Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 12 ŞUBAT 2000 CUMABTES
8 HABERLER
Cumhuriyet Mahallesi'ne bir
Cumhuriyet Mahallesi daha ekleniyor:
'"'CUMHURİYET *~
KlNALI MAHALLESİ
(2. BÖLÜM!)
(P'umhuriyet mahallesi I.
Bölüm'deki 565 parsel sahiplerini
buldu v
r
e proje çalışmaları hızla
ilerliyor. Ancak, mahallemize henüz
katılamayan okurlarımızın,
dostlarımızın istekleri de sürüyor.
Şu anda bu istekleri de
karşılayabiJdiğimiz için mutluyuz. I.
Bölümün yaklaşık 1 km güney
doğusunda, denize yaklaşık 800
metre uzaklıktakı yeni bir arazi
üzerinde Cumhuriyet Kınalı
Mahallesi'ni kurmak için çalışmalara
başladık.
122.450 m
2
büyüklüğünde
olan bu arazideki 140 parseli
okurlarımıza jeolojik zemiıwaporlan
hazırlanarak düzenJenmiş depreme
dayanıklı projeleriyle birlikte
sunuyoruz. Ayrıca, ağaçlandırmaya
olabildiğince geniş alan aynlabilmesi
için de parsel sayısı 140'la sınırlanmış
ve parsel büyüklüğü en az 500 m
2
olarak belirlenmiştir. Parsellerde
inşaat izni oranı, tabanda %20 olup
projeler tek ve ikiz villa olarak
tasarlanmıştır.
Denize daha yakın olan ve I.
Bölüm'de oturan dostlarımızuı da
yararlanacağı sosyal tesislerin de yer
alacağı Cumhuriyet Kınalı
Mahallesi'nde parsellerin metre kare
fıyatı 14 milyon TL'dir. Peşinat 1,5
milyar TL olup kalanı 6 eşit ve sabit
taksitle ödenecektir.
Okurlanmızla, dostlanmızla
birlikte yaşayacağımız Cumhuriyet
Mahallesi adım adım gerçekleşiyor.
Mahallemizle ilgili her yeni gelişmeyi
size bildireceğiz.
CumhurVfeİmahallesi
"Doğayla uygarlık buluşuyor"
YINE
DENİZ CÖRUNUMLU
IMARLI İFRAZLI
BAĞIMSIZTAPULU
M A K U A R A 0 E N I Z I
Cumhuriyet Mahallesi nerede kuruluyor?
•Cumhunyet Mahallesi Istanbul'un batısında, Tekirdağ-Çoriu yolu Kınalı kavşağı üçgeninde,
Çanta Köyu beledıye sınırtan ıçınde kuruluyor. Istanbul'a uzaklığı TEM ydundan 45 dakıka, E5 yolundan
55 dakıkadır. »1. Bölumun hemen guneyınde yer alan Kınalı Bolumu arazısının de stabılıze yollan vardır.
•Bu arazipın de yalnızca % 14'ü evlere aynldı. Kalan % 86'nın küçuk bir bölümü yol ve otopark,
i çok büyük bir bölümü ıse bahçe ve park olacak.
Başvuru: ÇAĞ PAZARLAMA -
Basın Sarayı Kat:4 (Gazetecıler Cemiyetı Üstü) Cağaloğlu - İSTANBUL
Tel: (0212) 520 21 91 - 92, Faks: (0212) 520 50 23
Satış yapılan Cumhuriyet Kitap Kulübü bürolan:
Ankara: Ataturk Bulvan No: 125 Kat.4 Bakanhklar - ANKARA
Tel: 419 50 20 pbx, Faks: 417 19 57
izmir Halıt ziya Bulvan 1352. Sok. No: 2/3 Alsancak - İZMİR
Tel: 441 12 20 pbx, Faks: 441 91 17
'Ülkedeki tek tip parti
aıılayışım değiştireceğiz'
CHP Genel Sekreteri Erdem, tüzük değişikliği ile Türk
siyasi yaşamını sorgulama iddiasında olduklannı söyledi
MUTLUSERELİ
ANKARA - CHP Genel
Sekreteri Tarhan Erdem, tü-
zük değışiklığme ılışkin ça-
lışmaiannı sürdüren
CHP'nin, Tek partüi gde-
nektengefcn tektipparti an-
laytpnT değistırmeye hazır-
landığmı söyledi. Tüzük çer-
çeve taslağını örgütün tarnş-
masına açacaklannı belırten
Erdem, partinin bu çalış-
mayla Türk siyasi yaşamını
sorgulama iddiasında oldu-
ğunu bildirdi. Erdem, sürdü-
rülen değişim çalışmalannın
ideolojik değişimi kapsama-
dığttu da vurguladı.
Tarhan Erdem, Cumhuri-
yrt'in, partinin hazırlığını
yürüttüğü tüzük değişikliği
çalışmalan ve son siyasi ge-
üşmelere ilişkin sorulannı
yanıtladı. Erdem'in sorula-
nmıza verdiği yanıtlar şöyle:
- CHP yaklaşık 3 buçuk
aydır tözük değişikliği fle i-
gHi çahşmalan vürürüyor.
Yeni bir tüzükle amaçladığı-
nız şey nedir?
CHP'nin Türkiye'nin de-
mokratikleşmesi iddiası var.
Anayasasıyla, kanunlanyla
bu demokratikleşmeyi savu-
nurken, kendisinin de yeni
bir tüzük ıhnyacı var. Bu tü-
züğü halkla beraber, örgü-
tüyle beraber tartışırken,
anayasayı da kanunlan da si-
yasal hayat anlayışını da bir-
likte sorgulaması ve birlikte
ırdelemesı meselesini konu-
şuyoruz. Yalnızca bir tüzük
tarbşması, CHP'nin kendini
düzenlemesi değıldır yapa-
cağımız. Yeni bir siyasal ha-
yat önerisidir.
Pefllşlfcllltsart
Türkiye'nin bugün ıçınde
bulunduğu nkanıklıktan kur-
tulması için yapılması gere-
ken bazı değişiklikler var.
Onlardan başlıcası, önce ba-
Zx Siyasi.hayatı düzenleyen
kanunlarda değişiklîk yap-
mak; çok önemlisı toplumun
siyasal hayat anJayıştnın ir-
delenmesi, üzerine gidilme-
sidir.
- Niçüı önce sfygsal hayatı
irde)emek,sorguİamakgere-
Hyor?
Cünkü halkla beraber, ye-
ni bir çıkış yapacaksak, bu
netıce ıtibanyla bir anayasa
rejimidir. Anayasa rejimini
değişürmemiz lazım. Ana-
yasa rejimini siyasal hayat
değiştirir ve halkın bu siya-
sal hayatı değiştırme karan-
nı vermesi lazım. CHP, tek
partiden çok partili rejıme
geçerken, kendi tüzüğünün
bazı maddelerini degiştire-
rek işe başlamıştır. Diğer
partiler de CHP'nin tüzü-
ğünden kendi tüzüklerine
kopya çekmişlerdir.
- CHP'nin bugün de böy-
le bir iddiası var mı?
Gayettabii. 1983'tede Si-
yasi Partiler Kanunu,
1965'ten daha katı kurallar
getirmiştir. Mesele tek tip
partidir. Bütün partüer aynı-
dır örgütlenme bakımından.
Bu tek tip parti, tekpartili re-
jimden geliyor. Oncelikle
bunu çok partili rejimin bir
siyasi partiler kanunu, ana-
yasası haline dönüştürmek
lazım. Bu rejimden çıkma-
nın yolu siyasal hayatı halk-
la beraber tartışmaktır. Halk
istemezse. halka anlatamaz-
sanız hiçbir şey olmaz. Bun-
lar soyut gibi gelebilir. Ama
CHP'nin bir geleneği var.
CHP tüm hayatı boyunca
cumhuriyet devrimlerini
gerçekleştirirken, demokra-
siye geçerken, 1961 Anaya-
sası'na varan demokratikleş-
me, özerk üniversite, özerk
TRT, hâkim teminatı, çift
meclis, anayasa mahkemesı,
çahşmahaklannı ilk söyledi-
ği zaman. bu kavramlann
hiçbiri Türkiye'de bilinmi-
yordu.
Yenl bir anlayış
- CHP çahşmalannı sâx-
dürüyor ve eiinizde bir tas-
lakvar.Butaslağıyaşaınage-
çinne süreci nasıl geüşecek?
CHP kendisını yeni bir si-
yasal anlayışa göre düzenler-
ratik bir siyasal hayat değil-
dir. Siyasal hayatın kurumla-
n var, Meclis, partiler falan.
Pela. bunlann hangisı ken-
dilerinin açık oldugunu ıd-
dia edebiliyorlar?
5 tane bankabatıyor. Ban-
kalan kontrol etmekten so-
rumlu kurum var Türkiye'de.
Ertesi gün bakıyorsunuz, bu
bankalarla hiç meşgul değil-
miş gibi, sorumluluğu yok-
muş gibi davranıyor, konu-
şuyor. Kardeşim o zaman se-
nin ne işin var orada? Biz de-
mokrasiye bazı kurumlany-
la geçmişiz ama, siyasal ha-
yatımızı demokratik kılama-
dığımız için herkes kendi ba-
şına bazı şeyler yapıyor. Me-
seleyi basıte indirgemek iste-
miyorum ama, Türkiye'deki
siyaset adamlan, halkın so-
runlanylakendilerinin ayak-
lanna çarptığı kadar, kendi-
lerini rahatsız ettiği ölçüde
ilgililer.
' iz demokrasiye bazı kurumlanyla geçmişiz
ama, siyasal hayatımızı demokratik kılamadığımız
için herkes kendi başına bazı şeyler yapıyor.
Meseleyi basite indirgemek istemiyorum ama,
Türkiye'deki siyaset adamlan, halkın sorunlanyla
kendilerinin ayakJaruıa çarptığı kadar, kendilerini
rahatsız ettiği ölçüde ilgililer.
ken bunlar tartışılacak ve bu
taruşmalan halka taşıyacak.
Ve sonuçta halk bunu anla-
yacak. Şu anda yeni gibi gö-
rünen bazı kurumlar, "nere-
den çıkn bu" denılecek bazı
anlayışlar, farkedilsin veya
fark edılmesin zaman içinde
bir gün belki bizim dışımız-
daki insanlar tarafından ka-
nun haline getirilecek. Nite-
kim 1961 Anayasası böyle
olmuştur. 1961 Anayasası,
CHP'nin İlk Hedefler Be-
yannamesi'nin anayasa hali-
ne gelmiş şeklidir. Ondan
sonra 1965 sonrasında çıkan
bazı kanunlar, bütün o müca-
delelerin sonucu olarak or-
taya çıkmış kanunlardır. Her
gün gazeteleri okuduğumuz
zaman, her mesele Türki-
ye'de açık bir siyasal hayat
olmadığını, kapalı, monar-
şik, otokratik, teokratık bir
düzenin siyasal hayatı oldu-
gunu gösteriyor. Bu demok-
- Tüzük tasiağmda önce-
likMolarak nelerin aitınıçizi-
yorsunuz? Nereden başla-
mavı pbuılnorsunuz?
Bunlann hiçbin tek başı-
na bir anlam ifade etmez ve
yetmez. Bir tanesi örgüt bi-
rimlerinin, dar bir çevrede,
küçük birimlerde oluşması
gerekir. Yani alt birimde po-
litika yapan bir ınsan, orada
birlikte yaşadığı insanlann
hepsini tammalı, onlar da
onu tanımalıdır ve oradaki
meselelen, o adam kendisi
de yaşamalıdır. Onlar hak-
kında, orada yaşayanlarla
beraber çözüm aramahdır ve
çözüm üretmelidir. Ben bu-
na politıkacının halkla selam
mesafesinde olması gereği
diyorum. Politikacıyı ortaya
çıkaran temel bınmler, temel
örgütler halkla selam mesa-
fesi yakınlığında olmalıdır.
lkincısı, üyelerin devamlı ol-
ması lazım.
Üyelerin yönetim kararla-
nyla partilerden çıkanlama-
ması lazım ve bunlann ka-
yıtlannın sağlam tutulması
gerekir.
- Haznianan mdngın ge-
rekçesinde değjşün özeflflde
vTirgulanrvor. Bu ideolojik
bir değişikliği de kapsıyor
mu?
Hayır. CHP'nin temel
misyonu, temel ideolojisi,
temel anlayışı, temel tercih-
leri çok açık ve belli. Bu bi-
linmeyen bir şey değil. O te-
mel tercihlerde birdeğişiklik
olamaz zaten. Burada bah-
sedilen konu, sıyasal hayat
anlayışının değişimıdir.
-Hizbuflahterörörgütüne
yönelik operasyon ülkede
ciddi tartışmalan da berabe-
rinde getirdL HizbuUah ola-
yının padak vermesi, 28 Şu-
batsürecinindevam ettiğbun
bir göstergesi mktir?
Ben meseleye öyle bakmı-
yorum. Bana göre 28 Şubat
denen şey, bir hükümetin, bir
başbakanın zaafinın su yü-
züne çıkmasıdır. MGK'deki
hükümet, asken kanadın
onerilerini orada kabul etmiş
görünmüş, altına imzaatmış,
sonra dışan çıkmış ve ben
bunlan kabul etmiyorum de-
miştir. Nasıl ki şu anda bi-
zım hükümetimizin ekono-
mik meselelen IMF'ye iha-
le etmesi gibi. MGK'deki
kararda sen de varsın. Bence
orada alınan kararlann hep-
sınden hükümet sorumlu.
Hizbullah olayı iki türlü dü-
şünülebilir. Bir tanesi, gaze-
telerin yazdığı "Bunugirven-
fk güçİeri belli amaçlar için
kuflandıiar ve sonradan da
peşlerini bıraktılar. Bunlar
dagüçkndi" deniyor. Türki-
ye bunun üstesınden gelir.
Fakat bu duruma getıren si-
yaset de kendisüıi sorgula-
malıdır. 10 seneden ben baş-
bakanlık yapan insanlar bel-
li. Gazetelerde yazan iddi-
alara cevap verdiler mi? Bu-
•nn-vatandâfolarak bi2im ög-
renme imkinımız yok mu?
Hizbullah
kullanıldı mı?
1993-1996 yülan arasmda
Hizbullah hükümetin belli
bir amacı için kullanıldı mı,
kullamlmadı mı? Sayısı 400
veya 4 bin katl olayında bun-
lar fail mi ve bu faillere hü-
kümet göz yumdu mu, yum-
madı mı? Bir siyaset adarru
için bundan daha ağır hangi
sorgu olur. Böyle bir sual
karşısında bu adamlar nasıl
sessiz kalabilirler? 1991 yı-
lından ben başbakanlar bel-
li degil mi? Gazetelerde yer
alan iddialara karşı oniann
bir cevap vermesi gerekmez
mi? Bu "elbisesi yaktşma-
ÜBŞ" der gibi bir laf mı yani?
Bu kadar basıt mı? Hayır. Bu
çok önemli bir şey. Diyor ki,
senin başbakanlığuıda sen
Hizbullah'ı kullandın, adam
öldürdüler bunlar. Senin de
bunlardan haberin vardır di-
yor. Buna cevap vermiyorlar
ve bu siyasal hayat buna ce-
vap verdirmiyor. Bugün
Tansu Hanım'uı. Mesut
Bey'in, Erbakan'uı ayağı
yanmış gibi dolaşmalan la-
zım. Gazete gazete doJaşma-
lan lazım, bunlar doğnıdur,
yanhştır diye.
ARAYIŞ
NostaVk Takılamamak
Herkesin, kendınce bazı ufak tefek "keyif" ve
"mutluluklan' vardır. Bu konularda, herkes kendi
beğeni çerçevesinde yaşar ve kimsenin kimseyi
eleştirmeye hakkı yoktur.
Kimileri; bir Doş vakit yakaladıklannda spora ko-
şar, kimileri kendini kahveye atar. Kimileri de elini
beline atar "sahaf" dolaşır.
Ben bu son a
sınıftandım". Bundan birkaç yıl ön-
oesine kadar; özellikle hafta sonlan, "SahaflarÇar-
şısı"n\n ve dışardaki sahaflann tozunu atardım.
Her ne kadar son yıllarda Sahaflar Çarşısı'nda pek
"sahaf kalmadıysa da, özellikle Beyazıt Camii'nin
duvarları dibindeki seyyar kitapçılann standlannı
dolaşırken, o eski mutluluklanmdan bir şeyler ya-
kalardım.
Beni"öen" yapan şeyin, her şeyin öncesinde ye
ötesinde, daha bebekliğimden beri soluduğum ki-
tap tozu olduğuna inanınm ve bunu her yerde di-
le getiririm. Zaten Ayşegül yeni yürümeye başla-
dığı dönemde, elinden tutup Sanaflar'a götürme-
min nedeni de bu idi. Kitap tozuna bulaşsın iste-
miştim. Her ne kadar şimdilerde, yüzmeye ve ka-
yak kaymaya daha çok hevesi var gibi görülse de
(bugünlerde kayma siftahı yapıyor), kitap tozunun
yaydığı mikrobun kanına girdiğine eminim. Taş ll-
kokulu'nda, boşuna "kitap kurdu" unvanını ver-
mezleradama(!)...
Benim için, hafta sonunda "Sahaflar'a gitmek"
demek; meydandaki dergicileri dolanıp, birkaç
haftalık gecikmeyle dergi almak (tabii dörtte birfi-
yatına); birkaç taş plak bulmak; cami duvan dibin-
deki tezgâhlarda, nicedir arayıp bulamadığım bir
kitabı yakalamak; Çınaraltı'nda (aslında kestane)
bir kahve ve birkaç çay içmek, daha sonra Tahta-
kale'ye doğru "dolanmak" demekti.
Nicedir bu zevki tadamıyordum. Ama, "istedi-
ğim anda yapanm" diye düşünüyordum. Ben bu-
radaydım, Sahaflar oradaydı. Kaçıp gidecek de-
ğildi ya... Ama bazı şeyler kaçıp gidiyor.
• • •
Birkaç hafta önce; televizyon haberlerinde, Çı-
naraltı çevresindeki tezgâhların ve kitapçılann Be-
lediye tarafından, birazda "/7unharca"dağrtıldığı-
nı gördüm. Bilmiyorum Eminönü Beled_iyesi miy-
di, yoksa Büyükşehir Belediyesi mi, ama manza-
ra ürpertti. Hitler'in "tosuncuklannın" kitap yak-
ma ayinlerini çağnştınyordu. Hoş, üniversite rek-
törleri, öğretim üyeîerinin kitaplannı camdan bah-
çeye attınr ve kamyonlara yükleyerek SEKA'ya
gönderirse, belediye zabıtalarının kitaba saygısı
ancak bu kadar olur...
Bu üzücü görüntüler tüylerimi ürpertti ama
"Devletin bu türden yasaklannın ömriı birkaç gün
sürer" düşüncesinin rahatlığıyla, fazla üzerinde
dunmadım. Zaten konuyla ilgili olarak birkaç gün
bir şey duymayınca, konunun geride kaldığını san-
dım.
Oysaki bugün (yani dün) derste öğrenci bulama-
manın yarattığı zamanı iyi kullanmak amacıyla,
Sahaflar'a gitmek ve "nostaljik takılmak" istedim.
Aman Tannm, tezgâhlaraçılmamıştı.ye.kit
kadaşlar, melui mahzun dolaşıyoriafctt. C
çay içtik ve dertleştik. Devletin yasağ», bu
sürmüştü. - • • ~
"Devletin yasağı" diye yazdıklanm, elbette sa-
ka. Elbette, kamu yaşammda düzen sağlayıcı bir-
takım kurallar olacak ve herkes buna uyacak. Bu-
nun aksini düşünmek mümkün bile değil.
Ve hafta sonlarında, Beyazıt Meydanı'nda tam
bir keşmekeş yaşandığı konusunda da hiçbir te-
reddüdüm yok. Pılı pırtıyı çantasına dolduran, ge-
lip yere bir naylon seriyor ve "icra-i ticaret'e baş-
lıyor. Yürüyecek yer kalmıyordu.
Doğal olarak, Belediye buna bir son vermeliydi.
Fakattümüyle ortadan kaldırarak değil, belli birdü-
zene sokarak ve elbette vergilerini de alarak.
Beyazıt Camii duvarlannın dibindeki sahaf tez-
gâhlannın, "camiye tecavüz ettıkleri" ileri sürülü-
yor. Engel olunur buna. Standart bir tezgâh biçi-
mi saptanır ve herkese, nerede duracağı gösteri-
lebilirdi. Cami cemaati ve görevlileri de rahatsız ol-
mazlardı.
Dünyanın pek çok büyük kentini gezdim. He-
men tümünde bu türden sahaflar ve bir bölümün-
de de belirii günlerde açılan ve adına "bitpazan"
denilen "merkezler" vardır. Hâtta öylesine ki; bun-
lann bir kısmı, turistler için hazırlanan kitaplarda bi-
le gösterilir. Böyle pazaıiar; kentlere renk katar,
özgünlük oluşturur.
Beyazıt Meydanı'ndaki karmaşıklığı ve "orta-
çağ"\ anımsatan görüntüleri savunmak, elbette
yanlış olur. Ancak; oradaki tezgâhların tümüyle
kaldınlması da çok daha büyük bir yanlış.
Insanlanmızın okumaktan böylesine uzaklaştı-
ğı bir dönemde, onlan okuma konusunda özen-
dirme yerine, önlerindeki birtakım olanaklan yok
etmenin mantığını anlamak, gerçekten çok güç.
Hele, "nostaljik takılamamak", inanın beni kah-
rediyor...
Tüzük değişikliği konusunda başlatılan çalışmalar CHP kulislerini hareketlendirdi
Gruplarda iktidar müeadelesi başladıANKARA(CumlııırfyetBüro8u)- CHP'de
tüzük kurultayının takvımi konusundakı tar-
tışmalar. parti içi gruplann "içten içe" süren
iktidar mücadelesini su yüzüne çıkardı. Ola-
ğan kurultay sürecinin başlatılmasını isteyen
gruplar, kurultayın 2000 yıh içinde yapıhna-
sına yönelik olarak kulis çalışmalan başlat-
tılar.
Parti içi gruplann "23 Nisan'da parti kü-
töğüohısuroiuşmaztüzökkıındtayı yapdsm,
oiağan kurultay süreci geciktirümesin" ve
.
u
Obğankunılta\ sürecinin işletüıııesi için tü-
zük kuruHaynuıı yapdmasmı beklemeye ge-
rekyoktur. Ddsieszamantaolarak işletilebilir''
yaklaşımlanna karşılık. genel merkez "Yeni
üyelerin adayhk sürelerinin sona ennesi ve
oidann da kurulta> sürecinde seçimlere ka-
bfanasmnı sağlanması bekleıunelktir. Eski un-
surlarla gklflecek seçim CHP'ye yarar getir-
mez" görüşünü savunuyor. Tüm bu görüşler,
PM'nin bugün ve yann gerçekleştirilecek
toplantısında değerlendirilecek.
Tüzük değişikliği konusunda başlatılan ça-
uşmalar ve tüzük kurultayının tarihi konu-
sundaki tarnşmalarla birlikte CHP kulisleri
de hareketlendi. Genel merkezin tüzükkurul-
tayınuı 2000 yılının eylül ayında yapılması
görüşüne karşı olan parti içi gruplar, oiağan
kurultay sürecini de etkileyecek bu tarihin
öne çekilmesine çahşıyorlar.
CHP kulislerinde bu çabayla ilgili senar-
yolar üretUirken, bunlann yaşama geçirilebil-
mesi için de öneriler getirilmeye başlandı.
Genel Sekreter Tarhan Erdem'in hazırladı-
ğı. Genel Başkan Altan Oymen'in de göriiş-
lerini yansıtan tüzük değişikliğinin taruşıla-
cağı kurultayuı 2000 yıh eylül ayında yapıl-
masını öngören takvinıe karşılık, önceki haf-
nacaklan 6 aylık aday üyelik süreci dolduk-
tan sonra yapılması görüsü benimsendi.
MYK, "Bu nedenle tüzük kunıltayı 2000 yı-
hnnı eyJül aymda yapdman; parti içi >"anş,
partinin önûndekitüm işler hıınamlanrfıktan
sonra başiatrimabdır" karanna vardı. Kulis-
lerde konuşulan ve oiağan kurultay sürecine
ilişkin olarak üretilen senaryolar şöyle:
Tüzük kundtayı erken >apisın: PM üye-
lennın bir bölümünün paylaştığı bu görüşe,
• Tüzük değişikliği konusunda başlatılan çalışmalar ve tüzük
kurultayının tarihi konusundaki tartışmalarla birlikte CHP kulisleri de
hareketlendi. Genel merkezin tüzük kurultayının 2000 yılının eylül
ayında yapılması görüşüne karşı olan parti içi gruplar, oiağan kurultay
sürecini de etkileyecek bu tarihin öne çekiîrnesine çaüşıyorlar.
ta gerçekleştirilen MYTC'de de farklı önerge-
ler sunuldu. MYK üyesi AJgan Hacaloğhı,
tüzük kurultayının haziran aymda, MYK
üyesi HahıkOzdalga da mayıs ayında yapıl-
ması yönünde önerge verdiler.
MYK; Tüzük kunıltayı eyiulde
MYK'nin geçen salı günü gerçekleştirilen
toplantısında ise tüzük kurultayının, yeni
üyelerin de seçme ve seçilme hakkını kaza-
Siyasi Partiler Yasası'na göre belirlenen 2
yıiük oiağan kurultay sürecinin2000 yüı ma-
yıs ayında dolacak obnası gerekçe gösterili-
yor
Od kurulta> eşzamanb yapılsın: Eski Ge-
nel Başkan Deniz Baykal ekibi ve Ertuğrul
Günay ekibi bu yaklaşımı benimsiyor. Bu
görüşü savunanlar, Siyasi Partiler Yasasf nın
parti yönetimierine tüzükdeğişikliği yapabil-
meleri için tamdığı sürenin 14 Şubat'ta sona
ereceğinı anımsatarak, örgütün istediği tü-
zük değişikliklerinin bu tarihe kadar gerçek-
leştirilmesini, değişiklikler yapılır yapılmaz
da kongrelere gidilerek oiağan kurultay sü-
recinin başlatılmasını istiyorlar. Oiağan ku-
rultaya gidilmesi için tüzük kurultayının bek-
lenmemesi gerektiğini sa\
r
unanbu görüşe gö-
re, iki çahşma eşgüdümlü olarak yürütülebi-
lir. Hasan Fehmi Güneş ekıbinin de bu görü-
şe sıcak baktıği belirtiliyor. PM üyesi Men-
met Moğultav da PM'nin 22-23 Ocak tarih-
lerinde gerçekleştırüen toplantısında bu doğ-
rultuda, sandık sorumlusu sisteminin mahal-
le bazında delege sistemine dönüştürülmesi
ve ilçe yönetimlerinin sayısının azaltılması
yönünde önerge verdi. Bu önerge de PM'nin
gelecek toplantısında ele alınacak.
Tüzük kunutayı 2000 E\1ül'e kabm: Ge-
nel merkezin savıınduğu bu görüşe gerekçe
olarak, partıye yeni kaydolan üyelerin 6 ay-
lık "aday üyeük" sürecini doldurmalan ve
asil üyeliklen kabul edildikten sonra kongre
seçimlenne katılabiuneiennm sağlanması
gösteriliyor. Oymen'in de yakın çevresme
"Yeni unsurlann katılmadığı bir süreç
CHP'ye çok fayda getirmez'' dediği öğrenil-
di. Mnrat Karayalçm ekibinin de bu görüşe
yakın olduğu belirtiliyor.