Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
!4 NfllSAN 200O0 PAZARTESt CUMHURİYET SAYFA
17
EmiPdağ
, çadırkentindeki
dayamşma
Cumhuriyet Kadınları Derneği Sakarya
Şubesi Başkanı Nurten Erus ve arkadaş-
larının 17 Ağustos depremi sonrası kendi-
lerine yönelttikleri ilk soru şuydu:
"Depremzedeler için neler yapabili-
riz? Nasıl, neyle, nerede?"
Dernek olarak parasal kaynakları yoktu.
öyleyse emek yoğun çalışmalar yapmalı,
ortaya tüm emeği ve zamanı koymalıydı-
lar. Alan olarak en yoksul, en stkıntılı kesi-
min yerteştirildiği Emirdağ çadırkentini seç-
tiler. "Yaparmış gibi yapanlara", "sanal
etkinlik"lere çok tanık olmuşlardı. Somut,
gerçek, insanlara yarar işlere giriştiler. Söz,
Nurten Erus'ta:
"7 aylık sürede yurdun değişik yöre-
lerindeki Cumhuriyet dostianndan mad-
di-manevi yardımların yağmur örneği
yağması, bize haklı çıkmanın sevincini
yaşatti. Yaklaşık 8 bin kişiye yiyecek-gi-
yecek yardımını gerçekleştirdik. Bir genç
kızımızın kopan bacağına protez yapt-
rabildik. 2 genç kızımızın göz operasyon-
lannı, 2 kalp hastamızın sağaltımı ve ba-
kımını, hiçbir sosyal güvencesi olmayan
yüzlerce hastamızın 2 milyar lira tutann-
daki ilaç gereksinimlerini sağlayabildik.
Ankara'dan pazar günleri gelen değerli
uzman doktor dostlar yüzlerce hasta-
mızın muayene ve tedavilerini ücretsiz
gerçekleştirditer. Kadıköy Beledryesi'nin
özverili katkılanyla 25 depremzede ço-
cuğumuz yatalı bölge okullannda, tüm ge-
reksinimleri karşılanarak öğrenimlerini
sürdürme olanağına kavuşturuldular. Ay-
nca, gereksinimi olan 70 çocuğumuza
burs sağlamanın mutluluğunu yaşadık."
Cumhuriyet Kadınları Derneği Sakarya
Şubesi'nin yönetici ve üyeleri, toplumsal da-
yanışmanın gücünü ve coşkusunu yürek-
lerinde duyumsuyorlar. Kolay gelsin...
SIK KA.VSU
Soyulmuşuz, haberimiz yokBorsamız pek nazlıdır, pek...
Cumhurbaşkanlığı
oylamasından etkilenir,
Galatasaray maçından nem
kapar, Başbakanımız hapşırır..
endeksler nezle olur.
Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği'nin yayın organı
"Forum" dergisi, Türkiye
borsasındaki yükselişin bir
"dünya rekoru" olduğunu
yazıyor. Narin borsamızın
durumunu Boğaziçi
Üniversitesı öğretim Üyesi
Prof. Özer Ertuna'ya
sormuşlar, "Rekor yükseliş
borsanın yüzde 60'ını elinde
tutan yabancılara yanyor"
demiş. Ertuna'nın, Forum'a
yaptığı değerlendirmeye göz
atalım: "Şubat ayında Hazine
yurtdışından yüzde 12 faizle,
30 yıl vadeli 1.5 milyar dolar
borçlandı. Bu borç faizi,
Avrupa Birliği ortalamalannın
hemen iki katı. Türkiye, 30 yıl
boyunca her yıl 180 milyon
dolar faiz ödeyecek. Deprem
felaketinden sonra yabancı
yatınmcılann borsaya
gelmesi bizi mutlu etti.
Borsaya net 581 milyon dolar
tutannda para girdi. Bu ara
bizim de coşturmamızla
borsa fışek gibi yükseldi.
Neticede, ocak ayında
yabancı yatınmcılar borsayı
iyi düzeylerde tutarak 1.4
milyar dolar çıkış yaptılar.
Yani kâıiannı dışa çıkardılar."
Ertuna'ya göre borsada
yabancılara, yıllık ortalama
yüzde 78 kazandırmışız. Ne
demek bu? Ertuna açıklıyor:
"Çok ciddi bir şekilde
soyulmuşuz. Bununla da
övünuyoruz. Bir şeyi artık
ögrenmek zorundayız.
Borsalarda gelir yaratılmaz,
servet el değiştirir. Borsa
diliyle konuşacak olursak,
borsalarda servet gerçek
sahiplerinin, daha akıllı
olanlann eline geçer."
Ocak ayında yabancı
yatırımcılann dışarıya
çıkardıkları 1.4 milyar dolarlık
tutarı, dev kamu kuruluşu
POAŞ'ın yüzde 51'lik
bölümünün satışından elde
edilecek 1 milyar 260 milyon
dolar ile karşılaştınn, ne
anlama geldiğini ölçüverin!...
Çocuk
konseni
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Or-
kestrası, Çocuk Bayramı'nda,
Sergey Prokofief'in "Peter ve
Kurt" adlı yapıtını seslendirdi.
Kornolar, sivri dişli kurt oldu.
Pan'ın ince belli flütü, kuş. Obua,
paytak ve gamsız ördek. Klari-
net, avına yaklaştıkça tüylü bede-
ni yay gibi gerilen hınzır kedi. Gür-
leyen davul da, avcı... Küçük Pe-
ter'i kemanlar, nep yüksek perde-
den konuşan büyükbabasını da
fagot canlandırdı.
Salonu dolduran çocuklar, ma-
salsı düş dünyalarına tınıyı kattı-
far. Kontrabası ile Yaz Baltacıgil
algının kapısını çaldı. "Fareli Kö-
yün Kavalcısı"ydı, çocuklan mü-
zik diyarında saklambaç oyna-
maya çağıran. Gözlem, ses ve
imge kol kola girdiler, küçük bel-
leklerdeki bildik öyküyü tamam-
ladılar. 12 yaşındaki Ayşedeniz
Gökçin'i tanıdı çocuklar, piyano-
nun tuşlannda dolaşan becerikli
parmaklanyla Mozart'ın da, "blu-
es"un da hakkını veren...
Danışmanlık ve denetim şirketi
Deloitte ve Touche'un
Türkiye'deki danışmanlık
operasyonlanndan sorumlu
yöneticisi Uğur Süel,
ülkemizde ne gibi çalışmalar
yaptıklannı "Enerji" dergisinin
Nisan sayısında şöyle anlatıyor:
"Tûrkiye'de elektrik enerjisi
sektörüne iiişkin ilk
çalışmalanmız, 1992yılında,
o zamanki adıyia Türkiye
Elektrik Kurumu ile beraber
yürüttügümüz Mali Yönetimi
lyilestirme Projesi ile başladı.
Yasa tasarılarmı kim haahyop?
Daha sonra TEAŞ ile Ulusal
lletişim Şebekesi Projesi'ni
tamamladık."
Deloitte ve Touche'un
"işlevleri" bu kadaıia da
kalmıyor.
Uğur Süel, birkaç küçük örnek
daha veriyor:
"Enerji Bakanbğı bünyesinde
kurulan bir çalışma grubu ile
biıiikte piyasa modeline ve
Türkiye'nin mevcut
koşullanna uygun bir piyasa
yasası taslağı hazıriandı.
Yasa çalışmasına paralel
olarak öngörülen düzenleyici
birime iiişkin organizasyonel
tasanm çalışması yapıldı.
Hamitabat, Ambarlı, Gezende
ve Menzelet santrallannın
işletme hakkı devrine yönelik
olarak durum tespit ve
değerieme çalışması yapıldı.
Öte yandan, dogalgaz
piyasasına ilişkin oldukça
detaylı bir model geliştirikJi.
6326 sayılı Petrol Kanunu'nda
değişiklik yapılmasına dair
kanun taslağı hazıriandı."
Devlet Planlama Teşkilatı
ortadayken, ilgili bakanlıklann
yetkili birimleri dururken,
yabancı bir "danışmanlık
şirketi" yasa tasarıları
hazırlıyor, "ulusal" projelere
imza atıyor. Bakanlar
Kuruluna, TBMM'deki
milletvekillerine de bunları
onaylamak kalıyor. Öyle mi?
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
VILMAZ ŞtPAL
Eıııekli aylığını bağlayan
kurumun saptanması
SORU: Bir üniversitede öğretim görevlisi olarak Emekli San-
dığı'na bağlı 18 yıl çalıştıktan sonra ayrılıp, Sosyal
Sigortalar Kurumu kapsamında çalışmaya başla-
dım. Bir kadın sigortalı olarak 20 yıllık süreyi dol-
durmuş bulunmaktayım. 2000 yılı içinde 20 yılın tü-
müniin (7.200) gün prim ödemiş bir sigortalı olarak
emekli olmak istiyorum. Son çıkan yasalar karşısın-
-"'• . '-'. da emekli aylıgımı bağlayacak kurumun hangisi ola-
'^
Kİ
'
r>n
'cağı konusunda kesin bir bilgiye sahip değilim. Bu
konuda üç ayrı görüş var. Bu görüşlerden birincisi,
Reform Vasasına göre, emekli aylığı, en çok hangi
kurum kapsamında çalışılmışsa o kunımca bağla-
nacağı yönündedir. İkinci görüşe göre, emekli aylı-
ğını çalışma süresine bakılmaksızın, en son çahşılan
sosyal güvenlik kurumunca bağlanacağıdır. Üçün-
cü görüşe göre, son yedi yıllık çalışma süresinin ya-
rısından fazlası hangi kurumda geçmişse emekli ay-
lığını da o bağlayacaktır. Bu görüşlerin neye dayan-
dığı konusunda doyurucu bir yanıt alamadım. Yo-
rumlann değişik ve çelişkili olması karşısında, ba-
na emekli aylığımı Emekli Sandığı mı, yoksa Sosyal
Sigortalar Kurumu'mu bağlayacak?
(H.B.)
YANIT: Birinci görûşün kaynağı, Sosyal Güvenlik Reformu Ya-
sa Tasansf nın 37. maddesidir. Bu maddeye göre aylığı bağlaya-
cak sosyal güvenlik kurumunun şöyle belirlenmesi gerekiyordu:
"Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı ûzerinden ilgililere;
fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit
olması halinde ise, eşit hizmet sürelerinin sonuncusunun tabi
olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlamr ve öde-
nir." Ancak, bu madde tasandan çıkanldığı için yasalaşamamış-
tır.
2829 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 1 Mayıs 1983'ten sonra
emekli aylıklannı bağlayacak kurumu belirleyen 228 ve 1214 sa-
yılı yasalar yürürlükten kaldınldı. 228 ve 1214 sayılı yasalara gö-
re emekli aylığı, süre koşulu aranmaksızın son çalışılan kurumca
bağlanmaktaydı. Bu uygulamaya, 2829 sayılı yasayla 1 Mayıs
1983'te son verildi. Bugün aylıklan bağlayacak kurum, 2829 sa-
yılı yasa hükümlerine göre belirlenmektedir. Sözünü ettiğiniz ikin-
ci görüş 228 ve 1214 sayılı yasa uygulamasından kaynaklanmış
olabilir.
Günümüzde geçerli olan uygulama, 2829 sayılı Sosyal Güven-
lik Kurumlanna Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birteştirilmesi Hak-
kında Yasa'nın "Aylığı bağlayacak kurum" başlıklı 8. maddesi-
ne göre yapılmaktadır.
"Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı ûzerinden, ilgililere
son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi faz-
la olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit
hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, ken-
di mevzuatına göre aylık bağlamr ve ödenir."
2829 sayılı yasanın Uygulama Yönetmeliği'nin 7. maddesinde
konu şöyle açıklanmaktadır:
"Kanunun 8. maddesi uyarınca, aylığı bağlayıp ödeyecek ku-
rumun tayininde, sigortalıların emeklilik tarihinden geriye
doğru prim veya kesenek ödenerek geçen son yedi yıllık fiili
hizmet (360 x 7= 2,520 gün) süresi esas alınır. Aylığın bağla-
nıp ödenmesi, bu süre içinde fiili hizmet süresi fazla olan ku-
rumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde eşit hizmet sü-
relerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca ve kendi mev-
zuatına göre yapılır."
Son yedi yıllık prim ödeme süresinin yansından fazlası olan beş
yılı TC Emekli Sandığı'nda geçirmiş olmanız nedeniyle, emekli
aylığınızı Emekli Sandığı bağlayacaktır.
HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK
1
•'•' '
,ı. - • : • ? "
-HYI
ı/U
behıcakı turk.net
-,•£,•',
BULUT BEBEK NURAYÇIFTÇ!
Sizinle
* t*
• • \ #
o
.*.'.
»••*
çoculclar.
izninizle...
KEDİ LEVO APTÜLtKA
SAoece ABD'O&J 3 3Et*>wnttJ ces
İLAN
T.C.
ŞİŞLİ 3. SULH HUKUK
HÂKİMLİĞl'NDEN
2000/157 Esas "':
'?
2000/316 Karar
Davacı Fahriye Gül tarafından mahkememize açılan vasi tayini da-
vasında:
M. Şevket Paşa Mah. Gazıler Sok. No: 20 D: 1 Okmeydanı/lstan-
bul adresinde ikamet ettiği bildinlen mahcur Muharrem Gül'e, anne-
si Fahriye Gül'ün, mahkememizin 4.4.2000 tarih 2000/157 esas,
2000/316 karar sayılı ilamı ile vasi tayin ediimiş olduğu hususu ila-
nen tebliğ olunur. 4.4.2000
Basın: 19808
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 24 Nisan
SOrt/Z KOZMONOTU KAMAROV'UN ÖLÜMÛL 1
1967'DE 8UGÜN, SOvrETLEK BiRUĞİ'HıN SOYUZ UZAY PteoGR*
6ÖNOeRiLEN ALBAY VLAPİMİH KAMAROY, GÖREV SrlSASiNDA
TÜ! SÖZ KOAJUSU PKOGI&4MIN r'UZ UyGULAMASt, gig GuıV
~, 23 NİS4H&A BAŞLArrULtilÇ VE "SOYUZ I "
ÇEI/tSESl'NOE OTVH7TJLPUĞU *Ö-
18 TUR YAPMişn. TMJEDİJ Z£,S SA-
Ar SONISA, Y£t£yüZÜK/E OÖNÛÇ S-f/eASfAJOA
ICAPSÜLE SAĞLI PAGAŞÜrÜN İPLESİ
MIÇ, ARAÇ y£KE TÜM HI2/yts4
KOZ-MOS/OT-UM ÖLÜMÛYLE SONUÇLANAKI
t£A2ı4O>4A/ SONtZA SOyiJZ. P£Oe&4MtMfM
UYGULAAAAUte/NA B/& SÜIZE AKA V£gİ£.toiı,Tİ.
Solcta, Soyux toapsüfü; sc^ğda ise, Kamarov 'uo
I
GÖRÜŞ
İBRAHİM TEZ ıs-i9.
Ankara Milletvekili, Eski Devlet Bakanı
NasJBft* Cumtartaşkan
Olmalı?
Türk demokrasisinde cumhurbaşkanı devletin ve
ulusun bütünlüğünü temsil eder. Bu nedenle Türki-
ye Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı, ülkedeki her
türlü ayrımın üzerinde, birleştirici birsimgedir. Bir si-
yasi görüşün, bir inancın, bir topluluğun değil, her-
kesin, yurtiçindeki ve yurtdışındaki temsilcisidir. Tür-
kiye Cumhuriyeti devletinı kuran laik ve demokratik
dünya görüşünün en yüksek düzeyde savunucusu-
dur. Ahlaken ve ruhen örnek bir kişiliktir. Mücadele-
cidir.
Her ne kadar cumhurbaşkanı seçme görevı ve
yetkisi TBMM'ye verilmiş ise de böylesi önemli bir
makama oturacak ve tüm ulusun temsilcisi olacak
kişinin kimliğı ve nitelikleri üzerinde, her demokra-
tik ülkede olması gerektiği gibi, ülkemizde de basın-
dan üniversitelere, demokratik kitle örgütlerinden
siyasi partilere kadar toplumun her katmanından
düşünceler belirtilmesi doğaldır. Bu fikir belirtme ve
tartışma ortamı da seçimin sağlıklı oluşması açısın-
dan son derece önemlidir. Beklentimiz, yüce Mec-
lis'in, toplumun tüm kesimlennden gelen seslere ku-
lak vererek bir isimde uzlaşılmasıdır.
Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda ilk söylen-
mesi gereken şey, elbette pek yakın siyasi tecrübe-
lerin gösterdıği gibi, bu seçim sürecinin yapay bir kri-
ze dönüştürülmemesidir. Hükümet, bir istikrar pa-
keti çerçevesinde herkesten, ama öncelikle sabit
gelirlilerden bir fedakârlık istemiş ve belirli bir süre-
cin sonunda enflasyonda iniş vaat etmiş, kendi ya-
rattığı yapay krizlerle bu fedakârlıkların boşa çıkma-
sına neden olmuştur. Cumhurbaşkanlığı seçimi, hü-
kümet ortaklannın ya da Meclis içındeki muhalefe-
tin, başka çıkarları, başka beklentileri için koz ola- .
rak kullanacakları bir araca dönüşturülmemelidır.
Cumhurbaşkanlığı makamının demokrasimız için-
deki yerine saygı gösterilmeli ve kısır siyasi çekış-
melerin bu saygınlığı zedelemesine izin verilmeme-
lidir. En önemlisi bu çekişmelerin ve pazarlıkların so-
nucunda, nitelikleri itibarıyla cumhurbaşkanı olma- •
ması gereken biri seçilmemelidir. Ne yazık ki Türk de- T
mokrasisinin dokunulmayacak taşları, yapay krizle-
nn içinde, pazarlık kozu olarak yerierınden oynatıl-
mak istenmiştir. Gelinen süreçte bu hatalar tekrar- •-
lanmamalıdır. '•
Bize göre aşağıdaki niteliklerin tamamına sahip bir
kışı cumhurbaşkanı seçilmelıdir. Bu niteliklerde bi-
rinin bulunmasının zorluğu da söz konusu değildir,
bu niteliklere sahip ve anayasada belirtilen koşulla-
rı sağlayan binlerce aday bu ülkede mevcuttur. Ya-
pılacak iş, içlerinden en uygununu bulmaktır.
Saygınlık. Seçilecek kişi ülke içinde ye dışında -
saygınlığını kanıtlamış bir kişi olmalıdır. Kişinin say- -
gınlığı makama denk düşmelıdır. Saygınlığını arttır-
mak için bu makamı kullanma heveslılerinden sakı-
nılmahdır. Cumhurbaşkanı seçildiğinde ülkenin bü- -
yük çoğunluğu "Doğnı kişi seçildi" diyebılmelidir.
Geçmişinde ve çevresinde makama uygun düşme-
yen pürüzleri taşıyanların isimleri dile bile getirilme-
melidir.
Lideriik. Her ne kadar yönetim biçimimize göre cum-
hurbaşkanlığı doğrudan yürütme erkinin başı değil-
se de özellikle kriz dönemlerinde ve uluslararası are-
nada ulusal davalarımızın savunulmasında bu ma-
kam çok önemlidir. Böyle dönem ve durumlarda üf-'/
kenin askeri, bürokratik, siyasi, diplomatık ve eko-
nomik kaynaklannı uyum içinde yönlendırebilecek bir
lideriik, günümüz dünyasında uluslann çıkarları açı- >
sından son derece yaşamsaldır. Seçilecek cumhur-
başkanı ülkenin zor zamanlarında tüm ulus için bir
denizfeneri olmalıdır. Bu liderliğı taşıyabilmelidir. Bir
sözüyle bu ulusu harekete geçırebilmelidir.
Zekâ ve çahşkanlık. Cumhurbaşkanının hâkim ol-
ması gereken çok farklı alanlarda çok farklı konular
olacaktır. Bunlara kısa sürede ve bütünüyle vakıf ol-
mak, hızla yorumlamak, doğru karar vermek, gere-
ken yerlerde doğru danışmanları kullanmak, ulusal
konular üzerinde sabırla ve inatla çalışmak, ulusla-
rarası arenada bunların takipçisı ve yönlendirici ol-
mak, zeki ve çalışkan olmayı gensktinr. Seçilecek cum-
hurbaşkanı bu yoğun tempoda çalışmaktan ve zor
sorunların üstesinden gelmeyi başarmaktan haz
duymahdır.
Çözüm buluculuk. Seçilecek cumhurbaşkanı ül-
ke içindeki ve dışındaki sorunlarda ılımlı, olumlu ve
çözüm bulucu olmalıdır. Laik, demokratik ve çağdaş
rejim dışında hiçbir konuda taraf olmamalıdır. Din,
dil, ırk, mezhep, siyasi parti ve bölgeler arasında ay-
nmcılık yapmayacağı gibi oluşabilecek her türlü ay-
nmda uzlaşmacı, dengeleri koruyucu, aktif, tarafsız
ve sözü dinlenir olmalıdır.
Yukandaki temel özelliklerin dışında, diplomasi
ve/veya ekonomi konularında deneyımli olması, ya-
bancı dil bilmesi, yüksek teknolojıyi kullanmada ör-
nek olması gibi daha pek çok özellik sayılabilir. Top-
lumun farklı kesimlerinden bu ikincıl özelliklerde çok
sayıda farklı talepler de gelecektir. Ancak belirleyici
ve olmazsa olmaz koşullar yukandaki dört özelliktir.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDA.N SAĞA:
1/ Kolayca ve 1
çabuk yapılan.
2/Birpeygam- 2
ber... Keskin 3
kokulu doğal
madde.3/Yur-
4
dumuzdabirır-
mak... Antal-
ya'nın turistik
bir ilçesi. 4/
Batı ordulann-
da atlı ya da ya-
ya olarak çar-
pışan asker sınıfı
Anadolu'da kurulmuş
eski uygarlık... Parlak
kırmızı renkte bir süs
taşı. 6/ Anadolu halk-
lannın en eski ana tan-
nçası... Harman savur- 5
makta kullanılan tanm 6
aracı. 7/ Elazığ'ın es-
ki adı... Mezopotam-
ya'da kurulmuş en bü-
yük sitelerden biri. 8/
Zırhlı taşıyıcı. 9/ Bahçe ve parklarda yazın oturul-
mak üzere kafes biçiminde yapılan süslü çardak.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Pamuğu kozasından, mısın koçanından ayırmak.
II Hararet... Islam dininde evliliğin sona ermesi. 3/
Yan yanmış odun... Bir etkinliğin geçici olarak dur-
duruldugu süre. 4/ "Kınamazlar güzel sevse yiğidi
/ Güzel sevmek koç yiğide — değil" (Karacaoğ-
lan)... Biriştekiengelleriyenmekaran.5/Güney Af-
rika Cumhuriyeti'nde bir eyalet... Sahip. 6/ lridyum .
elementinin simgesi... Volkan bölgelerinde belli ara-
lıklarla su ve buhar fışkırtan sıcak kaynak. II Çiko-
lata, şeker ve sütle yapılan içecek... Endonezya'nın
plaka işareti. 8/ Kutsal inanç... Bir gösterme sıfatı.
9/ Yemek... Yünsü tüylü bir av köpeği cinsi.