25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CumhuriyeC tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç # Genel Yayın Koordınatörü Hikmet Çetinkaya 0 Yazıişlen Müdurii tbrahim Yıldız • Sorumlu Müdür Fikret tlkiz 0 Haber Merkezı Müdürii: Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Fikret Eser lsühbarat: Cengiz Yddn-ım 0 Ekonomı: Öriem Yüzak 0 Kültür: Handan Şenköken 0 Spor AMnlkadir Yficelman 0 Makaleler: Sami Karaören 0 Ehizeltme Abdullah Yazıcı 0 Fotoğıaf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge Edibe Boğra 0 Yurt Haberien MehmetFaraç Yayın Kurulu. llhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç. Hikmet Çetinkaya, Şükran Sooer, tbrahim Yİkbz, Orhan Bnrsalı. Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcısı: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125,Kat:4,Bakanlıklar-AnkaıaTel.4195020(7hat), Faks: 4195027 0 îzmır Temsılcısı Serdar Kızık, H. Zıya Blv. 1352S.2'3Tel 4411220, Faks.44191170AdanaTemsücısı: Çetin Yiğenoglu, Inönü Cd. 119 S. No:l Kat:l, Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Müessese Müdürû: Üstün Akmen 0 Koordınatör Ahmet Kornisan 0 Muhasebe Bölent Yener 0tdare Höseyin Gfirer 0 Satış: Fazilet Kuza MEDYA C: • Yönetım Kurulu Başkam - Genel Müdür Gilbia Erduran 9 Koordınatör Reha Işıtman # Genel MüdürYardırocısı Sevda Çoban Tel 514 07 53 - 513 95 80 - 5138460-61, Faks: 5138463 Yayımla>an ve Basaa: ^ enı Gün Haber Ajansı, Basın ve Yayıncıhk A Ş TüÂocağı Cad 39 41 Cagaloğlu 34334 Istanbul PK. 246 - Sı'rkecı 34435 Istanbul Tel-(0/212)51205 05 (20 hat) Faks (0/212)513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 30OCAK2000 îmsak:5.41 Güneş:7.11 Öğle: 12.24 tkindi: 15.00 Akşam: 17.24 Yatsı: 18.48 Fransa'da 1ç çamaşın günlenr • FRANSA (Reuter)- Fransa'nın başkentı Paris, önceki gün başlayan 2000 Uluslararası lç çamaşın günleri nedeniyle, dünyanın birçok ülkesinden gelen tasanmcılan konuk ettı. lç çamaşın günleri süresince vapılan defıleler sırastnda sn çok ilgiyi, bir Fransız tasanmı olan taklit siyah tay derisinden sutyen ve iabahlık takımı çekti. 'Mehtaplı geceler için' bazırlandığı duyurulan akırru çok hafıf ipek bir :tek tamamlıyor. BAGB'öen1999• • • • • > • • • yrtıodullerı • ANKARA (AA) - Büyük Anadolu Gazetecıler Birüğı ıBAGB), Anadolu basını, aıedya, siyaset ve iş iünyasını kapsayan ödülleri bu yıl 40 dalda 61 kişi ve kuruma verdi. BAGB'den yapılan açıklamaya göre, Süleyman Demirel; Adnan Menderes, Turgut Özal ve Adnan Kahvecı ile Doğan Güreş "Yüzyılın Devlet Adamı" olarak belirlenirken, Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek ve Nâzım Hikmet "Yüzyılın Şairi", Abdi tpekçi de "Yüzyılın Gazetecisi" oldu. Türkân Şoray "Yüzyılın Sinema Sanatçısı", Münir Nurettin Selçuk "Yüzyılın Müzik Adamı", Yargıtay Başkanı Sami Selçuk ise "Yüzyüın Hukuk Adamı" seçildi. BAGB'nin ödülleri, 1 Mart 2000"de Ankara'da düzenlenecek törenle sahiplerine venlecek. Türk mahkûm hüçpede • CHICAGO(AA)- ABD'nin Columbus kentinde, kreşte bakmakta olduğu bir çocuğu boğulmaktan kurtardığı halde, onu sarsarak çocuğa zarar verdi ği gerekçesıyle 8 yıl hapse mahkûm edilen Türk kadını Fügen Gülertekın, Columbus hapishanesınde "memurlara saygısızlık ettıgı" iddıasıyla hücre cezasuıa çarptınldı. Fügen Gülertekın'in eşi Erdal Gülertekın. eşıne daha önce Columbus polisi taraftndan yapılan tacızın hapishanede de sürdürüldüğünü belirterek, onu yıldırmak için her çareye başvuruldugunu söyledi. destek • ÎDÎL (AA) - Şırnak'm tdil ilçesinden 20 lise öğrencisi, Çagdaş Yasamı Destekleme Derneğı'nin (ÇYDD) organizasyonuyla 15 günlük kurs için Izmir'e götürüldü. Dernek, Idıl'deki liselerin son sımflannda öğrenim gören başanlı 20 gencin, yanyıl tatüi süresince hızlandınlmış ÖSS kursuna katılmasuu sağlayacak. Kurs dışında öğrencilere Izmir'de tarihi ve turistik yerlerin de gezdirileceği belirtildi. ÇYDD, geçen yıl da 30 lise son sınıf öğrencisini ÖSS'ye hazırlanmak amacıyla tstanbul'a götürmüş ve bu öğrencilerden 12'si sınavlarda başanlı otmuştu. Mmyatür uydular döneml • CfflCAGO(AA)- ABD'nin çarşamba günü uzaya gönderdiği mini uydulann, oyun kâğıdı büyüklüğünde olduğu ve 2000 yılının yeni uydu teknolojisini temsil ettigi açıklandı. Stanford Üniversitesi öğrencileri tarafından yapılan ve bir ana taşıyıcı uydunun içine yerleştirilen mini uydulann, yörüngede OPAL denilen ana mekanizmadan otomatık olarak aynldığı bildirildi. Boşananlann sayısı artıyor1986 yılında 60 bin 865 kişi boşanmak için mahkemelere başvururken 12 yıl sonra bu sayı yüzde 187'lik artış göstererek 114 bin 322'ye ulaştı. Avukat Şenal Sanhan, boşanmalann artmasının gerçek nedeninin 'kadina uygulanan şiddet' olduğunu söyledi ANKARA (AA) - Boşanmak için mahkemelere başvuranlann sayısı her geçen gün arüyor. Adli Sicil ve Istatistik Genel Müdürlüğü verilerinden derlenen bilgiye göre 1986 yılında boşanmak için mahkemelere 60 bin 865 kişi başvurdu. 1987 yıhnda 60 bin 140, 1988 yılında 80 bin 158,1989 yüında 75 bin 820,1990 yıhnda 77 bin 233,1991 yılında 85 bin 132, 1992 yıhnda 88 bin 788,1993 yıhnda 88 bin 877,1994 yılında 95 bin 495,1995 yıhnda 103 bin 203, 1996 yılında 104 bin 851,1997 yılında 110 bin 119 ve 1998 yılında ise 114 bin 322 dava olarak tespit edildi. lstatıstikler boşanmak için mahkemelere başvuranlann oranının 12 yıllık sürede yüzde 187'lik arüş gösterdiğını ortaya koyuyor. Cumhuriyetçı Kadınlar Derneğı Genel Başkanı Avukat Şenal Sanhan, boşanma davalannın geneUikle 'sjddetii geçirnsiriik' neden gösterilerek açıldığını, bunun temehnde ise dayağm yoğun bir biçimde yer aldığını anlattı. Sanhan, şiddete uğrayan kadının boşanmak istediğini belirtti. Sanhan, "Şkkfet kadmm ekonomik bir güvencesi yoksa, çok kaüanıhr olumsuz bir otay olarak karşumza çüayor. Ama, kadmm ekonomik güvencesi varsa, evHHk bir kader olarak görühnüyor ve kadm aynbna evleminde bulunayor. Aynlmalardald lemel neden, kadmlann insani muameleyke karşılaşmamasT diye konuştu. Gençler daha cesur Günümüzde ekonomik bağımsızlığa sahip kadınlann kocasının, daha rahat boşanma davası açnğına dıkkati çeken Sanhan, şu görüşleri dile getirdi: "EkoDomik bağunsrzhğına giderek sahip olan, iş yaşamında kendflerini daha fazta ifade edebikn kadınlar tophımsal olarak çevreterine karşı fazla sorumluhık taşıyorlar. Bu kadınlar, eşlerinden aynlarak boşanmış duruma düşroek jstemiyorlar. Tophımsal yaşam içinde bir çevreye samp olan bo kadınlar, feodal bir yetiştirme tara fle de yetiştikrse kotay kokry boşanmayı seçmiyonar. Bu dunımdald kadınlann kocalan daha rahat boşanma davası açryor." Avukat Sanhan, orta yaşh, gelenek ve göreneklerine bağlı kadınlann, evlüikte sorunlarla karşılaştıklan zaman aynlmayı pek düşünmedıklennı anlatarak 25-40 yaş arasındakı kişılerinse, boşanma konusunda daha cesur davrandıklanm beUrtti. Sanhan, "Gençkr, evlenme terdhinde de daha göreceliler. Bu yaş grubunda evBMklerde azatana göztenirken evnük chşı bnüktetikJer daha fazla. Günümüzde bunhr bir ahtakq7hk sorunu olarak da görühnüyor, son derece doğal karsılanryor" dedi. Ekonomik sorunlar Bir başka neden olarak da ekonomik sorunlan gösteren Şenal Sanhan, bu sorunun, ailelerin kişisel ilişkilenni sağhklı bir biçimde yürütmelerini engellediğıne, insanlan bireyselleşmeye doğru yönelttiğine dikkati çekti. Avukat Sanhan şunlan söyledi: "Ekonomik sonmlann varatmış olduğu içe aüm, iş alanlarmdaki, işyerierindeki ezumenin ve hayatla baş edememenin içe atnğı sorunlar, evde dışa firhyor. Yani, kan, koca. çocuklar, birfohine en yakm olamar, kendi üstkrine, kendilerine kötü davrananlara ve haksızuk }*apanlara karşı gösteremedikleri tepkhi birfonierine göstermeye başlr.ortar. Bu da aile birtiğini sarsrvor: aile içindekj insanlann birfoûierine olan sevgismi saygısını ortadan kaldmyor. Bu da boşanmanın temel nedenlerinden biri oiarak ortaya çıkıyor." PROFESÖR RONA SEROZAN 'Çocuk kendi geleceğini belirleyebilmeli' tstanbul Haber Serviâ- Çocugun kendısıni ilgilendiren konularda görüşünün alınmasının, çocuğun olgunlaşması, özneleşmesi, bağımsızlaşması açısmdan zorunlu olduğu belirtildi. Çocuk Vakfi Kültürevı'nde düzenlenen "Çocuğun Görüşünün Ahnması Ükesi, Ka&hm Hakkı" konulu bir konferans düzenlendi. Konferansta konuşan Medeni Hukuk Profesörü RonaSerozan, çocuğun kendisini ve geleceğini doğrudan ilgilendiren konularda görüşünü bildirmesinin, kaülım hakkınm, çağdaş demokrasinin kendisinden ayn düşünühneyecek bir parçası olduğunu vurguladı. Serozan, görüşü alınan çocuk, kişilik, yetkinlik kazarup olgunlaştıkça görüşünün daha sağlıklı ve tutarh ohnaya başlayacağmı vurguladı. Serozan, bu şekilde çocuğun anne-babasına bağımlı olmaktan kurtulup, kendi ayaklan üzerinde durmaya başlayacağmı kaydetti. Çocuklann haklanna sahip çıkmak ve elden geldiğince geliştirmek gerektiğini belirten Serozan, demokrasinin, toplumun en küçük birimi olan aile içinde sağlanmasıyla gerçekleştirileceğini söyledi. Yrd. Doç. Dr. Aydm Gûfauı ise karann oluşumu, karar alma öncesındeki esas bügilerin toplanması ve alınan kararlarm yerine getırilmesine katılım gibi üç boyutlu bir kaülım sürecı yaşandığına dikkat çekerek, Çocuk Haklan Sözleşmesi ve 2828 sayılı • Serozan, çocuğun kendi geleceğine ilişkin konularda görüşünü bildirmesinin çağdaş demokrasinin gereği olduğunu söyledi. Sosyal Hizmet ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu gibi kanunlarda çocuğun katılrmını düzenleyen hükümler bulunduğunu söyledi. Serozan, buna karşın çocuğun kablımından bahseden kanunlarda aynnülar beürlenmediği için bu hakkın hayata geçmesinde sorunlar yaşandığmı söyledi. Serozan, bu güçlüğe ömek olarak Çocuk Haklan Sözleşmesr'ni gösterdi. Hangı durumlarda, çocuğun görüşünü almak ve karar aşamasmdada bugörüşe uytnanın zorunlu olduğunun tek birkanunla düzenlenmesi gerektiğini ifade eden Gülan, "Çocnğun karanna uyuhnadığnHİa da çocuğa gerekçe gösterflmelL Bu durumlar, kanunda aynntılanyla düzenlenmeıi Çocnğun genşimi önündeki engeHeri de ortadan kakhnnak için çocuk kanunu ohısturulmah" dedi. Sağlıklı demokrasilerde karar ahmında, çocuğun karar alırken kullandığı saflık, yalınlık, duygululuğun göz önüne almması gerektiğini vurgulayan Gülan, asü hedefın, çocuğun, haklanmn kapsamı ve anlamının farkına varması olduğunu söyledi. Öpüşmenin dayanılmaz hajıfliği Herkes bu tath oyunu bflir: Öpûşmek. 90'h yıDan geride bırakmış olmak, sevginin bu en güzel ifade biçimi- nin unutulacağı anlamma gehnez. Hele bir de beyazperdenin efsanevi isimlerinüı dudaklanndan dökülüyor- sa bu öpücükkr, 'öpmek' imgelemimizde farklı bir yere otunır. Andre Techine'nm 'Barocco' fılminde Cla- ude Brasseur'ün kucakladığı bebeği öpüşü ya da tnsanlar Yaşadıkça'da Burt Lancester ile Deborah Kerr'm kumsaklaki tutkulu öpüşmeleri nasıl unutulabilir? Spieiberg'in "E.T." fdminde küçük Drew Barrymore'aıı E.T.'yi burnundan masumca öpmesi, 'Dört Nikâh bir Cenaze'de Hugh Grant ile Andie Mac Dovveil'm yağ- mur altmda tutkuyla öpüşmeleri de sinema var oldukça belleğimizden silinmeyecek. KIŞ TURlZMt Erciyes'te yartyûcanlüığı yaşanıyor KAYSERİ(AA)- OkuUarda yanyıl tanlının başlamasıyla birlikte Erciyes Kayak Merkezi'ndekı tesisler, kayaksever gençlerin akınına uğradı. Erciyes Dedeman Ski Center Genel Müdürii Adnan Özgür, birçok ilde okullann kar engeli yüzünden erken tanle girmesinin Erciyes'teki yanyıl hareketliliğini birkaç gün önceden başlattığıru bıldirdi. Otellennin 15 gün boyuncadolu olduğunu belirten Özgür, konaklama ücretını kışı başına günlük tam pansıyon 85dolar olarak behrlendiğini kaydetti. Yanyıl rezervasyonlannı haftalar öncesınden dolduran kamuya ait dığer tesisler de yoğun geçen yanyıl sonrası küçük konuklanna hoş vakit geçirme gayreti içine girdi. Kış turizmi yanyıl tatili ile canlanırken Antarya Turizm Konseyi lcra Kurulu Başkanı Günaç Gürkaynak, 2000 yıh tunzm sezonu için fazla iyimser olunmaması gerektiğini söyledi. Gürkaynak, 1999'da çok kötü bir sezon yaşanmasına rağmen 2000 sezonu için yeterlı ve gerekli tanıOrn çahşmasının • Okullarda yanyıl tatilinin başlamasıyla birlikte Erciyes Kayak Merkezi'ndekı tesisler kayaksever gençlerin akrnına uğradı. Geııetik ürünlerin ticaretine dizgin yuruluyor EkonomiS«visi- Genetik olarak değişti- rilmış organizmalann ticaretıyle ılgılı ulus- lararası düzenlemeleri sağlayacak "Biyogü- venBk Protokoiü", ABD'nin muhalefetine karşın dün irny^lanrh Kanada'nın Montreal kentinde 50 üBcenin çevre bakanı ve 130 üöceıım de hükümetyet- kilisinjn katüdığı toplanolarda görüş ayn- hklan nedeniyle tarüşmalar yaşandı. ABD başta olmaküzeregenetik ürünleri ihraç eden ülkeler Bryogüvenlik Protokolü'nün ımzalan- masına muhalefet ederken, görüşmeler, ge- lişmekte olan ülkeler ve Avrupa Bırliği ül- kelerüün zaferiyle sonuçlandı. Görüşmeler- de protokole muhafelet eden ABD'nin ba- şmıçektiğı Mıamı Grubu'nda Kanada, Avust- ralya, Arjantın, Şili ve Unıguay bulunurken, diğer tarafta da sayılan 100'e ulaşan gelış- mekte olanülkeler ve Avrupa üDceleri yer al- dı.GörüşmelereTürkrye'dende üstdüzey yet- kılıler katıldı.Protokolk, genetik olarak de- ğiştirilmiş gıdalar, hayvanlar, ve bunlardan yapılan ürünlerin ocareti, çevrenmkorunma- sı esas ahnarak yapüacak. Protokole göre gelişmekte olan ülkeler ne ithal ettiğinı bıhne hakkını elde ederken, genlerle oynayarak değiştirilen organizma- lann ıhracatçısı ülkeler, ithalatçı ülkelere ne sattığını bildirecek. Aynca genetik olarak değiştirilmiş ürünlerle ilgili bir doküman- tasyon oluşturulması kararlaştınldı. Greenrjeac«yetkilisıBaıed&tHaerİB,pro- tokolün ımzalaiBnasını, çevTenin ve insansağ- hğının genetik olarak değiştirilmiş ürünler- dâı korunması için atılmış tarihi biradnnola- rak nitelendirdi. yapılmadığını savundu. Gürkaynak, "Herkes 2000 hırcminin çok i>i geçeceğmi söylüyor. 1999 sezonuna göre 2000 sezonunun hiç obnazsa birazdaharyiobcağı kesin. Turizmcinin bir inanışı vardır: Kötü sezonun arkasmdan geten sezon iyi olur. Ancak, 2000 sezonu için yeterii tannm yapılmadL Bu yüzden 2000 için çok iyimser otmamak gerekir 7 ' dedi. Günaç Gürkaynak, yeterince turist çekebibnek içinsadece tanıtırn çalışmalannın da yeterii olmadığına dikkati çekerek turiste yönelik davranışlann da Türkiye'ye gelmeyi düşünen başka turistler için çok büyük bir etken olduğunu belirtti. Gürkaynak şunlan söyledi: "SonyıHarda turiste iyi davranmadık. saknnsma uğradL MaHarda etiket ofanadığı için fahiş fiyada mal saökk Bazen de turiste satıian hah gibi maHar adresine gönderitanedLBütün bunlar, turistin kaçmasmayol açmaktadnf "Turistemisafirgibi davranmalrviz. Onfau-a güven vermeliyiz. Eğer bueksOdikkrimiz giderifirse turist sayısı 3 >ıl içinde l^kat artabür" diyen Gürkaynak şöyle devam ettı:"Ancak. tanıbma da önem verflmefi. lurizm Bakanhğı hep hata >apö. Turist akmı başladığmda 'Nasıl olsa gelıyor' diye tanıtım kampanyasuu kesti. HaBmld turizmden 10 kazanıp tamtnna bir harcrvorsak, 100 kazandığınuzda da tamtnna 10 harcamakyız.' GOZUM SEYREYLE / IŞIL ÖZGENTÜRK noz50(a hotraaiLcom Hep bana mı rastlıyor bUmiyorum ama ben bu iç burkucu olaylan, görüntüleri, sözleri ne yazmak ne anlatmak istiyorum. Çok büyük ekonomi uzmanlannın, parayı ve Türkiye'yi yöneten finans gruplannm sözcülerinin ettik- leri olumlu sözlere güvenmek, Türkiye'de ekonominin ve yaşamm güllük gülistanhk olacağına, olduğuna inanmak istiyorum. 01- muyor. Sonunda eve kapanıp sadece günlük gazeteleri okuyup, televizyon izleyerek yaşa- maya karar veriyorum. Ama dayanamıyo- rum, üçüncü günün sonunda kendimi sokak- lara atıyorum. Atmamla birlikte, yaşamm gerçek yüzü başhyor. Koşarak bir belediye otobüsüne biniyo- ram. Öğle saatleri olduğu için kalabalık de- ğil, gene de yer bulamıyorum. Soluk soluğa bulduğum bir boşluğa sıkışıyorum. Hemen ya- nımda, koltukta oturan yaşlı bir adam var. Birden söze giriyor, "Sanayervermekister- dim ama hiç hahrnyok" diyor. Teşekkür edip, gıdeceğım yerin uzak olmadığını söylüyo- nım. Niyetim kimseyle konuşmamak, kendi başıma kahp karlı tstanbul'un keyfini çıkar- mak. Ama o konuşmak istiyor. öyle olunca ben de dinliyorum. "Az önce emekü maaşımı aldun" diyor. Sürütu. olmadıgeberiı "Zam yapmışlar, çok yfiksek bir zam. Iki sandviç paraa" Söyleyecek doğru dürüst hiçbir söz yok, "Enflasyonu duşürmeye çahşryoriar. ondan" diye kendımın de ınanmadığı bir şeyler ge- vehyorum. Birden o koskoca adam ağ- lamaya başhyor. "Şuanda", diyor, "yeryüzönün bütün meyve sulannı içebüirim.'' Bu sözler üstüne bende na- sıl bir bakış gördüyse, "An- lamadmız değfl mi" diye so- ruyor. Gerçekten hiçbir şey - anlamadım. Bu açıkça belli. O gözyaşlarmı cebinden çı- kardığı büruş buruş bir men- düle süip "AnlatayTm" diyor. "Sıcak olduğu için, evde soba yakamıyoruz, her gün sabahtan kahve- ye giderim. Oradakiler öğrendi bende para fî- lan yok, kazanan merhamete getip çay ısmar- hyor,ıhlanıurBmaı1ıyor,birçeşitdfl^cflu(ya- pıyorum, anlayacağınız. Bu sabah da grttün. Birüeri zeytin ekmek yiyor. Nasıl bakbmsa, utanç içindeyim bunlan anlabrken ama biri- ne anlatmazsam çaüayacağım. Evet nerede kahnıştık, zeytin ekmek yiyen Idşiye arök na- sıl baktun siz tahmin edin, adamcağız kalkü orurduğum masaya geldi. ekmeğinin yansuu bana uzattı. Artık ben ölsem daha i\i Ölmü- yorum ama, iyice arsız olmuşum, uzatüan ek- meği aldun bir çırpıda mideye indirdim. Ama o zeytin boğazunı bir yakü bir yakn. Canım bir meyve suyu istedi sormaym. Ama cebim- de meyve suyu alacak para yok. Khnseden is- tevecekyüzüm kahnaımş.Ttrvaleüere gknp çeş- mesuyunaday-andım.Narue.gözümünönün- denrenkrenk,çeşjtçeşit meyve sulangeçiyor. Fırîayıp çıkbm kahveden, önü- me çıkan ilk arabaya bindim. Bedavaya." Artık dayanamıyorum, ilk durakta inmeye kararhyım. Alt- mış yaşmı geçmiş bir emekli, inamknaz şeyler anlaüyor ba- na. Istedıği evler, apartmanlar, dünya seyahatleri değil. Bir şi- şe meyve suyu. Hayrrbu gerçek olamaz. Uyamkken rüya görme- ye başladım. Kendi kendimi çimdikliyonım. Hayn- bu rüya filan değil. Her şey gerçek. Bir belediye otobüsünde, yaşlı bir emekli ağla- yarak bir şişe meyve suyuna duyduğu hasre- ti anlaüyor. Ey bu ülkenin ekonomi uzmanlan nerede- siniz? Ey Avrupa Birliği'ne girdik diye göbek atanlar neredesiniz? Hiç kimse utanmıyor mu, hey yamt verin utanmıyor mu? Peki kimselerin küçük kentlerde banka kre- dısiyle oynanan borsadan haberi var mı? Borsa şahlandı! Borsa en iyi geüriyor! Bü- tün ülke borsada! Evet, küçük kentlerde artık küçük memur- lann yeni bir işi var. Borsa oynamak. Millet borsayla yaüp borsayla kalkıyor. Peki hangi parayla? Bankalardan kredi olarak alınan pa- rayla. Evet, yanhş duymadmız, insanlar ban- kadan faizle kredi çekip borsaya yatınyorlar. Şimdilik işler iyi. Ama birüeri çıkıp söy- lemeli. Küçük yannmcılar eninde sonundabü- yük bir bozguna uğrarlar. Borsada kazanan- lar daima büyüklerdir. Birileri bunu acilen söylemeli. Çünkü ban- kadan kredi çekip borsaya para yatıranlar, yi- tirdiklerinde alündan asla kalkamayacaklan banka borçlanyla baş başa kalacaklar. lşte sokağa çıküğınızda Hizbullah dehşe- tı dışında durum bu. Her şeyin 5 milyon kişinin rahat yaşaması- na göre ayarlandığı 60 milyon nüfuslu bir ül- kede ben de ne bekliyorum, bilmiyorum ki...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear