Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 19 MART 2000 PAZAP
10 PAZAR YAZELARI dishab@cumhuriyet.com.tr
Isveç,
tarafsızlığın
hangi
tarafında?
Diğer ülkelerin sosyal demokratlan da
böyle mi, bilmiyorum; yalnız buradakiler
epey ilginç. Isveç'te iktidarda olan Sosyal
Demokrat Işçi Partisi, geçen hafta.sonu
olağandişı bir kongre yaptı. Avnıpa Para
Birfiği'ne (EMU) girip girmeme konusunda
karan delegeler verecekti. Isveç;
Yunanistan, Ingiltere ve Danimarka'yla
birlikte EMU dışında olan 4 ülkeden biri.
Danimarka, eylül ayında yapılacak halk
oylamasıyla işi bir karara bağlayacak.
Yunanistan şu sıralar Brüksel'e, "tşte
tamam.. biz ekonomimizi düzetttik"
diyerek EMU'ya girme başvurusunda
bulunacak. Blair'ın Ingılteresı'nin ne
yapacağı belli olmaz. Isveç ise, EMU
sınavından geçebilmek için gerekli
koşullan daha iki yıl önce yerine getirdi
ama, her zamanki tavnyla "Önce başkalan
denensin, bakalım nasıl ohıyor" diye
qyala(n)maktaydı. Ne var ki Başbakan
Göran Persson ve maiyeti, 8.5 milyonluk
lsveç'in Avrupa'nın kuzey köşesinde
gıderek marjinalleştiğini görünce yavaş
yavaş rota değiştirmeye başladı. Kongre'de
delegelerin çoğunluğu EMU'ya girmekten
yana oy kullandı. Bu yönde karar alındı
ama, işte o noktada Isveçli sosyal
demokratlar, o ilginç ve özgün yanlannı bir
kez daha ortaya koydular: EMU'ya girme
konusunda
başvuruda
bulunmadanSTOCKHOLM
GÜRHAN
UÇKAN
önce
halkoylaması
yapılacaktı!
Haydaa... Bir
köşe yazannın
belirttiği
™"™~~~"~""^™"-
^""~ "Isveç
parlaınentosundaki halkın temsifcikrini
Norveçiiler ve geyikler mi seçmişti?!"
Üstelik halk daha önce Avrupa Birliği'ne
girme konusunda yapılan halkoylamasında
"ewt" dememiş miydi? Göran Persson &
Co., ileride çıkabilecek pürüzlerden ötürû
kendini garantiye almak istiyordu çünkii.
"Eee, ne yapahrn, halk öyle istedL." Rota
değiştirmeler yalnızca EMU konusunda
görülmüyor; lsveç'in ünlü tarafsızhğı
konusunda da benzer durum görülmekte.
Isveç, NATO'ya üye değil de Avrupa'nın
az sayıda bloksuz ülkeleri arasında. Ama,
banş için NATO üe ortak askeri
operasyonlara kaüJabiliyor. Üyesi olduğu
Avrupa Birliği, NATO ile "Banşa koruma
ve gerginliği azaltma" hedefiyle ortak bir
asken güç oluşturmayı gündemine aldı.
AB'nin donem başkanlığını yapmakta olan
Portekiz'de yakında yapılacak zirvede
gündemde olan konulardan birisi de bu.
Aynca, adını koymadan zaten süregelen bir
ortaklık var. AB'nin en agırlıklı ülkeleri
NATO üyesi. Karikatürcü olsam, bu nefıs
sanatı becerebilsem, şöyle bir şey çizerdim:
Adamın biri boğazına kadar bataklığın
çamuruna batmış. Bir yandan da bağınyor:
"Girmedim ha!_* Tam bu sırada ABD'nin
eskı Savunma Bakanı Casper NVeinberger,
sessiz sedasız oturduğu köşesinden bir laf
edip ortalığı kanştırmaz mı?!
"Benim bakantağun sırasmda NATO
denizatblart tsveç karasulannda cirit ara,
Bundan herhaide İsveç hükümetinin haberi
vardı._ NATO, kendi güvenUği için başka
ülkelerin deniz savunmasını test edryordu."
Hiç kuşkusuz, J9801İ yıllann başlannda
susamurlannı ve balık sürülerini denizaltı
sanarak kovalayan lsveç'in o zamanki
Başbakanı Ingvar Karisson ve zamanın
savunma bakanı, derhal
"Öyle bir şey yok" filan dedi.
Derken birisi Casper Efendi'nin .:
' •
kulağına birşey fısıldamış olmalı ki kendisi
ertesi gün ağız değiştirdi, yanlış
yorumlandığını söyledi. oysa söylediklerini
harfiyen banda kayıtlıydı-ve yanlış
anlaşılmayacak bir şey yoktu. Evet, Isveç
tarafsız ama, vaktiyle bir savunma
bakanının dediğı gibi "Tarafoz ama,
Baü'dan yana tarafsz-." Sosyal
demokratlar, birkaç yıl sonra yine bir
olağandışı kongre yapıp NATO'ya evet
derler ve bir de halkoylaması yapıp işi
sağlama alırlar. Öyle ya, "Demokrasflerde
çözüm bitmez-"
'Doğru adres ve ilkelerde' buluşalımRivayete göre 1960'h yıllann başında,
Fransız şarkı geleneğinin en ünlü ismi,
Belçikalı Flaman şarkıcı Jacques Brel
Fransa'nın güneydoğusunda bır konsere
giderken özel taşıtı anzalanır. Sanatçı o
gece yörenin en büyük yerleşim merkezi
olan, 3. Napoteon'un (1808-1873) -hani
şu meşhur Louis ön ekli Bnunaire
lakaplı. darbeci olanı, imparator olanın
da yeğeni- "resmi" miman Jean-Leon
J'erome'un (adamcağız
"cumhuriyetçilerin" hışmma uğramışmış
zamanında. ama ne kadar soyu tükenmiş
"eski tiifek muhafazakâr" varsa hepsini
bulup çıkaran Amerika onu da son yanm
yüzyılda epeyce 'değerlendirmiş'!), faks
aletinin babası Edouard Belin. tiyatro-
sinema sanatçısı Edwige Feuiliere gibi
kişiliklenn memleketi Vesoul'a (Vözul
okunur) sığmır. Kısa bir süre sonra
besteleyeceği bir şarkjsına o gecenin
anısına bu küçük kentin adını verir.
Brel'in düş dünyasındaki "Doğu"nun
sınınndadır kent. Şair-yabancı için
yitirilmiş, hiçbirzaman
gerçekleşememiş buluşmalann merkezi
"Doğu". Kahramanmaraş-Afşin kökenli
ve Vözul Fransız-Türk Dostluk Derneği
Başkanı Abbas Yüdız'ın babası Celal'in
"BatT hülyasının da odağı Haute-Saöne
bölgesinin 33.000 nüfuslu
Vözul kentidir. 1970'li
yıllann başında "Asya"dan
"daha güzel bir hayat"
dileğiyle yola çıkıp
Almanya'dan savrulan baba
Yıldız, kendince "Baü"nın
limitlerinde, şimdilerde
Türkiye'nin her yakasından ^ — — •
gelmiş 250 kadar Türk'ün
yaşadığı Vözul'da karar kılar. Dişini
tırnağma takarak çalıştığı orman
işçiliğindeki tek amacı çocuklanrun
kendisini geçmesidir. Oğul Yıldız,
Peugeot fabrikasında teknisyen olmuş,
Abbas'ın oğlu Fatih, 7 yaşmdaki torun
Yıkbz için hedef mühendislik ve en
azından belediye meclisi üyeliği olarak
konmuştur. Bugün "VözuKJacques Brel
Ortaokulu"nda öğretmenlik yapan bir
çıft, Martine ve Jean-Marc Tberouanne,
1968 bahannın meltemleriyle "Asya"ya
olan sevgi ve sadakatlan sinemaya olan
aşklanyla birleşince 1995 yılmda
Fransa'ya bir "Doğu" penceresi açmaya
karar verirler.
Çok sınırlı olanaklarla kurduklan ve
çoğunlugun gönüllülük esasına dayanan
ve kısmen de belediye meclisi, il ve
bölge yönetim kurullanndan alınan
PARIS
UĞUR
HÜKÜM
sembolik mali destekli bir
dernekle, özgün çabalannı
somutlarlar: "Asya
Fümleri".
Geçen hafta 20 Asya
ülkesinden katılan 40
yönetmen, 40 filmle,
6'ncısı tamamlanan (7-14
— — Mart) "Vözul'nn Asyah
Filmkr FestivalTnde, 5 yıl
süreyle belediyenin sunduğu bir "halk
ödünj"yle yetinilmiş. Şenliğe kent ve
yöre hatta ülke seviyesinde artan ilgi,
amatör düzenleyicileri farklı bölümlerle,
yeni iki ödül daha koymaya itmiş. Bu yıl
ilk kez "Asyalı Süıemacı" veya "Asya'a
uzmanJar"dan oluşan dört kişilik bir
"jûri" oluşturulmuş.
Onlann verdiği "büyük ödül"e ek olarak
bir de kentteki 3 lisenin yirmi kadar
sinemasever (sinefil) öğrencisinin takdir
ettiği "Bdgesd VkJeo Gençlik Ödülû"
tespit edilmiş. Therouanne çıftı ilk kez
1998'de Aöf Yılmaz ve Derviş Zaim'in
birer filmiyle "Asya Filmleri"ne katılan
Türkiye'den muhatap bulmakta
zorlandıklannı ifade ediyorlar. 1999'da
Ömer Kavur'un "Saat KulesT ve
Memduh Ün'ün "Zıkknnm Kökü»nü
ağırlayan Vözul, bu yıl "Türk
Sinemasına Saygı-Hommage" düzenledi.
Yılmaz Güney'den "Duvar", Erden
Kıral'dan "Hakkâri'de Bir Mevsim",
Ömer Kavur'dan "Gizü Yüz" ve Yılmaz
Arslan'dan da "Yara", Vözullu
meraklılar ve ziyaretçilerle buluştu.
Resmi yanşmaya katılan 6 filmden biri
olan "Yara"nm genç yönetmeni Yıhnaz
Arslan ve baş kadın oyuncusu Yeida
Reynand, fılmin göstensinde hazır
bulunup 450 kişilik tıklım tıklım bir
salondaki izleyicilerin zaman zaman
önyargı ve bilgisizlik kokan, fakat çoğu
zaman ilginç ve dostça sorulannı
cevapladılar.
Yanşmalı bölümde olsun dışında kalsın,
şenliğe bizzat katılan Bangladeşli,
Filistinli, Vietnamlı, Lübnanlı hatta
Fransız yönetmenlerden hiçbirinin
Yılmaz Arslan kadar ilgi görmemiş
olması, acaba "6. Vesoul Asya Filmleri
FestivaH"nin büyük ödülünü "Yara"
fılminin almış olmasını açıklayabilir mi?
Böylelikle Almanya'da yaşayan
Yılmaz Arslan'Ia, Fransa'da yaşayan
Yelda Reynaud'un "Yara"sının
lstanbul, Antalya şenliklerindeki ve
Max Opbtıb ödülleri başanlannın pek
rastlantı olmadığı bir kez daha
kanıtlanıyordu. Bu güzel tablonun tek
eksıgi Vözul sakini Türklerin festival
süresince neredeyse ortalıkta hiç
gözükmeyen varlıklanydı. Gerçekte
Türk-Fransız uyumunun güzel bir örnegi
olan Abbas Yıldız, bu "yokluğu"
çalışma hayatının zorluğu ve kalabalık
ailelerin sinemaya gitmelerinin getirdigi
mali yükle açıklıyordu. Aslında Bay
Therouanne'ın eski bir Türk
öğrencisinden birkaç gün önce aldığı bir
mektup soruna farklı bir yanıt
getiriyordu. Ebru kardeş diyordu ki:
"Geçen sene sizden Kemal Sunal'ı davet
etmenizi istemiştim. Ömer Kavur'u
getirdiniz. Ama ben Kemal Sunal'ı
görmek isthorum. Zira onu başka türlü
hayat boyu göremem. l manm ki bu jil
onu getirirsiniz." Öğretmeni festival
sırasında maalesef eski öğrencisi Ebru
ve yakınlannı göremedi...
Jacques Brel'in Vözul'a ithaf ettiği
özlem ve mizah dolu ezgide olduğu gibi
"Kaçınlmış Randevulara" yanmanın bir
anlamı var mı kı? Önemli olan yeni
"randevulan" kaçırmamak. Yeter ki
"Doğru Adres ve tlkeler"de buluşalım.
Yoksa ha "Doğu" olmuş ha "Baö"! O
"randevulara", sizce "Asyah" veya
"Avrupah" veya "Afiikah" olarak
katılmak arasında bir fark olabilir mi?
Duvarları
yıkıp
kaçtılar
Tayiand'ın başkenti
Bangkok"ta bir çocuk
tutukevinde isyan çıktı.
1\ıtukevindeki güvenlik
önlemlerinin
arttınlmasını
protesto eden yaklaşık bin
genç, duvarlan yıkıp
kaçtL Ola> yerine gelen
yüzlerce polis, göz
yaşartıa bombalaria
isyanı bastınp gençleri
yeniden tutukcv inc soktu.
Olayda çok sayıda polis
yaralanırken birkaç genç
de kaçmayı başardı.
• (Fotoğraf: REUTERS)
Birpazar da böyle geçti!
lstanbul'da
çevresindekilere,
"Amsterdam'da
AMSTERDAM
dediğınde
çoğunlugun
tepkisi
benzeşiyordu.
"Orada da öyle ™"^~'^"™~^""
şeyler oluyor mu?" deniliyordu.
Bundan çıkan sonuç, bu Avrupa ve
Avrupah imajımızın oldukça
abartılı olduğuydu. Genellikle vur
deyince öldürürüz ya. O hesap.
Avrupa, ya alçaktır, ya zemzemle
yıkanmış. Evet, sonuç olarak
burada da hırsızhk olur, cinayet
olur, ırza tecavüz olur. Az da olsa
rüşvet de olur, yolsuzluk da... Ama
haksızlık etmeyelim. Amsterdam'da
üçüncü katta oturuyorsunuz.
Hastalığınıza bel fıtıgı teşhisi
konmuş. Bu daireye çıkıp inmeniz
zor olur diye, size zemin katta veya
birinci katta ev edınebilme hakkı
tanınır. Amsterdam'da kiralık da. **••>
olsa ev edinebilmenin aslanın
ağzında olduğunu bilenler bunun
değerini anlayacaklardır. Bu kez
ÖMER
FARLK
ClRAVOĞLU
Münih'in ortasında arabesk bir dünyaBelki çok şaşıracaksınız ama, Münih'te
hâlâ daha tek bir Türk kitapçı dükkânı
yok. Ve inanın bu gidişle açılacağı da
şüpheli. Aşağı yukan on yıldır tanıyıp
aşina olduğum, her köşesini adeta
ezberlediğim bu şırin kentte bırakın bize
ait bir kitapçıyı, bir "Türkevi" bile
açamamışız.
Fi tarihinde 62. vilayetimiz diye kasılıp
övTindüğümüz, bınlerce Türkün gelip
geçtiği ve bugün ise neredeyse elli bine
dayanmış Türk nüfusuyla Münih'in bu
eksikliklen bizım açımızdan bir "ayıp"
olarak algılanmalı. Evet, Internet çagında
"kın)"luğa özenen toplum olmak İcötü.
Görüntüler kötü. Her köşe başında
neredeyse bır dönercinin yer aldığı bu çok
kültürlü şehirde çok çarpjcı zıtlıklan da
insan bir arada yaşıyor. Ornek mi... Örnek
yığmla. Afgan marketinin yarunda Türk
kahvesi ve berberini, az ilerde ttalyan
pizzacı ıle Yunan tavernasını ve Meksika
ban ile Türk kasabını yan yana
görebilirsiniz. Almanlar isteristemez bu
görüntüleri kabullenmiş haldeler. Sadece
Münih'te her on bir kişiden birinin
yabancı olmasına ne buyrulur.
Hafta sonlannda ise kentin tam göbeğinde
yer alan "arabesk manzaralar" bir âlem.
MUNIH
Özellikle merkez gan civanndaki Bayer
Caddesi, Goethe ve Lendwehr caddeleri
arasında kalan üçgende oluşan
"köktendinci estetik" inanın
Almanları bile çileden çıkanyor.
Hem de arabesk görüntüler.. aklınız durur.
Çember sakallı tarikatçı takımının
marketleri ile dip dibe "seks sbop" furyası
tam bir komedi. Para kazanıp
biriktirmekten başka düşünceleri
olmayan, hayli
cimrileşmiş, kitap ve
kültüre aldırmayan
Almanya'daki bizim
klasik "gurbetçi"
tiplemesinin en
karakteristık örnekleri
Münih'te toplanmış
vaziyette sanki. Ve
-islami holding''ler ise — — —
cirit atıyor... Isimleri
"cüut" ya da "hicret" sözcüklerinden
oluşan mücrim tiplerin bir araya geldiğı
dükkânlan göre göre zamanla
kanıksıyorsunuz. Kasetçi, dönerci, bakkal,
seyahat bürosu, exportçu ve banka
curcunası içinde nasılsa bir de Türk
avukat var. Türk insanımn dertlerini
öğrenmek için arada sırada "Kalaycı
hukuk bürosu"na takılmak ilginç..
Münih'teki bürokrat ve banka
müdürlerinin arada bir uğrayıp
dertleştikleri, kahve höpürdettiği böyle bir
iki yer daha var
Hauptbahnhof'ta...lnternet çağında
Münih'te yaşayan yabancılann
kendiliğinden "gettolaş&ğT köşelerin
başında burası başı çekıyon. "Dind
estetikle" yogrulmuş vitrinlerin önünden
geçerken sinirlerim bozuluyor.
Yalnızlığın acısını duyuyorum.
Şu sırada kararmış yüzlü eski
binalann yıkılıp yeni otellerin
dıkıldiğı merkez gannın
önündeki ünlü Türk lokantası
"Haa Baba" da artık tarihe
kanşacak.. Biryenileşme
kıpırtısına karşın bağnazlığın,
———« yobazhğm sınttığı dükkân
vitrinleri can sıkıcı.. Kendimi
bir kasetçiye ahp yeni çıkan CD'lerle
oyalanmak en iyisi... Sezen Aksu'nun şu
sıralarda çok satan "San Odalar"ı
dinleyerek ince ince yağmur çiseleyen
cumartesilerde sokaklan arşınlıyorum.
Sezen'in duygulara hükmeden bu şarkısı
ile düşler kuruluyor uzaklarda..
Münih'teki bütün Türk diskolan ve
EROL
ÖZKAN
barlannda en çok dinlenen bu "single"
arada bir yanımdan geçen, Türk
gençlerinin arabalannda da gümbür
gümbür çalıyor.
Gülümsüyorum. İşte Bayer caddesindeki
bu "arabesk manzalar"dan sıynlmanın
yolu, Türk tiyatroseverlerin
bir araya geldiği "Robinson"dan
geçer hafta sonlan.. Aynca yine yıldızı
parlayan "Jackie O" adlı Türk diskosunu
da gidip görmek lazım. Faşing
curcunasının ardından, Münih Belediyesi
Kültür Dairesi'nin yabancılara yönelik
kültür festivali 10 Mart ile 7 Mayıs
arasındaki etkinliklerle kentin yaşamına
renk getirecek şu günlerde. Resim,
sinema, tiyatro ve müzikal gösterilerin yer
alacağı etkinliklerde "Şür'in Düğünü",
"Yasemin", "Almanya Almanya" adlı
filmlerin yanı sıra ikisi Türk ve biri
Yunanlı sanatçıdan oluşan "Pesüs"
grubunun "Ege bndan" adlı oyun da tam
beş kez tekrarlanacak.
Evet Hauptbahnhof'ta düzenlenecek bu
festivale ilgi olacak mı, olmayacak mı
bilmiyorum. En iyisi düş kurmak. Güzel
günlerin düşleri. Acaba 2000'li yıllann
başında Münih'de bir Türk kitapçısı
açılacak mı? Ne dersiniz!
çevredekiler, "Vay be!
Sisteme bak" tepkisini
haklı olarak
gösterdiler. Hem
ihtiyaca göre evleri
ekonomik dağıtan
sistem, hastayı,
bakıma muhtacı da
^"™^~^~~ koruyordu. Refah
görece paylaşılıyor, sistem rüşvetini
dağıtıyordu. Ev taşımanın ağır yükü
omuzlanndayken, KULSAN'ın
konseri imdadma yetişti.
Amsterdam'da tamdıklan görmenin
neredeyse tek yolu bir etkinliğe
katılmaktır. Biraz bu yüzden, biraz
da dost ahbap görüriiz diye Tropen
Museum'un yolunu tuttu. Etnik
müzik vardı. Suriye, Ermeni ve
Pontos müziği olduğunu biliyordu.
Grubun yansı da Türkiye'deydi.
Sekiz kişi idiier.. ancak K.ULSAN
sekızini birden getirtemediği için
Yunanistan'daki yansını getirmişti.
Esasen onlan dinlemeye gitti. lyi de
ııetmişti. 'Oyoy Fadime'yi,Gel^j'^1'
haböyle haböyle'yi bile söyledıler.
Kemençe ve tulum eşliğinde * * ;
fınalde horon teper gibi bile
oldular. Adnan, her zamanki
köşesinde, etkinliğin amiri olarak
gülücükler dağıtıyordu. Kapıda
bilet için biraz beklemek zorunda
kaldıgmda hemen koştu geldi.
Yardım edebilir miydi?
Neyse ki M. AH ve Güvenç
imdadma yetişti, biletini
uzattılar. Şeref vc Yümaz'la
hal hatır sordu. Turan kamerayla
meşguldü. Metin ile Gütten'ın
yanlanna ilişti. Yunus hemen
önlerindeydi.
Fısıldaşarak konseri izlediler.
Süryani olan Adnan tanınmayacak
kadar değişmişti. Kenan ve
Müslüm'le çay içti. Bu Ünal da kim
böyle? Tanımadığı için kınandı
bile. Mevlana müziğini yaşatıyoruz,
dedi. Meczup bir hali vardı. Müzik
otoritesı olduğu zehabına kapılarak,
ona bir şeker de ikram etti. Onu
hayal kınklığma uğrattı. Bir
Hollandalı kadın
sepet bavulunu omuzladı.
Bavulun kilidi açıldı, onlarca ıvn-
zıvır yerlere yayıldı.
Arkalanndan bakakaldı.
14 numaralı tramvayla evin
yolunu tuttuğunda, çoğunlugun
onun gibi, konserden ziyade
birbirini görmeye gittiğine
bir kez daha karar verdi.
MtLAS İCRA MUDURLUGU'NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTERMA
SATIŞtLANI
DosyaNo: 1999'82Tal.
Saülmasına karar verilen Gayrimenkulün cinsi kıymeri evsafı: Tapu kaydı: Muğla ili, Milas ilçesi. Burgaz mahallesi, Suçum mevkıınde kaın ta-
puya26ada, 13 parselde(22 cilt, 2139 sayfa) tapu kütüğüne kayıtlı, üzerinde bir sanayi sitesi ıle müştemilatı bulunan yer tapu kaydında 8949m2'lik
zeytinlik vasfmı taşımaktadır. Imar durumu: Mılas Belediyesi'nın 08.02.1999 tarihli imar durumu belgesine göre; imar planmdaki yeri sanayi alanı
içindedir. Aynk nizam, kat adedi 3, bina yükseklığı 9.50 m, bina derinliğı yönetmeliğe göre, ön bahçe uzaklığı 10 m. yan bahce uzaklıği 10. mt. arka
bahçe uzaklığı 10. mt. çatı meyili yüzde 33, E = 0.50 olup çevTesel etki değerlendirmesi uygulanacak faalıyetler listenide kaldığmdan Çevresel Etki De-
ğerlendirme Raporu hazırlanma zorunluluğu vardır. Adresi: Karaboyaca Bandag Rıtret Kaplama Tesisı (Eczacıbaşı Esan Feldispat Tesıslen karşısı) Mi-
las. Önemli özellikleri: Satışa konu taşınmaz üzerinde; 725 m2sı kapalı, 206 m2'si açık alanlı bir tesis bulunmaktadır. 725 m2'lik bina sanayi tesisi ol-
duğu için oldukça yüksek tek katlı bir binadır. Taban beton, duvarlan yan yükseklige kadar biriket yandan sonrası trapez sacdır. Çab oldukça geniş açık-
lıklı makaslı çelik konstrüksiyon üzerine monte edilmiş trapez sacla örtülüdür. İçinde 100 m2 kadar bır büro bulunmaktadır. Büro kısmında aynca wc,
mutfak ve bir oda vardır. Parsel içinde 70 adet 30-40 yaşlannda ürün \eren zeyiın ağacı bulunmaktadır. Binalann avlulan beton olup tesis beton direk-
lerle oluşturulmuşur. Tel çit ile çevnlmiştir. Tesısın ana yola bakan demir kapısı mevcuttur.
Muhammen bedeli: Satışa konu taşınmazın değeri Milas lcra Tetkik Mercii Hâkimliğı'nın 1999 / 20 E 1999 / 55 K sayılı ve 21.07.1999 tarihli ke-
sin karan ile 159.073.OOO.OO0.-TL değer takdir edilmiş olup, belirlenen bu muhammen bedel üzerinden satışa çıkartılmıştır.
Sanş şartlan: 1- Taşınmazın birinci satışı 5.5.2000 günü olup. saat 09.45-09.55 arasında, Milas lcra Müdürlüğü önünde açık arttırma suretiyle yapı-
lacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile iha-
le olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 15.5.2000 günü aynı yer ve aynı saatlerde ikinci arttırmaya
çıkanlacaktır. İkinci arttırmada ise rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve tahmin edilen kıymetin yüzde 40'ını ve satış masraflannı geçme-
si şartıyla en çok artırana ihale olunur.
2- Arttırmaya iştirak edeceklerin. tahmin edilen kıymetin yüzde 20'sı nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar millı bir bankanın teminat mektu-
bunu vermeleri lazımdır. Satış, peşin para iledir. Alıcı ıstediğinde 20 günü geçmemek ûzere mehil venlebilir. Resmi ihale pulu, tapu alım harcı ve mas-
raflan, gayrimenkulün teslim masraflan, KDV alıcıya aittir. Tapu satış harcı, taşınmazın ayrundan doğan birikmiş vergiler ile tellaliye resmi satış bede-
linden ödenir.
3- Ipotek sahibı alacaklılaria diğer ılgililenn ve irtıfak hakkı sahiplerinin bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan id-
dıalannı dayanağı belgelen ile on beş gün içinde daıremize bildınnelen lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan ha-
riç bırakılacaklardır.
4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içerisinde ödenmezse llK'nin 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. iki ihale arasındaki farktan ve te-
merrüt faizinden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hıçbır hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edılecektir.
5- Şartname, ilan tarihinden itıbaren herkesüı görebilmesi için Mılas lcra Müdürlüğü'nde açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir ör-
neği gönderilebilir.
6- Satışa iştirak edenlenn şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 1999/82 Tal. sayılı dosya
numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur.
7- Işbu satış ilanı tapu kaydında adresleri bulunmayan ilgılilere İIK m. 127 gereğince ılanen teblığ olunur.
8- Taşınmaz ItK. m. 132 ge reğince üzerindeki tüm takyidatlardan an olarak satışa çıkanlmıştır. Ilanen duyurulur. 8.3.2000
Basın: 13867
KEPSUT İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI
DosyaNo: 1998 28Talimat
Saülmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: Kepsut Hotaşlar köyü Karadut başı mevkiinde kain 360
No'lu parselde kayıtlı 2850 m2 târlanın tamamı açık arttırma suretiyle satılacak olup, taşınmazın toprak yapısı kumlu. tınlı olup üze-
rinde 150 adet 3 yaşında bağ fıdanı bulunmaktadır. Taşınmazın muhammen değeri 937.5OO.OOO.TLdır. Satış şartlan: 1- Saüş
08.05.2000 günü saat 14.00'ten 14.10'a kadar Kepsut lcra Müdürlüğü'nde açık artfırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin
edilen kıymetin yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacaklılaî varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ıle ihale olunur. Böy-
le bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kaimak şartıyla 18.05.2000 günü aynı yer ve aynı saatlerde ikinci arttır-
maya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artnr-
ma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektır. Şu kadar ki arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymeti-
nin yüzde 40"ını bulması ve satış isteginı alacagına riiçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevir-
me ve paylaştırma masraflannı geçmesı lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa saüş talebı düşecektir.
2- Artürmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin yüzde 20'sı nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın
teminat mektubunu vermelen lazımdır. Satış, peşın para iledir. Alıcı ıstediğinde 20 günü geçmemek üzere mehıl venlebilir. Tellaliye
resmi. ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler saüş bedelinden ödenır. KDV bedeli alıcıya aittir.
3- ıpotek sahibi diğer ılgılileri (x) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı bel-
gelen ile on beş gün içinde dairemize bildırmelen lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bı-
rakılacaklardır.
4- Ihaleye kaühp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm ahcılar ve kefilleri, teklif ettikle-
ri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca temerrüt faizinden mûteselsilen mesui olacaklardır. İhale
farkı ve temerrüt faızı aynca hükme hacet kalmaksızm dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alına-
caktir.
5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örne-
ği gönderilebilir.
6- Saüşa iştirak edenlenn şartnameyi görmüş ve münderecahnı kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 1998 /
28 talimat sayılı dosya numarası ile müdüriüğümüze başvurmalan ilan olunur. 09.032000
(*) tlgililer tabirine irtıfak hakkı sahıplen de dahıldir. Basın: 13670
KANGAL ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN
1998/202
Davacı Mücahit Turgut tarafmdan davalılar Hasan Ertürk ve arkadaşlan aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının
yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan uyannca; Kangal ilçesi Yeni Mahalle'den davalılar Hasan Ertürk,
Hacı Yılmaz, Hüseyin Akyıldız, Melek Akyıldız, Abidin Akyıldız ve Hüseyin Aşkın'ın rüm aramalara rağmen tebliga-
ta yarar açık adreslen tespit edilemediğinden dava dilekesi kendilerine tebliğ edilemediğinden dolayı dava dilekçesinin
adı geçen davalılara gazete yoluyla ilan edilmesıne karar verilmiş olup, davalılann 12.04.2000 günü saat 10.45'e kadar
Kangal Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1998/202 esas sayılı dava dosyasındaki duruşmada hazır bulunmalan veya bir
vekil ile kendilerini temsil ettirmeleri yönünde davetiye yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 13916