24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 AĞUSTOS 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA »• •• l U l \ kultur@cumhuriyet.com.tr 15 KENTLER VE KÜLTÜRLER / Madrid TURGAY FİŞEKÇt • Geçmişin anılanm duyabilmek o denli kolay değiL 1936'nm Madrid'iyle bugünün Madrid'i arasında benzer ne kalmıştır kimbilir? O dönemin fotoğraflanna baktığımda, bugün gördüğüm kentle arada bir bağ kuramıyorum. oksulluktan varsıllısaMadrid'e kara yoluyla geliyorsanız, tahıl eki- li, bitmek bilmeyen tarlalardan sonra kendinizi Ankara'da bulacağınızı düşünebüirsiniz. Ama daha kenar mahallelerden derli toplu, planlı bir yerleşim merkezine yaklaştığınızı anlıyorsunuz. Atocha Istasyonu'na girdiğinizde artık uygar ve varsıl bir kente ulaşmanın rahatlığı kaplıyor içinizi. Aynı ıstasyondan yirmi beş yıl önce geç- miş olan Mahir Oztaş, bu denli değişıme inana- maz gibi nunldanıyor: "Burası bizim Anado- hı'nun kasaba istas>onJanndan farksızdı. Elleri slahh, ûniformaJarının renkleri solnıuş Franco askerierijdi,JrendenindiğiııizdeUkgözeçarpan. n Şımdı ıse peronlarda yolculannı bekleyen hız- lı trenleri geçince kendinizi bir istasyonun bek- leme salonlannda değil de, büyük bir parkta bu- luyorsıınuz. Ortada genış bir alan, koca koca pal- miyeler, tûrlü tropik bitkilerle kaplanmış vahşi bir koru. Başınızı kaldırdığınızda üstü kapalı bir sera içinde bulunduğunuzu anlıyorsunuz. Asma kat- larda yine yeşil bitkilerle donanrruş kahveler, lo- kantalar. Yürüyen merdivenler sizi istediğiniz yönde dışanya çıkanyor. Önemli yapıtiarla dolu müzeler Karşıruzda Paseo del Prado Bulvan. Solunuz- da Kraliçe Sofıa Müzesi. Madrid'in Prado'dan son- ra ikinci önemli müzesi. Çağdaş Ispanyol sana- tının ûrünlerini içeriyor. Pkasso'nun ünlü Guer- nica'sı ve sanatından başka örnekler burada iz- leyenleri bekliyor. Yanı sıra çok sayıda Miro,Da- ti resimleri de müzeyi ilginç kılıyor. Geniş bulvar boyunca yürürsenız az sonra Pra- do Müzesi bütün görkemiyle sizi karşılar. ElGre- co, Goya, Velasquez'in çok sayıda tablosu bura- da. Yanı sıra Hollandalı ustalar HieronymusBosch ve Pieter Paul Rubens ile Itaryan ressamlar Tin- toretto, Htian ve RaphaeL Prado'dan çıkışta karşı kaldınmda bu kez Thyssen-Bornemisza Müzesi karşuııza çıkıyor. Ünlü Alman-Macar ailenin sekiz yüzden fazla res- mi içeren koleksiyonunun sergilendiği bu müze de kentin en heyecan verici yerlerinden. Madrid'deki en önemli üç şeyi sorsanız, bu üç müzedir derim. Anıtsal yapı düşkûnlûğû Gerisi öyle ya da böyle her kentte olan şeyler. Geniş, ağaçlı bulvarlar, heykellerle süslü, şakır şakır sulann aktığı havuzlann güzelleştirdiği alanlar. Anıtsal yapılar. Bu anıtsal yapı düşkünlüğünü anlamakta güç- lük çekiyorum. L. . adrid'deki anıtsal yapılardan birinin çatısına çıkıp kente hem merkezden hem de tepeden bakma olanağmı da buldum. Aşağıdan yukan baktığınızda etkileyici görkem, yukardan bakınca kayboluyor. Bir dizi, ozelliği olmayan çatı çıkıyor ortâya.' "'" lVl Silueti olmayan bir kent Madrid. Neyin simgesidir böylesi anıtsal yapılar? Gücün mü? Güçse, kime karşı? Kendi halkına mı? Başkalanna mı? Güç simgelen demokratik gelmiyor bana. Ar- dmda hep öyle ya da böyle bir sindırici yaklaşı- mın olduğunu düşünüyorum. Oysa yapı dediğin, kent dediğin sıcacık, insa- nı, çekici olmalı. Evine girer gibi girmelisin bir kente. sokaklannda da evinde dolaşır gibi dolaş- malısın. Madnd bu duyguyu vermıyor insana. Ben güç- lüyüm, ben zenginim diyor sürekli. Haksız da sayılmaz. - » 20. yüzyılın yoksul Avrupalısı Ispanya, Avru- pa Birliği'ne girdiği 1986'dan bu yana hızlı bir gelişim içinde. Gözle görülür bir zenginlik ve re- fah fışkınyor kentin her yerinden. Böylesine hız- lı zenginleşmenin getirdiği şımanklük da elbet. Ispanya, eski sömürgeleri olan Latin Amerika ülkeJerinde artık sermaye ihracı yoluyla yenıden etkinlik kurma yolunda. Avrupa fonlannı Madrid kenti başanyla değer- lendirebilmiş. Kentteki yapıların büyük bölümü yenileme görmüş, yüzeyleri pınl pınl. Caddeler, sokaklar, ağaçlar, her şey düzenli. Madrid, yirminci yüzyılda ağırladığı sanatçı- lanyla da övünüyor tabii. Bunlann başında da He- mingway geliyor. 1936'da Ispanya Iç Savaşı'nın başlaması üze- rine Madrid'e gelen Hemingway, burada hem gazetecilık yaptı hem de en ünlü romanlanndan biri olan 'Çanlar Kimin İçin Çahyor?'u yazdı. Bugünün Madrid'i için Hemingway önemli bir ticari öğe. Kaldığı otellerin kapısında mutla- ka, Hemingway şu tarihlerde otelimizde kalmış- tır gibi bir tabelaya rastlıyorsunuz. Yine kahve- ler, lokantalarda Hemıngway burada otururdu ta- nıtımını sık sık kullanıyorlar. Bunlann en ünlüsü Cafe Gijon. Salonunun, döşemelerinin, duvarlannm tarihsel bir havası var. Çalışan garsonlanndan sunduklan yemekle- re dek yerleşik bir beğeni egemen. Ne ki böylesi yerlerde geçmişin anılannı du- yabilmek o denli kolay değil. 1936'nın Mad- rid'iyle bugünün Madrid'i arasında benzer ne kalmıştır kimbilir? O dönemin fotoğraflanna baktığımda, bugün gördüğüm kentle arada bir bağ kuramıyorum. Bu yüzden, istediği kadar Hemingway'in kah- vesi olsun, bugün orada oturan insanlar, bugü- nün yazarlan olabilselerdi belki durum değişir- di ama, bugün gezginler ve parah bürokratlann oturduğu bir kahve ve Iokanta Gijon. Geçmiş, geç- mişte kalmış. Ne o insanlar yerinde ne de o Mad- rid. Öteki kahvelerde de aynı şeyi gözlemek olası. Yan bodrum, oda oda bölmeli bir kahvede yaşlı sahip anlatıyor, "Şu köşede Lorca ile Bunuel bu- hışur.otunırlardr diye. Bakıyorum o köşeye, bi- ralannı bıtinp bılardo oynamaya gitmek için ha- zırlanan iki genç. Ne Lorca umurlannda, ne Bu- nuel. Fincanlann üzerinde Lorca'run, Bunuel'in re- simleri. Sanki onlar olmasa, kahvehane batacak. Onlar oturmuş diye insanlar geliyor, para bıra- kıp gidiyorlar. Şu sıralar kentin duvarlannı kaplayan bir tiyat- ro oyununun afışinde de üç ünlü sanatçıyı bir ara- da görüyoruz: Lorca - Bunuel - Dali. Üçünün iliş- kileri çevresinde gelişen oyun büyük ilgi görü- yormuş. Kitapfiıanve çok dilMk ^ Bağımsızhk Alanı, kentin Napofyon işgalinden kurtuluşu anısına yapılmış, yine görkemli bir alan. Hemen yanında da büyük bir park olan Bu- en Retiro Park başlıyor. Madrid Kitap Fuan da bu parkın içinde. Yaym etkinlikleri, yeryüzünün en çok konuşulan dille- rinden birini göstenrcesine canh. Burada basılan kitaplar okyanus ötesine dek ulaşıyor, okunuyor. Ispanya, demokrasiye geçmesiyle birlikte ül- kede konuşulan öteki dillere de özgürlük tanımış. Katalanca, Bask dili ve Galicia dilinde basın ya- ym alanında etkinhkler son derece canlı. Parkta soyguncular da eksik değil. Atlı polis- ler devriye geziyor. İçinde sandalla dolaşılan büyük havuz, Anka- ra'nm Gençlik Parkı'nı anımsatıyor ister iste- mez. Pirenekr'in alti ve üstü Çok değil, yirmi yıl önce Pireneler'in altı Av- rupa sayılmıyordu. Kuzeydeki güçlü komşu, se- vilse de, sevilmese de Pireneler'in altını hep et- kiledi. Madrid'in en ünlü alanlanndan Plaza Mayor'a bakıp da Paris'teki Place de Vosges'i anımsama- mak elde değil. Birbırinin kopyası neredeyse. Ortak kültürler de denebilir, bir kültürün öte- kini ezmesi de. 56 yıllık operet, tiyatro, sinema ve televizyon sanatçısı Güzin Özipek'i yitirdik Şöhreti 'babaanne 9 rolüyle yakalamışb TURHANGÜRKAN Sanat dünyamızdan bir yıldız daha kaydı. Artık ondan da "Bir Güzin Özi- pek vardı'' diye geçmişe uzanarak söz edeceğiz. Yanmyüzyü öncesinin şen şak- rak operet yıldızı, yetenekli tiyatro, si- nema sanatçısı, son yıllarda televizyon dizilerinin vazgeçümez olgun oyuncu- su Güzin Özipek, vücudunu saran lenf- bezı tümörüne ve solunum yetmezlıği- ne yenik düşerek 75 yaşında aramızdan aynldı. 56 yıldırperde ve sahne dünya- mızın gündeminde olan bu değerli sa- nat emekçisi, ardındabüyük birün, say- gınbir ad, güzel anılar, milyonlarcahay- ran, alkış ve gözyaşı bırakarak sonsuz- luğa doğru yola çıktı. Yıllar boyu film setlerinde yüz yüze geldiğimiz sanatçı- yı en son geçen yüın bahannda Bolu'da- ki dinlenme tesislerinde gönnüştüm. Eşiyle tatil yapıyordu. Bembeyaz saç- lanna karşın diri, yaşam dolu ve mut- luydu. Ancak ölümcül hastahk çok geç- meden onu dapençesine almakta gecik- medi. Güzin Ozipek'in sanat yaşamını üç ay- n bölümde ele almak gerekir: 1944 yı- lında başladığı operet yıldızlığı ve he- men ardından gelen tiyatro oyunculu- ğu. İkinci bölümde sinema yaşamı ve fılmleri. Son dönemde ise olgunluk ça- ğımn asıl ününü sağladığı, onu doruğa çıkaran televizyon dizileri. Günümüz kuşağı için Özipek, ekranlann en uzun soluklu dizisi "Bizinıkfler''in babaanne- sidir. Umur Bugsy'ın yazıp Yalçm Ye- lence'nin yönetmenliğini yaptığı dizinin 12 yıldır saygın babaannesi Leyla Ha- nım'ı başany- la canlandır- maktadır. Özipek, "Bi- zimİdler''in kadrosuyla dı. Ses'ten aynldıktan sonra bir grup oyuncuyla Anadolu turnesine çıkarak TuarY*ka", "LüküsHayat", "DdiDo- lu", "Alabanda" gibi operetler sahnele- yen Muammer Karaca'nın trupunda Güzin Özipek de vardı. 1956'ya dek kaldığı Karaca Tiyatro'da "Etoan Bey Duymasm'',"CibaiiKarakohı''ndahiz- metçi, "Sonna Gir"de Madam Mari, "KiralıkOdalar''da Lütfıye, "Kâtibin Kana''nda Cemile, "LüküsH^at*ta Şa- doluydu. Sonra ailece Istanbul'a dön- düler. 1965'te Suadiye'deki evlerinde parlak bir sahne önerisi geldi. Gülriz Sunıri-Engin Cezzar Tiyatrosu Hakfaın Taner'in ünlü müzikal oyunu "Keşan- h Ali Destanı"nda daha önce Semiha Berksoy'un oynadığı Şerif Abla rolü için onu uygun görmüştü. Eşi de anla- yış gösterince tiyatro ve sinema dünya- sına kesin dönüş başladı. Şerif Abla'dan sonra "DirekterArasmda"da Madam Ka- • Güzin Ozipek'in sanat yaşamını üç ayn bölümde ele almak gerekir: 1944 yılında başladığı operet yıldızlığı ve hemen ardından gelen tiyatro oyunculuğu. İkinci bölümde sinema yaşamı ve filmleri. Son dönemde ise olgunluk çağının asıl ününü sağladığı, onu doruğa çıkaran televizyon dizileri. çevrilen "Yazhkçılar" dizisinin de oyun- cusuydu. 11 Mart 1925'te Istanbul'da doğan Güzin Özipek, Sultanahmet Ticaret Li- sesi orta bölümünü birirdikten sonra başlangıçta adı Fransız Tiyatrosu olan, Beyoğlu'ndaki Ses Opereti'nde 1944'te Cemal ve Ekrem Reşh Rey kardeşlerin "HavaQva" operetinin Izmir turnesin- de sanat yaşamına başladı. 1945 'te Mu- ammer Karaca'nın Karaca Opereri'ne gınp -Yofculuk Var", "TatüSert", "Zır- defiler", "Yaman Şey", "Ptatin Palas", "Kâtflnn Kanst" gibi operetlerde oyna- diye rolleriyle büyük beğeni topladı. 1952 de Mehniet Muhtar ve Orfaan Atadeniz in yönetmenliğini yaptığı "ts- tanbul YUdHJan" fılminde Muammer Karaca ile başrolde oynayarak sinema yaşamına başladı. Toto Karaca, Muzaf- fer Hepgüler, Celal Sururi rol arkadaş- lanydı. O yıllarda mühendıs Aydm Te- zel'le evlenip Zonguldak'a gitmiş, baş- ka kentlerde de uzun süre kaldığı için sanat yaşamına 12 yıl ara vermişti. Bu evlilikten Mehmet (1953) ve Ahmet (1957) adh iki çocuğu olmuştu. Tiyat- rodan aynydı, ama kalbi sahne aşkıyla merya'yıoynadı. 1966'daGen-ArTıyat- rosu'nda AzizNesin'in "AhBizEşelder", "Hizmetçiler^Mücap Ofluoğlu-Özkm Tiyatrosu'nda "Bit Yeniği'', "Şeytannı OyumT, "Arkaa Yarm", "Oiver" oyun- lannda rol aldı. Hakhın Dormen'in 1971 Londra rurnesinde Erol Günaydm'ın yazıp Cemal ReşitRey'inbesteledığı "ls- tonbulMasah","Yaygara70''teki Altm- taş Mensure rolü, "Bit Yeniği"ndeki Orympye, Colette'in "Gigi" müzikalle- rinde büyük başan sağladı. 50 dolaym- daki oyunuyla olgun, yetenekli bir sa- natçı olduğunu kanıtladı. Tiyatroyla bir- likte sinema yaşamına dönüş başlamış- ü. 1966'daMetinErksan'ınEmüv Bron- te'unromanındanuyarladığı "Öhneyen Aşk" fılminden sonra Türk sinemasının önemli ya da sıra işi filmlerinde oyna- dı. Oynadığı rollerin seslendirmesini de kendı yapıyordu. Mühendis koca da onunla birlikte fotoromanlarda, füm- lerde oynamaya başladı. Hatta ondan daha ivmeli gidiyordu. Kan-koca birlik- te 1969-1974 yıllan arasında "SevşBBa- bam", "YaşamakKolay Değfl", "Bir Te- seffi Ver", "Beyoğhı Ğüzeti", "Bfl Ye- tim", "İki Süngü Arasmda" gibi fılm- ler çevirdiler. 1967'de Memduh Ün'ün Reşat Nuri Güntekin'den uyarladığı "Yaprak Dökümü"nde fedakâr anne Hayriye Hanım'da unutulmaz bir kişi- ük yaratü. Aynı_yönetmenin "ZilH Na- nfe", 1974te Omer Kavurun Refık Halit uyarlaması "Yatık Emine"de, 1970te Bi^e Olgaç'ın Kerim Korcan uyarlaması "Linç''te, ErtemEğOmez'in Mahmut Yesari uyarlaması "Sürtük", *SûrtüğûnKın'',''SonHıçkınk'',''Kal- bimin Efendisi''nde başanlı portreler çizdi. Öbür fılmleri arasında "Deü F1- şek", "Şe>h Şamü", "Canım Annem", "Ana Hakkı Ödenmez", "Aa ile Kan- şık", "Ah Müjgan Ah", "Son Nefes", •VorPattem^ 1 OynasnT, "Afecan Kü- çökSerseri", "Kaderin Pençea", "Haz- rrti Ömer'in Adakd", "Zmdan", "Za- vaJh", "Parastdar'', "Kutu" bulunuyor. BUAŞAMADA ŞÜKRAN KURDAKUL - Kerim Sadi'yi Anınca Edebiyat ve sanat yaşamımıza Afşar Timuçin, Ayşegül Yüksel, Eray Canberk, Aydın Hatiboğ- lu, Egemen Berköz, Gürol Sözen gibi değerieri kazandıran Yelken dergısınin basıldığı matbaada sayfa düzeni yaparken tanıdım Kerim Sadi'yi. Doğanın yağmur sonu güzelliğine kavuşması gi- bi 27 MayısAnayasaa'nın toplumu güzelleştirdiği gün- . lerin tadına vanyorduk. "Eski Tüfekçi"\er birikimle- , riıxlenevarsaortayakoyarakvaroluşbilinçterininürün- , lerini kamuoyunda sergilemeye başlamışlardı. y Demokratikleşmenin somutlandığı günler. Türkiye Işçi Partisi en küçük biriminden en yük- sek organına kadar haklılık savaşımının uygarca ör- neğini veriyor. Kerim Sadi, iğneyle kuyu kazmanın ustası, tarih- ;' sel olanı dönemin aydınlık kafalanna sunmak için iş- _ başı yapıyor yeniden. Sabnnın unutulmaz meyvesi, andığım günlerden on dört yıl sonra okuruna kavuşacak olan "Türkiye'de Sosyalizm Taıihine Katkı" (1975). Kerim Sadi (dog. 1900), Şevket Süreyya, Hikmet • Knnlcımlı, Nâzım Hikmet ve pek çok akranı gibi ço- cukluk ve ilkgençlik yıllannı benim hızlı degişmeler dönemi olarak nitelemeyi sevdiğim II. Meşrutiyet ve Mütareke dönemlerinde yaşayan kuşağın aydınlık ka- ; falanndan biriydi. Ortaöğrenimini tamamladıktan sonra birkaç yıl Tıp Fakültesi'nde okudu. Bitirmeden ayrılarak Aydınlık dergisi (1921-25) çevresine katıldı. Dr. Şefik Hüsnü, Sadrettin Celal (Prof. Antel) ve arkadaşlanmn yayımladığı bu dergiyi, Marksçı kuram ve eylem adamlannın çıkardığı Türkiye'nin ilk sos- yalist organlanndan biri olarak biliyoruz. Dönemin başat ideolojileri milliyetçilik, Islamcılık. Her iki akımın da düşün tarihimizde yeri olan Genç Kalemler, Türk Yurdu, Türke Doğru, Sebilürreşat, Sı- rat-ı Müstakim vb. dergileri var. Aydınlık'ın ilk sayısında Sadrettin Celal, Ziya Gö- kalp ve arkadaşlanmn temsil ettiği "Tûrkçülük" ha- reketine karşı gorüşlerini belirtirken "...bilimselsos- yalizmin kuruculan K. Manc ve F. Engels'/n 'insan cemiyetlerinin ve tarihsel olaylann objektrf tetkikleri sonucunda' insan toplumlannın tarihlerinin sınıfmü- cadelesine dayandığını ortaya koyduklannı"Vurgu- luyor. Dr. Şefik Hüsnü'yse "Bizde IçtimaıSınıflar" (sa- yı 1), "Türkiye'de Içtimaı Sınıflar" (sayı 17) adlı ma- kaleierinden anlaşılacağı gibi ülkenin toplumsal/si- yasal yapısı üzennde, günümüze de ışık tutacak de- ğeriendirmeler yapıyor. Aydınlık'ın edebiyat tarihimizdeki yeriniyse genç Nâzım Hikmet'in ilk "serbest nazım" örnekleri olan şiirierinin sağladığını biliyoruz. Aydınlık'ın "Fevkalâde Gençlik Sayısı"nda iki ya- zısıyla görünen Kerim Sadi, derginin kapatılmasın- dan sonra Sabiha ve Zekeriya Sertel'lerin yayım- ladığı Resimli Ay (1924-29) dergisinın yazarlan ara- . sına katıldı. Aynı yıllar, dönemin düşün yaşamında yankılar uyandıran küçük kitaDçıklaryayımlayarakdün- ya görüşüne koşut eylem adamı kimliği gösteriyor- du. Tek parti dönemi, savaş yıllannda sıkıyönetim ko- mutanlıklan emirieriyle, Istanbul dışına sürgün ede- rek ödüllendirdi Kerim Sadi'yi. 1946'da sürgün ya- şamı sona ererek Istanbul'a döndüğünde Aziz Ne- sin ve arkadaşlanmn çıkardığı Baştan dergisindeki yazılanyla yeniden göründü. Az önce, asıl çalışmalarını 1960'tan sonra gün yü- züne çıkardığını belirttığım Kerim Sadi'nin Plehanov, Carlo Caflero, Maks Beer, Paul Louis vb. çeviri- lerinın yanı sıra bu donemdeki ilk önemli yapıtı "Bir Islâm Reformatörü-Mehmet Akif"tir (1964). Bu kita- bında, "SafartaC'taki dünya görüşüne koşut şiirieri- nin çözümleriyle birlikte, şairin Ittihat ve Terakki Fır- kası'na yandaş olduğu günlerdeki manzumeleriyle, Cemalertin Ef ganî, Şeyh Abud gibi Islam düşünür- lerinin etkilerini taşıyan yazıları değeriendiriyor. 1969 tarihini taşıyan başka bir önemli çalışması da Nâzım Hikmet'in hece döneminde, Yeni Mecmua, Alemdar, Ümit, I. Kitap, II. Kitap ve Yeni Gün dergi ve gazetelerinde çıkan (1918-21) şiirierinin toplan- dığı (ve bu şiirler üzerine aynntılı bilgi verilen) "Nâ- zım Hikmet'in İlk Ş/;rferi"dir. Sabnnın unutulmaz meyvesi olarak nitelediğim, "Türkiye'de Sosyalizm Taıihine Katkı" bu alandaki çalışmalara kaynak niteliğindedir. Yapıtta XIX. yüz- yılın ilk yansından Cumhuriyet dönemine kadar ki- tap, dergi, gazete ve Meclis zabrtlannı tarayarak ya- kın tarihimizin bilim, sanat, politika alanlannda ün yap- mış kişilerin sosyalizme ilişkin görüşlerinı derliyor. Kerim Sadi, 12 Ağustos 1977'de aynldı dünyamız- dan. Yararlanmasını bilenler için çabalan boşa git- medi. Altın Leopar'ı l Baba' adlı film kazandı • Kültür Servisi - tsviçre'nin Locarno kentinde 53.sü düzenlenen Uluslararası Locarno Film Festivali'nde. Altın Leopar'ı Çinli yönetmen Wang Şuo'nun 'Baba' adlı fılrni kazandı. Hong Kong'lu yönetmen Fruit Şan'm 'Küçük Şiang' ve Alman Romuald Karmakar'ın 'Manila' adlı fımleri ise ikincilik ödülünü paylaştılar. Alman yönetmen 'Aşk, Para, Aşk' ve Avusturyah Florian Flicker'in 'der Uberfall' filmleri de ortaklaşa olarak üçüncülüğe değer görüldü. Çin'de otoritenin yıkılışını sembolıze eden ve bir babayla oğlunun arasmdaki ilişkilen konu edinen 1996 yapımı 'Baba' filmi, Çin'de yasaklanmışü. Temiz bir dünya için Bergama'dan Akkuyu'ya' • Kültür Servisi -1998 yılında düzenlenen 'Dünya Gençlerinin Bergama Buluşmasf nın ardmdan bu yıl yine Bergama, 19-25 Ağustos tarihleri arasında gençlerin, bilim adamlannın, yazarlann, tiyatroculann, müzisyenlerin buluşma noktası olacak. "Temiz Bir Dünya için Bergama'dan Akkuyu'ya Akdeniz Gençlik Buluşması" adıyla bu yıl bir araya gelecek çok sayıda insan, Akkuyu halkının nükleer santral kurulmaması için verdikleri mücadeleye destek olmayı amaçlıyor. Bilimden felsefeye, sanattan spora pek çok konuda söyleşiler, paneller düzenlenecek olan etkinlikler boyunca sorunlar tartışıhp çözümler üretilmeye çalışılacak. Ustalara saygı gecelerinde Yümaz Güney fihnlen ve belgeselleri gösterilecek, Nâzım Hikmet şiirleri okunacak. Çeşitli gruplann vereceği konserlerin dışmda Sunay Akın, Tevfik Taş, Adnan Yücel, Mustafa Köz, Gülsüm Cengiz'in katılacağı şiir akşamlan düzenlenecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear