Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 25 ARAUK 2000 PAZARTESİ
HABERLERIN DEVAMI
PB 14
Kocaeü 8 Trabzon
Çanakkale B 10 Giresun
Izmır B î l Ankara PB 1
Manisa
Aydın
B 10 Eskişehtf PB 2
B
Denizli
Konya PB
B 9 Sıvas PB
Zonguldak PB 7 Antalya B 14 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
PB
Y
Y
Y
Y
K
K
14
6
7
5
5
0
1
K -5
Yurdun doğu kesımle-
ri çok bulutlu, Doğu _____
Karadenız, Doğu ve Q S
| Q
Güneydoğu Anadolu
B -5
boigelen yağışlı, dığer
M e l s l n K I K -2
yerter parçalı ve az bu- StOCkholm B -3
lutlu geçecek. Yağtşlar Londra Y 5
Doğu Anadolu ile Doğu Amsterdam K 3
t^f",i z
''n
^k e s l f T 1
" Brüksel K 5tennde kar, diğer yer-
lerde yağmur ve karla
r a r l s
Y 12
kanşık yağmur şeklın- Bonn
deolacak. Münih
K -2
K 0
Berlin
Budapefte
Madrid
Vjyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Zürih
K
K
Y
Y
PB
PB
Y
PB
Y
0
4
8
8
6
7
16
15
6
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
K
Y
PB
Y
PB
B
PB
PB
-3
9
-9
12
0
4
8
18
Şam Y 13
Taşkent
•Tahran
Parçalı bulutlu k
Çok bulutlu ı Yağmurtu Kart Sulu kar Gökgürüttülü
'Eylemler lıeııiiz bitmedTB Baştarafı 1. Sayfada
sı yerine sadece Adalet Bakanhğı,
cumhuriyetsavcdan ve cezaevleri per-
sonetmin suçlanması yanhşor, haksız
ve insafsızdır" yanıtını verdi. Türk,
olaylar sırasvnda sivil toplum örgütle-
rinin tutumunu 'yadırgadığını' vurgu-
ladı.
Adalet Bakanı Türk'ün dün düzen-
lediği basın toplantısında, bakanlığı
ile Içişleri Bakanlığı arasındaki krizin
derinleştiği ortaya çıktı. Türk, ope-
rasyona katılan birimlerin yöneticile-
rine teşekkürlerini ilettiğini belirte-
rek şunlan söyledi:
"Buöroekişbirligisürdürülınelidir.
Ne yazık ki bu anlayışla bağdaşmayan
sadece Adalet Bakanlığı'ru. cumhuri-
yet savcdannı ya da eezaevi personeli-
ni suçlayan bazı açıklamalar yapıkh.
Cezaevleri, yıllann ihmalleriyle birso-
runlar yumağı haline gelnüştir. Bu du-
nımun nedenleri arasında, bakanhğı-
mızın yıllardan beri cezaevlerini dü-
zeltmeye yeteıii kaynaklardan yoksun
bırakılmasL. mevzuatın yetersizüği ve
eksikUğl görevlerini \ apnıada zaman
zaman yetersiz kalan bazı görevlilerin
bulunmasL, terör örgütlerinin cezaev-
lerinin koğuş sistemine dayabfizikiya-
pısı içüıde idari zaafhetlerden de ya-
raıianarakfiilibir egemenlik kurnıa-
sı gösterilebflir." - - -
Türk, basının önünde bir bakanhğm
başka bir bakanlığı suçlamasının doğ-
ru olmadığuu belirterek şu açıklama-
lan yaptı:
"Cezaevleri girişinde sadece Adalet
Bakanhğı görevlilerince yapıkhğı öne
sürülen arama ve kontroller, üç ba-
kanhk tarafından iniTalaıuın protokol
hükûmlerine göre incelemneye değer.
Bu hükümler incelendiği zaman ara-
ma ve kontrollerin jandarma ve ceza-
evi personeU taraflndan, diğerinin ne-
zaretinde yapıkhgını ya da büükte ya-
pıldığını görürsünüz. Bu durumda ce-
zaevlerine dış kapdardan geçirilerek
sokulan yasak maddeterie ügüi sorum-
luluğun sadece Adalet Bakanhğı per-
sonenne yüklenmesi haksız ve insaCgz
bir suçlamadır. Şüphesiz görevkrinde
ihmal veya kötüye kuDanma görülen
herkes hakkında yasal işlem yapuma-
hdır, yapdmıştır da."
Adalet Bakanı Türk, görevini yap-
mayan ve kötüye kullanan herkesin
cezalandınlması gerektigine dikkat
çekerek "Tersine açıklamalar ise dev-
letin bütünlüğü ve ortak sorumluluk
anlayışryla bağdaşmamaktadır. Bu,
daha önce başka oiayiar vesiksiyle de
sergflenenbirbakanhketefnanlannın
kendi görevlerini yaptiğı başka bir ba-
kanhk elemanlannın ise görevlerini
yapmadığı şekünde özetienebilecek
suçlayıa bir tutumundevammdan baş-
kabir şey degüdir" dıye konuştu. Türk,
1999- 2000 yıllan arasında 81 kişinin
görevine son verildiğini, 315 kişinin
başka yere tayin edildiğini, 177 kişi-
nin de açıga ahndığını bildirdi.
98 kişi öliim orucunda
Türk, Edirne F Tipi Cezaevi'nde
327, Kocaeli'de 337, Sincan'da 5'i
hastanede olmak üzere 341 kişi bu-
lunduğunu belirterek bunlardan
98'inin ölüm orucunu, 532'sinin de
açlık grevini sürdürdüğünü bildirdi.
Türk, tutuklu ve hükümlülerden
375'inin eyleme kaölmadığını söyle-
di. Adalet Bakanı, 47 cezaevinde da-
ha değişik biçimlerde benzeri eylem-
leri sürdürenlerin olduğunu kaydede-
rek "Süresiz açhkgrevi yapanlann sa-
yısı 1656'dır. Dönüşümlü açhk grevi
yapanlann sayısı ise 9'dur. Halen ce-
zaevlerimizde değişik biçimlerde bu
eyiemleri sürdürenlerin sayısı 2 bin 18
kJsjdtr" dedı. Türk, eylemcilere ve ya-
kınlanna "Eylemcfler çıkmaz bir yol-
dadır. Bunu görmeteri ve eykmlerine
son vermeleri gerekir. Gençlerimiz te-
rör örgütieri tarafindan etki altma
ahnnuşar. Ve bunun sonucunda bazı
gençlerimiz hayatiannı çağdışı bir ide-
oloji uğruna harcamaktadır" diye
seslendi.
Bir gazetecinin, halen cezaevlerin-
de açlık grevi ve ölüm oruçlannın de-
vam ettiği göz önünde bulunduruldu-
ğunda, yapılan operasyonun başanlı
olduğunu söylemenin mümkün olup
olmadığını sorması üzerine Türk, şu
yanıtı verdi:
"Operasyonun amacı insan hayan-
nı kurtarmak, hükümlü ve tutuklula-
n örgüt baskısından kurtarmak ve bu
örgütün yöneticilerini kontrol altuıa
almakn. Şimdi bu amaçlann bir bölü-
mü tam olarak gerçekleşmiştir. Ama
bazı hükümlü ve tutuklular örgüt bas-
kısmdan kurtanküktan sonra da da-
ha önce içine düştükleri fanatizm içe-
risinde yine bu eylemlerini sürdür-
mektedirler. Ben o nedenle eylemlerin
sona erdirUmesi çağnsını tekrarüyo-
rum. Ama durumlan ağırlaşacak
otursa gerekli müdahalenin yapüabil-
mesi için de biz Adalet Bakanhğı ola-
rak üzerimize düşeni yapacağjz. Bi-
zim yapabileceğinüz, örgüt baskısın-
dan kurtarmaktı. Bundan sonra nıü-
dahale yapacak olan hekimlerdir."
Türk, "Içişleri Bakanlığı ve Adalet
Bakanhğı arasında kriz mi var" soru-
suna "Bakanhklar arasında kriz ola-
maz. Devlet bir bütündür. Yalnız, ba-
kanlıklar arasında ortak çahşmayla
çözülmesi gereken sorunlann basın
önünde tartışıhnasuıda yarar görmü-
yorum. O nedenle bu konuda daha
fazla aynnüya girmiyorum. Ortakça-
lışnıanın ve işbiıüğmin yararnu bu son
operasyonda gördük. Bu her zaman
sürdürülmesi gereken bir çahşma tar-
zı olmandır" yanıtını verdi.
'Erteleme koşulluydu'
Adalet Bakanı Türk, toplumsal uz-
laşı ve altyapı oluşturulmadan F tipi-
ne nakillerin yapıldığının anımsatıl-
ması üzerine, erteleme açıklamasımn
eylemin sona erdirilmesine bağlı bir
koşul olduğunu, ancak yasal düzenle-
melerin yapılması gerektiğini vurgu-
ladı. Türk, "Diğer cezaevlerinde bo-
şahnalar oluyor diye nakledilenlerin
geriye getirihnelerinin söz konusu ol-
madtğuu" vurguladı.
Türk, cezaevi olayları sırasında si-
vil toplum örgütlerinin tutumunu "ya-
du^adığmı" kaydederek "Sürekli
devletten ödün istemek yerine, eylem-
cilere de eyleme son verümesi çağnsın-
da buhmmalan gereldrdi" dedı. Türk,
sivil toplum örgütlerinin de tehdit
edildiğini ve üzerlerine baskı kurul-
duğunu söyledi.
Arjantin'de
açhkgrevi
111. gününde
'Toplu ölümler çok yalonda'
Dış Haberler Servisi -
Arjantin'de 12 eylemci-
nin af istemiyle başlattığı
ve 111. gününe giren aç-
hk grevleri ülkede tartış-
ma konusu oldu. Hükü-
met, bugüne kadar yal-
nızca şekerli su içen Her
Şey Vatan İçin (MTP) ad-
lı sol görüşlü örgüt üyele-
rinin 'zoria beslenmesini'
görüşüyor. Arjantın Dev-
let Başkanı Fernando de
la Rua da, ömür boyu ha-
pis cezasıyla 1989'da ce-
• zaevine giren ve söz veri-
len affın çıkmaması üze-
rine açlık grevine başla-
yan mahkûmlara af çıka-
nlması için çaba göster-
meyi sürdürüyor.
llk kez haziran ayında
açlık grevi başlatan mah-
kûmlar, De la Rua'nın af
sözü vermesi üzerine 46.
günün sonunda eylemle-
rine son vermişlerdi. An-
cak Arjantin yasalan ge-
reği. af Anayasa Mahke-
mesi'nden dönünce 12
militan eylül ayında yeni-
den açlık grevine başladı.
Insan Hakları
Vakfi'ndan sert tepki
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Türkıye în-
san Haklan Vakfı Genel
Başkanı Yavuz Önen,
"Türkiye'de savaş ortamı
halen süriiyor. Dehşet ve-
rici şiddet görüntüleri ve
şiddet propagandası bü-
rün toplumu travmatize
etmektedir" dedi. Tutuk-
lu ve hükümlülerin temel
haklarını koruma görevi-
nin hükümete ait olduğu-
na dikkat çeken Önen,
"Bu operasyonla hükü-
met, bir kez daha onlann
yasam haklannı ihlal et-
miştir1
" açıklamasını yap-
tı.
"Hayato Dönüş" ope-
rasyonunun 26 tutuklu ve
iki askerin ölümü ile so-
nuçlanmasına tepkiler sü-
rüyor. TlHV Genel Baş-
kaiu Yavuz Önen, dün va-
kıf genel merkezinde dü-
zenlediği basuı toplantı-
sında operasyonla ilgili
bazı değerlendirmeler
yaptı.
TlHV'nin gelişmeler
sırasında hem devletten,
hem de tutuklulardan iki
taraflı eleştiri bombardı-
manuıa tutulduğunu an-
latan Önen, "Her iki taraf
da 'Ya bizim gibi düşü-
nün ya da susun' dedi. Biz
her üdtaraf gibide düşün-
müyoruz; bizim için ön-
cefildi olan yaşam hakkj-
dır. Burada en önemli so-
run ailelerin tutuklu ve
hükümlü çocuklannın
nerede olduklarmı öğre-
nememesidir. Bu durum,
kaybetme yasağına ayka-
ndır. Eyüp Cumhuriyet
Savcuığı tarafindan dağı-
tüan bir Kstede Ftipiceza-
evlerine sevk edildiği bil-
dirilen 5 kişinin Bayram-
paşa Cezaevi'ne yapılan
operasyonda yaşamını
kay beden ve otopsisi yapı-
lan kisiler olduğu görûl-
müştür. Bayrampaşa Ce-
zaevi'ndesavcıhk tarafin-
dan keşifyapddığı ve ölen-
lerin sayısmın 12 olduğu
bildirilmesine karşın
sevklere iliskin resmi Ks-
telerde ve hastanelerde
bulunmayan 8 kişi var-
dır."
"Hayata Dönuş" adı al-
tında yapılan operasyo-
nun yalnızca cezaevlerin-
de ölüm orucuna girmiş
insanlara yönelik olmadı-
ğını vurgulayan Yavuz
Onen. operasyonun tüm
topluma karşı gerçekleş-
tirildiğini bildirdi. Önen,
TÎHV'nin istemlerini de
şu şekilde sıraladı:
"Tutuklu ve hükümlü-
lerin durumu konusunda
gerçek bilgiler avııkatla-
nna ve aflelerine derhal
veritaneH, hastanelerde ve
cezaevlerinde bulunan tu-
tuklu ve hükümlüler, aile
ve avukatlanyla derhal
görüştürühnelidir. F tipi
cezaevlerineyapılan sevk-
ler iptal edümeBdir. Ope-
rasyonlara ilişkin kap-
samlı soruşturmalar ta-
rafsızhk içinde ve huku-
kun gereklerine uygun
olarak başlaühnah ve suç
işleyenler cezalandınlma-
hdır. Operasyonlarda yar-
gısızinfaz veözeOikle kim-
yasal silah kullammına
Uişkin araşürma yapmak
üzere adli üp hekimleri,
avukatlar ve ilgili meslek
kuruluşlanna yöneük
medya kampanvası ve po-
lis saldınlan durdurul-
mah. banşçıl gösteriler
nedeni ile gözahuıa ahnan
ve tutuklananlar derhal
serbest bırakümahdınn
• Baştarafı 1. Sayfada
vekkilleriyle görüşemediklerini
belirten Kozağaçlı, Sincan F ti-
pındekı tutuklu ve hükümlülerin
bugün ve yann aileleriyle görüş-
melerine ızin verildiğini bildirdi.
F tipi cezaevlerine karşı önce
açlık grevi olarak başlayan daha
sonra tutuklu ve hükümlülerin
gruplar halınde ölüm orucuna çe-
virdikleri eylem 67. gününe gi-
rerken F tipine sevk edilen ölüm
orucu eylemcilerinin durumunun
son derece kritik olduğu bildiril-
di. Müvekkilleriyle görüş yap-
mak üzere 22 Aralık Cuma günü
Sincan F Tipi Cezaevi'ne giren
avukatlar, önceki gün yenıden zı-
yaret etmek istedikleri cezaevine
sokulmadılar. Avukatlar, tutuklu
ve hükümlüler arasında müvek-
killeri olmasına karşın dün de ce-
zaevine ahnmadılar. Avukat Sel-
çuk Kozağaçlı, cezaevine giriş-
lerinin engellenmesine herhangı
bir gerekçe gösterilmediğini be-
lirtti. Ölümlerin başladığı yönün-
de cıddi kaygı taşıdıklannı bildi-
ren Kozağaçlı, avukatlann ceza-
evine sokulmama nedenlerinden
birinin de bu ölümleri gizleme
çabası olabileceğini ileri sürdü.
Kozağaçlı, hapishanenin fiziki
koşullannın son derece olumsuz
olduğunu vurguladı. Selçuk Ko-
zağaçlı, tutuklu ve hükümlülerin
bugün aileleriyle görüşebümesi
için izin verildiğini söyledi.
Ankara Tabip Odası Genel
Sekreteri Tulan Kaan da savcılık
aracüığıyla izin istediklerini ve
bugün Ankara Numune Hastane-
si'ndeki tutuklu ve hükümlüleri
ziyaret edeceklerini bildirdi. Son
bilgilere göre, Numune Hastane-
si 'nde büyük bölümü darp ve ya-
nık tedavisi nedeniyle getirilen
29 tutuklu ve hükümlü bulunu-
yor. Açlık grevi nedeniyle getiri-
lenlerden Fatma Hürya Tümgan
ve Hatice Yürekn"nin durumu
ağır.
22 Aralık günü Sincan F Tipi
Cezaevi'ni ziyaret eden 10 avu-
kat, müvekkillerinde darp izi bu-
lunduğunu ve çoğunun operas-
yon sırasında kullanılan gazlar-
dan dolayı solunum yetmezliği
çektigini belirttiler. Avukatlann
tutuklu ve hükümlülerin sağlık
durumuna ilişkin olarak verdik-
leri bilgiler şöyle:
Erdal Dogan: Daha önce 35
gün açlık grevi yapmış. Şu anda
10 gündür ölüm orucunda, sade-
ce su alıyor. Vücudun muhtelif
yerlerinde darp izleri ve ekimoz-
lar var.
Banş Gönülşen, Ahmet Gün:
Açlık grevinin 14. günündeler.
Abbas Irmak: Açlık grevi ya-
pıyor. Operasyon sırasında kulla-
nılan yoğun gaz nedeniyle ciğer-
lerinden rahatsız.
HüseyinCanbaz: Ölüm orucu-
nun 1. ekibinden. Sadece su alı-
yor. Sol ayak parmaklan kınk,
burun kemiği çatlak, kafasında
yank, sol gözde morarma, sırtta
ekimozlar var. tdranndan kan ge-
liyor.
Kahraman Kıbç: Ölüm oru-
cunda.
Enver Yanık: Operasyondan
beri ölüm orucu yapıyor. Kollar-
da, yüzde, kafasının muhtelif yer-
lerinde darp izi var.
Cem Şahin: Operasyondan be-
ri ölüm orucu yapıyor. Vücudun-
da darp izleri var.
Mehmet Kansu Keskinkan:
Ölüm orucu 2. ekibinden, ölüm
orucuna devam ediyor.
Temel BDir: Operasyondan be-
ri ölüm orucu yapıyor. Vücudun-
da belirgin darp izi yok.
Cem Göçer. Ölüm orucu yapı-
yor. Genel darplann yanı su^ ka-
îasında ciddi yank var. Hastane-
de bu yaraya dikiş atdmış.
Z«ki Demirçivi: Gerek ceza-
evinde, gerekse cezaevine getiri-
lirken ciddi travmaya uğramış.
Ölüm orucunun 50. gününde.
Mehmet Kan: Ölüm orucunun
60. gününde. Vücudunda darp
nedeniyle morluklar, kanlı ishal
var.
MuratKırsay: Ölüm orucunun
60. gününde. Ayakta duramıyor.
Mehmet Şahin Işık: Vücudun-
da ekimozlar var.
An Akkurt: Operasyondan be-
ri süresiz açlık grevi yapıyor. Şe-
ker ve su almıyor. Omurga ya da
bel kısmında darp nedeniyle olu-
şan şiddetlı ağnlan var.
Irfan Gürz: Romatizması ve
kalp romatizması var. Ancak şu
ana kadar hastaneye götürülme-
miş.
Ramazan Çiçek: Ölüm orucu-
nun 56. gününde, tuz ve şeker al-
mıyor. Vücudunda yaralar var.
Polat Han, Cemal Yaşar: Bar-
tın'daki operasyon nedeniyle vü-
cutlannın değişik yerlerinde darp
izleri var. Açlık grevine su alarak
devam ediyorlar.
Haydar Baran: Ölüm orucu-
nun 59. gününde. Şeker ve tuz al-
mıyor. Sol ayak ve burun kınk.
Kaburga kınğı ve çatlağı var.
Gürhan Hızmay: Daha önce 35
gün açlık grevi yapmış. Operas-
yondan beri süresiz açlık grevin-
de. Yürüme ve hareket zoriuğu
çekiyor.
Bülent Göksülük, tlhan Enı-
rah: Operasyondan beri ölüm
orucundalar.
Kemal Ertürk: Daha önce 13
gün açlık grevi yapmış, operas-
yon sırasında ölüm orucuna dö-
nüştürmüş.
AK Çolak: Ölüm orucunun 1.
ekibinden. Bartın'daki operas-
yonda başından aldığı tahta cop
darbesinden dolayı kafasına 5 di-
kiş aıılmış.
'Ölüm sının'
1. ölüm orucu ekibinde yer
alan ve avukatlann "ölüm sını-
rmda" olduklarmı belirttikleri tu-
tuklu ve hükümlülerin isimleri
ise şöyle:
Resul Ayaz, Hamit Süren, Be-
kir Batur, Ahmet Yümaz, Erkan
Çetin, Fehim Horasan, Selahat-
tin Ünyay, Yaşar Demirkan, Ati
Ekber Doğan, Özgür Salak.
Buca Cezaevi
Av^ıkat Nedim Değirmenci
Buca Cezaevi'ne gerçekleştirilen
operasyondan sonra, ölüm orucu
ve süresiz açlık grevi eylemini
sürdüren iki tutuklu ve hükümlü
ile görüştüğünü açıkladı. Değir-
menci şunlan söyledi:
"Ölüm orucunda bulunan Bü-
lent Ersoy ve süresiz açhk grevini
sürdüren Cebrail Gündoğdu ile
yapnğun görüşmede, ikisinin de
sağhkdurumlannın kötü olduğu-
nu gördüm. Ölüm orucunda olan
eylemcilerden, iki kişi bir kişilik
hücrev e konulmuş. Süresiz açhk
grevindekiler de 9-10 kişilik ko-
ğuşlarda. Hücrelerin ve koğuşla-
nn camlanmn kınk olduğunu,
koğuş kapuaruun sürekli kapah
olması nedeniyle hava alma ola-
naklanrun ounadığuu söylediler.
Gardiyanlar tarafindan sürekli
taciz edildiklerini söylediler. tz-
mir Tabip Odasrndan doktor is-
temişler, ancak bu istemleri yeri-
ne getirilrnemiş."
Uşak Cezaevi
İHD Izmir Şube Başkanı Gün-
seü Kaya, operasyon sonrası
Uşak Devlet Hastanesi'ne sevk
edilen kadın eylemcilerin sağlık
durumlannın da kötü olduğunu
belirtti. Kaya, Uşak Devlet Has-
tanesi'nde bulunanlar haklanda
kendilerine ulaşan bilgüeri şöyle
açıkladı:
"Sevgi Erdoğan'ıhklrarçıkışı-
nın olmadığı, akut böbrek yet-
meztiği > aşadığı, tedavi kabul et-
mediği ve su da almadığı için sağ-
hk durumu ağuiaşmış. Zeliha
Koyupmar'm operasyon sırasm-
da koğuşta ranzaya kelepçeli ru-
tulduğundan zehirti gaz soludu-
ğu, tüberküloz hastası olması ne-
deniyle durumdan fazlasıyla et-
kilendiği ve kan kustuğu bildiriH-
yor; vücudunda ikinci derece ya-
nık var. Vicdan Şahin'in de baş,
boyun ve göğsünde yanıklar ol-
duğu, idrar çıkışuun î<yaHığı, su
almadığı haberi geldL Özgür Gü-
denoğlu'nun da zehirii gaz solu-
maktan kaynakh solunum zoriu-
ğu var, su almryor. Uşak Devlet
Hastanesi"nde bulunan bu tutuk-
hı ve hükümlülerin tedavi kabul
etmediklerini ve ölüm orucuna
devam ettiklerini öğrendik."
6
Kayıplar bir an önce bıılmımalf
Haber Merkezi - Edirne F Tipi
Cezaevi'ne sevk edilen müvek-
killeriyle önceki gün görüşen
Avukat Remzi Kazmaz, tüm tu-
tuklu ve hükümlülerin ölüm oru-
cu eylemini sürdürdüklerini be-
lirtti.
Kazmaz, Edirne F Tipi Ceza-
evi listesinde görünen bazı kişi-
lerin bulunamadığmı öne sürerek
"Bir an önce bu kişUerin nerede
okhıklan açddanmah. Aileler ka-
yıp endişesi içindelerr
' dedi.
Edirne F Tipi Cezaevi'ne sevk
edilen 2 müvekkiliyle cumartesi
günü görüşen avukat Remzi Kaz-
maz, Çanakkale, Bayrampaşa ve
Bursa'dan Edirne'ye sevk edilen
tüm tutuklu ve hükümlülerin
ölüm orucunda olduğunu anlattı.
Avukat Kazmaz, tutuklu ve hü-
kümlülerin dayak ve gaz nede-
niyle yaralı olduğunu öne sürerek
"İabipler Odası'ndan, yaralan-
nın tedavi edümesi için doktor ta-
lep ettiler. Ancak ölüm orucunu
bırakmak nıyetinde değüler" de-
di. Avukat Kazmaz, tutuklu ve
hükümlülerin cezaevlerindeki
operasyonlar s^asuıda dayak ye-
diğini, yaralı halde Edirne F Ti-
pi Cezaevi'ne ulaştıklan andan
itibaren de mahkûmlara toplu da-
yak atıldığını anlattı. Kazmaz,
cezaevi listesinde adı bulunan ba-
zı kişilerin hücrelerinde bulun-
madığına dikkat çekerek ailelerin
endişe içinde olduğunu söyledi.
Müvekkillerinden Mehmet Ku-
lakstz' ın kâğıt üzerinde Edirne'de
gösterildiğini, ancak jandarma-
nın bu isimde birini bulamadığı-
nı belirterek "Bir an önce bu ki-
şilerin nerede olduklan açıklan-
mah. Ailelerkaym endişesi içinde-
ler" diye konuştu. Avukat Behiç
Aşçı da müvekkilleri Şadi Ozpo-
lat ve Ercan Kartal'm diğer tüm
tutuklu \e hükümlüler gibi ölüm
orucunda olduğunu açıkladı.
Edirne Adliyesi'ne dün giden
5 avukatın, Istanbul Insan Hakla-
n Derneği yönetıcileri ve ailele-
rin, cezaevindeki tutuklu ve hü-
kümlülerle görüşme istekleri de
kabul edilmedi. Avukatlann ıs-
rarlı tutumu üzerine Kapalı ve
Açık Cezaevi Savcısı Sami Ker-
piççi ile görüştüler. Savcı Kerpiç-
çi, F tipi cezaevi savcısı olmadı-
ğını belirterek "Bugün (dün) avu-
kat görüşü yok. Pazartesi ve salı
günü de F tipi cezaevinde aile gö-
rüşü olacağını biliyorum. Bundan
sonra avukatlann müvekkilleriy-
le görüşebikceğini tahmin ediyo-
nım" dedi.
Gebze Özel Tip Cezaevi 'ne ya-
pılan müdahale sonrasında kal-
dınldıklan hastanelerde tedaviyi
kabul etmeyen 7 kişinin ölüm
orucunu sürdürdüğü bildirildi.
Uşak Cezaevi'nde kendini
yaktığı iddia edilen ve kaldınldı-
ğı Izmir Atatürk Eğitim Hasta-
nesi'nde ölen Yasemin Cancı.
Çanakkale'nin Gelibolu ilçe-
sinde toprağa verildi. Ümraniye
Cezaevi'neki operasyonda ölen
Ahmet tbili de Içel'in Silifke il-
çesinde toprağa verildi.
Çanakkale Cezaevi'nde ölen
PKK üyesi Sultan San'nın ceza-
nesi de Adana'da toprağa verildi.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
- Operasyonla ele geçirilen cezaevlerinden çıka-
nlan tutuklu ve hükümlülerin durumu.
Resmi adıyla şartla salıvermeden yararlanan ki-
şiler elde bavul, dışarda davul tek tek cezaevinden
çıkıp evlerine gidiyor. Bu konudaki haberler şimdi-
lik "yaşama ve özgürlüğe dair". Memleketinin yo-
lunu tutan afzadelerin ilk sözleri de bu yönde:
"Kimse merak etmesin, biz ıslah olduk!"
"Yaşama döndük, tekrar içeri girmeye niyetimiz
yok..."
Felaket tellallığı yapmayalım, ama önümüzdeki
günlerde şu tür haberler okumayı hiç arzu etmiyo-
ruz:
"Memleketine dönünce ilkişi, kanlısını öldürmek
oldu!"
"Kardeşinin katilini karşısında görûnce, elini ka-
na buladı!"
Yıneleyelim, bu ve benzeri haberleri kesinlikle
duymak istemiyoruz. Ancak, hiçbir sosyal hazırtık
yapılmadan gerçekleştirilen bu girişimin sonuçlan
üzerinde endişelenmız var.
Affın kapsamıyla ilgili tarttşma da yeni yılda adli-
yelerin çaiışmaya başlamasıyla biriikte alevtene-
cek. Herhangi bir tutuklu ya da hükümlünün, affın
eşrtlik ilkesine aykın olduğu gerekçesiyte yeret mah-
kemede açacağı bir dava, konunun Anayasa Mah-
kemesi gündemine gelmesini sağlayabilir. Geçmiş-
te bunun pek çok örneğini yaşadık. Anayasa Mah-
kemesi bu tür durumlarda doğal olarak işin "sos-
yal" yanından çok "hukuksal" yanını öne çıkardı.
Çoktan seçmeli cezaevleri
Cezaevlerine ilişkin bir başka sıcak gündemse
operasyonlar sonrasındaki durum. Kamuoyunda,
her şey bitti; Içişleri Bakanlığı, Jandarma, Adalet
Bakanlığı üçgeni işi bitirdi havası var.
Evet, cezaevleri operasyonla boşalbkJı, şimdi ne-
releri doldurulacak?
Iş yine doldur-boşalt yöntemine kalacaksa, kor-
karız ki 5-6 yıl sonra yine benzer durumlarla karşı-
laşabiliriz.
Kaldı ki bugün bile cezaevlerinde nasıl bir "yeni
düzenin" kurulacağı konusunda görüş birliği yok.
Gündemde "elde edilen başannın paylaşımı" var!
İçinde bulunduğumuz durumu şöyle tanımlaya-
biliriz:
Yaranın bulunduğu bölgeye ulaşıtdı. Herkes, "Ya-
şasın, uzun sûredir yaralı bölgeye kimse ulaşamı-
yordu, biz ulaştık" diye bağınyor!
Oysa asıl iş şimdi başlıyor. Yara nasıl sanlacak?
Kangrene dönüşmemesi için ne yapılacak?
Adalet Bakanlığı ile Içişleri Bakanlığı'nın sorun-
luluk-sorumluluk kavgasına girerek, bu operasyo-
nu kalıcı bir çözümle sonuçlandırması zor.
Konuya biraz daha geniş açıdan baktığımızda
cezaevleri kendi içinde dörde aynlıyor:
1 - Matya tipi, içeriye kebaptan supaba her türlü
gerekşinimi sokmanın serbest olduğu cezaevleri.
2- Örgüt tipi, içeriye hiçbir şey sokulmaması için
önlem alınan, bunun devamında infaz koruma me-
muriannın da sokulmadığı cezaevleri.
3- Variıklı tipi, içeride kına gecesi dahil, her türlü
düzenlemenin yapılabildiği ve koğuşa sokulan hiç-
bir şeyin şaşırtıcı olmadığı cezaevleri.
- Adi suçlu tipi, her şeyin kadere bırakıldığı ce-
zaevleri.
Sorumlulara soruyoruz: • ' •. '
Cezaevlerinin plaza ile mahzen arasında gidip
geldiği bu çok standartlılığı ortadan kaldırabilecek
misiniz?
Suçun-suçlunun durumuna göre, cezalarda ha-
fifletme-ağıriaştırma olması, hukukun ruhunda
yer alan bir durum, ama bizde bunun ötesinde "Tür-
kiye tipi" özellikler yaratıldı.
Geçen hafta kimi tutuklu-hükümlülerin, demir ka-
pılan açarak dışan çıkanlması, kimilerinin de duvar-
lan yıkarak dışan kaçınlması geldiğimiz noktanm
dramatik fotoğrafrydı.
Dileriz bizden sonraki kuşaklar Türkiye'nin 21.
yüzyıla girişinin belgeselini yaparken şu marşı yaz-
mazlar
Çıktık açık alınla 20. yüzyılda her koğuştan,
Demir parmaklıklaria ördük anayurdu dort baş-
tan!
ankcum@ttnetnettr
Harîtolorve
süahlarelegeçti
• Baştarafı 1. Sayfada
rular, itfaiyenin sıktığı
sular ve yağmur nede-
niyle "batakhk" haline
gelen bloklarda incele-
meler sürerken Ümrani-
ye Cezaevi'ndeki ara-
malarda ele geçirilen
malzemeler dün basına
gösterildi.
Gazeteciler, Ümrani-
ye Cezaevi'ne, saat
12.00'den itibaren grup-
lar halinde alınmaya
başladı. Cezaevi niza-
miyesinde sergilenen
malzemeler şunlar:
Biri Çek yapunı oto-
matik tabanca olmak
üzere 3 değişik çap ve
markada tabanca, çok
sayıda mermi, 500 el
yapımı gaz maskesi,
alev makinesi ve bomba
olarak kullanılan 15 tüp,
100 kadar el yapımı ok
atma makinesi, ranza
demirleri ve binadan sö-
külen demir çubuklar-
dan yapılan yüzlerce ke-
sici ve delici alet, bir
adet el yapımı kalkan,
çok sayıda ilaç şişelerin-
den yapılmış molotof-
kokteyh, 4 adet elektro-
nik ateşlemeli el yapımı
tüfek, el yapımı 10 ka-
dar saatli bomba, 5 ka-
dar boru tipi bomba,
yangın çıkarmada kul-
lanılan meşaleler,
PKK'ülerin kaldığı ko-
ğuşta bulunan tahtadan
yapıhna 12 adet Kalaş-
nikof modeli, ameliyat-
hane malzemeleri, tıbbi
malzeme.
Aramalarda, îstanbul
ile Bursa başta olmak
üzere Denizli, Kocaeli,
Sıvas ve Yozgat'ta em-
niyet müdürlükleri, hü-
kümet konaklan, kara-
kollar, askeri birimlerin
de yer aldığı çeşitli ka-
mu kurum ve kuruluş-
lanna yönelik saldın
planlan ile "Düşman
Kuruluşlar" başlıklı bu
yerlerin tek tek belirtil-
diği hantalar da ele ge-
çirildi.