarla büyüyor. • Diyanet Vakü ile Diyanet Işleri Başkanlığı arasındaki tartışma giderek büyüyor. "Müslümanın El Kitabı" adlı kitabındaki kadının dövülebileceğine dair görüşlerin Kuran'dan ve hadislerden derlendiğini belirten Güran, Diyanet Işleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz'ı kendi yayınlanndaki ifadelerle ters düşmekle suçladı. Kemal Güran. "dinde refonn" ça- lışması başlatan Mehmet Nuri Yıl- maz'ı dün düzenlediği basm toplantı- sında suçladı. Güran, şunlan söyledi: "Bu görüşleri Sayın Yıbnaz da ken- di yazdığı kitaplannda ve beyanlarm- da savunuyordu. Ancak Sayın Yü- maz'ınkendikurumuncayayımlanmış çeşitli resmi yayınlarda, dini kaynak- larda çok açık hukümler bulunan hu- suslara bizzatkendiyaymlanndaki ifa- delere dahi ters biçimde kamuoyuna açıklamalarda bulunmasL, benim için çok daha ağır üzüntü konusu olmuş- tur." Güran, haksızlığa uğradığmı söyler- ken, birden fazla kadınla evlenmenin dini emir değil, ancak zorunlu haller- de izin oldugunu savundu. Güran, kadınlann sayısmın çoğaldı- ğı erkeklerin sayısının azaldığı savaş gibi durumlarda "çok kadmla evlen- menin doğal olacağun" söylerken er- keklerin çoğaldığı, kadınlann azaldı- ğı durumlarda ne yapılması gerektiği- ne ilişkin soruya şu yamtı verdi: "Bu konu kitabımda yer almışür. Is- lam aile kurumunu çok ciddi bir ku- nun olarak tespit etmistir. İslamiyette aile kurumu ve bu kurumdan doğacak meşru nesillerin meydana gelebihnesL, ananın ve babanın belli olmasından kaynaklamyor. Bu nedenle kadına Al- lah bu hakkı vermemiştir." Güran, "Kıtabımdayer alankonular Kuran'a. hadislere, Diyanet tşleri Baş- kanhğı'nın resmi yavınlanna, görüşle- rinedayanmakta ve Islam dışıbir inan- cı ihtha etmemektedir" dedi. Diyanet Vakfi Genel Müdürü Meh- met Kervancı da vakfin irtica ile iliş- kilendinlerek yıpratıbnaya çalışıldığı- m iddıa ederek, Kemal Güran'mkita- bmda yer alan bılgilerin Diyanet Işle- ri Başkanhğı'nın çıkardığı pek çokya- ymda yer aldığını söyledi. IRMIKIAYDEV ENGtN [email protected] Taaa çocukluklarından be- ri üç arkadaştılar. Biri jeoloji mühendisi oldu. Petrol Crfisi'nde işe başladı. 31 yıl çalıştı. Kurumda en üst yönetici konumlarına yüksel- di ve emekli oldu. SSK emek- lisiydi. Eline ayda 113 milyon lira geçiyor. Biri liseden sonra okumadı. Doğduğu kasabada bir kamu bankasınamemurgirdi. 29 yıl çalıştıktan sonra emekli oldu. Emekli Sandığı'na bağlıydı. Ayda 242 milyon lira emekli maaşı alıyor. Çalıştığı banka- nın sağladığı ek emeklilikten ise 205 milyon lira alıyor. Top- lam aylık geliri 447 milyon li- ra. Biri ziraaat mühendisliği eğitimi gördü. Üniversiteyi bi- tirince döndü, ailenin 115 dö- nümü bulan verimli toprakla- nnın başına geçti. Tütün, tur- şuluk hıyar, turfanda sebze ve zeytin üretiyor. Çalışmaya başladıktan kısa süre sonra Bağkur'a bağlandı ve geçen- lerde emekli oldu. Eline ayda 69 milyon lira geçiyor. Bu çarpık ve yanlış durumu epey önce tırmıklamaya ni- yetlendim. Bazan başka ko- nular öne geçti, bazan düşün- El Elden, Okuyucu Yazardan... düklerimi yazmayı becereme- dim. Geçenlerde Cumhuriyetve Tıımık okuru Sehap Önder'in elektronik mektubu çıkagel- di. Yazmak istediğimi benden daha hünerli anlatıyor. O hal- de niye o değil de, ben yaza- cakmışım? Iznini almadan mektubunu yayımladığım için fırça atar mı bilemiyorum; ama "e/ elden üsfûnafür"özdeyişini, "derdi- ni anlatmakta bazan okuyu- cu, yazardan üstündür" der- cesine doğruluyor. Buyrun: • • • Sayın TC Sağlık Bakanı, Sayın TC Çalışma Bakanı, Protokol kurallarına göre yukandaki adreslemede han- ginizin sağda, hanginizin sol- da olması gerektiğini bilemi- yorum. Yanlışlık olmuş ise af- fediniz. Her ikinize de TBMM web sayfalarından elektronik pos- ta ile erişmeye çalıştım. Ben- ce en kolay ve en kısa süreli yöntem bu idi. Ancak her iki- niz de TBMM'deki elektronik posta adreslerinizi erişime kapattınnışsınız! Internet'ten erişmeye çalışıldığında alınan mesajlarveTBMM Bilgi Işlem Merkezi'nden Kemal Kara- koçak Bey'in ifadeleri bu du- rumu doğruluyor. 70 milyona dayanan nüfu- su ile Türkiye'de, Internet üzerinden iletişim sağlayan- lar -açıklanan verilere göre- topu topu 1 milyon dolayla- nnda olduğuna göre, sokak- taki vatandaşaTBMM üzerin- den elektronik posta erişim hakkını sınırlamış olmanız çok itginç! TV'de cep telefonlannı- zın numaralannı açıklamanızı, bu genel davranış biçiminiz çerçevesinde değerlendir- mek gerekir bence. Aslında sızlere erişmeye bu denli debelenmemin nedeni çok, çok basit: Yakın geçmişte medyadan izlediğim kadan ile her ikiniz de sorumluluk alanlannızda- ki sağlık kuruluşlarına ilişkin olarak bir çekişmeye girişti- niz, "Ben alayım, yok ben da- ha iyi yapanm" türünden. Ben tüm medyatik olaylan bir yana bırakıp her ikinize de bir soru sormak ve bir şey is- temek durumundayım: SSK emeklisiyim. Eşim ise devletin, devletlü Emekli San- dığı'ndan emekli. Benim ve işverenimin, bütün çalışma yaşamım boyunca SSK'ye ödediğimiz katkı paylarının oranı eşimin ve onun işvere- ninin Emekli Sandığı'nın yap- tığı katkı oranlannın çok çok üzerinde. Af buyrunuz, eşşek gibi para ödedim. Şimdilerde eşim, Emekli Sandığı kamesi ile mahalle- mizdeki Sağlık Ocağı'na gi- dip rutin tedavileri, sürekli al- ması gereken ilaçlann reçe- telendirilmesini kabul edilebi- lir süre ve koşullarda sağladı- ğı gibi, temel düzeyde mu- ayenelerini de yaptırabiliyor. Ben ise en ilkel sağlık ge- reksinmelerimi sağlayabil- mek amacı ile SSK sağlık hiz- metleri sarmalında, sabahla- nmın alacakaranlığında, kar- galardan ve horozlardan ön- ce debelenmeye başlamak durumundayım. Eksik ya da yanlış mı bilgi- lendirildim yoksa? Bu devlet, bu ülke hepimizin, değil mi? Tutup "Nekadarekmek, oka- dar köfte" dersek, ben daha çok ödedim. O zaman bu farklılık, bu aynlık neden? Lüt- fen hiçbiriniz SSK'nin, devle- tin fakirliğinden, zaranndan fi- lan söz etmesin. Politik tepişme şovlarının, sokaktaki birazcıkaklı işleyen vatandaş açısından gerçek- ten bir anlamı yok, lütfen ina- nın. Aldığınız, topladığınız oyla- nn karşılığında birtakım akılcı, sağduyulu, kalıcı çözümleri gündeme getirmeyi ve ger- çekleştirmeyi düşünür müsü- nüz ve bunlara gücünüz yeter mi? Bir Sağlık Bakanlığı Sağ- lık Ocağı neden ve nasıldır ki bir SSK emeklisine hizmet sunamaz? Devlet şemsiyesi altındaki kuruluşların hesap- laşmalan bu kadar mı zor ve olanaksız? Gerçekten inanıyorum ki sizlere sunduğum bu ufacık soru çok ilkel düzeyde. İyi günler, esenlikler diliyo- rum her ikinize de. llgi ile bekliyorum, anlamlı yanıt vereniniz olacak mı di- ye? POIİTtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Bilim mi, İdeoloji mi?.. Son günlerde YÖK tartışılryor, üniversitelerde siyasal görüş ve ideolojilerin öne geçtiği vurgu- lanıyor... Bizim medyanın saygın kalemleri, üniversitele- rin medreseye dönüştürülmeye başlandığı 1994 yılında neredeydı acaba? Cumhuriyet'\n dün birinci sayfasında, ilginç ol- duğu kadar oldukça düşündürücü iki fotoğraf vardı... Fotoğraflar bir bilim insanınındı... Gözlük çerçevesi, saçlan, kravatı, ceketi değiş- memişti, ama sakalları farklıydı... Samsun'da çekilen fotoğraf ile Ankara'da çe- kilen fotoğraf yan yana konulmuştu... Üstelik fotoğraflar iki gün arayla çekilmişti... Birisi çember sakal, öteki top sakal... Bu bilim insanı, Samsun Ondokuz Mayıs Üni- versitesi'nde görevli Doç. Dr. Celal Tuncer'den başkası değildi... Oğretim üyesi Tuncer'in televizyonlarda konuş- malarını izledim. Oldukça sert bir üslubu vardı... Samsun'da otup bitenleri izlerken yıllar ön- ceye döndüm; Kahramanmaraş Sütçü Imam Üni- versitesi'nde, Harran Ünıversitesi'nde 1990-1994 yıllarındaki "siyasal ve ideolojik" örgütlenmeyi anımsadım... Elbet, üniversitelerde ideoloji öne geçmemeli, bilimsellik temel öğe olarak görülmelidir... • • • 1994 yılında Kahramanmaraş Sütçü Imam Üni- versitesi'nde Erzurumlu Kırkıncı Hoca'dan buy- ruk alarak öğretim üyesi ataması yapan yöneti- cilergördük; tarikat şeyhlerinin, şıhlannın bilim yu- valarını nasıl medreseye çevirdiklerine tanık ol- duk... Ömeğin, Sütçü Imam Üniversitesi'nin "Tarih Bölümü"nde 23 öğrenci okurken öğretim gö- revlisi sayısı da 23 değil miydi? Her öğrenciye bir öğretim görevlisi düşüyordu!.. Üstelik öğretim görevlilerinin tümü de "islam ta- rihi" uzmanıydı(l). Aynı yıl üniversiteye 145 me- mur sınavla alınırken 82 memur "nakil" yoluyla üniversiteye getirilmişti. Idari ve akademik kad- roların oluşturulmasında da aynı yöntem izlen- mişti. Işin bir ilginç noktası; Orman Fakültesi'nde 2 profesör bulunurken 21 araştırma görevlisi alın- dı. Edebiyat Fakültesi'nde bir tek profesör ve doçent yokken 56 araştırma görevlisi getirildi. Sonuç: 500 öğrenciye karşılık 272 akademik personel, 288 idan personel... Bir bilim insanı 48 saat içinde çember saka- lını neden top sakal yapar? Herkesin yorumu başkadır!.. Belki de canı istediği için sakal biçimini değiş- tirmiştir... Yine beşyıl önce Harran Üniversitesi'nde ay- nı olay yaşanmış, çember sakallar birden top sa- kal oluvermişti... O yıl Harran Ünıversitesi enstıtülerinden "Sos- yal Bilimler Enstitüsü"nün yüksek lisans ve dok- tora tezlerini görmek ister misiniz? 1- "Said-iNursi'nin Felsefeye Bakışı". Hazırla- yan: M. Askeri Küçükkaya (1994). Yöneten: Yar- dımcı Doçent Dr. Hüsamettin Erdem. 2- "Ku- ran'da Cihat". Hazırlayan: Hasan Aykut (1994). Yöneten: Prof. Dr. Musa Kazım Yılmaz. 3- "Ku- ran'a Göre Anne". Hazırlayan: R. Advh/e Akbu- lut (1994). Yöneten: Prof. Dr. Musa Kazım Yılmaz. 4- "Bediüzzaman'ın Eğitim ve Irşat Metodu"'. Ha- zırlayan: Sait Yetim (1994). Yöneten: Doç. Dr. Abdullah Özbek... Pekı, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde neler olmuştu? Bu üniversitede gerıci-faşist örgütlenmeyi bil- meyen yokturi.. Doç. Dr. Ismet Şenol, Dr. Hüseyin Kalkan, Doç. Dr. Aydan Açıkgöz, Doç. Dr. Fazıl Öztürk ve diğer bilim insanlarının özlük haklannı ellerin- den alanlar, yurtsever, demokrat öğretim üyele- rine baskı uygulayanlar, bugün nasıl olurda "Ma- dagaskar Cumhuriyeti" pankartı asabiliyorlar? • • • Bakıyoruz, bugünlerde herkes "demokrat", herkes "hukukun üstünlüğünden" yana bir tavır sergiliyor... Kafalar kanşık!.. Kim haklı, kim haksız tartışmalan yapılıyor!.. - Üniversiteleri medreselere çeviren düşünce, YÖK sayesinde boy attı ve bugünlere geldik!.. Üniversitelerin kampuslanna "El Fatih" cami- leri kuruldu, cuma günleri camiye gitmeyenlerfiş- lendi, onların özlük haklan ellerinden alındı... Düşünebiliyor musunuz, 50 öğretim üyesinin sadece Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde özlük haklan verilmedi, atamalan yapılmadı!.. Bu gerçekleri görmeden, kimsenin kimseye de- mokrasi ve hukuk dersi vermeye hakkı yok!.. hikmet.cetinkaya a cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 Cumhurtyet *L. kitap kulübü ÇAĞINM TANIĞI ÖÇ YAZAR 2 BASI KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT SANCIU YILLAR KUŞATILMIŞ SOKAKLAR 4 BASI POSTUNDA KURT ZAMBAK SANA DA BULA$TI KAN 2 BASI DİN BARONUNUN KAZLARI 2 BASI A$IK KADINLAR SOKAtl 2BASI JERİAT PAZARI SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL TÜRKİYE'NİN JEYTAH UÇGENİ GÖZLERİN POYRAZ Cumtıunyet Kıtap Kulübu Çağ Pazartama A.Ş. Türkocağı Cad No:39/41 (34334) Cağaloğlu-lstanbul Tel: 514 01 96