24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14- .AĞUSTOS 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Öymen: Herkes atfay olabilir • NEVŞEHtR (Cumhuriyet)-CHP Merkez Yürütme Kunılu'nun Ürgûp'teki toplantısına başkanlık eden Genel Başkan Altan Öymen, gazetecilerin Deniz Baykal'ın genel başkanlığa aday olacağına ilişkin iddialan sorması üzerine CHP'de herkesin her mevki için aday olabileceğini söyledi. Öymen, "Kurultay için önümüzde bir hayli zaman var. Bu süreçte bazı arkadaşlarımız çeşitli mevkiler için aday olabilir. bunu son derece doğal karşılamak gerekir. Bu kişilerin de göreve gelmesi kurultay delegelerimizin takdiriyle gerçekleşir. Bu arkadaşlanmızın aday olacaklan mevkiler için şanslan ne olur, onu şu anda bilmek son derece zor" diye konuştu. DBP'H Koçoğlu öldü • ANKARA(AA)- Demokrasi ve Banş Partisi (DBP) Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Koçoğlu (49), Ankara-Istanbul karayolunda bir otobüsle bir TIR'ın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında vefat etti. Koçoğlu'nun cenazesi, dün parti genel merkezi önünde yapılan törenin ardından Manisa'nın Alaşehir ilçesine gönderildi. Hacıbektaş Vefi törenteri • NEVŞEHÎR (Cumhuriyet)- Nevşehir'in Hacıbektaş llçesi'nde 16-18 Ağustos günleri arasında düzenlenecek 37. Ulusal, 11. Uluslararası Hacıbektaş Veli Anma Kültür ve Sanat Etkinlikleri için hazırlıklann tamamlandıgı bildirildi. Hacıbektaş Belediye Başkanı Mustafa Özcivan, Başbakan Bülent Ecevit'in de 15 Ağustos Salı günü Hacıbektaş'a geleceğini ve kendi evinde kalacağını belirtti. Özcivan, törenlere Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'ın katılamayacağını, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve çok sayıda bakanın katılacağını bildirdiğini söyledi. Enterppise I tstanbul Haber Servisi - Bahama bandıralı SG Enterprise gemisi, lstanbul Boğazı'ndan transit geçişe başladı. Hava koşullannın uygun olmaması nedeniyle bir sûredir Rumelifeneri açıklannda bekletilen 312 metrelik geminin geçişi sırasında lstanbul Boğazı trafığe kapatıldı. Tarihi eser kaçakçılıgı • DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Mardin'ın Midyat ilçesindeki îstanbul Kuyumculuk'ta Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Malı Şube ekiplerinin yapüğı operasyonda tarihi eser kaçakçılıgı yaptığı belirlenen Sabri Sayacı suçüstü yakalandı. Sayacı'nın ev ve işyerinde yapılan aramada piyasa degeri 50 milyar lirayı aşaE 131 adet tarihi eser ele geçirildi. Cumhurbaşkanı ile Çankaya'daki görüşmemizde 'hukuk ve demokrasi okulunda' gibiydik Sezer, ziyaretçflere de 6 ders' veriyor OKTAYEKİNCÎ "Tfcari kazancı ön planda tutan, yapımn estetik ve sağlamhk boyutumı gözarth eden, mesİeki bügfleri ye- tersiz uygulamacüarın rahat hareket alanlan bulma- lannın olumsuz sonuçlannı ne yazıkki ulus olarak bü- yük bedeOerle ödemekteyiz™" Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in imzasını taşıyan bu satırlar, 1 Temmuz 2000 günü Ankara'da yapılan "7. Ulusal Mimarük Sergisi ve Ödülleri" tö- renine gönderdiği kutlama mesajında yer alıyordu. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehro- zoğlu'nun Cumhurbaşkanı'nı da temsilen katıldığı törende, aynı mesajın en çok alkış toplayan diğer bir paragrafı ise aynen şöyleydi: "Bütün bunlann yanı sıra imar aflan, yasalara kar- şı işlenen suçlann bağışlanması, eski eser ve çevre ko- ruma yasalannı değiştiren kararnameler, yaşam ala- mmmia kapanması zor, büyük varalar açnuştm.." O gün Mimarlar Odası yöneticileri, 1950'lerden bu yana bir cumhurbaşkanından "ük kez" kendi görüş- lerine böylesine "koşut" bir mesajı almış olmanın coşkusunu yaşarken törende bulunan mimarlar da yi- ne aynı coşkuyu neredeyse yine "50yıkJır" hasret ka- hnan şu değerlendirmeyi dinlerken paylaşölar: "Toplumlann düşünce ve eğüimlerinin bir yapı sa- naü olan mimariye yansımasında o ülkenin toplum- sal y apısının, kurumlannın, tarihi ve coğrafyasuun et- kisi bûyüktür. (_.) Mimarinin diğer sanatlara oranla insanlaruı daha çok iç içe yaşadığı bir sanat olduğu, zamanla unutulmuştur.J' Görüşme mi, 'dertieşme' mi?.. 9 Ağustos 2000 Çarşamba günü işte bu mesaj hâ- lâ belleğimizdeyken randevu saatini bekleyip Çanka- ya'nm yokuşunu çıkmaya başladığımızda, az sonra gerçekleşecekziyarette "derdimizinasılanlatabilece- gimirin" de kaygısını taşıyoruz. Çünkü yine bu mesaj gösteriyor ki Sezer aslında "derdimizi" en az bizler kadar, belki de "daha iyi" biliyor... Dahası. örneğin kendisine "serzenişte" bulunaca- ğımız ve "Çanakkale Tarih Milli Parkı ve Dünya Ba- nş ParkT ile "Boğaziçi SİT alanınT, buralarla ilgili yasalan "geçersiz" kılarak "radar kuleleri tahribab- na" teslim eden "602 sayüı kanun hükmünde karar- namenin" bile yine kendi ıfadesıyle "eski eser ve çev- re konuna yasalannı değistirerek, yasam alanımızda kapanması zor, bü>ük yarâlar açdğmı" da bizim zor dile getirebileceğimiz bir açıklıkta zaten önceden vur- guluyor... Hele, yapı denetimini "sermaye şirkenerine" dev- reden 595 sayüı KHKyle ılgılı itırazlanmızı sunma- ya hazırlanırken, aynı şekilde karşımızda bu kez de "ticari kazancı ön planda tutan uygulamacılann ya- ratügj oiumsuz sonuçlardan" -yine bizim gibi- "ya- • Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, sadece memurlarla ilgili KHK'den değil, son aylarda imzaladığı diğer KHK'lerden de rahatsız. Çünkü bu yasalann önceden ilgili tüm kesimlerce tartışıhnasım istiyor. Ne var ki başta "milletvekilleri" olmak üzere asıl sorumlular hep "sustukça", Sezer de bu duyarlıhğında adeta "yalnız" kalıyor... kman" bir cumhurbaşkanının bulunduğunu görerek konuşmak için acaba hangi sözcükleri seçmek gere- kiyor?.. İşte böylesi bir "sınavı" göğüslemek üzere tam randevu saatimizde Cumhurbaşkanı Sezer'in kabul salonuna girip elini sıkarak büyük masanın başına oturduğumuzda, bizi ilk "rahatlatan* tavnnm "gü- kç yüzü" ve "sevecen" bakışlan olduğunu söyleme- liyim. Mimarlar Odası'nın Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyelerini tanıtırken aynı bakışla hepimize "Hoş geldiniz" deyıp "27 bin üyenizvar, değü mi" di- ye sorarak bu görüşme için "dersuüçahşüğun" da be- lirtmesı, konuşmanın bundan sonra zaten hep "içten- UkH bir söyleşj" şeklinde geçmesine yeterli oluyor bi- le... Ömeğin, Zeugmakonusunda kendisine yaptığımız ilk başvuruyu "en kritik" günlerde hemen devreye soktuğu için "teşekkürkrimizi'" sunarken, aslında sa- dece Birecik Baraj Gölü havzasında değil, Edirne'den Kars'a kadar "tüm ülkedeki" tarih, kültür ve doğa mi- rasının "aynıduyarsızhk" nedeniyle "zordurumda" ÎĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN ^ YER YgrUTKiÜ Otm/A &&M... olduğunu belirtmemiz, bir şikâyet değil, sanki karşı- hklı bir "dertkşme" gibi geçiyor... Benzer şekilde, yine omesajındaki "Mimarhğmes- tetiği ve saglamhgı biıükte gözeten bir yapı sanatı ol- duğu zamanla unurulmuştur" şeklindekı "üzülerek" dile getirdiği saptamanın da son aylarda kendi imza- ladığı KHK"lerde bile mimarlığm daha da dışlanarak "devam etngini'' belirttiğimizde ise aynı dertleşme- yi bu kez bir "hukuk ve demokrasi dersine" dönüş- türerek şöyle konuşuyor: "tşte son KHK tarüşmasmda da (memurlar hk.) bu dunım var. Eğer şündi şikâyet ettiğiniz KHK'ler ya- sa olarak düzenlenseydi, konunun asıl sahipleri olan sizkr de görüşlerinizi TBNLM'deki yasama sürecine taşıyabüir, açık vedemokratikortamda katkmızı yap- ma olanağım bulabilirdiniz...'" Bu sözleriyle KHK'lerden önce kendisini de zor du- rumda brraktığını gizlemediği "yasa yerine KHK" politikasının temel sorun olduğunu "öğreten" Cum- hurbaşkanı Sezer, 4 yıllık mimarlık eğitiminden son- ra "meslekiyetkT edinilebilmesi için Mimarlar Oda- sı'nm 2 yıllık staj önerisini "5yülıkstaj" şeklinde ya- salaştıran "601 sayüı KHK"ye yönelik eleştirimizi de aslmda "YÖK'ûn ve ûniversitelerin söylemeleri gere- ken" bir şekilde şöyle degerlendiriyor: "Bu da KHK'nin ilgili kesimlerden a\n düzenlen- diğini gösteriyor. Eğer 4 yıllık egirim yetersizse, önce eğitimi güçlendirmek gerekirdi. Şimdi yetersiz kabul edilen eğhim. piyasadaki deneyirnle 5 >ıl bile olsa ta- mamlanabilir mi; buna ünivcrsitelerie ve sizle görüş- meden karar veren KHK tabü Id eleştiri konusu olur™" Kria 'susanlar' yaratıyor Cumhurbaşkanı Sezer'in yanından işte böylesine içerikli ve "gûven verid" izlenimlerle aynlırken hem Kayaköyü'nün "Dûnya Banş, Dostluk ve Mimarlık Köyü" olması projemize, hem 2005 yılında İstan- bul'daki 10 bin kişilik katıhm beklenen "Dûnya Mi- mariık Kongresi" ev sahipliğimize hem de "Gelibo- lu Dünya Banş Parkı" projesine, önceki dönemde de Cumhurbaşkanlığf nca gösterilen ilgi ve desteğin "daha da güçlü olarak süreceğini" anlıyor, seviniyo- ruz. Mimarlar Odası'na döndüğümüzde ise gazetelerin manşetindeki "kararname krizini" bu kez artık şöy- le yorumluyoruz: "Sahi, bir de sayılan 550'ye yakın nüuetveküi var. Bunlar neden orta> a çıkıp' Durun ba- kalun, biz de vanz, ikide bir Çankaya'ya KHK im- zalatacaksanız bizim varlığımız ne işe yarayacak' di- ye sesterini yükseltmiyorlar?_" Evet... TBMM susuyor, YÖK susuyor, ünversite- ler susuyor, milletvekilleri susuyor ve onlarla bera- ber Cumhurbaşkanı'nın da "susması" ısteniyor... İşte, "devlet krizi" denilen olayın "özü" bu... Bunu öğrenebibnek için de Ahmet Necdet Sezer'le yinm dakikaük "içtenlikH" bir görüşme yetiyor.^ (>J 'Iade gerekçesi' eklenen KHK bugün yeniden Cumhurbaşkanı Sezer'in onayına sunulacak Olay kararname 2. kez Köşk'teANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet. Çankaya Köşkti ile "iple- rin kopmasına" yol açan memurlar- la ilgili kanun hükmünde kararname- yi gerekçeleriyle bırlıkte bugün 2. kez Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in onayına sunacak. Devlet Bakanlan Şükrii Sina Gürel, Faruk Bal ve Yüksel Yalova tarafmdan ha- zırlanan ve "cumhurfoaşkanınınana- yasal yetkilerinin de" anımsatıldığı "iadegerekçesi" KHK'ye eklenerek Sezere Uetilecek. MHP Genel Baş- kanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeti. Sezer'in kararnameyi imza- layarak uygulamaya geçmesine kat- kı sağlaması gerektiğini savunurken Başbakan Bülent Ecevit'le yapması gereken haftalık olağan görüşmeyi ertelemesini de "yadırgadığuu" ifa- de etti. Hükümetin, "irticayla mücadele" gerekçesiyle hazırladığı ve memur- lann meslekten atıknasını kolaylaş- tıran KHK nedeniyle hükümetle Çankaya arasındaki kriz "sözdûeflo- suna" dönüştü. Kararnameyi imzala- ması için Sezer'e "sözlü baskı" ya- pan hükümet ortaklannın bugün de KHK'yi, iade gerekçeleriyle birlikte yeniden Köşk'e göndermeleri bek- leniyor. Sezer'in yakın çe\Tesine "Kararnameyi imzalamak zorunda değuim" dediği belirtilirken iktidar ortaklan, Sezer'i hedef alan eleştiri- lerini sürdürüyorlar. MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardrmcısı Devlet Bahçeli, Sezer'in KHK'yi imzalayarak uygulamaya geçmesine katkıda bulunması gerek- tiğini belirtti. Kırşehir'de çeşitli ince- lemelerde bulunan Bahçeli, gazete- vu krizinde Başbakan'ı hakh buhı- yor musunuz" sorusu üzerine de Bahçeli şurüarı söyledi: "1980'Kyıl- lardan bu yana saym başbakanlar, sa- yıncumhurbaşkanlan Ûe haftadabu- gün ülkenin meseleleri hakkında kar- şthklı görüş aüş^erişinde bulunmak için bir gelenek oluşturmuşlardır. Bu gelenek hâlâ devam etmektedir. Per- cinin, "kararnamenin imzalanma- ması dunımunda çöpe atüacagı yo- rumlannın yapddığuu" ifade etmesı üzerine de Bahçeli, "Devletin hiçbir evrakı çöpeaülmaz,öncebunu düzel- tin" diyerek gazeteciye çıkıştı. Dün bir basın toplantısı düzenle- yen DYP Grup Başkanvekili Saffet Ankan Bedük, Cumhurbaşkanhğı Hükümet KHK'nin imzalanmasında ısrarlı, gözler Sezer'de. MHP lideri Bahçeli'den Cumhurbaşkanı Sezer'e sitem: 'Olağan görüşmesini ertelemesini yadırgadım. Cumhurbaşkanı KHK'yi imzalayıp uygulamaya katkıda bulunmalı' cilerin sorulan üzerine, "Kanunen böyle bir kararnamenin cumhurbaş- kanı taranndan imzalanması gere- kir" dedi. Bir gazetecinin, Başbakan Ecevit'in, "tmzalamazsa devlette kriz çıkar" sözlerini anımsatması üzerine de Bahçeli, "Böyle bir dü- şünceyi dahi dilfcndirmek doğnı de- ğfl. Türkfye'nin istikrara ihtiyacı var. Yapdması gereken birçok meselemiz var, çözûm bekleyen sorunlar var. Tûrkiye'vi krize yöneltebüeeek her- hangi bir davTanıştan kaçuunak la- zun" dedı. Bir gazetecinin, "Rande- şembe günü bu görüşmeler yapü- maktadır. Sayın Cumhurbaşkaıuinı- zm, böyle bir gelenek haline dönfiş- mü; ve ülke için çok yararh olduğu- na inanHığımıy Ud kunımun başın- dald insanlaruı bir araya gelerek de- ğenendirmc yapma imkânı bulduk- lan görüşmeyi ertelememesi lazundı. Onun için yadırgadığunı ifade etmek istiyonun" dedi. Bahçeli, Meclis'in olağanüsrü toplarup toplanmayaca- ğına ilişkin bir soru üzerine bunun bir ileri aşama olduğunu ve daha sonra düşünüleceğini ifade etti. Bir gazete- makamını bir imza kurumu olarak görmenin demokrasi ve anayasa ile bağdaşmayacağuıı söyledi. Bedük, "Kavgaa ve dayatmacı anlayışa sahip olan hükümet her gün yapay birgün- dem çıkanyor. Yeni bir olay çıkanla- rak bir önceki olayın üzeri örtühne- ye çahşüryor. Hükümet her başansız- hğuu bir başkasuıa ihale ediyor" de- di. FP lideri Recai Kutan. hükümetin üç ortağının büyük bir açmaz için- de olduğunu, Cumhurbaşkanı'nı KHK'yi imzalamaya zorlayarak, kaybolan 'hibaıiannı' yeniden ka- zanmaya çahştıklannı savundu. Ku- tan, bir gazetecinin, "Cumhurbaş- kanı jstifa ettirflmeye mi çahşüryor?" şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi: "Hayır. Ortada bir kriz var; bu kriz Cumhurbaşkanı ve hükümet arasmda değü, hükümet ile TBMM arasındaki bir krizdir. TBMM'nin ortaya koyduğu iradeye rağmen ta- mamen farkh birtatbikat yapmakis- tiyorlar. Bu meselede ahngan olması gereken Cumhurbaşkanhğı maka- mıdeğü,TBIVLM'dir." Bu arada Milli Savunma Bakanı Sabahartin Çakmakoğlu, KHK'nin NecmettinErbakan'ın başbakan ol- duğu dönemde Milli GüvenJik Ku- rulu'nda alınmış kararlardan biri ol- duğunu söyledi. Eğitim-Sen Genel Basın Yayın Sekreteri Nazun Alkaya da yaptığı açıklamada, bölücü ve şeriatçı me- murlann işten çıkanlmadığı şekJin- deki savlann gerçeği yansıtmadığını söyledi. Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı ResulAkay ve Genel Eğitim Sekreteri Ayhan Çivi taraftndan Baş- bakan ve Başbakan yarduncılanna gönderilen mektupta da; "KHKüze- rmde yapılan tarbşmalann seyrinin kaygı verici bir boyut kazandığı" belirtildi. ÎRMÎKIAYDEV ENGtN aengin@doruk.net.tr. Eğer günün herhangi bir saatin- de, hele geceyarısına doğru bizim "Hukukçu- Yazıişleri Sonımlu Mü- dürü" Fikret llkiz telefon ederse, müjdesi o daha konuşmadan bel- lidir: Savcı bir Tırmık'la ilgili soruş- turma başlatmıştır; ifade vermek üzere çağırmaktadır. Telefon çaldı. Sesinden tanıdım; o söylemeden sordum: - Hangiyazı için, ne gün?.. Yanıt pek kestirmeydi: - Bir değil iki yazı için. Biri F tipi cezaevleri üstüne yazdığın "Adalet Bakanlığı ve Tutuklular Hazır. Ya Biz" başlıklı yazı. Öteki Ulucanlar Cezaevi'ndeki cankınmı üstüne ya- zılan "Vazgeçtim, Yazmıyorum" başlıklısı için... Vay be! Bu bir yenilik. Aynı anda iki yazı için ha? Tek'lerine alışığız da.. böyle "ikizsonışturma" ilk kez oluyor. N'apalım.. kıdemli bir basın sanığı olarak (gelecek yıl basın sa- nıklığında 30. yıl jübilemi yapmayı düşünüyorum) demek böylesini de Alınmayan îfademi Takdim Ederim görecekmişiz. - Peki sağlık olsun. Anlaşılan "müjde" bitmemiş. Ek- ledi: - Her iki yazı için de Adalet ba- kanlığı ihbarda bulunup suç duyu- rusu yapmış... HoppalaaaaL Belleğimi dipterine kadar yokla- dım, bu uygulamanın benim mes- lek yaşamımda bir benzerine rast- lamadım. Adalet Bakanlığı işi sav- cılara bırakmadan kollan sıvamış. Acep bunun anlamı ne? Acep F tipini ilkin bende mi de- nemeye karar verdiler? Yoksa bunca kıdeme rağmen açık seçik bir halt yedim de, Türk Ceza Yasası'nın ünlü 159. madde- sini gerçekten mi ihlâl ettim? Koskoca Adalet Bakanlığı yanıl- mış olabilir mi? Bakan Hikmet Sa- mi Türk koskoca hukuk profesörü. Biryazıda suç olup olmadığını o bil- meyecek de ben mi bileceğim? Hay allah! 159 bu, şakaya gelmez. Ne diyor? Aşağı yukan şöyle: "Hükümetin, devletin güvenlik kuvvetlerinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin (....) manevi şahsiyetini tahkir(=hakaret), terzil (=rezil etme) ve tezyif (=zayıflatma) edenler bir yıldan az olmamak üzere hapis ce- zasına mahkûm edilirler. Suç basın yoluyla işlendiği takdirde ceza teş- diden (şiddetlendirilerek)yansı ka- dar artınlır..." En az bir buçuk yıldan başlıyor. İkiz dava olduğuna göre eder -en az- üç yıl... Bir "^/?neeeee" daha! İki yazıyı da istif edildikleri bilgi- sayar belleğinden çekipönüme al- dım. Kendimi savcı yerine koyup başladım satır satır okumaya: - Burda bir şey yok... Bu parag- rafta da yok. Bu paragrafta?.. • Hımmmm... Bir kez daha okuyalım hele... Yokcanım, bunda dabirşey yok... Geç öteki paragrafa... Eee yooook; bunda da yooook! Valla yok, billa yok... Birinci yazı bitti. Ondan kendime tertemiz bir "beraat" verip ikinciye geçtim. O paragraf, bu paragraf, ondan sonraki cümle, şu kelime, bu keli- me... l-ıh... Temiz bu yazılar. Öyleyse savcının lstanbul dışın- da olduğum için almaya gerek gör- mediği ifademi vermeliyim. Bakar- sın Adalet Bakanlığı dikkate alır; al- mazsa.. karşısına çıkacağım yargı- cın işi kolaylaşır. • • • Adı, soyadı: Aydın Engin Baba adı: Sadık. Doğum Yeri ve yılı: Ödemiş, 1941. Medeni hali: Evli, bir çocuklu. Cumhuriyet gazetesinde çalışır, Istanbul'da oturur. Sabıkası: Yok Soruldu: "Soruşturmaya konu olan her iki yazıda da Türk Ceza Kanunu'nun 159. maddesinin ihlâ- li söz konusu değildir. Yazıların içinden bazı cümlelerin alınarak suç isnadında bulunulması huku- kun genel ilkelerine ve Yargıtay'ın çeşitli içtihatlanna aykındır. Yazıla- nn bütününün esas alınması gere- kir. Her iki yazıda da basının eleş- tiri özgürlüğü çerçevesinde fikir belirtilmiştir. Kovuşturmaya yer ol- madığına karar verilmesini isterim " dedi. Ifadesi okundu, "Ekleyecek bir şeyim yoktur, ifade bana aittir" dedi, imzası alınarak dosyasına ko- nuldu. Cumhuriyet Savcısı, imza, tarih ve damga. Kararname Sezer'e TMMOB desteği tstanbul Haber Servisi - Türk Mühendis ve Mimar Odalan Birliği Başkanı Kaya Güvenç, memurlann meslekten ihracını kolaylaştıran kanun hükmünde kararnameyi hükümete iade eden Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer' i destekledıklerini söyledi. Hükümetin yargı kararlannı uygulamadığı gibi, yasamayı da devre dışı bırakarak ülkeyi kanun hükmünde kararnamelerle yönetmeyi amaçladığını savunan Güvenç, şöyle devam etti: "Hükümet, bu isteğine karşı çıkıhnasuu ise büyük tepki ve hırçınlıklarla karşılamaktadır. Bunun son örneği, kamu çahşanlannm hakh mücadelelerini engellemek ve bütün çahşanlanniş güvencesini ortadan kakfarmakiçin hazırlanan KHK'dir. Cumhurbaşkanı Sezer'in kararnameyi hükümete iade etmesini hukuk devfcti açısmdan olumlu ve önerrdi bir davramş olarak niteJendiriyoruz ve rurumunu desteküyoruz." Hükümete çağn Güvenç, hükümcti 'anti demokratik' uygulamalanndan ve hayatın bütün alanlannı 'yönetme ve denetleme diretmesinden' vazgeçmeye çağırdıklannı \r urguladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear