23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19 MART 2000 PAZAP 10 PAZAR YAZELARI dishab@cumhuriyet.com.tr Isveç, tarafsızlığın hangi tarafında? Diğer ülkelerin sosyal demokratlan da böyle mi, bilmiyorum; yalnız buradakiler epey ilginç. Isveç'te iktidarda olan Sosyal Demokrat Işçi Partisi, geçen hafta.sonu olağandişı bir kongre yaptı. Avnıpa Para Birfiği'ne (EMU) girip girmeme konusunda karan delegeler verecekti. Isveç; Yunanistan, Ingiltere ve Danimarka'yla birlikte EMU dışında olan 4 ülkeden biri. Danimarka, eylül ayında yapılacak halk oylamasıyla işi bir karara bağlayacak. Yunanistan şu sıralar Brüksel'e, "tşte tamam.. biz ekonomimizi düzetttik" diyerek EMU'ya girme başvurusunda bulunacak. Blair'ın Ingılteresı'nin ne yapacağı belli olmaz. Isveç ise, EMU sınavından geçebilmek için gerekli koşullan daha iki yıl önce yerine getirdi ama, her zamanki tavnyla "Önce başkalan denensin, bakalım nasıl ohıyor" diye qyala(n)maktaydı. Ne var ki Başbakan Göran Persson ve maiyeti, 8.5 milyonluk lsveç'in Avrupa'nın kuzey köşesinde gıderek marjinalleştiğini görünce yavaş yavaş rota değiştirmeye başladı. Kongre'de delegelerin çoğunluğu EMU'ya girmekten yana oy kullandı. Bu yönde karar alındı ama, işte o noktada Isveçli sosyal demokratlar, o ilginç ve özgün yanlannı bir kez daha ortaya koydular: EMU'ya girme konusunda başvuruda bulunmadanSTOCKHOLM GÜRHAN UÇKAN önce halkoylaması yapılacaktı! Haydaa... Bir köşe yazannın belirttiği ™"™~~~"~""^™"- ^""~ "Isveç parlaınentosundaki halkın temsifcikrini Norveçiiler ve geyikler mi seçmişti?!" Üstelik halk daha önce Avrupa Birliği'ne girme konusunda yapılan halkoylamasında "ewt" dememiş miydi? Göran Persson & Co., ileride çıkabilecek pürüzlerden ötürû kendini garantiye almak istiyordu çünkii. "Eee, ne yapahrn, halk öyle istedL." Rota değiştirmeler yalnızca EMU konusunda görülmüyor; lsveç'in ünlü tarafsızhğı konusunda da benzer durum görülmekte. Isveç, NATO'ya üye değil de Avrupa'nın az sayıda bloksuz ülkeleri arasında. Ama, banş için NATO üe ortak askeri operasyonlara kaüJabiliyor. Üyesi olduğu Avrupa Birliği, NATO ile "Banşa koruma ve gerginliği azaltma" hedefiyle ortak bir asken güç oluşturmayı gündemine aldı. AB'nin donem başkanlığını yapmakta olan Portekiz'de yakında yapılacak zirvede gündemde olan konulardan birisi de bu. Aynca, adını koymadan zaten süregelen bir ortaklık var. AB'nin en agırlıklı ülkeleri NATO üyesi. Karikatürcü olsam, bu nefıs sanatı becerebilsem, şöyle bir şey çizerdim: Adamın biri boğazına kadar bataklığın çamuruna batmış. Bir yandan da bağınyor: "Girmedim ha!_* Tam bu sırada ABD'nin eskı Savunma Bakanı Casper NVeinberger, sessiz sedasız oturduğu köşesinden bir laf edip ortalığı kanştırmaz mı?! "Benim bakantağun sırasmda NATO denizatblart tsveç karasulannda cirit ara, Bundan herhaide İsveç hükümetinin haberi vardı._ NATO, kendi güvenUği için başka ülkelerin deniz savunmasını test edryordu." Hiç kuşkusuz, J9801İ yıllann başlannda susamurlannı ve balık sürülerini denizaltı sanarak kovalayan lsveç'in o zamanki Başbakanı Ingvar Karisson ve zamanın savunma bakanı, derhal "Öyle bir şey yok" filan dedi. Derken birisi Casper Efendi'nin .: ' • kulağına birşey fısıldamış olmalı ki kendisi ertesi gün ağız değiştirdi, yanlış yorumlandığını söyledi. oysa söylediklerini harfiyen banda kayıtlıydı-ve yanlış anlaşılmayacak bir şey yoktu. Evet, Isveç tarafsız ama, vaktiyle bir savunma bakanının dediğı gibi "Tarafoz ama, Baü'dan yana tarafsz-." Sosyal demokratlar, birkaç yıl sonra yine bir olağandışı kongre yapıp NATO'ya evet derler ve bir de halkoylaması yapıp işi sağlama alırlar. Öyle ya, "Demokrasflerde çözüm bitmez-" 'Doğru adres ve ilkelerde' buluşalımRivayete göre 1960'h yıllann başında, Fransız şarkı geleneğinin en ünlü ismi, Belçikalı Flaman şarkıcı Jacques Brel Fransa'nın güneydoğusunda bır konsere giderken özel taşıtı anzalanır. Sanatçı o gece yörenin en büyük yerleşim merkezi olan, 3. Napoteon'un (1808-1873) -hani şu meşhur Louis ön ekli Bnunaire lakaplı. darbeci olanı, imparator olanın da yeğeni- "resmi" miman Jean-Leon J'erome'un (adamcağız "cumhuriyetçilerin" hışmma uğramışmış zamanında. ama ne kadar soyu tükenmiş "eski tiifek muhafazakâr" varsa hepsini bulup çıkaran Amerika onu da son yanm yüzyılda epeyce 'değerlendirmiş'!), faks aletinin babası Edouard Belin. tiyatro- sinema sanatçısı Edwige Feuiliere gibi kişiliklenn memleketi Vesoul'a (Vözul okunur) sığmır. Kısa bir süre sonra besteleyeceği bir şarkjsına o gecenin anısına bu küçük kentin adını verir. Brel'in düş dünyasındaki "Doğu"nun sınınndadır kent. Şair-yabancı için yitirilmiş, hiçbirzaman gerçekleşememiş buluşmalann merkezi "Doğu". Kahramanmaraş-Afşin kökenli ve Vözul Fransız-Türk Dostluk Derneği Başkanı Abbas Yüdız'ın babası Celal'in "BatT hülyasının da odağı Haute-Saöne bölgesinin 33.000 nüfuslu Vözul kentidir. 1970'li yıllann başında "Asya"dan "daha güzel bir hayat" dileğiyle yola çıkıp Almanya'dan savrulan baba Yıldız, kendince "Baü"nın limitlerinde, şimdilerde Türkiye'nin her yakasından ^ — — • gelmiş 250 kadar Türk'ün yaşadığı Vözul'da karar kılar. Dişini tırnağma takarak çalıştığı orman işçiliğindeki tek amacı çocuklanrun kendisini geçmesidir. Oğul Yıldız, Peugeot fabrikasında teknisyen olmuş, Abbas'ın oğlu Fatih, 7 yaşmdaki torun Yıkbz için hedef mühendislik ve en azından belediye meclisi üyeliği olarak konmuştur. Bugün "VözuKJacques Brel Ortaokulu"nda öğretmenlik yapan bir çıft, Martine ve Jean-Marc Tberouanne, 1968 bahannın meltemleriyle "Asya"ya olan sevgi ve sadakatlan sinemaya olan aşklanyla birleşince 1995 yılmda Fransa'ya bir "Doğu" penceresi açmaya karar verirler. Çok sınırlı olanaklarla kurduklan ve çoğunlugun gönüllülük esasına dayanan ve kısmen de belediye meclisi, il ve bölge yönetim kurullanndan alınan PARIS UĞUR HÜKÜM sembolik mali destekli bir dernekle, özgün çabalannı somutlarlar: "Asya Fümleri". Geçen hafta 20 Asya ülkesinden katılan 40 yönetmen, 40 filmle, 6'ncısı tamamlanan (7-14 — — Mart) "Vözul'nn Asyah Filmkr FestivalTnde, 5 yıl süreyle belediyenin sunduğu bir "halk ödünj"yle yetinilmiş. Şenliğe kent ve yöre hatta ülke seviyesinde artan ilgi, amatör düzenleyicileri farklı bölümlerle, yeni iki ödül daha koymaya itmiş. Bu yıl ilk kez "Asyalı Süıemacı" veya "Asya'a uzmanJar"dan oluşan dört kişilik bir "jûri" oluşturulmuş. Onlann verdiği "büyük ödül"e ek olarak bir de kentteki 3 lisenin yirmi kadar sinemasever (sinefil) öğrencisinin takdir ettiği "Bdgesd VkJeo Gençlik Ödülû" tespit edilmiş. Therouanne çıftı ilk kez 1998'de Aöf Yılmaz ve Derviş Zaim'in birer filmiyle "Asya Filmleri"ne katılan Türkiye'den muhatap bulmakta zorlandıklannı ifade ediyorlar. 1999'da Ömer Kavur'un "Saat KulesT ve Memduh Ün'ün "Zıkknnm Kökü»nü ağırlayan Vözul, bu yıl "Türk Sinemasına Saygı-Hommage" düzenledi. Yılmaz Güney'den "Duvar", Erden Kıral'dan "Hakkâri'de Bir Mevsim", Ömer Kavur'dan "Gizü Yüz" ve Yılmaz Arslan'dan da "Yara", Vözullu meraklılar ve ziyaretçilerle buluştu. Resmi yanşmaya katılan 6 filmden biri olan "Yara"nm genç yönetmeni Yıhnaz Arslan ve baş kadın oyuncusu Yeida Reynand, fılmin göstensinde hazır bulunup 450 kişilik tıklım tıklım bir salondaki izleyicilerin zaman zaman önyargı ve bilgisizlik kokan, fakat çoğu zaman ilginç ve dostça sorulannı cevapladılar. Yanşmalı bölümde olsun dışında kalsın, şenliğe bizzat katılan Bangladeşli, Filistinli, Vietnamlı, Lübnanlı hatta Fransız yönetmenlerden hiçbirinin Yılmaz Arslan kadar ilgi görmemiş olması, acaba "6. Vesoul Asya Filmleri FestivaH"nin büyük ödülünü "Yara" fılminin almış olmasını açıklayabilir mi? Böylelikle Almanya'da yaşayan Yılmaz Arslan'Ia, Fransa'da yaşayan Yelda Reynaud'un "Yara"sının lstanbul, Antalya şenliklerindeki ve Max Opbtıb ödülleri başanlannın pek rastlantı olmadığı bir kez daha kanıtlanıyordu. Bu güzel tablonun tek eksıgi Vözul sakini Türklerin festival süresince neredeyse ortalıkta hiç gözükmeyen varlıklanydı. Gerçekte Türk-Fransız uyumunun güzel bir örnegi olan Abbas Yıldız, bu "yokluğu" çalışma hayatının zorluğu ve kalabalık ailelerin sinemaya gitmelerinin getirdigi mali yükle açıklıyordu. Aslında Bay Therouanne'ın eski bir Türk öğrencisinden birkaç gün önce aldığı bir mektup soruna farklı bir yanıt getiriyordu. Ebru kardeş diyordu ki: "Geçen sene sizden Kemal Sunal'ı davet etmenizi istemiştim. Ömer Kavur'u getirdiniz. Ama ben Kemal Sunal'ı görmek isthorum. Zira onu başka türlü hayat boyu göremem. l manm ki bu jil onu getirirsiniz." Öğretmeni festival sırasında maalesef eski öğrencisi Ebru ve yakınlannı göremedi... Jacques Brel'in Vözul'a ithaf ettiği özlem ve mizah dolu ezgide olduğu gibi "Kaçınlmış Randevulara" yanmanın bir anlamı var mı kı? Önemli olan yeni "randevulan" kaçırmamak. Yeter ki "Doğru Adres ve tlkeler"de buluşalım. Yoksa ha "Doğu" olmuş ha "Baö"! O "randevulara", sizce "Asyah" veya "Avrupah" veya "Afiikah" olarak katılmak arasında bir fark olabilir mi? Duvarları yıkıp kaçtılar Tayiand'ın başkenti Bangkok"ta bir çocuk tutukevinde isyan çıktı. 1\ıtukevindeki güvenlik önlemlerinin arttınlmasını protesto eden yaklaşık bin genç, duvarlan yıkıp kaçtL Ola> yerine gelen yüzlerce polis, göz yaşartıa bombalaria isyanı bastınp gençleri yeniden tutukcv inc soktu. Olayda çok sayıda polis yaralanırken birkaç genç de kaçmayı başardı. • (Fotoğraf: REUTERS) Birpazar da böyle geçti! lstanbul'da çevresindekilere, "Amsterdam'da AMSTERDAM dediğınde çoğunlugun tepkisi benzeşiyordu. "Orada da öyle ™"^~'^"™~^"" şeyler oluyor mu?" deniliyordu. Bundan çıkan sonuç, bu Avrupa ve Avrupah imajımızın oldukça abartılı olduğuydu. Genellikle vur deyince öldürürüz ya. O hesap. Avrupa, ya alçaktır, ya zemzemle yıkanmış. Evet, sonuç olarak burada da hırsızhk olur, cinayet olur, ırza tecavüz olur. Az da olsa rüşvet de olur, yolsuzluk da... Ama haksızlık etmeyelim. Amsterdam'da üçüncü katta oturuyorsunuz. Hastalığınıza bel fıtıgı teşhisi konmuş. Bu daireye çıkıp inmeniz zor olur diye, size zemin katta veya birinci katta ev edınebilme hakkı tanınır. Amsterdam'da kiralık da. **••> olsa ev edinebilmenin aslanın ağzında olduğunu bilenler bunun değerini anlayacaklardır. Bu kez ÖMER FARLK ClRAVOĞLU Münih'in ortasında arabesk bir dünyaBelki çok şaşıracaksınız ama, Münih'te hâlâ daha tek bir Türk kitapçı dükkânı yok. Ve inanın bu gidişle açılacağı da şüpheli. Aşağı yukan on yıldır tanıyıp aşina olduğum, her köşesini adeta ezberlediğim bu şırin kentte bırakın bize ait bir kitapçıyı, bir "Türkevi" bile açamamışız. Fi tarihinde 62. vilayetimiz diye kasılıp övTindüğümüz, bınlerce Türkün gelip geçtiği ve bugün ise neredeyse elli bine dayanmış Türk nüfusuyla Münih'in bu eksikliklen bizım açımızdan bir "ayıp" olarak algılanmalı. Evet, Internet çagında "kın)"luğa özenen toplum olmak İcötü. Görüntüler kötü. Her köşe başında neredeyse bır dönercinin yer aldığı bu çok kültürlü şehirde çok çarpjcı zıtlıklan da insan bir arada yaşıyor. Ornek mi... Örnek yığmla. Afgan marketinin yarunda Türk kahvesi ve berberini, az ilerde ttalyan pizzacı ıle Yunan tavernasını ve Meksika ban ile Türk kasabını yan yana görebilirsiniz. Almanlar isteristemez bu görüntüleri kabullenmiş haldeler. Sadece Münih'te her on bir kişiden birinin yabancı olmasına ne buyrulur. Hafta sonlannda ise kentin tam göbeğinde yer alan "arabesk manzaralar" bir âlem. MUNIH Özellikle merkez gan civanndaki Bayer Caddesi, Goethe ve Lendwehr caddeleri arasında kalan üçgende oluşan "köktendinci estetik" inanın Almanları bile çileden çıkanyor. Hem de arabesk görüntüler.. aklınız durur. Çember sakallı tarikatçı takımının marketleri ile dip dibe "seks sbop" furyası tam bir komedi. Para kazanıp biriktirmekten başka düşünceleri olmayan, hayli cimrileşmiş, kitap ve kültüre aldırmayan Almanya'daki bizim klasik "gurbetçi" tiplemesinin en karakteristık örnekleri Münih'te toplanmış vaziyette sanki. Ve -islami holding''ler ise — — — cirit atıyor... Isimleri "cüut" ya da "hicret" sözcüklerinden oluşan mücrim tiplerin bir araya geldiğı dükkânlan göre göre zamanla kanıksıyorsunuz. Kasetçi, dönerci, bakkal, seyahat bürosu, exportçu ve banka curcunası içinde nasılsa bir de Türk avukat var. Türk insanımn dertlerini öğrenmek için arada sırada "Kalaycı hukuk bürosu"na takılmak ilginç.. Münih'teki bürokrat ve banka müdürlerinin arada bir uğrayıp dertleştikleri, kahve höpürdettiği böyle bir iki yer daha var Hauptbahnhof'ta...lnternet çağında Münih'te yaşayan yabancılann kendiliğinden "gettolaş&ğT köşelerin başında burası başı çekıyon. "Dind estetikle" yogrulmuş vitrinlerin önünden geçerken sinirlerim bozuluyor. Yalnızlığın acısını duyuyorum. Şu sırada kararmış yüzlü eski binalann yıkılıp yeni otellerin dıkıldiğı merkez gannın önündeki ünlü Türk lokantası "Haa Baba" da artık tarihe kanşacak.. Biryenileşme kıpırtısına karşın bağnazlığın, ———« yobazhğm sınttığı dükkân vitrinleri can sıkıcı.. Kendimi bir kasetçiye ahp yeni çıkan CD'lerle oyalanmak en iyisi... Sezen Aksu'nun şu sıralarda çok satan "San Odalar"ı dinleyerek ince ince yağmur çiseleyen cumartesilerde sokaklan arşınlıyorum. Sezen'in duygulara hükmeden bu şarkısı ile düşler kuruluyor uzaklarda.. Münih'teki bütün Türk diskolan ve EROL ÖZKAN barlannda en çok dinlenen bu "single" arada bir yanımdan geçen, Türk gençlerinin arabalannda da gümbür gümbür çalıyor. Gülümsüyorum. İşte Bayer caddesindeki bu "arabesk manzalar"dan sıynlmanın yolu, Türk tiyatroseverlerin bir araya geldiği "Robinson"dan geçer hafta sonlan.. Aynca yine yıldızı parlayan "Jackie O" adlı Türk diskosunu da gidip görmek lazım. Faşing curcunasının ardından, Münih Belediyesi Kültür Dairesi'nin yabancılara yönelik kültür festivali 10 Mart ile 7 Mayıs arasındaki etkinliklerle kentin yaşamına renk getirecek şu günlerde. Resim, sinema, tiyatro ve müzikal gösterilerin yer alacağı etkinliklerde "Şür'in Düğünü", "Yasemin", "Almanya Almanya" adlı filmlerin yanı sıra ikisi Türk ve biri Yunanlı sanatçıdan oluşan "Pesüs" grubunun "Ege bndan" adlı oyun da tam beş kez tekrarlanacak. Evet Hauptbahnhof'ta düzenlenecek bu festivale ilgi olacak mı, olmayacak mı bilmiyorum. En iyisi düş kurmak. Güzel günlerin düşleri. Acaba 2000'li yıllann başında Münih'de bir Türk kitapçısı açılacak mı? Ne dersiniz! çevredekiler, "Vay be! Sisteme bak" tepkisini haklı olarak gösterdiler. Hem ihtiyaca göre evleri ekonomik dağıtan sistem, hastayı, bakıma muhtacı da ^"™^~^~~ koruyordu. Refah görece paylaşılıyor, sistem rüşvetini dağıtıyordu. Ev taşımanın ağır yükü omuzlanndayken, KULSAN'ın konseri imdadma yetişti. Amsterdam'da tamdıklan görmenin neredeyse tek yolu bir etkinliğe katılmaktır. Biraz bu yüzden, biraz da dost ahbap görüriiz diye Tropen Museum'un yolunu tuttu. Etnik müzik vardı. Suriye, Ermeni ve Pontos müziği olduğunu biliyordu. Grubun yansı da Türkiye'deydi. Sekiz kişi idiier.. ancak K.ULSAN sekızini birden getirtemediği için Yunanistan'daki yansını getirmişti. Esasen onlan dinlemeye gitti. lyi de ııetmişti. 'Oyoy Fadime'yi,Gel^j'^1' haböyle haböyle'yi bile söyledıler. Kemençe ve tulum eşliğinde * * ; fınalde horon teper gibi bile oldular. Adnan, her zamanki köşesinde, etkinliğin amiri olarak gülücükler dağıtıyordu. Kapıda bilet için biraz beklemek zorunda kaldıgmda hemen koştu geldi. Yardım edebilir miydi? Neyse ki M. AH ve Güvenç imdadma yetişti, biletini uzattılar. Şeref vc Yümaz'la hal hatır sordu. Turan kamerayla meşguldü. Metin ile Gütten'ın yanlanna ilişti. Yunus hemen önlerindeydi. Fısıldaşarak konseri izlediler. Süryani olan Adnan tanınmayacak kadar değişmişti. Kenan ve Müslüm'le çay içti. Bu Ünal da kim böyle? Tanımadığı için kınandı bile. Mevlana müziğini yaşatıyoruz, dedi. Meczup bir hali vardı. Müzik otoritesı olduğu zehabına kapılarak, ona bir şeker de ikram etti. Onu hayal kınklığma uğrattı. Bir Hollandalı kadın sepet bavulunu omuzladı. Bavulun kilidi açıldı, onlarca ıvn- zıvır yerlere yayıldı. Arkalanndan bakakaldı. 14 numaralı tramvayla evin yolunu tuttuğunda, çoğunlugun onun gibi, konserden ziyade birbirini görmeye gittiğine bir kez daha karar verdi. MtLAS İCRA MUDURLUGU'NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTERMA SATIŞtLANI DosyaNo: 1999'82Tal. Saülmasına karar verilen Gayrimenkulün cinsi kıymeri evsafı: Tapu kaydı: Muğla ili, Milas ilçesi. Burgaz mahallesi, Suçum mevkıınde kaın ta- puya26ada, 13 parselde(22 cilt, 2139 sayfa) tapu kütüğüne kayıtlı, üzerinde bir sanayi sitesi ıle müştemilatı bulunan yer tapu kaydında 8949m2'lik zeytinlik vasfmı taşımaktadır. Imar durumu: Mılas Belediyesi'nın 08.02.1999 tarihli imar durumu belgesine göre; imar planmdaki yeri sanayi alanı içindedir. Aynk nizam, kat adedi 3, bina yükseklığı 9.50 m, bina derinliğı yönetmeliğe göre, ön bahçe uzaklığı 10 m. yan bahce uzaklıği 10. mt. arka bahçe uzaklığı 10. mt. çatı meyili yüzde 33, E = 0.50 olup çevTesel etki değerlendirmesi uygulanacak faalıyetler listenide kaldığmdan Çevresel Etki De- ğerlendirme Raporu hazırlanma zorunluluğu vardır. Adresi: Karaboyaca Bandag Rıtret Kaplama Tesisı (Eczacıbaşı Esan Feldispat Tesıslen karşısı) Mi- las. Önemli özellikleri: Satışa konu taşınmaz üzerinde; 725 m2sı kapalı, 206 m2'si açık alanlı bir tesis bulunmaktadır. 725 m2'lik bina sanayi tesisi ol- duğu için oldukça yüksek tek katlı bir binadır. Taban beton, duvarlan yan yükseklige kadar biriket yandan sonrası trapez sacdır. Çab oldukça geniş açık- lıklı makaslı çelik konstrüksiyon üzerine monte edilmiş trapez sacla örtülüdür. İçinde 100 m2 kadar bır büro bulunmaktadır. Büro kısmında aynca wc, mutfak ve bir oda vardır. Parsel içinde 70 adet 30-40 yaşlannda ürün \eren zeyiın ağacı bulunmaktadır. Binalann avlulan beton olup tesis beton direk- lerle oluşturulmuşur. Tel çit ile çevnlmiştir. Tesısın ana yola bakan demir kapısı mevcuttur. Muhammen bedeli: Satışa konu taşınmazın değeri Milas lcra Tetkik Mercii Hâkimliğı'nın 1999 / 20 E 1999 / 55 K sayılı ve 21.07.1999 tarihli ke- sin karan ile 159.073.OOO.OO0.-TL değer takdir edilmiş olup, belirlenen bu muhammen bedel üzerinden satışa çıkartılmıştır. Sanş şartlan: 1- Taşınmazın birinci satışı 5.5.2000 günü olup. saat 09.45-09.55 arasında, Milas lcra Müdürlüğü önünde açık arttırma suretiyle yapı- lacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile iha- le olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 15.5.2000 günü aynı yer ve aynı saatlerde ikinci arttırmaya çıkanlacaktır. İkinci arttırmada ise rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve tahmin edilen kıymetin yüzde 40'ını ve satış masraflannı geçme- si şartıyla en çok artırana ihale olunur. 2- Arttırmaya iştirak edeceklerin. tahmin edilen kıymetin yüzde 20'sı nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar millı bir bankanın teminat mektu- bunu vermeleri lazımdır. Satış, peşin para iledir. Alıcı ıstediğinde 20 günü geçmemek ûzere mehil venlebilir. Resmi ihale pulu, tapu alım harcı ve mas- raflan, gayrimenkulün teslim masraflan, KDV alıcıya aittir. Tapu satış harcı, taşınmazın ayrundan doğan birikmiş vergiler ile tellaliye resmi satış bede- linden ödenir. 3- Ipotek sahibı alacaklılaria diğer ılgililenn ve irtıfak hakkı sahiplerinin bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan id- dıalannı dayanağı belgelen ile on beş gün içinde daıremize bildınnelen lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan ha- riç bırakılacaklardır. 4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içerisinde ödenmezse llK'nin 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. iki ihale arasındaki farktan ve te- merrüt faizinden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hıçbır hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edılecektir. 5- Şartname, ilan tarihinden itıbaren herkesüı görebilmesi için Mılas lcra Müdürlüğü'nde açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir ör- neği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlenn şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 1999/82 Tal. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur. 7- Işbu satış ilanı tapu kaydında adresleri bulunmayan ilgılilere İIK m. 127 gereğince ılanen teblığ olunur. 8- Taşınmaz ItK. m. 132 ge reğince üzerindeki tüm takyidatlardan an olarak satışa çıkanlmıştır. Ilanen duyurulur. 8.3.2000 Basın: 13867 KEPSUT İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI DosyaNo: 1998 28Talimat Saülmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: Kepsut Hotaşlar köyü Karadut başı mevkiinde kain 360 No'lu parselde kayıtlı 2850 m2 târlanın tamamı açık arttırma suretiyle satılacak olup, taşınmazın toprak yapısı kumlu. tınlı olup üze- rinde 150 adet 3 yaşında bağ fıdanı bulunmaktadır. Taşınmazın muhammen değeri 937.5OO.OOO.TLdır. Satış şartlan: 1- Saüş 08.05.2000 günü saat 14.00'ten 14.10'a kadar Kepsut lcra Müdürlüğü'nde açık artfırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacaklılaî varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ıle ihale olunur. Böy- le bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kaimak şartıyla 18.05.2000 günü aynı yer ve aynı saatlerde ikinci arttır- maya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artnr- ma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektır. Şu kadar ki arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymeti- nin yüzde 40"ını bulması ve satış isteginı alacagına riiçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevir- me ve paylaştırma masraflannı geçmesı lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa saüş talebı düşecektir. 2- Artürmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin yüzde 20'sı nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermelen lazımdır. Satış, peşın para iledir. Alıcı ıstediğinde 20 günü geçmemek üzere mehıl venlebilir. Tellaliye resmi. ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler saüş bedelinden ödenır. KDV bedeli alıcıya aittir. 3- ıpotek sahibi diğer ılgılileri (x) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı bel- gelen ile on beş gün içinde dairemize bildırmelen lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bı- rakılacaklardır. 4- Ihaleye kaühp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm ahcılar ve kefilleri, teklif ettikle- ri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca temerrüt faizinden mûteselsilen mesui olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faızı aynca hükme hacet kalmaksızm dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alına- caktir. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örne- ği gönderilebilir. 6- Saüşa iştirak edenlenn şartnameyi görmüş ve münderecahnı kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 1998 / 28 talimat sayılı dosya numarası ile müdüriüğümüze başvurmalan ilan olunur. 09.032000 (*) tlgililer tabirine irtıfak hakkı sahıplen de dahıldir. Basın: 13670 KANGAL ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN 1998/202 Davacı Mücahit Turgut tarafmdan davalılar Hasan Ertürk ve arkadaşlan aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan uyannca; Kangal ilçesi Yeni Mahalle'den davalılar Hasan Ertürk, Hacı Yılmaz, Hüseyin Akyıldız, Melek Akyıldız, Abidin Akyıldız ve Hüseyin Aşkın'ın rüm aramalara rağmen tebliga- ta yarar açık adreslen tespit edilemediğinden dava dilekesi kendilerine tebliğ edilemediğinden dolayı dava dilekçesinin adı geçen davalılara gazete yoluyla ilan edilmesıne karar verilmiş olup, davalılann 12.04.2000 günü saat 10.45'e kadar Kangal Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1998/202 esas sayılı dava dosyasındaki duruşmada hazır bulunmalan veya bir vekil ile kendilerini temsil ettirmeleri yönünde davetiye yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 13916
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear