25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 4 TEMMUZ 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA- HABERLER Hasan Özdemir ABlTdendöndü • İstanbul Haber S«rvisi-ABD'nin uyuşturucu mücadeleyle ilgılı kuruluşu DEA'nın davetlisi olarak bu üikeye giden istanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir Türkiye ye döndü. Özdemir, 3 gün süren görüşmelerde DEA yetkilileriyle bilgi alışverişinde bulunduklannı söyledi. Kaçak işçi çaiıştrana • ANKARA (AA)- SSK, bu yılın ilk alti ayında 9 bin 284 işyerinde yaptığı denetimler sonucunda, kaçak işçi çahştıran tescüsiz 1529 işyerine, toplam 2 trilyon 320 milyar lira tutannda idari para cezası uyguladı. Geçen yılın ilk altı ayında yapılan denetimler sonucunda ise kaçak işçi çahştıran tescilsız 653 işyerine 209 milyar 900 milyon lira tutannda idari para cezası uygulanmıştı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, 4447 sayılı Sosyal Güvenlik Yasası'nın kaçak işçilikle mücadeleye olumlu katkısı bulunduğunu belirterek kaçak işçi çalıştırmaya karşı sürdürdükleri etkin mücadelenin aralıksız devam edecegini söyledi. Epzuraın Kongresrnin 81.yıMonumıı • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Başbakan Bülent Ecevit, Erzurum Kongresi'nin 81. yıldönümü nedeniyle mesaj yayımladılar. Sezer mesajında, Türk ulusunun tarih boyunca bağımsızlığından hiçbir zaman ödün vermeden yaşamayı kendisine ilke edindiği ve bu uğurda her tûrlü mücadeleyi göze aldığını söyledi. Sezer, büyük önder Atatürk'ün "Hûrriyet ve istiklal benim karakterimdir" sözûnûn Türk ulusunun özelliklerini en iyi biçimde yansıttığını kaydetti. Parçalanarak işgal edilmek istenen vatan topraklarında özgürlük uğruna verilen Kurtuluş Savaşı'nın, her türlü yokluğa karşın u- lusun azim ve kararhhğıyla kazanılmış eşsiz bir zafer olduğunu anlatan Sezer, ulusal kurtuluş mücadelesini "şanlı bir destan" diye nıteledı. YiğiîJer'e deniz cankurtaranı • YurtHaberkri Servisi - Avşa Adası Yiğitler Köyü'nün deniz cankurtaranı hizmete girdi. Cankurtaran projesi Muhtar Recep Samatyalı'nın düzenlediği bağış kampanyası sonunda gerçekleşti. Sağlık araç ve gereçleriyle donatılmış olan 12 metre boyundaki tekne saatte 45 mil hız yapıyor. Acil durumlarda hastalar sağlık ocağı doktorlannın değerlendirmesine göre Erdek ya da Tekirdağ'a götürülüyor. Ferhan Özmen, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok ve Muammer Aksoy suikastlan konusunda da aynntılı bilgiler verdi 'KışLah'da C-4 kuDatımadık9 ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Kudüs Ordusu'nun Türkiye'de faaliyet gösteren en etkili isimlerinden "TeküT kod adh Ferhan Ozmen, Prof. MuamınerAksoyiProf. Ahmet Taner Kışlah ve Doç. Bahriye Uçok suikast- lanna ilişkin ilginç aynntılar verdi. Özmen, suikastlara gerekçe olarak 3 aydının da, "la- ikfik savunucusu, şeriat karşıtT olmalannı gösterdi. Emniyet birimlerinin belirlemeleri- nin tersine Kışiah suikastında C-4 patlayıcı kullanmadıklannı açıklayan Ozmen, bomba- ya eritilmiş TNT koyduklannı söyledi. Emniyetteki ifadesinde Aksoy suikastın- da kullandığı silahı kanalızasyona attığını belirten Özmen, yer gösterme tatbikatı sı- rasmda "tki yıi kadar sonra tabancayı ka- nalizasyona atnm. Ancak evimde aym mar- ka taşryan başka bir tabanca da vanh. Şu an için hangisini arnğımı kesin oiarak ha- ürlamıyorum" dedi. Aksoy'u Cumhuri- Erdoğan, Fazilet'le selamı sabahı kesti ANKARA (ANKA) - Aldığı transfer teklifleriyle tartışmalara neden olan eski istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan, kendi partisinin yönetimiyle tam anlamıyla "sdamı sabahı" kesti. Erdoğan, cezasırun onanmasmdan sonra Necmetrin Erbakan'a da geçmiş olsun ziyaretınde bulunmadı. Edinilen bilgilere göre merkez sağ partılerden teklifler alan ve sağda yeni bir oluşum için hazırhk yaptığı da söylenen Erdoğan, FP'nin dışmda durmak için özel bir gayrete girdi. Kongre öncesi yasaklı konumda bulunmasına karşın Abdullah Gûl liderlığindekı yenilikçileri Ankara'ya kamp kurarak destekleyen Erdoğan, kongre sonrası oluşan yeni parti yönetimiyle bağlantılannı iyice kopardı. FP Genel Başkanı Recai Kutan ile yalnızca bir nikâhta karşılaşan Erdoğan, parti yöneticileriyle güncel ve siyasal gelişmeler konusunda değerlendirme yapmak için bir araya gelmemeye özen gösterdi. Erdoğan, uzun yıllar aynı çatı altında politika yaptığı parti yöneticilerini hal hatır sormak için dahi aramaz oldu. Erdoğan'ın FP Genel Merkezi ile bağlan büyük oranda koptu. Erdoğan bu süre içinde yalnızca kongrede Abdullah Gül'e destek veren yenilikçi milletvekıUeriyle FP ile sınırh ohnayan siyasi gelişmelerle ilgilı değerlendirmeler için bağlantılannı sürdürdü. Erdoğan'ın bu sürede FP yönetimiyle birlikte Erbakan ile de bağlanm koparması en dikkat çekici gelışme oldu. Erdoğan, Erbakan ile son olarak cezaevinden çıktıktan sonra Balgat'taki evinde bir araya geldi. Erbakan liderlik için ilk sinyalleri vermeye başladığı dönemde gerçekleşen bu ziyarette Erdoğan'a son okuduğu ve konusu "korku" olan bir romam anlattı. Erbakan romanda anlatılan konularla Türkiye arasında bağlantı kurarak "Karteflerin yarattıkian korkularla ve suni gûndemleıie toplumu etkisiz hale getirdUderini, siyasete müdahale ettikJerini, partfleri, davalan bötüp parçaladıkİannı" söyledi. yet'te yayımlanan yazılanndan tanıdığını ve konuşmacı olarak katıldığı panelleri iz- lediğini belirten Özmen, şunlan anlattı: "Konuşmalannda ekserrvede tslam hu- kukumı aşağüayıp başörtüsü konusunu bir irtica unsunı olarak ön plana çıkanyordu. Kış aylanndan birinde 2. caddede bulunan otobüs durağımn aşağısına arabamı park ettikten sonra otobüs durağma gidip bek- lemeye başladun. Yanm saat kadar bekle- dikten sonra Aksoy'un yukarıdan aşağıya yaya olarak geküğini gördüm. Önümden geçip evine grttiğj sırada ben de arkasından devam ettim, kendisini geçerek ondan ön- ce apartmana girdim. Hemen arkamdan kendisi de apartmana girdL Benim bekle- diğim yere 2-3 metre uzakhkta kendisi ile göz göze geidikten sonra yanımda bulunan 7.65 mm. çapında Baretta marka tabanca- mı susturucu takuı halde çıkararak kendi- sine önden Qç defa ateş ettim. Baretta mar- ka tabancayı sonra atüğımı habrhyorum." Sincan'daki cephaneük Özmen'in Aksoy suikastında kullandığı ta- banca Sıncan'da ele geçinlen cephanelikteki sılahlar arasında bulundu. Özmen, yer gös- terme tatbikatı sırasında ortaya çıkan bu çe- lişki üzerine savcıya şu ifadeyi verdi: "İki yıl kadarsonratabancayı kanafizasyo- na attun. Ancak evimde aynı marka taşıyan başka bir tabanca da vanh. Şu an için hangi- sini atüğunı kesin olarak haariamıyorum." Özmen, Aksoy ışminde karar kılmadan ön- ce Yekta Gûngör Özden'e eylem yapma fik- ri oluştuğunu, bu nedenle o dönemde Ana- yasa Mahkemesi Başkan Vekilhği görevini yürüten Özden'i bir süre izledığını anlattı. Özmen, Bahriye Üçok suıkastı konusunda aunan ifadesinde, Üçok'un dini konulan sap- tırdığını ve yeniden yorumlamaya çalıştıgmı öne sürdü. Üçok'a yönelık eylemin biçimini bombalama olarak belirlediğini kaydeden Özmen, adresi telefon rehberinden tespit et- tiğini ve bombah paketi Istanbul'dan gönder- meye karar verdiğıni söyledi. "Adap" adh bir kitabın içini oyarak bombayı yerleştirdi- ğini anlatan Özmen, şunlan söyledi: "Paketi hazniadıktan sonra üzerineBah- riye Üçok'un adresini ve gönderici kısmma da thni Araştırmalar V'akfiyazısmı yazdım. Olay tarihinden 2-3 gün önce otobüsle Is- tanbul'a giderek Karaköy semtinde Pter- şembe pazan denilen yerde bulunan Eksp- res Kargo şirketine parasını ödeyerek ver- dim. Aynı gün İstanbul'da kalmadan ak- şam Ankara'ya dondüm. Ben döndükten 2- 3 gün sonra da bombanın patlayıp Bahriye Üçok'un öldüğünü öğrendim" dedi. Kışlalı suikastını Necdet Yüksei, Oğuz Çağdaş Gazeteciler Derne- ği (ÇGD) İstanbul Şubesi, sansürün kaldınlmasının yıldönümü nedeniyle Beyoğhı'nda eylem yaparak "sansürün hâlâ sürmesini" protesto etti. Beyoğhı'ndaki Fransız Konsotos- hığu önünde dün toplanan ÇGD istanbul Şubesi üyeleri, elfc- rinde "Sansüre Haynr", "RTÜK sansürdür", "Özgür Radyo susturulamaz" yazüı dövizlerie OHAL kapsamındaki 9lere so- kulması yasaklanan Yeni Gündem ve Yeni Evrensel gazeteleri- ni taşMh. ÇGD İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Evrim Alataş, sansürün bugün, düne göre son derece genştirUnüş bi- çimlerattmdagerekyasalar, gereksetoplumsal getenekve norm- lar, gerekse de sosyal yanlanyia sürdüğünü söyledi Bazı yayın- lann OHAL kapsamında- kiflleresokuhnadığmı vur- gulayan Alataş, "istan- bul'un orta yerinde Özgür Radyo, KüMr Bakanhğı bandrollü bir kasetteki şiiri yayımladığı için bir yıl süreyk geçki olarak kapaüfayor. Gerçekleri yazma isteğimiz yasalaJna engeDeniyor. Düşünce ve ifade etmek halen suç olarak sayıhyor. Bütün bu ger- çeider ortadayken bizlerin sansürün kakhnkhğı iddialanna st- ğınarak kuüamalar düzenlememiz beklenemez" dedl Sansür kunımlanndan biri olduğu savunulan RTÜK'ün ceza uvgula- malarma son verflmesini isteyen ÇGD üyeleri, düşünceleri do- layısryia cezaevmde bulunan gazetecilerin de serbest bırakılma- sunistedL(Fotoğraf: KAAN SAĞANAK) CHP Genel Başkanı Öymen, basının toplumun aynası olduğunu söyledi ÇGD: Basında sansür sürüyor ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet) - 24 Tem- muz'un, tarihimizde önemli yeri bulunan üç olaym yıldö- nümü olduğuna dikkat çeken Başbakan Bülent Ecevit, "Ba- smdan sansürün kakhnlması Oe özgürlük vedemokrasi yt>- lunda büyük adım abhnışür" dedi. Çağdaş Gazeteciler Derne- ği (ÇGD) Genel Yönetim Ku- rulu ise basında sansürün kal- dınlmasımn 92. yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklama- da, "Türkiye basmınınbugün sansür sarmahndan kurrula- manıanın üzüntüsünü yaşa- ' vurgulandı. CHP Genel Başkam Altan Öymen de basının toplumun ve rejimin aynası olduğunu belirterek "Ona bakan, ken- disini görür. Bu yüzden özel- nkle iktidarlann, yasalar için- de görev yapan basına kızma haklan yoktur" dedi. Ikinci Meşrutiyet'in ilanın- dan sonra istibdat devri san- sürünün 24 Temmuz 1908 ta- rihinde kaldınlması, her yıl 24 Temmuz'da "Basında San- sürün Kaldınhşı n nın yıldö- nümü olarak kutlamyor. Basında sansürün kaldınl- ması yıldönümü nedeniyle 9. Cumhurbaşkanı Süleyman DemireL Gazeteciler Cemi- yeti'ni ziyaret edecek. Gazeteciler Cemiyeti, De- mirel'e "basma katkuarın- dan doiayı" şükran plaketi ve- recek. Ödülkr Dohnabahçe Sarayı'ndabu akşam gerçekleştirilecek tö- rende ise TGC'nin geleneksel "Basuı özgürlüğü ödulü"ne layık görülenlere ödülleri ve- rilecek. TGC'nin özgürlük ödülüne bu yıl kişi olarak Ha- cetepe Üniversitesi Felsefe Anabihm Dah Başkam Prof. Dr. Ioanna KuçuradL kurum olarak da deprem bölgesinde zarar gören ama yayınlannı sürdüren tüm yerel iletişim kurumlan layık görüldü. Tö- rende sürekli san basm karn taşımaya hak kazanan gazete- cilere de anı plaketi verilecek. CHP Genel Başkam Altan Öymen, basının toplumun ve rejimin aynası olduğunu be- lirterek "Ona bakan, kendisi- ni görür. Bu yüzden özeDikle iktidarlann,yasalar içinde gö- rev yapan basma kızma hak- lan yoktur" görüşünü kaydet- ti. tktidann da güvenlik güç- lerinin de bu aynayı karart- mamak için özen gösterme- leri gerektiğıne işaret eden Oymen, "Aksi halde, rejimin de yüzü karanr. Karanhk bir rejimde basm özgürlüğünden, düşünce özgürlüğünden, in- san haklarmdan söz etmek imkânsızdır'' dedi. IRMIKIAYDBV ENGİN aengin@doruk.nettr CHP'nin, bu ülkenin olmazsa olmaz bir siyasal gücü olduğu- nu kavramak için onun parta- mento dtşında kalması gereki- yormuş meğer. Doğrudur, bıktırdıydı. Bitiptû- kenmek bilmeyen "hizipleri"; iç karartan delege hesaplan, her kurultayın ardından "yakında bir erken kurvltay gerekecek bes- belli" dedirten iç çekişmeleri, hatta tepişmeleri ile 1977'de oy- lann yüzde 42'sini devşiren par- ti eridi, çöktü, sonunda barajın altına düştü ve pariamento dışı kaldı. Anlaşılan iyi oldu. Ünlü "Ak Günlere bildirge- s/"nden sonra ortaya doğru dü- rüst birprogram koyamayan; bir zamanlar "insanca, hakça bir düzen" deyiptoplumsal coşku- yu ateşleyen CHP'den geriye, parti içinde itişen kakışan grup- lar, topluma açılan yüzünde ise yeni bir sözü olmayan, eski söz- lerini ise tekrarlamaya bile üşe- nen bir bezginler ordusu kalmış- tı. CHP'nin, silkinmesi gerektiği- ni, silkinmenin miting alanlann- CHP: Başarabilecek mi, Becerebilecek mi? da üç beş pariak laf etmekten ibaret olmadığını kavraması için pariamento dışında kalması, toplumsal desteklerini yitirmesi, ideolojik bir kofluğun batağında debelenecek kadar dibe vurma- sı gerekiyormuş. iyi oldu. Pariamento dışı kalmış, yakın dönemde iktidar seçeneği oluş- turmayan bir parti, büyük med- yamızın iigi odağında yer almaz. O yüzden CHP'de son dönem- de olup bitenler çoğu kez tek, bazen de çift sütunluk gazete haberleri dışında topluma yansı- mıyor. Televizyonlann anahaber bülteni sorumlulan içinse, anla- şılan ne bu ülkede CHP diye bir parti var, ne de bu ülkenin bir sosyal demokrat partiye ihtiya- cı... Oysa CHP, derinden derine iş- leyen bir doğum, bir "yeniden doğum sancılan" yaşıyor. Üye yazımının ilkelere bağlanması, üyelik kavramının yeniden ta- nımlanışı, tüzük kuruttayı hazır- lığı gibi görece "biçimsel" ara- yışlar, ağırağırdüşünsel, ideolo- jik, programatik arayışlarla zen- ginleşmeye başlıyor. "Nasıl bir parti, nasılbirCHP" sorusu grtgide daha derinlikli ya- nıtlanmaya çalışılıyor. "CHP halk ile biıiikte çözüm üretiyor" başlıklı toplantılann on ikincisi ve sonuncusu önceki gün Istanbul'da yapıldı. Sessiz sedasız on iki arayış toplantısı. Eğer "seslisedair olmak gaze- telerin birinci sayfalarında gö- rünmek, TV ekranlannda yer al- maksa, gerçekten sessiz seda- sız toplantılardı. Partiye yeni ka- zanılan bilim adamları ve uz- manların katkılanyla CHP yeni- den çözüm üreten ve çözüm öneren bir parti kimliğine kavuş- ma çabasında. Salt genel merkezce örgütle- nip yürütülen çalışmalardan söz etmiyoruz. Önümde Ercan Karakaş'ın SODEV topiantılanndan, tartış- malanndan yarartanıp düzenle- diği bir broşür var CHP'nin na- sıl bir parti olması, nasıl bir siya- sal yolda yürümesi gerektiğini sorguluyor. Karakaş, Avrupa sosyal demokrasisini iyi bilen, Avrupa sosyal demokrasisinde- ki son gelişmeleri, yönelimleri yakından izleyen bir politikacı. Broşürü çok ciddi ipuçlannı ser- gilemekte. Daha da önemlisi: Okuyucu biliyor, bir süre önce dünya sosyal demokrat partile- rinin Berlin buluşmasını, sosyal demokrasinin yannlannı belirie- yen bir "doruk topiantısını" izle- dim. Berlin'den yolladığım yazı- larda doruk toplantısının Kapa- nış Bildirgesi'nin (Berliner Ko- munique) ara başlıklannı aktar- maya çalıştım. Toplantıyı izleyen Türkiye'den gitme tek gazeteci olduğumdan, Berlin Bildirgesi'ni edinmek isteyen yüzlerce (gali- ba 245) elektronik mektup, faks ve telefon başvurusu ile karşı- laştım ve... Ve evet, bunlann ya- nsından çoğu CHP'nin Anado- lu'daki örgütlerinden geliyordu. Kimi düz üye, kimi ilçe başkanı, kimi belediye başkanı, kimi yö- netim kurulu üyesi... Işaretler, alametler ortada. CHP yeniden ülke siyasetinde yer alan ve ağırlık taşıyan bir si- yasal güce dönüşme çabasın- da. önümüze yeniden ve ciddi- ye alınabilecek bir programla çıkma hazırlığında. Eh buna ol- sa olsa sevinilir. Bizcileyin sosyal demokrat ol- mayan ama sosyal demokrat hareketi çok önemseyen gaze- teci takımına, nihayet didikleye- bileceğimiz, destekleyebileceği- miz, itiraz edebileceğimiz, dalga geçebileceğimiz, eleştirebilece- ğimiz, katkılı olmaya çalışabile- ceğimiz, eksiğini gedığini keyif- le Tırmık'layabileceğimiz bir CHP, olsa olsa sevinç verir. Düşünsenize, CHP ortalıkta olmayınca bir toplumsal projesi varmış gibi ortalıkta dolananlar- la oyalanmak zorunda kalıyor- duk. Bu da dehşetli can sıkıyor- du. CHP küllerinden doğmaya çalışıyor. Bakalım becerebile- cek, başarabilecek mi? Demir ve Rüştü Ajtufanla bu"likte karar- laştırdıklannı belirten Özmen, gerekçesi- m "Üniversitede ve medyada tanman bir şahsiyet veaynca eski Kültür Bakanı ohna- sı,bana göre bir bakuna Uğur Mumcu'nun öhlmünden sonra Kemalist diye bilinen ke-, simin sözcülüğünü göre\ edinmiş birisiydi.; Baskıcı bir kesimin sembolü ve sözcüsü ha-, Gne geküğini düşünüyordum. Bu kesim hal-. kı tabandan tavana doğru dcğil de kendi fi-, knierini aşağıladıklarını ve hafife akhkla-' nnı düşünüyordum" diye açıkladı. 'Eritilmiş TNT kuüandık' ' Bombayı Rüştü Aytufan'ın gecekondu, evinde hazırladıklannı belirten Ozmen, birr bira kutusunun içine patlayıcı yerleştirdik- lerini, parça etkisini için bilya koyduklan-' nı, ateşleme düzeğini basınçtan kurtulma-' h bir klipsle sağladıklannı anlattı. Özmen, otomobile bombayı Necdet Yüksei ile Rüş-* tü Aytufan'uı yerleştirdiğini belirtirkenî şunlan söyledi: "Ben kendisine bombanın' çabşabilmesi için ne vapması gerektiğini izah eaniştim. Bu olay bombanın patladığı günden bir gün önceki akşam saat 2230-23.00 arası idi Bomba bira kutusunun içerisinde idi. Sa- at emniyetlL harekete duvariı. basınçtan kur- tuhnah,sivic anahtarlıidi. Bu bombadaki pat- layıcı maddenin TNT olduğunu hatutyorum. Ancakbu erinTmrşTNT olaraktabir edilen bir patlayia idi. Bu madde bir defaya nıahsus eri- tilerekbirkalıbadökülebUiyor. Buolaydakul- landığunız patlayıcı C-4 değildi. Bombanın panama düzeneği bira kutusunun yerinden oynahlmasuıa bağlı idi. Emniyet olarak da köstekü tabir edilen bir saat vardL Yani bom- ba beUi bir saatten sonra harekete geçip aktif hale getecekti." Özmen, bombanın kurulduk- tan bir saat sonra devreye girecek şekilde ayarlandığını, Kışlah'nın yaşamını yitırdığı- ni saat 10.00'da ögrendiğinı söyledi. Necdet Yüksei de ifadesinde, türbana kar- şı tutumlan nedeniyle Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyelerin- den Prof. Dr Alpaslan Işıkh ile Prof. Necdet Serin hakkında bir ay süreyle ıstihbarat faali- yennde bulunduklannı söyledi. Işıkh ve Se- rin' in otomobıllennın plakalannı da belırle- diklerini kaydeden Yüksei, eylemin isabetli olmayacağını düşünerek daha sonra bu çalış- malardan vazgeçtıklenni anlattı. ANAP'lı Kocaoğlu 'Savcılar utancı örtmeye çalışıyorlar' • TBMM Insan Haklannı Inceleme Komisyonu üyesi ANAP'lı Emre Kocaoğlu, savcılann işkence mağdurlannın isimlerini isteyerek bir yanlış daha yaptıklannı belirterek "Utancı bu şekilde örtmeye çalışıyorlar. Onlann görevi işkenceyi önlemektir" dedi. ANKARA (ANKA) - TBMM Insan Hak- lannı Inceleme Komisyonu Üyesi ve ANAP istanbul Mılletvekili Emre Kocaoğlu, Türki- ye'de yaşanan işkence olay lannı önleme so- rumluluğunun savcılara aıt olduğunu belir- terek "İşkence mağdurlannın isimlerini iste- yerek bir yanlış daha yapıyorlar. Utancı bu şekilde örtmeye çahşryorlar" dedi. ANAP istanbul Milletvekilı Emre Koca- oğlu, Insan Haklannı Inceleme Komisyonu olarak konuştuklan işkence mağdurlannın isimlerini kesinlikle vermeyeceklenni \ur- guladı. Savcılann bu isimleri istemelennın "akla çoktatsız sebepler getirdiğinr ifade e- den Kocaoğlu, bu tatsız sebeplen açıklamak bile istemediğinı söyledi. Işkenceye uğra- yan ve bunu komisyona anlatan kişilenn pe- şıne düşen bu savcılann önce işkenceyi ön- lemelen gerektiğini belirten Kocaoğlu, iş- kenceyi önlemenın savcılann görev ı olduğu- nu vuiguladı. Kocaoğlu, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün, savcılara yönelik genelgesinde, savcılann işkencelerden doğrudan sorumlu olduklannı kabul ettigini beîirterek "Bu son derece yerinde bir hareket Bakana teşekkür ediyorum. Bakanın savcılann sorumluluğu- nu beorten anlayışı çok yerindedir. Bu basi- ret ve cesarettir. AUah onun gösterdiği basi- retinvecesaretin onda birini savcılara versin" diye konuştu. ANAP'lı Emre Kocaoğlu, Türkiye"dekı in- san haklan ihlallerinın sadece işkence ve kö- tü muamele ile sınırh olmadığını, TB- MM'nin yeni yasama dönemınde örgütlen- me hakkı ve kadınlann başmı örtme hakkı- nı da gündeme taşıyacağını bildirdi. Parti olarak düşünce ve ifade, dın ve vicdan öz- gürlüğü ile teşebbüs özgürlüğüne ınandıkla- nnı vurgulayan Kocaoğlu, "Ben kadınlann başlannı örtme hakkını bir insan hakkı ola- rak görüyonım. Bunun siyasi boyutu beni il- gilendirmiyor. İnsani boyutu ilgilendiriyor. Türbantakma hürriyeti kamu kurallançer- çevesindeyumuşanlarak uygulanmabdu-. Ba- zı mesleklerin üniforması var. Hemşirelerve- ya polisler gibi. Bayan polisler türban taka- maz, ama diğer kesimlerde bu kurallar yu- muşatuabilir* dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear