25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 ŞUBAT 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Telefondaki vızıpdama Ulaştırma Bakanlığı, 1998 yılında iki cep telefon lisans hakkını medya alanında da boy gösteren iki ayrı özel şirkete devredince zil takıp oynamıştık: "Devletîn kasasına 250 trilyon lira girdi." Oh be! Devlet küçülmüş, bir kamburdan daha kurtulmuştuk. O cepten bu cebe kuşlar gibi bıcırdayabilirdik artık. Aradan iki yıl geçti. Bıcırdama vızırdamaya döndü: "Bu kadan da olmaz ki, cep telefonları için hiç konuşmasak bile ayda 2 milyon 173 bin 912 lira sabit ücret ödüyoruz." Tüketici Haklan Derneği Başkanı Turhan Çakar hesabını yaptı: "8 milyon cep telefonu tüketicisi olduğunu varsayarsak, herhangi bir hizmet verilmeden her ay alınan sabit ücret toplamı 17 trilyon liranın üzerindedir." Sabit ücret, özelleştirmenin bedelinin kamulaştırılmasıdır. Hani iki yıl önce cep telefonu lisans hakkının devri için devletin kasasına girdiği söylenen 250 trilyon var ya, bugün o parayı taksit taksit kamu, yani toplum ödemeye devam ediyor. Eh, çağın gereğidir, katlanacaksınız artık. ISIK KANSl" '..X. Tarım iflasa gidiyorözerkleştirme adı altında Ziraat Bankası'nın çiftçiyi destekleme işlevi daraltılıyor, Tanm Işletmeleri Genel Müdürlüğü'nün CTİGEM) çok geniş tanm araztleri özelleştirme kapsamına alınıyor, tanmı destekleme yönteminden vazgeçiliyor, yerine çiftçiyi üretimden koparan "doğrudan gelir desteği"ne geçiliyor... ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, geçen günlerde partisinin bir toplantısında IMF ve Dünya Bankası patentli tanm politikasının sonucunun ne olacağını şöyle açıkladı: "Bu politikalara yönelen tepkiler nedeniyle sokağa çıkamaz hale geleceğiz." Iktidar sahiplerini "sokağa çıkamayacak", ülkeyi tümüyle bağımlı kılacak, Türkiye'yi kendi yurttaşlarını doyuramaz duruma getirecek "Yeni Tanm Düzeni"nin ne anlama geldiğini DİSK Genel-lş Sendikası'nın çıkardığı "MAI Nedir? Neden Karsıyız?" adlı kitapçığından öğrenelim: "Hedef, verimli topraklann ulusötesi tohum tekellerinin eline geçmesinin yolunu açmak, ülkeleri kendi gıdasını üretebilir konumdan çıkartarak tanm ürünü rthalatına bağımlı hale getirmek ve devletin ulusal ekonomiden tamamen çekilmesi suretiyle de yönetimi tamamen ele geçirmektir. Dünyanın tüm azgelişmiş ülkelerinde arbk tanm desteklemelerinin ne kadar olacağı, taban fiyatın hangi düzeylerde tutulacağına IMF karar vermektedir. Yaklaşık 10 yıl kadar önce hektar başına daha fazla verim aldığı için atalanndan beri kullanmakta olduğu tohumdan vazgeçip kendisine sunulan yeni 'ithal' tohumu kullanmaya başlayan çrftçi, ürün hasadından artık tohumluk ayıramadığını, bu yeni tohumun 'intihar eden' bir tür olduğunu görmenin şokunu yaşıyor." Genel-lş'in kitapçığındaki bilgilere göre çrftçi ürünü yetiştirecek, ardından belki de eskisine oranla daha yüksek fiyatlarla satabilecek. Nereye kadar? Söz konusu ürün çeşidinin herkes tarafından üretilmeye başlanmasına kadar. Dahası, ve belki de en önemlisi, çiftçi, bu üründen tohumluk alamadığı için o tohumu üreten çokuluslu tanm şirketine mahkûm olacak!.. DYP-SHP ortaklığı döneminde Başbakan olan Tansu Çiller, Batman Valisi Salih Şarman'a koruculardan oluşan "özel biriik" kurması ve silah ithal etmesi için özel onay vermiş. İthal edilen silahların parası da SHP'li Bakan'ın sorumluluğundaki Toplu Konut Idaresi (TOKİ) fonundan ödenmiş. Olayı, aynı dönemde Başbakan Yardımcılığı'nı Hükümet olmuşlap... Ya iktidar? üstlenmiş bulunan eski SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın'a sormuşlar, "Bir valiliğe silah ithali için özel izin verildiğinden haberim yoktu. O dönemde Içişleri ve Milli Savunma Bakanlığı da yaptıkları uygulamalar konusunda hükümet ortağı olan bize danışmaz ve aynntılı bilgi vermezdi" demiş. Eski TOKİ Başkanı Yiğit Gülöksüz ise kurumun fonlanndan yapılan harcamalar konusunda o dönemde "denetleme yetkisi"nin kendi ellerinde olmadığını ifade etmiş. Çiller'in Başbakan olduğu DYP-SHP koalisyonu sırasında, SHP'nin hep DYP'nin ardından sürüklendiği söylenip dururdu. Şimdi bu sav kanıtlanmış oluyor. öyle anlaşılıyor ki; halkı yoksullaştıran 5 Nisan kararlarından, gümrük birliğine cumburlop girilmesinden, özelleştirmelerin bir an önce gerçekleşmesinden haberdar olup bu gelişmeleri "aslanlar" gibi savunan sosyaldemokratlar hükümet olmuşlar, ama iktidar olamamışlar... Çarpma öyküsü Algan Hacaloğlu'nun eşgüdümünde çalışmalarını sürdüren "CHP Ekonomi Masası"nın hazırladığı "Ekonomide Son Bir Hafta" adlı bülten, ileri sürüldüğünün tersine, ekonominin pek tıkınnda olmadığını belirliyor. Hacaloğlu, ekonomik gelişmeleri kuru muhalefet anlayışıyla değeriendirme yerine, daha bilimsel yöntemlerie yorumlama amacında olduklarını söylüyor. 5. sayısı geçen hafta yayımlanan bültende yer alan "Neoliberal bir başan öyküsü" ilgımizı çekti: "Bakan olarak, sana bağlı olan genel müdürün karşısına otur ve kendi şirketinin Ziraat Bankası'na olan trilyonluk borçlanm konsolide ettirt! Bankanın içini boşalt, sonra bankana devlet el koysun ve senin boşalttğın trityonlan Hazine yerine koysun! Siyasi ağıriığın azalınca, hakkında bu konuda dava yolu açılsın, ancak her şeye rağmen, senin tekelci ekonomik çarkın dönmeye devam etsin, belirli çevrelerde itibann çoğalsın! Artan rtibaria 'Çankaya'nın aile fotoğrafında yerini al' veya Maliye Bakanı'nın elinden, 'Vergisini peşin ve eksiksiz ödeyenler' namına vergi şükran plaketi al!" Işte Türkiye'nin çarpık ekonomisinde yaygın bir çarpma öyküsü!" ISSIZ ODA YAZILARI VEDAT ÖZDEMtROĞLU Az Sonra! • Çete'nin tayini çıktı! Susur- luk Çetesi olarak bilinen devlet içi çetenin, "Kırat, avrat, kayıp silah" olayından sonra Batman Çetesi olarak anılmasına karar verildi! Mehmet Ağar'la baş başa görüştükten sonra konu hakkında açıklama yapan Tan- -aU-Çüto şunlan söyledi: "Evet, çâtenin tayini çıkttğı doğnıdur. Bu bir devlet çetesi olduğuna göre, herhangi bir devlet birimi gibi ara sıra yer değiştirmesinor- maldir. Çünkû bizim çetemizin kapsama alanı bütün Türkiye'dir. Görevim boyunca 'kutsal çete' prensibinden hiç aynlmadım. Bu durumlara kimse şaşırmamalı- dır. Ben o makamlara gelecek- tim de başka ne yapacaktım? Şimdi çetemiz şark hizmetiniya- pacak. Zaten ben Batman'ı ol- dum olası sevdim. Bana Ameri- ka 'nın ünlü tipi Batman 7 hatıha- tıyor. Göğüslerimigere gere söy- lûyorum, Batman forever! Yani sonsuza kadar çete! Aynca Hiz- bullah'a yüklenenler haksızlık yapmasın, depremlerde mezar evlere hiç bir şey olmamıştır!" Az sonra! • Yılmaz Güney karşıtı köşe yazarlarından manifesto! Yılmaz Güney'e "katil, lumpen, maço" gibi sözlerle saldırıda bulunma- ya çalışan yazarlar tarafından ortaklaşa kaleme alınan manifes- todaözetle şöyle denildi: "Yılmaz Güney asla bir kültür adamı ola- maz ve dünya sanatında Türki- ye'yi temsil edemez! Çünkü bu ülkenin gerçek kültür eiçisi Tar- kan'dır. Gerçek kültüradamı po- pülerişleryapmalı, dünyanın her yennden kızlan.kendine hayran bırakmalı ve asla insanlığın du- rumuyla ilgili çalışmalaryapma- yıp sabun köpüğü işlerle uğraş- malıdıri Tarkan, Güney'in aksine hiç dnayetişlememiştir, lümpen değil cikstir ve sürmeli gözleriy- lemaçonun tam aksine efemine- dir. Gerçek kültür eiçisi odur. In- sana insanlığını hatıhatan boz- guncu sanatçılar ise düşmanı- mızdır. Böylelerine ölmüş olsa- lar bile saldırmaya devam ede- ceğiz!" Az sonra! • Çillerler BTV'yi geri alıyor! Fadıl Akgündüz'e sattıklan ka- nallarını geri almay_a kararlı ol- duklarını belirten Özer Çiller, bu karann gerekçesini şöyle an- lattı: "Şu anda bir tv kanalına çok ihtiyacımız var. llk fırsatta Hizbullah kasetlerinin tamamını yayınlayıp rating rekorlan kıraca- ğız. Çünkü o kasetlerde dolaylı olarak çok hakkımız var. Spon- sonı olduğumuz örgütün kaset- leri bizim kanala yakışır!" Az sonra! Minl Test 14 Şubat Sevgiiiler Günü'nün ekonomik yorumu aşağıdakilerden hangisidir? ,a) Aşkı sömürüp insanlara daha çok eşya satmak b) Sevgiyi sömürüp insanlara daha çok eşya satmak c) Sevdayı sömürüp insanlara daha çok eşya satmak d) Romantizmi sömürüp insanlara daha çok eşya satmak e) Hepsi! 5+5'e Alternatü Çankaya Formülleri • 8-8 Onaltı, Hakem Verdi Penarb Formülü: Çankaya Köş- kü'nün bahçesinde Demirel'in geçtiği kaleye Hagi, 8 penaltı çekecek. Kurtardığı her şut ba- şına Demirel'in Cumhurbaşkan- >ğı bir yıl uzayacak. Cumhur- isaşkanı, Hagi topa vurmadan •arâket ettiğindeve "Iska-pıska" diya bağırdığında görev süre- sirden iki ay düşülecek. Sinyor Can Bartu'nun önerdiği bu for- •nüün uygulanması esnasında Hüsnû Çil ve Ali Can lakot gö- :etnen olarak bulunacak! « Yerde Ne Var, Yer Boncuk Fomülü: Köşkte gözü olan mil- etekilleri Kumkapı Akıllı Bıdık 3par Tesisleri'ndeki halı saha- da buluşup, "Yerde ne var yer soıcuk, gökte ne var gök bon- zut, kaldır beni hoppacık" diye na'kırarak Demirel'i kaldırmaya jğ-aşacak. Başarılı olan millet- /etili, direkt cumhurbaşkanı ola- ;». Başan sağlanamazsa, De- nrel'in süresi, kırılan her kabur- gaoaşına 13 ay uzatılacak! (Ka- ırur Genç'in bu formül kapsa- nndabaşanlı olmak için çok sı- <j calıştığı ve günde 4.5 saat ha- asnın gürbüz üçüzlerini indirip odırdığı öğrenildi.) • Horoz Dövüştürmece For- milû: Çevik Bir'in horozu (Ku- mandan) ile Demirel'in resmi ho- rozu Ispartalı Yiğit, Meclis lo- kantasında kapıştınlacak. Eğer Baba'nın horozu, rakibini yener- se görev süresi uzayacak. Süre, atılan didik sayısının 6 ayla çar- pılmasıyla elde edilecek! • Çarkrfelek Bana Yapta Ke- lek Loo, Boğazına Düşsün Ham Çökelek Formülü: Süley- man Demirel, canlı yayında Çar- kıfelek'e katılacak. Çevirdiği çark- ta hangi rakam gelirse, süresi o kadar uzatılacak. Iflas gelirse, Mehmet Ali Erbil cumhurbaş- kanı olacak ve Demirel, Islam- köy'e yerleşip. Cavrt Çağlar'la biriikte sera sincabı yetiştirecek. Çarkı tornavidayla kurcalayıp hi- le yaparsa, Kadir Çelik'le 5+5 yıl boyunca Zincirbozan'da ay- nı evi paylaşmaya mahkûm edi- lecek! • Tekme Tokat Formülü: Ta- rihini Anayasa Mahkemesi'nin belirlediği bir anda Demirel'in üstüne 20 kişi birden çullana- cak. Baba'nın kavga esnasında devirdiği her adam başına görev süresi birbuçuk yıl uzatılacak. Dört veya daha fazla adam ko- maya girerse Demirel'in görevi 39 yıl uzatılacak! (Halkın "sinir sü- resi" ise hiç bitmeyecek gibi görünüyor.) KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakio turk.net \r\ ÇtZGlLÎK KÂMtL MASARACI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 12 Şubat GAZİ'NİN EGE VAPURU'YLA GEZİSİ.. 1331"DE BUGÜfiJ, GAZI MUSrAFA t££/U4i., TÜKKİYE Kiytots/A/M rAPrrğı uza/J DCNIZ YOLCULU- ĞUYLA İLS/Lİ OLA&4K,MER£/M'OE,EGE l/rt- PURU OEFrEGİHE Sr&C4 , özercE, t93o SOA/U ıse , E6E A4, EGE ISAPt/fZU YE&PİĞt H/ZMETE &/Ş ff O YtU-AGCM r SEmt/SEfil4W ş BAĞU OLAM ESE YOL- CM I/E YUK G£MİSf S27S TOMLe/K- TU.. - . - •• ,. İ L A N T.C. ŞİŞLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1999/109 Davacı Seher Bingül vekili tarafından davalı Ömer Bingül aleyhine ikame olunan boşanma davası sebebiyle, Türbe Çeşme Sokak No: 8 Sanyer-İst. adresinde mukim davalı Selman Ömer Bingül adına ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olduğundan, Mahkememızın 1999/109 esas sayılı dosyasında verilen 28.12.1999 tarihli karar gereğince Istanbul, Sanyer ilçesi, Büyükdere Mah. Cilt:001-l 1, Sayfa: 63, Kütük: 1306'da nüfüsa kayıth, davacı Mustafa kızı Seher Bingül ile aynı nüfusa kayıtlı davalı Ziya oğlu Selman Ömer Bingül'ün MK'nun 134. maddesi gereğince boşanmalanna, müşterek çocuk Mine Bingül'ûn velayetinin davacı annesine veril- mesine, velayeti annesine verilen müşterek çocuğu her sene 1 Temmuz ile 30 Temmuz arası davahnnı yanına alabılmesıne, şahsi müna- sebetlerin bu şekilde idamesine, masrafın davacı üzerinde bırakıknasına, kanun yollan açık olmak üzere 28.12.1999 tarihinde karar ve- nlmış olduğu, karar tebliği yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 6325 tLAN T.C. ALİAĞA SULH HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN Tereke Defter No: 1998/1 Resmi Tasfıye 27.10.1993 tarihinde vefat eden ve son ikametgâhı Kazım Dirik Mahallesi, 372 Sokak, No: 8 Aliağa-lzmir adresinde bulunan Mus- tafa oğlu, 1943 d.lu, Hüseyin Koç terekesinin resmi tasfıyesine Alıağa Adliyesi Yazı Işleri Müdürii Seracettin Aydın tayın edılmıştir. Tereke defterinin tanzım, mallannın idaresı. tedbirlerin alınması, alacaklann tahsili, tereke mallannın paraya çevrilmesi ve bedelle- rinin tahsili, mal vasiyetlerinın yerine getirihnesınde görevli ve temsil yetkili bulunmaktadır. Keyfıyet ilgililerin bilgi edinmeleri için ilan olunur. 07.02.2000 Basın: 6301 GÖRÜŞ Dr. EMİN GÜRSES Ayrupa'da Yabancı Düşmanlığı Heider'in göçmen karşıtı, Nazi sempatizanı, Doğu Avrupa ülkelerinin AB'ye alınmasına karşı çıkan, Hit- ler'in "Yahudi toplama kamplan"n "ceza kamplan" olarak nitelendiren yabancı düşmanı, ırkçı "özgüriük Partisi'rt'm yeni Avusturya hükümetinde koalisyon or- tağı olması Israil, ABD ve AB başkentlerinde tepkiyle karşılandı. Kurt Waldheim'ın cumhurbaşkanlığı dö- neminde de (1986-92) VValdheim'ın eski bir Nazi su- bayı olduğu gerekçesiyle Avusturya yine aynı merkez- lerin tepkileriyle karşılaşmıştı. Sosyal Demokratlar ile Halk Partisi uzun yıllar ikti- darda kalmış, taraftaıian ise partilerinin kendilerine yarattığı olanaklan kullanarak bürokrasinın her kade- mesine yerleşmiştir. özgüıiükçü Parti, özellikle bu sü- reçten dışlanmışlar arasında destegini arttırmıştır. Avusturya'nın küçük ve orta düzeydeki kuruluşlannın Doğu Avrupa'nın ucuz mallanyia Avrupa pazannda yanşa girmesi, Avrupa'da sosyal güvenlik kesintileri- nin artmasına doğru bir eğilimin güç kazanması, Avus- turya'nın güney bölgesinin AB'nin tanm politikalann- dan olumsuz etkilenmesi, özellikle att ve orta sınrfta maddi güvenlik ve sosyal statülerinin tehlikeye düşe- ceği korkusunu arttırmış ve bu aşın-sağ politikacılar- ca kullanılmıştır. Heider "sessizliğin sesi" olduğunu öne sürüyordu. 1988-1998 yıllan arasında Avusturya'ya 405 bin mülteci gelmesi ırkçı, yabancı düşmanı söy- lemlerin kullanılmasını arttırmıştır. Demagog Heider'in önyargılara, hislere hitap eden, toplumsal korkulan şovenist kanallara yönlendiren, yabancılan suçun nedeni olarak gösteren politikalan belirli nedenlerle yine belirli toplumsal katmanlardan destek görmüştür. Avrupa'da yabancı düşmanlığının yükselişe geçti- ği dönemlerde sadece ırkçı partilerdeğil, merkez-sağ partilerin de yabancı düşmanlığını oy toplamak ama- cıyla dolaylı olarak kullandığı bilinmektedir. Heider'e tepkinin temelinde Yahudi düşmanlığı önemli rol oy- namaktadır, yoksa tek başına yabancı düşmanlığı de- ğil, Avusturya Halk Partisi ile Ozgürlük Partisi arasın- daki koalisyon, uluslararası mali çevrelerde Yahudi sermayesinin gücünden çekinen Avusturya'nın bazı büyük şirketlerinı de tedirgin etmiştir. Bu şirketler ve Avusturya Sanayiciler Federasyonu, gelişmelerin ken- di uluslararası bağlantılannı tehlikeye sokmasını en- gellemek için özellikle çaba göstermektedirler. Avrupa'da örtülü Heider'ler cirit atmaktadır. 1994 'te Italya'da muhafazakâr hükümette kökeni Mussoli- ni'nin faşist partisine kadar giden Ulusal Biriik koalis- yon ortağı olarak yer aldığında Avrupa'dan pek önem- li bir eleştın gelmemışti. Aradaki fark Heider'in Yahu- di düşmanlığından gelmektedir. Fakat Müslüman, Türk, Afrikalı düşmanlığı Avrupa'da bir tepki doğur- mamaktadır yönetimlerde. 1982'de Batı Almanya'da 16 üniversite profesörü, Hıristiyan Batı Avrupa değerlerini korumak için göç- men işçilerin geldikleri yerlere geri gönderilmelerini talep eden bir bildiri yayımlamışlardı. Avusturya'da merkez-sağ Halk Partisi "Vıyana vlyanalılanndır" slo- ganını kullanmaktan çekinmemiştir. Ingiltere'de John Major 1991 yılındaki Muhafazakâr Parti konferansın- da, "Biz bütün gelenlere açık olmamalıyız" sözüyle yabancı karşıtlanna göz kırpmakta yarar görmüştür. Isveç'te merkez-sağ, "Kapalı tut ki, biz dışanya çıka- lım" sloganından medet ummuştur. Yine Isveç'te ba- zı insanlar "Çıngene babasının kaypaklığını almış" ifa- desiyle fişlenmışlerdir. Fransa'da Chirac'tn göçmen-. ler için "Kaiabaiık aıleler 50 bin frank sosyal güvenlik yardımı alıyorlar" ifadesi aşın sağ'a giden oylan top- lamayı hedeflemıştir. Bu yaklaşımlann, Heider'in "Vı- yana Şikago olmayacak" sloganıyla pek de çelişme- diğı açıktır. Jacques Chirac'ın Heider karşıtlığının te- melinde özellikle Fransa'da Jean- Marie Le Pen'in daha da güçlenmesi korkusu yatmaktadır. Avrupa'da ne zaman ki merkez-sağ güç kaybeder, oylann bir kısmı aşın sağ partilere gıtmekte ve bunlara iktidar yo- lunu açmaktadır. Avusturya'daki koalısyona 'aşın sağ'ın ortak olması, diğer Avrupa ülkelerinde aşın sağı ce- saretlendirecek, zaten var olan yabancı düşmanlığını artan oranda körükleyecektir. Merkezi ülkeierde bazı siyasiler nedense, göçmenlerin işsizlik maaşı aldıkla- n ya da sıradan tşlerde çalıştıklan için işsizliğe yol aç- tıklannı sürekli vurgulamaktadırlar. Fakat bu ınsanla- nn geldikleri ülkelerden, uluslararası şirketleri aracılı- ğıyla Avrupa ülkelerinin ne kadar kâr transfer ettikle- rinden pek söz etmezler. Avrupa kendi liberal kapita- list demokrası anlayışına tehdit oluşturabilecek her tür- lü sağ ya da sol radikalleşmeyi tasfıye etmek için ça- ba göstermektedır. Bugün aşın sağ partilere karşı bir- leşen Avrupa merkez- sağ ve sol'u, yarın sistemin transformasyonunu hedefine koyan bir sol partinin iktidara ortak olmasını da engellemeye çalışacaktır. Bu- gün Avrupa, Yahudi dayanışmasının sert kayasına çarpan Avusturya'nın Haider'ini uysallaştırmaya çalı- şıyor ki dünyaya satmaya calıştığı "Avrupa değerle- ri"n\n yüceliğini savunmaya devam edebilsin. E-mail: emingurses(« yahoo.com B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA: 1/ Bir bütün olarak varlığ ele alan ve var olanlann en te- mel nitelikleri- 3 ni inceleyen fel- A sefedah.2/Tat- 4 lı su levreği... Büyük erkek kardeş. 3/Hay- vanlann vücu- dunu örten de- ri, kıl, tüy, pul ° gibi dokulann g tümü. 4/ Soya- çekiın... Havva'nın Ba- tı dillerindeki adı. 5/ Belli bir yerde mezan olan, dogaüstü gücü bu- lunduğuna ve insanla- 3 ra yardım ettiğine ina- 4 nılanölü... Nâzun Hik- met'in soyadı. 6/ Trab- zon'un bir ilçesi... Ma- « vi renkli değerli bir ko- rindon türü. II Afri- Q ka'da bir ırmak... Ma- g caristan'da üretilen ün- lü bir şarap. 8/ Tıp dilinde "yumru" anlamında kul- lanılan tenm... Bir gösterme sıfatı. 9/ Meşin keskisi... " Söz ola ağulu aşı bal ile —• ede bir söz" (Yunus Em- YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Borç senetlerinin bankalara ödenmesi için vade tari- hinden başlayarak tanınan iki gün. II Bir soru sözü... lnceltilmiş, fazlalıklanndan anndınlmış. 3/Tekelci ka- pitalizme özgü şirketler birliği... Teniste topu rakibin ar- kasına düşürmeyi amaçlayan vuruş. 4/ Aşıboyası... Sa- hip... Adın durum eklerinden biri. 5/ Bir kimse, bir ko- nu, bir sonm üzerine yazılmış kitaplarm tümü. 6/ Ko- nut... Tavuğun istenilen yere yumurtlamasını sağlamak amacıyla kullanılan beyaz taş. 7/ Bir filmin ya da tele- vizyon programınm hazırlanmasında emeği geçenlerin adlanm içeren bölüm. 8/ Düşünce... " — Sevdası": Recaizade Mahmut Ekrem'in romanı. 9/ "Insan bir —-misali/Seniekenbiçerbirgün" (Karacaoğlan)... Es- ki Türklerde ölüler için yapılan tören.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear