28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14»NlSAN2000CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 14 ayın sonunda Sıvas'ın Hafik ilçesindeki Şerife Hatun Erkek Öğrenci Yurdu'nun irtica yuvası olduğuna ilişkin yoğun şikâyetler vardı. Milli Eğitim, irtica iddialarını soruşturmak ve yurdu denetlemek üzere iki rnüfettiş görevlendirdi. Müfettişler Ömer Kavaklı ve Nabi Hangişi'nin soruşturması 14 ay sürdü. Müfettişler 14 ay boyunca 59 kez yurda giderek inceleme yaptı. Müfettişler, hazırladıklan raporda yurtta suç teşkil edecek bir sonuca ulaşamadıklan kanaatine vardı. Ancak yurt hakkındaki şikâyetler devam edince başka bir müfettiş soruşturma için görevlendirildi. Kısa süre sonra yurdun dini esaslara dayalı bir devlet kurmayı amaçlayan örgütlerin yuvası haline geldiği belgelerle ortaya çıktı; yurt kapatıldı. 14 ay boyunca irticayı görmeyen iki müfettiş, Kavakh ve Hangişi hakkında da mecburen soruşturma açıldı ve birer uyarma cezası ile göreve devam' denildi! Elektronik posta: somGposta.cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Kartal Cezaevi'nde yine cep telefonu çıkmış... "Yeni cep ihalesi Kartal'da vapılmalı!" ankaya Köşkü için herkesin gönlünde bir "aslan" yatıyor. özellikle "lider" denilen si- yasi parti genel başkanlarından kimisi ya da sözcüsü, adayının adını vermeden ni- teliklerini sıralıyor ki arif olan anlasın istiyor, kimisi de zamanı gelinceye dek ser veriyor sır vermiyor! Su kaybına neden olan gribal enfeksiyonu sağ- lıklı bir şekilde atlatan Başbakan Bülent Ecevit'in, ortakları Mesut Yılmaz ve Devlet Bahçeli ile tez za- manda buluşup ortak aday üzerinde ortak bir gö- rüşe varacak olması memleketteki istikrarın deva- mını sağlıyor... Lakin, siyaset kulislerinde koalisyon ortaklannın, cumhurbaşkanı adayını "Meclis dışın- dan" seçeceği de konuşuluyor. Bu durumda Mec- lis'e, Meclis dışındakini seçmek kalıyor. Neyse ki, Meclis'in içinden adaylığa soyunan De- mokratik Sol Parti Eskişehir Milletvekili Mehmet Mail Büyükerman (Gebze - 1928, Ahmet, Dursu- ne - Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi - Fran- MailBey sızca - Serbest avukat - Araştırmacı, yazar - Evli), her gece birtelevizyon kanalına çıkıp Atatürk'ün se- sini taklit ederek verdiği söylevlerle Meclis'in itiba- rını kurtarmaya çalışıyor! Ankara'daki dostumuz Veli Yıldınm ise başka bir tablo çiziyor: "Yeni Başkan, hiç kuşkusuz Yeni Dünya'nın Yeni Demokrasi Düzeni'ne uygun ve VVashington tarafın- dan bilinen biri olmalıdır. Hani bir de, önce Orta ve Latin Amerika'da daha sonra Doğu Avrupa, Kafkas- ya ve Asya'da CIA'nın üstü kapalı operasyonlannı açık- tan yapmak üzere 1982'de Başkan Reagan'ın kur- duğu sivil toplum örgütü Demokrasi İçin Ulusal Dayanışma (NED) ve 1984'te NED'in öncülüğünde kurulan Ulusal Demokrasi Enstrtüsü (NDI) tarafın- dan da destekleniyorsa demeyin gitsin... Adriya- tik'ten Çin Denizi'ne kadar bizi kimse tutamaz." Bu arada, yani cumhurbaşkanlığı seçimi önce- sinde en milliyetçi partinin genel başkan yardımcı- sı Şevket Bülent Yahnici, NDI'nın Türkiye Ofisi yö- neticisi Thomas Barry'nin aracılığı ve Amerikalı, In- giliz uzmanların katılımıyla düzenlediği "siyasi etik" konferansında Meclis'in güçlü ve itibarlı olması ge- rektiğini anlatıyor. Daha sonra Yahnici, yabancı ko- nuklannı evinde ağırlıyor ve NDI için, "Dünyanın ne- resinden istenirse size bilgi getiriyor" diyor. Yahni- ci'yi kutlamak gerekıyor. Zaten NDI'yı kuran NED'in ilk başkanı Allen VVeinstein da 1982 yılındaki "de- mokrasi" çalışmaları sorulduğunda, Nikaragua'da yaptıklarının büyük bölümünün birzamanlarCIAta- rafından örtülü operasyonlarla gerçekleştirilen ça- lışmalar olduğunu anlatıyor. Mail Bey, bu gece bizlere, acaba hangi televiz- yon kanalında maharetlerini sergileyecek? SESSÎZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Istikrar nu meclisten çıkar, meclis mi istikrardan? Kültiip Bakam'ndan 1lk Adım' talimatı Özel Kalem Müdürlüğü kanalıyla öğrendik ki, Kültür Bakanı Istemihan Talay, 12 Eylül döneminin Devlet Baş- kanı Orgeneral Kenan Evren'e "çıp- lak" geldiöi için parçalanan Sam- sun'daki "flk Adım Anıtı"nın eski ha- line getirilmesini istedi. Bakan, Samsun Valiliği'ne "Anıtta- ki eksik figürlerin yerine konması" ta- limatını verdi. Bilindiği gibi Samsun'da bu ay ya- pılan 19 Mayıs törenlerine hazırlık top- iantısında Garnizon Komutanı Tüm- general Doğu Silahçıoğlu, "İlk Adım Anıtı"ndan sökülen ve Atatürk'ün ya- nında Türk gençliğini simgeleyen kız ve erkek figürlerinin yerine konması- nı önermiş, Samsun Valisi Metin llyas Aksoy ise yobazlann tepkisini almak- tan çekindiğini söyleyerek öneriye olumlu yaklaşmamıştı. Yaprtın sahibi heykeltraş Hakkı Ala- mutiu da figürlerin kaldınlmasıyla ken- disine en büyük kötülüğün yapıldı- ğını açıklamış ve Evren'e, "Aklı- r nın ermedigi şeylere burnunu sokma"diyerekanıtınıneski ha- line getirilmesini istemişti. Istemihan Talay, geçen yıl yap- tığı Samsun gezisi sırasında da eksik figürlerin yerinde değerlendirilmesi yolunda Samsun Valisi'ne talimat ver- mişti... Umarız bu kez Talay, talimatının ar- kasında durur ve 19 Mayıs'a dek anıt eski haline getirilir; yobazlığa karşı sanata ve sanatçıya saygının da anı- tı olur... BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ izmir'de Günler. Izmir'de günler pek güzel geçiyor. Küçük gezintiler ve ziyaret- lerden arta kalan zamanda fu- ar etkinliklerinin yoğunluğu içindeyiz. Asıl çarpıcı karşılaşmalar da orada... , ^ _ TUYAP 5. Izmır Kıtap Fuan, 8 Nisan'da pek sıcak ve duy- gulandıncı birortamda başla- dı. Açılış güzel ve anlamlı idi. Şu, artık çok açık: TÜYAP, ül- kemizin kültür yaşamında bir büyük merkez, bir temel ku- rum; gittiği kente yayınevleri- ni, kitapları götürürken, dü- zenlediği paneller, konferans- lar ve söyleşilerle bir kültürel hareketlilik de yaratıyor. Türkiye'nin asıl Kültür Ba- •Kanlığı o belki. Okurlanmdan gelen bir iste- ği de belirtmeliyim: TÜYAP Ki- tap Fuan etkinliklerinin Istan- bul, Ankara ve Izmir'in dışına taşması, öteki illere de açıl- ması yaygın bir dilek. Bizden duyurması! Izmir, öteden beri bir kültür kentidir; öncü kentlerimiz ara- sındadır. Bir ara, özellikle son yıllarda okuma grafiğinde bir düşüş görülse de, bunun so- na erdiği söyleniyor. Grafik şimdi yükseliş halinde! Ne mut- lu! Benim gördüğüm de şu ol- du: Arayan, soran ve sorgula- yan birokur kitlesi ile karşılaş- tım. Hele liseli ve üniversiteli gençlik ciddi bir okuma me- raklısı. Hemen hepsi de YÖK'e veTalim-Terbiye'nin "Mûfredat Prog/am/'anlayışına karşı. Bi- ri, üniversitelerimizin kültür ya- şamına da darbe vururken; öteki, gençlerimizin çağdaş kültürle kucaklaşmasını daha kaynakta engelliyor. Onlara edebiyatta, tarih ve felsefede götürülenler çağdışı. Ayıptır! Bu tavır, elbette karşılığını görüyor, daha da görecek... • Izmir'e geldiğimin ertesi gü- nü, 7 Nisan'da, fuar etkinlik- leri henüz başlamadan, mes- leğinin ehli Mihriban Tatar'ın Bilim Kitabevi'nde bir imza gününe katıldım. Izmirli okur- • • laıia ilk kez orada karşılaş- tım; o gün orada, 70'li yıllar- daki öğrencilerimle de yüz yüze geldim ki pek mutlu ol- dum. Aynı günün ikindisinde, Iz- mir Tevfik Fikret Lisesi'nde "TQriwe £ydınlanması ve Tey- rik Fikret™ kohulu bir konfe-" rans verdim. öğretmen ve öğ- renci olarak aydın ve uyanık bir dinleyici kitlesine Rkret'in akıl- cı, ilerici ve hümanist mesajı- nı -bir kez daha- hatıriatmanın mutluluğunu yaşadım. Şunu da bir kez daha gördüm: Tev- fik Fikret, bütün dünyasıyla güncel. Dilindeki engeli de bi- zim usta şairlerimiz ortadan kaldırmışlar. O vesileyle, A. Kadir'i de andık. Hatırlatmayagerekyok: Hü- manizmanın yeni gündemin- de farklılıklar var. Dünyanın düpedüz metalaştırıldığı ve pazarlandığı -şu içinde bulun- duğumuz- dönemde, hüma- nizma sorunu bambaşka bo- yutlar kazanmış durumda. Dünyamız tehlikede; insan, apayn bir kuşatma altında; da- hası, soyumuz tehlikede. Ne yapacağız? Ne yapma- lı? Izmir Hümanist Düşünce Derneği'nin 12 Nisan akşamı düzenlediği konferansta bu sorulara yanıt vermeye çalış- tım. ilginç tartışmalar da ol- du... • Küçük gezintilerimden bir gözlem: Izmir, büyük göçün etkilerini her yönden taşıyor. Kent, modern görünüşünün yanı sıra, yer yer bir kasaba ni- teliğinde. Elbette bundan sıy- nlacak, bir bütünlük kazana- cak; bunun olanakianna sahip. Bir şeye daha sahip: Bele- diye yetkilileri, özellikle Bü- yükşehir Belediye Başkanı Ah- met Piriştina ile tanıştım. Ken- te, bugünü ve yarını ile yara- yacak tasarılarla dolu kafası; ayağı yere basan ve gerçek- çi tasanlar. Onlara bakarak, Izmir'in geleceğine umut do- lu gözlerle bakıyorum. Gönülden başanlar diliyo- rum... KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicakÇa turk.net ÇİZGÎLtK KÂMtL MASARACI KEDİ LEVO APTVLİKA ' OFf Bl/Si/N'YAZlÇIKMIYOR\. YAZAMAO/M... I \STANBVL_UM IŞGALAtTltt. I DA BULUNbUSU y/lLAKPA KU I VAy* /HİLLİV& /fAftf/T/ I VEt'ŞGAL Ace/YY^7ZEX'/ LEU/'- L N£ YASJMĞ/ &2&AKLA TÂ- B -T7'M ALT k£MAi.'oeM &ie yt?i. R/f/A | S/M>A 8CV. SO/. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 14 Nisan Bir gazetenin bilgisayar sistem servisine SİSTEM ELEMANI Windows NT/4.0, Linux (tercihen), netvvork konularında bilgili ve deneyimli bilgisayar sistem elemanı aranmaktadır. Lütfen 512 39 85 nolu faksa SİSTEM SERVİSİ adına CV geçiniz. "APOLL013 T£ SORUN VAR!. ÛSTTE, APOLLO G'ÜN, ROK£TİN SOM BâUİMÛNPE AÇILAN K4- PAKLAR ARASINDAM AY MO- DÛLÛ İL£ ÇJICIÇI GÖ/İÛLÛYOK. 137O'TE8UGÜAI, "APOLLO 1S" DA Bİ8 FHTLAMA OLOU!ABD'NİN,AY'DA ARAÇTIRMA YAPMASI İÇİN 3 GÜM ÖNCE UZAYA PlRLATMlŞ OLOuSll APOLLO 13 ' ÛAJ KUMANDA MOPÜLÜNE OICSİJEH VE- REN TANK,BAS/NÇrAN PA/ZÇALANMIŞTI. ASTRONOTLAR (SAMeS LOVELL,F/g£l> HAISÇ VETOHNşw/6eer) HEMEN A.Y MOPÜLJJ- HE &EÇ.İP OBAYI CAMmjRTABAU OLA- RAK KVLLANACAKJ-ARP/R. A&ZA, AY YOLCULUĞUNU ENGELLEMEJCLE /&)L- MAYIP AZ tCALSIN AS77SOMOTLA&/N YA- ŞAMlNA DA SON VE/Ş/YOGPU /ANCAK, Bİ&KAÇ ACO#/CULU 6ÜN SONRA Ü YA DÖNME.Yİ İLAN T.C. ' 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESt HÂKİMLİĞİ'NDEN ! DosyaNo: 1999720 Esas Davacı Yaşar Naçar vekili Av. İznullah Yıldız tarafindan davalı Yaşar Naçar aleyhine açılan boşanma davasında: Davalı Yaşar Naçar'a dava dilekçesinde belirtilen Ist. Fatih, Draman Çeşme Sok. No. 2/2 adresinde dava dilekçesinin tebliğ edileme- diği, adres araştırmasından da adı geçenin elverişlı adreslerinin bulunmadığı anlaşılmakla. 7201 sayıh kanunun 28/29 maddeleri hü- kûmlerine btnaen dava dilekçesinin ılanen tebliğine karar verilmiştir. Davalının 25.5.2000 günü, saat 9.30'da hazıı olması, belli edilen gün ve saatte kendisini veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, gelmediği veya mazeret bildirmediği ve delillerini ibraz etmediği takdirde HUMK. 213/375. maddeleri gereğinee yargılamanın yoklu- ğunda yapılacağı ve hüküm kurulacağı ve dava dilekçesinin tebliğ yerine geçerli olmak üzere ilan olunur. Işbu ilan. yayımlandığı tanhten ıtibaren 15 gün sonra yapılmış sayılacaktır. 3.4.2000 Basın: 16870 ANKARA. ..ANKA... MLŞERREF HEKİMOGLU Siyasal Orkestralara Genç Çalgıcılar Baharı güzel yaşıyor sanatseverler. Sergiler, konserler, arada bir oyunlarla yaşama sevincini tazeliyor. Bilkent tepesinde de birbirini izliyor ba- har konserleri. Gençlik Senfoni Orkestrası'nın konseri de güzel bir olay. Tohumun çiçeğe dönü- şünü kutladı izleyenler. Tohumu yeşertenleri de teşekkürle selamladı. 90 kişilik orkestra her dü- zeyde öğrencilerden oluşuyor, ama tüm çalgıcı- lar çağdaş düzeyde. Mahir Çakar yönetiyor orkestrayı. Müzik dün- yasının ünlü ustalarından çok değişik yapıtlar sesleniyor. Dvorak serenatları, Wagner, Weber ve Mahler'in müziğiyle güzel bir mozaik oluşu- yor, umuda, aydınlığa çağırıyor izleyenleri. Çok- sesliliğin gizemini duyuruyor, müzik devriminin anlamını. Dahası tüm üniversitelerde bu devrimi yaşatmak özlemini. Mahir Çakar özlemini güzel yeşerten bir sanat- çı ve bir hoca. Uzun soluğunu da, "Mahir Hoca" diye anılmanın, sayılmanın, sevilmenin gizemini de güzel kanıtladı o akşam. O bir kornocu. Izmir Konservatuvan'nda başlıyor müzik öğrenimi. Fe- deral Almanya'dan aldığı bir bursla Essen'e gi- diyor, ünlü komo ustalanyla çalışıyor, Stuttgart Ope- rası'nın solist kornocusu oluyor sonra. Stuttgart Devlet Müzik Okulu'nda öğretmenlik yapıyor, ça- lıyor, çaldırıyor, Almanya'nın ünlü orkestralarında yer alıyor onun eğittiği kornocular. O da dünya- nın her yerinde konserler veriyor ünlü orkestra- larla. Soluğu güzel boyutlanan birsanatçı ama bu- nunla yetinmiyor, gerçek mutluluğu Bilkent tepe- sinde duyuyor. Ersin Onay'ın kurduğu Müzik Fa- kültesi'nde. deney ve bırikimini komo sanat da- lının öğrencilerine aktararak. Onlar da güzel yanıtladı Mahir Hoca'yı. Korno- cular çok güzel renkler kattı konsere. Hocanın so- luğuna yeni bir boyut, bir teşekkür, bir armağan gibi üflediler çalgılarını. Yakında Ispanya'da de- ğişik kentlerde yinelenecek bu konser. Akdeniz'in öteki ucunda bir Avrupa ülkesinde, çağdaş dü- zeylerini kanıtlayarak bir selam gençlerimizden. • • • Sayın Ihsan Doğramacı'yı çok anımsadım o akşam. Belki de Türkıye'de değildi. Bu konseri izleseydi çok hoşlanırdı sanırım. Yazımın başın- da da söyledim, tohumun yeşermesi, çiçeğe dö- nüşmesi türü bir olay bu. Hoca yönetiyor, öğren- ciler çalıyor, bir düş gerçekleşiyor. Konseri balkonda izliyorum, biraz ötede Ersin Onay oturuyor, yanında eşı ve kızı. Gözleri parlı- yor, mutlu gülümsüyor. Kimbilirnelerdüşünüyor, neler anımsıyor! Sanatçı olarak da, yönetici ola- rak da somut bir başarıyı kanıtlıyor bu olay. Görevler gelir geçer ama geride kalanlar da var. • • • Konser sonrası da çok duygulandırdı beni. Bil- kent tepesinin öyküsünü tümüyle yaşadığım için belki de. Her olay başka bir çağrışım yapıyor, belleğımi yeniden uyarıyor. Alkışlar uzun sürdü. hayli geç indim aşağıya. Karşımda güzel bir tab- lo: Mahir Çakar, Ersin Onay, başka hocalar, tüm öğrenciler sevinç içinde sarmaş dolaş. Kuşlar gi- bi cıvıldıyor, başarıyı kutluyor, mutluluğun şarkı- sını söylüyor. O şafkılar hâlâ kulağımda. Ancak o konserin baş- ka çağrışımlan da var. Sevgisini, coşkusunu sol- duran çalgıcıları, birlikteliğini yaşayamayan top- lulukları, müzik öğretemeyenleri, çalgısını ses- lendiremeyenleri de anımsatıyor. Siyasal orkestralar da öyle değil mi? O konserde bir aralık vurma çalgıcılara saplan- dı gözlerim. Yöneticinin değneğine bakıyor, bek- ledikleri an gelince bir ya da iki kez vuruyor çal- gısına. Kimi zaman hızla, kimi zaman yavaşça. Ayrıntı değil bu. Bir anlık da olsa müziğin bü- tününde vazgeçilmez yeri, tınısı var. Siyasal or- kestralarda tersine değil mi? Sayısı çok da olsa sesini duyuramıyor tüm çalgılar, kimi çalmayı unutmuş gibi, kimi susmuş, kimi küsmüş gibi. Değişik sesler arasında uyum sağlanamıyor, da- yatmacı çalgılar ağır basıyor, birliktelik yaşana- mıyor. Müzik değil, gürültü oluşuyor ancak ya da derin bir sessizlik. Siyasal sahnede de öğrenci orkestraları gere- kiyor galiba. Sevgiyle, coşkuyla müzik üreten genç çalgıcılar. BULMACA SEDAT YAŞAYAA 1 2 3 4 5 6 7 8 1 2 3 4 5 SOLDANSAĞ\: 1/ Kısa boylu ve şişman kim- se. 2/Ispanyol- 2 lann sevinç sö- 3 zü... Açıkkol- larlagöğüsara- sındaki kısım. 3/Birdeliğiiş- lemek, geniş- letmek için kullanılan ke- siciaraç... Ka- rakter. 4/ Bir spor takımınm gözde oyuncusu... Ismailiye tarikatının önderleri- ne verilen ad. 5/ So- ğanlı kıyma ya da pas- tırma üzerine yumur- ta kırılarak yapılan ye- ° mek. 6/Kakım da de- 6 nilen kürk hayvanı... 7 Akdeniz çevresinde 8 yetişen bir ağaççık. 7/ 9 Kadınlar hamamında hizmet eden ve müşterileri yıkayan kadın... Bir et- kinliğin geçici olarak durdurulduğu süre. 8/ Saçlan ağarmaya başlamış orta yaşlı erkek. 9/ Turunç ka- buğu lezzeti veren bir^eşit likör... Ilgi eki. YUKARIDÂN AŞAGIYA: 1/ Tombul ve iri yapıh kimse. 2/ Görünüşe göre ola- cağı sanılan... Motorlu taşıtlann elektriğini sağla- yan aygıt. 3/ "Doymadım gitti ü mahbûba bu meyhanede/ Bir gözüm sâkide kaldı bir gözüm pey- mânede'" (Yenişehirli Avni)... Düşünme, akılda tut- ma yetisi. 4/ Yapraklann üzerinde oluşan bir tür küf. 5/ Osmanlı sarayında görevli hadım ağası... Habeş soylusu. 6/ Lütesyum elementinin simgesi... Gözleri görmeyen... Japon lirik dramı. II Metin Erksan'ın bir filmi. 8/ " gündür gelir geçer/ Gamlanma gönül gamlanma" (Karacaoğlan)... As- ya'da bir ülke. 9/ Ağzı geniş tek kulplu su kabı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear