Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
20 EYLÜL 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
Halkevleri
belgeseli
Halkevleri, bir "Halkevleri
Belgeseli" hazırlıyor.
Üç bölüm ve kırkar
dakikadan oluşacak
belgeselin birinci bölümü
Halkevleri'nin 1932 yılında
kuruluşundan Demokrat
Parti'nin kapattığı 1950
yılına değin olan dönemi,
ikinci bölüm 1960 sonrası
açıldığı 1961'den yine
kapatıldığı 1980'e değin
olan dönemi, üçüncü
bölüm de1987'den
bugüne değin olan
süreci içerecek.
Halkevleri Genel Sekreteri
Mustafa Coşar, Türkiye
Cumhuriyeti'nin en
eski kurumlarından
biri olan Halkevleri'nin
kuruluşundan bu yana
"aydınlanmact" çizgisinden
ödün vermediği için zaman
zaman zorluklarla
karşılaştığını, kapatıldığını,
arşiv ve belgelerinin yok
edildiğini vurguluyor ve
yüreği halk için, halkın evleri
için atanlara şu çağnyı
yapıyor:
"Belgeselin araştııma-yaztm
çalışmalarında yaşadığımız
en önemli sorun, belge, arşiv
sonınudur. Elinde Halkevleri
ile ilgili belge, malzeme olan
ya da kimlerde olabileceğini
bilen dostlann katkılanna
gereksinim duyuyonız.
Bizimle iletişim kurmak
isteyenler (0-312-4192717)
numaralı telefona
başvurabilirier."
İSIK KA.NSl
Milli Eğitim'de yenilik yokHikmet Uluğbay döneminde Mil-
li Eğitim Bakanlığı, kurum yönetici-
lerinin atama, yerleştirme, seçme
yöntemlerine ilişkin yönetmeliğinde
değişiklik yapmıştı.
Değişikliğin amacı, 8 yıllık temel
eğitime dönük çağdaş, genç ve ni-
telikli yönetici adaylannı beliriemek-
ti. Yönetmelik, yönetici adayı ol-
mak isteyen eğitimcilerin iki kez sı-
navdan geçirilmesini öngörüyordu.
Yönetmelik yürürlüğe girdikten
sonra birinci sınavdan en az 70 pu-
an alarak başanlı olan 1500'e ya-
kın öğretmen, 13 merkezde 120 sa-
atiik bir eğitimden geçirildiler. İkin-
ci sınavdan da en az 70 puan alan-
lar, aday yönetici olarak saptandı-
lar.
Aradan zaman geçti, yönetmeli-
ğin öngördüğü hükümler unutuldu
ve bakanlığa bağlı okullara yöneti-
ci atanması için eski puanlama sis-
temine geri dönüldü.
Milli eğitim müdürlerinin, şube
müdürlerinin, ilçe milli eğitim mü-
dürlerinin ağırlıklı olduğu komis-
yonların soyut, subjektif değerlen-
dirmelerle kimi öğretmenlere gizli-
lik içinde verdikleri puanlara bakı-
larak okul yöneticilerinin seçilmesi
yolu tutuldu.
Anlaşılacağı üzere çağdaş, genç,
nrtelikli okul müdürü ve yöneticisi se-
çilmesini amaçlayan yönetmelik as-
kıya alınıyor, iki sınavdan geçmiş,
özel eğitim verilmiş binlerce başa-
nlı yönetici adayı ise atıl bekliyor.
Eski uygulamayı ayak oyunlany-
la yaşama geçiren kim? Yıllardır
eğitim ve öğretimi "cumhuriyetçi"
ilkelerden uzaklaştıran Milli Eğrtim
Bakanlığı'nın köhnemiş, tutucu, ge-
rici kadrolan.
DSP'Iİ Milli Eğitim Bakanı Metin
Bostancıoğlu çevresinde yapılan iş-
lerin farkında mı?
Herhalde farkındadır.
Profesyonel hakemlerimiz
Imtiyaz sözleşmelerinde
Danıştay'ın denetim görevini
elinden alan, yerine
uluslararası tahkimi
getiren Anayasa değişikiiği
gündeme geldiğinde, bu
uygulamaya taş çatfasa
iki elin parmaklarını
aşmayacak kadar öğretim
üyesi karşı çıkmıştı.
O sıralarda "Üniversitelerden
niye ses çıkmıyor?" diye
düşünmüştük. Türkiye Odalar
ve Borsalar Birliği Tahkim
Divanı'nın ş"hakem" listesi
elimize geçince suskunluğun
nedenini bir ölçüde
algılayabildik.
Hakem listesinde yalnızca
Ankara Hukuk Fakültesi'nden
12 öğretim üyesinin adına
rastlıyorsunuz. Bu 12 profesör
ve doçentin arasında,
Anayasa değişikiiği tartışması
yapıldığı dönemde
"uluslararası tahkimi"
savunmak üzere medyada sık
sık görüşlerine başvurulan
Prof. Or. Yaşar Karayalçın ile
"Kurt Karaca" takma adıyla
MHP'nin "ideologluğunu
yapan Prof. Dr. Fikret Eren
göze çarpıyor.
Listeyi taramaya devam
ediyoruz. Dokuz Eylül
Üniversitesi'nden, Gazi
Üniversitesi'nden, Marmara
Üniversttesi'nden, Istanbul
Hukuk Fakültesi'nden
öğretim elemanlan sıralanıyor
bir bir. Örneğin, geçen
günlerde Istanbul Hukuk
Faküttesi Dekanlığından
istifa eden
Prof. Dr. Aysel Çelikel
12 Eylül döneminde
Çalışma Bakanlığı yapan
Prof. Dr. Turtıan Esener,
18 Nisan 1999 seçimleri
öncesi oluşturulan DSP
azınlık hükümetinde Adalet
Bakanlığı'nı üstlenen Prof.
Dr. Selçuk Öztek de tahkim
hakemlerimizdenmiş...
Tahkim kurullarında hakem
olarak görev yapanlardan
uluslararası tahkime
olumsuz bakmalarını
beklemek biraz safdillik
oluyor galiba...
Nesi vap?
"Nesi var?" oyunu, çocuklu-
ğumuzun kış gecelerini anımsa-
tır bize. Dışanda kar yağıyor. So-
kak lambasının soluk ışığında
milyonlarca konfeti. Koca gö-
bekli büyükanneden çelimsiz il-
kokul çocuğuna dek aile birey-
leri birbirini soru yağmuruna tu-
tuyor
- Nesi var?
- TBMM'den çıkanlan sosyal
gûyenlikreformusonrası SStCnin
yerine işlev üstlenmesi istenen
özel sigorta şirketleri var.
- Nesi var?
-15 katrilyonu aşan devlet iç
borçlanma tahvilleri aracılığıyla
büyük rantlar sağlayan banka-
lan var.
- Nesi var?
- Müteahhitlik firmalan var.
- Nesi var?
- Özelleştirme ihaleleri kana-
lıyla elde ettikleri ve eskiden ka-
munun elinde bulunan bankala-
n, çimento fabrikaları, kömür iş-
letmeleri var.
- Nesi var?
- Özel hastaneleri, özel sağ-
lık poliklinikleri var.
- Nesi var?
- Finans kuruluşlan var.
- Nesi var?
- Kamu hizmeti olmasına kar-
şın sagcı siyasal iktidariarca özel-
leştirilmek istenen enerji dağrtım
şirk'etlerınin devrine ilişkin ka-
zandıkları ihaleler var.
- Nesi var?
- Uluslararası kuruluşlarla or-
taklıklan var.
- Nesi var?
- Radyoları var. -.
-Nesi var?
- Televizyonlan var.
- Nesi var?
- Dergileri var.
- Nesi var?
- Gazeteleri var.
Bacak kadar çocuk yerinden
fırlıyor, "Su/cfc/m" diyorsevinç-
le:
"Medya..."
ÇALIŞANLARIN / SORULARI
SORUNLARI YILMAZ ŞIPAL
Sosyal Güvenlik Reformu ilk kez
SSK'li çahşmaya başlayanlar
Uzun süredir kamuoyunda tartışılıp, yoğun tepkıler alan ve "Sos-
yal Güvenlik Reformu" olarak tanıtılan Işsizlik Sigonası Yasası ile
sosyal güvenlik kurumlan yasalannda değişiklik yapan, 4447 sayı-
lı yasa, 8 Eylül 1999 günlü Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Yasa-
nın bazı maddeleri yayım günü 8 Eylül 1999'da, bazı maddelen ya-
yımını izleyen ay başı olan 1 Ekim 1999'da, bazı maddeleri 1 Ocak
2000'de, bazı maddeleri de 1 Haziran 2000'de yürürlüğe girecektir.
Yasanın en tartışılan ve eleştirilen maddeleri, emeklilik ya^ve prim
ödeme sûrelerine ilişkin maddeleridir.
4447 sayılı yasanm 6. maddesi ile 506 sayılı Sosyal Sigortalâr Ya-
sası'nın "Yaşlılık Aylığından Yararlanma Şartları" başlıklı 60.
maddesindeki SSK sigortalılanna yaşhlık aylığı baglanması için
aranan yaş. sigortahlık ve prim ödeme süreleri değiştirilmiştir.
Eski uygulamada:
"A) Sigortalının:
b) Kadın ise 50, erkek ise 55 yaşmı doldurmuş olması, 15 yıldan
beri sigortalı bulunması ve en az 3600 gün yahut,
c) Kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmamış olmakla bera-
ber. kadın ise 20, erkek ise 25 yıldan beri sigortalı bulunması ve en
az 5000 gün.
"Malullük, yaşhlık ve ölüm sigortaları ödemiş olması şarttır."
hükmü kaldınlmış ve 8 Eylül 1999 ve sonraki tarihlerde ilk kez si-
gortalı olanlara uygulanacak yeni koşullar getirilmiştir.
8 Eylül 1999 gününe kadar hiçbir sosyai güvenlik kurumunda ça-
lışması bulunmayanlardan ilk kez sigortalı olanlar, yeni koşullan ye-
rine getirdiklerinde emekli olmaya ve Sosyal Sigortalâr Kurumu'ndan
yaşhlık aylığı almaya hak kazanacaklardır.
4447 sayılı yasa ile getirilen yeni uygulama ile 8 Temmuz 1999
tarihinden sonra: "İlk defa sigortalı olarak çahşmaya başlayanlann
yaşhlık aylığından yararlanabilmesi için:
a) Kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olması ve en az
7000 gün veya. b) Kadın ise 58. erkek ise 60 yaşını doldurmuş ol-
ması, 25 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 4500 gün, Malul-
lük, yaşlılık ve ölüm sigortalan primi ödemiş olmalan şarttır."
Sosyal Güvenlik Reformu öncesi ve sonrası ilk kez sigortalı olan-
lar için öngörülen uygulamanın karşılaştınlmasını yapalım.
R e f o r m o n c e s ı u y g u l a m a
Koşul
1. Kosul
2. Koşul
Sigortalı
Kadın
Erkek
Kadın
Erkek
Süre
20 yü
25 yü
15yü
15yü
Gün
5.000
5.000
3.600
3.600
Ya$
Yok
Yok
50
55
Sosyal Güvenlik Reformu'nun yürürlüğe girmesinden sonra ilk
kez sigortalı olanlar için öngörülen uygulama:
R e f o r m s o n r a s ı u y g u l a m a
Kosul
1. Koşul
2. Kosul
Sigortalı
Kadın
Erkek
Kadın
Erkek
Süre
19yü 6 ay
19yü 6 ay
25 yü
25yü
Gün
7.000
7.000
4.500
4.500
Yas
58
60
58
60
Sosyal Güvenlik Reformu'ndan önce sigortalı olanlar için bu uy-
gulama sigortahlık sûrelerine göre, kademeli olarak yapılacaktır.
Bu konuya sonraki yazılanmızda değineceğiz. (9938).
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behlcak@turk.net
HARBİ SEMtH POROY
MIRMIRLAR UĞUR DURAK
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 20 Eylül
ŞİŞLt 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN
DosyaNo: 1998/973
Davacı Hüseyin Ağgez vekili tarafindan davalı Azime Aggez aleyhi-
ne ikame olunan tanıma (boşanma) davası sebebiyle;
Cami Sokak Kısmet Ap. No: 36 C: 4 Abidinpaşaj'Ankara adresinde
mukım davalı Azime Ağgez (Sır) adına çıkanlan dava dilekçesi ile du-
ruşma gününü bildirir çağn kâğıdı hâkimliğimize bila tebliğ ıade edılmiş
oiup. zabıtaca yapılan tüm aramalara rağmen davalı adresi tespit edile-
mediğınden hâkimliğimızin 1998^973 esas sayılı dosyasının duruşma gü-
nü olan 01.10.1999 günü saat 11.10'da duruşmada hazır bulunmanız ve-
ya kendinizi bir vekille temsıl ettırmeniz, aksi takdirde duruşmanın yok-
luğunuzda devam edip birinlecefi hususu dava dilekçesi yerine kaim ol-
mak üzere ilanen teblıg olunur. Basın: 44272
BAYINDIR ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN
1998/13 Esas
Davacılar Necat Ürem ve 13 arkadaşının davalılar tsmail mirasçılan-
na dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ yapılamadığından davacılann
istemiş olduklan Fatih Mah. tapusunun bej'lik mevkiinde kaın tapunun
308 ada 52 parselin ıptali dava dilekçesi ve duruşma günü hazır bulun-
malan için çıkanlan tüm teblıgatlann tanınmadıklanndan iade edildiğin-
den Ismail mirasçılannın duruşma günü olan 29.9.1999 günü saat
10.30"da mahkememizde hazır bulunmalan ve dava dilekçesinin kendi-
lerine tebligı için ilanen tebliğ olunur. Basın: 44062
Sİ8EUUS ÖLDÜ..
t95?'P£ BU6ÜN, ÜULÛ FİNLİ 8ESTSCİ JEAN S/8£.
UUS, 92 YAŞlNDA ÖLDÜ. 20. YÛZyrUM £N ÖNtÛ
Ü BESTECiLBfİİHPEN OLAHSlgELJüS, İLERİCİ'
AHIIALARA PEK İLGİ OUYMAAAfŞ, ROAMHTİK
ALMAN AAÜZISlMl İZL£U£Yİ YEĞLBAAİŞTİg.
19YÜ2YIL SOHLARlNDA, FfNCANOİYA, RUSYAl
NiNJÖNBTİMİ ALTINDAYKEH, 8ESTBL£HİYl£
BAGIMsaUKSAVAŞINA KATKJ&A BULUH-
MUŞ, YANKIl/UZ UYAHDlRMlÇrt. ÖYi-£ Kİ,
*FİNLANPİYA*APUS£NFONİKÇİİRİt<JİN ÇA-
LIHMA&I RUSLAR TnRAVNMN YASA/OJHN-
MIÇT/.' YAPiTLARlMDA VATANSEi/ERLİK. OUY.
GULARIM1 AÇtKÇA YANSfTAH BESTBCİ, f3ZS'
LERB DBĞİN VBRİULİ OiA&LMİÇ. OAHA SOAİ-
&ILARI BU VE&M HIZLA PÜÇA4ÛŞTÎ).
BÜYÜKÇEKMECE ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN
1998/1252
Davacı Emine Aldemir vekili tarafindan davalı Fikret Aldemir aleyhınc açılan boşanma davası sebebi ile yapılan açık yargılaması sırasında davalı Fik-
ret Aldemır bulunmadığından dava dilekçesinin ve duruşma gûnünün kendisıne ilanen tebiiğine karar verilmiştir. Karar gereğince davacı vekili mahkeme-
mize verdiği dilekçesi ile taraflann i 983 yilından beri evli olduklannı, ancak davalı eşın 3 sene önce müşterek haneyi terk edip gittığıni. davalının çalışma-
dığını, müşterek haneye gelmedığıni, bu nedenle evlılik birliğtnin temelinden sarsıldığını iddia ederek, taraflann boşanmalanna karar verilmesini dava ve
talep etmiştir. Bu davanın dumşması 12.10.1999 günü saat 12.30'a bırakılmıştır. lşbu ilanın gazetelerden birinde ilanından sonra 7 gün geçtikten sonra teb-
liğ edılmiş sayılacağı ve 10 günlük cevap süresının bu tarihten itibaren başlayacağı hususu ilanen tebliğ olunur. 11.8.1999 Basın: 44266
GÖRÜŞ
Doç. Dr. YILDIZ SERTEL
Deprem ve Halka Zarap
Veren Politikacılar '
Depremle beraber, devlet kurumlannın inanılmaz..
yetersizliği, idarecilerin dayanılmaz söz ve davra-«
nışları bir "politik deprem" olasılığını gündeme ge-'
tirdi. Öte yandan, halk arasında beliren güçlü da-,
yanışma ve yardımlaşma; sanki çöken bir devletle
uyanan bir halkı karşı karşıya getırdi. Bu görüşlef
ne kadar doğru bilmiyorum amma, tam şu sıralar-1
'
da, babam Zekeriya Sertel'in bu konuda yazılmış;.
bir yazısını size aktarmaktan kendimi alamıyorum.-,
1924'te Resimli Ay dergisi için yazılmış olan bu ya^.
zı, sanki günümüze ışık tutuyor. Başlığı: ,r.
Politikacılar millete zarar verir. ' j
Z. Sertel yazısına, AJfred Fevrier'nin, politikacı-,
lar hakkındaki görüşlerini aktararak başlıyor. Fevri-,!
er'e göre, Doğu milletlerinin en büyük felâketi poli-'
tikacılar tarafindan idare edilmekte olmalandır. Ser-î'
tel şöyle diyor: "Bunlar politikayı kendilerine mes-.-
lek edinen kimselerdir ki, hayatta bütün işleri Millet-
Vekili, Bakan veya memurolmak, dedikoduyapmak,
ve tûfeyli (başkalannın sırtından) yaşamaktır." PolR-
tikacılar milletin başına musallat olmuş tûfeyli kim-..
selerdir. Meşrutiyetten beri memleketi idare ederK,
ler bu politikacılardır. Başka ülkelerde, idare eden-
lerle edilenler arasında bir ayırma yapıldığı vakit, yâ>
kapitalistlerin ya da bir meslekî tabakanın egemerr'
idarecileri; idare edilenlerin ise, işçi ve halk olduğıH*
nu görürüz. Bizde kapitalizm olmadığı için idare1
edenler politikacılar, idare edilenler de doğrudan-:!
doğruya halktır. Bizde halkın egemenliği politikaci-î"
lann egemenliği biçiminde belirmiştir.
"Politikacılann egemenliği en tehlikelı olan hükü-
met ve devlet biçimidır. Çünkü politikacı hırslı, tû-)
feyli ve duygusuzdur. Onun amacı idare başında _
bulunabilmek, idareden uzak olduğu zaman muha-,
lefete geçmektir. İktidar mevkiine geçmek veya ik-'-
tidar mevkiinden düşmek hırsı, bazan kötü, üzücû,
feci sonuçlardoğurabilir. Onlariçin bunun önemiyok-,.
tur.. Onlarca, ulusun istekleri ancak onlann iktidara'
gelmesiyle gerçekleşebilir. Memleketin çıkarian, mi[-_
letin refahı ve mutluluğu ikinci derecede önemi olan
sorunlardır ve ancak iktidara yol açtığı vakit geçer- •
lidir. -'
Onun içindirki, bizde millet acılar içinde kıvranır-^
ken onu idare eden tûfeyli (parazit) politikacılar bir- *
birieriyle boğaz boğaza kavga ile meşgulduhar. Ve'
bu kavga bazan yurdun bir parçasını kaybetmeye,'
öazan milletin başına büyük felâketlergetirmeye ne-^
den olur. Ve konvnaksızın iddia edilebilir ki Meşru- *
tiyet'ten beri Türkiye'nin başına gelen bütün felâket-.' •
ler bu politikacılar arasındaki mevki ve iktidar kav
:
\
galan yüzünden gelmiştir." ,)
Zekeriya Sertel, Italya, Ingiltere ve Fransa'dan bu'
tip pditikacılardan ömekler verdikten sonra, 1910'dan'
beri Avrupa halklarının bu politikacılar yüzünden'
pek çok sıkıntılar çektiklerini ve hatta bir dünya sa-'
vaşı yaşadıklannı anlatıyor. Onca, "başka halklarbu]
politikacılara engeller çıkanr, oralarda kamuoyu ge
1
'
rektiği vakit gûcünü kullanabilecek araç ve olanakA
lara sahiptir. Birpolitikacı için, bizde olduğu gibibas-
ksya, demagojiye gıden hallere mûsaade edilmez. An-)'
cak bizde millet henüz iradesini kullanacak güçten,<
sesini çıkarmak olanaklanndan yoksun bulunduğu-,
ve ulusal egementiğin anlamının bilincinde olmadı-*,
ğı için, politikacılann saltanat ve egemenliği daha kor-^.
kunç, daha tehlikelı ve daha müthiş oluyor." v,
Sertel yazısını şöyle surdürüyor: 't
"Ittihat ve Terakkı egemenliği, bu politikacılann .
egemenliği idi. (1908 Meşrutiyet devriminden son-'
ra iktidara gelen I. T. partisinden söz ediyor.) Itilaf^ •
Partisi'nin muhalefetı, iktidar mevkii hırsı ile politi-
kacılann muhalefeti idi. Ulusal egemenliğin ilânı üze^l'
rine bu ikisınıfpolitikacılardaaç ve fakirkaldılar. Çün-
kü onlar kazanarak yemesini bilmezler. Tûfeyli (pa^.-
razit)yaşamak olasılığından yoksun kalınca, mahkûm\,
olduklan sonuç sürünmek ve dolandırmaktır. Ulusalj'
egemenlik döneminde yeni politikacılar türediler:^
Bunlann bir kısmı, Ittihat ve Terakki döneminde ik-^.
tidar mevkiine gelemeyen iktidar hırslılan, diğerierj-,,
de yeni politikaya atılan gençlerdır. Ancak ruh-hali,'.
düşünüş, hissedış ve yaşayış açısından evvelkin-A.
den hiç farklan yoktur. Bugün gerek iktidar mevki-'
ini bırakmak istemeyen CHP en\ânı, gerek onlann'•
mevkilerini almak için muhalefete geçen yeni partt'r
ûyeleri memlekete zarariı politikacılardır. Biz dema--'
goglann elinden kurtulmadıkça, milletin huzur ve •
sükûn görmesi olası değildir." <••: •
Zekeriya Sertel, çözümü halkın bılinçlenmesınde>i.
ve demokratik bir düzen içersinde egemenliği ken-j'
di eline almasında görüyor. Ne dersiniz? Sanayileş-,;
mekte ve sınıflaşmakta olan ülkemizde; siyasal çö-
küntü, bilinçlenmeyi hızlandıracak, gerçek halk ege^j,
menliginin yolunu açacak mı? Yoksa bu depremler*
zarariı politikacıları, talan düzenini ve irticayı daha
1
'-
da mı güçlendirecek? Bu çürüyen devlet mekaniz-^
masının enkazından neler çıkacak? Bu sorunun*-'
yanıtını halkımız verecek. Gençliğe ve çalışan haM
kımıza güvenimizi yitirmeyelim. "•
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6
1/ Marangoz-
luktakullanılan
bir tür büyük
rende... Tarlası-
nın. 2/ Gözleri 3
görmeyen...Bir
hükümdann
yönetımi altın- 5
dakıhalk.3/Te-
kerleğin orta-
suıda, parmak-
lann sokuldu-
ğu çevresi de- °
likli agırşak... g
Mimarlıkta
"sahın" anlamında kul-
lanılan sözcük. 4/ Tür-
kiye'ninplaka işaretı...
Hamur açmakta kulla-
nılan silindir biçimin- 3
de degnek. 5/ Güzel ko- 4
ku... Çabuk davTanan,
çevik. 6/ Pirinçle yapı-
lan bir ttalyan yemegi. "
II Çin, Vietnam, Ma-
lezya'da yetişen ve lif- 8
leri dokumacılıkta kul- g
laıulan değerlı bir bitki.
8/ Gelenek... Kaz Dagı'mn antık dönemlerdekı adı.
Huzur... Bir çift oluşturan şeylerden her biri.
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Marangozlukta kullanı-*"
lan küçük el testeresı. 2/ Piyangoda en küçük ikramiye.'.."
Bir soru sözü. 3/ "— Charles": ABD'li caz şarkıcısı ve
piyanisti... Halı ya da kilim dokunan tezgâh. 4/ Bir tür
denız taşunacılığı... Nıkel elementinın simge&i. 5/ As%
ya'dabirülke... Birkarataşıtı. 6/Neonelementinin sim-
gesi... Dar ve kalınca tahta. 7/ Gövde yapısı. 8/ Ayın ve_
kimi yıldızlaruı dolayındaki ışık çevresi... Düşünce. 9t
Geçinmek için gerekli olan şeylerin tümü... Yemek.