22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19 EKİM 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Dunaysır Mardin Kızıltepe'deki tarihi Dunaysır Camisi'ne başlan örtülü bile otsa kadın turistleri almayan bir imam yardımcısı vardı... Kaymakamlığa şikâyet edilmiş ve hakkında soruştumna başlatılmışt. Soruşturmanın sonucu henüz gelmedi ama bölgeye yerii ve yabancı turist götüren rehber Uysal Kırcıl'dan haber geldi: "Kızıttepe'yi son ziyaretimizde kaymakamlıktan bir yetkili ve bir imamın refakatinde camiyi gezdik, yakın ilgi gördük. Hollanda'dan yeni atanan müftü Arif Gökçe de grubumuzu aynca odasında ağııiadı. Müftünün sıcak sohbeti herkesi mutlu etti. Kızıltepe'yi yakından tanıma fırsat bulduk. Biz de onlara teşekkür ediyoruz." E-Posta ilgilenenlere duyurulur... Elektronik posta adresimiz değişti... Eskisinin hükmü kalmamış olup yeni elektronik posta adresimiz, Vaziyet başlığının altındadır... Elektronık posta: demzsomecumhunyet.coın.fr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Memura yüzde 10 zam verilmiş... "Yüzde 100 IMF'nin parmaâı vardırl" nkara'daki dostumuz Veli Yıldınm, geçen pazartesi VVashington'da düzenlenen "mil- yon aile yürüyüşü"nde gözden kaçan ve do- layısıyla Türkiye'ye yansımayan bir ayrın- tıdan söz ediyor... Yürüyüş, Amerika'daki Moon tarikatının lideri Sung Myung Moon'un Biıieştirme Kilisesi ile Amerika'da- ki zenci Müslümanlann lideri Louis Farrakhan'ın Is- lam Ulusu örgütü'nün ortak organizasyonu... Yürüyüş sonunda, Farrakhan bir konuşma yapı- yor ve ÂBD Kongresi'nde kotanlmakta olan "Erme- ni Soykınmr tasarısına destek verip Türkleri soykı- rımcılıkla suçluyor... Veli Yıldınm dostumuz da sormadan edemiyor: "Moon'un Türkiye temsilcisi ve Türkiye'deki sem- patizanları bu işe ne diyecek?" "Soykınm tasansını, ucundan dokunarak geçişti- ren 'ılımlı Islamic lider'in müritleri ne diyecek?" "Moon'u yere göğe sığdıramayan müstearlar otu- Ayrıntılar rup şimdi ne yazacak?" "Moon'a övgüler yağdıran profesörler ne ede- cek?" "Moon'un Seul'deki toplantısına tebliğ sunan al- tı oklu genel başkan ne buyuracak?" "Moon'un Türkiye'deki eski temsilcisi merhum politikacının kızını partisinden milletvekili yaparak soy- kınm iddialarına karşı Türkiye'yi savunmak için Was- hington'a gönderen sayın başbakan neyi, nasıl içi- ne sindirecek?" Karmaşık gibi gelse de sorular doğru ve tam ye- ri geldiğinde sorulmuş... Ankara'daki dostumuzun bir merakı da ayrıntıla- nn ayrıntılanna inmek: "VVashington'daki yürüyüşü, Farrakhan adına ko- ordine eden Benjamin Mohammed (Chavis) bir ka- dına cinsel tacızde bulunduğu iddıasıyla yargılanı- yor. Amerikan islam Hareketi'nin kurucusu Hijah Mo- hammed de sekreterini hamile bırakmakla suçlan- mıştı. Elıjah'ın cemaati, oğlu VVallace Dolaney Mo- hammed'e kaldı; VVallace, ABD yönetiminin kurdu- ğu Uluslararası Din Hürriyeti Danışma Komitesi'nde bulunuyor. Bu Islamic liderterin her biri, Türkiye'den Amerika'ya hicret etmek zorunda kalan 'Müslü- man'larla çok yakından ilgileniyor. Son zamanlarda da özellikleTeksas imamının kızı Merve Kavakci Yil- dirim ile..." Nereden nereye! Bu arada, dostumuz CHP'nin "etnik-azınlıklar ko- misyonu" kuracağını gazetelerden okuyunca CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a ayrıntı niteliğinde bir soru yöneltiyor: "CHP'nin temel vaıiığı olan Lozan Antlaşması'nda 'etnik azınlık' var mıydı?" SESStZ SEDASIZ (!) NURfKURTCEBE - Ağrı Halk Eğitim Merkezi Müdürü Ankara Ekin Tiyatrosu, Doğu Anadolu turnesinde Ağrı'ya gidiyor... Ağn Halk Eğitim Merkezi'nde sahnelenecek oyun için 250 milyon lira kira bedeli ödenmiş... Ağn'ya kış erken gelir, hava soğuk... Sanatçılar kulisin yolunu arıyor... Kapılar kilitli... Birkaç saat sonra sahneye çıkacak olan sanatçılar koridorda bekleşiyor... Soyunacaklan odalann kapısını açacak yetkiliyi anyorlar... Tiyatronun kurucusu Faruk Güvenç, en yetkili kişi Ağn Halk Eğitim Merkezi Müdürü Aydın Kasar'ı buluyor... Kasar'dan yanıt: - Kulis kapalı kalacak. Sizi buraya biz çağırmadık. Salonu kiralamak için bana yalvardınız. Çok üstüme gelmeyin, oyunu da oynattırmam. Zaten bir daha Ankara Ekin Tiyatrosu Ağn'da oyun oynamayacak zira salonu vermeyeceğim! Tiyatrocular alttan alıyor: - Müdür Bey bakın, bayan arkadaşlanmız var, sürekli kostüm değiştirmek zorundayız. Bari onlar için kulisi açın orada giyinsinler, biz yine koridorda giyinelim. Müdürün son karan: - O bayanlar sizin yanınızda soyunmaya alışkındır! Bu tavır, sanata ve sanatçıya saygısızlığın ötesinde terbiyesizliktir... Ankara Ekin Tiyatrosu, o koşullarda sahneye çıkıyor ve daha sonra eğitime muhtaç müdürün terbiyesizliğini hem Ağn VaJiliği'ne hem de Milli Eğitim Bakanlığı'na iletiyor; sonucunu hep biriikte bekliyoruz... Gelenekçîlik MERlÇ VELİDEDEOĞLU Toplumların yaşamları sü- resince oluşan kimi gelenek ve göreneğin zamanla dinsel boyut kazanarak din zırhına bürünmesını kitaplı her üç din- de de görmek olasıdır. Os- manlı tarihinde "Din elden gi- diyor!" haykınşlanyla yaşanan başkaldırıların çoğunun ne- deninin de bu dinselleşmiş ge- teneklere şöyle bir dokunmak- tan kaynaklandığı hep bilırtir. Buna karşılık Islami cezanın temelini oluşturan ve kutsal kitapta da yer alan "tosas'ın ye- rine, Fransız ceza yasasının geçmesinde "çıt" bile çıkma- mıştı. Geleneklerin her an ya- şanıp göz önünde olmasının bunda bir payı olduğu düşü- nülebilir. öte yandan dokunulmazlık kazanmış geleneklerin toplum katındaki yerini çok iyi kavra- yan kimilerinin bunlan, kendi- lerinin çıkarlan doğrultusun- da kullanmaktan çekinmedik- lerini de tarihimizdeki örnek- lerde görürüz. Yapılan yeni- leşme ile çıkarlan sarsılan bir avuç insanın her yolu kulla- narak toplumu bilinen haykı- rışlarla sokağa dökmesinin, Osmanlı'yı ne denli çağdışın- da bıraktığı tarihsel bir ger- çektir. Yıne bilindiği gibi, 1923 Dev- rimi, toplumu yüzyıllar önce- si bir yaşamın kulu yapan bu tür gelenekleri günlük yaşa- mımızdan uzaklaştırmış, yer- lerine çağdaş uygulamaiar ge- tirmişti. Ne var ki bu yeni ya- pılanmayı daha o zaman içle- rine sindiremeyenlerin bugün- kü uzantıları, bu değişimleri 1923 Devrimi'ne veryansın et- me aracı olarak kullanmakta- dıriar. Doğrudan saldın yerine, geleneği koruma maskesiyle dolaylı saldınya geçmek onla- ra her türiü esnekliği sağladı- ğı gibi, çağdaşlıktan yana ke- simlerden destek bile getir- mektedir. Çağdaşlaşma yo- lundaki atılımların gelenekle- rimizi ne denli yerlerinden et- tiği saptınlarak ve "masuma- ne" bir biçimde anlatılıp ar- dından Atatürk'e, laikliğe, kı- sacası Aydınlanma'nın tüm getirdiklerine tıpkı bir kökten- dinci gibi saldırmak "liberalsi- yaset" hesapları yapanların yeğledikleri yöntemlerden bi- ri. Şu günlerde bu gibilere en iyi örnek Turizm Bakanı Er- kan Mumcu... Bilindiği gibi, Is- tanbul Üniversitesi'nin açılış gününde sergilediği tutumu, gerçek kimliğinin açığa çık- masına neden olmuş ve Cum- huriyet gazetesinin araştınp çıkardığı yazriarıyla da Aydın- lanma Devrimi'nin ne denli karşısında olduğu kendi kale- miyle ortalara dökülmüştü. Erkan Mumcu bu yazılann- da, yeniden yapılanmanın ge- leneklerimizi silip süpürdüğü- nü, en hafifinden bir örnek ola- rak da geleneksel müzigin yok sayılıp (!) yerine Batı müziği- nin geçirilmesini gösteriyor; ardından bilim de aralannda ol- mak üzere çağdaşlaşmanın birçok ölçütünün yeni "birdin" gibi algılanıp "toplumumuzun beynine kazınan dogmalar" haline getirildiğini ileri sürü- yordu. 21. yüzyılda bu kafa yapısının hükümetin birparça- sını oluşturması kuşkusuz bü- yük bir talihsizlik! öte yandan Diyanet Işleri Başkanı da din gibi algılanan geleneklerden ilk kez bu yıl şi- kâyet etmeye başladı. Bunun- la da kalmadı, türbeleri, yatır- lan vd. ziyaret geleneğinin de ölçüyü aşıp inanılmaz görü- nümlere büründügünü ve bu konuda bir bakıma çaresiz ka- lındığını dile getirdi. Oysa ken- dileri de çok iyi biliıier ki bu ola- caklan 75 yıl önce de gören devrim yönetimi, 30 Kasım 1925 tarihinde çıkardığı yasa ile bu konuda gerek o gün, gerekse günümüz için geçer- li olabilecek çareyi ortaya koy- muştu. Türbeterte ilgili bu dev- rim yasasının yok sayılması, bu gibi yerlerde o çağdışı görün- tülerin oluşumuna ve Diya- net'in de -insanı gükJüren- sız- lanmalarına neden olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Ne ki, başta Atatürk olmak üzere devrim yönetiminin 75 yıl sonra da bu konuda bu denli haklı çıkmasına insan sevinemiyor... KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behhak@turk.net ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI HARBİ SEMÎH POROY semthpomy@yahoo.com TARlHTE BUGÜN MİJMTAZ ARIKAJS 19Ekim İLAN TC ŞİŞLİ 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 2000/290 Davacı Alıye Şeyda Kara vekili tarafından davalı Hayri Ca- nalp Kara aleyhine ikame olunan boşanma davası sebebiyle, Vasıf Çınar Bulvan 25/15 Çelebi Apt. Kat: 8 Alsancak-Iz- mir adresinde ikamet ettiği bildirilen davaü Hayri Canalp Ka- ra adına çıkartılan dava dilekçesi ile duruşma günü bildirir çağn kâğıdınuı hâkimliğimize bila tebliğ iade edilmiş olup, zabıtaca yapılan tüm aramalara rağmen davalı adresi tespit edilemediğinden hâkimliğimizin 2000/290 esas sayüı dosya- sının duruşma günü olan 16.01.2001 günü saat 10.05'te du- ruşmada hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekille temmsil ettirmeniz, aksi takdirde duruşmanın yokluğunuzda devam edip bıtırileceği hususu dava dilekçesi yerine kaim olmak üze- re üanen tebliğ olunur. Basm: 58400 i94O'-kt, Alman VZ'leri çikmadan önce., Dr. G a Ç yardımcıtarıyla yaparicen göûl ÖNCÜ ROK£TCILERD£N.. 1899'a* ft-GİU DÜ- YAZMIŞrt.. 17- y/IŞ/A/CrtiZy GODMeP, ÇEMEMlf OLAAJ şE&Loe oueuyoeou. 774SAejj*D/Ğ' VieM/NCİ YUZy/UN oejTHSINDAU SONEA fOJL- LAMILACAIC OLOAJ M T»Ç/Yfa eC^£r"UYGUlA KAAS/MA gie. ÖSMBtCTf. BU HA&KA ÇOCUK, İLEKtCİ Y'LLA&CM, TEOŞf Y DAN, fZO/C£.rÇ!USM ÖMCÛ PUfZUMUNA GELECEKrt. GOPPAKO, f92£ Y(UM- İ TAMAMLAMIŞ, guNU (*OP£L# G£U£MİŞ İLAN TC KÜÇÜKÇEKMECE 1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo: 1999/1174 Davacı Şenel Ünver vekili Av. Seyit Arslan tarafından davalı Istnail Ünver aleyhine ikame olunan boşanma davasının ve- rilen ara karan gereğince. Davalı tsmail Ünver, Üniversite Mah. Mareşal Cad. No:40 Huzur Kıraathanesi Parseller/Avcılar adresine tebligat yapı- lamamış, zabıta araştırmasında da adresi tespit edilemediğinden ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olmakla, Duruşmanın yapılacağı 2.11.2000 günü saat 10'da bizzat mahkememizde hazır bulunması veya kendini bir vekille tem- sil ettirip diyeceklerini ve delillerini bildirmesi, aksi takdirde gıyabında karar verileceği ilan olunur. 29.9.2000 Basın: 58774 DÜZ ÇİZGİ UMtT ZİLELt SMüer Neyi BekHyor?!.. 15 yıl önce de oralardaydım ben... J Bir yandan; postallanma yapışan kırmızı çamu-^ run, elimde çeliği pariamasın dıye toprakla ovuluft karartılmış G3'ün ve de sırtımda taşıdıkça giderek bin-' lerce kiloya ulaşan çantanın dayanılmaz ağırlığı... \ Diğer yandan; her an karşımıza çıkması muhtemel, çıktığında ne yapacağımız meçhul teröristin yürek da-? raltan ürküntüsü... ; Koyu karanlıkta, acımasız, biteviye yağan yağmu-j run altında peşimsıra yürüyen, kimi bir an önce as- kere gelebilmek için yaşını büyültmüş, kimi yeni doğJ muş çocuğunun yüzünü henüz görememiş 18-20 ya-^ şında gencecik erlerin içimi acıtan sorumluluğu... / Pülübargi'de, Sin Mezrası'nda, Aşağı Torunoba'da, Sasik Tepe'de, Cıg Mezrası'nda ışığın, sesin ve hat-j ta düş kurmanın bile yasak olduğu uzun, çook uzuri pusular... I Skorski helikopter, müthiş bir uğultuyla birzaman- lar Tunceli'nin en tehlikeli bölgelerinden biri olarak; bilinen, kanlı çatışmalann yaşandığı Ovacık'ın Ziya- ret mevkiine indiğinde aradan tam 15 yıl geçmişti!..1 O zamanlar yapamadığımı yaptım; Munzur NehJ ri'nirt kaynağı olan Gözeler'de kana kana o güzelirt\ sudan içtim... - Çok şey değişmişti!.. ) • • • Genelkurmay Başkanlığı'nın geçen hafta düzen^ lediği basın turuna katılan 100'e yakın yerli-yabanJ cı gazeteci ve televizyoncu ikı gün süreyle Tunceli; Bingöl, Muş, Bitlis ve Tatvan'ı dolaştık.. Görünen o ki; Doğu ve Güneydoğulu yurttaş artıkj can derdinde değil... Ama bu da her şeyin sonu de- ğil!.. Terör korkusu bitmiş ama yaşama savaşı baş-1 lamış... Yöre insanı mutsuz. Yöre insanı perışan... Yö-t re insanı kızgın... Derdini anlatabileceği asker dışın-; da hiç kimse yok!.. Asker ise asli görevinin dışında, her konuda halka yardımcı olma gayretinde. Eğitinv de, sağlıkta, sporda, eglencede hep askerin eli var>. Çocukların üniversiteye hazırlık kurslanndan sun-' netlerine, imam nikâhlı çiftlere resmi nikâhtan fakır halka erzak dağıtımına dek tüm sosyal ve ekonomik etkinlikleri asker düzenliyor. Üsteliktüm bunları hü- kümetten beş kuruş yardım almadan yapıyor!.. - Ama yetmiyor!.. ' Insanlar iş istiyor, aş istiyor, köyüne dönmek isti* yor... Yaylasrnda hayyanlannı özgürce otlatmak, ta^ nm yapmak istiyor. Diğer bir deyişle; terörün yiyip bi-> tirdiği o eski güzel günlere dönmek istiyor... Pekl bunlan yapacak olan sivil otorite nerede?.. - Şeytan aidt götürdü!.. f 90'ların başlannda, PKK'nin en etkin olduğu gün» lenje bazı "köşeyazartan" hiç utanıp sıkılmadan "ver-i kurtul" yollu öğütler verirlerdi!.. Haftalık bir dergl,' Türkiye'nin batısı ile dogusunu karşılaştınp "Batı üre- tiyor, doğu tûketiyor" diye başlık bile atmıştı!. Yıllar sonra, durum tam tersine dönmüşken askerin bun- ca gayreti karşısında sivillerin ilgisizlığı ister istemez aklıma o günleri getirdi!.. - Siviller neyi beklıyor, Godot'yu mu?L ı Gezi izlenimlerımi önümüzdeki hafta "Pazartesi Söyleşileri'nde detaylanyla anlatacağım. } Medyanın pislikleri!.. Çanta içinde 1 milyon doları, üstelik evine getirT ten gazeteci olayı çoğu kişiyi şoke etti.. Ben hiç şa- şırmadım!. Biz bu ülkede ne "gazetecilere"tanık oK duk; patronu adına ihale takıp eden, kansıyla biriik- te mutluluk hapı "Melatonin" ticareti yapan tüccar gazeteci (şımdilerde bir dinci gazetede liberal ah- lak dersleri veriyor!), eski kocasıyla biriikte ellerin 1 dekı arazıleri devlet bankasına fahış fiyatla satma- ya çalışan, on binlerce insanı televizyon vaadı ile mağ- dur edip trilyonlar kazanan bir dahi evlada sahip kö- şe yazarı (o da uzun süredir bir dinci gazetede fev- kalade dini bütün yazılar yazıyor!) bir çırpıda aklıma geliverenler!.. Bir de durumu fırsat bilip sağa sola çamur atma- ya kalkan "gazefec/"sıfatlı, sahte kimlikli tipler var. Bir dinci gazetede "Taha Kıvanç" takma adıyla de- dikodu üreten tip, günlerdir köşesinde "dudakuçuk- latacakisimlerden" söz ediyor, tarıf veriyor ama isim veremiyor!.. Bu duruma da hiç şaşırmadım. Taha Kı- vanç efendi yıllardır o köşeden, sürekli sözünü et- tiği "sağlam kaynaklanna" dayanarak o kadar çok kirti bilgi pompaladı ki bir eksik bir fazla artık hiç fark etmiyod... Ipliği pazara çıkan "gazeteci" sıfatlı ışbilir ve ka- ranlıktiplerin birbirterini referans gösteren yazılan ıse yalnızca güldürüyor!.. Ortadoğu'da savaş olmadı!.. Geçen haftaki yazımda, savaşın an meselesi ol- duğu sırada "hiç merak etmeyin, Ortadoğu'da sa^- vaş çıkmaz" demiştim.. Öyle oldu!.. Mısır'daki zir- veden ateşkes çıktı. Dünya silah ticaretinin en az üç- te birini karşılayan topraklarda kalıcı bir barış düşü- nülemez. Ama ABD hegemonyası altındaki Arafi dünyasında topyekûn bir savaşa da izin verilmez, Lokal çatışmalar ve sürgit huzursuzluk yeter!.. E-posta: uzileli(a ixir.com Faks:(0212)287 42 41 ' BULMACA SEDATYAŞAYAN 1 2 3 4SOLDANSAĞA: 1/HaUdeEdip Aehvar'ın bir romanı. 2/ Ak- 2 deniz Bölge- srndebırakar- su... "—beya- zı bir martıyım 5 açıklarda / Ge- mılere ben yol gösteriyorum" (C.S. Tarancı). 3/ Duvar için- de bırakılan 9 oyuk bölüm... Kenar süsü.. Radyum elementının simgesı. 4/ Sıvılan ölçmede kulla- nılan temel bırım. 5/ 3 Uzak... Asya'dabirgöl. 4 6/Kuzey Anadolu dağ- 5 lartnda yetişen, iri ve g mor çıçekleri olan bir ağaççık... tspanya'da Bask bölgesının bağım- sızlığı ıçın savaşım ve- ren gizli örgüt. II Döşemelık bir kumaş cınsı. 8/ Nu- maranın kısa yazıhşı... "Umberto ": ttalyan ya- zar... Adlan sıfat yapan bir yapım ekı 9/ tstanbul'un eski adlanndan bin. YUKARIDAJV AŞAĞIYA: 1/ Mucize... Olumsuzluk belırten bir önek. 2/ "Saba- hattin — " : Yazannnz... Ege Denizf nde Yunanıstan'a ait bir ada. 3/ Halk edebıyatında yergı amacıyla yazı- lan şiir türü. 4/ Utanç duyma... Bir yerde oturma. 5/ Türk mûzığınde bir makam... Hındıstan'da büyük toprak sa- hibi prenslere venlen ad. 6/ Içel'ın Sılıfke ılçesınde an- tik bir kent... " Kuşlar": Sait Faik'tn öykü kıtabı. II Sahip... Amaç. 8/ lyı bakım ve ılaç tedavısı... Halka biçiminde mercan kayalığı. 9/ Hindistan'da kullanılan ve iki küçük davuldan oluşan müzik aracı... Uğraş.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear