25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ZV4 TEMMUZ 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA i l \JMX kurtur@cumhuriyet.com.tr 15 20. Uluslararası Nasreddin Hoca Karikatür Yanşması'na 2500 yapıt katıldı *Amaç., saııatçılan bıduşturmak' Y^ŞtMAKYÜZ Karikatürcüler Derneğı'nin düzen- le*Iiği ve buyıl 2O.'si gerçekleşen Ulus- laxarası Nasreddin Hoca Karikatür Ya- nşması'nrn sonuçlan belli oldu. Bü- yuk ödülü Dusan Shiljanic (Yugoslav- y a ) alırken Florian Doru(Romanya), XiaBing(Çın). MuhittmKöroğlu (Tür- kiye) ve Oleg Dergatehov (Ukrayna) ba-şan ödüllerine layık göriildü. Ya- nşınanın özel ödül bölümlerinde ise Jari Kosobucın (Ukrayna) Karikatür- cüler Derneğı Özel Ödülü'nü, Pan Jie Kng(Çin) Kültür Bakanlığı Özel Ödü- lü'nü, Mohammet Mirza (Iran) Nas- reddin Hoca Özel Ödülü'nü, Dimhry Drozoov (Rusya) Basın Yayın Genel Müdürlüğü Ödü- lü'nü, CiosuCons- tantin (Romanya) TürkiyeGazeteci- ler Cemiyeti'nin Ödülü'nü, Akxan- der Umyarov (Rus- ya) Istanbul Bü- yükşehir Belediye- si Ödülü'nü, Cexr mi Enniş (Türki- ye) Çankaya Bele- diyesi Ödülü'nü, ErayÖzbek(Tür- kiye) Akşehir Be- lediyesi Ödülü'nü, NecatiAbaa(Tür- kiye) Istanbul Menkul Kıymetler Borsası Ödülü'nü, LalehZeyaei(tran) Esenyurt Beledı- yesi Ödülü'nü, Ar- vid Andreassen (Norveç) TRT Ödü- lü'nü, AK Divandari (Iran) Mülkiye- liler Birliği Ödülü'nü kazandı. Yanşmaya 65 ülkeden 2500 sanat- çı 1250 yapıtı ile katıldı. Türkiye'den iki yüz karikatür sanatçısmm yer al- dığı yanşma haklanda Karikatürcü- ler Demeği Genel Sekreteri Metin Pe- ker şunlan söyledi: "Bu yansmayu dünyakarikatür sanatını ve sanatçıla- ruu bir araya getirmek amacıyla 20 yüdır düzenliyoruz. Yapıtlannı dünya çapında yaygmlaştınp. ardından bir albümde toplayarak kendilerine gön- deriyaruz.Bu yıljüride çokönemli ka- rmar^^Srlİtçılan yer akfa. Orneğbv ' Romanya'dan kanlan jüri üyesi Mi- haı Ignat ülkesinde de birçok ödül ka- 7]inmış bir sanatçı. Aynca, yine jüri üyeferimizarasmdabuhınanteuyansa- natçı Paolo Dalponte'nin de kisisel ka- rikatür sergisini Karikatürcüler Der- neği'nde açük. Sergi 15 Ağustos tari- hine dek devam edecek." En çok katılımın Iran'dan olduğu- nu behrten Peker, Bulgaristan, Çin, Romanya, Şili, Arjantin ve Brezil- ya'nın bu yıl ilk kez yanşmada yer al- dıklannı, bu gelışmenin de tnternet sayesinde gerçekleştiğüu vurguladı. Jüride yer alan ve aynı zamanda kendi ülkelerinde de karikatür sanat- çısı olarak sergiler açıp ödüller kaza- nan Paolo Dalponte (Italya), Mihai Ignat (Romanya), Janusz Kapusta (ABD), Sergey Khasabov (Rusya) ve Marlene Pohie (Almanya) Türk kari- katür sanatının çok iyi bir yerde bulunduğunu be- lirttiler. -YapırJanseçer- ken neleri göz önünde bulundu- ruyorsunuz? SERGEY KHASABOV-Hk olarak mızah an- layışını, sonra da tekniğini göz önünde bulundur- duk. PAOLO DAL- PONTE-Tabüki mizah anlayışla- n, espri yetenek- leri önemliydi. Amainsanlaraan- latmak istediğiniz şeyleri teknikle nasıl birleştirdiğiniz esas önemli olan nokta. - Ülkenizdeki karikatür sanatının bulunduğu yer ile Türk karikatür sa- naü hakkında neler düşünüyorsunuz? DALPONTE - Italya'da bu tür sa- natlann durumu zor. Çünkü pazan yok. Türkıye'de ise dunraı farklı. Ital- ya'da bu konuyla ilgili birçok arkada- şım da Türk karikatür sanatını çok iyi bir yerde görüyor. Bazı sanatçılar her gün gazetede çiziyor, ama benim için zor bir iş. Kısacası ttalya'da herhangi bir yer ya da kişı ile ışbırlığı yapmak neredeyse mümkün degil. Aynca, Ka- - rikatürcüler Dernegi'nde açılan sergim dolayısıyla çok memnunum. Başka kültürler ve farklı insanlarla birlikte ol- /leı (Fotoğraf: UĞUR DEMlR) Başan Ödülü - Oleg Dergatehov .er ûlkenin kendine göre bazı problemleri var. Sanatçı da bu problemlere duyarlı olduğu için onlan çiziyor. Amerika'da gûlmece var, bizler de sizin güldüğünüz şeylere gülüyoruz. Ancak oradaki sosyal anlayış farklı. Türk karikatüründe toplumsal konular ağır basıyor ve dünya karikatür sanatı içinde sözü geçen bir yere sahip.' mak sevindirici. JANUSZ KAPUSTA - Her ülkenin kendine göre bazı problemleri var. Sa- natçı da bu problemlere duyarlı oldu- ğu için onlan çiziyor. Bir karikatür sanatçısı olarak ben de bu konulan yansıtıyorum. Ameri- ka'da gülmece var, bizler de sizin gül- düğünüz şeylere gülüyoruz. Ancak oradaki sosyal anlayış farklı. Türk ka- rikatüründe toplumsal konular ağır basıyor ve dünya karikatür sanan için- de sözü geçen bir yere sahip. 1977-78 yülannda Nasreddin Ho- ca Karikatür Yanşmalan'nda ödül ka- zandıktan sonra Türkıye'ye geldün ve karikatür sanatını daha yakmdan tanı- ma firsatım oldu. MARLENE POHLE - Almanya'da yaşıyorum ama Arjantinliyim. Arjan- tin'de çok iyi karikatür sanatçılan var, ama organizasyon düzensiz ve kanşık. Almanya'da ise organizasyon gayet iyi, ancak sanatçılarla ıletişim kurmak çok zor. Türkiye'de ise sanatçılar çok başanlı, yapıtlar çok heyecan verici. Büyük Ödülü, yanşmaya Yugoslavya'dan katüan Dusan Shiljanic kazandı. Paris'te toplutaşıma araçlannın 'Baise-moi' fılminin reklamını alması engelkndi 'Özgür ifade'yeyasak Kültür Servisi - Paris'te reklam alan toplu taşımacılık aracı otobüslerinin 'Ba- ise-nıoi'(Fuck me) adlı filmin reklamını alması yasaklandı. Hard porno filmi 'Ba- ise-moi', şiddetli seks sahneleri içeriyor. Ridiey Scott'ın 'Thelma ve Lousie" filmi- ne benzeyen 'Baise-moi'da iki kadının öyküsü anlatıhyor. Kısa etekler ve daracık taytlarla erkek- leri baştan çıkaran Manu ve Nadine adlı iki genç kadm karakter Fransa'da hızh bir yolculuğa çıkar. Bu yıl Cannes Film Festivali'nde gös- terilenfilm, VirginieDespeııdes'in aynı ad- lı romanından yola çıkılarak çekildi. Ya- zar, yönetmen CoraBe TrinhThi ile işbir- liği yaptı. Filmin başrollerinde RafTaeua Anderson ve Karen Bach var. Yapımcıla- nnın 16 yaş ve üstündekilere yönelik X sertifikası verilmesini istediği füm, 'öz- gür ifade' sloganıyla piyasaya sunuldu. 'Baise-moi' psikanalist ve sosyal kritik Tony.\natreiatarafindanrahatsızedicıbu- lunuyor. Anatrella filmin Fransız olmayan bir düşünce taşıdığmı söylüyor. u CinseUiğj çok fada inceleyen 'Baisse- moi', zevkin cinayete yol açüğuu gösteri- yor." Positif dergisinin fılm eleştirmeni Phflfippe Rouyer ise filmi savunuyor. tki karakterin umutsuzluk nedeniyle ölüme karşı yanşlannın ikna edici olduğunu söy- leyen Rouyer, ahlaki açıdan sakıncah bu- lunan filmin, eski tarihli bazı CBnt East- vrood filmlerinde kullanılan şiddetle kı- yaslandığında bunun bir aşınlık olmadı- ğım söylüyor. Pascal Merigiau filmin seksi, kan ve korku olarak yansıttığını söylüyor. VVllllamHogarthın anıtı içinkampanyasürüyor David Hockney destekliyor Kültür Servisi -David Hockney ve Pe- ter Blake, en önemli Ingıliz ressamı ni- telenen VVTuiam Hogarthın anıtı için ya- pılan kampanyayı destekliyor. Heykel projesinin heykeltraşı ise Royal Society of Portrait Sculptors'ın üyesi Jim Mat- hieson. Mathieson daha önce, Nelson Mandda. VVîUiam Hagueve balerin Darcy BusseO'ın büstlennı yapmıştı. 1697-1764 yıllan arasında yaşayan Hogarth'ın heykeli, tamamlandığmda, yaşamını sürdürmüş olduğu Batı Lond- ra'daki Chisvvick kasabasına dürilecek. Pe- ter Blake'in eşi Chrissy Blake, başkanh- ğını yaptığı heykel projesi için çeşitli kaynaklardan 40 bin pound sağladı. Bla- ke, Hogarth'ın en ünlü işi 'A Rake's Prog- ress'in operet versiyonunun setini ve kos- tümlerini hazırlamış ve kampanyanın onur üyesi Hockney'den destek istemiş- tı. Hogarth'ın çağdaş Ingiliz resminin kurucusu olduğunu söyleyen Blake, res- samın kendi kölelerini ve hizmetçilerini resmeden ilk Ingiliz ressam olduğunu söyledi. Sanatçı, günlük yaşamın en iyi öykü- lerini ve mesajlannı aktaran yapıtlanyla anımsanıyor. Hogarth heykeli komitesi, heykel için venlen desteği 20 bin pound daha arttırmak istiyor. Heykelin yapıl- masmı yürürlüğe koyan ve kampanyaya, en büyük parasal desteği veren Hugh Brendon. Hogarth'ı Ingiliz resminin ba- bası olarak nıtelendiriyor ve ressamın ulusal bir anıhnın şimdiye dek dikilme- mesinı hayret verici bulduğunu söylüyor. Kennedy, zamanını pop ve klasik arasında eşlt olarak bölmek İstiyor 545i M imajı abarüldıKültür Servisi - Klasik bir kemancı olarak tanım- lanmasına karşın kendini müziğin bütünüyle ilgilenen bir müzisyen olarak gören Nigei Kennedy, zamanını pop ve klasik arasında eşit olarak bölmek istiyor. Bu yıl 28. Uluslararası Istanbul Müzık Festivali'nde de izlediğimiz Kennedy ile Verbier Festivali'nde yer al- ması nedeniyle Liberation'da yapılan söyleşiyi akta- nyoruz. - Müziğe piyano>la başladığmız halde sizde kema- na geçme arzusunu uyandıran ne oldu? NIGELKENNEDY- FriJz Kreisler'in kemanımn neşe- si, uyandırdığı özgürlük his- si ve altınsı tınısı ilk hayran olduğum şeylerdi. Sonra be- ni fetheden Stem'in yalınlı- ğı ve dürüstlüğü oldu. O, enst- rümantal disiplin açısından benim için viyolonseldeki Casak'ın ve piyanodakı Ru- binstein'ın dengidir. On üç yaşındayken Grapefli nın caz nnlayan kemanını, Jean-Luc Pontv, George Duke, Zappa ve McLaughlin'ı keşfettım. Jean-Luc'ın çahşı zihni açan, belli bir biçim kazanmış, iş- levsel bir tarz. Onunla, kal- dığı otel odasında Freddie Freekjader' ın bestelerini dü- et yapma olanağı buldum. - Once Menuhin'de sonra da Juillard'da öğrenim gör- dünüz. Bu iki eğitimi karşı- laşürabilir misiniz? KENNEDY - Menuhin ta- mamen Avrupalı zihniyeti ta- şıyan bir ekoldü, değerleri ve estetiği orada öğrendim. Juillard ise bütünüyle farkhy- dı, Amerikahlann müziğe daha işlevsel bir yaklaşrmlan var. Esinlenmek ya da yaratıcı olmak ayn bir şey, fakat müzikte uzun bir ka- riyer hedefliyorsanız bir tekniğinizin olması şart. Av- rupa'da Perhnan ve Zuckerman'ın neden bu kadar ola- ğanüstü olduklannı sordugunuzda alacağınız yanıt; "Çünkü onlarPertmanveZuckerman" olacaktır. Ay- nı soruya Amenka'daki yanıt ise "Yayı böyle koyun, buradan nefes ahn, şu vibratoyu deneyin"dir. -Kariyennizi ve şöhretinizitelevizyonaborçlu oklu- ğunuz söylenebflir mi? KENNEDY - Juillard'dan sonra Riccardo Muti'nin yönettiği bir orkestrada beş yü boyunca çaldım. He- men arkasından Baltimore ya da Minneapolis orkest- ralanyla eşdeğerdeki çok çok iyi orkestralarla çalma Sonbaharda Ingiliz Oda Orkestrası'nı yönetecek. olanağım oldu. Sorun, bana klasik müzikle pek ilgi- ^ı olmayan geniş kitlelere ulaşmamı sağlayan 'Dört Mevsim'ı doldurduktan sonra oluştu; kendi yaratüğım teknığin esiri haline geldim, Brahms ya da Berg çal- mak imkânsızlaştı. Fakat klasik müzik dünyasından bu bilinçli aynlışım bana, Elgar'm keman konçerto- sunu Simon Ratrk eşliğinde kaydedebilmem için stüd- yoya geri dönmemi sağladı. - Kuşağını/daki sanatçılar arasında Klas Tennes- tedtfleçalabilmiş nadir solisrlerden birisiniz» KENNEDY-Brahms'ın ya da Beethoven'in senfo- nilerinin ağır bir yerinde ne yapması gerektiğini bi- len şef sayısı çok azdır. Bu tıpkı balad çalan bir cazcı- nın durumu gibi; eğer sa- niyede beş nota çahnazlar- sa kaybederler. Ben her şe- yi surat ifadesiyle söyleye- bilen şefleri seviyorum, Tennestedt de zor olması- na karşın çok iyi anlaştı- ğım şeflerden biriydi. Beş yıl önce Grapelü ve üvey babamla aynı zamanlarda ölmesi, manevi açıdan be- ni oldukça güç duruma dü- şürdü. Yaşarken Abbado ya da Muti'ye verilen de- ğerin ona neden verilmedi- ğini artık pek umursamı- yorum. - Classk Kennedy albü- münüzde Vivaldi ve Brahms'ın üzerine kendi bestelerinizi de eklediniz.- KENNEDY - Zappa, Marvin Gaye, Mfles Davis, BU1 Evans ve tabii ki Bach ve Beethoven'den etkilene- rek on iki yıldan beri beste yapıyorum. Zappa'nm acayiplik ve akılcılık kanşımı eserlerini seviyorum. Zamarumı eşit olarak pop ve klasik müzik arasında bölmeyi gerçekten çok istiyorum. Sonbaharda Cole- man ve bızzat yöneteceğim Ingiliz Oda Orkestrası'yla Universal Müzik'ten bir albüm çıkaracağım. Bunun dışında Nine Inch Nails'le de bir albüm yapmayı çok isterim. - Klasik müziğin 'asi' çocuğunu oynamaktan artık süahnadınız mı? KENNEDY - Medya bu imajı oldukça abarttı. Eğer her gün kemammla prova yapmasam ya da her şefle kavga etsem, bu denli başanlı orkestralarda asla ça- lamazdım. BUAŞAMADA ŞÜKRAN KURDAKUL Ölümünden 35 Yıl Sonra Öykii Yazarı Refik Halit Sadrazam Mahmut Şevket Paşa'nın öldürülme- si, kimi düşün ve edebiyat adamlarının Istanbul dışı- na sürülerek (12 Haziran 1913), kişisel tarihlerinde acı- lı bir sayfanın açılmasına neden oldu. Mustafa Suphi gibi, Osman Cemal (Kaygılı) ve Refik Halit (Karay) gibi... Aslında Tevfik Fikret'in "Kanun diye, kanun diye kanun tepelendi" dizesiyle niteliğinı açıkladığı fttihat ve Terakki iktidarının "Meclis dıktası"r\a örnek ola- cak ilk hareketi değildi bu sürgüne göndermeler. Refik Halit, Sinop'ta "ikamete memur" edildkji za- man, adı edebiyat çevrelerinde duyulmuş yirmi beş yaşındaki genç yazariardan biriydi. Ortaöğrenimini Ga- latasaray Lisesi'nde tamamladığı için özellikle Fran- sız ve Rus öykü yazarları ve romancılannın yaratıla- nnı tanıma olanağım bulmuştu. Hızlı değişmeler dönemi olarak nrteledigimiz zaman dilimiydı yaşanan. Aykın toplum güçlerinin engelleme çabalanna kar- -^ şın Türkçe dil bılincı, aydınlanma felsefesınin demok-1 ratikleşme arayışlanyla birlikte yaşama geçme yol- A larını zorluyofdu. A "Genç Kalemler" hareketinin uzağında kalmasına; karşın degişme gereğinin ayırdındaydı Refik Halit. Hem ilk öykülerindeki Türkçe beğenisiyle hem de •* "Bizim bir dilimiz varki, bu yannın dili olacaktır" söz- v leriyle kanıtlar bu gerçeği. • î Dönemin edebiyat hareketleri içindeki önemini ( çağdaşı yazarlann da yargılanyla onayladığını biliyo-,» ruz. Ömeğin, Yahya Kemal "Meşrutıyetten sonra or-1 tayaatılanedebınesılıçmde", "Türkçeyeyenibirçeş- *+ ni veren" bir edebiyat anlayışının temsilcisi olarak gö- • rüyordu onu. Ölümünden 35 yıl sonra da benim bu yargıya ay- kırı düşünmememin birincil nedeni, Refik Halit'in 1909-1930 yıllannda edebiyatımıza armagan ettiği öy- külerin yol açıcı niteliğidir. Kurtuluş Savaşımıza karşı olduğu için 1923'ten sonra uzun süre Beyrut ve Halep'te yaşamak zorun- da kalan yazann öykücü kimliği, karşıtlannca da yok sayılmadı. Doğru olan da buydu elbet. Öykü anlayışını açıklarken "Dili bulduk. Şimdihal- kı öğreneceğız ve âdileşmeden, halkla meşgul ola- cağız" diyordu Refik Halit. Yapıtlannı yayımlandıklan dönemin koşullan için- de degerlendirdiğimiz zaman, amacını gerçekleşti-' ren pek çok öykü ömeği çıkıyor karşımıza. ' Birincil özelliği, kişilerinı toplumsal konumlannı göz * ardı etmeden tipleştirmeye çalışması. Bu yargıyı dogrulayan öykülerinin başında, "Hak- kı Sûkût" ve "Şeftali Bahçeleri" geliyor. 1909 tarihi- ni taşıyan "Hakkı Sükût" öyküsünde Bursa'daki bir iplik fabrikasında çalıştınlan işçiler karşısında işçi kâ- tibinin bencilliği işlenmiştir. Geleneksel "olay öyküsü"tekniğinin öngöfdüğü ku- rallar gözetilen bu öyküde "ateşın nefesleri", "nöbet- li nabız", "gölgesiz çıptak güneş" vb. ikili-üçlü tam- lamalaıia yalınlığı rahatsız etmeyen buluşlar, "şaira- neliğe" düşmeyen şiirsellik dikkatimizi çeker, etkisi- ne alır bizi. Hemen tüm öyküierinde kişiierinin, çocuk yaşta bi- le olsalar, davranış özgünlükleriyle ruhsal durumlan- nı somutlamaya özen gösteren bir sanatçı karştsın- dayızdır. Gözlemlerini zenginleştirmenin ustası olduğu için pek çok öyküsünde kalıcı olanı yakalamayı başarmış- tır Refik Halit. Ömer Seyiettin'in Ittihat veTerakki'yle, Refik Ha- lit'in Hurrıyet ve Itılaf'la uyum içinde olduğunu biliyo- ruz. Ömer Seyfettin'in siyasal yandaşlan Alman em- peryalizminin dümen suyunda ülkeyi I. Dünya Sava- şı'nın batağına düşürdü. Refik Halit'in siyasal yandaş- lan Ulusal Kurtuluş Savaşımıza karşı ihanet cephesi kurdular. Ama ikisi de edebiyatçı kimliklerinin bıraktıklanyia onlardan aynlıyor. '. . t Jurassic Park' filminin üçüncüsü çeküiyor • LOS ANGELES (AFP) - Geçen yıhn en beğenilen komedi fılmleri arasmda yer alan ) 'Electıon'ın senaristleri, 'Jurassic Park 3'ün senaryosunu yazmak üzere anlaşma yaptılar. Aym zamanda 'Election'ın yönetmeni olan Alexander . Payne ile Jim Taylor, 28 Ağustos'tan itibaren serinin yeni bölümü için çalışmalanna ) başlayacaklar. Filmin yönetmenliğini bu kez * Steven Spielberg değıl, 'Honey I Shrunk the Kids'in yönetmeni Joe Johnston gerçekleştirecek. •! Lars von Triep komedi filmi ; çekmeye hanrlanıyor l M Kültür Servisi - Danimarkalı yönetmen Lars von Tner, kadınlan konu alan son üç füminden sonra (Les Idıots - Budalalar, Breaking the Waves - Dalgalan Aşmak, Dancer In the Dark - Karanlıktaki Dansçı) Temmuz 2001'de erkeksi bir komediyle beyaz perdeye dönecek. Trier, aynca eylülde 'Karanlıktaki Dansçı'mn çekimiyle ilgili bir kitap çıkaracak. Mike Myers mahkemelîk oldu • LOS ANGELES (AFP) - Komedi oyuncusu Mike Myers, Universal Film Şirketi ile 'Dieter' filmi yüzünden mahkemelik oldu. Universal Pictures'ın yaptığı avıklamaya göre 'Dieter' fihnindeki yazar, yapımd ve oyuncu görevlerini bıraktığı için Myers'a 30 milyon dolann üstünde tazminat davası açücı. Daha önce 'Sprockets' olarak adlandınlan f hn projesi, Mike Myers'ın NBC televizyonuncUkı 'Saturday Night Live' şovunda canlandırdı|ı karakter üzerine yazılmış bir senaryoydu. (stanbul Depttsi'nde su karikatürleri • Kültür Servisi -Ytym hayatına 1992'de başlayan 'tstanbul' (ergisinin 34. sayısrnda 'afete hazırlık' konu başlı^ altında semt öyküleri, sivil toplum kuruluşlan \s yerel yönetimlerin depreme karşı tutumlan kontalınırken 'Su' dosyası başlığı altında Istantul'un sulan, ayazmalan, değişen su kültürü Urtışıhyor. Aynca, Istanbul dergisinin bu sayısuda 'su karikatürleri' adlı bir albüm de bulunuyot Karikatürler arasında, Halit Naci, Sedat Nuri tlei, Salih Erimez, Cemal Nadir Güler, Salih Erimez Ercüment Kalmık, Ramiz Gökçe, Nehar Tübltn, Cafer Zorlu, Semih Balcıoğlu, Turhan Selçu k, Tan Oral gibi karikatüristlerin yajıtlan yer alıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear