Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 19 MART 2000 PAZAR
4 HABERLER
Türkiye'nin 2010 yılında 375 milyar kilovatsaat enerji ihtiyacı olacağı varsayımı fantezi olarak nitelendirildi
Enerji biirokrasisi lol>ilere tesbm
DUNYADA BUGUN
ALÎ StRMEN
Cumhupiyefe Kanat
Gerenler
Sevgili, .
Arife sabahı llhan Abi'ye telefon açtım, sesi bir kı-
nktı.
- Sesiniz iyi değil, bir şey mi oldu? dedim.
- Mengü'yü kaybettik sabaha karşı, yanıtını verdi.
Otuz yıllık dostum, annemin gençlik yıllanndaki öğ-
rencisi, Zeus yüzlü, grafık sanatının ülkemizdeki ön-
cülerinden biri, sinema ve tiyatroya büyük katkılarda
bulunmuş olan degerli sanatçı, çağımız için genç sa-
yılacak yaşta ölmüştü.
Yüzünü çepeçevre saran sakallan, o keskin bakı-
şı, iri gövdesi, gürteyen kahkahalanyla Mengü, bili-
yorum yalnız bende değil, pek çok kişide bir Zeus iz-
lenimi uyandırmıştı.
Görkemli görünüşü ve sakalları yüzünden, herkes
onu olduğundan yaşlı sanırdı.
Oysa son bir iki yıla kadar, ne çökmüş bir hali var-
dı, ne de yaşlı bakıştan. Biraz dikkatle baktığınızda,
gülüşündeki neşe içinin ve yaşının gençliğini ele ve-
rirdi.
•••
Mengü Ertel'in sinema ve tiyatromuza katkılann-
dan, uluslararası alanda adını duyurduğu grafik sa-
natımızdaki yerinden söz etmeye gerek yok. Bu ko-
nuları değerlendirmek ne benim haddimdir ne de
söyleyeceklerim insanlara yeni bir şeyler getirir.
Yaşamımızın ortak yıllan ve anılan var.
Mengü de benim gibi, bir scooter (küçük motosik-
let) tutkunuydu. Kırklı yaşlanna kadar dev cüssesi-
nin altında ufalıp kaybolmuş izlenimi veren Lambret-
ta'sı ile dolaşırdı. Dostu, on parmağında on martfet
olan Av. Merih Sezen gibi.
Sonra Lambretta'yı ben aldım ondan. Birkaç yıl da
ben kullandım. Güç yıllardan ve askerlikten sonra,
1973 sonbahannda Yeni Ortam'da yeniden yazma-
ya başladığımda, Mengü'ye motoru satacağımı söy-
ledim.
- Neden satryorsun? dedi.
- Deli misin dedim, rrtotosiklet sırtında gezen ada-
mın yorumunu kimse ciddiye almaz. 0 gürleyen kah-
kahalanndan bihni patlattı.
Mengü sinemanın tutkunuydu ve en ufak bir ay-
nntıya bile dikkat ederdi. Bir gün, filmin sonundaki je-
nerikleri kesen işletmeciyle, "Sen yapıtın bütünûnü
nasıl bozarsın" diye gürültülü bir tartışmaya girdiği-
ni anımsıyorum.
Başka bir gün de, hep yetenekli insanlar arasında
büyümüş olan oğlu Murat'ın çalışmalanna bakıyor-
duk. Murat, babası Mengü ve de büyük dayısı
Turhan Selçuk gibi grafık sanatlanyla mı, yoksa kü-
çük dayısı llhan Selçuk gibi yazıyla mı uğraşacağına
tam karar verememiş, yazdığı bir öyküyü aynı za-
manda resimlemişti.
• • •
Birlikte birçok anımız, geçirilmiş güzel günlerimiz
var Mengü ile. Son olarak, kimin olduğunu hatırlaya-
madığım bir cenaze töreninde bir araya geldik. Çin
yemeği sevip sevmediğini sordum "Bayılınm" dedi.
Teşvikiye Camii'nin hemen arkasında, bir yakınımın
çpk güzel bir Çin lokantası olduğunu söyledim. "GJ-
ddim" dediyse de, gidemedik, Turhan Selçuk, has-
ta olan Mengü'nün yorulmasından çekindiği için alıp
arabasıyla eve götürdü.
Mengü'nün beni en fazla duygulandıran yönlerin-
den biri de, TRT'nin yaptığı "Cumhuriyet'e Kanat
Gerenler" dizisindeki sunuculuk katkısıydı.
Birçok gerçek değerin kaybolduğu, bellek sığlığı ile
geçmişle ilgisizliğin alıp başını gittiği, vefanın anlamı-
nıyitirdiği birtoplumda, "Cumhuriyet'e Kanat Geren-
ler" dizisi, toplumumuza omuz vehp ileri götürenle-
re bizlerin de vefa borcunu ödeyen değerii bir çalış-
maydı.
Ve sunucu olarak Zeus yüzlü adamın yani Men-
gü'nün seçilmiş olması da, büyük bir. isabetti.
Çünkü Mengü'nün kendisi de, yaşamı, sanatı ve
çevresiyle Cumhuriyet'e kanat gerenlerden biriydi.
istanbul valiliği
'Newroz' yazılı
afîş yasaklandı
lstanbul Haber Servisi-
IstanbulValilıği, HADEP
lstanbul II Başkanlıgrnın
21 Mart tarihinde Şişli
Abide-i Hürriyet Meyda-
nı'nda yapmak istediği
Nevruz kutlaması, Sed O.
tel'de düzenleyeceği Nev-
ruz resepsiyonu ve genel
merkezce bastınlan
"Newroz - Banş - Özgûr-
hlk" ibareli afışe izin ver-
medi. Valilikçe resepsiyo-
na izin verilmemesinde
HADEP tarafindan yapı-
lan başvuruda "NevtToz"
sözcüğünün kullanılması
etkilioldu.VahVekıliOs-
man Demir. redde gerek-
çe olarak Siyasi Partiler
Yasası'nın "Siyasi partile-
rin Türkçeden başka dil
kuHanamayacaklarT
hükmünü gösterdi.
tstanbul VaüVekiü De-
mir, HADEP 11 Başkanlı-
ğı'nın konuya ilişkin di-
lekçesine verdiği yanıtta,
Ulusal Bayram ve Genel
Tatiller Hakkındaki Ka-
nun uyannca Nevruz'un
ulusal bayramlar arasında
sayılmadığını anımsattı.
Demir'in yazısında şöyİe
denildi:
"Müracaat düekçeniz-
de yer alan *Newroz' ke-
Kmesi yazüış itibariyle
Tûrkçe bir ketime değfl-
dir. Siyasi Partiler Kanu-
nu'nun 81. maddesinde
'Siyasi Partiler Türk-
çe'den başka dil kullana-
mazlar' hûkmü bulun-
maktadır. Kanuna uygun
şekflde müracaat etmeniz
halinde değerlendirmeye
HADEP lstanbul II
Başkanı Kemal Peköz,
son iki yüdır Istanbul'da
yapmak istedikleri etkin-
liklerin hiçbiıine izin ve-
rilmediğini belirtti. Pe-
köz, Izmir, Aydın, Mani-
sa, Diyarbakır'ın da arala-
nnda buhınduğu 11 ilde
kutlamalara izin verildi-
ğini hatırlattı. Peköz,
"Sanki Diyarbakır'da ge-
çertiolankamınlarlstaıı-
bul'da geçerü defü gibi ya
da lstanbuTda ayn bir O-
HAL varnuş gfl)L Bu Is-
tanbul'u yönetenlerm
partimize karşı önyargısı
olduğunu gösteriyor" de-
di.
Siyasi Partiler Kanu-
nu'ndaki kelimelerin hiç-
birinin Türkçe olmadığı-
nı ifade eden Peköz sözle-
rini şöyle sürdürdü:
"Ortadoğu ve Ortaasya
halklan bu bayramı yeni
gûn anlanunda "nevvroz'
olarak kuHanıyoriar.
'Türkçe değildır' diye ya-
saklamaya kalkmak akıl
dışL Hukuki girişimlerde
bulunacağız. dava açaca-
ğE. Bu bayramın adı New-
roz'dur biz de Nevvroz ob-
rak kudamak istiyoruz.
n
Peköz, defalarca müra-
caat ettüderi halde lstan-
bul Valisi'nin kendileri ile
görüşmediğini kaydetti.
Demokrasi Hareketi Gi-
rişim Grubu adına yapılan
yazılı açıklamada, geç-
mişte yaşanan acı Nevruz
kutlamalanndan "dersler"
çıkanlması gerektiği bildi-
rilerek herkes sağduyulu
olmaya davet edildi.
BANUSALMAN
ANKARA - Emek cephesinin hazırla-
dığı "Enerji Karmaşası \e Halkuı Çıkar-
lan" raporunda, kısa, orta ve uzun dö-
nemli enerji gereksinim projeksiyonla-
nyla, enerjıde "karanlıktakalınacağı'' id-
dialannın "fantezi" olduğu ortaya konul-
du. Raporda çizılen projeksiyonlara gö-
re, 2010 yılında Enerji Bakanlığı'nın be-
ürttiği gibi 375 milyar kilovatsaat değil
182 milyar kilovatsaat, 2020 yılında da
550 milyar kilovatsaat değil, 260 milyar
kilovatsaat enerji gereksinimi oluşacak.
Raporda aynca "Elektrik enerjisi bürok-
rasisi nükleer santral lobileri ile >"ap-işiet-
devret veyap-işlet lobilerine teslinı olmuş-
tur. Lobflerin dayatnidan sözdeçözümler-
lesadeceelektrik sektöründeverflecek im-
trvuzlaria on müyariarca dolarhkekborç-
lanma getirecektir'" denildi.
Kamu Işletmeciliğini Geliştirme Mer-
kezi Vakfi, Türk Mimar ve Mühendis
Odalan Birliği, Elektrik Mühendisleri
Odası, Türk-lş, Tes-lş Sendikası, Petrol-
Iş Sendikası Türkiye Maden-tş Sendika-
sı, Kamu Emekçileri Sendikalan Konfe-
derasyonu, Enerji-Yapı Yol-Sen tarafin-
dan hazırlanan raporda, Türkiye'nin 2010
yılında 375 milyar kilovatsaat ve 2020
ydında 550 milyar kilovatsaat brüt ener-
ji ihtiyacı olacağı varsayımı "fantea" ola-
rak nitelendirildi. Raporda, şu saptama-
lar yapıldı:
"Bu varsayunlar, 'Hiç altyapı yatınrm
yapmayacağim ve bugünkünden daha kö-
tü bir yönetimle enerjiyi çarçur edece-
ğim' demektir. Yalnız dağıtjın hatlannda
yapılacak yabnmlaıia \iizde 10'Iuk bir
iyileştinne sağlanırsa bu talep tahminleri
otomatikman viizde 10 aşağı çekilecektir.
Gerek geçmiş yıllar trendi incekndiğinde
gerekse gelişmiş ülkelerin durumuna ba-
küdığında böylesine abartüı bir talebin ol-
maj-acağı görülmektedir."
Raporda, gelecek 10 yılda, yalnızca
elektrik üretimi için 90 milyar dolar ya-
tırun gerektiği söylemine göre, enerjinin
iletilmesi, dağıtılması ve sanayide kulla-
nılması için 360 milyar dolar daha yatı-
nm yükü oluştuğuna dikkat çekildi.
Elektrik sektöründe yüzde 20 olan dış
kaynak bağımlılığınm, 2020 yılına ka-
darki planlara göre \uzde 56'ya >üksele-
ceğine dikkat çekilerek •'Elektrik enerji-
si bürokrasisi nükleer santral lobileri ile
>ap-işlet-devTCt ve >ap-işlet lobüerine tes-
lim olmuştur. LobUerin dayatnklan sözde
çözümleriesadeceelektrik sektöründe w-
rilecek inıtiv^zlarla on milyarlarea doiar-
hk ek borçlanma getirecektir" denildi.
Raporda, kısa dönem projeksıyonunda,
dağıtım kayıplannm 5 yılda yüzde 18 'den
yüzde 10'a düşürülmesi, kaçaklann yüz-
de 4'te, iletim kayıplarunn yüzde 3.4'te
kalması ve yıllık enerji talebinin yüzde 8
artması öngörüldü. Buna göre, 2000'de
95 milyar 40 milyon kilovatsaat net tüke-
tim karşısında, brüt üretımın 127 milyar
817 milyon kilovatsaat; 2004'te 129 mil-
yar 300 kilovatsaate çıkacak net tüketım
karşısmda brüt üretimin 160 milyar 953
milyon kilovatsaat olması gerekecek.
Orta erim projeksıyonunda, dağıtım
kayıplannın yüzde 10l
a uıdirilmı§ oldu-
ğu, kaçaklann sıfirlandığı, iletim kayıp-
lannın aynı kaldığı ve ilk 5 yılda yıllık ta-
lebin yüzde 7, ikinci 5 yılda yüzde 5 ar-
tacağı varsayıldı. Buna göre, 2009'da net
tüketimin 181 milyar 351 milyon kilovat-
saat, brüt üretimin 215 milyar 711 milyon
kilovatsaat; 2014'te net tüketimin 231
milyar 455 milyon kilovatsaat, brüt üre-
timin 275 milyar 309 milyon kilovatsaat
olması gerekıyor.
Çözümyollan
2000-2004: Termik santrallann kapasi-
te kullanımı, kademeli olarak yüzde
41 'den yüzde 56'ya çıkanlabilir. Bu oran
gelişmiş ülkelerde yüzde 70'ler civann-
da. Kurulu 14 bin 364 nıegavatlık termik
santrallardan ancak 46 mihyar kilovatsa-
at elektnk üretılmekte. 5 yılda kademeli
olarak yapılacak yaünmlarla termik sant-
rallarda yüzde 15 fazla kapasitenin kul-
lanılabilir hale gelmesi, yıllık 15 milyar
kilovatsaat fazladan üretim demek. 4 bin
megavatlık hidrolik ve doğalgaz santralı
kurularak kurulu gücün 31 bin megavata
Depremzede
çocukların
bayram tatili
Deniz Kuvvederi Komutanbğı'nın
depremzede çocuklar için hanrladığı tatil
programı dün Danca Kuş Cenneti \«
Heybeüada ruruyla sürdü. Bolu, Dûzce,
Adapazan bölgelerinden 29 çocuk .Deniz
Kurmaj Yarfoay Taner Akka> a eşliğinde önce
Danca Kuş Cenneti'ni gezdiler. Daha sonra
Heybeliada'ya giden çocuklara Deniz
lisesi'nde çeşitii hediyeler verildi ve okul
tanırıldı. Adada favton gezisinde neşeli
dakflcalar geçiren çocuklar, gezinin morallerini
yükselrtiğini söytediler. Tuzla'daki Deniz Harp
Okulu'nda misafîr edilmekte olan çocukların
13 Mart'ta başlayan tstanbul ve çevresindeki
kühür gezisi bugün sona erecek. Çocuklar
bugün Deniz Harp Okulu personeü ve
aileteriyle vedalaşüktan sonra vaBKkler
aracıbğıyla aüeierine teshm edilecek.
Parti temsilcilerinin anayasa değişikliği pazarlıklannda 83. madde gündeme gelmiyor
Dokunulnıazbktan vazgeçîlmiyor
ANKARA (Cumhurrvet Bürosu) -
TBMM'de geçen yasama döneminde
milletvekili dokunuunazlıklanmn
sımrlandınlmasına ilişkin anayasa
değişikliği önerisi reddedilirken; bu
dönemde de anayasa değişikliği
pazarlıklannda 83. madde gündeme
bile gelmiyor. Seçim meydanlannda
dokunulmazlıklann sınırlandınlması
konusunda nutuklar atan parti
temsilcileri, 83. maddede değışiklik
konusunda uzlaşamıyor.
Reddedümişti
TBMM'nin geçen yasama
döneminde tüm parti liderlerinin
imzasım taşıyan ve milletvekili
dokunulmazlığma sınırlama getiren
anayasa değişikliği önerisi
reddedildi. 21. dönemde de, tahkım,
cumhurbaşkanlığı seçimi, partilerin
kapatılmasuım zorlaştınhTiası ve
kıyak emekliliğe anayasal dayanak
hazırlamaya ilişkin değışiklikler
gündeme getirildi. Tahkimle ilgili
anayasa değişikliği önerileri de
kabul edildi.
Anayasa değişiklikleri güncel
hesaplara göre gerçekleştirilirken
yasama dokunulmazlığıyla ilgili 83.
maddeye hiç "dokunuunadı".
Anayasanm 83. maddesinde son
derece gerüş bir dokunulmazlık
çerçevesi çiziliyor. 83. madde
konusunda, partiler farklı görüşler
taşıyor. DSP'nin geçen yasama
döneminde TBMM Başkanlığı'na
sunduğu öneride, yasama
sonımsuzluğunun kapsamı
Ruhsatsız silahlarla gözaltına alınmışlardı
Çakıcı'nın adamlan tutuklandı
tstanbul Haber Servisi - Kartal
Cezaevi'nde tutuklu bulunan
ülkücü mafya elebaşısı Alaattin
ÇakKi'nın, kardeşi Gencay
Çakıcı'ya "konuna" olarak
verdiği ve ruhsatsız silahlarla
yakalanarak gözaltına alınan 3
adammdan 2'si çıkanldıklan
nöbetçı mahkeme tarafindan
tutuklandı. Kartal Özel Tip
Cezaevi'nde bulunan Alaattin
Çakıcı'nın, kardeşi Gencay
Çakıcı'ya "koruma olarak
verdiğj" bildirilen 3 kişi,
Çakıcı'nın avukatı Muhittin
Yüzüak'ın otomobılınde yapılan
aramada 2 adet ruhsatsız silah ile
birlikte polis tarafindan
gözaltına alındı. Ruhsatsız
silahlar balistik incelemeye
göndenlirken, gözaltına
alınan 3 kişi sorgulannın
tamamlarunasının ardından
Üsküdar Adliyesi'ne çıkanldı.
Nöbetçi savcılıkta ifadeleri alınan
Alper Günalan, SaHh Levest Yöcd
ve İlker kıskaç daha sonra nöbetçi
mahkemeye sevk edildiler.
Ilker Kıskaç ve Salih Levent
Yücel çıkanldıklan nöbetçi
mahkeme tarafindan
tutuklanırken, Alper Günalan
tutuksuz yargılanmak üzere
serbest bu^kıldı.
milletvekillerinin Mecüs
çalışmalanndaki oy ve sözlerini
Meclis dışında tekrarlamalanna
ilişkin sınırlama kaldınlarak
genişletiliyor.
Koşullu karar
DSP önerisinde, milletvekili
seçilmeye engel suçlara paralel
olarak taksirli suçlar hariç, bir yıl
veya daha fazla hapis, ağır hapıs
veya ölüm cezasmı gerektiren
cürümler ile zimmet, ihtilas,
irtikap, rüşvet, hn^ızlık,
dolandıncıhk, sahtecilik, inancı
kötüye kullanma, dolanlı
iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla
kaçakçılık, resmi ihale ve alun
satımlara fesat kanştırma, devlet
sırlarmı açığa vurma, ideolojik
veya anarşik eylemlere katılma
ve bu gibi eylemleri tahrik
ve teşvik cürümlerinden birini
işlediği öne sürülen milletvekilinin
yakalanması veya tutuklanması,
ortada ağu- cezayı gerektiren bir
suçüstü hali bulunması veya
Meclis'in o yönde karar vermesi
koşuluna bağlandı.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
çıkanlması ve kayıp-kaçak oranlannın
düşürülmesiyle bu dönem sorunsuz geçi-
rilebilir. Rüzgâr santrallan konusunda pi-
lot uygulamalar başlatılarak 5 yılda en
azından 2 bin megavata çıkanlmah.
2005-2009: Termik santrallar yüzde 55
kapasitede kullanılmalı. Rüzgâr santral-
lan 5 bin megavata hedeflenmeli. Bu dö-
nemde ihtiyaç duyulan 14 bin megavat ek
gücün. 3 binmegavatı rüzgâr santrallann-
rlan, 1.000 megavaü jeotermalden, geri
kalanı da hidrolik, linyite dayalı termik ve
doğalgaz santraüanndan karşılanabilir.
Devlet, güneş pilleri teknolojisinin öğre-
nilmesi için ARGE teşviklere ve pilot uy-
gulamalara yönelmeli.
2010-2030: Büyüme ve enerji talebinin
azalacağı, rüzgâr santrallan ile güneş pil-
lerindepilotuygulamalann yaygmlaşaca-
ğı uzun dönemde, 2020 yılında 60 bin
megavathk, 2030'da 75 bin megavat ku-
rulu güç gerekecek. Bu gereksinim ulu-
sal sınırlar ıçerisinden, hidrolik, jeoter-
mal, rüzgâr, linyıt ve dışandan doğalgaz
alınarak karşılanabilir. .' " Â
Türkiye etabı ilerliyor
Mavi Akım'da
60kilometre
hat döşendi .<
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -
Türkiye, Rusya Federasyonu'ndaa'Ka-
radenız altından geçecek bir boru hattı
ile doğalgaz alımını öngören Mavi Akım
projesi için çalışmalannı hızlandırdı.
Ankara'nm Haymana ılçesınde kurulan
şantiyenin döşediği boru hattının 60 ki-
lometreye ulaştığı bıldirildi.
Projenin Samsun-Ankara arasındaki
kısmını gerçekleştiren OHS konsorsiyu-
munun Genel Koordinatörü Aslan Kaya,
kamulaştırma çalışmalannın da bitmek
üzere olduğunu belirtti.
2001 yılı şubat ayında bitirilmesi he-
deflenen projenin müteahhitliğini. Rus
Gazprom'un ana inşaat şırketi Stroyt-
ransgaz ile Türk firmalan Haznedaroğ-
lu ile Öztaş yürütüyor.
Mavi Akım projesi de ilk kez deniz al-
tında bu kadar derinde doğalgaz boru
hattı döşenecek. Bunun ıleride önemli
tehlikeler doğuracağı uyansında bulu-
nan uzmanlar, hattın inşa ve bakım ma-
liyetinin yüksekliği nedeniyle hüküme-
u^in doğalgazda^pçeüği b* BjtPJeMeıveı;-
;,mesini eleştirmişlerdi. HükümeUi\JÖÇf;-
çihinı Mavi Akım'dan yana kullanma-
sında ANAP kanadinın,etl31ı öîdügu da
öne sürülmüştü.
Mavi Akım Projesi ile Rusya'nınTür-
kiye'ye sağlamayı taahhüt ettiği gaz,
Rusya'nın zengın doğalgaz rezervleri-
nin bulunduğu Zapolyarnoye, Berego-
voye sahalanndan. Bırleşik Gaz Dağıtim
Şebekesi ile Izoblynoye bölgesine akta-
nlacak. Daha sonra bu gaz Karadeniz'in
altından Samsun'a ulaştınlacak.
Proje kapsammda 3 kısım halinde ve
eş zamanlı olarak inşa edilecek tesisler,
Rusya topraklan içindekı 373 küomet-
relik kara boru hattı ve bu hat üzerinde-
ki kompresör istasyonlan, 396 kilomet-
relik Dzhugba-Samsun arası, Karadeniz
geçişi ve Samsun ile Ankara-Temelli
arasındaki 501 kilometrelik Türkiye top-
raklan içinde kalan kara boru hattı ile öl-
çüm ve kompresör istasyonlannı kapsı-
yor. Rusya topraklanndakı kaynak ça-
hşmalan, 4 Şubat 2000 tarihınde başla-
tıhnıştı. 396 kilometre uzunluğundaki
projenin Karadeniz geçişi ve Rusya Fe-
derasyonu topraklan içindekı kısmı, Ital-
yan ENI grubu ve Gazprom arasındaku-
rulan, inşaat ve işletme ortaklığı tarafin-
dan gerçekleştirüiyor.
Mavi Akım doğalgaz boru hattının
Karadeniz geçişini, dünyanm deneyim-
li firmalanndan Italyan SAIPEM fîrma-
sı yürütüyor. Bu yıl temmuz ayı sonuna
kadar 501 kilometrelik hattın tüm boru
ve gerekli ekipmanının temin edilmesi
planlanıyor. Projenin tamamlanmasıyla
2001 yılı nisan ayında getirilecek doğal-
gazuı, Samsun, Amasya, Çorum, Yoz-
gat, Kınkkale ve Ankara'da kullanıma
hazu- hale gehnesi hedefleniyor.
oralcalislar@yahoo.com
Sosyalizm, 20. yüzyıl boyunca ka-
pitalizme karşı bir seçenek olarak,
etkin bir işlev yerine getirdi. Kapita-
listsistem içindeki "sosyal devlet" il-
kesi, grevli ve toplusözleşmeli sen-
dika hakkının kazanılması, sömür-
gelerin bağımsızlık kavgası gibi bir
dizi hesaplaşma; yüzyıl boyunca in-
sanlığın ileriye doğru ilerlemesini
sağladı. İkinci Dünya Savaşı'nda
dünyanın dört biryanında komünist-
ler, faşizme karşı direnişin öncüleriy-
diler. Bütün bu mücadelelerde sos-
yalistler toplumun vicdanı oldular.
Sosyalizmin varlığı, kapitalistlerin
sürekli kendi sistemlerine çekidüzen
vermelerini sağladı. Sosyalist ülke-
lerde emekçileryeni bir dünya kurar-
larken kapitalizm de bu rüzgârdan
nasibini aldı, emekçi haklanna dikkat
eden bir çizgi izlemek zorunda kaldı.
20. yüzyılda sosyalizm olmasaydı,
bugün kazanılmış birçok hakkın, bir-
çok bağımsızlığın, özgürlüğün yerin-
de yeller esecek, en azından kaza-
nılmış haklar daha geride bir yerler-
de kalacaktı.
Bu etkin konumuna rağmen sos-
yalizm, yüzyılın sonuna gelindiğinde
eski gücünü yitirdi. 20. yüzyılın seçe-
Geçmişle Doğru Hesaplaşmak
neği olan sosyalizm ne yazık ki 21.
yüzyıla girerken büyük bir bunalıma
girdi.
• • •
Bu bunalımın çok çeşitii nedenle-
ri var. Birinci neden sosyalizmin he-
nüz emekleme çağında olması. Bir
başka neden; sosyalizmin geri ülke-
lerde yasama geçmesi ve bu ülkeler-
deki hertürlü geriliğin sosyalizm adı-
na uygulanmaya kalkışılmasıydı.
Böyle olduğu için, sosyalizm teorisi-
ne de bu gerilikler olmazsa olmazlar
olarak girdi.
Örneğin bunlardan birisi proletar-
yadiktatörtüğüydü. Proletaryadikta-
törtüğü, geri ülkelerde, toplumu yu-
kandan aşağıya değiştirmeye karar-
lı bir azınlığın, işçi sınıfı adına her tür-
lü yetkiyi kendi elinde toplaması ve
başvurduğu her türiü zoru sınrfa mal
etmesiydi.
Bunun sonunda, olağanüstü yet-
kili küçük bir azınlık, sosyalist ülke-
lerde başvurduğu despotizme, "pro-
letarya diktatöriüğü" adını verdi. Sta-
linizm, en güçlü sosyalist ülkede, en
uzun süre iktidarda kalan bir Itderin,
sosyalizmi kendi gerçekliği ve geliş-
mişliği içinde uygulamasıydı. Tek
parti ve tek şefe bağlılık temelinde
uygulanan bu despotizm, Sovyet-
ler'e uzun süre egemen oldu. Bu
egemenlik, dünyanın dört biryanın-
daki sosyalistleri ve komünistleri de
etkiledi.
Tıto, Troçki gibi birkaç önder dı-
şında dünya komünistleri Stalin'le
biriik oldular. Özellikle İkinci Dünya
Savaşı döneminde Hitler'e karşı di-
renen Sovyetler Birliği, insanlığın
umuduydu. Sovyet halkı bu savaşta
olağanüstü bir direnç gösterdi. Ko-
münistler, Almanya'dan Fransa'ya,
Italya'dan Yunanistan'a kadar dün-
yanın dört bir yanında örnek bir öz-
veriyle direnişin başına geçtiler.
•••
İkinci Dünya Savaşı'ndaki büyük
başan, komünistlerin iç hesaplaş-
masının göz ardı edilmesine neden
oldu. Stalin'in uygulamalanyla ev-
rensel bir boyut kazanan despotik
sosyalizm anlayışı bir türiü masaya
yatınlmadı. Stalin, 1953 yılında öle-
ne kadar komünist dünyanın en et-
kin önderi olarak kaldı.
Stalin'in ölümünden sonra yürütü-
len kampanya ise ne yazık ki, Sov-
yetler'in temel hatalannı göz ardı e-
den bir şekilde yürütüldü. Sanki so-
run yalnızca Stalin'in kişisel zaafla-
nymış gibi değeriendirildi.
Sovyet sisteminin despotik işleyi-
şi, çapsız parti bürokrasisinin ege-
menliği, diğer ülkelerdeki komünist
partileri üzerinde kurulan korkutucu
baba otoritesi Stalin döneminden
aynen devralındı. Sistem ciddi bir şe-
kilde sorgulanmadı. Eskiden Stalin'i
övenler bu kez Kruşçev'i ve Brej-
nev'i överek günah çıkardılar. Yıkılan
sadece Stalin'in heykelleriydi. Yerine
başka heykeller dikildi. Bu yüzden
geçmişle ciddi bir hesaplaşma ya-
şanmadı.
Dünyanın birçok yerindeki aydın-
lar da Stalin döneminde esen rüzgâ-
rın etkisiyle Stalin'i sevdiler, ona
inandılar. Sonra, Kruşçev dönemin-
de ortaya çıkanldığı söylenen ger-
çekler karşısında ise şaşkına dön-
düler. Kitaplannı, yazdıklannı çizdik-
lerini sırf bu açıdan gözden geçirdi-
ler. Tıpkı Stalin döneminde olduğu
gibi tarihi yeniden yazdılar.
Sistemi ve kendi geçmişlerini doğ-
ru dürüst sorgulamayanlar Sovyet-
ler'in çöküşüyle karşılaşınca büyük
bir paniğe kapıldılar, birçoğu kendi
ülkelerinin burjuvazileriyle birleşti.
Geçmişte enternasyonalizmi Sov-
yetler'le işbiriiği olarak anlayanlar, bu
kez kendi burjuvazilerinin milliyetçi-
liğiyle uzlaştılar.
Sosyalistler, yaşanmış sosyalizmi,
kendi yaşadıklannı samimi ve içten
bir şekilde sorgulamak zorundalar.
Bugün birçok ülkede kendi burjuva-
zilerinin milliyetçiliğinin peşine ne-
den takıldıklannı da.
Kapitalizmin egemen olduğu bu
dünya, insanlığa hâlâ acı veriyor.
Sosyalizm seçeneği uzun olmayan
bir aradan sonra insanlığın yeniden
gündemine gelecek. Haksızlık, ada-
letsizlik, eşitsizlik oldukça onun kar-
şrtı sosyalizm de var olmaya devam
edecek. Bu nedenle sosyalistlerin
geçmişle doğru hesaplaşması önem
kazanıyor. ' '