25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
(NİSAN 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Aıayasa değişikliği paketinin 2. tur oylaması öncesinde ANAP-MHP gerginliği tırmanıyor Demirel için 'kader' zirvesiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ajıayasa değişikliği paketinin 5 Nisan'da yapılmasıplanlanan 2. tur oylamalan ön- cesinde, hükümeti oluşturanpartilerin li- derlerinin bugün gerçekleştireceği zir- vede, Çankaya ve hükümet ortaklan ara- sındaki güven bunalımı sorunlan masa- ya yatınlacak. Toplantının, Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirel için "kader zir- vesi'' nitehği taşıdığı vurgulanırken MHP lideri ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli nın. "ANAP'sız da yoDanna de- vam edebilecekleri"ne ilişkin haberler gerilimi tırmandırdı. Firelerin tüm so- rumluluğun kendilerine yüklenmesinden Fazilet Partisi Tazarlık yönü MHP'ye döndü' ANKARA(ANKA)-Koalisyon partileri arasındaki anlaşmazhk nedeniyle 5+5'in gerçekleşme şansını yok denecek az gören FP, Cumhurbaskanı çıkarma konu- sunda en güçlü konuma MHP'nin geldiği degerlendirmesi yaparak, bu partiyle köprülerin atılmaması karannıaldı. FP, Anayasa değişiklik oylama- sının ardından koalisyon partileri- nin tavırlannı incelemeye aldı. Parti yönetimince yapılan değer- lendirmede, Başbakan Bülent Ece- vit" in tüm ısrarlanna karşın koalis- yon partileri arasındaki Demirel'e yönelikgörüş aynlıklan ve millet- vekillerinin direnişleri nedeniyle 5+5'in 5 Nisan'daki oylamada da gerçekieşme şansının yok dene- cek kadar az olduğu görüşünde birleşildi. Cumhurbaşkanı seçi- minde koalisyon partileri içindeki inisiyatifin Başbakan Ecevit'ten MHP'ye dolayısıyla Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'ye ge- çeceğine vurgu yapılan FP değer- lendirmesınde şu görüşûn altı çi- zildi: "Nekadar uğraşıhrsa uğraşüsm arük Demirel işi biti>or. Bu bir hü- kümet krizi yaratsa da yaratmasa da MHP Cumhurbaskanüğı ko- nusunda en güçlü parti haüne ge- liyor. Böyle bir durumda DVT de ANAP da MHP'nin adayına yak- laşabflir ve Ecevit valnız kalabilir. Cumhurbaşkanını MHP, ANAP, DVT, FP bloku seçebiür. Her halü- karda bu bk>k içinde 5 Nisan'dan sonra yabuzca MHP Cumhurbaş- kanı çıkaracak tek parti haline gelecek gibl" Bu değerlendirme çerçevesinde FP, özellikk TCK'nin 312'inci maddesine ilişkin katı tutumu ne- deniyle bir süre önce bu partiyle yaşanan gerilimi sona erdirecek bir tutum izlemeyi kararlaştırdı. Buna göre FP, Cumhurbaşkanı se- çimi süresince MHP'yi karşısına almayacak bir politika yürütecek. FP, MHP'ye yönelik olarak köprü- leri atmayacak bir tutumla bu par- tiye çıkaracağı bir adaya sıcak yaklaşabileceği mesajı verecek. FP, Anayasa'nın 69'uncu mad- desindeki değişikliğe zaten karşı olmayan MHP ile yakalayabilece- ği böyle bir yakınlaşma durumun- da, partinin Cumhurbaşkanı seçi- mi sonrasında 312'inci madde ko- nusunda da diyaloğa açık hale gel- mesini sağlamayı planiıyor. rahatsız olan ANAP yöneticileri. bu ha- berlere "temkmli" yâklaştı. MHP Genel Başkan Yardımcısı ŞevketBülent Yahni- ci ise yaptığı açıklamada. "Bu beyanla- nn, Sayın Bahçeli'ye ait bir üslup olma- dığı açıknr" demekle yetindi. TBMM Genel Kurulu'nda, anayasa- nın 69, 86 ve 101. maddelerinin değişti- rilmesine ilişkin önerilerin 2. tur oyla- malan 5 Nisan Çarşamba günü yapıla- cak. Hükümet ortaklarının bugünkü zir- vesinde, MHP lideri Bahçeli'nin 101. maddenin tek başına görüşülmesini öne- rebileceği ifade ediliyor. Ancak, FP ile yapılacak "son daJdka" pazarlıklannın verilecek karan değiştirebileceğine dik- kat çekiliyor. Iktidar kulıslerinde, FP'nin 69. maddenin tümüyle paketten çıkanl- masını göze alamayacağı, bu çerçevede bir grup FP'linın 101. maddeye destek vermek zorunda kalacağı yorumlan ya- pılıyor. MHP Grup Başkanvekilı Ömer Izgi, değişiklik paketine FP'den 100 do- layında kabul oyu gelecegini ileri sürdü. Izgi, "FP'den gelecek 100'e yakın oy ve ANAP'tan gelecek oylarla 367 oya ulaşı- lacağmı" söyledi. MHP liden Devlet Bahçeli'nin, "Baş- bakan Vetdn'" olarak Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel'le cuma günü yaptığı ANAP: Firelerin tek sorumlusu biz değiliz Anayasa değişikliği paketinin oylamasında hükümet kanadında yaşanan büyük firelerin sorumluluğunun sürekli kendilerine yüklenmesinden rahatsız olan ve hükümet dışına rtilme endişesi taşryan ANAP yönetimi, sert tepküer yerine, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den resmi bir açıklama gehnesini bekledL Bahçeli'nin "böyle bir şey söyleyeceğine inanmadıklannı" beürten ANAP'hlar, firelerin sorumluluğunun tek başına kendilerine yüklenemeyeceğini de ifade ettiler. görüşmede, "ANAP'SK da ohır" dediği yönündeki haberler, başkent kulislerini kanştırdı. Firelerin sorumluluğunun ken- dilerine yüklenmesinden rahatsız olan ve hükümet dışına itilme endişesi taşıyan ANAP yönetimi, sert tepkiler yerine, Bahçeli 'den resmi bir açıklama gelmesi- ni bekledı. Bahçeli'nin "böylebirşey söy- leyeceğine inanmadıklannı" belırten ANAP'lılar, firelerin sorumluluğunun tek başına kendilerine yüklenemeyeceği- ni de ifade ettiler. ANAP Genel Başkan Yardımcısı AH Doğan. Bahçeli'nin, ANAP'a dönük böyle bir üslup kullanacağmı tahmin et- medığini belirterek "Eğer ettiyse de, elbette, herkes herkesle hükümet kurar. 'Olmaz' denilen partiler- le de hükümet kurulur. Geçmiste. DSP, MHP ile hükümet olmaz' diyordu. Bizde 'MHP'siz hükümet olmaz' diyorduk. Ama bakm MHP ile hükümet yürüyor" dedi. Meclis'in özgür iradesiyle karar ve- receğine işaret eden Do- ğan. "Eğer istenmiyorsa, zoria da Demirel'i seçüre- mezsiniz. O zaman Hafız Esat, Türmenbaşı gibi ömür bovu cumhurbaş- kanı ilan edip kurrulaJım" görüşünü dıle getirdı. ANAP'lı Işm Çelebi de, gazeteler aracılığıyla kar- şılıklı "tarüşmayı doğru bulmadığuu" söyledi. Anayasa değişikli- klerinin Meclis'ten geç- memesi durumunda, hü- kümetin yol aynmına ge- leceği kulislerde konuşu- lurken MHP ile DSPnin, dışandan 12milletvekili- nin desteğiyle yeni bir ko- alisyona yönelebilecekle- ri dile getiriliyor. Bu çer- çevede, ANAP içinde De- mirel'e yakınlığıyla bili- nen Yaşar Topçu, Rıfat Serdaroğiu, tbrahim Gürdal gibi isımlerin par- tilerinden kopabileceği, DSP-MHP hükümetinin gündeme gelebileceği i- fade edildi. Köşk temaslan, ikinci tur oylama sonuçlannı beklediğini ortaya koydu Süleyman Demirel çekflmiyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DYP ağırlıkh "olmak üzere bir dizı eskı ve yeni mıl- letvekilini cuma gününden bu yana Çankaya Köşkü'nde ağırlayan Cumhurbaşkanı Sü- kyman Demirel. ikıncı tur oy- lama sonucunu görmeden "çe- kflmeye niyetli olmadığını" or- taya koydu. Demirel'i ziyaret eden mil- letvekilleri. "haftalaröncesin- de bölgelerhle ilgili sorunlan aktarmak için randevu istedBk- lerini" ileri sürerlerken Demı- rel'in bu randevuyu anayasa değişikliği paketinin ikinci tur oylamalan öncesinde verme- sini ise "Köşk'ün takdiri" ola- rak değerlendirdıler. DYP'den ağırlıkh olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi milletvekilleriyle gö- rüşmesi dikkat çeken Demi- rel'in kendisine "soğuk ba- kan" bölge milletvekıllerinin oylannı "garantilemek" ama- cıyla "nabızyokladığT deger- lendirmesi yapıldı. Demirel'in milletvekillerine "Anayasade- ğişikliği olmazsa işime baka- nm" dediği aktanldı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, anayasa değişikliği paketinin ikinci tur oylamala- n öncesinde ağırhklı olarak DYP'den eski ve yeni milletve- killeriyle görüşmelerini dün de sürdürdü. Demirel'i ziyaret eden mil- letvekılleri randevuyu çok ön- ceden istediklerini. ancak cumhurbaşkanının kendileriy- le yeni görüşme fırsatı buldu- ğunu ifade ettiler. Demirel ile önceki gün görüşen DYP Di- yarbakır Milletvekili Salim Ensarioğlu, görüşme istemi- nin amacını "seçim bölgesi olan Drvarbakır'uı baa sorun- lan" olarak aktanrken Adıya- man Milletvekıh Mahmut Ne- dim BUgiç, "tütün üreticileri- nin sorunlan' 1 , Batman Mil- letvekili Burhan İsen, "Üni- versitenin ve ilinin bazı sorun- lan'' olarak açıkladılar. Herüç milletvekili de haftalarca önce randevu istediklenni ve görüş- menin amacının "cumhurbaş- kanhğı seçimi kulisleriyle Ugi- sinin buhınmadığmı" savun- dular. 'Bölgesel sorunlar' Milletvekillerinın görüşme- lerinin resmi amacının "bölge- sel sorunlar" olduğunu ifade etmelerine karşın Demirel'in resmi programında bu rande- vulara yer verilmedi. Edinilen bilgiye göre, bazı milletvekil- leri Demirel'e "Anayasa deği- şikliği paketi ve bundan sonra- sma ilişkin görüşlerini" sordu- lar. Milletvekillerinin "ünza- laruun arkasmda durmamala- nndan" yakınan Demirel'in 5 artı 5 formülünün kaderiyle il- gili ise "Mesele benim değfl, hükümetin meselesidir. Hükü- met ortaklan bu teklifî getirdi ben de reddetmedim" dediği öğrenildi. Baş başa yapılan görüşme- lerde bazı milletvekilleri Cum- hurbaşkanı Demirel'i "sıkmö- h" gördüklerini ifade ederken bazılan da "Son derece rahat, hatta esprihydi" yorumunu yaptılar. Ancak Demirel, gö- rüştüğü eski ve yeni milletve- killerine "ikinci tunı görme- den çekümeye niyetli ohnadı- ğı" izlenimini verdi. Demi- rel'in 5 artı 5 Meclis'ten geç- mediği takdirde ülke istikran- nın bozulacağıni işaret ettiği, "Eğerolmazsa ben işime baka- nm" dediği bildırildi. T/RM/AT/AYDINENGtN aengin(a doruk.net.tr. Anlaşılan yanndan sonra yal- nız Çankaya'nın önümüzdeki beş yıllık sahibi değil, koalis- yonun kompozisyonu da belli olacak. Anayasa değişikliği pa- ketine 367 yerine çıka çıka 303 oy çıkışının faturası ANAP'a kesilecek gibi. MHP fiderinin üstü örtük cümleleri ANAP'ın ya fıreleri önlemesi ya da ikti- dsr koalisyonunun dışında kal- mayı göze alması gereğini or- ta/a koydu. Devlet Bahçe-. li'iin bu konuda Ecevit'le gö- rüş birliği içinde olduğunu da eHemesi bu yönelimin "ciddi- yetinin" göstergesi. Görünen o ki