Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 16 ŞUBAT 2000 ÇARŞAMBA
O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
İnsan Haklan Sözleşmeleri ve Türkiye
Prof. Dr. Mesut GULMEZ
2
000'lenn başında, Turkı-
>e nın ınsan haklan sozleş-
melen karşısındakı onay du-
rumu ve polınkası nedır9
Bu
soruyu yanıtlamadan once,
kımı kısa saptamalar yap-
makta yarar vardır
1) Turkıye, 1932 'den ben Uluslarara-
sı Çalışma Orgutu (UÇÖ), 1945 'ten be-
n Bırleşmış Mılletler (BM) ve 1950'den
ben de Avrupa Konseyı (AK) uyesıdır
1999 sonlannda da Avrupa Bırlığı'ne uye
adayı ulke olmuştur
2) Uyelık, hıçbır sonucu olmayan,
salt bır kuruluşla uluslararası duzeyde
ılışkıler kurma ya da bu kuruluşun ıçın-
de yer alma ıle sınırlı bır anlam taşı-
maz Turkıye de, otekj uye devletlergı-
bı, anılan uluslararası ve bolgesel kuru-
luşlara uye olmakla kımı yukumluluk-
lerustlenmıştır Buyukumluluklennda-
yanağı, uyesı olduğu kuruluşlann ana-
yasal nıtelıklı kurucu belgelendır
3) Uluslararası kuruluşlann anayasa-
lannda yer alan bu yukumluluklerden bı-
n ve başlıcası, "insan haklanna ve te-
mel özgürlüklere saygı ilkesi"dır Buıl-
keyı evTensel ve eylemsel olarak gerçek-
leştırmek ıçın, uye devletlenn hem ay-
n ayn çaba harcaması hem de kendı ara-
lannda ve BM ıle ışbırlığı yapmalan
gerekır
4) İnsan haklanna saygı ılkesının so-
mut ıçenğı ve çerçevesı, ınsan haklan
sözleşmelenyle behrlenmıştır İnsan
haklan yazılı hukukunun en onemü kay-
naklanndan bın olan sozleşrneler, belır-
lı koşullarla ışlerlık kazanan denetım
.sıstemlen ongormuştur Deneöm sıste-
mının ışlemeye başlaması, sözleşmenın
yetkılı ulusal organlarca onaylanması
koşuluna bağhdır Ancak, gerek BM ge-
rekse UÇÖ çerçevesınde onay koşulu-
na bağh olmaksızın ışletılen denetım
sıstemlen de vardır
5) Sozleşmelenn üye devletlerce onay-
lanması zorunlu değıldır Sozleşmeyı
onaylama konusunda, genellıkle bır su-
re de yoktur
Bu saptamalardan şu sonuçlar çıka-
nlabılır Sozleşmelenn ısteğe bağlı ola-
rak onaylanması, ınsanhaklannın evren-
selleşmesını sağlama amacı ıle ulus dev-
letlenn ulusal egemenlık yetkılennı bağ-
daştırmayı amaçlar
Bu uzlaştıncı çozûm, bır yandan ın-
san haklannı evrenselleştırmenın on-
koşulu, ote yandan da evrenselleştırme
onunde cıddı bır engeldır Uye devleün
bu yetkısını hıç kullanmaması ya da çok
gecıkmeü, son derece ıhtıyaüı, seçıcı
ve sonuç olarak, çok sınırlı bıçımde,
"vasaksavarcasna" kullanması olanak-
hdır Boylesı bır tutum, sozleşmelen
onay durumu yonunden ıkı temel sonuç
dogurur Sayısal yonden onay duzeyı-
nın yetersız olması ve sûre yonunden de
onayın çok gecıkmelı bıçımde gerçek-
lesmesı
Turkıye'nm başlıca ınsan haklan soz-
leşmelen karşısındakı onay durumunu
ortaya koymak ıçm, oncelıkle, 1999 yı-
lı ıobanyla taraf olduğu sozleşme sayı-
sını BM, UÇO ve AK uyesı devletlenn
onay sayılanyla karşılaştırmak ve sıra-
lamadakı yennı saptamak gerekır Bu kar-
şılaştırma, yalnızca Avrupa Konseyı
uyesı 41 devlet gozonune alınarak ulus-
lararası ve bolgesel düzeylerde yapıldı-
gında, tum karşılaşürmalarda, ulkemı-
zın onay sayısı açısından sıralamanın
sonlannda yer aldığı görulmektedu"
• BM, UÇÖ ve UNESCO sozleşme-
lennden oluşan 52 evrensel ınsan hak-
lan sozleşmesını 31 Mayıs 1999 tanhı
ıtıbanyla onaylayan Avrupa Konseyı
uyesı 41 devlet ıçmde Turkıye, sondan
altıncı olarak 35 sıradadır Turkıye'nm
onayladığı sozleşme sayısı 24, AK uye-
lenrun ortalama onay sayısı ıse 33 6'dır
• 181 UÇO sozleşmesını 31 Aralık
1998 tanhı ıtıbanyla onaylayan 41 Av-
rupa Konseyı uyesı devlet ıçınde Tur-
kıye, sondan beşıncı olarak 32 sırada
yer alan bır konumdadır Turkıye'nm
onayladığı sozleşme sayısı 34, AK uye-
lennın yururluktekı onaylanmış sozleş-
melere ılışkın ortalama onay sayısı ıse
54 8'dır
• 26 AK sozleşmesı ve ek protoko-
lunu 31 Mayıs 1999 tanhı ıtıbanyla
onaylayan Konsey uyesı 41 devlet ıçın-
de Turkıye 35 ve sondan beşıncı sıra-
da bulunmaktadır Turkıye'nın onay sa-
yısı 8, AK uyelennın ortalama onay sa-
yısı ıse 12 4'tur
• Avrupa Toplulukları Komısyo-
nu'nun, 18 BM ve AK sozleşmesı ıle pro-
tokolunu temel alarak 13 aday ulkemn
"tarafotmama" durumunu karşüaşnran
1999 tanhlı bır raporuna göre de Tur-
kıye, bu 18 sozleşme ve protokolden
11 'ını onaylamayan tek ulke olarak en
son sıradadır
Turkıye'nm, 2000 yılının başında, ın-
san haklan sozleşmelen karşısındakı
durumu ozet olarak boyledır Dört de-
ğışık bağlamda yapılan karşılaştırma,
Turkıye'nm onay duzeyının sayısal yon-
den çok yetersız olduğunu ve son sıra-
larda yer aldığını ortaya koymaktadır Bu-
nun, genel bır deyışle anlamı şudur
Turkıye, BM, UÇO ve AK üyesı dev-
let olarak ustlendığı ınsan haklanna say-
gı ılkesının somut ıçenğmı duzenleyen.
yanı ınsan haklannı guvenceye bağla-
yan sozleşmelen onaylayarak ıç huku-
kuna yansıtma ve evTenselleştınnenm ılk
adımını atrna, boylece ınsan haklanna
saygıyı gehştırme ve gerçekleşnrme yu-
kumluluğunu bıreysel olarak yenne ge-
ürme konusunda çok gen dunımdadır
Üyesı olduğumuz ve olmak ıstedığımız
uluslararası ve bolgesel kuruluşlardan
ınsan haklan alanında gelen ıstek ve
eleşnnlenn nedenlennden bın, onay du-
zeyındekı bu sayısal yetersızlık ve ge-
nhktır İnsan haklannın uluslararası ana-
yasası konumundakı, BM uyelennın
yaklaşık uçte ıkısımn onayladığı 1966
ıkız sozleşmelermm onaylanmamış ol-
ması, bu yetersızttğın başlıca gosterge-
sıdır Avrupa Konseyı'ne uye 41 devlet-
ten yalnızca Andorra ve Turkıye bu soz-
leşmelen onaylamamıştır
Onay duzeyının düşûkluğunun bır
başka boyutu, onaym gecıkmelı olarak
gerçekleşmesıyle ılgıhdır İnsan hakla-
n sozleşmelen, ıstısnalan bulunmakla
bırlıkte, ulkemızce ılgıh uluslararası ku-
ruluşun kabul ettığı tanhten çok sonra
onaylanmaktadır
Türkıye, BM sözleşmelenm, ortala-
ma olarak, kabul edıldıklen tanhten 4 4
yıl sonra onaylamışur AK sozleşmele-
nnde ortalama onay sûresı 9 yıla yük-
selmektedır Ortalama onay suresı, 1937-
1999 arasında onaylanan toplam 39
UÇO sozleşmesı ıçm 18 5 yıldır Sos-
yal haklarla ılgılı sözleşmeler. kışısel
ve sıyasal haklara ılışkın sözleşmelere
oranla çok gecıkmelı olarak onaylan-
mıştır
Gen ve gecıkmelı onay durumu, te-
melde 60 yılı aşan bır sureden ben ız-
lenen "•gefcneksel" bır polıhkanın üru-
nudur Resmı onay polınkasının ıkı ozel-
lıgı ya da gerekçesı vardır Bınncısı, iç
hukukla uyumiçindealma, resmı gerek-
çelerdekı eskı anlatımla, "milü mevzu-
atla mutabakat içinde" ya da "ahenk-
tar" olma, yenı anlatımla da "ulusal
mevzuattaoiumsuzhık varatmama''dır
tkmcısı ıse, ona> ın uluslararası kurulu-
şa uyelığm doğal bır sonucu ya da ge-
reğı olduğunun behrtılmesı, kısacası
uluslararası ışbırlığı, üyelık vecıbesıdır
Bu resmı gerekçelere dayanan gele-
neksel onay polıökası, "öncc onay, son-
ra uyum" değıl, "önce uyum, sonra
onay" anlayışının sonucudur Bu yakla-
şım, onay duzeyı yonunden Turkıye'yı
Avrupa Konseyı'nın Andorra, Arnavut-
luk, Estonya, Gurcıstan, Lıtvanya, Lı-
echtensteın, Moldova ve San Manno
gıbı yem ve kuçuk uyelenmn bulundu-
ğu son sıralara duşTirmûştur Bu durum-
dan çıkmanm onkoşulu, geleneksel onay
polıtıkasının değışnnlmesı ve onay du-
zeyınm yukseltılmesıdır
Kuşkusuz, onay duzey ve pobtıkası,
onaylayan az sayıdakı sozleşmeden do-
ğan yukumluluklenn yenne getınlme-
mesım, hukuk ve uygulama düzeyle-
nndekı aykınlıklann goz ardı edılme-
smıgereknnnez ve edıldığı anlamınagel-
mez
Sonuçolarak, Turkıye'nm ınsan hak-
lan sorununun ıkı boyutu vardır So-
run, hem yetersız ve gen olan onay du-
zeyını hıç olmazsa Avrupa Konseyı'ne
uye ulkeler ortalaması düzeyme çıkar-
ma, hem de ûstlenılen hukuksal yüküm-
lulûklenn gereklennı, bu sözleşmelen
yonımlama ve ıçerdığı anlamı belırle-
me yetkısı bulunan denetım organlan-
nm kararlan doğrultusunda yenne ge-
tınne sorunudur
Her ıkı alanda da cıddı adımlar atıl-
ması, kapsamlı onlemler ahnması gerek-
mektedır
ARADABtR
Av. CELAL ULGEN
Bilim ve Din
Buyu ve dın kuramı, toplumu yoneten tınsel ıkız
konudur, ılkel toplumlarda. Buyu geleneklerden do-
ğar, mıstık bırortam ıçınde yaşar Buyu, tum top-
luma kapalıdır, babadan oğula geçer ya da gızlı
alıştırmalarla oğrenılır Bılım ıse deneylerden do-
ğar Bılımı us guder, gozlem ve deney değıştınr
Bılım herkese açıktır, butun toplumun malıdır Bı-
lım ve buyunun kökten ayn şeyler olmalanna kar-
şın benzer yonlen de vardır Pratık amaçlara yo-
nelen, ınsan ıçgudusu ve gereksınımlen ıle yakın-
dan ılgıtenen bırsanat olduğu ıçın buyu, bılıme ben-
zer
J
Çâğdaş toplumlarda ıse dın v ^ buyu kuraiian-
nı, toplum yonetmede belırteyıcı gonmek olanak-'
sızlaşır Gelıştıkçe buyu kurallannı ezerek yok eder
ve kendı kurallannı koyar, bılım. Gıderek felsefe-
ye yakınlaşır, dın ve buyu konulanndan uzaklaşır
Çağdaş toplumlarda dın, kesınlıklesıyasallaşamaz,
toplumu yonetme ışlevını ustlenemez Dın ınsa-
nın duyuncu (vıcdan) ıle ılgıhdır ve ınananlann yu-
reklennde yaşar Burada bulunduğu surece dının,
demokratık olup olmadıgı, çağdaş kurallara uyum
sağlayıp sağlamadığı, hıç mı hıç onemlı değıldır
Buradan taşıp ınsanı, toplumu, ulkeyı yonetme-
ye gelınce, ış degışır. Çunku demokratık yonetım-
ler, bılım toplumu olmayı gerektınr Dın kurallan
ıle yonetılen bır toplumda demokrasıden soz et-
mek olanaklı değıldır (Tum dınler ıçın de bu sav
geçeriıdır)
Prof Dr Server Tanıllı; "Bılım ve dın bırbırle-
nne zıt şeylerdır, uzlaşamazlar" demekte, gerek-
çe olarak da dın kurallannın dogma olduğunu,
dınsel tavırlarda seçme ozgurluğunun olmadığı-
nı ve de kuşkuya yer olmadığını, bılımın ıse tersı-
ne "kuşkuya" dayalı olduğunu belırtmektedır
Gerçekten, bılımın temel kuralı; "kuşku"dur Dın
kurallarında ıse kuşkuya yer yoktur Bılımı, ustun
kılandabudur Bılımdesureklıdeğışımekarşındın-
de asla, değışım olmaz
Temellen yıllar once atılmış genç cumhunyetı-
mızın, bu konulardakı seçımı oldukça berraktır In-
san duyuncunda (vıcdanında), yureğınde kala-
cak, burada gelışecek ve boy atacaktır, dın Bu-
na hıçbır engel yoktur Hatta bu hak anayasal gu-
vence altındadır Ancak devlet yonetımıne el at-
ma, devlet çarkının dışlısı olma çabasına, hıçbır
zaman ızın venlmeyecektır
Son yıl arda, ulkernızde bır kesımın orgutlene-
rek, partıleşerek gerçekleştırmek ıstedıklen şey dı-
nın sıyasallaştırılması çabasıdır llımlısı, kanlısı,
kansızı, takjyyecısı aynı amaca hızmet etmekte-
dr. Demokrasının olmazsa olmaz koşulu, laıklık
ıkesnı delmek, delınen zırhtan ıçen gırmek, de-
mokrasıy! yok etmek. Bu çabalar, doğal olarak
yan örgLrtenmelen de doğurmuş ve ıllegalıtede Hiz-
bullah gıoı bırteronst orgutle karşılaşmamızı sağ-
lamıştır Hizbullah'a goretum yapılanlar dın ku-
rallan ıçındedır Dın boyle ıstedığı ıçın, adam ol-
aun.lmuştur Bunu kabul etmemız olanaklı mı? Le-
çal /a da ıllegel ayırmadan sıyasallaşmış dının
tek ereğı /ardır demokrasıyı yok etmek, yenne dın
kurEİIann egemen kılmak.
ÖDuryandan, laıklık dın duşmanlığı değıldır La-
ıklık dınn; dunya ışlenne kanşmaması, dının ın-
sann du/uncu ıle yureğı arasında kalması bıçe-
nıdr Dn kurallanna gore ınsan "kul", yasalar
karsısında ıse yurttaştr. Demokrasılerde her
yurttaşır kjtsal alanda "Kul" olma ve gereklen-
ni yîrnegetırme ozgtrluğu vardır Bu seçımı bı-
rsy <end ıçnde yapar bır başka ınsana ya da top-
ünnada^atamaz. Sıyasallaşmış dınde bır kez "kul"
olrrava gofun bır darıa yı/ttaşlık haklannı ve de
ozgurluMefi goremezsınız. Iran'dakı molla duze-
nırîde yırttaşlıktan ve de kışı hak ve ozgurlukle-
nncea SJZ edıemedıgı gıbı
NustîfaKemal aydınlanması, ulkemızı vetop-
unumıcuaycınlık ve uygar bır geleceğe taşıma-
M oıgomuştu Usur özgurleştığı, bılım toplumu
>lrrayoundakı tum engellenn kalktığı bır ulke ol-
naçabasını surdurmek bınncıl odevımızdır..
Türkiye Ekonomisinde Genel Durum ve Beklentiler
Dr. Şevket SAYILGAN tknsatçı
D
unya genelındekı yav aşlamadan
olumsuz etkılenen Turkıye'de
ekonomık faalıyetler ıç pıyasa-
da talebın genlemesıyle bırlık-
te buyuk olçüde yavaşladı Isök-
rar programı şımdıye dek kıs-
men başan sağladı ve bundan sonra da bu per-
formansını surdurebıhr Ancak enflasyonun ge-
tirdığı yuksek malıyetm devam etmesı polınka
değışıklıklennde hâlâ yavaş kalmdığını goste-
nyor Turkıye'nm hızlı bu" reform surecme gı-
rebıhnesı ıçm sadece ne yapacağına değıl, na-
sıl yapacağına da karar \ ermesı gerekıyor Bu-
aun ıçınj kururbsal ^efofemla^a gıdıl»«sım de
ongoten
1
uaaştnâcı bır yMlaşırnın zonmhı oldu-
ğu anlaşılmaktadır Para polıtıkası, ıstıkrann te-
sısıne onemlı katkı sağladı, ancak Merkez Ban-
kası'mn ekonomı yonetunınde daha da aktıf bır
rol ustlenmesı gerekmektedır Butçe polınkala-
n artık daha dengelı, ancak hâlâ ekonomık den-
gesızlıklenn başhca kaynağı olmayı surdurmek-
tedır Bmncıl butçe açığı buyuk bırproblem ola-
rak gözukmese bıle operasyonel butçe açığın-
dakı artış ve gerçekleşme beklentısı uzun vade-
de ıstıkran tehdıt eden en onemlı unsurlann ba-
şında getmektedır
Butçe, kronık açık nedemyle yanlış kaynak-
lann tahsısının monetızasyon nskının ve yuk-
sek enflasyon beklentısının en buyuk nedenı
olarak karşımızda durmaktadır Istıİcrarprogra-
mmm temel unsurlanndan bın, bmncıl butçe-
nm fazla vermesıydı, ancak bu hedef, kamu ça-
lışanlannın ucret artış sıstemmde yapılan re-
formla, harcamalann kısılmasıyla ve \ ergı re-
formu ıle desteklendı Daha verımlı bır vergısıs-
temı ve gelır ıdaresı yonunde ılerleme sağla-
makla brrlıkte mevcut konjonkturdekı olumsuz-
luklardan kaynaklanan etkılerm ortaya çıkma-
sınm uzun bır surecı alacağı açıknr Bınncıl but-
çe fazlası 1998'de GSYlH'mnyuzde4 5'ı sevı-
yesmde gerçekleşu"ken 1999'da -1, -2 sevıyele-
nnde açık vermesı beklenmektedır Aynca unu-
tulmamalıdır kı 1998'de harcama denetımı, bu-
yük oranda ücretlenn reel olarak dondurulma-
sı ve yatuımlarda yapılan kısıntılarla sağlan-
mıştır ve pek çok gereklı harcama da 1999'a er-
telenmıştır Aynca depremm yarattığı tahmın
edılen 5-8 mılyar dolaruk ek malıyetm etkılen-
nı de yıl sonu ıtıbanyla ekonomıde enflasyon ve
butçe açığı olarak gostereceğı anlaşılmaktadır
Turkıye ekonomısınm belırleyıcı ozellıklen,
duzensız kısa vadelı hızlı buyume ve kronık
yuksek enflasyon olmaya devam etmektedır Bu
unsurlar ulkemn uzun vadelı buyume potansı-
yehnı ortaya koymasmı engellemektedır 1995'te
başlayıp 1998'ın ortalanna kadar devam eden
hızlı buyume dönemmı durgunluk takıp etmış
ve Asya knzmı bellı olçûlerde hasarsız atlatan
ekonomı, Rusya'mn çokuşunu takıben gelış-
mekte olan pıyasalarda çıkan knze fazla dırenç
gosterememıştır 1998'ın ıkıncıyansı, ekonomık
faalıyetlerdekı yavaşlama ve dunya malı knzı-
nın gelışmekte olan pıyasalara uluslararası gu-
venm sarsüması nedenıyle zor bır donem ola-
rak tanhe geçecektır Ancak 1998 başlannda
uygulamaya konan dezenflasyon programı teme-
lınde belırlenen yem polırıkalar, makroekono-
mık koşullann ıstıkrar kazanmasına onemlı kat-
kıdabulunmuştur Bunun sonucu toptan fiyat en-
deksı yuzde 50'lere genlemış ve oınncıl butçe
fazla vermışür Ancak bu duzeltme operasyonun-
da, uzun vadede bır ıstıkrarlı buyume hedefıy-
le hıç de tutarlı olmayan bu- şekılde ağırlıklı ola-
rak .yukşjek faız oranlanna mecbur kalınması
zorutımluğu ortaya çıkmıştır Ekonomuun bü-
yume hızı, 1998 yılında uçer aylık donemler ıtı-
i)toylasırasıylayuzde8 9, yüzde 4 6, yuzde 2 4
ve bınde 7 olarak hızlı duşuş gosterdıkten son-
ra 1999 yılında eksıye donmüştür Yılm ılk uç
ayında GSMH reel olarak (sabıt fiyatlarla) yuz-
de 8 4 azaldıktan sonra, ıloncı uç aylık donem-
de de küçulme yuzde 3 4 olmuştur Boylece yı-
lm ılk yansında, bu- oncekı yılm eş donemıne
gore, buyume hızı eksı 5 8 olmuş, başka bır de-
yışle ulkemn yarattığı hasıla, katma değer cıd-
dı ve kaygı vencı bır bıçımde azalmışnr Yılm
ılk altı aylık dönemınde kuçubne tanm sekto-
runde yuzde 5 5, genış anlamda sanayı sektorun-
de yuzde 3 9 (ımalat sanayıınde yüzde 4 9), ın-
şaat sektorunde yuzde 4 3, tıcaret alt sektorun-
de de yuzde 9 4 duzeyınde ohnuştur
Buna paralel bınncıl butçe fazla vermesıne rağ-
men, GSYlH'ye oram 1998'de yuzde 7 olarak
oluşurken konsohde açık, yuzde 6'lık OECD
ortalamasmm uzennde gerçekleşmıştır Yığılan
faız odemelen, hâlâ harcamalar uzenndekı en
buyuk baskı kaynaklanndan bm olmayı surdur-
mektedır GSYİH'nın yüzde 18'me ulaşan ıç
borçlar, uluslararası standartlara gore çok yuk-
sek olmamakla bırlıkte ıstıkrarsızlığa neden olan
bazı faktorlen bunyesmde taşıdığı ıçın cıddı en-
dışelere yol açmaktadır
- Iç borç fazlasının kısa vadelı olması fmans-
man gereksmımımn arttığı donemlerde mone-
tızasyon nskını artnrmaktadır
- Yurtdışmdan net borçlanmanın son beş yıl-
dır eksıde olması, yerh malı pıyasalar ve faız oran-
lan uzennde ek bır baskı yaratmaktadır
- Kamu borçlannda reel faız oranlannın aşı-
n yuksek oknası, bmncıl butçede ne kadar faz-
la venlırse venlsm bır fınansal knzm en onem-
lı hazırlayıcısı halıne getmnektedır
- Aynca unutuknamalıdır kı kamuya aıt ma-
lı kurumlann elmde yuklu mıktarda pazarlana-
mayan borçlar bulunmaktadn- (kamu bankala-
nnın tanm sektorune ve kuçuk ışletmelere sub-
vansıyonlu kredı sağlaması)
Inanılmaz sevıyelere varan faız odemelen, bu-
taraftan >Tiksek enflasyon beklentılennı besler
ve ulkerun kuresel ekonomık şoklara karşı za-
fıyetmı dennleştınrken, dığer taraftan da butçe
açığını azaltmak ıçın sarf edılen uzun vadelı ça-
balara da ağır bır darbe ındırmektedır Şu ana
kadar gerçekleştınlen makroekonomık ayarla-
malar, ancak yapısal reformlann uygulanabılme-
sı ıle başan getırebılecektır Bu reformlar Tur-
kıye ekonomısım dığer OECD ekonomılenne ya-
kınlaştıracaktır Ancak Turkıye'nm bu doğrul-
tuda ılerleyebılmesı ıçm ılende ozelhkle tanm-
sal destek, altyapı ve mevzuat alanlannda ek re-
formlar yapılması gerekecektır Bu onlemler
alınmazsa Turkıye yıne yuksek enflasyon bek-
lentısı nskı ve bunun sonucu olarak da gıderek
cıddıleşen kötu kaynak tahsıs sonınuyla karşı kar-
şıya kalacaktır
Turkıye, tûketıcı fiyatlannda ortalama yüzde
70 0 artış, dış ücaret hacmınde yuzde 10 0'u aş-
kın daralma, şıddet derecesı yuksek bk kuçûl-
me ıle dunyadakı genel gelışmelere ters bır du-
rum gostermektedır Bır anlamda ekonomıde
yaşanan bu depremı, Asya-Rusya knzı ıle açık-
lamak ya da donemsel bır ınış olarak görmek ola-
naklı değıldır Turkıye, uzun suren yuksek bır
enflasyon sonucu, durgunluk donemıne, hatta ku-
çulme surecme gırmıştır
Türkiye ekonomısı son yırmı yılda ortalama
yuzde 4 l'lıkyıllıkbuyıımeoranıtutturmayıba-
şarmıştır Bu oran, OECD ortalaması olan yuz-
de 2 5 'ın uzenndedır Hızlı nufus artışı ve şe-
hırleşme, soz konusu yuksek buyume hızımn te-
mel nedenlenm oluşrurmaktadır Ancak aym
donemde kışı başına duşen GSYlH mıktannda-
kı arnş, OECD ortalamasına eşıttır Aynca 1997
yüı ıtıbanyla Turkıye, 6 bın 463 dolarlık kışı ba-
şına GSYIH'sı ıle OECD sıralamasımn en so-
nunda yer almaktadır Turkıye gelır dağılımı ko-
nusunda da OECD ulkelen arasında olumsuz bır
durumdadır Gehr eşıtsızbğı 1987-1994 arasın-
da da artmaya devam etmıştır Ancak unutulma-
malıdır kı ulke ekonomısının bahsetağımız do-
nemde yaşadığı sorunlar goz onune alınırsa, ra-
kamlar şaşırtıcı derecede ıyı bır ekonomık per-
formans gerçekleştırdığı şekhnde de yonımla-
nabüır Sonuçta, ekonomuun gelecekte hızb ve
sağhklı buyümesı ıçm bellı onkoşullann ger-
çekleştınlmesı gerekmektedır
Bunlar, guçlu ve denrüığı olan bn- malı pıya-
sa, yuksek nıtebklı ışgücu, ıyı ışleyen sennaye
pıyasalan ve ıstıkrarlı bır sıyaset Bu önkoşullar
sağlandığında Turkıye'nın ekonomık performan-
sı aşağıda belırtılen bır dızı yapısal reformun ha-
yata^geçuTİmesıyle duzluğe çıkacaknr
- Urun pıyasalannm (emtıa borsalan) oluştu-
rularak serbestlığımn sağlanması
- Buyumeye destek olacak altyapınm gelıştı-
nlmesı
- Malı pıyasalann gelışmesmı sağlayacak teş-
vıklenn gerçekleştınhnesı
- Polınka uretme ve karar ahna mekanızma-
lannm ıyıleştınlmesı yonunde hukuksal değışık-
lıkler (Sıyasal PartıleT Kanunu, Seçım Kanu-
nu)
BagLuıkarnerru
kîybettım
Hülıinsuzdur.
AYŞEERKA1V
Bakırkoy Merkez Sağlık
Ocağı personel kımlık
kartımı kaybethm
Hukumsüzdür
MUZAFFER YARAN
NÂZIMHİKMET
KÜLTURVE SANAT VAKH
Kültür ve Sanat Akşamlan
Şairlerinden Aşk Şiirleri
Ozer
hitlmı Y'avuz
Aydın Hatzpoğlu
Egemen Berkoz
Ataol Behramoglu
Refzk TDurbaş .
Incı Asena
Turgay Ftşekçı
Akgun Akova
Sunay Afetn
kuçuk Iskender
17 Şubat 2000, saat 18.30
Nâzım Hıkmet Vakfı Kültur Merkezi
Sıraselvıler Cad. 48/1 Taksim
Tel: (212)252 6314 -15
PENDİK
3.ASLİYE HUKUK
MAHKEME St'NDEN
Davacı Sevtap Bozkurt ta-
rafindan davah Bünyamm Boz-
kurt aleyhıne açılan boşanma
davasfflin yspılân duruşfflâsın-
davenlen ara karan uyannca.
Bılınen en son adresı Ûzunka-
ya Pasajı No 141 Kartal îs-
tanbul olan davalı Bûnyamın
Bozkurt a mahkememız tara-
findan teblıgai yapılması mûm-
kûnohnadığıgıbı yapılan tum
araştınnalara ragmenteblıga
ta yarar açık adresıde tesprt edı-
lemedıgınden, Adı geçen da-
vahnın duruşma gunü olan
9 3 2000 gunu saat 10 00'da
mahkememızde hazır bulun-
ması, dava ıle ılgılı herturlû de-
lıUermı dnruşma gunüne kadar
ıbraz etmesı, mazeret goster-
meksLZin duruşma gûouııde
mahkememızde hazır buhın-
maması halınde yargılamanın
yokhığundavapıiarak kararve-
nleceğı TK'nın 28 ve devamı
maddelen gercğmce danen teb-
lığolunur 02 022000
Basın 7375
PENCERE
Zemzem Kuyusuna
İşemek.
Zemzem, Mekke'de kutsal bır kuyunun adı1
Soylenceye gore Ibrahim Peygamber ya da oğ-
lu Ismail tarafından bulunmuş kuyu, hacılar zem-
zem suyunu kuçuk bır kaba koyup yurtlanna go-
tururler, ıyı bır adamı tanımlamak ya da ovmek ıçın
ne denır
- Zemzem suyuyla yıkanmış1
Dıyelım kı adı Ibnı Fışfış olan, hergelenın bın ıs-
termış kı Mekke'de unlensın, eskı deyışle meşhur
olsun, herkes ondan soz açsın dıye yanıp tutuşur-
muş, sonunda bır yol bulmuş
Zemzem kuyusuna ışemış1
Ibnı Fışfış'ın bır anda adı duyulmuş, sokaktan
geçerken gostenrlermış
- Zemzem kuyusuna ışeyen Ibnı Fışfış bu gor-
düğunuz adamdır1
O zaman televızyon yok, ama, Ibnı Fışfış gorul-
memış bır reytıng yapmış
•
Çağımızda da bu yontemı kullanmak ısteyenler
eksık değıldır Reytıng gunumuzun en onemlı so-
runudur, pıyasada pazar payını arttınr, reklam ge-
tınr, para kazandınr, hayat memat sorunu gıbıdır
Gunumuzde zemzem kuyusuna ışeyen ışeye-
ne1
. Gazetelerde okudum, Uberal Partı Başkanı
Tibuk durup dururken Nâzım Hikmet ıçın ne de-
mış
"-Zayıf karaktehı bın "
"- Zarariı bır zavallı "
Cırmı kadar yer yaksada bır sıyasal partının ge-
nel başkanı bu sozlenyle gazetelere geçıyor, rey-
tıngı yukselıyon çunku zemzem kuyusuna ışıyor
•
Yılmaz Güney de durup dururken "lumpen,
katıl" dıye saldınya uğramadı mı?
Ortalık bırbınne gırdı, yazılar, çızıler, televızyon-
larda tartışmalar
- Yılmaz Guney kım?
- Sınema adamı, senanst, yönetmen, roman-
cı, oyuncu değıl mP
- Hayır katıl, lümpen
1
- Yapma.'
- Maganda, kıro, zonta!
3
- Deme'
Ibnı Fışfışlık herçağda, hertoplumda geçerlı ola-
bılır Ama, gunumuz Turi<ıye'sınde tam zamanı
1
Medya patronlan koalısyona toz kondurmuyoriar
IMF, yazdığı programı hukumetın elıne tutuşturdu
Halkın anası ağlıyor Yılmaz'a sovmenın tam za-
manı
1
. Nâzım'a kufretmenın daha uygun zaman-
laması bulunabılır mı? . Sırada kım var? Orhan
Kemal mı? Aziz Nesin mû Rıfat llgaz mı?.
Ahmed Arif mı? Hepsı de ıyı reytıng yapar!..
•
Toplumca kafayı yedık
Ama haklıyız'.
Deprem ustune deprem.
Dehşet ustune dehşet
Ceset ustune ceset
Televızyonlarda göruyoruz, durmadan ceset çı-
karan gorevlıler burunlannı tıkryoriar; olulenn ko-
kuşmuşluğunu genızlerıne çekmesınler, dıye...
Ya dırılenn kokuşmuşluğu?
Kokuştuki.
Yoksa Turkçenın yuce şaınne dıl uzatmak cu-
retını, bır zavallı polrtıkacı mukallıdı, kendınde na-
sıl bulabılırdı?
AİLE BÜYÜCÜMÜZÜ
YİTİRDİK
Şebınkarahısar Mudafaa-ı Hukuk Cemıyetı
kuruculanndan Mustafa SABUNCU ıle Nazıre
SABUNCU'nun oğullan, Talha SABUNCU, Talat
SABUNCU'nun kardeşlen, Muzeyyen DERNMN,
Muzaffer KIZILSUMER, Mualla CİNCOR ve Sevım
YUCEL'ın ağabeylen, Ferzane TUNAUGİL, Hunye
SABUNCU, Dursun Derman, Yahya KIZILSUMER,
Abdı CİNCOR ve Orhan YUCEL'ın kaymbıraderten,
Mehmet SABUNCU, Ayşe ERSAN, Fuat SABUNCU,
Nejat SABUNCU, Gonul SABUNCU ve Polat
SABUNCU'nun amcaları, Engın DERMAN, Suzan
ALPSÖKMEN, Ömer DERMAN, Guloren KIZILSUMER,
Gunay KIZILSUMER, Gulderen GÖKÇEN, Gulseren
ALPHAN, Mustafa KIZILSUMER, Bılge KIZILSUMER,
Hasan KIZILSUMER, Sureyya CİNCOR, Guzın
CİNCOR Hakkı YUCEL ve Burhan YUCEL'ın dayılan,
Başar SABUNCU ıle Prof Dr Yavuz SABUNCU'nun
babalan, Candan SABUNCU ıle Hulya SABUNCU'nun
kayınpederlen, C Alı SABUNCU ıle Elıfsu
SABUNCU'nun dedelen, H Nuran SABUNCU'nun
sevgılı eşı, guzel ınsan, ornek yurttaş
Yük. İnş. Müh.
NECMİ SABUNCU
(İTÜ-1936)
ölümlu dunyamızdan aynldı
Cenazesı 16 Şubat 2000 (bugun) gunu, Teşvıkıye
Camtsı'nde kılınacak oğle namazının ardından
Edımekapı Mezariığfnda toprağa venlecektır
TEŞEKKÜR
Çukurova Ünıversıtesı Tıp Fakultesı'nde, çağcıl bır
ışlemceyle (amelıyatla) gozlerıme ınen perdeyı
(kataraktı) açan, kararmaya başlayan dunyamı
aydınlatan seçkın bılımerı
Sayın Prof Dr T. REHA ERSÖZ'e
lyıce sarkan ve sureklı yaşaran goz kapaklarımı
ozenle onaran, gozlerımı doğal btçımıne donuşturen
ozgun becenlı
Sayın Prof Dr MÜSLİME YALAZ a,
ışlemceye katkıda bulunan guler yuzlu
Yrd Doç Dr YASEMİN GÜNEŞ'e,
ozvenlı Uzm Dr ALTAN ÖZCAN'a,
sıcak seslı Başhemşıre KEZBAN ÇAPACI'ya
gonulden teşekkur eder, saygılanmı sunanm
MAHMUT YAĞMUR