Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
14»NlSAN2000CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
14 ayın
sonunda
Sıvas'ın Hafik
ilçesindeki Şerife
Hatun Erkek Öğrenci
Yurdu'nun irtica
yuvası olduğuna
ilişkin yoğun
şikâyetler vardı. Milli
Eğitim, irtica
iddialarını
soruşturmak ve yurdu
denetlemek üzere iki
rnüfettiş görevlendirdi.
Müfettişler Ömer
Kavaklı ve Nabi
Hangişi'nin
soruşturması 14 ay
sürdü. Müfettişler 14
ay boyunca 59 kez
yurda giderek
inceleme yaptı.
Müfettişler,
hazırladıklan
raporda yurtta suç
teşkil edecek bir
sonuca ulaşamadıklan
kanaatine vardı.
Ancak yurt hakkındaki
şikâyetler devam
edince başka bir
müfettiş soruşturma
için görevlendirildi.
Kısa süre sonra
yurdun dini esaslara
dayalı bir devlet
kurmayı amaçlayan
örgütlerin yuvası
haline geldiği
belgelerle ortaya çıktı;
yurt kapatıldı. 14 ay
boyunca irticayı
görmeyen iki müfettiş,
Kavakh ve Hangişi
hakkında da
mecburen soruşturma
açıldı ve birer uyarma
cezası ile göreve
devam' denildi!
Elektronik posta: somGposta.cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Kartal Cezaevi'nde yine
cep telefonu çıkmış...
"Yeni cep ihalesi
Kartal'da vapılmalı!"
ankaya Köşkü için herkesin gönlünde bir
"aslan" yatıyor. özellikle "lider" denilen si-
yasi parti genel başkanlarından kimisi ya
da sözcüsü, adayının adını vermeden ni-
teliklerini sıralıyor ki arif olan anlasın istiyor, kimisi
de zamanı gelinceye dek ser veriyor sır vermiyor!
Su kaybına neden olan gribal enfeksiyonu sağ-
lıklı bir şekilde atlatan Başbakan Bülent Ecevit'in,
ortakları Mesut Yılmaz ve Devlet Bahçeli ile tez za-
manda buluşup ortak aday üzerinde ortak bir gö-
rüşe varacak olması memleketteki istikrarın deva-
mını sağlıyor... Lakin, siyaset kulislerinde koalisyon
ortaklannın, cumhurbaşkanı adayını "Meclis dışın-
dan" seçeceği de konuşuluyor. Bu durumda Mec-
lis'e, Meclis dışındakini seçmek kalıyor.
Neyse ki, Meclis'in içinden adaylığa soyunan De-
mokratik Sol Parti Eskişehir Milletvekili Mehmet
Mail Büyükerman (Gebze - 1928, Ahmet, Dursu-
ne - Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi - Fran-
MailBey
sızca - Serbest avukat - Araştırmacı, yazar - Evli),
her gece birtelevizyon kanalına çıkıp Atatürk'ün se-
sini taklit ederek verdiği söylevlerle Meclis'in itiba-
rını kurtarmaya çalışıyor!
Ankara'daki dostumuz Veli Yıldınm ise başka bir
tablo çiziyor:
"Yeni Başkan, hiç kuşkusuz Yeni Dünya'nın Yeni
Demokrasi Düzeni'ne uygun ve VVashington tarafın-
dan bilinen biri olmalıdır. Hani bir de, önce Orta ve
Latin Amerika'da daha sonra Doğu Avrupa, Kafkas-
ya ve Asya'da CIA'nın üstü kapalı operasyonlannı açık-
tan yapmak üzere 1982'de Başkan Reagan'ın kur-
duğu sivil toplum örgütü Demokrasi İçin Ulusal
Dayanışma (NED) ve 1984'te NED'in öncülüğünde
kurulan Ulusal Demokrasi Enstrtüsü (NDI) tarafın-
dan da destekleniyorsa demeyin gitsin... Adriya-
tik'ten Çin Denizi'ne kadar bizi kimse tutamaz."
Bu arada, yani cumhurbaşkanlığı seçimi önce-
sinde en milliyetçi partinin genel başkan yardımcı-
sı Şevket Bülent Yahnici, NDI'nın Türkiye Ofisi yö-
neticisi Thomas Barry'nin aracılığı ve Amerikalı, In-
giliz uzmanların katılımıyla düzenlediği "siyasi etik"
konferansında Meclis'in güçlü ve itibarlı olması ge-
rektiğini anlatıyor. Daha sonra Yahnici, yabancı ko-
nuklannı evinde ağırlıyor ve NDI için, "Dünyanın ne-
resinden istenirse size bilgi getiriyor" diyor. Yahni-
ci'yi kutlamak gerekıyor. Zaten NDI'yı kuran NED'in
ilk başkanı Allen VVeinstein da 1982 yılındaki "de-
mokrasi" çalışmaları sorulduğunda, Nikaragua'da
yaptıklarının büyük bölümünün birzamanlarCIAta-
rafından örtülü operasyonlarla gerçekleştirilen ça-
lışmalar olduğunu anlatıyor.
Mail Bey, bu gece bizlere, acaba hangi televiz-
yon kanalında maharetlerini sergileyecek?
SESSÎZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE
Yüksek Yerilim Hattı
Erdinç UTKU
Istikrar nu meclisten çıkar, meclis mi istikrardan?
Kültiip Bakam'ndan 1lk Adım' talimatı
Özel Kalem Müdürlüğü kanalıyla
öğrendik ki, Kültür Bakanı Istemihan
Talay, 12 Eylül döneminin Devlet Baş-
kanı Orgeneral Kenan Evren'e "çıp-
lak" geldiöi için parçalanan Sam-
sun'daki "flk Adım Anıtı"nın eski ha-
line getirilmesini istedi.
Bakan, Samsun Valiliği'ne "Anıtta-
ki eksik figürlerin yerine konması" ta-
limatını verdi.
Bilindiği gibi Samsun'da bu ay ya-
pılan 19 Mayıs törenlerine hazırlık top-
iantısında Garnizon Komutanı Tüm-
general Doğu Silahçıoğlu, "İlk Adım
Anıtı"ndan sökülen ve Atatürk'ün ya-
nında Türk gençliğini simgeleyen kız
ve erkek figürlerinin yerine konması-
nı önermiş, Samsun Valisi Metin llyas
Aksoy ise yobazlann tepkisini almak-
tan çekindiğini söyleyerek öneriye
olumlu yaklaşmamıştı.
Yaprtın sahibi heykeltraş Hakkı Ala-
mutiu da figürlerin kaldınlmasıyla ken-
disine en büyük kötülüğün yapıldı-
ğını açıklamış ve Evren'e, "Aklı- r
nın ermedigi şeylere burnunu
sokma"diyerekanıtınıneski ha-
line getirilmesini istemişti.
Istemihan Talay, geçen yıl yap-
tığı Samsun gezisi sırasında da eksik
figürlerin yerinde değerlendirilmesi
yolunda Samsun Valisi'ne talimat ver-
mişti...
Umarız bu kez Talay, talimatının ar-
kasında durur ve 19 Mayıs'a dek anıt
eski haline getirilir; yobazlığa karşı
sanata ve sanatçıya saygının da anı-
tı olur...
BİR BAKIMA
SERVER TANİLLİ
izmir'de Günler.
Izmir'de günler pek güzel
geçiyor.
Küçük gezintiler ve ziyaret-
lerden arta kalan zamanda fu-
ar etkinliklerinin yoğunluğu
içindeyiz.
Asıl çarpıcı karşılaşmalar da
orada... , ^ _
TUYAP 5. Izmır Kıtap Fuan,
8 Nisan'da pek sıcak ve duy-
gulandıncı birortamda başla-
dı. Açılış güzel ve anlamlı idi.
Şu, artık çok açık: TÜYAP, ül-
kemizin kültür yaşamında bir
büyük merkez, bir temel ku-
rum; gittiği kente yayınevleri-
ni, kitapları götürürken, dü-
zenlediği paneller, konferans-
lar ve söyleşilerle bir kültürel
hareketlilik de yaratıyor.
Türkiye'nin asıl Kültür Ba-
•Kanlığı o belki.
Okurlanmdan gelen bir iste-
ği de belirtmeliyim: TÜYAP Ki-
tap Fuan etkinliklerinin Istan-
bul, Ankara ve Izmir'in dışına
taşması, öteki illere de açıl-
ması yaygın bir dilek.
Bizden duyurması!
Izmir, öteden beri bir kültür
kentidir; öncü kentlerimiz ara-
sındadır. Bir ara, özellikle son
yıllarda okuma grafiğinde bir
düşüş görülse de, bunun so-
na erdiği söyleniyor. Grafik
şimdi yükseliş halinde! Ne mut-
lu! Benim gördüğüm de şu ol-
du: Arayan, soran ve sorgula-
yan birokur kitlesi ile karşılaş-
tım. Hele liseli ve üniversiteli
gençlik ciddi bir okuma me-
raklısı. Hemen hepsi de YÖK'e
veTalim-Terbiye'nin "Mûfredat
Prog/am/'anlayışına karşı. Bi-
ri, üniversitelerimizin kültür ya-
şamına da darbe vururken;
öteki, gençlerimizin çağdaş
kültürle kucaklaşmasını daha
kaynakta engelliyor. Onlara
edebiyatta, tarih ve felsefede
götürülenler çağdışı.
Ayıptır!
Bu tavır, elbette karşılığını
görüyor, daha da görecek...
•
Izmir'e geldiğimin ertesi gü-
nü, 7 Nisan'da, fuar etkinlik-
leri henüz başlamadan, mes-
leğinin ehli Mihriban Tatar'ın
Bilim Kitabevi'nde bir imza
gününe katıldım. Izmirli okur-
• •
laıia ilk kez orada karşılaş-
tım; o gün orada, 70'li yıllar-
daki öğrencilerimle de yüz
yüze geldim ki pek mutlu ol-
dum.
Aynı günün ikindisinde, Iz-
mir Tevfik Fikret Lisesi'nde
"TQriwe £ydınlanması ve Tey-
rik Fikret™ kohulu bir konfe-"
rans verdim. öğretmen ve öğ-
renci olarak aydın ve uyanık bir
dinleyici kitlesine Rkret'in akıl-
cı, ilerici ve hümanist mesajı-
nı -bir kez daha- hatıriatmanın
mutluluğunu yaşadım. Şunu
da bir kez daha gördüm: Tev-
fik Fikret, bütün dünyasıyla
güncel. Dilindeki engeli de bi-
zim usta şairlerimiz ortadan
kaldırmışlar. O vesileyle, A.
Kadir'i de andık.
Hatırlatmayagerekyok: Hü-
manizmanın yeni gündemin-
de farklılıklar var. Dünyanın
düpedüz metalaştırıldığı ve
pazarlandığı -şu içinde bulun-
duğumuz- dönemde, hüma-
nizma sorunu bambaşka bo-
yutlar kazanmış durumda.
Dünyamız tehlikede; insan,
apayn bir kuşatma altında; da-
hası, soyumuz tehlikede.
Ne yapacağız? Ne yapma-
lı?
Izmir Hümanist Düşünce
Derneği'nin 12 Nisan akşamı
düzenlediği konferansta bu
sorulara yanıt vermeye çalış-
tım. ilginç tartışmalar da ol-
du...
•
Küçük gezintilerimden bir
gözlem: Izmir, büyük göçün
etkilerini her yönden taşıyor.
Kent, modern görünüşünün
yanı sıra, yer yer bir kasaba ni-
teliğinde. Elbette bundan sıy-
nlacak, bir bütünlük kazana-
cak; bunun olanakianna sahip.
Bir şeye daha sahip: Bele-
diye yetkilileri, özellikle Bü-
yükşehir Belediye Başkanı Ah-
met Piriştina ile tanıştım. Ken-
te, bugünü ve yarını ile yara-
yacak tasarılarla dolu kafası;
ayağı yere basan ve gerçek-
çi tasanlar. Onlara bakarak,
Izmir'in geleceğine umut do-
lu gözlerle bakıyorum.
Gönülden başanlar diliyo-
rum...
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicakÇa turk.net
ÇİZGÎLtK KÂMtL MASARACI
KEDİ LEVO APTVLİKA
' OFf Bl/Si/N'YAZlÇIKMIYOR\.
YAZAMAO/M... I \STANBVL_UM IŞGALAtTltt.
I DA BULUNbUSU y/lLAKPA KU
I VAy* /HİLLİV& /fAftf/T/
I VEt'ŞGAL Ace/YY^7ZEX'/ LEU/'-
L N£ YASJMĞ/ &2&AKLA TÂ-
B -T7'M
ALT k£MAi.'oeM &ie yt?i.
R/f/A
| S/M>A 8CV. SO/.
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 14 Nisan
Bir gazetenin bilgisayar sistem servisine
SİSTEM
ELEMANI
Windows NT/4.0, Linux (tercihen), netvvork
konularında bilgili ve deneyimli bilgisayar sistem
elemanı aranmaktadır.
Lütfen 512 39 85 nolu faksa
SİSTEM SERVİSİ adına CV geçiniz.
"APOLL013 T£ SORUN VAR!.
ÛSTTE, APOLLO G'ÜN, ROK£TİN
SOM BâUİMÛNPE AÇILAN K4-
PAKLAR ARASINDAM AY MO-
DÛLÛ İL£ ÇJICIÇI GÖ/İÛLÛYOK.
137O'TE8UGÜAI, "APOLLO 1S"
DA Bİ8 FHTLAMA OLOU!ABD'NİN,AY'DA
ARAÇTIRMA YAPMASI İÇİN 3 GÜM ÖNCE
UZAYA PlRLATMlŞ OLOuSll APOLLO 13 '
ÛAJ KUMANDA MOPÜLÜNE OICSİJEH VE-
REN TANK,BAS/NÇrAN PA/ZÇALANMIŞTI.
ASTRONOTLAR (SAMeS LOVELL,F/g£l> HAISÇ
VETOHNşw/6eer) HEMEN A.Y MOPÜLJJ-
HE &EÇ.İP OBAYI CAMmjRTABAU OLA-
RAK KVLLANACAKJ-ARP/R. A&ZA, AY
YOLCULUĞUNU ENGELLEMEJCLE /&)L-
MAYIP AZ tCALSIN AS77SOMOTLA&/N YA-
ŞAMlNA DA SON VE/Ş/YOGPU /ANCAK,
Bİ&KAÇ ACO#/CULU 6ÜN SONRA Ü
YA DÖNME.Yİ
İLAN
T.C. '
2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESt HÂKİMLİĞİ'NDEN !
DosyaNo: 1999720 Esas
Davacı Yaşar Naçar vekili Av. İznullah Yıldız tarafindan davalı Yaşar Naçar aleyhine açılan boşanma davasında:
Davalı Yaşar Naçar'a dava dilekçesinde belirtilen Ist. Fatih, Draman Çeşme Sok. No. 2/2 adresinde dava dilekçesinin tebliğ edileme-
diği, adres araştırmasından da adı geçenin elverişlı adreslerinin bulunmadığı anlaşılmakla. 7201 sayıh kanunun 28/29 maddeleri hü-
kûmlerine btnaen dava dilekçesinin ılanen tebliğine karar verilmiştir.
Davalının 25.5.2000 günü, saat 9.30'da hazıı olması, belli edilen gün ve saatte kendisini veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi,
gelmediği veya mazeret bildirmediği ve delillerini ibraz etmediği takdirde HUMK. 213/375. maddeleri gereğinee yargılamanın yoklu-
ğunda yapılacağı ve hüküm kurulacağı ve dava dilekçesinin tebliğ yerine geçerli olmak üzere ilan olunur.
Işbu ilan. yayımlandığı tanhten ıtibaren 15 gün sonra yapılmış sayılacaktır. 3.4.2000
Basın: 16870
ANKARA. ..ANKA...
MLŞERREF HEKİMOGLU
Siyasal Orkestralara
Genç Çalgıcılar
Baharı güzel yaşıyor sanatseverler. Sergiler,
konserler, arada bir oyunlarla yaşama sevincini
tazeliyor. Bilkent tepesinde de birbirini izliyor ba-
har konserleri. Gençlik Senfoni Orkestrası'nın
konseri de güzel bir olay. Tohumun çiçeğe dönü-
şünü kutladı izleyenler. Tohumu yeşertenleri de
teşekkürle selamladı. 90 kişilik orkestra her dü-
zeyde öğrencilerden oluşuyor, ama tüm çalgıcı-
lar çağdaş düzeyde.
Mahir Çakar yönetiyor orkestrayı. Müzik dün-
yasının ünlü ustalarından çok değişik yapıtlar
sesleniyor. Dvorak serenatları, Wagner, Weber
ve Mahler'in müziğiyle güzel bir mozaik oluşu-
yor, umuda, aydınlığa çağırıyor izleyenleri. Çok-
sesliliğin gizemini duyuruyor, müzik devriminin
anlamını. Dahası tüm üniversitelerde bu devrimi
yaşatmak özlemini.
Mahir Çakar özlemini güzel yeşerten bir sanat-
çı ve bir hoca. Uzun soluğunu da, "Mahir Hoca"
diye anılmanın, sayılmanın, sevilmenin gizemini
de güzel kanıtladı o akşam. O bir kornocu. Izmir
Konservatuvan'nda başlıyor müzik öğrenimi. Fe-
deral Almanya'dan aldığı bir bursla Essen'e gi-
diyor, ünlü komo ustalanyla çalışıyor, Stuttgart Ope-
rası'nın solist kornocusu oluyor sonra. Stuttgart
Devlet Müzik Okulu'nda öğretmenlik yapıyor, ça-
lıyor, çaldırıyor, Almanya'nın ünlü orkestralarında
yer alıyor onun eğittiği kornocular. O da dünya-
nın her yerinde konserler veriyor ünlü orkestra-
larla. Soluğu güzel boyutlanan birsanatçı ama bu-
nunla yetinmiyor, gerçek mutluluğu Bilkent tepe-
sinde duyuyor. Ersin Onay'ın kurduğu Müzik Fa-
kültesi'nde. deney ve bırikimini komo sanat da-
lının öğrencilerine aktararak.
Onlar da güzel yanıtladı Mahir Hoca'yı. Korno-
cular çok güzel renkler kattı konsere. Hocanın so-
luğuna yeni bir boyut, bir teşekkür, bir armağan
gibi üflediler çalgılarını. Yakında Ispanya'da de-
ğişik kentlerde yinelenecek bu konser. Akdeniz'in
öteki ucunda bir Avrupa ülkesinde, çağdaş dü-
zeylerini kanıtlayarak bir selam gençlerimizden.
• • •
Sayın Ihsan Doğramacı'yı çok anımsadım o
akşam. Belki de Türkıye'de değildi. Bu konseri
izleseydi çok hoşlanırdı sanırım. Yazımın başın-
da da söyledim, tohumun yeşermesi, çiçeğe dö-
nüşmesi türü bir olay bu. Hoca yönetiyor, öğren-
ciler çalıyor, bir düş gerçekleşiyor.
Konseri balkonda izliyorum, biraz ötede Ersin
Onay oturuyor, yanında eşı ve kızı. Gözleri parlı-
yor, mutlu gülümsüyor. Kimbilirnelerdüşünüyor,
neler anımsıyor! Sanatçı olarak da, yönetici ola-
rak da somut bir başarıyı kanıtlıyor bu olay.
Görevler gelir geçer ama geride kalanlar da
var.
• • •
Konser sonrası da çok duygulandırdı beni. Bil-
kent tepesinin öyküsünü tümüyle yaşadığım için
belki de. Her olay başka bir çağrışım yapıyor,
belleğımi yeniden uyarıyor. Alkışlar uzun sürdü.
hayli geç indim aşağıya. Karşımda güzel bir tab-
lo: Mahir Çakar, Ersin Onay, başka hocalar, tüm
öğrenciler sevinç içinde sarmaş dolaş. Kuşlar gi-
bi cıvıldıyor, başarıyı kutluyor, mutluluğun şarkı-
sını söylüyor.
O şafkılar hâlâ kulağımda. Ancak o konserin baş-
ka çağrışımlan da var. Sevgisini, coşkusunu sol-
duran çalgıcıları, birlikteliğini yaşayamayan top-
lulukları, müzik öğretemeyenleri, çalgısını ses-
lendiremeyenleri de anımsatıyor.
Siyasal orkestralar da öyle değil mi?
O konserde bir aralık vurma çalgıcılara saplan-
dı gözlerim. Yöneticinin değneğine bakıyor, bek-
ledikleri an gelince bir ya da iki kez vuruyor çal-
gısına. Kimi zaman hızla, kimi zaman yavaşça.
Ayrıntı değil bu. Bir anlık da olsa müziğin bü-
tününde vazgeçilmez yeri, tınısı var. Siyasal or-
kestralarda tersine değil mi? Sayısı çok da olsa
sesini duyuramıyor tüm çalgılar, kimi çalmayı
unutmuş gibi, kimi susmuş, kimi küsmüş gibi.
Değişik sesler arasında uyum sağlanamıyor, da-
yatmacı çalgılar ağır basıyor, birliktelik yaşana-
mıyor. Müzik değil, gürültü oluşuyor ancak ya da
derin bir sessizlik.
Siyasal sahnede de öğrenci orkestraları gere-
kiyor galiba. Sevgiyle, coşkuyla müzik üreten
genç çalgıcılar.
BULMACA SEDAT YAŞAYAA
1 2 3 4 5 6 7 8
1 2 3 4 5
SOLDANSAĞ\:
1/ Kısa boylu
ve şişman kim-
se. 2/Ispanyol- 2
lann sevinç sö- 3
zü... Açıkkol-
larlagöğüsara-
sındaki kısım.
3/Birdeliğiiş-
lemek, geniş-
letmek için
kullanılan ke-
siciaraç... Ka-
rakter. 4/ Bir
spor takımınm gözde
oyuncusu... Ismailiye
tarikatının önderleri-
ne verilen ad. 5/ So-
ğanlı kıyma ya da pas-
tırma üzerine yumur-
ta kırılarak yapılan ye- °
mek. 6/Kakım da de- 6
nilen kürk hayvanı... 7
Akdeniz çevresinde 8
yetişen bir ağaççık. 7/ 9
Kadınlar hamamında
hizmet eden ve müşterileri yıkayan kadın... Bir et-
kinliğin geçici olarak durdurulduğu süre. 8/ Saçlan
ağarmaya başlamış orta yaşlı erkek. 9/ Turunç ka-
buğu lezzeti veren bir^eşit likör... Ilgi eki.
YUKARIDÂN AŞAGIYA:
1/ Tombul ve iri yapıh kimse. 2/ Görünüşe göre ola-
cağı sanılan... Motorlu taşıtlann elektriğini sağla-
yan aygıt. 3/ "Doymadım gitti ü mahbûba bu
meyhanede/ Bir gözüm sâkide kaldı bir gözüm pey-
mânede'" (Yenişehirli Avni)... Düşünme, akılda tut-
ma yetisi. 4/ Yapraklann üzerinde oluşan bir tür
küf. 5/ Osmanlı sarayında görevli hadım ağası...
Habeş soylusu. 6/ Lütesyum elementinin simgesi...
Gözleri görmeyen... Japon lirik dramı. II Metin
Erksan'ın bir filmi. 8/ " gündür gelir geçer/
Gamlanma gönül gamlanma" (Karacaoğlan)... As-
ya'da bir ülke. 9/ Ağzı geniş tek kulplu su kabı.