önümüzdeki gûnlerde ve belki haftalarda, bol bol "DYP'deki Demirel'e yektn şu, şu, şu, şu milletvekil- lei ile ANAP'taki Mesut Yıl- nazkarşıtı, Demirel yakını şu, şı, şu milletvekillerinin deste- ğ.ile DSP-MHP hükümeti" fi- lai gibi karmaşık formüller, tnnsfer öyküleri, bakanlık pa- zaiıkları filan izleyeceğiz. izleyelim bakalım. Şu hükü- rrat kurulduğundan beri bu eğ- leiceli kepazelikleri unutmaya bışlamıştık. Oysa Demirel'in Çankaya'ya çıktığı, Çiller'in ''teğişim rüzgân estirecek" Eceli Gelince Partiler de Ölür...palavrasıyla pazarlanıp DYP vitrininin baş köşesine oturtul- duğundan bu yana siyaset adı- na, yüz kızartıcı transfer öykü- leri, kılı kılına koalisyon pazar- lıklan, futbol maçı finaline ben- zer güvenoylamaları, o indi, öteki bindi masallanndan iba- ret bir "siyasal sirk"te eğlenip gidiyorduk. Aynı günlerin geri gelmesi- nin "lafı bile" iç sıkıntımızı kat- merlendirmeye yetiyor. Peki gelebilir mi? Bir süre, ama yalnızca kısa bir süre için ve belki: Evet! Ama 2000 yılı ve sonrasının Türkiye siyasi coğrafyasını, DYP'siz, hatta ANAP'sız dü- şünmemiz daha doğru. Bu iki parti, siyasal ömürieri- ni doldurdular. Ecel geldi ciha- ne, 5 Nisan oylaması bahane! • • • Nedir Doğru Yol Partisi? 27 Mayıs'ta kapatılan De- mokratParti'nin "ardıl"\ Adalet Partisi'nin "ardıl"\. Yani tavşa- nın suyunun suyu. Tavşanın kendisi neydi ki su- yunun suyunun lezzeti, daha önemlisi de variık nedeni ol- sun? Demokrat Parti'nin, tek par- ti döneminin devlet fideliğinde kapitalist yetiştirme politikala- nnı daha cesur, daha hoyrat uygulayarak tanmda makine- leşmeyi özendirerek köye elektrik, su ve yol götürerek ka- pitalistleşmeyi hızlandırma misyonu vardı. Ardılı Adalet Partisi, Demirel önderliğinde, bu politikalan ka- muda baraj, enerji ve asfalt yol yapımına ağııiık verip ser- best teşebbüs erbabını yaban- cı semnayenin kanatlan altında (montaj) sanayii yatırımlarına özendirip "birpazarolarak Tür- kiye'nin geliştirilmesi misyonu- na taşıdı. Antikomünizmle uluslararası platformlarda siya- sal rant aradı (ve buldu), taban fiyat politikalanyla da oy depo- su olarak köylülüğe yaslandı. 70'li yıllann başında bu mis- yon büyük ölçüde tamamlan- dığında AP'nin ekonomik programının içi boşaldı. Taban fiyat politikalanyla tanm gelirle- rinin sanayi lehine cezalandı- nlması yönüne gittiğinde de hem oy desteğini, hem siyasal desteğini büyük ölçüde yitirdi. Tek başına kolayca iktidar ol- duğu o parlak günler anılarda kaldı. 70'li yıllar boyunca Demi- rel'in AP'si sadece "kan den- geleri" üstüne kurulu siyasal manevralarla kesintili iktidarlar yaşayabildi ve 12 Eylül'de -biz- ce zaten tamamlanmak üzere olan- siyasal yaşamını süngü zoruyla noktaladı. Doğru Yol Partisi, artık an- cak yapay solunumla ayakta kalabilecek siyasal çizginin bu- günkü adı. Bütün siyasal tarihi boyunca milliyetçilik ve siyasal Islamı dayanak seçmiş; antikomü- nizm histerisiyle ülkeyi kan gö- lüne çevirmekte başrol oyna- mış, toplumun en gerici kesim- leriyle ittifaklar kurmakta hiç duraksamamış bir siyasal ha- reket, 2000 yılı Türkiyesi için bir siyasi ceset. Ister Tansu Çil- ler'in san saçlan, ister Demi- rel'in Güniz Sokak'ta çiçek su- lamayıp, tavuk beslemeyip, si- yasal iktidar için sıvayacağı kolları, DYP'nin ecelini çok kı- sa süreler dışında erteleyemez. ANAP ise zaten yapay bir si- yaset evreninde doğmuş ya- pay bir partiydi. Uberalizm kı- İıflı, "iş bitirme" söylemli siya- sal oportünizmin oluşturduğu bu yamalı bohça, besbelli ki "öza/"la var olmuştu; ömrünü de Özal'la tamamladı. Bohçanın milliyetçi yamalan MHP yuvasına, siyasal Islamcı yamalan -bugünkü- Fazilet Par- tisi'nin saflanna döndüler. Geri- ye dönek solcularla, kişi başına düşen ulusal geliri 3000 dolan ancak bulan bir ülkede, kendi- lerine "yuppie" rolü biçen, yup- pie yaşamiannı ülkenin gerçek yaşam iklimi sayan, siyaset sah- nesinde ancak 12 Eylül gibi bir altüstlüğün yarattığı boşluklar- da başrole çıkabilecek bir çap- sız siyasi kadro kaidı. "Merkez sağ" gibi artık içi boşalmış kavramlarla tanımla- yıp hâlâ yaşam hakkı biçilmek istenen bu iki partiye bizce "Al- lah rahmet eylesin" ve bu ce- setleri sürüklemeyeçabalayan siyasi önderierine de "Allah akıl fikir versin" demek gerek. DSP ve MHP'ye gelince... Onlara da yann gelelim... "Demirel, tavuğu kesecek mi besleyecek mi?" yapanz." Fıkranın Demirel'e uyarianmış hali de Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, "Güniz Sokağa inersem, bahçeyle, tavukla [ | p r r * ' l . J "Demirel, Anayasa uğraşmam" sözleri, H ^ J —--/ |İ değişikliklehnin Anayasa değişikliği ^Ke^\y rJB Meclis'te oylamalan sırasında ^M ^ £ görüşüleceği sabah kulislerde ilginç ^ka , ^ H kalkmış, Nazmiye esprilere yolaçtı. "5 ^ M İ k s » * ^ * Jrf^M Hanım'a seslenmiş. artı 5" önerisinin ^ ^ ^ H f b | L f ^ ^ H 'Nazmiye Hanım, 3 beklenenin çok altında ^ ^ ^ ^ tavuk alalım, oy alması üzerine Süleyman Demirel seçilirsem keseriz, kulislerde anlatılan fıkralardan biri seçilmezsem besleriz."' şöyle: "Fadime'nin bir türlü kendisine yüz vermemesine sinihenen Temel avuç avuç fındık yedikten sonra, koştura koştura eve gelmiş. Fadime ibriği sobanın üstüne koy, ya çimeriz, ya çay Şimdi gözler Anayasa değişikliğinin 2. tur oylamalannda. Milletvekilleri birbirlerine soruyorlar: "Bakalım Demirel, tavuğu kesecek mi, besleyecek mi?" Güzel ve uğursuz oda TBMM'de her seçimden sonra milletvekillerinin "oda kapma" yanşı başlar. Halkla llişkiler Binası'ndaki "daracık vagonlan" andıran odalar içinde en makbulü ise diğerlerine oranla bıraz daha geniş olan binanın "köşelerine" denk gelen odalardır... "Köşe odaiara" genelde "kıdemli" milletvekilleri yerieşir. Meclis'in kıdemlilerinden DYP Giresun Milletvekili Rasim Zaimoğlu, A Blok, üst zemin, 1. bankodaki 15 numaralı odasının hemen brtişiğindekı odaya yerieşme olanağı varken, bunu tercih etmemesini ilginç bir gerekçeye dayandınyor. Zaimoğlu'nun gözlemlerine göre, bu odaya hangi milletvekili yerieştiyse, bir sonraki dönem Meclis'e girememiş. "Uğursuz" odanın mağdurlan arasında kimler yok ki? Odanın bilinen "ilksahiplerinden" biri 1991 'de seçilen SHP'Iİ Sedat Doğan. Daha sonra sırasıyla DYP'li Selahattin Karademir, kapatılan RP'nin yasaklı milletvekili Ahmet Tekdal ve yine RP'Iİ Metin Perli. Odanın şu anki sahibi ise, FP Ankara Milletvekili Eyüp Sanay. Sanay'ın 13 numaralı odanın "makus talihini" yenip yenemeyeceği merak konusu... Meclis'in 'özrü' FP Istanbul milletvekili Aydtn Menderes, Meclis'te bir basın toplantısı düzenledi. Menderes'in odasına giden gazeteci ve kameramanlar bir sürprizle karşılaştı. Odaya sığmak olanaklı görünmüyordu. Uzun uzun formül arandı. Sonunda en uygun mekânın koridor olduğuna karar verildi. Koridora yerteşen kameralann karşısında yerini alan Menderes, basın toplantısına başlamadan önce gazetecilerden özür ditedi. Meclis'te basın toplantılan için özel olarak düzenlenen bir salon olduğunu belirten Menderes, "Ancak o salona maalesefbu sandalyeyle girmem mümkün değil. Bir basın toplantısı için elvenşli olmayan bu ortamcian Avdm Menderes Mustafe Kakmü öfürü sizlerden özür diliyorum" dedi. Genel kurul salonunun yeniden düzenlenmesi öncesinde, dönemin TBMM Başkanı Mustafa Kalemli basın bürosundaki toplantı salonunu ani bir kararia yeniletti. Kalemli, bu işi Mesa'nın "hibe" olarak yaptığını söyledi. Daha sonraki gûnlerde tartışmalı genel kurul salonunun düzenlenmesi ihalesini de aynı firma aldı. Şu anda TBMM ile mahkemelik olan firma, öyle anlaşılıyor ki asıf "büyük iş")n heyecanıyla "hibey\ biraz aceleye getirmiş. Basın toplantısı salonunda bedensel engelliler için bir düzenleme yapmaya gerek duymamış... TBMM'den 'rüşvete' hayır TBMM'de "37ü anayasa değişikliği paketi"n\n ilk tur görüşmelerinin yapıldığı 29 Mart günü, parlamento tarihine "TBMM'den rüşvete hayır" başlıklarıyla da geçecek. Başbakan Bülent Ecevit'in "5+5 "i geçirmek için parti kapatmayla ilgili 69. madde ve milletvekillerinin özlük haklanyla ilgili 86. maddeyi pakete ekleme "rüşveti" ters tepti. 69. madde değişikliğine, başta Ecevit'in kendi partisinden olmak üzere çok sayıda milletvekili "hayır" dedi. Görüşmeler sırasında FP'li Bülent Annç, "Sayın Hüsamertin Özkan, gazetecilere verdiği bir demeçte, 'FP kapatılırsa ara seçim yapılır, bu ara seçim de hükümetteki istikrarı bozar, ekonomik programı uygulayamayız' dedi. Sanki, kapatılma tehlikesi çok ciddi, FP'nin kapatılmaması hükümetin istikrannın bozulmaması açısından tercih ediliyor" sözleriyle pazarlığın bir başka yönüne dikkat çekti. Görüşmeler sırasında sadece bir kez söz alan DYP'li Kamer Genç de, 86. madde rüşvetine karşı çıktı. Bu konuşma sırasında yaşanan tartışmalardan seçtiğimiz bazı Bülent Ecevit bölümler şöyle: Kamer Genç:Kafa kafaya vermişler. Acaba biz bu anayasa değişikliğini nasıl sağlayabileceğiz? Ha, şimdi bunu sağlamak için, evvela milletvekillerine bir rüşvet verelim, bir de Refah Partisi'ne bir rüşvet verelim, demişler. Gerçekten, verilen rüşvet... Azmi Ateş (FP): Refah değil, Fazilet Partisi. Kamer Genç: Arkadaşlar, bir dinleyin, nereye getireceğim. Mustafa Verkaya (MHP): Hakaret ediyorsun. Kamer Genç: Hayır, hakaret yok.(.-..) Biz rüşvet alacaksak, yani böyle küçük bir maaşla niye rüşvet alalım! Bize, Londra'dan bir villa alın, Paris'ten bir villa alın. Miami'den de bir villa alın, altımıza da bir helikopter, bir uçak verin, gidelim, gelelim, burada istediğimiz oyu verelim.(...) Götürürken torbayla getirmek, yani bir çorbayla yetinilmez ki, hiç olmazsa torbayla getirirsiniz de, işte yüzlerce, milyonlarca çorba içersiniz. Mehmet Gözlükaya (DYP): Ayıp oluyor, ayıp, olur mu öyle. Kamer Genç: (...) Bu paketle hiçbir suretle gelmemesi lazımdı. Parlamento itibarını korumuştur... Türey Köse, Ayşe Sa> m, Sebahat Karako> un, Emine Kaplan "• tbmm@cumhuriyetcom.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear