Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12. NİSAN 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
17
Rize'nin
türbanlıları
Rize'de yolunuz
devletin kurumlanna
düştüğünde türbanlı
memurfarla
karşıtaşıyorsunuz...
Bayındırlık
Müdüriüğü'nde, Tapu
ve Kadastro
Müdüriüğü'nde, Devlet
Su Işleri
Müdüriüğü'nde,
Adliye'de, Ozei
Idare'de, Halk
Eğitim
Müdüriüğü'nde
ve tabii ki Milli
Eğitim'e bağlı her
kademedeki
okullarda...
Başbakanlığın kılık
kıyafet genelgesi
doğrultusunda
türbanlılann kimisine
kâğıt üzerinde işlem
yapılıyor, kimisine
yapılmıyor...
Kimisi uyanyı ciddiye
alıp türbanını perukla
değiştiriyor, kimisi
umursamıyor bile...
Müdürü hacı olmak
için Suudi Arabistan'a
giden türbanlı bir
memur sürekli rapor
ve izin alarak
durumunu idare
edebiliyor...
Bu arada, Rize
Valiliği'nin hizmet
binasının en üst
katında Çevre Sağlığı
Müdürlüğü'nün
bulunduğu bölümdeki
odalardan biri mescide
dönüştürüiüyor.
Rize'de türbanlılan
acaba kim kolluyor!
Elektronft posta: som9posta.cumhwiyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- CHPyt iktidara
bu hûkümet taşıyacakmış..
"Taşıma suvla
iktidara dönülmez!"
D
ün köşemizin sınıriannı zorlayan ve "cevap
hakkrnın sınıriannı aşan bir konuk ağırta-
dık... Belge olsun diye, Mehmet Nafiz Gü-
nal Holding Anonim Şirketi'nin açıklama-
sını aynen yayımladık. Açıklama "Kundu" başlıklı ya-
zımız üzerine gelmişti. O yaztda, Antalya'nın Kundu
köyünde 49 yıllığına tahsis edilen ormanlık alanda Top-
kapı Palas'ı inşa eden MNG Holding hakkında "Ya-
tınmı için gerekli izinlerin alınmasında hiç kuşkusuz
tüm kurallara harfiyen uyulmuştur" demiştik ama
Kundu Köyü Muhtan Yaşar Çakar'ın yakınmalanna
yer vererek belli ki holdingi rahatsız etmişiz.
Holdingciler, köy muhtannın Topkapı Palas'ın ka-
nalizasyonunun pis koku yaydığını ve holdinge tah-
sis edilen başka bir orman aianıyla köyün denize ula-
şımının kesileceğini kamuoyana duyurmasına ta-
hammül edememişler.
Bu tahammülsüzlüğün, bize yönelik cevap hakkı
sınırını aşan açıklama gibi köye gelen ve köylülerin
Yine Kundu
ne yaptığını kontrol eden jandarmayla bir ilgisi ol-
duğunu sanmıyoruz... Ancak, aldıklan orman tah-
sisini, açıklamanın bir yerinde 85.055 metrekare,
başka bir yerinde 85.500 metrekare olarak bildirme-
leri karşısında, amaçlannın doğrulan duyurmak de-
ğil, cevap hakkı sınıriannı aşan bir metin ile holding
propagandası yapmak olduğunu sanıyoruz.
Şimdi gelelim, bakanlık bürokratlanndan oluştur-
duğu bir inceleme komisyonunu Kundu'ya gönde-
ren Orman Bakanı Nami Çağan'ın dün yaptığı açık-
lamaya:
Topkapı Palas'ın, çay servisi verdiği bir tesisle
ağaçlandırılması gereken yanan orman alanına te-
cavüz ettiği görülmüş, bu tesisin yıkılması ve ayn-
ca kurulan bir naylon seranın kaldınlması istenmiş.
Topkapı Palas'ın su izale hattını, Orman Bakanlı-
ğı'na ait sahadan izinsiz geçirdiği saptanmış ve ge-
rekli izni alıp bedelini ödemesi talimatı verilmiş.
Bölgede, yaklaşık 75 dönümlük iki orman alanı dı-
şında tüm ormanlık alanların geçmiş yıllarda yapı-
lan bir yönetmelik değişikliğinden sonra peş peşe
birçok firmaya tahsis edildiği belirienmiş.
Kundu'da bakanlığın elinde kalan biri 15 öteki 60
dönümlük iki orman alanının, köylülerin denize ula-
şımını sağlamak için köy tüzelkişiliğine verilmesi
görtişü bakanlık tarafından benimsenmiş.
Yanan alanlann ağaçlandırılmasının yakından iz-
lenmesi karariaştınlmış.
Bu arada, MNG Holding'e Topkapı Palas'ın "golf
alanı" olarak yine Kundu'da tahsis edilen 460 dö-
nümlük alanın geri alınması istemiyle Antalya'da
Orman Bakanlığı aleyhine açılan dava için Orman
Bakanı olumlu konüştu... Bugüne dek orman tah-
sisi yapmayan Nami Çağan, çevrecilerin yanında...
SESSÎZ SEDASIZ (!) NURİKVRTCEBE
Yüksek Yerilim Hattı
Erdinç UTKU
Demirel "Istikrar Savaşı" gazisi oldu!
Öğrencileri Uyatro ile tanışhrmak
Keşke, Türkiye'de tüm öğrenciler,
ilköğretim çağında tiyatroyla tanışa-
bilse... Keşke, okulların tiyatro kolla-
n genç yeteneklerin sahneye çıkma-
sına önayak olsa, okul yönetimleri öğ~
rencileri her yıl en az bir kez tiyatro-
yagötürebilse...
Ve keşke, tiyatro "tepki"ye neden
olacak amaçlar için kullanılmasa!
Istanbul'daGüngören Kaymakam-
lığı, "kaymakamlığı güzelleştiıme der-
neği"ne para sağlamak için tiyatroyu
kullanmayı uygun bulmuş...
Kaymakamlık, özel bir tiyatro gru-
buyla anlaşmış...
1 milyon liralık biletler (Şe-
hirTıyatrolan'nda öğrenci bi-
leti 500 bin lira) okullara da-
ğıtılmış, öğrencilerin bilet al-
ması biraz zorunlu tutulmuş...
öğretmenler, biletleri satmak ve
hafta sonunda öğrencilerini tiyatroya
götürmekle yükümlü kılınmış...
Oyun için, ilçedeki spor salonu tah-
sis edilmiş...
Sahanın ortası sahne, tribünler sa-
lon olmuş...
Ses düzeni kurulmamış...
Çocuklar tribüne doldurulmuş...
Tiyatronun olmayan perdesinin açıl-
masıyla kapanması 35 dakika sür-
müş...
Saat başı matine yapılıp iki hafta
sonunda ilçedeki binlerce Öğrenci uy-
gun olmayan koşullarda "tiyatro" ile
tanıştınlıp, "kaymakamlığı güzelleş-
tirme derneği"ne birkaç milyar lira pa-
ra kazandınlmış...
*AYDINLANMA ATEŞt
tletişinı: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95
Bakırköy Cumok, uzun bir
aradan sonra tekrar toplanıyor
Adana Cumok
Adana Cumok, Cumhuriyet
K,itap Kulübü'nde yaptığı top-
lantıda, Haydar Babur'u baş-
kanlığa, Mustafa Berk, Hani-
fi Noyaner, Kubilay Oğuz ve
Ayşe Palo'yu başkan yardımcı-
lıİdanna getirdi.
Cumok, Adana genelinde ga-
zete okurunu mevcudun üç ka-
öna, Tûrkiye genelinde şündilik
iki katına çıkarmayı birinci he-
def olarak saptadı. Temsilciler
aralannda kurumlan ve kitle ör-
gütlerinı bölüşerek okur sayısı-
nın abone olarak arttınlması gö-
rüşlerinı benimseyerek işe so-
yundu.
Adana için Cumhuriyet okur-
lannı mümkün olan çok sayıda
bir araya getirerek her okurun da
iki okur sağlaması çahşmasını
başlattı. Türkiye genelinde ga-
zete tirajını yükseltme konusun-
da tüm okurlan göreve çağırdı.
Bu çahşmalan canlı tutmak is-
teyen Cumok yönetimi, mevcut
okur sayısının üç katına çıkanl-
ması için her ayın ilk pazartesi
günü saat 18.00'de önceden be-
lirlenen bir yerde toplantı yapa-
caklanıu belirtti.
Iletişim ve bilgi için tel:
0.322.453 09 16 (21.30-22.30
saatleri arasmda)
Çanakkale Cumok
1) 12 Eylül'de halkımıza çok
acılar çektiren, düşüncelerimi-
ze kelepçe vuran Kenan Evren
ve arkadaşlannın yargılanmala-
n için dava açan Adana Savcı-
mız Sacit Kayasu'yu kutluyor,
yürekten desteldiyoruz.
2) Çernobil gibi nükleer ener-
ji konusunda, POTAŞ, TÜPRAŞ
gibi özelleştirmelerde halkımı-
za gerçek dışı bilgiler veren ik-
tidan kınıyor, bu tür oyunlara
son verilmesini istıyoruz.
Bakırköy Cumok
'Bakırköy Cumok, nerede-
siniz' dıye soruyorlardı. Evet,
uzun bir aradan sonra biz Bakır-
köy Cumok olarak yeniden top-
landık. Fikirdaşlanmızla özlem
giderdik. Bakırköy Cumok bir-
likteliğinin kesintisiz devamına
karar verdik.
İlk toplantımızı 4 Nisan'da ça-
lışma programımızı oluşturmak
için Truva Folklor Araştırmala-
n Demeği'nde yaptık.
ADD Genel Merkezi
Büyük Atatûrk'ün "En Bü-
yük Türk Devrimi" olarak ni-
telediği laik Cumhuriyet'e sa-
hip çıkmaktaki duyarlılığa en
fazla gereksinim duyulan bir
1924 Anayasası'nda laikliğe aykın
kuralları ayManan 1222 sayılı
yasantn 72. yıldönümü nedeniyle
ADD Genel Başkanı Yekta Güngör
Özden 'in demeci;
"1924Anayasası 'nın 2. maddesindeM 'Tür-
kiye Devletinin Dini, Din-i hlâmdır'sözcük-
leriyle 16. maddesindeM milletvekili, 36. mad-
desindeki Cumhurbaşkanı andındageçen 'Vat-
iahi' sözcüğünün ve 26. maddesindeki
TBMM'nin dinsel hırallan uygulamasına iliş-
Mnyettisinin çıkanbnasmı öngören 10.04.1928
günlü, 1222 sayılıyasanm kabulünün 72.yıl-
dönümünü geleceğe yönelik en iyi dileklerle
veumutlarla kutluyoruz. 1921 Anayasası 'mn
1. maddesiyle benimsenen ulusal egemenlik
gerçekte taikliğin ilk kez hukuksal yaşama
girmesiydi. Ulusun olan veyabıızca ulusun kul-
hnacağı güç başkasımn olamazdı. Ahl, bilim
Mgerçek inanca, dine ve varsayıma karşı öz-
pmyerinialmıştı. Sonrakiyıllardagerçekleş-
frilen atıhmlar, yenilenmeler, Atatürk 'ün ön-
ieri olduğu Türk Devrimi 'yle kazamlanlar
i924 Anayasası 'na bilinçle konulan laikliğe
jykın sözcüMerin kaldınlmasım gerektirdiğin-
ien 1222 sayılı yasa ile anayasada değişik-
ikyapılaraklaiklikyönûndekigelismelergüç-
mdirilmiştir. Bağımsızhğın, özgürlüğün ve
=kmokmsinin kaynağı; siyasal, hukuksal ve ulu-
-»/ birliğin dayanağı, akılcılığın. bilimselli-
•4Jm, barışın, eşitliğin ve her alandaki aydın-
i anmanın en elverişli iklimi; inançlaryönûn-
Ifensaygın bir yansızlık olan laiklik toplum-
ûl banşın en etkin aracıdır.
dönemde siyasetçilerimiz ve
medyanın bir kesiminin irtica
konusunda; laiklikle asla bağ-
daşmayan ödünler vermeyi sûr-
dürmesini, ülkemizin gelece-
ği yönünden çok
tehlikeli görmek-
teyiz. Bu nedenle
yaşadığımız hu-
kuksal, sosyal,
ekonomik, siya-
saJ karmaşanın gı-
derilmesinde et-
kin önlemler
önermekve Cum-
huriyet değerleri-
mize sahip çık-
mak adına laik
Atatürk Cumhu-
riyeti konusunda
ödün vermeyen
demokratik kitle
örgütleri, üniver-
siteler, basın ilgi-
lileri, bilinçli
TBMM üyeleri ve
duyarlı aydınlan-
mızıbirgörüşme-
ye çağınyonız.
2000'li yıllann
Türkiyesi'nden
çok önemli ger-
çek belge ve gö-
rüntülerin sergi-
leneceği görüşme
yaıınsaat 11.00'-
de Çagdaş Sanat-
lar Merkezi'nde
(Kavaklıdere /
Ankara) yapıla-
caktır.
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net
ÇÎZGÎLÎK KÂMtL MASARACI
IlARBt SEMİH POROY semihporoy@yahoo.com
TARlHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 12Nisan
/NSANU /LKUZAY UCUdU!.
1361 'PE guGt/H, sovrerLSK. Btec/Ğt,
lUC KEZ 8/g INSAA/L/ AGAÇ
" " 6fOEA/ tZ/'-f/, 2?
Ç YUISl
İUC <O2MOAJprlu4e
LJEU GAGA£(M, +?ZS KfLO
Kİ A&4ÇL4 SiBfeyA'DAICİ
U2AY ÜSSÜMDEN Ft/SLATJLMfŞrr. VOSTOK
DUNYA Ç£VKESffJD£K/ TEK TVRU 89
P4KİKA SÜeMÛÇ, DAHA SOM&A KA8A-
YA iUfÇ YAPMtŞTt. Bil£.DEHBl&e
K4H&4M/1H OLAN SA6ARİN, 7-
Y/L SOMKA, RUTİN B/R
UÇUŞU AS'NM <A
Ç./IZEGEK
TÜRKKALPVAKFI
"Çocuk Kardiyolojisi"
TürkKalpVakfi
kalitesi ve titizliğiyle
hizmetinizde
79 Afeyıs Cd. No: 8 Şışli/İSTANBUL
Tel: (0 212) 2120707 (pbxj Faks: (0 212) 2126835
Yaşam, kalbin iki vuruşu arasındaki zamandır.
Kalbinizi koruyun.
TÜRK KAIP VAKFI
19MayısCd.No:8Şışlı/ISTANBUL
Tel: (0212) 212 07 07
(pbx)10Hat
Faks:(0212)2126835
PANO
DENİZ KAVUKÇUOGLU
Chayetmi?.. Tamam, Ama...
Taksim Meydanı'nda bıçaklanarak öldürülen
Ingilizler, Istanbul uçağına bindiklerinde, birkaç
saat sonra öldürülecekleri hiç akıllanna gelme-
miş olmalıydı. Onları "namus", "renk", "bayrak"
aşkına öldüren Türkler için de aynı önceden bi-
linmezlik geçerliydi hiç kuşkusuz... Ne var ki bir-
birlerini daha önce hiç gönmemiş, hiç tanımamış
bu genç insanlar, hayatlarının önceden tasarla-
madıklan bir anında karşı karşıya gelmişler ve olan-
lar olmuştu...
Bizler, bu cinayetleri aynı gece televizyon ek-
ranlannda izlemiş, aynntılarını ertesi gün gaze-
telerde okumuştuk. Herkesin öfkesini kabartan
bu cinayetlerdeöldürenler kadaröldürülenlerde
suçlanıyordu. Taksim Meydanı'nda karınları de-
şilerek yaşamlannı yitiren Ingilizler, öldürülmek için
ellerinden ne gelmişse yapmışlardı. Basındaki
kimi yorumculara bakılacak olursa, "ölüm" pek
beklenmedik bir şey değildi onlar için aslında...
Ya öldürenler?.. Eğer birilerini öldürmeyi tasar-
lamamışlarsa, birilerini öldürmeyi düşünmemiş-
lerse, niçin bıçak taşıyorlardı üzerierinde o zaman?
Herhalde elma, armut soymak için değil! O hal-
de hiçbir anlaşılamaz yanı yoktu bu ölümlerin...
"Taksim cinayeti", potansiyel katillerle potansi-
yel maktullerin beklenen, orada olmazsa bura-
da, dün olmamışsa bugün, ama bir gün mutla-
ka gerçekleşecek karşılaşmalanndan başka bir
şey değildi...
Hem her Allah'ın günü ırz, namus ve mukad-
desat için işlenen onca cinayete tanık olunan bir
ülkede, "ulusal onur" gibi yüce bir kavramın söz
konusu olduğu bir cinayetin şaşılacak bir yanı ola-
bilir miydi ki? Böyle bir cinayet "olağan" bir gün-
de Izmir'in Kordon Boyu'nda, Ankara'nın Kuğu-
lu Parkı'nda ya da Antalya'nın Kale Içi'nde de iş-
lenebilirdi. Kimse bu cinayete şaşırmaz; haberi
gazetelerin iç sayfalannda küçük başlıklarla ve-
rilirdi.
Kısacası bu anlaşılabilir cinayet, "cinayet" ola-
rak tamamdı, ama günü, yeri, koşullan yanlış se-
çilmişti... Daha doğrusu talihsiz bir rastlantıydı bu...
Ulusça bir futbol takımının peşinde Avrupa'da za-
ferden zafere koşarken bir avuç kendini bilmez
terbiyesizin, iki Ingilizin kamına vurduğu bıçak dar-
beleriyle sarsılmıştık... Olacak şey miydi bu? Ya
UEFA'nm kafası kızıp da bizi düşlerimizden uyan-
dıracak bir karar ahverirse?.. Ölabilecekleri en-
gellemek için kollanmızı sıvamıştık. Acar gaze-
tecilerimiz arşivleri didik didik ediyor, Ingiliz "ho-
oligan "lannın geçmiştekı ayıplannı bir bir gözler
önüne seriyorlardı. Bizler bu cinayetlere nasıl şa-
şırmamışsak, Batılılar da şaşırmamalıydı. Bir ci-
nayetin kurbanı olmak, bir "hak edişti" sonuçtal..
Arayan "belasını da, mevlasını da" bulurdu... O
iki Ingiliz de, o akşam Taksim Meydanı'nda be-
lalarını aramışlar, bulmuşlardı... Ama biz Türkler,
her şeye rağmen "zarif" insanlardık! Cinayet ye-
rini çiçeklerie donatacak kadar zarif insanlar...
Yanlış zamanda, yanlış insanlan bıçaklayan ka-
tiller ise en ağır cezalara çarptırılmalıydı! Onların
da geçmişleri araştınlıyor, ne kadar kirii çamaşır-
ları varsa, ortaya dökülüyordu. Kısacık geçmiş-
leri kapkara lekelerle dolu bu katiller, toplumu-
muzun yüz karalarıydı gerçekten... Bu karmaşa
içinde hiç kimse bir futbol maçı uğruna ölmenin,
öldürmenin ne kadar aptalca bir şey olduğunu
dile getirmiyordu. Herkes bir şeyler söylüyor, ama
hiç kimse öleni de, öldüreni de bu aptallığa sü-
rükleyen koşullan deşmek istemiyordu. Oysa fut-
bol profesyonelleşip milyonlarca doların döndü-
ğü bir "sermaye sektörv"ne dönüştükçe, futbol
kulüplerinin sermaye tavanlarıyla yoksul yandaş
tabanları arasmda gıderek büyüyen uçurumların
dibinde insanlan kendi hemcinslerine karşı ya-
bancılaştıran, düşmanlaştıran, "aptallaşma"söz-
cüğünün hafif kaldığı bir "ruh hali" gelişiyordu.
Taksim cinayetindetaraf olan Ingilizlerin de, Türk-
lerin de aynı sosyal katmanlardan gelmelerı bir
rastlantı değildi. Yandaşı olduklan kulüplerin ser-
maye döngülerini yöneten başkanlan "şeref tri-
bünü"nde yan yana oturup pür neşe puro tüttü-
rürierken onlar sokaklarda birbirlerini öldürüyor-
lardı. Ölenler de, öldürenler de hep "on/ar"dan
oluyordu. Niçin ölüp, niçin öldürdüklerini bil-
meyenler için ne kadar acımasızdı hayat...
(Faks:0 212 723 84 97)
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Harekete
geçirilmiş. 2/
Beraberinde 2
yağmur getir- 3
meyen güçlü
firtına... "Seni
düşündükçe /
Atlara
veriyorum"
(Ilhan Berk).
3/ Kerestelik 8
birağaçcinsi... g
Kokmuş hay-
van ölüsü. 4/ Yavru ya
da yemiş verecek du- 1
ruma gelmiş olan hay- 2
vanyadaağaç...Silah 3
olarak kullanılan, iki 4
ağzı da keskin uzun 5
bıçak. 5/ Tatlı bir çö-
rek... Bir aydmlatma
aracı.6/Osmanlıdev-
letinde, akmcılaroca-
ğının komutanı. 7/ Ta-
1 2 3 4 5 6 7 8
vır, davranış... Tahitili kadınlardan esinlenerek oluş-
turulmuş bir plaj giysisi. 8/ Özbekistan'da tarihi bir
kent. 9/ Kireç kanştırılan tekne... Birleşmiş Millet-
ler'e bağlı Gıda ve Tanm Örgütü'nün simgesi.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Divan edebiyatmda, beşer dizelik bentlerden olu-
şan nazım biçimi. II Mevki, makam... Tane. 3/ Ha-
sattan sonra tarla ya da bahçelerde kalan ürünleri
toplama. 4/ Pamuk, yün gibi şeyleri eğirmekte kul-
lanılan araç... Avrupa'da yaşayan bir halk... Konut.
5/ Parlak kırmızı renkte bir süs taşı... Kabuğundan
çıkanlmış ve kurutulmuş hindistancevizi içi. 6/ Ni-
zım Hikmet'in bir oyunu... Yarık, yırtık. II Bir As-
ya ülkesinin başkenti... Sergen. 8/ Notada durak
işareti... Seçkin. önemli. 9/ Bir nesnenin uzayda
kapsadığı yer... Yapısına girdiği sözcüğe "kendi
kendine" anlamı katan yabancı önek.