Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 12 NİSAN 2000 ÇARŞAMBA
HABERLER
Özden'e adaylık
önerisi
• SAMSUN
(Cumhuriyet)-
Atatürkçü Düşünce
Derneji (ADD) Samsun
Şubesi'nce düzenlenen
"1. ADD Bölge Eğitim
Toplantısı" sonuç
bildirgesi açıklandı.
ADD'nin bölgedeki 13
şubesinin genel
baskanlarının Yekta
Güngör Özden'i
cumhurbaşkanhğına
aday gösterdikleri
bildirgede "Çankaya'ya
çağdaş, demokratik,
laik, sosyal hukuk
devleti olmanın
bilincine gönülden
inanmış ve üstün
nitelikleri bünyesinde
toplamış, ülketnizin,
ulusumuzun yararlannı
her türlü kişisel
çıkarlann üstünde gören
ve tutan, ulusumuzu ve
ülkemizi iç ve dış
dünyada en iyi biçimde
temsil edeceğine
inandığımız ADD Genel
Başkanımız Sayın Yekta
üüngör Özden'i aday
gösteriyoruz"' denildi.
15 yaşındaki
çocuklar
DGM'de
• Dİ\ ARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
4bdullah Öcalan'ın
Türkiye"ye getirilmesi
sırasında desteklemek
için yürüyüş yaptıklan
\
r
e slogan attıklan
iddiasıyla yargılanan 5
ilköğretim ökulu
öğrencisi ile iki
öğretmenin
yargılanmalanna devam
edildi. Diyarbakır4
No'lu DGM'de dün
görülen davanın
oturumuna TCY'nin
168"inci maddesi
uyannca örgüt
üyeliginden 12 yıl 6
aydan 15 yılakadar
hapis istemiyle
yargılanan Unal Erkan
İlköğretim Okulu'nun 5
öğrencisi ve 2 öğretmen
katılmadı. Mahkeme
heyeti bir sonraki
orurumda aynı okulda
okuyan bazı
öğrencilerin tanık olarak
dinlenmesi için
yargılamayı erteledi.
Uyuşturucu
davası
I İstanbul Haber
Servisi - Eski Türkiye
gûzeli Alev Sayın ve
Jamaika uyruklu
sevgilisi Michael
Livin'e "kokain
kullanmak" suçundan
10'ar ay hapis cezası
verildi. Aynı davada
yargılanan 3 sanık da
çeşitli hapis cezalan
aldı. İstanbul 2 No'lu
DGM'deki duruşmaya,
tutuksuz sanıklar Alev
Sayın, Yaşar Arıcı, Yaşar
Murat Dolaş, Esat
Kölege ve Michael
Livin katıldı.
Erdil'e 'Gran
Cruz Nişanı'
• ANKARA (AA)-
Ispanya Deniz
Kuvvetleri Komutanı
Oramiral Antonio
Moreno Barbera'nın
resmi davetlisi olarak
Ispanya'da bulunan
Deniz Kuvvetleri
Komutanı Oramiral
tlhami Erdil'e "Gran
Cruz Nişanı" takdim
edildi. Deniz Kuvvetleri
Komutanlığı Genel
Sekreterliği'nden
yapılan yazılı
açıklamada, Erdü'in 14
Nisan Cuma günü
Türkiye'ye döneceği
belirtildi.
6
ADah bizi terk ettP".-5S-
Hizbullah'ın üst düzey askeri sorumlusu Cemal Tutar, Beykoz
operasyonunda Tann'nm devletten yana olduğunu öne sürdü
DİYARBAKIR (CumhuriyetBürosu)-
Hüseyin Velioğlu'nun öldürüldüğu ope-
rasyonda yakalanan örgütün üst düzey so-
rumlulanndan Cemal Tutar, Diyarbakır
Emniyet Müdürlüğü'ndeki sorgusunda,
Hizbullah içerisindeki faaliyetlerini "Al-
lah içjn" yapnğını söyledi. Yaptıklann-
dan pişman olduğunu anlatan Tutar, "Oy-
sa Allah için yapdan bir işte AData yardım
eder_ Ama Allah bize olân vardımını ke-
serek bu olayda deviete yardım etti ve ör-
gütü çökertti. Demek Iti Allah bizündeğil
devletin arkasmdavTnış" dedı.
Batman, Mardin, Konya ve istanbul'da
örgütün bilgi işlem merkezlerini oluştur-
mak için görevlendirildiğini de anlatan
Tutar, bilgisayara yüklediği 530 bin say-
falık örgüt arşivinin polisin eline geçtiği-
ni söyledi.
tstanbul/Beykoz operasyonunda yaka-
landıktan sonra Diyarbakır Emniyet Mü-
dürlüğü'ne götürülerek sorgulanan *\e-
dat-Şahin" kod adlı Cemal Tutar, 41 şay-
falık ifadesinde, 1993 yılında Dicle Üni-
versitesi Inşaat Mühendisliği bölümün-
den aynlarak örgüt adına Diyarbakır, Bat-
man, Mardin, Mersin, Tarsus ve Konya'da
faaliyetlerde bulunduğunu, 61 öldürme
ve yaralama eyleminin talimatını verdiği-
ni söyledi.
1994 yılında düzenlenen polis operas-
yonlanyla kendisine bağlı askeri kanat
mensuplanmn tümünün yakalandığını ve
bu yüzden kendisinin de deşifre olduğu-
nu kaydeden Tutar, tsa Altsoy tarafından
Mardin'de, operasyonlarla deşifre edilen
bilgı işlem merkezine götürüldüğünü, bu-
rada bilgisayar kullanmayı öğrendiğini
söyledi. Burada Hüseyin Velioğlu, Sela-
hattin Ürük, AbduIhaHm, Veysi Ülsen ve
AbdulazizTunç'un kaldığını anlatan Tu-
tar, evin en üst katında Velioğlu'nun aile-
siyle birlikte yaşadığını bildirdi.
Önce Adana sonra Tarsus
Velioğlu'nun talimaüyla bilgisayar al-
mak ve yeni bir bilgi işlem üssü kurmak
üzere Adana'ya gönderildiğini, kendisine
tahsis edilen eve getirilen bilgisayarlara
örgütsel belgeleri yüklemekle görevlendi-
rildiğini kaydeden Tutar, daha sonra Tar-
sus'ta Selahattin Ürük'e ait bir eve taşın-
dığını söyledi.
Velioğlu üe görüşme
Tutar, "Tarsus'ageridöndüğündeMar-
dindeki dokümanlar buraya getirümişti.
Evdeaynca 5 bilgisayarve scannerde var-
dL Ben, Selahattin Ürük, Mehmet Emin
Ekinci, Abdülhalinı ve Ata isiırüi arkadaş-
hrla birlikte 530 bin sayfahk örgütsel do-
kümanı bilgisayara tarama usulüyle kay-
dettik. Bu arada bu çahşmalannuz esna-
sındabulunduğumuzyere Hoca kodHa-
cı Inan ve tsa Altsoy da gekuTer. Bilgisaya-
ra ka>dettiğimiz dokümanlann CD'lerini
ahp Hüseyin Vetioğhı'na götürüyorlardı.
Dokümanı CD'lere kaydeftikten sonra
vakbk" diye konuştu.
Örgütün aranan yöneticilerinden Haa
Inan'ın, kendisini bir süre kaldığı Kon-
ya'dan Istanbul'a, polisin operasyon yap-
tığı eve götürdüğünü, Kavacık'taki bu ev-
de Hüseyin Velioğlu ile görüşrüğünü be-
lirten Tutar, evde Edip Gümüş, Hacı Inan
AFİD davası
14 şeriatçı
teröriste
ceza yağdı
tstanbul Haber Ser-
visi - Cumhuriyetm 75.
yıldönümü kutlamala-
nnda Anıtkabir'e
uçakla intihar saldın-
sı düzenlemeyi ve Fa-
tih Camisi'ni işgal et-
meyi planladıklan ge-
rekçesiyle yargılanan
şeriatçı "Anadolu Fe-
dere Islam Devleti
(AFto)" örgütü üyesi
29 sanıktan 14'ü, 3 yıl
9 ay ile 18 yıl 9 ay ara-
sında çeşitli eğır hapis
cezalanna çarptınldı.
15 sanığın ise delil ye-
tersizliginden beraat
ettiği karar duruşma-
sından sonra sanıklar
ve yakınlan olay çı-
kardı, bir polis memu-
ru yaralandı;
İstanbul 2 No'lu
DGM'deki duruşmada
karan açıklayan mah-
keme heyeti, Mehmet
Demir'i, "yasadışı ör-
güt içerisinde özeJ gö-
rev almak" suçundan
18 yıl 9 ay ağır hapis
cezasına çarptırdı. Sa-
nıklardan 10'u 12 yıl
6'şar ay ağır hapis ce-
zasına çarptıran mah-
keme heyeti, 1 sanığa 5
yıl, 2 sanığa da 3 yıl
9'aray ağır hapis ceza-
sı verdi.
Karann açıklanma-
sının ardmdan sanıklar,
kendilerini görüntüle-
mek isteyen gazeteci-
lere saldırmak istedi-
ler. Ancak güvenlik
güçlerinin barikatını
aşamayan sanıklar, bu
kez, cezaevi aracma
götürülürken gazeteci-
lere hakaret ettiler.
Karann okunması
sırasmda salona alın-
mayan sanık yakınla-
rından birisi, sanıklarm
araca bindirilmesi sıra-
sında gazetecilere taş
firlattı. Taşın isabet et-
tiği bir çevik kuvvet
polisi hafif yaralanır-
ken saldırgan gözaltı-
na alındı.
İĞ1NELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
rWAP-5Kl//
ve "Mehmet" kod adlıVeysi'nin de bu-
lunduğunu, Inan ve Veysi dışan çıktıktan
birkaç saat sonra polisin operasyon yap-
tığını bildirdi. Tutar operasyon anını şöy-
le anlattı: "Polis kapıyı çaldıktan sonra
Velioğlu'nun evde bulunan Kalaşnikof si-
lahla ateş ettiğini gördüm. Bunun üzerine
dışandan da bizedoğru ateşedflmeye baş-
landL Bu sırada Velioğlu'nun yere düştü-
ğünü gördüm. Ben de Kalaşnikoflardan
birini alarak rasgele, dışarrya doğru ateş
etmeye başladım. Edip Gümüş ise evde
bulunan bilgisayar ve CD disketlerinin
üzerineateş edip dokümanlan imha etme-
ye çahşryordu. Bir müddet bu şekilde ça-
tişma devam ettikten sonra Gümüş,bana,
polise teslim olmamızı teklif etti ve ben de
kabul ettinı. Böylece silahlanmızı yere bı-
rakarak teslim olduk. Bu ev Hizbullah ör-
gütünün ana kumanda merkezh dl"
Allah içiıt, ama~
Her şeyi "AHahiçin vapuklarmızannet-
anlatan Tutar şöyle devam etti:
"Oysa Allah için yapılan bir işte Allah
yardım eder. Ama Aflah bi-
ze olan yanümmı keserek
bu olaydadevieteyardnn et-
ti veörgütü çökertti. Demek
ki Allah bizimdeğil devletin
arkasındavmış. Çünkü Hü-
seyinVelioğlu, EdipGümüş
ve ben Cemal Tutar polisin
bizi hiçbirzaman yakalaya-
mayacağmı düşünüyorduk.
ADah istersebunaengel ola-
bilirdi. Ancak bizim bile
ummadığunız bir baskuıla
Türkne'de en çok aranan
sahıslardan biri öldürüldü,
diğer ikisi ele geçirüdi. Bu-
nunla beraber örgütün bu-
güne kadarki rüm bilgileri
de polisin eline geçti. Bun-
dan şunu anhyorum Id Al-
lah bu işe dur dedi ve bizi
büyük bir mağlubiyete uğ-
ram. Bir daha asla sniımı-
a doğrultamayacağımız bir
hak getirdi"
Hizbullah'ın amacı
Şeriatçı Hizb-üt Tahrir'in iddianamesi tamamlandı
6
Amaç Islam hilafet devleti^
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Ankara DGM Savcısı Talat
Şalk tarafından şeriatçı Hizb-üt
Tahrir hakkında hazırlanan iddi-
anamede, örgütün hilafet devleti
kurmak için yasadışı ve gizli ola-
rak çalıştığı vurgulandı.
Örgütün Türkiye sorumlusu
Ahmet Kıhçkaya'nın, yurdışında
bulunan üst düzey örgüt yönetici-
leriyle haberleşmesini ^ _ ^ _ _
e-mail ve faksla sağla-
dığı belirtilen iddiana-
mede, sanıklarm 1 yıl-
dan 10 yıla kadar hapis
cezalanna çarptırılma-
lan istendi.
Iddianamede, örgü-
tün Intemet'teki web ^ ~ ~ ^
sayfasında siyasi ideolojisi ve
amacınm "Hizb-üt Tahrir ne ru-
hanhetçi ne ilmi ne akademik ne
de hayu- işlerrvle uğraşan bir kitie
ohnayıp siyasi bir khledir" sözle-
riyle anlatıldığı kaydedildi. Örgü-
tün sayfasında, "Hizb-üt Tahrir,
Islam ümmetinL, düşmüş olduğu
şiddetli çöküntüden kalkındır-
mak ve küfiir fikirleri, düzenleri,
hükümlerinden kafir devletlerin
egemenliğinden, nüfuzundan
kurtarmak ga>esiyle kurulmuş-
tur. Çahşmasının gayesi, Allah'm
indirdiği ile yeniden hükmetmek
üzereIslam hilafet devletini tekrar
vücuda getirmektir" dendığine
dikkat çek*ıldi.
"Örgüte göre, demokrasi ileida-
reedilen ülkeler küfiirle idareedil-
• Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Talat Şalk
tarafindan hazırlanan Hizb-üt Tahrir
iddianamesinde örgütün laik düzeni yıkma
amacı taşıdığı vurgulandı. îddianamede,
sanıklann bir yıldan 10 yıla kadar hapis
cezasına çarptınlması istendi.
mektedjr" denilen iddianamede,
bu ülkelerin yönetimini indirmek
için her türlü mücadele, zamanı
gelince de silahlı mücadele yapıl-
masının planlandığı kaydedildi.
iddianamede, örgütün, kurul-
ması tasarlanan Islam devleti ana-
yasa tasansının olduğu anımsatı-
larak, bu tasan incelendiğinde
Hizb-üt Tahrir örgütünün laik dü-
zeni ve özgürlükçü düzeni yıkıp,
yerine din birliğinin esas almdıgı
din devletini kurmayı amaçladı-
ğmm anlaşıldığı belirtildi. iddi-
anamede, Muhammet Hanefi
Yağmur ve Mehmet Ahç' ın örgü-
tün sözde Türkiye eyaleti encü-
meni üyeleri, diğer sanıklann da
örgüt üyeleri olduklan anlatıldı.
iddianamede, Ahmet Kılıçka-
. ^ ^ ^ _ ya, Muhammet Hanefi
Yağmur. Mehmet Alıç
ve HaKs Yahnan'm Te-
rörle Mücadele Yasa-
sı'nın "örgütleriherne
nam altında olursa ol-
sun kurmak, faaliyetle-
rini düzenlemek ve yö-
netmek" hükmünü dü-
zenleyen 7/1. maddesi uyannca
5'er yıldan 10'ar yıla kadar hapis
cezalanna mahkûm edilmeleri is-
tendi.
Diğer 20 samğın da "örgüt
mensuplanna yardım etmek ve
propaganda yapmak" hükmü
uyannca 1 'er yıldan 5'er yıla ka-
dar hapis cezalanna çarptınl-
malan talep edildi.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
Hizbullah'ın amacınm,
tüm dünya üzerinde Islami-
yeti hakim kılmak olduğu-
nu anlatan Tutar, örgütün
yapüanmasıylailgili şu bil-
gileri verdi:
"Bu amacın gerçekleş-
mesi için pe>gamberin ha-
yaünı ve mücadelesini ör-
nek almak temel ilkedir.
Her ne kadar bu örnekten
çokça sapılmışsa da, düşün-
cebazında bu ükeve mmak
temel prensiptir. Islamiveti
hâkim küma aşamalannda
öncelik kendiniyetiştirmek-
tir. Ardından yakın çevreve
komşulara bu teWiğ yapdır.
Hizbullah,camiler okuDar,
köyler üzerinde çaüşarak
adam kazamr. Adam ka-
zanma için bire birferdi ala-
kalar yapdır. Bu flgüenme
devresinde özelükle akıcı
olan roman türü kitaplaria
flgDenen şahsa kitap okuma
merakı kazandınlır.
Daha sonra dini ve fıkri
kitaplar da okutularak bel-
fibirasamayagetirüir. Ala-
kaya ahnan şahıslara Uk
etapta örgüt hakkında hiç
bir açıklamada bulunul-
mazveörgütünyapısı, ama-
cı ve hedefi ve bu hedefe git-
medeuygulanacakyöntem-
ler söyienmez. Zaten hiç
kimse hedef nasıl gerçekle-
şecek,Islam devleti nasüku-
rulacak, tam olarak bflmez,
Biz bu devletin rejimini şu
şekildedeğiştireceğiz şekfin-
de net bir plan yoktur. An-
cak benim tahminkrime
göre bu uzun vadeli bir dev-
rim şeklinde olabüirdL"
[email protected]
Gazetemizde başlayan "Sol
Geleceği Tartşıyor" dizisi geniş
ilgi görüyor. Ulkemiz solunun
çeşitli kesimlerinin temel konu-
lardaki düşünceleri, belki de ilk
kez bu kadar geniş bir çerçeve
içinde kamuoyunun önüne çı-
kıyor. Ancak bu tartışma henüz
önümüzdeki tüm sorunlan
kapsamryor. Bu nedenle sanı-
nm bu tartışma burada bitme-
yecek, bir şekilde sürecek.
Solun önde gelen isimlerini
okurken kafama solun devlet-
le ilişkisi takıldı. Çünkü son yıl-
larda sol içinde, devleti tahlil-
de bazı farklılıklar ve aynşma-
lar yaşandı. Bu farklılıkiann ve
aynşmalann, köklerinin solun
geçmiş tarihinde de var oldu-
ğunu biliyoruz.
Devlet, en genel tanımıyla,
ülkeye egemen olan sınıflann
örgütlenmiş gücü. Şimdiye
Devlet ve Sol Muhalefet
kadar bütün sınıf ve tabakala-
ra eşit uzaklıkta bir devlet bi-
çimi keşfedilebilmiş değil. Bu
yüzden her devlet örgütlen-
mesi bir sınrfın ve o sınrfın müt-
tefiklerinin damgasını taşır.
Devlet, soyut değil, somut
bir kurumdur. Elle tutulur, göz-
le görülür. Devletin en temel
kurumlarından biri ordudur.
Yargı, yasama, yürütme ise
devletin diğer belli başlı örgüt-
lenmeleridir. Yani bir ülkenin
adaleti, meclisi, hükümeti ve
güvenlik örgütlenmesi, o ülke-
nin devletine rengini verir.
Devlet, 19. yüzyıldan bu ya-
na Fransız ihtilali sonrası, ulu-
sal özelliğiyle ön plana çıktı.
Yani genellikle devletler bir
ulusa dayanarak kurulup ör-
gütlendiler. Zaman zaman
farklı uluslann bir arada yaşa-
dığı devletler de ortaya çıktı.
Örneğin Avrupa'da isviçre;
Fransızca, Italyanca ve Al-
manca konuşan topluluklar-
dan oluşuyor. Belçika; Fla-
manca ve Fransızca konuşan
iki ayn ulusa dayanıyor.
Yani devlet belli sınıflara da-
yandığı gibi, genellikle bir ulu-
sa da dayanır. Ya da Yugoslav-
ya, Sovyetler Biriiği örneklerin-
de olduğu gibi farklı uluslara
dayanan federatif yapılı devlet-
lerde, bir ulusun egemenlik
kurduğu bıçimlere de rastlanır.
Dünyadaki sol hareket; e-
mek eksenli ortaya çıkıp geliş-
tiği için, kapitalist sistem altın-
da devletle karşı karşıya gel-
di. Kapitalist devletin var ol-
duğu koşullarda, hiç olmazsa
bu devletin sosyal karakteri-
nin gelişmesi sosyalistlerin,
sosyal demokrasinin temel
hedefleri arasında yer aldı.
Grevli-toplusözleşmeli sen-
dika hakkı, işsizlik sigortası,
yaşlılıkta emeklilik sigortası,
sosyal yardım, eğitimin toplu-
mun bütün kesimlerinin eşit
şekilde yararlanabilecek bir
hale getirilmesi gibi ekonomik
ve sosyal hakların yani sıra,
emekçilerin özgürce örgütle-
nebildiği bir siyasi ortamın ya-
ratılması da, kapitalist devlet-
lerde solculann işiydi.
Geçen yüzyıla, bu mücade-
leler damgasını vurdu. Avrupa
ülkelerinde bu noktada önem-
li kazanımlar elde edildi. Sos-
yalist ülkelerin varlığı, bu geliş-
melerde önemli roller oynadı.
Türkiye gibi ülkelerde ise,
sol muhalefet en temel hakla-
n elde edebilmek için bile çok
acılar çekti. Buna rağmen,
Türkiye'deki burjuva haklar,
yani burjuva demokratik dev-
rimle elde edilen haklar hep sı-
nııiı kaldı.
Aşın baskıcı ortam, "şeriat
tehdidi", "Kürt sorunu" gibi
sorunlar, bu haklann kazanıl-
masına karşı bir engel olarak
öne sürüldü. Solun bir kesimi
baskıcı devlet sisteminin sa-
vunulması noktasında kendi-
sine yeni bir misyon edindi.
Bu ise devleti tanımlamada
solun temel tezleri konusunda
bir kafa kanşıklığına yol açtı.
Devleti ve solu yeniden tar-
tışmaya ihtiyacımız var.
GLOBALPOLMKÜLTÜR
ERGIN YıLDıZOĞLU
CU, "Soguk Savaş' ve Sanat:
Bir Hegemonya Sorunu...
1980'lerde küresel düzlemde, önemli bir kültürel
kayma yaşandı. Biri ekonomik/siyasi, diğeri este-
tik/felsefi iki düşünce sisteminin egemenlıği kurul-
du. İlk anda birbirinden çok uzak gibi duran bu iki
düşünce sistemi, neo-liberalizm ve post-moder-
nizm, aslında siyasi sonuçlan iijbanyla birbirine sı-
kı sıkıya bağlıydı. Her ikisi de, insanlann kolektif ira-
desinin toplumsal sistemleri dönüştürme becerisi-
ne olan yüzlerce yıllık inancı, aydınlanma gelene-
ğini, ekonomik ve siyaseti yaşamın duzenlenmesi
alanından sürülüp atmayı amaçlıyordu. llerici güç-
ler, bu iki düşünce sistemiyle çeşitli türevlerinin, as-
lında bir uluslararası hegemonya mücadelesi-
nin, bu bağlamda, birazınlığın ekonomik, siyasi ge-
reksinimlerine uygun değişimlerin küresel çapta da-
yatılmasının aracı olduğunu uzun süre kavrayama-
dılar. Yepyeni, çağdaş bir dönüşümle karşı karşıya
olduklannı sandılar. Bu yanılgının fiyatı ise marjinal-
leşmek oldu.
Bugün bu dönem geride kalırken ilerici güçleraçı-
sından, bu yanılgıya nasıl düştüklerini anlamak, da-
ha da önemlisi bizzat bu düşüncelerin egemenlik
kurma sürecinin özelliklerini kavrayarak bundan
ders çıkarmak büyük önem taşıyor. Ama önce yine
bizzat bu iki egemen görüş tarafından hafızalardan
silinmeye çalışılan iki düşünürün, Karl Marx ve An-
tonio Gramsci'nin iki tespitini hatırlayalım. Karl
Marx, bir toplumda egemen olan düşünce sistem-
lerinin, aslında toplumda ekonomik güçleri ellerin-
de tutanlann düşünceleri olduğuna işaret eder. Bu
ekonomik güçlerie çelişkiye girecek olanlann önce
bu görüşlerin egemenliğiyle hesaplaşmalan gerekir.
Gramsci, bir sınıfın veya insan grubunun arzuladığı
toplumsal değişiklikleri gerçekleştirmek ya da var
olanı korumak için, toplumun büyük çoğunluğuna
lideriiğini kabul ettirmesinin gerekli olduğunu sap-
tar; buradan da hegemonya, (Yunanca, lider söz-
cüğünden) sorununu irdelemeye geçer. Perry An-
derson, New Left Review'un 100. sayısındaki
meşhur makalesinde, Gramsci'nin "hegemonya"
üzerine görüşlerini incelerken bir hegemonyanın as-
lında iki taban tabana zıt sürecin dryalektik birliğin-
den oluştuğuna işaret eder: Zorta dayatma ve gö-
nüllü kabul etme. Hegemonyanın kurulma süreci-
nin başlangıcında kimi zaman zor kullanılsa bile,
söz konusu topluluk, istenen değişiklikleri ideolojik
kültürel olarak benimserse, zor uygulanmasına gi-
derek gerek kalmaz.
•••
Toplumsal kabul gördüğü ölçüde, küreselleşme-
nin önünü açan ve emperyalizme kültürel siyasi di-
renişi, eleştirel tutumu engelleyen neoliberalizm ve
post modernizmin sanatçryı siyasetten soyutlayan
sanat anlayışının toplumda kabul görmesi sürecine
geri dönersek, dikkatle bakınca, tüm yenilik iddiala-
nna rağmen sürecin köklerinin 1950'lerde başlayan
bir siyasi müdahaleye kadar uzandığını görebılıriz.
Bu siyasi kültürel müdahalenin, ozaman hegemon-
yacı güç olarak yükselen ABD'den geliyor olması ise
tabii ki bir rastlantı değil.
Edebiyat ve Eleştiri dergisi mart-nisan sayısın-
da bu siyasi kültürel müdahalenin tarihine ışık tutan
bir çeviri yayımladı. James Petras imzalı yazı so-
ğuk savaş sırasında CIA'nın sanatçılarla olan ilişki-
sini inceleyen bir kitabı tanıtıyor. Petras, kaynağı 19.
yüzyılın başlanna kadar giden ve sonra modernist
ve avant-guard akımların gelişmesiyle marjinalle-
şen, gerçek sanat hiçbir siyasi, toplumsal pro-
jeye hizmet etmez, yalnızca sanat amacıyla ya-
pılır, tezinin CIA tarafından soğuk savaşta kul-
lanılmak üzere nasıl ve hangi yöntemlerie can-
landırıldığını, finanse edildiğini, bu tuzağa düş-
müş birçok sanatçının isimlerini de vererek aktan-
yor. Petras'ın yazısını okurken insan, 1980'lerde,
geçmişe tepki göstermeye çabalarken tarihin çöp-
lüğünden ödünç ahnan ve medyanın da yardımıyla
Türkiye'de hızla yayılan "ben istediğim gibi sanat
yapanm, kimseye de hesap vermek, bir anlama
da gelmek zorunda değilim" türünden görüşleri
hatıriamadan edemiyor doğrusu.
•••
Neoliberalizmin genel kabul görmesine gelince,
bu da bilinçli bir siyasi kültürel müdahalenin ürünüy-
dü. Bu konuya eğilen en iyi denemelerden biri 1997
yılında Dissent dergisinde yayımlandı. Düşünce-
lerin savaşı nasıl kazanılır Gramsci'ci sağdan
dersler başlıklı denemesinde, Suzanne George,
neoliberal düşüncenin köklerinin 1940'larda kuru-
lan, Mont Pelerin Society'e kadar gıttiğini, daha
sonra American Enstitute, Herttage Foundati-
on, Hoover Instrtue, The Cato Institute, Man-
hattan Institute for Policy Research gibi her za-
man, CIA ile ilişki kurumlarca desteklendiğini,
1970'lerde sistemli bir şekilde yayıldığını anlatıyor.
George, Francis Fukuyama'nın tarihin Sonu ma-
kalesinin nasıl sistemli bir şekilde basında pazarian-
dığını da ömek olarak veriyor.
Bu iki çalışmanın ışık tuttuğu süreçten, ilerici güç-
ler adına birçok ders çıkanlabilir. Ömeğin, sistemli
düşünceler/teoriler siyasi yaşamda yaşamsal bir
öneme sahiptir. Hiçbir sanat akımı, genelde düşün-
ce sistemi, siyasi yaşamın toplumsal anlamın dışı-
na kaçamaz, siyasi sonuçlara yol açmadan ede-
mez. Sanatçı, eserlerinin şöyle veya böyle siyasi
sonuçlan olacağını baştan kabul etmelidir. Bireyler
tarafından değil, kurumlar, kolektifler tarafından ve
sistematik bir şekilde savunulduklan ölçüde, yeni
görüşlerin bir yaygınlaşma şansı olabilir. Edebiyat
ve Eleştiri dergisindeki yazıyı okumanızı tavsiye
ederim. Yıllardır kuşkulandığınız, ama "komplo te-
orilerine" itibar etmediğiniz için, her aklınıza geldi-
ğinde geçiştirdiğiniz düşüncelerin doğrulandığını
göreceksiniz.
Sivil toplum gündemi
• Çocuk Vakfi "Çocuğun Cinselhğinin Sömürül-
mesine Karşı Hukuksal Koruma" konulu panel dü-
zenleyecek. Konuşmacı Prof. Dr. RonaSerozan. Va-
kıf binası-Nişantaşı. 17.30.
• Acıbadem Hastanesi Tatilya'da ücretsiz diş ta-
raması yapacak. 12.00-17.00.
• Boğaziçi Üniversitesi Kültür Merkezi'nde
"Türkiye'de KadmmYüzYıh" konulu panel gerçek-
leştirilecek. 09.00.
• tÜ Rektörlüğü ve Türk Gençliği'ne Hizmet
Vakfi'nca düzenlenen panelde Doç. Dr. TonguçGör-
ker, Türkiye'de Sağlık Politikası'm anlatacak. IÜ
Fen Fakültesi Konferans Salonu. Saat: 15.00.