16 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 27 ŞUBAT 2000 PAZAR HABERLER DUNYADA BUGÜN ALİ StRMEN Samim Göreç Sevgili, Basketbolun yaşamımın belirli bir dönemin- de önemli bir yeri oldu. Şimdi sakın gençliğimde, iyi bir basketbolcu olduğumu düşünme! Kırklı yaşlanmda, Barış Davası'ndan içeri gir- diğimizde, önce Maltepe'de, bahçeye koydu- ğumuz tek pota, daha sonra da, Sağmalcılar'da duvara yerleştirdiğimiz çember sayesinde, uzun ve biteviye günlerin sıkıntısını, belirsizliğin ve içerdeolmanın stresini, sıkıyönetim mahkeme- sinin öfkesini günde bir saati aşan basket oyun- lanyla giderirdik. Bu oyunlar sırasında, her türlü sporun insa- nın vücut ve ruh sağlığına olumlu etkilerini ya- şayarak görmek olanağını buldum. O yüzdendir ki TV'deki "Beyaz Gölge" dizi- sinin ülkemizde basketbola ilgiyi arttırmasını, mahalle aralanna, deniz kıyılannda yeşil alan- lann ortasına kondurulan basketbol sahalarını büyük sevinçle karşıladım. Hatta birkaç kez oralarda kendi aramızda maçlar da yaptık. ••• Ülkemizde birçok ilke imza atan Galatasa- ray, baskette de öncüydü. Kırklı yılların sonu ile el\i\i yılların başında Galatasaray şampiyonlu- ğun abonesi idi ve bu takıma "yenilmez arma- da" adı verilmişti. Şimdi o takımdan adlarını anımsadıklarım şunlar: Ali Uras, Yalçın Granit, Erdoğan Part- ner ve de oyuncu antrenör Samim Göreç. Galatasaray'ın "yenilmez armada" unvanını günün birinde Fenerbahçe sildi ve onlar bizim takımı ikinci sıraya itiverdiler. Işin garibi, bü ba- şarılı takımın başında bir zamanlar yenilmez ar- madanın ünlülerinden biri, Galatasaray Liseli Samim Göreç vardı. Samim Göreç, molalarda elinde tahta ve te- beşir ile oyun taktiği veren ilk çalıştırıcıydı. Yapısı gereği, yaptığı işi bilimsel boyutlara vardırmaya karar vermiş, bunu da başarmıştı. Uzun yıllar Türk milli takımının da antrenörü olan Samim Göreç, 1957 yılındaki Avrupa Şampiyo- nası'nda Italya'yı yenen milli takımın da oyun- cusu ve antrenörü idi. Temel eğitim çalışmaian ve modern basket- bolu Türkiye'ye getiren Samim Bey, ülkemizde basketbol tekniği üzerine yayımlanan ilk kitabın da yazarıydı. ••• Yıllar sonra, can dostlanm kızı Mısra ve da- madı Süleyman aracılığıyla kendisini tanıdı- ğımda, bir kırgınlık sonucu Galatasaray'dan ay- nlmasının öyküsünü anlatmasını istedimse de bir şey söylemedi. Sonradan öğrendim ki bu kopuştan söz edilmesinden hoşlanmaz, bu ko- nuda fazla konuşmazmış. Türk basketboluna büyük katkılarda bulunan, bizde modern basketin tartışmasız öncülerin- den olan Samim Bey, son derece alçakgönül- lü, kibar, sporun dışında sanatla, bilimle, politi- kayla yakından ılgili bir aydın kişiydi. Bu sporu yapan kişilerin de öyle olmalannı isterdi. Belki de bizde bütün sporcular içinde basket- bolculann en elit tabakayı oluşturmalannı, ileri yaşlannda da sevinçle izlemiş, kimbilir hatta içinden bu oluşumda katkısı olduğu için mem- nun da olmuştur. Ama öyle olsa bile bunu söyleyecek yapıda bir adam değildi. Samim Göreç'i, hafta içinde, çağımız için faz- la ileri olmayan bir yaşta yitirdik. Bugün yakınlan ve sevenleri, O'nu öğle na- mazından sonra, Teşvikiye Camii'nden son yol- culuğuna uğurlayacağız. Türk basketbol tarihinde çok önemli bir yeri olan, çalıştırdığı takımların şampiyonluklarda hegemonya kurmasında bir numaralı payı bu- lunan, spora fanatik kulüpçü gözüyle değil, sporcu kimliğiyle yaklaşan istanbul efendisi bu seçkin spor adamımıza rahmet, yakınlanna da başsağlığı diliyorum. Kuryelik yapmakla suçlanıyor Hizbullah'ın avukatı da Hizbullahçı çıktı MAHMUTORAL DİYARBAKIR - Bir süre önce Diyarbakır'da cezaevindeki Hizbullah- çılar ile örgüt arasında kuryelik yaptığı iddiasıy- la tutuklanan Avukat Hü- seyin Yılmaz hakkındaki iddianame tamamlandı. Diyarbakır DGM Baş- savcıhğf nca hazırlanan iddianamede. Yılmaz'ın Hizbullah üyesi olduğu belirtilerek TCK'nin 168. maddesi uyannca 12 yıl 6 aydan 15 yıla ka- dar hapis cezasına çarp- tınlması istendi. iddianamede, Hüseyin Yılmaz'ın 1986 yıhnda Dicle Üniversitesi Hu- kuk Fakültesi'nde oku- duğu sırada İshak ve Fet- hi adlı iki kişi aracılığıy- la "cemiyetegirdiği ve ör- gfite özgeçmiş verdiğT belirtildi. Yılmaz'ın Hiz- bullah adına gösterdiği faaliyetler nedeniyle 1995 yıhnda gözaltına abnarak serbest bırakıl- dığı kaydedilen iddiana- mede şöyle denildi: "Sanığın avukatolarak Hizbullah örgütü men- suplaruun davalanna baktığı. cezaevinde gö- rüştüğü örgüt mensupla- nna gözetündeyken ifa- delerinin baskı sonucu aluıdığmı söylemeleriiçin telkinde bulunduğu, ör- güt mensuplannın olay tanıklannın ifadeleri ve tahkikat davasuıdaki di- ğer önemli bügi ve belge- İeri örgüle ulaşürdığı an- laşümışür." Hüseyin Yılmaz'ın, Hüseyin Velioğhı'nun öl- dürüldüğü hücre evi ile Mardin'de ele geçirilen belgelerde aduun geçtiği de vurgulanarak Hizbul- lah üyesi olduğu iddi- asıyla 12 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle ceza- landınlması istendi. Bu arada Diyarbakır DGM'de önümüzdeki günlerde yargılanmasına başlanacak olan Hüseyin Yılmaz'ı savunmak için Diyarbakır Barosu'na kayıtlı 22 avukattn vekâ- let aldığı bildirildi. Öte yandan Hüseyin Yıl- maz'ın avukatı Mehmet Anul'un üst mahkemeye tutukluluğun kaldınlma- sı istemiyle yaptığı itira- zın ise reddedildiği öğre- nildi. Partinin kapatılması başvurusuna dayanak gösterilen davalar karara bağlanmaya başladf HADEP yargı çembermdeANKARA (CumhuriyetBürosu)- HA- DEP'li belediye başkanlannın tutuklan- masının yankısı sürerken, parti hakkında açılan kapatma davasının önemli daya- naklan arasında yer alan "bayrak indir- me" davası ile "takvim" davası sürüyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Baş- kanı Feridun Çeük, Siirt Belediye Başka- nı Mehmet Seiim OzaJp ve Bingöl Bele- diye Başkanı Feyzullah Karaaslan ın "P- KK ile koordineU çahşüklan ve belediye geuHerinden bir bölümünü örgüte aktar- dıklan" suçlamasıyla tutuklanmalannın ardından gözler yeniden HADEP'e çev- nldı. HADEP hakkında "Bayrak" ve "Takvim" davası sürerken. önceki gün Genel Başkan Ahmet Turan Demir ile es- ki Genel Başkan Murat Bozlak'ın da ara- lannda bulunduğu 18 sanık "PKK terör örgütüneyardım ettikleri" gerekçesıy le 3 yıl 9'ar ay ağır hapis cezasına mahkûm edildi. 1998 sonlannda HADEP hakkın- da açılan kapatma davasında bu davalar- daki ıddıalar temel gerekçe olarak göste- riliyor. HADEP hakkında süren davalar şöyle: Bayrak Davas: Ankara 1 No'lu DGM, partinin 2. Genel Kurultayı'nda salonda asıh bulunan Türk Bayrağf nın indirilerek yerine Abdullah Ocalan'ın portresinin CHP. 12 Avrupa ülkesinin başbakamna mektup gönderdi 'Başkankmn tııtuklanma biçimiuygun değil" MUTLÜSERELİ ANKARA - CHP, üyesi olduğu Sosyalist Entemasyonal ve sosyal demokrat partilerin iktidarda olduğu 12 Avrupa ülkesi- nin başbakanına gönderdiği mektupta, HADEP'li belediye baş- kanlannın tutuklamş biçimini uygun bulmadığını bildirdı. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Şule Bucak'ın hazırladığı mektup- ta, partinin konuyla ilgili duyarhhğının süreceği vuıgulandı. Mektupta, CHP'nin her zaman demokrasi ilkelerinin savu- nucusu olduğu, bu nedenle Diyarbakır, Siirt ve Bingöl bele- diye başkanlannın tutuklanması konusunda gereken duyarlı- lığm sergilendiği ve gelişmeleri yakından izJediği kaydedildi. Mektupta "Belediye baskanlan önce gözaltına ahnıhlar, sonra tutuklandılar. Hiçbir delil açıklanmadığı için suçlanıalann ne düzeydeolduğunu bilmi>oruz. Amabelediyebaşkanlannıngö- zahtna ahnış biçüni uygun değüdir" göriişüne yer \ erildi. Mektupta, merkez yönetım kurulu (MYK) üyeleri Orhan V'eB YridHnn ve Ibrahim Tez'in gözaltı olayının hemen ardın- dan incelemelerde bulunmak üzere Diyarbakır'a giderek yet- kililerden bilgi aldıkJan anlatıldı. Mektupta, MYK'nin salı günü gerçekleştireceği toplantısında bu konuyu ele alacağı ve konuya duyarlılığın süreceği de bildirildi. Aynca Genel Baş- kan Altan Oymen ve Genel Sekreter Tarhan Erdem'in konuy- la ilgili olarak başında yer alan açıklamalarına yer verildi. asılması nedeniyle 38 kişi hakkında dava açtı. Bayrağı indırenin FaysalAkçan oldu- ğu anlaşıldı. Sanıklar 3 yıl ile 20 yıl ara- sında değişen hapis cezalanna çarptmldı. Yargıtay, yerel mahkemenin karannı boz- du. Dava yeniden göriilmeye başlandı. Takvim Davası: 1998 yıluıda genel merkez tarafından bastınlan takvimde -Kürdistan haritasT ve "Açhkgrevleriıt- de ölen PKK üyeJerinin" adlannın yer al- dığı gerekçesiyle soruşturma başlatıldı. Partinin yurt genelindeki örgütlerinde ara- ma yapıldı. Soruşturmanın ardından ara- lannda parti yöneticilerinin de bulundu- ğu 44 kişi hakkında TCY'nin "örgfit üye- tiğüu" düzenleyen 168/2. maddesi uya- nnca dava açıldı. Dava halen sürüyor. Açnk grevi davası: Ankara 2 No'lu DGM, Abdullah Ocalan'ın Türkiye'ye ia- de edilmek istenmesini protesto amacıy- la basın açıklaması yaptıklan ve açlık gre- vi başlatarak, "PKK terör örgütüne yar- dım ettüderi" gerekçesiyle HADEP Ge- nel Başkanı Ahmet Turan Demir ve eski Genel Başkan Murat Boziak'ın aralann- da bulunduğu 18 sanığı önceki gün 3 yıl 9'ar ay ağır hapis cezasına mahkûm etti. Mahkeme. 29 sanık hakkındada "detilye- tersiztiğuıden" berat karan verdi. Kapatma Da>r ası: Seçımlenn hemen öncesinde 1998 yıh sonunda HADEP'in kapatılması için dava açıldı. Anayasa Mahkemesi'nde dava halen sürerken; Yar- gıtay Cumhuriyet Başsavcıs» sözJü açık- lamasını, parti de sözlü savunmasını he- nüz^apmadı. Önceki gün PKK'ye yardım ve yatak- lık ile ruhsatsız silah bulundurmaktan gö- zaltına alınan ve aralannda Siirt'in Gök- çebağ Beldesı Belediye başkanı Behram Aydın'ında bulunduğu 14 kişi çıkanldık- lan mahkemece serbest bırakıldı. Öte yandan, tutuklu HADEPIi Siirt Belediye Başkanı Mehmet Selim Özalp'a destek vermek için 21 şubat günü Aydm- lar Caddesi'qnde izinsiz yürüyüş yapük- lan gerekçesiyle gözaltına alınan ve ara- lannda HADEP İL Başkanı Ahmet Konut ile Mehmet Selim Özalp'ın kızı kızı Hûl- ya Özalp ın de bulunduğu 6 yönetici ön- ceki gün çıkanldıklan mahkemece ser- best bırakıldılar. Tarsus'ta gösteri Bu arada, HADEP Tarsus Ilçe Örgütü yöneticileri, HADEP'li belediye başkan- lannın tutuklanması karannı ilçe başkanı Abdullah Öimez tarafından Atatürk Anı- tı önünde okunan basın duyurusuyla kınadı. Moskovski Komsomolets istihbarab PKK'ye para yardıım yaptı' MOSKOVA (AA) - Rus- ya'da yayımlanan Moskovs- ki Komsomolets gazetesi, Rus askeri istihbaratı GRU'nun, 1994 yılında P- KK'ye para yardımı yaptı- ğını iddia etti. Habere göre, para, örgüte Hollanda'da teslim edildi. Haberde, 10 miryon dolar tu- tanndaki paranın aktanlma- sında dolayh yollar kullarul- dığı için, yasadışı işler ya- pıldığı ve sonuçta konu mahkemelik olunca gerçe- ğin ortaya çıktığı belirtildi. GRU' nunfHcaaktarma ope- rasyonu şöyle gelişti: -Rus>^ 1994 ydmda Çe- çenistan'da savaşa başlaym- ca GRU Türkiye'nin bu sa- >aşa ilgisi olabüeceğini düşû- nerekve bu ilgiyi başka alan- lara kaydırnıak amacı>ia P- KK'vi Türkhe'ye karşı daha da krşkırtma karan akta. Pa- ranın örgüte aktanlmasuıda, haberde yauuzca Tümgene- ral Kapranov olarak adı ge- çen bir ajan kuDanıldı. Geç- mişte orduda. GRU'nun giz- li tesislerinin inşaat işlerin- den sorumlu olan Tümgene- ral Kaprano\, GRU ile çok yakuı iuşküere girdi, daha sonra görev inden istifa ede- rek Rusya Merkez Banka- sında tşe başladı. RUS>B giz- li servisleri, hükümet tara- nndan yeterince finanse edi- lemiyor. bu nedenle servisle- rin \abancı ülkelerdeki ope- rasyonlanndan >eterince ba- şarıh sonuç alinamıyordu. Gizli servislerin finansmanı için bu nedenle Merkez Ban- kası i>i bir kaynak olabüirdL ÇünküMerkezBankasu hiç- bir hesap vermeden bazı pa- ra harcamalarmda buluna- bünordu. Rastiantı olama- yacak bir şekilde o dönemde Merkez Bankası'nda işe baş- layan Tümgeneral Kapra- nov, GRU subaylan tarafın- dan. Rusya'nın Altay bölge- smde'Kontur-M' adh bir fir- manuı sahibi olan Malkin so- vadh bir işadamıyla tanısö- nkh. Malkin, bunun ardın- dan Kapranov adına bir banka hesabı açn. Kapranov da. Malkin'e. Mosko^'nuı Tuşino böigesinde Merkez Bankası'na ait 'enfomıas- yon merkezinin inşaatında İcullanılacağr görüntüsü al- nnda 10 mihon dolar para aktanh. Ük avansı alan, an- cak paraAi Tuşino'daki inşa- atta kullanmak \erine Hol- landa'}^ uçan Malkin, bura- da PKK elemanlanyla bir araya getirüdi GRU'nun ak- tarmayı planladığı tüm pa- ra, böylece örgüte verfldL" Malkin'ın parası ricarette batmışgıbı göründü. Merkez Bankası. parasının peşine düştü. 1 milyon dolar değe- rindekı gayrimenkullerini satmakamacıyla 1997'de Al- tay bölgesine dönen Mal- kin'in, bu kadar mülke nasıl sahip olduğu Altay Savcılı- ğı'nca araştınhnaya başlan- dı. Olay mahkemelik olunca gizli operasyon ortaya çıkn. Malkin 1997'de. Kapranov da 1999'da gözaltına ahndı. İĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN mmmtErmmimsm Diyarbakır il örgütünce düzenlenen basın açıklamasma partililer de katıldı HADEP'ten gövde gösterîsi DÎYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)- HA- ,_ DEP'liDiyarba- Jj? kır Büyükşehir Belediye Başkanı Feridun Çefik, Siirt Belediye Başkanı Mehmet Selim Ozalp ve Bingöl Belediye Başkanı FeyzÜDah Karaaslan'ın tutuklanma- sının ardından, partinin Diyarbakır il örgütü geniş katılımlı bir basm toplantısı düzenledi. Toplantıda. HADEP Diyarbakır İl Başkanı AB Ürküt, -Partinüze yönelik uygula- malarbölge ve Diyarbakır vicdanın- da mahkûm edilmiştir" dedi. Çok sayıda gazetecinin de izledi- ği toplantıda HADEP İl Başkanı Ali Ürküt. partilerine yönelik sureci. parti avukatı Sinan Tannkulu ise başkanlara yönelik suçlamalan de- ğerlendırdi. Son bir yıl içinde Tür- • Basın toplantısında, son bir yıl içinde Türkiye'de ve bölgede gelişen toplumsal banş ve yumuşama ortamının ocak ayından başlanarak değiştirildiği ileri sürüldü. kiye'de ve bölgede gelişen toplum- sal banş ve yumuşama ortamının o- cak ayından bu yana farklılaştığını belüten Ali Ürküt şunlan söyledi: •*Bunu gösteren bazı ipuçlan var. Önce Ocak ayuıda Başbakan Bü- lent Ecevit, partinüze yönelik teh- dit içeren bazı mesajlar verdL Bu mesaj daha sonra bazı kurumlann raporlaruıa yansıdLArdından çeşit- li dönemlerde bölgenin değişik yer- lerinde partinüze>önettkolduğunu tahmin ettiğüniztoplantılar yapıldı. Bundan sonra da partinıize yönelik sistematik basküar vaşandL Teşki- laüanmıza baskınlar düzenlendi. Ardından Belediye Başkan Vekili Ramazan Tekin tutuklandı. son ola- rak belediye başkanlarunız tutuk- landı, göre\lerinden uzaklasonldı, aynca genel merkez yönetinümiz- den 13 kişi cezalandırudL" HADEP'h belediyelerin olumlu çalışmalannın engellenmek isten- diğini öne süren Ürküt, şöyle de- vamettı: "Yakınzamana kadar böl- gede ve Türkiye'de toplumsal banş ortamının geliştiği, bu nedenle O- HAL uygulamasının kaldırünıası gereküği tarüşüıjordu. Bu olavlar- dan sonra OH.AL uzauldL Yine ko- ruculuk sistenünuı kaldırünıası dü- şünülüyordu, gündemden düşürül- dü. Bir diğer yönü de Hizbullah ola- yıdır. Hizbullah olayı derinleştikçe kamuoyunun gündemine farUı iliş- kilerin. bağlanülann ortaya çıküğı görüldü. Bu konunun da bir an ön- ce bazı çevreler taranndan gündem- den düşürülmesi gerekiyordu. Buna bağJı olarak Batman Vaüliği'nin si- lah alımı konusu ortaya çıkn. Saym Cumhurbaşkanı'nm da ifade ertiği gibi bölgedeld rutin dışı uygulama- lann da etkisi var. Mesut Yılmaz'm ve Adalet Bakam'nm açüdamalan da Uginçtir. \'aşananlar hükümetin inisi\atifı dışındadır" diyorlar. Eğer bir hükümet hükümet etmiyorsa.. o zaman anlamı yoktur. Bu uygulama siyasidir. Uygulama bölge ve Diyar- balar \icdanında mahkûm edilmiş- tir. Uygulama, başkanlar şahsında bütün böigeyedir. demokrasi güçle- rinedir ve Kürtleredir." Bağlar Belediye Başkanı Cabbar Leygara ise rufuklanan belediye başkanlanyla cezaevinde görüştü- ğünü. kendilerinin hukuksuzluğa ve haksızlığa uğradıklannı söyledikle- rini belirtti. Fazilet Partîsi K u U u i ••:«••. Erkaya'yı hedefaldı ANKARA (Cumhuriyt* Bürosu) - Fethuilah Gülen konusundaki tartışmalara uzun süredir girmemeyi ter- cih eden FP yönetimi bu tu- tumunu değiştirdi. FP lideri Recai Kutan, eski Deniz Kuv\ etleri Komutanı emek- li Oramiral Güven Erka- y«'nın, Gülen'i rejimin ge- leceği için en büyük tehlike olarak değerlendirmesine tepki göstererek, "MDfi ve manevi değerlere bağh olan- lar potansiyel tehlike sayıh- >w" iddiasım dile getirdi. Kutan, partisinin il baş- l l d ^p y y p j ^ koniışmada, Erkaya'.mn açıklarnasına değinerek, "Bir emekli asker televizyon programında çıkıp 'Türkiye için en büyük tehlike Fethui- lah Gülen ve okullandır' de- di Orta Asya cumhuriyetle- rine gittiğim zaman beni en çokmemnun eden Fethuilah Gülen ve taraftarlaruun aç- nklan okullardı" dedi. Okullarda bazı derslere katıldığını ve orta 1 öğrenci- lerinin Ingilizce astronomi dersi aldıklanm görünce şa- şırdığuıı kaydeden Kutan, U O okullarda Kazak ve Rus çocuklar da vanh. Hep bir- Kktetstüdal Marşı okudular, Türk BayTağı çekildi" goni- şünü savundu. 'Iktidar terörü var' Son aylarda yaşanan bazı gelişmelerin "Bu koşuüarda AB üyeliğmin söz konusu oiamayacağını ortaya koy du- ğunu" öne süren Kutan, Hiz- bullah, PKK gibi örgütlerin uyguladığı terörün yaru sıra iktidar terörü yasandığuu sa- vundu. Kutan. "Türkiye'nin çesMi yerlerindebazı itirafçı- lann ifadelerine göre birfleri gözaltına aunıyor, tutuklam- yor" dedi. HADEP'li belediye baş- kanlannın gözaltına alınma ve tutuklanmalanna da de- ğinen Kutan. "Adalet Baka- nı da belediye başkanlaruun gözaltına alınmalannda ba- zı aşınlıklar olduğunu söyiü- yor. Bazı çe\Telerin Tüirid- ye'nin AB'yegirmesmisabo- te ettikleri değeriendirmele- ri j'apıhyor" diye konuştu. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Hükümetin kararlaştırılmış bir Gü- neydoğu politikası var mı? Varsa, bu- nu uygulamaya gücü yetebilecek bir otoriteye sahip mi? Mesut Yılmaz, HADEP'li üç belediye başkanının tu- tuklanması konusunda NTV'de Nuri Çolakoğlu'nun sorulannı cevaplar- ken şunlan söyledi: "Liderler toplan- tısında bu konuyu değerlendirdik. Içişleri Bakanı'ndan bilgi aldık. Her ne kadar yargı alanına giriyorsa da Türkiye'nin huzurvnu, iç güvenliğini bu kadaryakından ilgilendiren birko- nuda savcılann hükümetibilgilendir- mesi gerekir. Bu olay hükümetten kopuk yürijtülmüş. Baştan hüküme- tin bu konudan haberi olmamış." Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün bu olay karşısındaki tavrı şöyleydi: "Bazı aşınlıklar var. Onayla- mamız mümkün değildir." Türk, bu açıklamayı yaptığı sırada henüz be- lediye başkanlannın ifadeleri gazete- lerde yer almamıştı. Türk, başkanla- nn "Bize jandarmada işkence yaptı- Hükümetin Güneydoğu Politikası(î) lar" dediğini öğrenmemişti. • • • Siz bana bu manzaradan sonra, "Türkiye'de bağımsız yargı var. Yar- gının tutumunu bekleyelim " diyecek- siniz, ben de buna inanacağım. Yar- gının bağımsızlığından vazgeçtim, ül- kenin en kritik konusunda, çok önemli bir tasarrufta bulunuluyor ve hükümetin haberi olmuyor. Daha doğrusu, belediye başkanlarını tu- tuklayan güç, hükümeti haberdar et- mek gereğini bile duymuyor. O zaman, bu hükümet, böylesine kritik ve önemli bir konuda devre dı- şı mı? Yahut da istediği zaman hükü- meti dinlemeyecek bir güç, bu bölge- ye egemen mi? Şu anda bölgede bir savaş ortamı yok. Yıllardırsüren "düşükyoğunluk- lu savaş" sona erdi. Uzunca bir sü- redir bölgeden ciddi bir silahlı çatış- ma sesi gelmiyor. Yani bölgede aske- ri açıdan sorun giderek etkinliğini yi- tiriyor. Zaten belediye başkanlanyla ilgili iddia da artık silahlannı terk ettiğini söyleyen örgütün bazı sorumlulany- la karşılaşmaktan ibaret. Ne bir şid- det eylemi söz konusu, ne de bu ko- nuyu çağrıştıracak bir girişim. • • • O zaman, bölgede yumuşama yö- nündeki gelişmenin önünü kesecek bilgi ve belge de mevcut değil. Yakın- dan bildiğim, bu bölgenin insanlan, yaralarını sarmaya, şiddetten uzak bir yaşama alışmaya çalışıyorlar. Yı- kılmış, tarumar olmuş hayatlannı ye- niden diriltmeye gayret ediyorlar. Ekonomik olarak nasıl toparlanabi- leceklerinin yollannı anyorlar. • • • 15 yıl süren, binlerce insanın yaşa- mına mal olan, ekonomiyi bölgede neredeyse sıfıra indirgeyen bir du- rumdan. normale geçişin kolay of- madığı bir gerçek. işte hükümetin ro- lü burada başlıyor. Koşullan norma- le döndürecek önlemleri almak. Bu önlemler içinde öncelikli görev de güvenlik güçlerinin yeni duruma göre yeniden yapılandınlması. 15 yıl içinde bölgeye, "düşük yoğunluklu saı^as"ın yarattığı bir sertlik yön ver- di. Devlet kuvvetleri de bu sertlik or- tamında şekillendi. Bölgeye bu ruh sindi. Faili meçhulleriyle, yargısız infazla- rıyla, köy boşaltmalarıyla şekillenen dönem, artık geride kalıyor. Bu acıla- n aşabilecek, önyargı/an geride bıra- kacak projelere ihtiyaç olduğu bir ger- çek. İşte hükümet burada gerekiyor. • • • Belediye başkanlannı jandarmaya sorgulatan birsistem, bu bölgede so- runları çözebilir mi? Belediye baş- kanlannın gözaltına alınmasını sonra- dan öğrenen bir hükümet, bölgenin sorunlannı çözebilecek dirayeti gös- terebilir mi? • • • Sorun AB ile ilişkilerle sınırlı değil. Hatta ve öncelikle bu konu Türki- ye'nin iç barışı ve huzuru sorunu. Evet, Dışişleri Bakanı Ismail Cem, "Avrupa'yla ilişkizorlaştı" diyor. Evet, bazı gazeteci arkadaşlar, bu eylemi "AB ile biryol karan" olarak yorum- luyoriar. Ama hepsinden önemlisi; kendi iç yaşamımız. Belediye başkanlanna, "Bana işkence yaptılar" dedirten or- tamdan nasıl kurtulacağız? Böyle bir ortamda demokrasiyi nasıl geliştire- ceğiz? • • • En vahimi de hükümetin en önem- li konuda inisiyatifsiz olması. Asıl kor- kutucu olan bu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear