22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 ŞUBAT 2000 CUMABTES 8 HABERLER Cumhuriyet Mahallesi'ne bir Cumhuriyet Mahallesi daha ekleniyor: '"'CUMHURİYET *~ KlNALI MAHALLESİ (2. BÖLÜM!) (P'umhuriyet mahallesi I. Bölüm'deki 565 parsel sahiplerini buldu v r e proje çalışmaları hızla ilerliyor. Ancak, mahallemize henüz katılamayan okurlarımızın, dostlarımızın istekleri de sürüyor. Şu anda bu istekleri de karşılayabiJdiğimiz için mutluyuz. I. Bölümün yaklaşık 1 km güney doğusunda, denize yaklaşık 800 metre uzaklıktakı yeni bir arazi üzerinde Cumhuriyet Kınalı Mahallesi'ni kurmak için çalışmalara başladık. 122.450 m 2 büyüklüğünde olan bu arazideki 140 parseli okurlarımıza jeolojik zemiıwaporlan hazırlanarak düzenJenmiş depreme dayanıklı projeleriyle birlikte sunuyoruz. Ayrıca, ağaçlandırmaya olabildiğince geniş alan aynlabilmesi için de parsel sayısı 140'la sınırlanmış ve parsel büyüklüğü en az 500 m 2 olarak belirlenmiştir. Parsellerde inşaat izni oranı, tabanda %20 olup projeler tek ve ikiz villa olarak tasarlanmıştır. Denize daha yakın olan ve I. Bölüm'de oturan dostlarımızuı da yararlanacağı sosyal tesislerin de yer alacağı Cumhuriyet Kınalı Mahallesi'nde parsellerin metre kare fıyatı 14 milyon TL'dir. Peşinat 1,5 milyar TL olup kalanı 6 eşit ve sabit taksitle ödenecektir. Okurlanmızla, dostlanmızla birlikte yaşayacağımız Cumhuriyet Mahallesi adım adım gerçekleşiyor. Mahallemizle ilgili her yeni gelişmeyi size bildireceğiz. CumhurVfeİmahallesi "Doğayla uygarlık buluşuyor" YINE DENİZ CÖRUNUMLU IMARLI İFRAZLI BAĞIMSIZTAPULU M A K U A R A 0 E N I Z I Cumhuriyet Mahallesi nerede kuruluyor? •Cumhunyet Mahallesi Istanbul'un batısında, Tekirdağ-Çoriu yolu Kınalı kavşağı üçgeninde, Çanta Köyu beledıye sınırtan ıçınde kuruluyor. Istanbul'a uzaklığı TEM ydundan 45 dakıka, E5 yolundan 55 dakıkadır. »1. Bölumun hemen guneyınde yer alan Kınalı Bolumu arazısının de stabılıze yollan vardır. •Bu arazipın de yalnızca % 14'ü evlere aynldı. Kalan % 86'nın küçuk bir bölümü yol ve otopark, i çok büyük bir bölümü ıse bahçe ve park olacak. Başvuru: ÇAĞ PAZARLAMA - Basın Sarayı Kat:4 (Gazetecıler Cemiyetı Üstü) Cağaloğlu - İSTANBUL Tel: (0212) 520 21 91 - 92, Faks: (0212) 520 50 23 Satış yapılan Cumhuriyet Kitap Kulübü bürolan: Ankara: Ataturk Bulvan No: 125 Kat.4 Bakanhklar - ANKARA Tel: 419 50 20 pbx, Faks: 417 19 57 izmir Halıt ziya Bulvan 1352. Sok. No: 2/3 Alsancak - İZMİR Tel: 441 12 20 pbx, Faks: 441 91 17 'Ülkedeki tek tip parti aıılayışım değiştireceğiz' CHP Genel Sekreteri Erdem, tüzük değişikliği ile Türk siyasi yaşamını sorgulama iddiasında olduklannı söyledi MUTLUSERELİ ANKARA - CHP Genel Sekreteri Tarhan Erdem, tü- zük değışiklığme ılışkin ça- lışmaiannı sürdüren CHP'nin, Tek partüi gde- nektengefcn tektipparti an- laytpnT değistırmeye hazır- landığmı söyledi. Tüzük çer- çeve taslağını örgütün tarnş- masına açacaklannı belırten Erdem, partinin bu çalış- mayla Türk siyasi yaşamını sorgulama iddiasında oldu- ğunu bildirdi. Erdem, sürdü- rülen değişim çalışmalannın ideolojik değişimi kapsama- dığttu da vurguladı. Tarhan Erdem, Cumhuri- yrt'in, partinin hazırlığını yürüttüğü tüzük değişikliği çalışmalan ve son siyasi ge- üşmelere ilişkin sorulannı yanıtladı. Erdem'in sorula- nmıza verdiği yanıtlar şöyle: - CHP yaklaşık 3 buçuk aydır tözük değişikliği fle i- gHi çahşmalan vürürüyor. Yeni bir tüzükle amaçladığı- nız şey nedir? CHP'nin Türkiye'nin de- mokratikleşmesi iddiası var. Anayasasıyla, kanunlanyla bu demokratikleşmeyi savu- nurken, kendisinin de yeni bir tüzük ıhnyacı var. Bu tü- züğü halkla beraber, örgü- tüyle beraber tartışırken, anayasayı da kanunlan da si- yasal hayat anlayışını da bir- likte sorgulaması ve birlikte ırdelemesı meselesini konu- şuyoruz. Yalnızca bir tüzük tarbşması, CHP'nin kendini düzenlemesi değıldır yapa- cağımız. Yeni bir siyasal ha- yat önerisidir. Pefllşlfcllltsart Türkiye'nin bugün ıçınde bulunduğu nkanıklıktan kur- tulması için yapılması gere- ken bazı değişiklikler var. Onlardan başlıcası, önce ba- Zx Siyasi.hayatı düzenleyen kanunlarda değişiklîk yap- mak; çok önemlisı toplumun siyasal hayat anJayıştnın ir- delenmesi, üzerine gidilme- sidir. - Niçüı önce sfygsal hayatı irde)emek,sorguİamakgere- Hyor? Cünkü halkla beraber, ye- ni bir çıkış yapacaksak, bu netıce ıtibanyla bir anayasa rejimidir. Anayasa rejimini değişürmemiz lazım. Ana- yasa rejimini siyasal hayat değiştirir ve halkın bu siya- sal hayatı değiştırme karan- nı vermesi lazım. CHP, tek partiden çok partili rejıme geçerken, kendi tüzüğünün bazı maddelerini degiştire- rek işe başlamıştır. Diğer partiler de CHP'nin tüzü- ğünden kendi tüzüklerine kopya çekmişlerdir. - CHP'nin bugün de böy- le bir iddiası var mı? Gayettabii. 1983'tede Si- yasi Partiler Kanunu, 1965'ten daha katı kurallar getirmiştir. Mesele tek tip partidir. Bütün partüer aynı- dır örgütlenme bakımından. Bu tek tip parti, tekpartili re- jimden geliyor. Oncelikle bunu çok partili rejimin bir siyasi partiler kanunu, ana- yasası haline dönüştürmek lazım. Bu rejimden çıkma- nın yolu siyasal hayatı halk- la beraber tartışmaktır. Halk istemezse. halka anlatamaz- sanız hiçbir şey olmaz. Bun- lar soyut gibi gelebilir. Ama CHP'nin bir geleneği var. CHP tüm hayatı boyunca cumhuriyet devrimlerini gerçekleştirirken, demokra- siye geçerken, 1961 Anaya- sası'na varan demokratikleş- me, özerk üniversite, özerk TRT, hâkim teminatı, çift meclis, anayasa mahkemesı, çahşmahaklannı ilk söyledi- ği zaman. bu kavramlann hiçbiri Türkiye'de bilinmi- yordu. Yenl bir anlayış - CHP çahşmalannı sâx- dürüyor ve eiinizde bir tas- lakvar.Butaslağıyaşaınage- çinne süreci nasıl geüşecek? CHP kendisını yeni bir si- yasal anlayışa göre düzenler- ratik bir siyasal hayat değil- dir. Siyasal hayatın kurumla- n var, Meclis, partiler falan. Pela. bunlann hangisı ken- dilerinin açık oldugunu ıd- dia edebiliyorlar? 5 tane bankabatıyor. Ban- kalan kontrol etmekten so- rumlu kurum var Türkiye'de. Ertesi gün bakıyorsunuz, bu bankalarla hiç meşgul değil- miş gibi, sorumluluğu yok- muş gibi davranıyor, konu- şuyor. Kardeşim o zaman se- nin ne işin var orada? Biz de- mokrasiye bazı kurumlany- la geçmişiz ama, siyasal ha- yatımızı demokratik kılama- dığımız için herkes kendi ba- şına bazı şeyler yapıyor. Me- seleyi basıte indirgemek iste- miyorum ama, Türkiye'deki siyaset adamlan, halkın so- runlanylakendilerinin ayak- lanna çarptığı kadar, kendi- lerini rahatsız ettiği ölçüde ilgililer. ' iz demokrasiye bazı kurumlanyla geçmişiz ama, siyasal hayatımızı demokratik kılamadığımız için herkes kendi başına bazı şeyler yapıyor. Meseleyi basite indirgemek istemiyorum ama, Türkiye'deki siyaset adamlan, halkın sorunlanyla kendilerinin ayakJaruıa çarptığı kadar, kendilerini rahatsız ettiği ölçüde ilgililer. ken bunlar tartışılacak ve bu taruşmalan halka taşıyacak. Ve sonuçta halk bunu anla- yacak. Şu anda yeni gibi gö- rünen bazı kurumlar, "nere- den çıkn bu" denılecek bazı anlayışlar, farkedilsin veya fark edılmesin zaman içinde bir gün belki bizim dışımız- daki insanlar tarafından ka- nun haline getirilecek. Nite- kim 1961 Anayasası böyle olmuştur. 1961 Anayasası, CHP'nin İlk Hedefler Be- yannamesi'nin anayasa hali- ne gelmiş şeklidir. Ondan sonra 1965 sonrasında çıkan bazı kanunlar, bütün o müca- delelerin sonucu olarak or- taya çıkmış kanunlardır. Her gün gazeteleri okuduğumuz zaman, her mesele Türki- ye'de açık bir siyasal hayat olmadığını, kapalı, monar- şik, otokratik, teokratık bir düzenin siyasal hayatı oldu- gunu gösteriyor. Bu demok- - Tüzük tasiağmda önce- likMolarak nelerin aitınıçizi- yorsunuz? Nereden başla- mavı pbuılnorsunuz? Bunlann hiçbin tek başı- na bir anlam ifade etmez ve yetmez. Bir tanesi örgüt bi- rimlerinin, dar bir çevrede, küçük birimlerde oluşması gerekir. Yani alt birimde po- litika yapan bir ınsan, orada birlikte yaşadığı insanlann hepsini tammalı, onlar da onu tanımalıdır ve oradaki meselelen, o adam kendisi de yaşamalıdır. Onlar hak- kında, orada yaşayanlarla beraber çözüm aramahdır ve çözüm üretmelidir. Ben bu- na politıkacının halkla selam mesafesinde olması gereği diyorum. Politikacıyı ortaya çıkaran temel bınmler, temel örgütler halkla selam mesa- fesi yakınlığında olmalıdır. lkincısı, üyelerin devamlı ol- ması lazım. Üyelerin yönetim kararla- nyla partilerden çıkanlama- ması lazım ve bunlann ka- yıtlannın sağlam tutulması gerekir. - Haznianan mdngın ge- rekçesinde değjşün özeflflde vTirgulanrvor. Bu ideolojik bir değişikliği de kapsıyor mu? Hayır. CHP'nin temel misyonu, temel ideolojisi, temel anlayışı, temel tercih- leri çok açık ve belli. Bu bi- linmeyen bir şey değil. O te- mel tercihlerde birdeğişiklik olamaz zaten. Burada bah- sedilen konu, sıyasal hayat anlayışının değişimıdir. -Hizbuflahterörörgütüne yönelik operasyon ülkede ciddi tartışmalan da berabe- rinde getirdL HizbuUah ola- yının padak vermesi, 28 Şu- batsürecinindevam ettiğbun bir göstergesi mktir? Ben meseleye öyle bakmı- yorum. Bana göre 28 Şubat denen şey, bir hükümetin, bir başbakanın zaafinın su yü- züne çıkmasıdır. MGK'deki hükümet, asken kanadın onerilerini orada kabul etmiş görünmüş, altına imzaatmış, sonra dışan çıkmış ve ben bunlan kabul etmiyorum de- miştir. Nasıl ki şu anda bi- zım hükümetimizin ekono- mik meselelen IMF'ye iha- le etmesi gibi. MGK'deki kararda sen de varsın. Bence orada alınan kararlann hep- sınden hükümet sorumlu. Hizbullah olayı iki türlü dü- şünülebilir. Bir tanesi, gaze- telerin yazdığı "Bunugirven- fk güçİeri belli amaçlar için kuflandıiar ve sonradan da peşlerini bıraktılar. Bunlar dagüçkndi" deniyor. Türki- ye bunun üstesınden gelir. Fakat bu duruma getıren si- yaset de kendisüıi sorgula- malıdır. 10 seneden ben baş- bakanlık yapan insanlar bel- li. Gazetelerde yazan iddi- alara cevap verdiler mi? Bu- •nn-vatandâfolarak bi2im ög- renme imkinımız yok mu? Hizbullah kullanıldı mı? 1993-1996 yülan arasmda Hizbullah hükümetin belli bir amacı için kullanıldı mı, kullamlmadı mı? Sayısı 400 veya 4 bin katl olayında bun- lar fail mi ve bu faillere hü- kümet göz yumdu mu, yum- madı mı? Bir siyaset adarru için bundan daha ağır hangi sorgu olur. Böyle bir sual karşısında bu adamlar nasıl sessiz kalabilirler? 1991 yı- lından ben başbakanlar bel- li degil mi? Gazetelerde yer alan iddialara karşı oniann bir cevap vermesi gerekmez mi? Bu "elbisesi yaktşma- ÜBŞ" der gibi bir laf mı yani? Bu kadar basıt mı? Hayır. Bu çok önemli bir şey. Diyor ki, senin başbakanlığuıda sen Hizbullah'ı kullandın, adam öldürdüler bunlar. Senin de bunlardan haberin vardır di- yor. Buna cevap vermiyorlar ve bu siyasal hayat buna ce- vap verdirmiyor. Bugün Tansu Hanım'uı. Mesut Bey'in, Erbakan'uı ayağı yanmış gibi dolaşmalan la- zım. Gazete gazete doJaşma- lan lazım, bunlar doğnıdur, yanhştır diye. ARAYIŞ NostaVk Takılamamak Herkesin, kendınce bazı ufak tefek "keyif" ve "mutluluklan' vardır. Bu konularda, herkes kendi beğeni çerçevesinde yaşar ve kimsenin kimseyi eleştirmeye hakkı yoktur. Kimileri; bir Doş vakit yakaladıklannda spora ko- şar, kimileri kendini kahveye atar. Kimileri de elini beline atar "sahaf" dolaşır. Ben bu son a sınıftandım". Bundan birkaç yıl ön- oesine kadar; özellikle hafta sonlan, "SahaflarÇar- şısı"n\n ve dışardaki sahaflann tozunu atardım. Her ne kadar son yıllarda Sahaflar Çarşısı'nda pek "sahaf kalmadıysa da, özellikle Beyazıt Camii'nin duvarları dibindeki seyyar kitapçılann standlannı dolaşırken, o eski mutluluklanmdan bir şeyler ya- kalardım. Beni"öen" yapan şeyin, her şeyin öncesinde ye ötesinde, daha bebekliğimden beri soluduğum ki- tap tozu olduğuna inanınm ve bunu her yerde di- le getiririm. Zaten Ayşegül yeni yürümeye başla- dığı dönemde, elinden tutup Sanaflar'a götürme- min nedeni de bu idi. Kitap tozuna bulaşsın iste- miştim. Her ne kadar şimdilerde, yüzmeye ve ka- yak kaymaya daha çok hevesi var gibi görülse de (bugünlerde kayma siftahı yapıyor), kitap tozunun yaydığı mikrobun kanına girdiğine eminim. Taş ll- kokulu'nda, boşuna "kitap kurdu" unvanını ver- mezleradama(!)... Benim için, hafta sonunda "Sahaflar'a gitmek" demek; meydandaki dergicileri dolanıp, birkaç haftalık gecikmeyle dergi almak (tabii dörtte birfi- yatına); birkaç taş plak bulmak; cami duvan dibin- deki tezgâhlarda, nicedir arayıp bulamadığım bir kitabı yakalamak; Çınaraltı'nda (aslında kestane) bir kahve ve birkaç çay içmek, daha sonra Tahta- kale'ye doğru "dolanmak" demekti. Nicedir bu zevki tadamıyordum. Ama, "istedi- ğim anda yapanm" diye düşünüyordum. Ben bu- radaydım, Sahaflar oradaydı. Kaçıp gidecek de- ğildi ya... Ama bazı şeyler kaçıp gidiyor. • • • Birkaç hafta önce; televizyon haberlerinde, Çı- naraltı çevresindeki tezgâhların ve kitapçılann Be- lediye tarafından, birazda "/7unharca"dağrtıldığı- nı gördüm. Bilmiyorum Eminönü Beled_iyesi miy- di, yoksa Büyükşehir Belediyesi mi, ama manza- ra ürpertti. Hitler'in "tosuncuklannın" kitap yak- ma ayinlerini çağnştınyordu. Hoş, üniversite rek- törleri, öğretim üyeîerinin kitaplannı camdan bah- çeye attınr ve kamyonlara yükleyerek SEKA'ya gönderirse, belediye zabıtalarının kitaba saygısı ancak bu kadar olur... Bu üzücü görüntüler tüylerimi ürpertti ama "Devletin bu türden yasaklannın ömriı birkaç gün sürer" düşüncesinin rahatlığıyla, fazla üzerinde dunmadım. Zaten konuyla ilgili olarak birkaç gün bir şey duymayınca, konunun geride kaldığını san- dım. Oysaki bugün (yani dün) derste öğrenci bulama- manın yarattığı zamanı iyi kullanmak amacıyla, Sahaflar'a gitmek ve "nostaljik takılmak" istedim. Aman Tannm, tezgâhlaraçılmamıştı.ye.kit kadaşlar, melui mahzun dolaşıyoriafctt. C çay içtik ve dertleştik. Devletin yasağ», bu sürmüştü. - • • ~ "Devletin yasağı" diye yazdıklanm, elbette sa- ka. Elbette, kamu yaşammda düzen sağlayıcı bir- takım kurallar olacak ve herkes buna uyacak. Bu- nun aksini düşünmek mümkün bile değil. Ve hafta sonlarında, Beyazıt Meydanı'nda tam bir keşmekeş yaşandığı konusunda da hiçbir te- reddüdüm yok. Pılı pırtıyı çantasına dolduran, ge- lip yere bir naylon seriyor ve "icra-i ticaret'e baş- lıyor. Yürüyecek yer kalmıyordu. Doğal olarak, Belediye buna bir son vermeliydi. Fakattümüyle ortadan kaldırarak değil, belli birdü- zene sokarak ve elbette vergilerini de alarak. Beyazıt Camii duvarlannın dibindeki sahaf tez- gâhlannın, "camiye tecavüz ettıkleri" ileri sürülü- yor. Engel olunur buna. Standart bir tezgâh biçi- mi saptanır ve herkese, nerede duracağı gösteri- lebilirdi. Cami cemaati ve görevlileri de rahatsız ol- mazlardı. Dünyanın pek çok büyük kentini gezdim. He- men tümünde bu türden sahaflar ve bir bölümün- de de belirii günlerde açılan ve adına "bitpazan" denilen "merkezler" vardır. Hâtta öylesine ki; bun- lann bir kısmı, turistler için hazırlanan kitaplarda bi- le gösterilir. Böyle pazaıiar; kentlere renk katar, özgünlük oluşturur. Beyazıt Meydanı'ndaki karmaşıklığı ve "orta- çağ"\ anımsatan görüntüleri savunmak, elbette yanlış olur. Ancak; oradaki tezgâhların tümüyle kaldınlması da çok daha büyük bir yanlış. Insanlanmızın okumaktan böylesine uzaklaştı- ğı bir dönemde, onlan okuma konusunda özen- dirme yerine, önlerindeki birtakım olanaklan yok etmenin mantığını anlamak, gerçekten çok güç. Hele, "nostaljik takılamamak", inanın beni kah- rediyor... Tüzük değişikliği konusunda başlatılan çalışmalar CHP kulislerini hareketlendirdi Gruplarda iktidar müeadelesi başladıANKARA(CumlııırfyetBüro8u)- CHP'de tüzük kurultayının takvımi konusundakı tar- tışmalar. parti içi gruplann "içten içe" süren iktidar mücadelesini su yüzüne çıkardı. Ola- ğan kurultay sürecinin başlatılmasını isteyen gruplar, kurultayın 2000 yıh içinde yapıhna- sına yönelik olarak kulis çalışmalan başlat- tılar. Parti içi gruplann "23 Nisan'da parti kü- töğüohısuroiuşmaztüzökkıındtayı yapdsm, oiağan kurultay süreci geciktirümesin" ve . u Obğankunılta\ sürecinin işletüıııesi için tü- zük kuruHaynuıı yapdmasmı beklemeye ge- rekyoktur. Ddsieszamantaolarak işletilebilir'' yaklaşımlanna karşılık. genel merkez "Yeni üyelerin adayhk sürelerinin sona ennesi ve oidann da kurulta> sürecinde seçimlere ka- bfanasmnı sağlanması bekleıunelktir. Eski un- surlarla gklflecek seçim CHP'ye yarar getir- mez" görüşünü savunuyor. Tüm bu görüşler, PM'nin bugün ve yann gerçekleştirilecek toplantısında değerlendirilecek. Tüzük değişikliği konusunda başlatılan ça- uşmalar ve tüzük kurultayının tarihi konu- sundaki tarnşmalarla birlikte CHP kulisleri de hareketlendi. Genel merkezin tüzükkurul- tayınuı 2000 yılının eylül ayında yapılması görüşüne karşı olan parti içi gruplar, oiağan kurultay sürecini de etkileyecek bu tarihin öne çekilmesine çahşıyorlar. CHP kulislerinde bu çabayla ilgili senar- yolar üretUirken, bunlann yaşama geçirilebil- mesi için de öneriler getirilmeye başlandı. Genel Sekreter Tarhan Erdem'in hazırladı- ğı. Genel Başkan Altan Oymen'in de göriiş- lerini yansıtan tüzük değişikliğinin taruşıla- cağı kurultayuı 2000 yıh eylül ayında yapıl- masını öngören takvinıe karşılık, önceki haf- nacaklan 6 aylık aday üyelik süreci dolduk- tan sonra yapılması görüsü benimsendi. MYK, "Bu nedenle tüzük kunıltayı 2000 yı- hnnı eyJül aymda yapdman; parti içi >"anş, partinin önûndekitüm işler hıınamlanrfıktan sonra başiatrimabdır" karanna vardı. Kulis- lerde konuşulan ve oiağan kurultay sürecine ilişkin olarak üretilen senaryolar şöyle: Tüzük kundtayı erken >apisın: PM üye- lennın bir bölümünün paylaştığı bu görüşe, • Tüzük değişikliği konusunda başlatılan çalışmalar ve tüzük kurultayının tarihi konusundaki tartışmalarla birlikte CHP kulisleri de hareketlendi. Genel merkezin tüzük kurultayının 2000 yılının eylül ayında yapılması görüşüne karşı olan parti içi gruplar, oiağan kurultay sürecini de etkileyecek bu tarihin öne çekiîrnesine çaüşıyorlar. ta gerçekleştirilen MYTC'de de farklı önerge- ler sunuldu. MYK üyesi AJgan Hacaloğhı, tüzük kurultayının haziran aymda, MYK üyesi HahıkOzdalga da mayıs ayında yapıl- ması yönünde önerge verdiler. MYK; Tüzük kunıltayı eyiulde MYK'nin geçen salı günü gerçekleştirilen toplantısında ise tüzük kurultayının, yeni üyelerin de seçme ve seçilme hakkını kaza- Siyasi Partiler Yasası'na göre belirlenen 2 yıiük oiağan kurultay sürecinin2000 yüı ma- yıs ayında dolacak obnası gerekçe gösterili- yor Od kurulta> eşzamanb yapılsın: Eski Ge- nel Başkan Deniz Baykal ekibi ve Ertuğrul Günay ekibi bu yaklaşımı benimsiyor. Bu görüşü savunanlar, Siyasi Partiler Yasasf nın parti yönetimierine tüzükdeğişikliği yapabil- meleri için tamdığı sürenin 14 Şubat'ta sona ereceğinı anımsatarak, örgütün istediği tü- zük değişikliklerinin bu tarihe kadar gerçek- leştirilmesini, değişiklikler yapılır yapılmaz da kongrelere gidilerek oiağan kurultay sü- recinin başlatılmasını istiyorlar. Oiağan ku- rultaya gidilmesi için tüzük kurultayının bek- lenmemesi gerektiğini sa\ r unanbu görüşe gö- re, iki çahşma eşgüdümlü olarak yürütülebi- lir. Hasan Fehmi Güneş ekıbinin de bu görü- şe sıcak baktıği belirtiliyor. PM üyesi Men- met Moğultav da PM'nin 22-23 Ocak tarih- lerinde gerçekleştırüen toplantısında bu doğ- rultuda, sandık sorumlusu sisteminin mahal- le bazında delege sistemine dönüştürülmesi ve ilçe yönetimlerinin sayısının azaltılması yönünde önerge verdi. Bu önerge de PM'nin gelecek toplantısında ele alınacak. Tüzük kunutayı 2000 E\1ül'e kabm: Ge- nel merkezin savıınduğu bu görüşe gerekçe olarak, partıye yeni kaydolan üyelerin 6 ay- lık "aday üyeük" sürecini doldurmalan ve asil üyeliklen kabul edildikten sonra kongre seçimlenne katılabiuneiennm sağlanması gösteriliyor. Oymen'in de yakın çevresme "Yeni unsurlann katılmadığı bir süreç CHP'ye çok fayda getirmez'' dediği öğrenil- di. Mnrat Karayalçm ekibinin de bu görüşe yakın olduğu belirtiliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear