14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 AĞUSTOS 2000 CUMA HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ StRMEN Pişkin Köksal ve Diizen Köksal Toptan, önemli görevlerde bulunmuş birpolitikacı. Birzamanlar, Müli Eğitim Bakanı iken yalnızca kendi örgütünü değil, rektör atamalann- daki rolüyle üniversiteleri de şeriatçı kadroiaşma- nın odaklanndan biri haline getirmiş bir kişi. Süleyman Demirel'den sonra DYP Genel Baş- kanlığı yarışı jçin Çiller'in karşısına rakip olarak' çıkmış ve yenilmişti Sayın Toptan. Kimileri, Tansu Hanım'ın içlerine sindiremedik- leri zaferinde medyanın etkin olduğunu söylemiş- lerdi. Daha o zamanda yazılmıştı, medyadan çok karşısındaki adayın kişiliğinden kaynaklandığınt Tansu Hanım'ın zaferinin. Son günlerde Köksal Toptan'ın, karanlık işlerin adamı Mehmet Niyazoğlu'ndan para alması, bu politikacımızın Uğur Mumcu'nun çok iyi betimle- diği tarikat-ticaret-siyaset üçgenini yansrtan somut bir örnek olduğunu gözler önüne serdi. Köksal Bey, ilişkilerinin ortaya çıkması ûzerine büyük bir "pişkinlikle" 100 milyar değil, 10 milyar aldığını söyledi. Sonra da ekledi: - Ne var yani, bütün genel başkan ve milletve- killeri adaylan alıyoıiar. Çevresini bi/mem ama, kendisi akçalı ilişkilerde çok dikkatli bir kişi olan, kimsenin hakkında bu ko- nuda en ufak bir imada bulunamayacağı Başba- kan Bülent Ecevit ise olayla ilgili olarak yaptığı açıklamada, - Acı, ama uyancı bir itiraf, demek zorunluluğu- nu hissetti. Nitekim, basınımızın saygın kalemlerinden Ok- tay Ekşi de Toptan'ı eleştirirken, günah keçisi ha- line getirmeden önce öbür örneklere de bakmak gerektiğini yazdı geçen gün Hürriyet'teki köşesin- de. ••• Köksal Bey'in pişkinliği tatsız da olsa, bu konu- da ileri sürülenler doğrudur. Hem Köksal Bey kendi çizgisindeki siyaset bü- yüklerinden ne gördüyse aynen onu uygulamıştır. Onun aday olduğu makamda daha önce oturan zat değil midir, Çankaya'da bir kısmı hısım, bir kıs- mı akraba, bir kısmı dost bir sürü şaibeli işadamıy- la aile fotoğrafı çektiren? Bu durumda Köksal Toptan'ın soyut bir olay ol- madığını; pişkinliği, tarikat ilişkileri de dahil olmak üzere, bütünüyle düzenin bir parçası olduğunu ka- bul etmek zorundayız. ••• Işadamlan, sermaye ve politikacı iç içeliği dün- yanın her yerinde geçerli. Ama gelişmiş demokrasilerde bizde olan kısıt- lamalar yok, olmayanı ise var. Her şeyden önce, sermayeye politikada at oy- natmak hakkı verilirken emeğe kısıtlama getirilmi- yor oralarda. Orada sendikalar ile partiler arasın- da organik bağ kurulabiliyor. Ama gelişmiş demokrasilerde, sermayeden ne- malanıp kampanya yürüten politikacılann, aidıkla- n paralan kuruşu kuruşuna kaydedip bildirmeleri de zorunlu. Böylelikle kim kime dayanarak kampanya yap- mış öğrenebiliyor, bu bikjilerden harekette kimin hangi çevrenin çıkarlannı neden savunduğunu an- layabiliyorsunuz. Buna uymayıp "Herkes atıyor, ne olmuş yani" demek hakkına sahip değil hiçbir politikacı; velev ki, başkan ya da başbakan olsun. Richard Nixon, 1974 yılında ABD Başkanlı- ğı'ndan, çoğunluğun sandığının aksine VVaterga- te skandalından dolayı değil, o skandal üzerine açılan dosyalarda ITT ile Süt Üreticileri Birliği'nden aldığı parayı beyan etmediği için istifa etmek zo- runda kaldı. Almanya'da şansölyelik koltuğunda oturma re- koru kıran Kohl, kampanyası sırasında bildirme- diği kaynaklan kullandığı için partisinin başından aynlmak zorunda kaldı. Köksal Bey'in pişkinliği düzenimizin bir çarpık- lığını koyuyor ortaya: Gelişmiş ülkelerde serbest olan şeyler bizde yasak, yasak olanlar ise serbest. Gel de çık işin içinden. Karara tepki 'Belçika hükümeti Erdal'a teslim oldu' BRÜKSEL(AA)-Sa- bancı ailesınin Brük- sel'deki avukatı Fernand Schmitz. Sakıp Saban- cı"nın, Belçika'nın Feh- riye Erdal olayında aldı- ğı kararlardan dolayı çok üzgün olduğunu söyledi. Erdal"ı Charleroi kentin- de kaidığı evde görüntü- lemek isteyen atv ekibi, Erdal'ın yandaşlannca tartaklandı. Sabancı ailesinin avu- katı Schmitz yaptığı açıklamada, "Kurbangi- denler İstanbuTda, ama Fehriye Erdal Belçika'da kahraman gibi yansıah- yor" dedi. Schmitz, Bel- çika insan haldan temsil- cisi Paul Pataer'in, Feh- riye Erdal'ı tutuklandığı günden bugüne kadar kurban gibi gösterdiğini belirterek "Pataer'in na- sd bir insan haklan baş- kanı olduğunu biz bir türlü çözemedik" dedi. Sabancı suikastında ölen kişiler hakkında Pata- er'in bugüne kadar ne basında ne de toplantılar- da tek bir cümle sarf et- mediğini belirten Schmitz, şöyle devam et- ti: "Aynı şey, Belçika hü- kümeti ve Belçika adalet sistemi için de geçerMr. Belçika, Fehriye Erdal dosyasında her şeyi hem gizfi tuttu hem de hiçbir zaman Erdal'ı bir terö- rist ve katil olarak öne sûrmedL CMay o dereceye geldi ki, Fehriye Erdal dün hapishaneden Belçi- ka hükûmetine şart koş- tu ve şartiarmı kabul et- tirdi" Belçika basımnın da, Sabancı ailesinin bugü- ne kadar kim olduğunu ya da suikastın nasıl meydana geldiğini araş- tırmadığını belirten Schmitz, Erdal'ı kahra- man yapan Belçika bası- nının ölenlere karşı çok büyük saygısızlık ettiği- ni söyledi. Sakıp Saban- cı'nın bu olaydan çok üz- gün olduğunu belirten Schmitz, Sabancı'nın tek isteğinin, Erdal'ın adalet önünde yargılanması ol- duğunu belirtti. Belçika Içişleri Ba- kanlığı sözcülerinden Li- even Vanmele, Erdal'm sağlık durumunun iyi ol- duğunu ve kendisi için üçüncü bir ülke arandı- ğını söyledi. Gülen, şeriata ulaşmak için izlenecek yöntemleri kitaplannda da müritlerine anlatıyor 4 Cami ve loşladan yararlanın'ALPERBALLI ANKARA - Ankara DGM'nin ABD'de bulunan Fetnullah Gülen hakkında çete oluşturmak suçlama- sıyla gıyabı tutuklama karan verme- sınin ardından iddianame hazırlıklan sürerken iddianameye konu olan so- ruştunnadaki kanıtlar da şekülenme- ye başladı. Şeriatı öven ve müritleri- ne devlete sızmalannı öneren konuş- malan televizyonlara yansıyan Gülen, cemaatınden, laikliğe alternatifbir dü- zenin yerleştirilmesi amacıyla devle- te karşı baskı kurmalannı istemişti. Gülen, Ankara DGM Başsavcılı- ğYnın yürüttüğü soruşturma çerçeve- sinde değerlendirilen kitaplannda, şe- riata ulaşmak için müritlerine çeşitli önerilerde bulunuyor. "BuhranlarAnafonında İnsan" ad- lı kitabında ülkeyi zavallı olarak nite- leyerek bugünkü nesilleri umursa- mazlıkla suçlayan Gülen, 102. sayfa- da "An zavallı vatan, yıllar yıh kaygı- sız evlaüannuı şuursuz ve düşüncesiz davranışlanndan meydana gelen bu kadar musibetie inim inim inledikten, dûşmanca tavırlarla bu kadar hırpa- landıktan, canhıraş fer>atlaria bu ka- dar sdandıktan sonra, bugünkü nesfl- ierden de aynı umursamazuğı mı gö- recektin" yakınmasmı dile getiriyor. Gülen, "ÖIçü veya Yoldaki Işıklar" adlı kitabında da, tasarladığı düzenin kurulmaması durumunda çekilen acı- lann boşa gideceğini belirterek şöyle devam ediyor: "Bu umumi çalkalanma ve tekev- vünden mûnkariz olmayan millet, pa- yına düşeni alacak ve yeni bir dünya kuracakür (sf.2). Ya bütün bu buh- ranlardan sonra bir idrak ve izanla kurulmasını tasariadığumz dünyayı kuracak ve huzura ereceğiz veya bir ktsım küçük besap ve çıkariar uğru- na çekilen binlerce ısnrabı semeresiz ve boş lalacak bir anlayıs ve davranış- ta gerisin geriye gkJeceğiz (sf-3 ve 4). Öyieysesiyasi,gayri siyasi bütün grup- lar için vahy-i münzeUn (Kuran) âlem şumul davetini teabetten başka ne ca- re ne de makul bir mesnet kalmadığı çağnsıyla insanımıza sesleniyoruz. Hepiniz toptan Allah'ın ipine sanhn (sf.27)" GüJen, "ÖlçüveYoldakiIşıklar-3'' kitabmda cumhuriyeti Kuran'ın be- lırttiğı esaslar olarak tanımlayarak bu esaslann uygulanabilmesi için siya- sete kanşılmasım istiyor. Siyasete ka- rışmamayı ulusla ilgüenmeme olarak niteleyen Gülen, "Sıyasetekanşmam, siyasete kanşma demek, vatan ve mil- letişine, milletin hayat vebekasma ka- nşma demektir'' diyor. 'Komando gibi yaşayın' "Ölçü ve Yoldaki Isıklar-4" kitabm- da Müslümanlann komando gibi ya- şamasmı ve Islami olmayan yayınlan okumamalanm öneren Gülen, mürit- lerinin başanya ulaşmak için lüksten kaçınmalarmı öğütleyerek şöyle de- vam ediyor: "Muvaflakiyetin düşmanı refahür, lükstür. Müslümanlann muvaffakiye- ti ancak komando gibi yaşamaİda mfimkûn ohır (sf.95). Islami olmayan gazete ve mecmualan okumak zarar- ta oJur. Eğer mutlaka okunması gere- Idyorsa sadece başnklan okunmahdır (sf.%)" Gülen, "Ruhumuzıuı Heykelini Di- kerken" adlı kitabmda ise Türkiye'de dini hayat yıllarca işlemez hale getiri- lerek "dünyada muduluk" gibi çarpık bir düşüncenin beyinlere yerleştirildi- ğini öne sürüyor. Gülen, şu iddialan- m müritlerine iletiyor: "Evet, yüTar ve yıllar bu ülkede m- hi hayatın büyük ölçüde sürdürülme- si, dini hayatımızuı işlemez halegetiril- mesi, aşkın, vecdin, bütün bütün unut- turulup gönüllerin düine zincir vurul- ması, düşünen ve okuyan aydmlaruı gidip kaskatı bir poziti\ iznıe aborda ounalan, salabet ve hakta sebat yerine softanğm ikame edilmesL, hatta ahiret ve cennet istenirken bile dünyada ah- şılagelen muduluğun devamı mulaha- zası ile istenmesi gibi çarpık düşünce, çarpık telakkileri sineJerimizden sö- küp atmadan yeni bir fasıl açmamız mümkün değildir." Emek Platformu Yüzde 10 barajı tartışılacak ANKARA (Cumhuriyet Büro- sa) - Emek Platformu Başkanlar Kurulu toplanüsuıda memurlann işten atümalaruıı kolaylaştıran ka- nun hükmünde karamame (KHK) ile yüzde 10 işkolu barajı konu- sunda tartışmalar yaşandı. Emek Platformu'nun önceki gün yapı- lan toplantısında yüzde 10 işkolu barajıyla ilgili sıkınblar yaşandı. Tüık- Iş Genel Başkanı Bay- ram Meral'in, yüzde 10 işkolu barajına karşı çıkarak "Ben enayi miyün. Üyekrimi çahyorsunuz" yönünde konuştuğu belirtildi. Meral'in, Hak-Iş'e yönelik ola- rak da REFAHYOL döneminde siyasi ilişkileri kullanarak işyerle- ri kazandığını belırttığı, bunun üzerine Hak-îş Genel Başkanı Sa- Km Ushı'nun da "Siyasi iMsküer konuşulacaksa berkesin söyleye- ceği çok şey var- saat ve yer vere- rek"*dediği öğrenildi. Meral'in zaten örgütlenmekte güçlük çe- küdigini söylediği, DISK Genel Başkanı Süleyman Çelebi'nin de "Sendikalann barajdan önce du- rnmu neydi, şimdi ne durumda ona bakalun" dediği belirtildi. Platform yapacağı toplantıyla yüzde 10 barajı tartışacik. tĞNELİFIRÇA ZAFER TEMOÇÎN ( I I . • Sezer onaylamazsa TBMM'nin olağanüstü toplantıya çağnlması kolay görünmüyor Orlaklar gnıplarına güvenmiyor ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Memurlann işten atılmasım kolaylaştıran kanun hükmünde ka- rarname (KHK) ile ilgili olarak gözler yeniden Çankaya'ya çevri- lirken; Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in KHK'yi onayla- maması durumunda hükümetin TBMM'yi olağanüstü toplayarak bu ıçenktekı tasanyı yasalaştırma- suun kolay görünmediğine dikkat çekildi. Hükümet ortaklannm özellikle ANAP'taki olası fırelernedeniyle, TBMM'yi olağanüstü toplayarak memurlann atılmasını kolaylaştı- ran yasa tasansım görüşmeyi ko- lay göze alamayacaklan vurgulan- dı. ANAP Genel Başkan Yardım- cısı AH Doğan. KHK'ye ilişkin kaygılar bulunduğunu belirterek, "Bu KHK'yi birinci dereceden MHP ve DSP Jstiyor" dedi. Hükümet ortaklan arasmda ya- pılan değerlendirmelerde, KHK'- nin imzalanmaması durumunda TBMM 'nin olağanüstü toplantıya çağnlması formûlüne mesafeli yaklaşılıyor. Anayasanın 93. mad- desi gereğince TBMM Başkanı doğrudan veya üyelerin beşte bi- rinin yazılı istemi üzerine TBMM olağanüstü toplantıya çağnlabili- yor. u Ara verme veya tatj] sırasın- da, doğrudan doğruya veya Ba- kanlar Kurulu'nun istemi üzerine cumhurbaşkanınca" da TBMM toplantıya çağnlabiliyor. Tasannm yasalaşması zor Hükümet ortaklannın gerekli imzayı toplayıp TBMM'yi olağa- nüstü toplantıya çağırmalan ve 350 sandalyelik çoğunluklanyla 28 Şubat sürecinde TBMM'ye gönderilen, yeni yasama dönemin- de de hükümet taraiîndan yenile- nen tasanyı yasalaşûnnalan mate- matiksel olarak olanaklı görünü- yor. Ancak ANAP içinde çok sayıda milletvekili ve parti yöneticisinin KHK'yi "içlerine sindiremedikle- rini" açıkça ortaya koymalan du- rumu sıkmtıh hale getiriyor. Tasa- nnm TBMM'de görüşümıesi sıra- smda MHP'den de fıreler olabile- • Başbakan Ecevit'in, kamu görevlileriyle ilgili kanun hükmünde kararnamenin (KHK) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından imzalanması konusunda umutlu olmadığı öğrenildi. Başbakanlık'tan, dün "Çankaya Köşkü'nden edindiği izlenime göre Ecevit'in imza beklentisinin zayıfladığı" duyumlan alındı. ceğine dikkat çekiliyor. Hükümet ortaklannm TBMM'deki olası di- reniş nedeniyle düzenlemeyi KHK ile gerçekleştirmeyi hedefledikle- ri vurgulanıyor. ANAP Genel Başkan Yardımcı- sı Doğan, "Biz demokratik yapı korunurken devlet bütünlüğünün bölûnmesinj istemiyoruz. Ancak devleti korurken de demokrasiyi göz ardı edemeyiz, Bu düzenleme yapüırken her iki unsur da göz önünde bulundunıhnafa" diye ko- nuştu. ANAP Genel Başkan Yardımcı- sı SelçukPehlivanoğhı, dün düzen- Izmir Barosu 'İktidar hukuk çizgisinin dışmda' İZMİR (Cumburij«t Ege Bürosu) - Izmir Barosu Başkanı Çetin Turan, son günlerde, başta Başbakan Bülent Ecevit'in tarikat lideri FethuflahGükn'ı destekleyici açıklamalan ohnak üzere, KHK ve cezaevleri gibi konularda siyasal iktidann hukuk çizgisinden uzaklaştığını söyledi. Turan, "Siyasal iktidar, demokrasiyi daha da geaştirme savının aksine ber alanda hukuk çizgisi dtşma taşmış, keyfi bir yönetim anlayışı benimsemiş, polis devleti u> gulamalannı fîilen yürütür dunıma gefamşor. Siyasal iktidar hukuk çizgisine çekflmek zorundadû-" dedi. Izmir Barosu Başkanı Çetin Turan, hükümetin anayasayı ıhlaJe yöneldiğine dikkat çekti. Turan, cumhurbaşkanlıgı seçimlerinde TBMM'de gizh' yapılması gereken oylama = sırasında Başbakan Bülent Ecevit'in oyunu herkese gösterenek kullandığını, bu yöntemle parlamento iradesini baskı altma aimak istediğini anımsattı. Turan şöyle konuştu: "Başbakan'ın, cumhuriyet devrimlerini yıkmak ve yerine şeriat devleti kurmak için organize olduğu ve devletin her kademesine sızdığı suclaması fle Fethullah Gülen hakkında açüan hanrhk sorusturması ve veriten gıyabi tutuklama karanndan sonra, sanıgı açıkça destekleyen demeçler vermesi, aynı kisiye ilişkin önceki koruyucu acıklamalannı aşnuş, yargı sürecine açıkça müdahaleye dönüsmuştür. Tutuklama karanna üzüldüğünü ve yargı sürednin aklanma ile sona ernıesini ditediğmi beyan etmesi, tarikat fiderine en üst düzeyde verihniş destekten başka bir şe> değildir. lediği basm toplantısında, "Cum- hurbaşkanı Sezer'in en kısa süre- de KHK'nin gereğini yapacağuu" söyledi. Pehlivanoğlu, "Bazı mil- letvekiDeriniz Sezer'in tavnnı des- teküyor" ammsatması yapılarak yöneltilen sorulara, "ANAPkurul- duğu yıldan bu yana demokratik bir tavır sergUemiştir. Her arkada- şunızistediği bir konudafîkrini ra- hathkla söylemektedir. Herkes fik- rini söyler. daha sonra doğruda ke- nedenüir. Bu konudaki kriz gere- ğinden fazla abarbldı" yanıtmı verdi. Hükümetin MHP kanadı ise milletvekillerinin "irtica yasası'' olarak nitelendirilen yasa tasarüa- nna sıcak yaklaşmamalan nede- niyle kararnamenin Köşk'te çö- zühnesini istiyor. Meclis komis- yonlarmdaki bazı irtica yasa tasa- nlanmn görüşmeleri sırasında MHP'li milletvekillerinin FP'liler- le işbirliği yaptığı biliniyor. MHP lideri Devlet Bahçen'nin kararlı davranması durumunda parti için- de bazı rahatsızlıklann dile getiıü- mesinden korkan MHP yönetimi, sonbaharda yapılması planlanan kongre öncesinde seçmenin tepki- sini çekmek istemiyor. Ecevit umutiu değfl Başbakan Ecevit'in, kamu gö- revlileriyle ilgili kanun hükmünde kararnamenin (KHK) Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer tara- fından imzalanması konusunda umutlu olmadığı öğrenildi. Baş- bakanlık'tan dün "Çankaya Köş- kü'nden edindiği izlenime göre Ecevit'in imza beklentisinin zayıf- ladıgj" duyumlan alındı. Ecevit, Sezer'le görüşmesi ko- nusunda koalisyon ortaklanna da bilgi verdi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz dün gazetecilerin sorulan üzerine Başbakan'ın gö- rüşme konusunda kendisine bilgi verdiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Sezer'in KHK'yi ımzalamayacağı yönünde söylentilerin olduğunu belirten ga- zeteciye Yümaz, "Söylentilerüze- rine yorum yapmam" karşılığmı verdi. Başsavcılara iletildi Adalet Bakanlığı sağlık hizmetleri tedbir genelgesi gönderdi lstanbul Haber Servisi - Tutuklu ve hükümlülerin sağlık sorunlanyla ilgi basında yer haberler üzerine Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdü- rü Ah'SuatErtosun, cumhuriyet başsavcılanna genel- ge göndererek cezaevlerinde sağlık hizmetlerinin ak- sanlmaması için her türlü tedbir ın alınmasını istedi. Ertosun, "Suçlan ne olursa olsun hiçbir aynm yapıl- maksıztn sagJık sorunlanyia özel olarak ilgileniİmtk- te ve tüm imkânlar sonuna kadar kullanılmaktadır~ dedi. Basında yeralan haberlerve gazetemiz yazan llhan Selçuk'un 16 Ağustos 2000 tarihinde, tutuklu ve hü- kümlülerin sağlık sorunlanya ilgili yazdıgı "Cankur- taran Köprûsü" başlıklı yazısı üzerine Ceza ve Tev- kifevleri Genel Müdürii Ali Suat Ertosun, yazıh bir açıklama yaptı. Ertosun, son günlerde medyada "tu- tokhı ve bukümlölerin sağhk sorunlanyia ilgilenilme- diği, tedavilerinin zamamnda yapılmadığı*' haberleri üzerine cumhuriyet başsavcıhklanna 13 Haziran 2000 tarihinde bir genelge göndererek sağlık hizmetlerinin aksatılmaması için her türlü tedbirin alınmasını iste- diğini belirtti. Başsavcılıklara isimleri bildirilen tutuklu ve hü- kümlülerin listesi şöyle: A. Murat Çelik, Abdülaziz Nakçı, Abdülhaluk Duran. Ab- dullah Alptekin, Abdullah Öztürk, Abdurrahman Teraur, Ab- dûlaziz Nakçı, Abdülaziz Özdemir, Ahmet An, Ahmet Ep. Ah- met Polat, Ahmet Yazgan, Akın Durmaz, Alev Yıldız. Ali Ek- ber Akkaya, Ali Koç, Ali Sınan Çaglar. Ali Tekın, Ali Yalçın. Ali Yıldız, Alp Aktekin, Alper Batu, Asım Özdemir. Aşkın Ka- ya, Atakan Başar. Ayhan Orhanlı, Ayşe Altun, ,\zız Duımaz, Aziz Nakçı, BahadırÖzerdem, Bahattın Solhan, Bakı Kaplan, Baki Menteş, Baran Demiray, Banş Yıldınm. Bayram Içlek. Bedrettin Çaylak, Bedrettin Kavak. Bekir Baturu. Belgüzar Kaygısız, Betnar Satar, Binali Sanelmas. Birsen Kars, Burhan Gardaş, Bülent Durgaç, Cafer Cangöz, Cahın Ozkan, Cavit Iç- übay, Cavit Temur Türkan, Celal Tuıpçu, Celal Türker, Ce- mal Çakmak, Cemalettin Polat, Cemil Tıryakı, Cenap Polat, Cengiz Akın, Cengiz Bayır, Cengiz Baytar, Cengiz Çalıkopa- ran, Cengiz Ecer, Cihan Alkan, Cihan Dalkaya. Cuma Şat. Çe- tin İUcan, Çiğdem Kazan, Davut Kirman, Devrim Öçtel, Dev- rim Öktem, Dılşah Acar, Dinçer Acar, Döndü Uzel, Ekrem Ka- val, Elif Vural, EnverOzkartal, Enver Uçar, Ercan Şeker, Er- dal Çetin, Erdal Gürbay, Ergün Bütüner, Erol Özbolat. Ertan Özkan, Eşber Yağmurdereli, Ethem Ehna, Eva Juhnke, Eyüp Baş, Fadime Akalın, Fahrettin Altun, Fatma Sido, Fatma Şüt. Fehim Gemli, Fesih Karataş, Filiz Gencer, Funda DavTan. Gamze Bayram. Gamze Mimaroğlu, Gülay Efendioğlu, Gü- lay Hannan, Gülay Söker, Gülderen Baran, Güler Harman, Gûlser Tuzcu, Gülten Özdemir, Gülümser Tosun, Güneş Bal- taş, Güri Erdogan, Habibe Çiftçi, Habip Aslan, Hakkı Şeker. Halef Özer, Halil Güneş, Hanım Hannan, Hasan Ali Günay. Hasan Alkış, Hasan Demiıtaş, Hasan Erdemli, Hasan Gûn- görmez, Koçoglu, Hasan Orûn, Hasip Avşar, Haydar Baran, Haydar Güler, Haydar Yıldınm, Hayrettin Tektaş, Hülya Gül- can, Hürrem KızıÛcaya, Hüseyin Ateş, Hüseyin Beyaz. Hüse- yin Çelik, Hüseyin Demir, Hüseyin Kılit. Hüseyin Köse, Hü- seyin Solak, Hüseyir Kiraç, tbrahım Doğan, Ibrahim Er. Ibra- him Erler, Ibrahim Kılınç. tkram Narin, llhan Altun, llhan De- mirel, llhan Emrah, tlkaç Özçelik. Imam Aksoy, İrfan Ortak- çı, tsmail Güneş. lsmet Özdemir, tsmet Temur Türkan, Izzet Aslan, Kadri Gökdere, Kadnye Alplekin, Kâmile Kayır. Kâ- zım Bakır. Kemal Kıcır. Kemal Yarar, Kemalettın Çelik, Ke- nan Altun, Kenan Dinçer, Kevser Mızrak, Leşker Acar, Ley- la AkbaŞj Leyla Atabay, Lütfîi Topal, M. Ali Kanmaz, M. Gökhan Ozocak, M. Salıh Çeükpence. M. Salman Aslan. Mah- mut Keskin, Mehmet Ali Çelebi, Mehmet Çakan, Mehmet Gûvel, Mehmet Içli, Mehmet Nuri Altuğ, Mehmet Oktay, Mehmet Oral, Mehmet Özen, Mehmet Polat, Mehmet Salih Demir, Mehmet Seviş, Mehmet Seyhan. Mehmet Telsaç. Meh- met Turgah, Mehmet Yaman. Mehmet Yaşa, Mesude Pehli- van, Mesut K.öse, Mesut Özdemir, Mesut Sertel, Mesut L'zun, Mete Bilik, Metin Polat, Metin Turan, Mirza Mehmet Çubuk- çu, Muhittin Kahvecioğlu. Muhittin Tacer, Murat Aslan, Mu- rat Demir, Murat Karakus, Murat Karaoğlan, Murat Mesut Uzun, Murat Sözen, Murtaza Deveci, Musa Gündoğdu. Mu- sa Güneş, Musa Özdemir, Musa Turan, Mustafa Akyürek, Mustafa Atalay, Mustafa Karaagaç, Mustafa Kılınç, Mustafa Tektaş, Muzaffer Aybek. Münevver Köz, Münür Çolak, Mür- şekit Duma, Mürşit Aslan, Nail Demir, Nail Yollu. Nazarat Vertoğlu, Necafi Erbasan. Necdet Atmaca. Necip Akgün, Ne- dim Ateş, Nevzat Kalaycı, Nezir Kartal. Nihat Konak. Nımet Can, Niyazi Kaya, Nizamettin Kaya. Nuran Elçinkaya, Nuret- tin Bahtiyaroğlu, Nurettin Erenler. Nuri Altak, Nuri Can. Nur- şel Demirdövücü, Nursel Kaya, Nusret Kjlıç, Oktav Karataş, Ömer Baran, Ömür Koçak, Ozgür Banş Özçelik. Ozgür Sal- tuk, Özgür Soner, Pervin Tugan, Rabia Atan, Ramazan Çiçek, Ramazan Sadıkoğullan, Raziye Katırcı, Recep Cuıgitaş, Re- cep Erdündar, Recep Nazlıdere, Remzi Yüce, Remziye Yaşar, Reşit Kayran, Sabiha Sunar, Sabri Tas, Sadık Bayrakçı, Sad- rettin Aydınlık, Sakine Ögeyik, Salih Aydın, Savaş Dörtyol, Savaş Kahraman, Savaş Karaçam, Sebahattin Bardak, Selahat- rin Ünyaya, Selamı Çelik, Selman Batman. Selmanı Özcan, Semıha Topal, Semiray Yılmaz, Serdal Gelir, Serhat Gül, Sev- gi Saymaz, Sinan Iskender, Sinan O>namaz. Sinan Yavuz. Songül Eroğlu. Suzan Baran, Süleyman Acar. Süleyman Ma- tur, Şaban Tonta, Şafak Sazlı, Şafi Genç. Şamil Batmaz, Şem- settin Kalkan, Şengül Mert. Şenol Tannyapısı. Şenfe Doğan, Şevkat Dolbay, Şirin Tasdemir, Şüknye Can, Tamer Çadırcı, Tekm Tangün, Timur Aslan, Timur San, Tuncer Karakaya, Tu- ran Sivik, Ulaş Göçmen, Ünal Odabası, Ünal Yılmaz, Vasfi Hastaş, Vasfı Hoştan, Vehbi Koç. Veysel Kurt, Veysi Aktaş, Veysi Çelikten, Yaşar Kırmızı, Yaşar Kızgın, Yaşarkak As- lan, Yaver Çiftçi, Yener Türker, Yılmaz Coşkun, Yılmaz Oguz, Yunus Havsat, Yusuf Kenan Dinçer, Yücel Bolyacı, Ze- ki Karaca, Zeynep Bektaş, Zeynep Güngörmez.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear