22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 EKİM 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER TBMM ihtisas komisyonlannın yeni üyeleri bu hafta belirlenecek, çalışmalar başlayacak Meclis de MHP'yi beldiyorANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Toplumsal içerikli bir- çok temel yasa ve Avrupa Bir- liği'ne (AB) uyum tasanlanna ilişkin beklentiyle yeni yasama yılına giren TBMM'run günde- mi, MHP'nin 5 Kasım Pazar günü yapılacak kongresine ki- litlendi. TBMM ihtisas Komis- yonlan'nın yeni üyelerinin bu hafta belirlenmesinin ardından uzun süreli bütçe maratonuyla Meclis çalışmalan başlayacak. Hükümetin hazırlığını sür- dürdüğü "öncefikn" tasanlar dı- şmda TBMM Genel Kunı- lu'nun resmi gündeminde 132 genel görüşme ve araştırma önergesi, 424 sözlü soru öner- gesı, 215 yasa tasansı-önerisi ve dokunulmazlık dosyalan gi- bi komisyondan gelen diğer iş- ler bulunuyor. TBMM'de grubu bulunan si- yasi partiler ile Plan-Bütçe Ko- misyonu'nda bir üye bulundur- maya hak kazanan bağımsız milletvekillennin TBMM Baş- kanlığı'na iletecekJeri listelere göre belirlenen komisyon üye- leri bu hafta içinde görev bölü- mü yapacak. Ekim ayında TB- DYP strateji uzmanı Sükrü Karaca 'Parti yönetimleri halktan kopuk 9 BÜLENT SARIOĞLU ANKARA-18 Nisan seçiminde DYP'nin politikalannda belirleyici olan siyasi strateji uzmanı Şiikrü Karaca, siyasi yelpazenin merkezinde yer alan partilerin "halkla ortak dfllerini kaybettikleri için zayıfla<hklannT söyledi. Karaca. "ANAP ve DVT uzun süre iktidarda kakhğı için parti aristokrasUeri oluşturdular. Partilerin yönetimleri beili bir seçkinier kesiminin eüne geçtTdedı. MHP'yı merkeze yerleşme arayışında şanslı görmeyen Karaca, "MHP'ye asü kbnUğini veren olgu 1980 öncesinde içinde yer akbğı siyasi mücadele tarzL Bundan koparsa göbeğinden çatJar" görüşünü dile getirdi. Uzun dönem DYP Genel Başkaru Tansu ÇHIer'in danışmanlığını yapan DYP Yüksek Haysiyet Divanı üyesi Şûkrü Karaca, 18 Nisan seçimleri ve sonraki süreçte merkez sağın durumunu Cumhuriyet'e değerlendirdi. Karaca şunlan söyledi: "Merkez sağın halkla devlet arasında köprü olma görevini \itirmesi önemli bir mesek. Merkez sağ klasik işlevini yerine getinnemeye başladL Her iki parti de uzun süre iktidarda kaldığı için parti aristokrasUeri oJuşturdular. Partilerin yönetimleri beUi bir seçkinler kesiminin eline geçti. Bu sonuç, halkla çok daha fazla iç içe olması gereken partilerin halka yabancılaşmasuıı getirdi ANAP'ta bu daha kurumsal bir hal aldL ANAP kendini beUi sermaye kesiminin shasi temsücüeri konumuna indirgedL Merkezdeki partiler halkla ortak dillerini kaybediyorlar, çok fazla saraylılaşryorlar. Çözüm bu perspektifte aranmah. yoksa birieşmenin de anlamı ohnaz." ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART i'r>:'.-.r:;-4. m.kart@superonline.com.tr FP'de yenilikçiler eleştirilerini yann grup toplantısında sürdürecekler Yenilikçflere uyarı hazırhğı • FPye yapılan Hazine yardımına eleştirilerde bulunan milletvekille rine sözlü uyanda bulunulması düşünülüyor. Mehmet Ali Şahin, Oğuzhan Asiltürk'ü gayri resmi genel başkan olarak niteledi. SEBAHAT KARAKÖYUN ANKARA - FP'de parti içi kavga sürerken, parti yönetiminin yenilik- çi bazı milletvekillerine sözlü uya- nda bulunmayı planladığı belirtil- di. Hazine yardıînının harcanış bi- çimiyle ilgili olarak parti yönetimi- ne suçlamalarda bulunduklan ge- rekçesiyle aralannda Bursa millet- vekili Altan Karapaşaoğhı ve îstan- bul milletvekili Nazh Ihcak'ın da bulunduğu bazı yenilikçilere uyan- da bulunulmasının düşünüldüğü bildirildi. Muhalif çıkışlannı sür- dürme kararhlığında olan yenilikçi- lerin de yannki grup toplantısında Asiltürk'ü hedef alan konuşmalar yapacaklan öğrenildi. Yenilikçi ka- nadın önde gelen isimlerinden Is- tanbul milletvekili Mehmet AK Şa- hin, "Asiltürkgayri resmigenei baş- kan gibi davranıyor. Partrvi sıkmo- ya sokan bu tavndır." dedi. FP'de TBMM Başkanlık Divanı seçimleri nedeniyle yaşanan kavga yenilikçi ve gelenekçilerin karşılık- lı suçlamalanyla tırmanırken, parti içindeki aynşma iyice netleşti. Par- ti yönetimiyle ilgili eleştirilerinin dozunu artıran yenilikçilere karşı disiplin mekanizmalarının hareke- te geçirilip geçirilmemesi konusu gelenekçilerde tartışmaya yol açtı. Bazı parti yöneticilerinin yenilikçi- lere karşı sert bir tavır sergilenme- si yönündeki istekleri "şimdilik" kabul görmedi. Ancak bazı millet- vekillerine açıklamalan nedeniyle sözlü uyanda bulunulması benim- sendi. FP'ye yapılan Hazine yardı- mının harcanış biçimiyle ilgili kuş- kulannı dile getiren açıklamalar yaptıklan gerekçesiyle sözlü olarak uyanlacak milletvekilleri arasında Altan Karapaşaoğlu ve Nazh Ilı- cak'ın bulunduğu belirtıldi. FP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğhı, bazı mılletve- kilerinin eleştirinin dozunu kaçır- dıklannı ve partiye zarar verecek bir davranış içinde olduklannı be- lirterek buna izin verilemeyeceğini söyledi. Ihraç yoluna başvurulma- sının söz konusu olmadığını kay- deden Bekaroğlu, ancak farklı di- siplin mekanizmalan işletilebilece- ğini belirtti. Bekaroğlu, "Bazıarka- daşlannuzın söyledikleri deştiri ola- rakdeğerlendirflebilir ancakbazda- n var ki yapûJdannın, söv ledikleri- nin siyasi ahlakla, eleştiriyie bağda- şır yam yok." diye konuştu. Parti içindeki tartışmalardan Oğuzhan Asiltürk'ü sorumlu tutan yenilikçi milletvekillennin yann yapılacak olan grup toplantısında bu yöndekı eleştirilerini sürdüre- cekleri belirtildi. Istanbul milletve- kili Mehmet Ali Şahin, "Yanhş var- sa söyleriz. Partiye zarar veren biz değiliz. Oğuzhan Asiltürk gayri res- mi genel başkan gibi davramyor,yet- küi olmadığı halde her konuya mü- dahale ediyor. Partiyi sıkuıtrya sokan onun bu tavndır" dedi. MM Başkanlık Divanı'rnn olu- şumu ve Türkiye ile Azerbay- can arasındaki denizcilik anlaş- masını onaylamak dışında iş ya- pılmayan TBMM'de, Maliye Bakanı Sümer Oral'ın Plan- Bütçe Komisyonu'ndaki sunu- şuyla bütçe görüşmeleri başla- yacak. Bütçe tasansının yalnız- ca komisyondaki sürecinin bile kasım ayının sonuna kadar uza- ması bekleniyor. Gündemin; Anayasa değişik- liğinin yam sıra 1030 maddelik Medeni Yasa Tasansı ve yüzler- ce maddelik Türk Ceza Yasası Tasansı, Avukatlık Yasa Tasan- sı, Fikir ve Sanat Eserleri Yasa Tasansı, Yerel Yönetimler Yasa Tasansı, Devlet thale Yasası Ta- sansı, Hayvan Haklarını Koru- ma Yasa Tasansı gibi "ternd ya- sa" olarak tanımlanan düzenle- melerle dolu ohnası hükümeti yeni yöntem arayışlanna itiyor. Bu nedenle TBMM Başkanı Ömer Izgi ve ANAP yönetimi, önceliğin TBMM Içtüzüğü'nün değıştirümesi yönünde kullanıl- masını öneriyor. tçtüzük tasansı, komisyon ve genel kuruldaki süreci zorunlu olarak uzatan maddeleri değiş- tirmeyi ve karar yeter sayısı gi- bi muhalefetin görüşmeleri "n- kama" yöntemlerine sınırlama getirmeyi öngörüyor. FP ve DYP, bazı değişikliklere "mu- halefetin sesinin kısılması" ge- rekçesiyle karşı çıkarken hükü- met, 4 olan TBMM Başkanve- kili sayısıru 5'e çıkararak DYP'nin tepkisini de hafiflet- meyi amaçlıyor. Anayasa değişiklikteri Anayasa değişiklikleri konu- sunda, Partilerarası Uzlaşma Komisyonu'nun geçen dönem sağladığı uzlaşmanın genişletil- mesı hedefleniyor. Anayasa Mahkemesi kararlannın "ge- rekçe yazıldığında değil, açık- landığı günden itibaren vürürlü- ğegirmesi" gıbı Cumhurbaşka- nı Ahmet Necdet Sezer'in gün- deme getirdiği önerilerin de bu- au zorunlu kıldığına dikkat çe- kiliyor. Ancak koalisyon lider- leri bu çahşmanın AB'nin ge- rekli kıldığı değişiklikleri de kapsayacak şekilde ikinci aşa- mada gündeme gebnesini yeğ- liyor. Irticai faaliyete kanşan me- murlann meslekten ihracını içe- ren tasan, Tekel'in parçalana- rak satıünasını öngören özelleş- tinne düzenlemesi hükümetin diğer önceliklerini oluşturuyor. F tipi cezaevi uygulamasına geçmeyi amaçlayan Adalet Ba- kanhğYnın tutuklu ve hükümlü- lerin isteklerinden birini karşı- lamak amacıyla gündeme geti- receği Terörle Mücadele Yasası (TMY) değişikliği de toplum- sal içerik taşıyan düzenlemeler arasında bulunuyor. Buna göre, TMY'nin 16. maddesindeki "Bu kurumlarda (cezaevleri) açıkgörüs>^pnnlrnaz. Hüküm- lülerin birbirierry leirtibatana ve diğer hükümJükrle haberlesme- sine engel olunur" hükmünün değiştınleceğı vaat ediliyor. Zorunlu tasarruflann öden- mesi, memura sendika hakkı ta- nınması, Yükseköğretim Ku- rumlan ve Teşkilatmda Deği- şiklik Tasansı gibi diğer top- lumsal düzenlemeleri ise hükü- metin rafta bırakmaya çalışma- sı tepkiyle karşüanıyor. IRMIKIAYDIN ENGtN aengin@doruk.nettr Daha milletvekili seçildiği günlerde pek çoğumuzun gö- zü, onu, "ötekiler'Ğen ayırt etti: Yüzü tertemizdi. Bir Ege deyi- şiyle söylersek, "suratının rab- biyessiri kalmamışlar" arasında hemen göze çarpıyordu. Politikacı olarak farkını ise TBMM Insan Haklan Komisyo- nu'nun başkanlığına getirildi- ğinde bilince çıkardık. "öteki- fer"den farklıydı. Yüklendiği gö- revi ciddiye alıyordu. O güne ka- dar, bu ülkede insan haklannı, hukukun üstünlüğünü savunan- lara destek değil, köstek oldu- ğuna defalarca tanık olduğu- muz TBMM Insan Haklan Ko- misyonu'ndan alışılmadık ra- porlar çıkmaya başladı. Ülke gündeminin kaypaklı- ğında bugün çoğu iyi anımsan- mıyor: Devlet adamlığını "dev- letin adamlığı" sanan Istanbul Valisi'nin, "Bulmuşlarbirsopa.. oynuyorlar" dediği "Filistin as- A/s/"nın, polis karakollannın de- mirbaşlan arasında yer aldığı ilk kez onun komisyon başkanlığı döneminde resmen kanıtlandı ve belgelendi. Batman, faili meçhulleriyle, Pişkinsüt'ü Kim Savunur? valilerce kaçak silah satın alınıp, islami terör çetelerine dağıtıl- masıyla ünlüydü. Onun başkan- lığı sırasında, batmandaki baş- ka marifetler de ortaya çıktı. Uyuşturucu kaçakçılığındaaşa- ğıdan başlayıp çok yukanlara kadar uzanan iğrenç bir rüşvet çarkı da resmen saptandı ve tutanaklara geçti. Ulucanlar cankırımı, onun başkanlığı döneminde "resmen kabul edilen sınırlar"\n çok öte- sine taşarak gün ışığı gördü. Si- yasal tercih ve hesaplann bü- yük rol oynadığı bir komisyon- dan, Ulucanlar üstüne böylesi- ne bir rapor çıkması, bu işlerin nasıl yürüdüğünü bilenler için şaşırtıcıydı. Insan Haklan Komisyonu ilk kez onun döneminde, devlet aygıtının suçlannı örtbas etme komisyonu olarak değil, yurtta- şın çiğnenen haklannın sapta- nıp, tutanaklara geçirilip "devlet belgesi" haline getirildiği bir iş- lev kazandı. Komisyonun çalışmalarının yetersiz, başkanın da imza koy- duğu kimi karariann sığ ve hat- ta gerçeği birebir karşılamaz di- ye nitelenmesi, o güne dek Meclis Insan Haklan komisyon- lannın nasıl bir işlev gördüğünü (ya da görmediğini) unutanlarca üretildi. Hukukun üstünlüğünün adım adım, iğneyle kuyu kaza- rak, sabırla ve inatla kazanılaca- ğı bu ülkede, "onun"katkısı ön- celikle "olumlu" değerlendiril- meli, sonra eleştirilmeli. Onu tanıyorsunuz. DSP mil- letvekili Sema Pişkinsüt. Şimdi inandıncılıktan çok uzakgerekçelerle, TBMM Insan Hakları Komisyonu başkanlığı MHP'ye bırakılarak, Pişkinsüt etkisizleştiriliyor. DSP ve MHP'nin tepeleri bu konuda an- laşmışlar, uzlaşmışlar, el sıkış- mışlar. DSP, "ombudsmanlık" kuru- muna çok önem veriyor da; om- budsmanlık kurumunun Mec- lis'teki kilidi Meclis Dilekçe Ko- misyonu da; DSP bu komisyo- nun başkanlığını almak istiyor da; o yüzdenlnsan Haklan Ko- misyonu'nun başkanlığını MHP'ye bıraktı da... Bu masallan duyduk; önü- müzdeki günlerde daha da sık duyacağız. Masalı bir yana bırakıp "Piş- kinsüt, Insan Haklan Komisyo- nu Başkanlığından niçin uzak- laştınldı" sorusuna yanıt arama- ya gerek var mı? Pişkinsüt'ün başkanlık yaptığı dönemde TB- MM Insan Haklan Komisyo- nu'nun etkinlikleri, gün ışığına çıkardığı ve raporlaştırarak dev- let belgesine dönüştürdüğü gerçeklerin sadece biri bile (her- hangi biri bile) sorduğumuz so- runun gerekçesidir. ••• Pişkinsüt gitti gider; Meclis Insan Hakları Komisyonu bitti biter. Ama daha ürkütücü bir yan van Bu yüzden yer yerinden oy- namayacak. Kirli ve kanlı bir topluma bile bile yeşil ışık yakan bu siyasal tercihle hesaplaşıl- mayacak. Iktidan panikletecek, geriletecek bir toplumsal tepki parJamayacak? Yanılryor muyum? Çok mu kötümserim? Lokomotif işlevii kuruluşlan- nın patronlan banka batıran, an- lı şanlı köşe yazarian çanta için- de dolar kapan, aldıklan teşvik kredilerini, yeni teşvik kredileri ile karşılayıp bir "saadetzinciri" kuran ve böylece gırtlağa kadar "iktidara" bağımlılaşan medya mı yeri göğü sarsacak? Yoksa üç beş (sahiden üç beş) gaze- tecinin ister istemez cılız kala- cak sesleri ile birkaç günlük, na- fıle itiraziar mı duyulacak? Devletten paratırtıklamak için 5 milyon "hayali yurttaş" yara- tan belediyeler, Susuıiuk yazıla- nna "Sıktı artık, başka konunuz yok mu sizin" diye tepki göste- ren kimi gazete okurian, televo- le küttürüyle eğitilmiş TV izleye- cileri var oldukça, bu ülkede Pişkinsüt'gillerden Insan Hak- lan Komisyonu Başkanı olmaz. Biryol kazasıydı ve düzertildi. Meclis'te 'işkence' infazı TBMM Insan Haklannı Inceleme Komisyonu, kurulduğundan beri ilk kez bu yasama döneminde gerçek anlamda "işlevini" yerine getirdi. Insan haklan ihlallerini yerinde saptamak üzere yollara düşüldü. Bu konudaki çalışmalann odağına ise "cezaevleri, tutukevleri, ıslahevleri, karakollar" oturdu. Raporlarda, vanlan ortak sonuç şöyle ortaya konuldu: Türkiye'de, istisnalara karşın birçok cezaevinde işkence uygulanıyor. Cezaevi koşullan, adli tıp otopsileri uluslararası standartlara aykın. Türkiye'de işkence suçu nedeniyle cezaevinde yatan tek bir güvenlik görevlisi yok. İşkence aleti, Meclis'e kadar taşınmıştır." 1998'denberi yürütülen bu çalışmalann başında DSP'li Başkan Sema Pişkinsüt vardı. Pişkinsüt, sadece komisyon başkanı sıfatıyla değii, kişisel çabalanyla da yaz aylannı tatil beldeleri yerine, Güneydoğu'nun san sıcağı altında, yine insan haklan ihlallerini incelemekle geçirdi. Peki sonuç ne oldu: "Sol" kimlikli partisi DSP, Pişkinsüt'le konuşma gereği bile duymadan komisyon başkanlığını MHP'ye ikram etti. Karşılığında ise işlevi TBMM'ye başvuru dilekçelerini tasnif etmekle sınıriı olan "dilekçe komisyonu'nun başkanlığını aldı... Bundan böyle komisyon üyeleri öyle cezaevi cezaevi dolaşıp "Türkiye'yi dışanya jumalleme" işleriyle uğraşmayacaklar. MHP Grup Başkanvekili Ismail Köse'ye göre, zaten "Türitiye'nin kendi insanıyla, onun haklannı ilgilendiren çok önemli bir problemi yok." Bu nedenle, komisyon artık Çeçenistan, Bosna, Batı Trakya ve Afrika'da açlıktan ölen insanlann hak ve hukuklarını araştıracak... Protokoler yakınmalar TBMM'de yeni seçilen başkanlık divanı üyeleri göreve başlar başlamaz, yeni bir tartışma da başladı. Kâtip üyeler ilk toplantıda "Protokolde bizim yerimiz idare amirlerinden önce geliyor. Ama onlann plaka numaralan bizden önce, makam odaları da daha geniş" diye kazan kaldırdı. ilk toplantıda karşılaştığı yakınmaJar üzerine sıkmtılı anlar yaşayan TBMM Başkanı Ömer izgi'nin imdadına FP'li TBMM Başkanvekili Vecdi Gönül yetişti. Gönül, şu anısını anlatarak gergin havayı yumuşattı: "Devlet Protokol Genel Müdürü bir ariodaşım vardı. Bir gün bana, 'Herkes protokoldeki yerinden yakinır. Hatta Cumhurbaşkanı bile. Çünkü onun önünde de ben yürürüm' demişti." Komisyon yok, çalışma yok TBMM açılalı yaklaşık bir ay oldu. Bir yandan sürekli "ivedilikle çıkanlması gereken" düzenlemelerden söz edip diğer yandan TBMM'ye hiçbir tasan göndermeyen iktidar partilerinin çelişkisi genel kurula da yansıdı. Yeni komisyonlar seçilinceye dek eski üyelerin görev yapamayacağını savunan DYP'li Kamer Genç'e, TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu karşı çıktı. Gündem dışı söz alan milletvekillerine ek süre tanımama gerekçesini "Bu dönem artık müsamaha yok" diye açıklayan Sökmenoğlu, salondaki itiraziar üzerine ekledi: "Zamana ihtiyacımız var da o yüzden efendim." Gündemi okumaya başlayan Sökmenoğlu, komisyon sıralanna oturulmadığını görünce "Içtüzûğe göre komisyonlar var, ama pratikte olmadıklan görülüyor" diyerek DYP'lilere hak verdi. Ancak biraz önce "Komisyonlar yok" diyen DYP'liler, bu kez salondaki komisyon başkanlannı işaret ettilen "Işte komisyonlar burada, neden oturmuyohar?" Yılan hikâyesine dönen tartışmayı sürdürmeye niyetli olmayan Sökmenoğlu, noktayı koydu: "O komisyon yok, bu komisyon yok. Daha bir sürü komisyon yok. Ben de bu Meclis "ı kapatıyorvm; başka çaresi yok." MHP'lilere 'Çarkıfelek' önerisi gelirse... Mehmet Ali Erbilin sunuculuğunu yaptığı "Çarkıfelek" programı için milletvekilterine de öneri geldi. Milletvekillerini yanşmacı yapmak için uğraşan televizyon yetkilileri, özelfikle de Meclis'te konuşmalan ve çikışJanyta sürekli gündemde kalan milletvekillerini programa katılmaJan için ikna etmeye çalıştılar. önce DYP'li Kamer Genç, ardından da Mail Büyükerman'a öneri götürüldü. Üçüncü yanşmacı otarak da Sadi Somuncuoğlu'nun cumhurbaşkanlığına adaylığı sırasında Meclis'te çıkan olaylarda başrolü üstienen Cemal Enginyurt'a öneri yapıkjı. Engtnyurt, önce uzun bir kahkaha attı, ardından ekledi: "Yok kardeşim. Mehmet Ali Erbil'in ne yapacağı belli olmaz. Şimdi ters birlafeder, o lafa karşılık vermemiz gerekir. Zaten ünümüz belli, ben almayayım." Enginyurt kabul etmeyince, bu kez Izmir Milletvekili Yusuf Kırkpınar'a öneri götürüldü. Kırkpınar, Enginyurt kadar sakin karşılayamadı öneriyi. Bir de, "Eğer siz gelmezseniz Banu Alkan gelecek" denilince, iyice sinirienen Kırkpmar, "Siz beni ne sanıyorsunuz. O verdiğiniz Mercedes'i garanti edip üstüne para verseniz bile gelmem. Siz beni tantmtyorsunuz" deyip telefonu kapattı... 'Potansiyel' bir aday TBMM'nin renkli simalanndan bağımsız Eskişehir Milletvekili Mail Büyükerman, adaylıklarıyla ünlendi. Önce Cumhurbaşkanlığı'na, o olmayınca TBMM Başkanlığı'na aday oldu. TBMM kulislerinde "potansiyel aday" olarak anılmaya başlandı. Milletvekilleri, Meclis'te Büyükerman'ın aday olabileceği bir seçim kalmayınca arayışa girdiler. MHP Çankın Milletvekili Hakkı Duran'dan ilginç bir öneri geldi. Duran, gülerek "En iyisi Mail Bey bizim partiye gelsin" deyince, meraklı bakışlar kendisine yöneldi. Duran, hemen ekledi: "Yakın zamanda kimin kongresi var, tabii ki MHP'nin. Mail Bey'in, aday olabileceği tek yer MHP'nin kongresi. Bize gelirse genel başkanlığa da aday olabilir." Türey Köse, Ayşe Sajın, Sebahat Karakoy un, Emine Kaplan, Bülcnt Sanoğtu tbmm@cumhurryetcom.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear