25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 NİSAN 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Fettıullah'ın Gerçek YuzuErgün Poyraz'ın yazdığı, Otopsi Yayınlan'ndan çıkan "Fethullah'ın Gerçek Yüzü" kitabının arka kapağında şöyle yaztyor "Ergün Poyraz'ın 1996'da 'Refah'ın Gerçek Yüzü' kitabında yayımladığı belgeler, Refah Partisi'nin kapatılması davasında yargıda kanrt olmuştu. Yazann 1998'de yayımlanan 'MNP'den FP'ye Ihanetin Belgeleri' adlı kitabı da Ankara DGM Başsavcılığı'nın 'Milli Görüş' iddianamesine delil olmuştu; 32 Milli Görüşçü hakkında Anayasal nizamı yıkmaktan Türk Ceza Yasası'nın 146 ve diğer maddelerine göre soruşturma açılmıştı.. Ergün Poyraz'ın elinizdeki kitabında yer alan yazılar da Ankara DGM Başsavcılığı'nın Fethullah Gülen hakkında başlattığı soruşturmada kanrt olarak kabul edilmiştir. Poyraz bu kitabıyla Fethullah Gülen'e karşı açılabilecek bir davada dinlenebilecek en güçlü tanık durumundadır." Etektronik posta: som@posta.cumhurlyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Demokrasl için sermayenin denetlenmesi gemkiyormuş... "Kac paravat" N e yaptıysa ülkesi için yaptı... Istanbul için yaptı... Yokolan kültürvetarih mirasınasa- hip çıktı; mezbelelikleri kültür-sanat ve tu- rizm merkezlerine dönüştürdü. Kurtardığı ve yarattığı eserlerie, yazdığı kıtaplarla Istanbul'u, Türkiye'yi tanıttı, ülkesıne uluslararası ödüllerkazan- dırdı. Fakat, Turkiye'de birilerini rahatsız etti... Önce Turgut Özal rahatsız oldu... Adnan Kahveci'nin düzenlediği bir "operasyon" sonunda, kurumsal geliıieri kesildi. Yılmadı... Sonra Tayyip Erdogan... Yaratıp işlettiği köşklere, kasırlara, konaklara, in- tikam alırcasına Refah Partili Istanbul Büyükşehir Be- lediyesi'nce el kondu... Yıkılmadı... Yıkmak Bülent Ecevit hükümetine nasip oldu. Altından kalkılamayacak vergi borcu çıkartıldı. Danıştay'da üç kez kazandığı davayı dördüncü- Çelik Gulersoy sünde kaybetti ve 250 milyar liralık cezalı vergi bor- cuyla karşı karşıya bırakıldı. Türkiye Turing ve Otomobi! Kurunuı Genel Müdü- rü Çelik Gulersoy, sonunda "Tamam, siz kazandı- nız" dedi ve elinde kalanlan da satarak borçlan öde- yip Istanbul'u terk etme karan aldı. Gulersoy, sonunda kaybetti... Atatürk'ün direktifiyle kurulan ve kurulduğundan beri vergiden muaf tutulan kamusal bir kuruma son- radan getirilen vergi yükümlülüğünün geriye doğru işletilmesine kimse itiraz etmedi... Kültür, sanat, turizm denince mangalda kül bırak- mayan siyasiler, sessiz kalarak Çelik Gülersoy'un kay- betmesine onay verdi; iktidar Çelik Gülersoy'un baş- vurusuna yanrt bile vermedi. Istendiğinde oluk gibi para akıtılan Başbakanlık Tanıtma Fonu'nun, sonradan yaratılan vergi borcu için Turing'e destegi çok görüldü. Gulersoy, Istanbul'dan gitsin istendi. Çünkü Gulersoy, yaşamı boyunca siyasiler© hiç boyun eğmedi... Iktidarların dümen suyundan gitmedi... Sağdan soldan, her kesimden yapılan "belediye başkanlığına adaylık" önerilerini hep geri çevirdi... Doğru bildiğinden şasmadı... Kültür, sanat, turizm, Istanbul, Türkiye dedi... Siyasete yanaşmadı... ödün vermedi... * ' V - Ve kaybetti... ' ' -••; Aslında Istanbul kaybetti... ' ""^ Türkiye kaybetti... Istanbul'a daha çok belediye başkanı veTürkiye'ye daha çok başbakan gelecek... Ama bir Çelik Gulersoy daha gelmeyecek. SESSÎZ SEDASIZ (!) MJRÎKURTCEBE Yüksek Yerilim Hatta Erdinç UTKU Bır Türk tıpı inek, hayvanlar âlemıne bedeldir! Osmanlı ruhunu yaşatan okul Tokat'ın Erbaa ilçesınde Karaağaç llköğretim Okulu... Okulun kondorlan, saJonlan "Osmanlı Sarayfnı andırıyor.... Duvariar, padişah resimleriyle süslü... öğretmenler Odası'nda bir tablo... Tabloda Osmanlı sülalesi... Tablonun üstünde bir yazı: "Osmanlı Devletinin 700. yılı" Yani, Osmanlı tarih olmamış... Türkiye Cumhuriyeti'nden ya da Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranlardan eseryok... Sanki, Osmanlı Devleti devam ' ediyor. Sanki, Türkiye Cumhuriyeti kurulmamış. Okulun bahçesinde bir Atatürk büstü... Galiba alçıdan yapılmış ve dökülüp dağılmış... Alçının yağmurlardan dağıldığı söyleniyor ama ne onanlıyor ne de yenisi yaptırılıyor. Karaağaç llköğretim Okulu'nda Osmanlı ruhu hortluyor... Antalya'nın Kaş ilçesinde Sahil Kılıçlı Köyü... Taşımalı eğitim nedeniyle köyün ilkokulu kapatlmış... Terkedilen okulun bah- çesindeki Atatürk büstü, bir grup çocuk tarafından kınlıyor... Antalya'dan gelen ve tarikat yurtlarında kalan "abiler'le bırlikte büstü kıran çocuklar ya- kalanıyor... Çocuklar, büstü "kıbleye baktığı için" kırdıklannı söylüyor... Cürtuna, 1 yılını degerlendirdi 'Tüm îstanbuTu kuc aklıyoruz' tstanbul Haber Servisi - Is- tanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, hükümetin partızanca uygula- malanndan ve TBMM günde- mindeki Yerel Yönetımler Ya- sa Tasansı 'nın, yerel yönetim- lerin elini kolımu baglar hale ge- tirilraesınden yakınarak, refor- mun iyileşmesıru umduklannı söyledi. Hiçbir inanç, kazanç ve görüş ayrımı yapmaksızın tüm Istanbullulan kucakladıklan- nı ve kentteki tüm belediyeler- le işbirliğı yaptıklannı savu- nan Gürtuna, "Partiye, şahsa göre değil, ihtivaca göre ka- nun yapıbr. Biz uzlaşma, ka- tıbm ve icraatı amaçbyor, de- mokratikleşme ve yerel yö- netimlere yetkiyi en geniş an- lamda savunuyoruz" dedi. 18 Nısan seçımlennin birin- ci yılı nedenıyle FP Istanbul tl Merkezı'nde bir basın toplan- tısı düzenleyen Gürtuna, her bölgeye hizmet götürmeye ça- baladıklannı, bunu yaparken de hızlı, verimli ve mümkün olan en düşük maliyetli bir yön- temi uyguladıklannı söyledi. Yerel Yönetım Reformu'nun, beklentilerinin tam tersı bır yönde gelıştiğini, "kuşa dön- düğünü" anlatan Gürtuna, "Yerelleşme şart. BırtmMP nldıkça, ülkenin dinamizmi barekete geçemiyor. Herkes, ber kesim önünün açılması- nı bekliyor. Dev projelerimiz merkezi idarede ya da koru- ma kurullarında bekliyor" diye konuştu. E-5 Karayo- lu'nun, demiryolu ve denızyol- lannın kendılerine devredilme- sıni ısteyen, Avrasya süreci göz önünde tutulduğunda önemı daha da artacak olan Istan- bul 'un, hükümetten gördüğü kötü muameleyı hak etmedi- ğını ve kollanması gerektıgini savunan Gürtuna, "Kavgayı, huzursuzluğu değil, barışı ve uzlaşmayı önde tuttuk, pro- je ve program üretip uygula- dık. Her gün bir işi bitirip yenisine başlıyoruz. tstan- bul'u şantiyeye çevirdik, me- rasim yapmaya vakit bula- mıyoruz" dedi. İ s t İ V O r U z ' TfiridyeK.inuC.il- J şanları Sendıkaları Konfederasyonu (Kamu-Sen) tarafından Aksaray Metro ts- tasyonu önünde düzenlenen "Hükümet Borcunu Öde-2" mitinginde konuşan tstanbul Bölge Başkanı Hanefi Bostan, kamu çalışanlarının maaşlarına yüzde 20 oranında artış sağlanmasını istedi. Hükümetin, ''kamu çalışanlarının ma- aşlannın enflasyonun gerisinde bırakümayacağına" dair ta- abhütte bulunduğunu anımsatan Bostan, "Alacağımızı isti- yornz" diye konuştu. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK) Mimarlar Odası seçimleri yapıldı Ekinci, yeniden başkan tstanbul Haber Servisi - TMMOB Mimarlar Odası Ge- nel Başkanhğı'na gazetemiz yazan Oktay Ekinci yeniden seçıldi. Mimarlar Odası'nın 14-16 Nısan 2000 tarihlennde An- kara'da yapılan 37. Dönem Merkez Genel Kurulu seçim- leri sonucunda eski Genel Baş- kan Oktay Ekinci ile yönetim kurulu üyeleri oylann büyük bKJlümünü aldı. Mimarlar Odası 'nın yurt dü- zeyındekı şubelen tarafindan yayımlanan ortak bır dekla- rasyonla göreve devam etme- leri istenen eski yönetım ku- rulundan özel nedenlerle ay- nlan Ziyaettin Bilginm yeri- ne yıne Izmır'den mımar Arif Şentek Ekınci'nin listesınden aday oldu. Mimarlar Odası 'nı 2002 yı- lına kadar yönetecek 37. dönem yönetım kurulu üyelen şunlar: Oktay Ekincı(Istanbul), Ali Rüzgâr (Istanbul), Faruk Soy- demir (Ankara), Anf Şentek (Izmir) Osman Aydın(Antal- ya), Erkan Karakaya(Ada- na) ve Selim Lümalı(Bursa). KİM KÎME DUM DUMA BEHIÇAK bahkak@tuik.n9i ÇtZGlLİK KÂMtL MASARACI KEDt LEVO APTÜÜKA TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 19Nisan PASA'NINOLÛMU. 1916 'OA 8UGUM, ALMAAJ G£HE£ALİ VON oee COLA4A& sotrz, OCMU6TV. t883-f836 YILUtRf 4/ZASMOA, OS- MAAJU OSDUSU'NU YEUİOEH CHJ2ENLEMBK. içiu Tü/ttctys'ys GELMÎÇ OOVJ ve "socç P/>ÇA" OeHMBYe 8AŞLAUAU GEKie&*L,GE- NBL KUBAÂAY i*UMCi BAÇKAMU6M OA mf>. MIŞTI.8İR süee /Ç/A/ AVISUPA'YA G/oe*/ GOLÇ PAŞA, I.OÜNYA SAMŞ1 £/GA£/Al- PA TûRKlre're DÖAIMÜÇ ve IMK CEP- HESIUPE İN6ll.lZL£tie KAd$t ORtHJ KO- MUTAM OIARAK GÖKEV YAPHAIŞT1. GOLÇ PA$A W//V ÖLÜMÜ, ÛNLÜ "HUr-ÜL AMAR.E " ZAP£RIMPffJ BttUCAÇ. 6ÜN ÖNCErE BEYOĞLU 3. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN 1999/209 Davacı Ümriye tşbılen tarafindan davah Ibrahım Işbılen aleyhıne açılan boşan- ma davasında, Davalı tbrahım Işbılen'ın Merkez Maballesı Günal Sokak No 11/2 Kâğıthane Istanbul ve Hamıdıye Mahallesı, Günal Sokak No: 2/11 Kâğıthane/lstan- bul adreslenne tebhgat yapılamadığından 23 2 2000 tanhlı duruşmada davahya üan yoluyla tebhgat yapılmasına karar venldığınden, Davalı tbrahım lşbden'ın, duruşma günü olan 26 4 2000 gûnü saat 9 3O'da duruşmada hazır bulunması, veya kendısıni bır vekıl üe temsıl ettırmesı, esasa 10 gün içınde cevap vennesı HMUK'nın 213/2 maddesı uyannca dunışma günû ve saatınde mahkemede hazır bulunmadığı takdır- de duruşmalara yokluğunda de\ am edıleceğı hususu daveüye yenne kaım olmak üze- re ıianen tebhğ oiunur. 4 4.2000 Basın. 18343 TUZLA ASLİYE HUKUK HÂKtMLtĞt'NDEN 1999/383 Esas- 2000/153 Karar Davacı Raıf Gürel vekılı tarafından davalı Haüce Gürel aleyhıne açılan boşanma davası mahkememiz, 29 03 2000 gün ve 2000/153 karar sayılı ılamı ıle. Istanbul üı, Fatih ılçesı, Mollaaşb Mah. C. 052- 18.KSN 1337, SN 24'te nüfiısa kayıtlı Salim ve Hanıfe oğlu Raıf Gürel ıle aynı yerde kayıtlı Ibrahım ve Emıne'den ohna 1951 doğunv lu Haüce Gürel'ın boşanmalanna karar venlmış olup adresınde bo- lunamayan davalıya karann ıianen teblığıne karar verilmış olmakla, iş bu ilanın, yayımlandığı tanhten 7 gün sonra tebhğ edihnış sayıla- cağı, temyız edıhnediğı takdırde kesinleşeceğı hususı davah Hatice Gürel'e ıianen teblığ oiunur 04 04.2000 Basın 18354 PANO DENtZ KAVUKÇUOGLU Etek Boyu, Saç Jötesi ve Cumhurbaşkanı Seçimi Üzerme Belki sizin de gözünüze çarpmıştır gazeteler- de... Samsun'da bir lisenin müdürü sabahları okulun kapısında "saç denetimi" yapıyor, saçla- n jöleli öğrencileri banyoya göndererek saçlannı yıkatıyormuş... Haber beni eski yıllara götürdü... Bizim okul çağlanmızda -kız olsun, erkek olsun, özellikle "maarif liseleri"nde okuyanlarımızın en büyük sorunlan sabahları okul kapılannda nöbet tutan "müdür beyler" ile "müdire hanımlar"d\. Onlar her sabah öğrencilerden önce okula gelir- ler saç, sakal, tırnak, etek boyu ya da çorap kont- rolü yapariardı. Erkeklerin saçlannı uzatmaları, "favori" bırakmaları; kız arkadaşlanmızın ise tır- naklarını boyamaları, mini etek giymeleri, ipek çorapla okula gelmeleri yasaktı. Öğrencilerin saç kesimlerini, üzerlerine ne giyeceklerıni, nasıl gi- yineceklerini "müdürbeyler", "müdire hanımlar" beliıierdi. Kızlar altıncı dersin sonuna doğru gi- derek artan bir heyecanla son zilin çalmasını bek- lerler, ilk "zırrr... "sesiyle birlikte kendilerini soka- ğa atartardı. Sonra en yakın bir kuytuda, bir ka- pı girişinde eteklerinin belini içeri toplayıp boyla- nnı kısaltııiar, çoraplarını değiştirirler, tırnaklannı boyarlardı... • • • "Müdür beyler"\n, "müdire hanımlar"\n, kimi öğretmenlerimizin bu dayatmalannı bizler birtür- lü anlayamazdık. Mantığımızı ne kadar zorlasak da, kafasını "üç numara'ya vurdurmuş bir oğla- nın kimya dersini "favori" özlemi çeken sınıf ar- kadaşlarından daha iyi kavrayabileceğine ya da kısa etekli bir kızın uzun etekli bir kız kadar ça- lışkan olamayacağına aklımız yatmazdı. Ama ne- dense "büyûkler" hep bunun tersini düşünürler- di. Onlar karşılannda, bir put gibi sessiz duran, ancak "Konuş!" deyince konuşan, gömleğinin yaka düğmesi herzaman kapalı, ders aralarında koşuşturmayan, kısa saçlı, "muti", "munis" öğ- renciler isterlerdi. "Disıplin" berşeyden önce ge- lirdi onlar için... Belki bir zamanlar onlar da bü- yükleri tarafından "böyle" olmaya zoriana zorla- na "böyle" oldukları, sonuçta da "böyle" olma- nın "hiç de fena bir şey" olmadığı karanna var- mak zorunda kaldıkları için bizi de kendileri gibi yetiştirmek, "ehiHeştirmek" ıstryorlardı. Kimbilir, bel- ki de bastırılmış, yok edilmış ilk gençlik düşleri- nin uzun yıllar sonra dışa vuran öfkesi, hıncıydı onlannki?.. "Disiplin" deyip, başka bir şey demeyen o "mü- dür beyler", "müdire hanımlar", o öğretmenler herşeyi kendilerinin bildiğini sanıriardı birde... Ama sözgelimi, ellerinden geçmiş onca "muti", "mu- nis" öğrencı arasından niçin "Nobel ödülü"ne aday tek bir bilim adamı, bir banşçı, bir yazar ye- tiştiremediklerdi sorusu hiç gelmezdi akıllanna Her- halde bu soru, saçlan jölesiz erkek çocuklarının saçlan jöleli erkek çocuklarından daha akıllı, da- ha zeki, daha çalışkan, daha bilgili olacaklannı dü- şünüp, sabahlan okul kapısına dikilerek saç de- netleyen Samsun'dakı "müdür bey"in de aklına gelmiyordur... ••• Araştırma şirketlerinden biri tarafından genç nüfus arasında son günlerde yapılan bir kamu- oyu araştırması, "cumhuribaşkanı seçimi"rim 16- 25 yaş arası gençler arasında "hiç heyecan uyan- dırmadığı"nı ortaya koymuş. Lıseli, üniversiteli gençler gibi çalışma hayatına atılmış farklı eğitim düzeylerindekı gençler de pek merak etmiyoriar- mış yeni cumhurbaşkanının kim olacağını. Doğ- rusu şaşırmadım bu sonuca. Öyle ya niçin heye- canlansınlar, niçin merak etsinler ki? Onların ya- şamlannı değiştirecek birolay mı ki bu seçim? Yı- ne etek boyu, saç, tımak, çorap denetımınden ge- çeceklerse; duvarlara yazı yazdıkları için işken- ce göreceklerse; Meclis'te pankart açtılar diye zin- danlarda çürüyeceklerse; "IMF'ye hayır!" dedik- leri için sokaklarda cöplanacaklarsa; ileride No- bel Odülü'ne aday olamayacaklarsa, sözün kısa- sı bu seçim onlar için hiçbir şeyı değıştirmeye- cekse, niçin heyecan duysunlar, niçin merak et- sinler ki o zaman? Ya siz? Siz çok mu heyecanlanıyor, çok mu merak ediyorsunuz sanki? Faks:0212-723 84 97 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDAIM SAĞA: 1/ Akdeniz çevresindeçok yetişen, yap- 2 raklan güzel kokulubirbit- ki.2/Bayrağm uçkurluk kar- 5 şısındakı kena- g n... Savaş. 3/ Yüksek devlet ' görevlilerinin 8 ya da elçilerin g oturmalarına aynlan konut. 4/ Tür- kiye'nin plaka işaretı... Küçük kor parçası... 2 Bir gıda maddesı. 5/ 3 Kaynağı mitolojik çağlaradayanankiriş- 5 Ii bir çalgı... Yazma kitaplarda sayfalann 1 2 3 4 5 üst bölümüne ya da kapı, pencere gibi yer- lere işlenen güneş bi- çüninde süs. 67 Başansızlık... Tunus'un plaka işa- reti. II Meyve kurusu. 8/ Hazırlanan çayın renk ve koku bakımından istenilen durumu... Adalet. 9/ De- mokratık hak ve özgürlüklerin tam anlamıyla bas- kı altında tutulduğu siyasal rejim için kullanılan sözcük. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Taşlık, çalılık yer. 2/ Bir anlatımda verilmek is- tenen öz... Bir nota. 3/ Donarak katı duruma gel- miş su... Bir spor aracı. 4/ Kedi ya da köpek yav- rusu... Genelev işleten kadm. 5/ Yatak. 6/ Izin, onay... Boru sesi. II Giysi kolu... Lifleri ip ve çu- val yapımında kullanılan bir bitki. 8/ Aralanndaki akrabalık ilişkileri nedeniyle yasalar ya da gele- nekler tarafından evlenmeleri yasaklanan kişiler arasındaki cinsel ilişki... Bir nota. 9/ Lokomotifîn arkasına bağlanan ve gerekli yakrtı, suyu taşıyan vagon.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear