25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
i AĞUSTOS 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOM / ekonomi@cumhuriyetcom.tr 13 Pamukta fiyat bcklentisi • ADANA (Cumhuriyet Gvney İtieri Bürosu) - TMMOB Zıraat Mühendisleri Odası Adana Şubesı Başkanı Ayhan Kurt, bir dekar pamuk alanı için kütlü üretim maliyetinin yaklaşık 345 milyon 500 bin lıra olduğunu, buna yüzde 25 üretici kân eklendiginde kütlü pamuk alım fiyatının 432 milyon liradan az olmaması gerektiğini belirtti. Kurt, "Artış yüzde 3O'la sınırlı tutulacaksa lcilo başına 15 cent prim dogrudan gelir desteği olarak verilmelidir. Bu prim de 1999'daolduğugibi dokuz ay sonra degil, hasadı izleyen aylarda hemen ödenmelidir"dedi. Bu arada Tanm Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp, pamuk üreticisine prim verilebileceğini belirtti. TİİSİAirdan hükümete destek • Ekooomi Servisi - Türk Sanayici ve tşadamlan Derneği (TÜSlAD), hükümetin makroekonomik uyum programırun ısrarla ve titizlikle sürdürülmesinin gerektiğinin altını çizerek, sektör bazında "ince ayar" düzenlemelerine gidilmesinin en doğru yaklaşım olacağını bildirdi. TÜSlAD, temmuz ayı fıyat artışlan ile ilgili basında yapılan yorumlan eleştırerek, hükümetin ekonomik progranuna destek verdi. Mısırekicisi destek istiyor • ADANA (Cumhuriyet GüneyÜleri Bürosu) - Adana Çiftçüer Birliği Başkanı Cumali Doğru, mısu- ekiminin teşvik edilmesi için üreticinin desteklenmesi gerektiğini belirterek, "Devletin fınansman sıkıntısından kurtulması ve tanm sektörünün sorun yaşamaması için, mısır ithal fonlan acilen yüzde 60'a çıkanlmalıdır" dedi. Buğdayda belirsizfik ', • İNEGÖL (AA) - Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO), Bursa'nın Inegöl ilçesinde buğday aümlannda beklenen hedefe ulaşamadığı ileri sürüldü. Inegöl Ziraat Odası Başkanı Niyazı Özbil, bu yıl buğday ahmlannda yaşanan kargaşa ve beürsizliğin, alım politikasındaki tutarsızlığın, çiftçileri olumsuz yönde etkilediğini söyledi. Akaryakıta Aft ayariaması • ANKARA (AA)- Akaryakıt Fiyat Istikrar Fonu (AFÎF) kesintisi, benzin türleri gazyağı ve kalorifer yakıtında düşürülürken fueloillerde arttınldı. AFİF kesintisi daha önce 9 bin 750 lira olan kurşunsuz benzinde 6 bin 950 liraya, 9 bin 350 lira olan süper benzinde 6 bin 500 liraya, 9 bin 250 lira olan normal benzinde 6 bin 550 liraya indirildi. İşsizler ordusu • ANKARA (AA)- DlE'nin "2000 Yılı 1. Dönem Hanehalkı Işgücü Anketi" geçici sonaçlanna göre, Tüıkiye'de işsizlik oram, yılın ilk üç aylık döreminde yüzde 8.3, işgûcüne katılma oranı ise yüzle 46.7 olarak bebrlendi. Bu arada topJam istihdam 19 milyon 6 bin, toplam işsiz saysı da 1 milyon 720 bin kişı olarak tabinin edildi. Bürokratlar özel sektörü, onlar da hükümeti enflasyon lobilerini korumakla suçluyor Enflasyona suçhı araınyor • Merkez Bankası Başkanı Erçel ve Hazine Müsteşan Demiralp, tüketimdeki canlanmanın enflasyondaki artışı kolaylaştırdığını ifade ederken özel sektör de hükümeti enflasyon lobisine destek vermekle suçladı. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Enflasyonun temmuz ayında beklenin üzerine çıkma- sıyla hedeflerin gerçekleşme- yeceğinin kesinleşmesi, özel- kamu kavgasını kızıştırdı. Enflasyon rakamı açıklanma- dan Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel ve Hazine Müsteşa- n Selçuk Demiralp ın özel sek- töre yönelık uyansıyla başla- yan kavga, temmuz ayı TUFE rakamının yüzde 2.2 çıkması ile alevlendi. Erçel ve Demi- ralp, tüketimdeki canlanmanın enflasyondaki artışı kolaylaş- tırdığını ifade ederken özel sek- tör de hükümeti enflasyon lobi- sine destek vermekle suçladı. Bürokratlar tüketimdelrî canlanmanın fiyadardaki artışı körükJediğini iddia edrvor. TİSK Genel Sekreteri Bülent Pirier, temmuz ayı itibanyla yılhk fiyat artıştnın özel sektör- de yüzde 46.9 iken kamunun yüzde 69.1 zam yaptığını belir- terek temmuz ayında özel sek- törde fiyat düzeyi yüzde 0.9 iken kamuda yüzde 1.4 yüksel- diğine dikkat çekti. Sanayi iş- letmelerinin, yabancı rakiplerin ıç pazardaki yoğun ıthaJat bas- kısı altında olduklannı, gırdı maliyetlerinin artan yüküyle ayakta kalma mücadelesi ver- diklerini anlatan Pirler, "Özel sektör işlermeleri, ürertikleri mallara keyfi zam yapamazlar. Enflasyonla mücadelenin yolu özel sektörü suçlamakdeğfl,ted- birleri onunla birlikte oluşru- rup uygulamakar" dedi. ATO Başkanı Sinan Aygün ise eko- nomi bürokratlanna yanıt ama- cıyla düzenlediği basm toplan- Tiyatlar bütünüyle dondurulsun' IZMtR (Cumhuriyet Bürosu)- DlEnın açıkladığı temmuz ayı enflasyon rakamla- n beklentileri karşılamadı. Türkıye Tüke- ticiyi Koruma Birliği Vakfı Yönetim Ku- rulu Başkanı Dündar Soyer, açıklanan ra- kamlann, hükümetin ortaya koydugu eko- nomik programın dar gelirli kesimler aley- hine işledığinı bir kez daha ortaya koydu- ğunu ve bu kesünleri daha da fakırleşor- digmi söyledi. Soyer, Türkiye'de serbest piyasa ekono- misi koşullannın tam olarak işlerlik kazan- maması nedeniyle, son yıllarda tekelleşme eğilimlerinın dikkat çekecek boyutlara ulaş- tığmı vurguladı. Soyer. "Temd gıda mad- desinm fiyaü sürekli artryor. Tûrkiye'nin 10-12 milyonluk zengm kesnninm safm al- ma gücü artmasına karşm.düşükgefirgrup- iannınkj sürekli azahyor. Bu, ülkeyi sosyal padamaya götürür" de- di. Soyer şöyle devam etti: "Programla ücretkrden kira gefirlerine kadar her şey sınırlandırüırken fı- yatlar serbest bırakıldı. 1998 yıhnda Yünanistan, enflasyonunu yüzde l'le- re indirebilmek için özel sektördedahflofanak üze- re fiyailan dondurduğu- nuacıkiadLBöyieceYuna- nistan'da enflasyon AB standaruanna indL Biz- de de böyle yapdmaaT • Türkiye Tüketiciyi Koruma Birliği Vakfi Yönetim Kurulu Başkanı Dündar Soyer, hükümetin ekonomik programımn dar gelirli kesimler aleyhine işlediğinin bir kez daha ortaya çıktığını söyledi. TürkiyeZiraatOdalan Birliği CTZOB)Baş- kanı FarukYöcd de, temmuz ayı enflasyon rakamlannm beklenenden yüksek çıkma- sınuı, aşırı sıcaklar nedeniyle yaş sebze ve mey\ r e fiyatlannın artmasına bağlanamaya- cağını vurgulayarak, enflasyonla mücade- lenin sadece para politıkalanyla olamaya- cağını vurguladıklannı anımsattı. Yücel, şu açıklamalardabulundu: "Sıcak- larnedeniyleyaş sebzevemeyveterebeffi bir oranda zarar getmiş, ancak bunlann ra- luuııiaraetkffioiduğuııusö>imıekvaDİış.Tar- 'Bazyüı 2001 'e çekilecek' DlE Başkanı Şefik Yıldızeü. enflasyonda baz yılının 1994'ten 2001 'e çekileceğini bildirdi. Yıldızeli, eylül ayında enflasyonda sıçrama olacağı yorumlanna ilişkin olarak da tüm ülkelerde nisan-mayıs ve eylül-ekim olmak üzere enflasyonda iki geçiş eşiği bulundugunu belirtti. Yıldızeli, buna karşılık eylül ayı enflasyonunun geçen yılın aynı aymdaki rakamın üzerine çıkacağmı sanmadığını söyledi. Temmuz ayı enflasyon rakamını değerlendiren Yıldızeli, vadeli sahşlann talebi "tahrik ettiğiııi'' belirtirken, özel sektörün de üretimi arttırmak yerine fıyatlan arttırdığım, üretim artsa bile yine de özel sektörün tüketim artışını değerlendirdiğini ileri sürdü. lada 300 bin lira olan ve bol miktarda bu- lunan fasuheyi alan yok. Oysa aynı ürünt&- ketimalamnda2 milyonlira. Üretkfler,'Sa- dece toplama paramızı versinler, ürünü be- dava vcrclım' diyor. Üretimin bu kadar bol oJduğu birdönemde, fhatiann tüketiciyeyan- hş yansımasının tek nedeni hükümetinyan- hş poütikalan ve Hal Yasası. Orneğin rekol- te düşükiüğü nedeniylefindıktabu yıl 100 bin ton açığnnız olmasına. dünya ihtiyaa- Dinyüzde85'ini biz üretmemize karşın, fin- dık ihraç fiyatlanmız sürekli düşüyor. Hü- kümet IMFye verdiğj taahhütler nedeniy- le polrakalanıu, kendi üreticisi yerine, ya- bancıya göre oluşnıruyor." IzmırTicaret Borsasj (ÎZTB) Yönetim Ku- rulu Başkanı Hasan Özmen ise, enflasyon rakamlannın beklentilerin üzerinde çıkma- sına karşm olumlu yaklaşılması gerektiği- ni söyledi. tzmir Ticaret Odası (tZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş da, temmuz ayı enflasyonundakı eksi bek- lentılere karşm korkula- cak bir durum olmadığı- nı savunarak. "Ağustos için eksi beklentimiz sü- rüwr.Ancakefektriğe>•»- pılanyenizam,bizierizor durumda bırakü. Zam- mın programı ne derece etkileyebileceğini şimdi- denkestinnekgüç'"dedı. GSM'de imza tamam, sıra izinlerdeANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Türkiye tş Bankası-Telekom Italia ile Ulaştırma Bakanlığı ara- sındaki GSM 1800 lisans işletme hakkına ilişkin imtiyaz sözleşme- si, baz istasyonlanna ilişkin yö- netmeliğin lamamlanmasının ar- dından parafe edildi. Rekabet Kurulu'nun izin ver- mesi ve Danıştay'uı görüşünün alınmasının ardından sözleşme im- zalanacak. Konsorsiyumla ulaştırma Ba- kanhğı arasında parafe edilen im- tiyaz sözleşmesinin imzalanma- sıyla 2 milyar 525 milyon dolar- lık bedemı 500 milyon dolan pe- şin olaraködenecek veHazine'nin kasasına girecek. Kalan tutar da 3 ay içerisinde eşit taksitler halinde Hazine'yeyatınlacak. Hazine'nin kasasına 500 milyon dolarlık pe- şinat dışında 500 milyon dolara yakın da KDV'nin de girmesi ge- rekiyor. Ancak, Turkcell ve Tel- sim'in bu ödemeyi yapmamış ol- masıve Ulaşürma Bakanlığı ile Ma- liye Bakanlığı'nın girişimlerine karşın sorunun çözülememesi ne- deniyle Türkiye Iş Bankası-Tele- kom Italıa'nın da ödeme yapmak istemediği biliniyor. Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz, Rekabet Kurulu'ndan 10 gün için- de yanıt alınacağını, daha sonra Danıştay'a gönderileceğini bildir- di. Işi aksatanın beklenmeyeceği- ni belirten Öksüz, "Telefon işlet- mek için kurulan TürkTelekom'a, siz cep telefonu işktemezsiniz de- nüebflmiştir. Bu dışandan da de- ğfl içeriden denflnûştir" dedi. tısmda, "Karnu mu, özel mi di- ye ülkeyi ikiye bölmeye, devlet veözd sektörü karşı karşrya ge- tirmeyegerekyok. 1999'unson 3 gününde kamu, bütün ûrün- lere yüzde 10fleyüzde 35'e ya- kın zam yapn. Bunlann özel sektöreyansıması aylan buMu" diye konuştu. Özel sektöre çatıhnası yeri- ne antitekel yasalann çıkanla- rak tekelleşmenin önüne geçil- mesini isteyen Aygün, "Hûkû- met buyasalan çıkartmadığı ve işJetmediği sürece bizzat kendi- si enflasyon lobisi yerine geç- mektedir. Aşırı zam yapan fir- malann açıklanmasun istiyo- rum" değerlendirmesinde bu- lundu. Tûketicizede uyansı Enflasyonun bu yıl yüzde 35 civanna çıkacağının anlaşıldı- ğını belirten Aygün, hedefin kesüüikle revize edümesi gerek- tiğini kaydetti. Aygün, banka- lann bir yılda tüketicilere 7.7 milyar dolarlık 5 yıl vadeli ve yüzde 40-50 faizli kredi kul- landırdıklanna dikkat çekerek şöyle konuştu: "Eğer3ydiçindeenflasyon tek haneh' seviyeye düşerse bu kre- dflerin ödenmesindeçokbüyük sorun yaşanacak. Bankazede- fer, offshorezedeler, dövizzede- kr gibitüketicizedeler olacak." Kredi faizlerüun yüzde 6, te- merrüt faizlerinin yüzde 135, banka kredi faizlerinin yüzde 80'ler düzeyinde olduğunu be- lırten Aygün, ''Enflasyonla mfi- cadekyiemekB, köyiü,tüccar,sa- nayici yapacak da bankacıhk kesimi yapmayacaksa bu ol- maz n diye konuştu. Hükümetin uyguladığı IMF'den ithal reçetenin yanlış- lığının açığa çıktığını belirten DSlKGenel Başkanı Süleyman Çelebi de bugüne kadar başan olarak gösterilen enflasyonda- ki düşüşün nedenınin katnuda- ki fıyat artışlannm emirle dur- durulması, ücret ve tanm fıyat- lannın dondurulması olduğu- nu ileri sürdü. Tanm ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp de, tanm ürunlerinin enflasyon üzerin- deki etkisüıin eksi olduğunu belirtti. Gökalp, tarladan çıkan fiyata baktığını, marketdeki bi- ber fiyatı yüksekliğinin üreticiy- le ilgili olmadığını vurgulaya- rak "Taşmuıya bir bakmak ge- rekir. Belki onlar da hakh. Ma- zot pahalı diyecekler. Onun için ben gjrdi fiyatlaruun ucuzlatıl- masnu savunuyorum'' dedi. Erçel suçlamayı sûrdürdü Temmuz enflasyon rakamına her kesimden eleştiri gelirken Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'in enflasyondaki özel- kamutaruşmasını televizyonlar- da sürdürdüğü gözlendi. Faiz, rant ve ücretlerin enflas- yon hedefme göre belirlendiği- ni, ancak dışanyla rekabette ol- mayan sektörler ile hizmet sek- törünü kapsayan kârlarda buna uyulmadığını anlatan Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel, enflasyon hedefı için gereken önlemi piyasanın kendisinin alacağını savundu. Öte yandan Hazine Müsteşarlığı'ndan ya- pılan açıklamada da, tüketim- deki canlılığın enflasyon artışı- m kolaylaştırdığı bildirildi. GöRÜŞ/Prof. Dr. AHMET ÇAKMAK Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi "Özel sektörmaliyetlerdûşmekte oldu- ğu halde fıyatlan arttırarak enflasyonla mücadeleye destek olacağı yerde, kös- tek oluyor"... "Ev hanımlan fiyatlan yük- sek mallan almasın".. gazetelerden oku- duklanm doğru ise ve yanlış anlamıyor- sam enflasyonla mücadele programını yürütmekte olan üst düzey ekonomi bü- rokratlan böyle demeye getiriyor. Ben yıllardır ekonomi dersleri veriyo- rum. Öğrencilere ilk öğrettiğimizşeylerden bin kapitalistlerin kâr maksimizasyonu pe- şinde koştuklandır. Yani, ellerinde hangi olanaklar varsa, onlan sonuna kadar kul- lanarak en yüksek kân elde etmeye çalı- şırtar. Tüketicilerin de fayda maksimizas- yonu peşinde olduklannı söyleriz öğren- cilere... Üstelik kapitalizmin mümkün olan en iyi dünya oldugu da bunlara dayanıla- rak gösterilir. Şimdi ekonomi politikalan- mızı yönetenler böyie yapılmayabileceği- ni ve dahası, böyle yapmamanın daha iyi olacağını söylüyor. Bu kadarla da kalmı- yor. Özel sektörün fiyatlan arttınrken ta- lepteki canlanmadan yarariandığı söyle- niyor. Malına olan talebin yükseldiğini gö- ren kapitalist, fiyatını arttınr. Eşyanın tabiatı gereği talep canlanır- ken fiyatların indirilmesi veya aynı bırakıl- ması beklenemeyeceğinden enflasyonla mücadelede ana hedeflerden biri talebin düşürülmesidir. O nedenle talep canlanı- şını fırsat bilerek fiyat arttınyor diye kapi- talistlere yüklenmek yerine talepteki can- lanışın sebeplerini kurutmak gerekir. Bizim Özel Sektör Suçlu mu? enflasyonla mücadele uygulamasında, bildiğim kadanyla emeği ile geçinen ke- simlerin büyük kısmının talebi kınldı. Ama emeği ile geçiniyor olup yüksek gelir el- de eden birçok grubun ve kapitalistlerin talebi kınlamadı. OysaTûrkiye'nin dünya- da gelir dağılımı en bozuk ülkelerden biri olduğu artık herkesçe kabul edilmektedir. Bu, gelirin büyük bir kısmının bir azınlığa gitmekte olması demektir. Ülkedeki mal ve hizmet üretimi önemli ölçüde bu azın- lığın taleplerini doyurmaya yönelir. Bu gerçeği göz ardı ederek hazırian- mış bir enflasyonla mücadele programı ta- bii ki sonuç almakta zorlanır. Yukandan be- ri söylediklerimi ekonomi politikalanmızı yöneten üst düzey bürokratlanmızın da pe- kâlâ bildiklerini varsaymak en uygunu ol- duğuna göre ortadaki tuhaflığı nasıl açık- lamalıyız. (Bu trajik bir tuhaflıktır. Gelir da- ğılımı bozukluğundan kaynaklanan tıkan- malan görmezden geldiği için zoriuk çe- ken enflasyonla mücadele programları sadece zaman kaybına yol açmaz. Bura- da daha da yoksullaştmlmış milyonlann aa- masız sıntf çıkartan yüzünden uzatılan acı- lanndan söz ediyoruz.) Ekonomi teorisyenlerinin önemli bir bö- lümü gelir dağılımını veri alır. Bu gelir da- ğılımı konusunun ekonomi dışına itilme- sinin başka türiü söylenmesidir. Bir kısım ekonomi teorisyeni ise kapitalist ekono- minin gelir dağılımı karşısında tarafsız ol- duğunu kabul eder. Bir başka deyişle, hangi gelirdağılımını verirseniz kapitalist- ler, kâr maksimizasyonu davranışlannı ona göre ayarlar. Işte IMF de, enflasyonla mü- cadele programlan oluşturulurken bu fık- ri dayatır ve gelir dağHımı konusunu ge- nellikle göz ardı eder. Ülkemiz şimdilerde IMF'nin ve yerli para sahibi sınıflann eko- nomik ve siyasi baltalama tehdidi altında olduğundan enflasyonla mücadele prog- ramımızın da gelir dağılımını göz ardı eden türden olmasında şaşılacak bir taraf yok- tur. Ama gel gör ki gelir dağılımı bozuk bir ülkede enflasyonla mücadelede sadece yoksullara yüklenmek enflasyonun düş- mesini zortaştınyor, uzat/yor, belki de im- kânsızlaştınyor. Gelir dağılımı bozuk bir ülkede, eğer enflasyonla mücadelenin yükü yoksulla- ra bindirilirse sonuç almakta en azından zorlanryorsunuz, belki de hiç alamıyorsu- nuz. Tûrkiye'nin yaşadığı tam da budur. Enflasyonla mücadelede ücretleri ve ma- aşlan budadığımız zaman kâriarartar. Bu ise kâr geliri elde edenlerden kaynaklanan talebi canlandınr. O zaman da onlann kul- landığı mal vehizmetlerin fiyatlan artar. Ve gelir dağılımı bozuk bir ülkede mal ve hiz- metlerin önemli bir bölümü bu türden ol- duğundan enflasyon düşmez. Gelir dağı- lımının bozuk olduğu ülkelerde sınıfsal enflasyon rakamlan daha anlamlıdır. Kapitalistler hem ücretleri düşük tutmak hem defiyatlanyükseltmek isterier. Herfır- satını bulduklannda da bunu yapartar. Böy- lece de gelir dağılımını bozariar, enflasyo- nu önlemek için kârlanndan fedakâriık et- mezler. Eğer fıyatlan düşürmek istiyorsa- nız, talebi düşürmelisiniz. Gelir dağılımı bozuk bir memlekette bunun önemli bir ayağı kapitalistlerin tatebini kırmaktır. Bu gelir vergisini arttırarak olur, lüks tüketimi vergilendirerekolur, yatınmayönettilmeyen fonlara servet vergisi koyarak olur.. başka yollan da vardır. IMF'ye başı sıkışanlar başvururveonun dediğini yapmak zorunda kalır. Bunun kar- şılığında o ülkelerin ekonomisine kısmi rahatlama sağlanır. Sağlanır ama orta ve uzun vadede aynı sorunlar yine tekrarlar. Dahası, son Asya krizinde IMFnin yaptğının yangına benzin dökmekolduğunu egemen iktisat yanlısı iktisatçılann bir kısmı da söy- ledi. Bizim bürokrat ve teknokratlann bu politikalan nekadarkavrayabıldikJeri iseay- nıanı KKTC gibi çok özgün koşullan olan bir ekonomiye dayatmaya kalkışmalann- dan belli. Bu şablonun ise yaradığı bir durum var mı, orası da belli degil. Peki IMF'nin ve Türk idaresinin ekonomi kurmayjannın hepsi mi bikjisiz? Mümkün değil. Oyteyse? Bu da koltuk sevdasının sonucu herhalde... İŞÇİNİN EYRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Oyunun Kuralı Tevfik Çavdar Hoca'nın kulakları çınlasın, Bi- gadiç'te bir paneldeydik. Fatma Girik yeni bele- diye başkanı seçilmişti. Fatma Girik ve Türkân Şo- ray'ı kastederek kadın haklanna ilişkin kimi top- lumsaJtabulannaşılmakta olduğunu söyledi. Be- nim itirazım vardı: "Hocam, toplum her ikisini de yasal nikâhsız say- gın biryere oturttu, ama birkoşulla, dikkatinizi çe- kerim, her Ikisi de erkeğine bağlı, sadık eş-kadın rolünde. Her ikisı de uzun yıllar bir erkeğe bağlı kadın konumlannı değiştirmiş olsalardı, toplum- sal saygınlık, kabul görü kalır mıydı? Erkek için çokeşliliği kabul etmiş, kadına şiddetle yasakla- mış bir toplum kültûründe nikâh zaten çok da önemli bir ölçü değil ki." Tevfik Hoca kafasını sallamış, "Işin buyanını hiç düşünmemiştim. Demek ki görmek için bile ka- dın olmak gerekiyor" diye takılmıştı. Üst üste patlayan Derya Tuna-lbrahim Tatlı- ses, Hülya Avşar-Kaya Çilingiroğlu ilişkilerinde- ki skandal ve gelişmeler, oyunun bu kuralının hâ- lâ aydınlar, sosyete ve sanatçı geçinenler arasın- da bile ne kadar geçerli olduğu üzerinde bir kez daha düşündürdü. Magazin basınına ancak şöyle bir göz atıyor ol- sam da ne zaman Derya Tuna ismini görsem ak- lıma Yalçın Pekşen'in Cumhuriyet'te çalıştığı yıl- larda çizdiği olağanüstü portreler gelir: Ibrahim Tatlıses özel yaşamında belki tam öyle olmasa bile prototip maço erkek portresini çize- rek ününe ün katmıştir. Kadını sever de döver de. O tarihlerde bir zamanlar çok âşık olduğunu itiraf ettiği Perihan Savaş'ı tokatlaması ile popülerdir. Yanında, "erkeğine soru sormayan, her yaptığını onaylayan, hayran kadın" tiplemesi ile Derya Tu- na görülmeye başlanmıştır. Derya Hanım, Yalçın Pekşen'in sorulanna yanıt verip vermeme konusunda bile gözleri ile Tatlı- sesten izin almakta, göz işaretlerine bağlı olarak oturup kalkmaktadır. Yıllar sonra ancak Tatlıses'ten çocuk sahibi oiup ilişkisi kurumlaştığında ikili ıliş- kide yönlendirici, egemen kimlik ortaya çıktı, ama ana roller değişmemişti. Tatlıses, bağırıp çağıran, istediğini yapan maço erkek; Derya Hanım ise evinde, akıllı uslu, eşine sadık, hep onun iyiliğini, çıkariannı gözeten, kollayan, ona akıl veren kadın kimliğindeydi. Küçük yaramazlıklar, özür dileme- ler, ödüllendirmeler, hoş jestler karşılığında bağış- lanmaktaydı. Tatlıses'in yaramazlıklanna, kaçamaklanna bağ- lı olarak kaç kez küsüp banştıklarını, magazinci- lerin bile izleyemediklerinden eminim. Son olay- da belli ki Tatlıses'in dansöz Asena ile olan ilişki- sinin medyada çok fazla yer alması, bağışlanma- yı güçleştiriyor. Derya Tuna da Amerika'ya gider- ken "/Asena, bardağı taşıran son damla oldu" di- yor. Hülya Avşar'ın, oyunu toplumsal kurallara göre oynama çabası, iyice şöhret, para ve ün sahibi ol- masından sonra dikkat çekiyor. Toplumda saygın biryerinin olmasını çok fazla önemsediği, evliliğin- den, çocuk sahibi olmasından sonraki konuşma- lannda öne çtkıyor. Programlarında en seksi gö- rüntülerden, seks ağırlıklı esprilerden kaçınmayan Avşar kızının, aynı kulvarlarda yol alan Sibel Can'ın başına gelenlerin ardından, "Bizim dünyamızda say- gın birevlilik veyer, herşeyden önemlidir. Aksi hal- de savrulursun" demesi dikkat çekiyor. Asıl düşündürücü olanı, Kaya Çilingiroğlu ile ev- liliğini sürdürebilme adına verdiği ödünler. Avşar keı gecelerini evinde geçiren, kocasını bekleyen, onun gece yaşamına hoşgörü ile bakan, hatta pa- rasını kumar, borsa, her neyse biryerierde kaybet- mesine ses çıkarmayan, olgun, anlayışlı, bağışla- yıcı, sabırlı eş rolünde. Magazin basın/nın kaça- maklara suçüstü yapmasını bile atlayabiliyor, Ka- ya'nın son sözünü ölçü alıyor. Bu arada, çrfti boşanmanın eşiğine getiren Bi- ricik Suden'in, birkaç gün ara ile, baştacı edildi- ği Kaya Çilingiroğlu'ndan "BiriciksesJni kessin" uya- nsını alması ve birkaç gün ara ile besbelli ki duru- mu düzettmek üzere başka bir erkekle görüntü ver- mek zorunda kalması, kadın kimliği açısından in- citici bir rol. Oyunun kuralı değişmiyor: Maço erkeklerine her tür hakkı, özgüriüğü tanıyan, olgun, sorgulamayan, anlayışlı eşler her zaman önemli ve çok saygıde- ğerter. Maço erkekter, kendilerini hep bağışlayan eşlere büyük sorumluluk, bağlılık duyuyorlar. Ko- lay kolay terk edemiyorlar. Ancak küçük kaça- maklar ve yaramazlıkların, sorgulamayan, anla- yışlı eşten, toplumdan gizli yapılması, bağışlana- bilir olmaları için büyük Önem taşıyor. Görmezlik- ten gelmeye varlar, ancak gözlerine sokulanlan nasıl gönmezlikten gelebileceklerini bilemiyorlar. O noktada işler kanşıyor. Ibrahim Tatlıses-Derya Tuna, Hülya Avşar-Kaya Çilingiroğlu ilişkisini boş verin. Onlar magazin ba- sınının ana gündemi. Siz siz olun, şöyle bir çevre- nize bakın. En aydın geçinenlerimiz arasında bile, bu oyunun kuralının dışına çıkabilen, evliliklerin- de, beraberliklerinde kadın ve erkeklere biçilen farklı rolleri, ikiyüzlülükleri aşabilen kaç kişi var? sukransoner@yahoo.com Haşhaş alım fiyatı belli oldu Çiftçi borcuna taksitlendirmeANKARA (Cumhuri- yetBürosu)-Tanm ve Kö- yişleri Bakanı Hüsnü Yu- suf Gökalp. çiftçilere ha- ciz konulmasına neden olan 1994-96 yıllan ara- sındaki ödenmemiş kredi borçlannın taksıtlendinl- mesi için bakan düzeyin- de görüşmelerini sürdür- düğünü bildirdi. Haşhaş alım fîyatlan- nı açıklamaküzere birba- sın toplantısı düzenleyen Gökalp, haşhaş alıırı fiya- nnın geçen yıla göre yüz- de 40 artışla kilogram ba- şına 640 bin lira, 2001 yı- lı ürünü için avans baş alım fiyatının da 820 bin lira olarak beürlendiğini açıkladı. Gökalp, Toprak Mah- sulleri Ofisi (TMO) ta- rafından 150 bin aileyi il- gılendiren haşhaş alım bedellerinin çiftçilere pe- şin ödeneceğini bildirdi. Gökalp, çifçilere haciz konulmasına neden olan 1994,95,96 yıllannailiş- kin tüm çiftçi borçlannın ödenmesi için takside bağ- lama gibi kolaylıklar sağ- lanmasına çalıştıklannı bildirdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear