02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet • İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç 7 Genel Yaym Koordinatörii- Hikmet Çetinkaya # Yazıişleri Müdürü: İbrohim Yıldız 0 Sorumlu Müdür: Fikret tlkiz 9 Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen Fikret Eser tstıhbarat: Cengiz Yıldınm 0 Ekonomı Özlem Yüzak 0 Kultür- Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yiicelman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Düzeltme Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgi-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberleri. Mehmet Faraç Yaym Kurulu. llhan Selçuk (Ba$kan). Orhan Erinç. Oktav Kurtböke, Hikmet Çetinkaya. Şükran Soner. fbrahim Yüdız. Orhan Bursah, Mustafa Balb»>. Hakan Kara. AnkaraTemsilcisı: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanhklar-Ajıkara Tel: 4195020 (7 hat). Kaks. 4 i 95027 0 İzmir Temsılcısi: Serdar Kızık, H.ZıyaBlv. 1352 S.2'3Tel 4411220, Faks: 4419117 0AdanaTemsilcısı: Çetin Yiğenoglıı, tnönüCd 119 S. No:I Kat.l. Tel 363 12 l i , Faks. 363 12 15 Mûessese MüdiÂu Üstün Akmea # Koordmatör Ahmet Koruban # Muha- sebe Bülent Yener • tdarc Hüsevin Gıirer#BUgı-lşlem \>il İnal»Bıİgı- îjyar Sıstem. Mürfivet ÇSer• Saüş FtzUetKım MEDYA C: • Yönetım Kuıulu Başkam - GeneJ Müdür GöJbia Erdurao # Koordinatör Reha Ifitman 9 Genel MudürYardımcısı SodaÇoban Tel. 514 07 53 - 51395SO-513&46Ml.Faks 5138463 Y»\ımtav»jı ve Bas*n: Y«u Gün Haber Ajansı. Basın ve Yâyıncılık A Ş Türkocagı Cad. 39 41 Cagaloğlu 34334 lstanbul PK 246 - Sırkecı 34435 tstanbul Tel (a212)512O5O5ı2Ohal) Faks(0'212j513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 20EYLÜL 1999 îmsak:5.14 Güneş: 6.42 Öğle: 13.05 tkindi: 16.30 Akşam: 19.14 Yatsı: 20.36 Türk Posta • ANKARA (ANKA) - Türk Posta Idaresi, Dünya Posta Birliğfnin (UPU) 22'nci Kongresi'nde. 40 yıldan beri ilk kez birligin iki temel organi olan ldari İConsey ve Posta Işletmesi Konseyi Yönetim Kurulu üyeliklerine seçildi. Posta Işletmesi Genel Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada, Dûnya Posta Birliği"nin 22"nci Kongresi'nin 189ülkeden 1800 delegenin katılımıyla 23 Ağustos-15 Eylül günlerinde Pekin'de yapıldığı bildirildi. Kongrede, Türk Posta Işletmesi heyetinin, Türkiye'de deprem felaketini gündeme getirdiği ve Dünya Posta Birliği Genel Müdürü Thomas Leavy ile başta Japonya olmak üzere birçok üye ülkenin yardım sözü verdiği kaydedildı. Gıda maddesi zehiplenmesi • \EXYORK(AA)- ABD'de her yıl 76 milyon kişinin yedikleri gıda maddelerinden zehirlendiği ye en az 5 bin kişinin bu nedenle öldüğü belirlendi. Merkezi Atlanta'da buiunan Hastalıklan Kontrol ve Önleme Merkezi'nden yapılan açıklamada, Amerikalılar'ın yaklaşık yüzde 29'unun "gıda kurbanı olduğunu" ortaya koyan verilerin resmi tutanaklardan alındığı kaydedildi. Merkezin açıklamasında. gıda zehirlenmesinden hangi sektörlerin sorumlu olduğu hakkında aynntı verilmedi. Uzmanlar, gıda zehırlenmelerinin genelde yiyeceklerin iyi yıkanmamasından, iyi pişirilmemesinden ya da hazırlama sırasmda temizliğe dikkat edilmemesinden kaynaklandığını ifade ediyorlar. zenginlik • ANTALYA(AA)- Antalya'daki Belek Turizm Merkezi kapsamında, yörenin biyolojik zenginliğinin ortaya çıkanlması için başlatılan çalışmalar sırasında endemik (bulunduğu ülkeye pzgü) bitki türleri de tespit edildi. Yetkililer, araştırmalar sırasında tespit edilen "Serik Armudu"nun da, dûnyada yalnızca Belek'te bulunduğunu bildırdiler. "Serik Armudu"nun bilimsel adı literatüre "Pyrus Serikensis" olarak geçti. Yetkililer, Belek Turizm Merkezi'nde 574 bitki ve 29 endemik bitki (sadece Türkiye'de buiunan) türü tespit edildiğini bildırdiler. Karikatüp Sengisi • İSTANBUL(AA)- *Türk Dili Konuşan Ülkeler Karikatürcüler Buluşması" dolayısıyla Istanbul <ia düzenlenen "Uluslararası Karikatür Sergisi", Kültür Bakanı tstemihan Talay tarafından açılacak. Atatürk Kültür Merkezi Sanat Galerisi'nde 29 Eylül günü açılacak sergide. eserierin satışından elde edilecek gelir depremzedelere bağışlanacak. Serginin açılışına, Karikatürcüler Derneği Başkanı Bedri Koraman da kalılacak. Kral gezegen' • CHICAGO (AA) - "Kızıl Gezegen" Mars'a doğru 9 âydtr yol alan Mars Climate Orbiter adlı aracın, yörüngesine ulaştıgı gezegenin etrafinda dönmeye başlayacağı bildirildi. Birçok bilinmeyene ışık tutacağı ümulan aracın Dünya'ya göndereceği görüntü ve şinyaller merakla bekleniyor. Aracın sağlayacağı bilgiler, Mars ile ilgili araştırmalarda yeni İ>ir dönemi başlatabilecek. Mars Climate Orbiter Ju-acının. gezegendeki mevsimlerle ilgili araştırmalar yapacağı ve bir zamanlar gezegende olduğu düşünülen su yataklanyla ilgili bilgilere ulaşabileceği belirtiliyor. Yüksek Öğretim Kurumu, yüksek ücretleri nedeniyle kontenjanlan boş kalan vakıf üniversitelerine destek istedi YÖK özel üniversitelereANKARA (ANKA) - YÖK, 4 ile 13 bin dolarlık ücretleri nedeniyle kontenjanlan boş kalan ve her yıl devletten bütçelerinin yüzde 5'i ile 10'u arasında değişen oranlar- da yardım alan vakıf üniversitelerine. dev- let desteğinın kapsamının genişletilmesini istedi. YÖK, vakıf üniversitelerine vergi muafiyeti sağlanmasmı ve Hazine arazile- rinin tahsisinin önündeki engellerin kaldı- nlmasını istedi. YÖK tarafından hazırlanan "Vakıf Üni- versiteleri'' başlıklı raporda, vakıf üniversi- telerinın gelişimi ile ilgili bilgi verildi. Ha- len kuruluşu onaylanan 19 vakıf üniversi- tesinden 17sinin faal durumda bulundugu, Sabancı Üniversitesi'nin de 1999-2000 öğ- retim yılında faaliyete geçeceği bildirildi. Vakıf üniversitelerine 1998-99 öğretim yı- YÖK, vakıf üniversitelerininyükseköğretim sistemi içindeki payının arttınlmasınayönelik olarak, vergi muafiyeti getirilmesini, devlet yardımının arttınlmasını ve Hazine arazilerinin tahsisinin önündeki engellerin kaldınlmasını istedi. para arıyor hnda 27 bin 367 öğrencinin devam ettiği, vakıf üniversitelerinin toplam öğrenci sayı- sı içindeki payının yüzde 3.1 düzeyinde kal- dığı kaydedildi. Vakıf üniversitelerinin kapasitesinin 2005 yılına kadar 25 bini ön lisans, 50 bini de li- san olmak üzere 75 bine ulaşmasının hedef- lendiğine dikkat çekilirken, bu hedefin ya- kalanabilmesi için de vakıf üniversiteleri- ne yapılan devlet katkısının kapsamının ge- nişletilmesi önerildi. Yürürlükteki mevzuata göre, vakıflann yalnızca üniversite kurabildiğine dikkat çe- kilirken, bir değişiklik yapılarak, vakıflara. bir üniversiteye bağlı olmaksızın mesleki- teknik alanlarda eğitim yapmak koşuluyla meslek yüksekokulu kurabilme izni veril- mesi istendi. YÖK'ün, vakıf ünıversitele- nnin yükseköğretim sistemi içinde payının yüzde 5'e çıkanlması için sağlanmasını is- tediği destekler şöyle: -Öğrenim ücretlerinin ödenebilir düzey- lerde tutulabilmesi için vergi muafiyetleri genişletilmeli, bu kurumlara, yarattıklan toplumsal getiri oranında kamu kaynakla- nndan yardım yapılmasına devam edilme- lidır. -Vakıf üniversıtelenne Hazine arazileri- nin tahsisinin önündeki tüm engeller kaldı- nlmalı, buna ılişkın usul ve esaslan içeren yasal düzenleme yapılmahdır. Başanya göre yardım Raporda, yardımlann koşullara bağlan- ması istendi. Gelişmiş ülkelerde, özel yük- seköğretim kurumlannm daha çok kâr ama- cı gütmeyen vakıflar tarafından kurulmuş "prestijli kunımlar" olduğu, gelişmekte olan ülkelerde ise özel üniversitelerin daha çok "kâr amacı güden" kısa süreli mesleki eğitim kurumlan niteliği taşıdığına dikkat çekildı. Türkiye'de da vakıf üniversitelerine yapılacak yardımlar için yeni esaslar getiril- mesi önerilirken şöyle denildi: "Özel >-ükseköğretim kurumlannm yay- gmlaşmasının arzu edilen sonuçlan verebil- mesi için, açık, şeffaf ve net standartiar ile nitei vv nicd performajıs goste^gelerine dayalı akademik değeriendirme, kalite kontrol ve akreditasvon sistemJerinin kurubnası zorun- ludur. Kamu kavnaklanndan yapıiacakyar- dım ve katkılann bu tür standart ve göster- gelere bağlanması kaçınılmazdır." Kadmlorher akmdayonşyor Kadınlar, >üz>ıllar bovu erkek egemenliği altında kaiarak vaşamavı kabuJlendiler. VncaK günümüz kadını kendini bugün her alanda gösternor. Birçok alanda erkekleri kendilerine rakip olarak kabul etseier de kadınlann en büyük rakibi yine kadınlar. Hem de güzellik yanşmalanndan boks maçlaruıa kadar geniş bir yelpazede. 18 Eylül'deAÜantk Cih 'de yapılan ABD güzellikyanşmasuıda Kentucky gûzeB Heather Freench birincioldu. Aynı gün Las Vegas'da ise bayanlar hafif siklet boks kârşılaşması yapüdı. 4 randluk maçta Kellv Dovv ning (solda), Mia Rosales ile kıyasıya dövüştü. Maçın ilgi çeken bir özelliğj ise Ravales'in 98 Playbov güzellerinden biri olmasıydı. (Fotoğraflar.RELTERS) Radyo Cumhuriyet f te yeni yayın dönemi başlıyor Kulvannda tek radyoHaber Merkezi - Radyo Cumhuriyet, yeni yayın döne- mini güçlü kadrosu, nitelikli programlan ve "avdınlanm»- nm sesi" kimliğiyle bugün aç- tı. Bir yıJı aşkın süredir ya- yında olan Radyo Cumhuri- yet programlan ve program- cılanyla bu kısa sürede kul- vannda tek radyo oldu. Radyonun yalnızca bir mü- zik kutusu olmadıgmı; eğiti- ci. ögretici. düşündürücü ve yol gösterici bir misyonu ol- duğu gerçeğini ön planda tu- tan Radyo Cumhuriyet, yeni yayın döneminde de liderliği- ni sürdürecek. Vazgeçilmez bir tutku ha- line dönüşen Ümit Zilefi, Al- tan Aşar ve Mustafa Balbay 'ın sundu- ğu Sesli Gazete yeni vayın döneminde de gündemdeki konu ve konuklarıyla kamuoyu oluşturmayı sürdürecek. Aydûılanmanın sesi Ühan Sdçuk,yo- rumlanyla Hikmet Çetinkaya'nın yanı sıra tbrahim Yıldız, Hakan Kara, Tür- kân Savian, Erdal Atabek. Emre Kon- epr. Servtr Tanillu Yalçın Bajer, Selim Beri, Şükran Soner. Oktay Ekinci, De- mirtaş Ce>hun. Deniz Som, Nebil Öz- gentiirk. Deniz Kavukçuoğlu. Türkel Minibaş. Işıl Ozgentürk, Abdülkadir Yüceiman, Asuman A>dın. Mehmet Fa- raç, Engin Evin,ArifKızılyahn. Rrfat Yü- cel, Okan Falay. Hepgül Özdemiroğlu, Feridun Kandemir. \usuf Ziya Av, Er- han Tıraşın,Aylin Şengün. Adnan Din- çer, Sinan Karahan. B. Hakan Tuncer. OzgürOzbakır. UğurDinçer. .Arzu Hak- sua Öner Ilgaz. Reha Altmtaş, İlhan Şeşen, Feza Tansuğ. Ay han Sürek. Fah- rettin Ecevit, BozkurtCendey'in hazır- ladıklan programlar yeni yayın döne- minde de yıne sızlerfe olacak. rak bir solist yeniliğinı getiriyor. Buna göre her gün 13.30-14.00 ara- sı "BJrSoHst" adı altında sevdiğiniz sa- natçıyı 30 dakika boyunca dinleme ola- nağına kavuşuyorsunuz. 107.4 Radyo Cumhuriyet yeni yayın döneminde de "Öncü Radyo" kimli- ğiyle kulvannda rakipsiz radyo özelli- ğini sürdürüyor Yeni programlar Radyo Cumhuriyet'te yeni yayın dö- neminde yer alan programlar ise şöy- • Damdaki Mizahçı: Onlü mizah yazan Cihan Demirci günlük yaşamı- mızda "güleriz ağlanacak halimize" bö- lümlenni hicvedıyor. "Damdaki Mi- zahçı" çarşamba günleri 22.00-24.00, pazar günleri 20.00-22.00 saatlerinde Radyo Cumhuriyet'te. • Orta Eğitim Guneesi: tki öğret- men; Ali Ekber Ataş ve Bülent Kahy^ ilk ve orta eğitimin sorunlannı masaya yatınyor ve çözümlerini anlatıyor. Pa- zartesi günleri 12.00-13.00. • Dış PoJitika Gündemi: Murat Me- ünsoy ve Mustafa Eroğlu tarafından ha- zırlanan ve perşembe günlen 12. 00- 13.00 arası yapılacak olan program uluslararası ilişkilerimizi konuklarıyla masaya yatıracak. Cumhuriyet Radyo Genel Yayın Yönetmeni l mit Zileli. yeni yayın dönenimde de gündemdeki konu ve konuklarıyla kamuoyu oluşturacakİannı söyledi. • Aksiyon: Sinemaseverlerin ilgi ile leri 24.00'te 107.4 Radyo Cumhuri- dinleyecekleri program Okan Metinta- yet'te. Yeni yaym döneminde Radyo rafindan hazırlanıyor. Cumhuriyet bir ılke daha imzasını ata- Cuma günleri 14.00'te yayına gire- cek olan Aksiyon'da vizyon fılmleri ve müzikleri, kamera arkası olaylar anla- tılıyor. • Radvoterapi: Cuma geceleri 24.00'te başlayıp 02.00'de bitecek olan canlı yayında Psikiyatrist Ayhan Ak- can psikolojik danışman olarak yerıni alıyor. • Tnrkülerin DiHrHalkmüziği- nin seçkin türkü- lerinin ve konuk- lannın yer alacağı yapımEkremAta- er hazırlıyor. Cu- martesi günleri 14.00-16.00 arası yayına girecek olan Türkülerin Dili tam anlamıy- labirtürküziyafe- ti. • Büyüteç: Rad- yo Cumhuriyet HaberMerkezi'nin hazırladığı Uğur Şimşek'ın sundu- ğu haber program hafta içi her gün 17.30-18.00 arası olaylan mercek al- tınaalıpdetaylıbir şekilde sunuyor. • Gecede Fay- ton Sesleri: Hülva Behramoğlu, ede- biyatın derinlikle- rindebiryolculuğa çıkanyor dinleyi- ciyi... Şiirler, öy- küler, romanlar... kısaca kultür vesa- natcumartesigece- e-posta : tan (5 p r i z m a . n e t . t r Serseri uydular her gün arüyor • Kaybolan ve çahşmayan uydulann sayısının her geçen gün giderek arttığı bildirildi. Yıl içerisindeki 3 uydu ile birlikte Pan-Am Sat-8 iletişim uydusunun anteni de kayboldu. ANKARA(ANKA>Gün- lük yaşama büyük kolaylık- lar getiren uydulann güve- nilirliği tartışılıyor. Bu yıl yörüngede Wire. Abrixas ve Terniers uydulan kaybolur- ken, Pan-Am Sat-8 iletişim uydusunun da anteni koptu. Kesintisiz telefon görüşme- si sağlayan iridium mobil te- lefonları için son iki yıl için- de firlatılan88 uydudan I4'ü de artık çalışmıyor. Türk Hava Kurumu'nun yayımladığı L'çantürk dergi- sinde yer alan bir yazıda, uy- dulann güvenilirliğı tartışıl- dı. Herhangi bir aksama ol- duğunda yüzlerce mılyon Eu- ro'luk bir kayba neden olan uydular, zaman zaman fırlat- ma öncesinde de süprizlere yol açabiliyor. Dünyanuı göz- lenmesi için fırlatılan küçük uydulann genelde 5 yıllık ömürleri bulunurken; Hug- hes, Lockheed, Martin, Lx>- ral. Marconi Space ve Alca- tel gibi şirketlere ait büyük boy ve gösterişli sistemlere sahip uydulara ise 15 yıl ömür biçiliyor. Küçük uydulann daha çok sorunlarla karşılaş- tığı anlatılan yazıda. buna ör- nek olarak 24 Ocak 1995'te fırlatılan ancak 5 hafta son- ra kısa devre yaparak çalışa- maz dunıma gelen Isveç uy- dusu Astrid-1 gösteriliyor. İridium telefon sistemleri için fırlatılan uydularda da tam bir felaketin yaşandığı kay- dedilen dergide, 2 yıl içinde 88 uydununfirlanldığı.ancak bunlann 14'ününçalışmadığı bildinldi. SÖYLEŞİ ATTİÛ İLHAN Meğer 'Dinozor' Kîm imîş? ; ski' Istanbul'u (Meşrûtiyet ve Mütâreke), o , dönemi doyasrya yaşamış babamdan; 'Eski' Izmir'ı, {Meşrûtiyet ve Mütâreke) ninemden ve an- nemden, dinlemışimdır, ne kadarbaşka, nekadarfark- lı birer şehin ne kadar 'değişik' ve 'ecnebi' bir hayat tarzı anlatırlardı! Büyüdükçe, aynıyıllann 'esrannı've'büyüsünü' oku- duğum romanlarda bukJum; arkasından elbette, o 'dö- nemi' canlandıran filmler geldi: mukayeseye bile ge- rek yoktu, elle tutulurcasına görüfebiliyor; Osman- lı'nın son yıllannda. hele lstanbul gibi, Selânik gibi, İzmir gibi metropollerde; renkliliği ve çeşitliliği baş döndüren, 'sivil' bir hayat yaşanıyor; hayli de, 'ser- best'l İki şey hâriç: hiirriyet' ve 'istİklâT Akıllara durgunluk veren, bir siyasi serbestlik! Bı- rakın, en sağda ve en solda, en uç siyasi parti- lerin örgütlenmişolmasını; 'şeriatçı'ile 'dinsiz'rahat- ça yazıp çiziyon 'etnik' azınlıklann siyasi talepleri - bağımsızlık dahil- Taşnaksutyun, Ethniki Eteria, Kürt Teali Cemiyeti vb. tarafından, hem açıkça di- le getiriliyor, hem de uygulama deneylerine geçiliyor. Öğretim ve eğitim derseniz, karmaşık bir özgürlük yu- mağı! Anadolu içlerinde, inanılmaz sayıda Hıristiyan 'misyoner' okulu hâl-i faaliyettedir: Osmanlı aydını, bu 'ecnebi' okullardan çıkarsa, biraz daha avantajlı addediliyor; buna mukâbıl, devletin 'numûne mek- tepleri' çağdaş eğitim venmeye çalışadursun; med- rese, tekke, zâviye -ve mahalle mektepleri- 'Islâmi eğitim ve öğretimi' serbestçe sürdürüyor. Ya ekonomi, diyeceksiniz? Babam, Istanbul'da Pe- ra'da (Beyoğlu), ninem izmir'de Frenk Mahalle- si'nde, öyle ünlü ve büyük mağazalardan söz eder- di ki, ben bunlann 'merkezlerini', yıllar sonra Avru- pa'ya gidince, orada görecektim. Ülkede demiryo- lu şebekesini, ingilizler, Fransızlar ve Almanlar pay- laşmış, onlar işletiyoriar; üzüm, incir, tütün, pamuk gibi temel ihraç ürünleri, 'ecnebikumpanyalan'nvn korrt- rolündedin 'Avrupa sermayesi' uygun gördüğü yer- lerde, üstüne bayrağını keyifle çektiği fabrikalar kur- muş işletiyor; Osmanlı'nın 'ftired/'zenginleri, servet- lerini, bu şirket vefabrikalann 'esham ve tahvilâttna' yatınyorlar; zaten ecnebi sermayenin özellikle birik- tiği liman şehirlerinde, hayat tarzında da açık bir 'as- rilik' görülmektedir ecnebi baletruplan, tiyatro kum- panyalan, meşhur sirkler gelir, -icra-yı lûbiyât' eder- ler arkasından, 'sessiz' sinemalar kapılannı halka açıyor. ÇocuKİuğumda dinlediğim Osmanlı'nın son gün- leri, inanılmayacak kadar çeşrtli, renkli ve karmaşık; bir o kadar da eğlenceli ve şaşırtıcı görünürdü; oy- sa, şimdi hiç de özgün görünmüyor; 'özelleştirme' ve 'küreselleşme'ye dayanan 'Yeni Dünya Düze- ni'nin XIX. yy'a mahsus bir uygulama modeli imiş: gerçekten de Düyun-u Umumiye yüzünden, ulusal vergileri bile 'özelleştirilip küreselleştirilmiş', fikir ve örgütlenme hümyeti, 'ihânet-i vataniye' sınınna ka- dar kaydınlmış, XIX. yy'da benzerteri gezegenin çok yerinde buiunan, 'sömürge' türünden bir 'sivil fop- /um'ömeği! Evet, 'sivilliğine' dtyecekyok, ama 'öz- gürfüğü've 'bağımsızlığı' için aynı şeyi söyleyebilir miyiz? Hindistan da Çinhindi de, Çin de, Cava da, benzer 'sivil' ve 'özgür' ortamlarda yaşıyorlardı; 'uy- gariık' binlerce yıllık bu eski medeniyetlere, on- lan 'aşağılık kompleksine' sürükleyen bir *ya* bancılaşma'; ecnebi denetiminde -kelimeyi niye kullanmayalım- gerçek bir 'özelleştirme ve kü- reselleştirme' olarak gelip yerieşmişti; üsteiik, 'serbestii de! İki şey hâriç, 'Hürriyet' ve 'Istiklâl'! En çok da, ik- tisatta ve siyasette! Bu 'özgür've 's/wVtoplumlarda (!), böyle bir şeye kalkıştınız mı; 'tek dişi kalmış ca- navar', o dakika en modem silahlanyla karşınıza di- kilirdi. Hangl slvilleşme? Tesadüf bu ya, Gâzi'nin en sevdiğim -o başlıkla bir şiir bile yazdım- sözlerinden binsi odur: "Hür- riyet ve Istiklâl Benim Karakterimdirî". Gâzi'nin 'Cumhuriyet'i, ninemin ve babamın anlattığı, o gök- kuşağı renkleriyle süslü, çetrefil ve karmaşık toplum gibi görünmüyordu; yalın, düz ve netti, en belli baş- lı 'karakteri' ise, 'hürriyet ve ıstiklâl!' Sizi bilmem, ama ben, Yargıtay Başkanı'nın söy- lediklerini okurken, gözlerimin önüne babamdan ve ninemden dinlediğim, o 'sivil' Osmanlı toplumu gel- di: o toplum ki, mezhep ve tarikat zenginliği, adamın dudaklanm uçuklatacak mertebede idi; hertürden ve her dilden eğitim ve öğretim imkânlanna sahiptiniz; etnik 'rahatlığı' eyâlet isimlerine bile -'Kürdistan', 'Lâ- zistan' vb- yansımıştı; neresinden bakılsa, Yargıtay Başkanı'nın 'sivil' Türkiye 'tasanmına' uygun görü- nüyordu, şu farkla ki iktisatta ve siyasette ne 'hürri- yete' sahipti, ne de 'istiklâl'el Tuhaftır ama, Yargıtay Başkanı'nın, biraz 'yan oturduğu' Müdafaa-i Hukuk Doktrini, devleti devlet yapan bu iki temel niteliği hal- kın elde edebilmesini öngörmüştür; Kuva-yı MBIi- ye, Türk halkının ona verdiği can ve kan desteğidir. 'InönûCumhuriyeti'hayli faşizan', 'Bayar/Men- deres Cumhuriyet', hayli 'amerikanofil'; 'Ozal Cum- huriyeti', düpedüz 'Filipin modeli' olarak geliştiyse; bu hastalığın ilacı, aslında Türkiye'yi, adım adrm 'Meşrûtiyet ve Mütâreke' ortamına götüren bu Va- bancıfaştncı sivilfik'te ısrar mıdır, yoksa, tam tersine, kozmopolrt 'küreselleşme ve özelleştir- me'den silkinip Müdafaa-i Hukuk Doktrini'ni gû- nümüzün koşullan aftında nasıf uygulayıp 'çağ- daş' ve 'sivil' sonuçlanna ulaştırabileceğimizi araştirmak mıdır? Bence elbet, ikincisi; zira sonra- ki 'cumhuriyet'lerin, 'askeri darbeler'ln. 'hürriyet ve istiklâl' temelini sarstığı Türkiye Cumhuriyeti; 'do- minyon', ya da 'pretoktora' türünden -yan sömür- ge- 'özelleştirme ve küreselleştirmelere' ihtiyaç duy- muyor; onun ihtiyacı, yurttaşlık bilinctne yükselmiş brreylerinin, cumhuriyeti, ulusal ve sosyal karak- terini kaybettirmeksizin, 'sivilleştirebilmesi'dir. Bu yüzden, Yargıtay Başkanı'nın, üzerinde hayli ça- lıştığı anlaşılan 'açışnutku', Türkiye Cumhuriyeti'nin Yargrtay'ından çok, Dev/let-i Aliyye-i Osmaniye'nin son yıllanndaki bir Mahkeme-i Temyiz'in açılışına yakışıyor yakında, tarihın karanlıklan arasında kay- bolacağının farkında bile oiamayan, o iyice 'özelleş- tirilmiş ve küreselleştirilmiş' Osmanlı 'devlet ri- câli' böyle bir nutku nasıl da yürekten alkışlardı. 'Dinozor' kimmiş, böylece, daha iyi anlaşjlıyor. http^/www.prizma.nettr/AILHAN httpy/www.bilgryavınevi.com.tryailhan Faks/0-212/26019 88
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear