02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 EYLÜL 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA Halkevleri belgeseli Halkevleri, bir "Halkevleri Belgeseli" hazırlıyor. Üç bölüm ve kırkar dakikadan oluşacak belgeselin birinci bölümü Halkevleri'nin 1932 yılında kuruluşundan Demokrat Parti'nin kapattığı 1950 yılına değin olan dönemi, ikinci bölüm 1960 sonrası açıldığı 1961'den yine kapatıldığı 1980'e değin olan dönemi, üçüncü bölüm de1987'den bugüne değin olan süreci içerecek. Halkevleri Genel Sekreteri Mustafa Coşar, Türkiye Cumhuriyeti'nin en eski kurumlarından biri olan Halkevleri'nin kuruluşundan bu yana "aydınlanmact" çizgisinden ödün vermediği için zaman zaman zorluklarla karşılaştığını, kapatıldığını, arşiv ve belgelerinin yok edildiğini vurguluyor ve yüreği halk için, halkın evleri için atanlara şu çağnyı yapıyor: "Belgeselin araştııma-yaztm çalışmalarında yaşadığımız en önemli sorun, belge, arşiv sonınudur. Elinde Halkevleri ile ilgili belge, malzeme olan ya da kimlerde olabileceğini bilen dostlann katkılanna gereksinim duyuyonız. Bizimle iletişim kurmak isteyenler (0-312-4192717) numaralı telefona başvurabilirier." İSIK KA.NSl Milli Eğitim'de yenilik yokHikmet Uluğbay döneminde Mil- li Eğitim Bakanlığı, kurum yönetici- lerinin atama, yerleştirme, seçme yöntemlerine ilişkin yönetmeliğinde değişiklik yapmıştı. Değişikliğin amacı, 8 yıllık temel eğitime dönük çağdaş, genç ve ni- telikli yönetici adaylannı beliriemek- ti. Yönetmelik, yönetici adayı ol- mak isteyen eğitimcilerin iki kez sı- navdan geçirilmesini öngörüyordu. Yönetmelik yürürlüğe girdikten sonra birinci sınavdan en az 70 pu- an alarak başanlı olan 1500'e ya- kın öğretmen, 13 merkezde 120 sa- atiik bir eğitimden geçirildiler. İkin- ci sınavdan da en az 70 puan alan- lar, aday yönetici olarak saptandı- lar. Aradan zaman geçti, yönetmeli- ğin öngördüğü hükümler unutuldu ve bakanlığa bağlı okullara yöneti- ci atanması için eski puanlama sis- temine geri dönüldü. Milli eğitim müdürlerinin, şube müdürlerinin, ilçe milli eğitim mü- dürlerinin ağırlıklı olduğu komis- yonların soyut, subjektif değerlen- dirmelerle kimi öğretmenlere gizli- lik içinde verdikleri puanlara bakı- larak okul yöneticilerinin seçilmesi yolu tutuldu. Anlaşılacağı üzere çağdaş, genç, nrtelikli okul müdürü ve yöneticisi se- çilmesini amaçlayan yönetmelik as- kıya alınıyor, iki sınavdan geçmiş, özel eğitim verilmiş binlerce başa- nlı yönetici adayı ise atıl bekliyor. Eski uygulamayı ayak oyunlany- la yaşama geçiren kim? Yıllardır eğitim ve öğretimi "cumhuriyetçi" ilkelerden uzaklaştıran Milli Eğrtim Bakanlığı'nın köhnemiş, tutucu, ge- rici kadrolan. DSP'Iİ Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu çevresinde yapılan iş- lerin farkında mı? Herhalde farkındadır. Profesyonel hakemlerimiz Imtiyaz sözleşmelerinde Danıştay'ın denetim görevini elinden alan, yerine uluslararası tahkimi getiren Anayasa değişikiiği gündeme geldiğinde, bu uygulamaya taş çatfasa iki elin parmaklarını aşmayacak kadar öğretim üyesi karşı çıkmıştı. O sıralarda "Üniversitelerden niye ses çıkmıyor?" diye düşünmüştük. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Tahkim Divanı'nın ş"hakem" listesi elimize geçince suskunluğun nedenini bir ölçüde algılayabildik. Hakem listesinde yalnızca Ankara Hukuk Fakültesi'nden 12 öğretim üyesinin adına rastlıyorsunuz. Bu 12 profesör ve doçentin arasında, Anayasa değişikiiği tartışması yapıldığı dönemde "uluslararası tahkimi" savunmak üzere medyada sık sık görüşlerine başvurulan Prof. Or. Yaşar Karayalçın ile "Kurt Karaca" takma adıyla MHP'nin "ideologluğunu yapan Prof. Dr. Fikret Eren göze çarpıyor. Listeyi taramaya devam ediyoruz. Dokuz Eylül Üniversitesi'nden, Gazi Üniversitesi'nden, Marmara Üniversttesi'nden, Istanbul Hukuk Fakültesi'nden öğretim elemanlan sıralanıyor bir bir. Örneğin, geçen günlerde Istanbul Hukuk Faküttesi Dekanlığından istifa eden Prof. Dr. Aysel Çelikel 12 Eylül döneminde Çalışma Bakanlığı yapan Prof. Dr. Turtıan Esener, 18 Nisan 1999 seçimleri öncesi oluşturulan DSP azınlık hükümetinde Adalet Bakanlığı'nı üstlenen Prof. Dr. Selçuk Öztek de tahkim hakemlerimizdenmiş... Tahkim kurullarında hakem olarak görev yapanlardan uluslararası tahkime olumsuz bakmalarını beklemek biraz safdillik oluyor galiba... Nesi vap? "Nesi var?" oyunu, çocuklu- ğumuzun kış gecelerini anımsa- tır bize. Dışanda kar yağıyor. So- kak lambasının soluk ışığında milyonlarca konfeti. Koca gö- bekli büyükanneden çelimsiz il- kokul çocuğuna dek aile birey- leri birbirini soru yağmuruna tu- tuyor - Nesi var? - TBMM'den çıkanlan sosyal gûyenlikreformusonrası SStCnin yerine işlev üstlenmesi istenen özel sigorta şirketleri var. - Nesi var? -15 katrilyonu aşan devlet iç borçlanma tahvilleri aracılığıyla büyük rantlar sağlayan banka- lan var. - Nesi var? - Müteahhitlik firmalan var. - Nesi var? - Özelleştirme ihaleleri kana- lıyla elde ettikleri ve eskiden ka- munun elinde bulunan bankala- n, çimento fabrikaları, kömür iş- letmeleri var. - Nesi var? - Özel hastaneleri, özel sağ- lık poliklinikleri var. - Nesi var? - Finans kuruluşlan var. - Nesi var? - Kamu hizmeti olmasına kar- şın sagcı siyasal iktidariarca özel- leştirilmek istenen enerji dağrtım şirk'etlerınin devrine ilişkin ka- zandıkları ihaleler var. - Nesi var? - Uluslararası kuruluşlarla or- taklıklan var. - Nesi var? - Radyoları var. -. -Nesi var? - Televizyonlan var. - Nesi var? - Dergileri var. - Nesi var? - Gazeteleri var. Bacak kadar çocuk yerinden fırlıyor, "Su/cfc/m" diyorsevinç- le: "Medya..." ÇALIŞANLARIN / SORULARI SORUNLARI YILMAZ ŞIPAL Sosyal Güvenlik Reformu ilk kez SSK'li çahşmaya başlayanlar Uzun süredir kamuoyunda tartışılıp, yoğun tepkıler alan ve "Sos- yal Güvenlik Reformu" olarak tanıtılan Işsizlik Sigonası Yasası ile sosyal güvenlik kurumlan yasalannda değişiklik yapan, 4447 sayı- lı yasa, 8 Eylül 1999 günlü Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Yasa- nın bazı maddeleri yayım günü 8 Eylül 1999'da, bazı maddelen ya- yımını izleyen ay başı olan 1 Ekim 1999'da, bazı maddeleri 1 Ocak 2000'de, bazı maddeleri de 1 Haziran 2000'de yürürlüğe girecektir. Yasanın en tartışılan ve eleştirilen maddeleri, emeklilik ya^ve prim ödeme sûrelerine ilişkin maddeleridir. 4447 sayılı yasanm 6. maddesi ile 506 sayılı Sosyal Sigortalâr Ya- sası'nın "Yaşlılık Aylığından Yararlanma Şartları" başlıklı 60. maddesindeki SSK sigortalılanna yaşhlık aylığı baglanması için aranan yaş. sigortahlık ve prim ödeme süreleri değiştirilmiştir. Eski uygulamada: "A) Sigortalının: b) Kadın ise 50, erkek ise 55 yaşmı doldurmuş olması, 15 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 3600 gün yahut, c) Kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmamış olmakla bera- ber. kadın ise 20, erkek ise 25 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 5000 gün. "Malullük, yaşhlık ve ölüm sigortaları ödemiş olması şarttır." hükmü kaldınlmış ve 8 Eylül 1999 ve sonraki tarihlerde ilk kez si- gortalı olanlara uygulanacak yeni koşullar getirilmiştir. 8 Eylül 1999 gününe kadar hiçbir sosyai güvenlik kurumunda ça- lışması bulunmayanlardan ilk kez sigortalı olanlar, yeni koşullan ye- rine getirdiklerinde emekli olmaya ve Sosyal Sigortalâr Kurumu'ndan yaşhlık aylığı almaya hak kazanacaklardır. 4447 sayılı yasa ile getirilen yeni uygulama ile 8 Temmuz 1999 tarihinden sonra: "İlk defa sigortalı olarak çahşmaya başlayanlann yaşhlık aylığından yararlanabilmesi için: a) Kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olması ve en az 7000 gün veya. b) Kadın ise 58. erkek ise 60 yaşını doldurmuş ol- ması, 25 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 4500 gün, Malul- lük, yaşlılık ve ölüm sigortalan primi ödemiş olmalan şarttır." Sosyal Güvenlik Reformu öncesi ve sonrası ilk kez sigortalı olan- lar için öngörülen uygulamanın karşılaştınlmasını yapalım. R e f o r m o n c e s ı u y g u l a m a Koşul 1. Kosul 2. Koşul Sigortalı Kadın Erkek Kadın Erkek Süre 20 yü 25 yü 15yü 15yü Gün 5.000 5.000 3.600 3.600 Ya$ Yok Yok 50 55 Sosyal Güvenlik Reformu'nun yürürlüğe girmesinden sonra ilk kez sigortalı olanlar için öngörülen uygulama: R e f o r m s o n r a s ı u y g u l a m a Kosul 1. Koşul 2. Kosul Sigortalı Kadın Erkek Kadın Erkek Süre 19yü 6 ay 19yü 6 ay 25 yü 25yü Gün 7.000 7.000 4.500 4.500 Yas 58 60 58 60 Sosyal Güvenlik Reformu'ndan önce sigortalı olanlar için bu uy- gulama sigortahlık sûrelerine göre, kademeli olarak yapılacaktır. Bu konuya sonraki yazılanmızda değineceğiz. (9938). KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK [email protected] HARBİ SEMtH POROY MIRMIRLAR UĞUR DURAK TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 20 Eylül ŞİŞLt 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN DosyaNo: 1998/973 Davacı Hüseyin Ağgez vekili tarafindan davalı Azime Aggez aleyhi- ne ikame olunan tanıma (boşanma) davası sebebiyle; Cami Sokak Kısmet Ap. No: 36 C: 4 Abidinpaşaj'Ankara adresinde mukım davalı Azime Ağgez (Sır) adına çıkanlan dava dilekçesi ile du- ruşma gününü bildirir çağn kâğıdı hâkimliğimize bila tebliğ ıade edılmiş oiup. zabıtaca yapılan tüm aramalara rağmen davalı adresi tespit edile- mediğınden hâkimliğimızin 1998^973 esas sayılı dosyasının duruşma gü- nü olan 01.10.1999 günü saat 11.10'da duruşmada hazır bulunmanız ve- ya kendinizi bir vekille temsıl ettırmeniz, aksi takdirde duruşmanın yok- luğunuzda devam edip birinlecefi hususu dava dilekçesi yerine kaim ol- mak üzere ilanen teblıg olunur. Basın: 44272 BAYINDIR ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN 1998/13 Esas Davacılar Necat Ürem ve 13 arkadaşının davalılar tsmail mirasçılan- na dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ yapılamadığından davacılann istemiş olduklan Fatih Mah. tapusunun bej'lik mevkiinde kaın tapunun 308 ada 52 parselin ıptali dava dilekçesi ve duruşma günü hazır bulun- malan için çıkanlan tüm teblıgatlann tanınmadıklanndan iade edildiğin- den Ismail mirasçılannın duruşma günü olan 29.9.1999 günü saat 10.30"da mahkememizde hazır bulunmalan ve dava dilekçesinin kendi- lerine tebligı için ilanen tebliğ olunur. Basın: 44062 Sİ8EUUS ÖLDÜ.. t95?'P£ BU6ÜN, ÜULÛ FİNLİ 8ESTSCİ JEAN S/8£. UUS, 92 YAŞlNDA ÖLDÜ. 20. YÛZyrUM £N ÖNtÛ Ü BESTECiLBfİİHPEN OLAHSlgELJüS, İLERİCİ' AHIIALARA PEK İLGİ OUYMAAAfŞ, ROAMHTİK ALMAN AAÜZISlMl İZL£U£Yİ YEĞLBAAİŞTİg. 19YÜ2YIL SOHLARlNDA, FfNCANOİYA, RUSYAl NiNJÖNBTİMİ ALTINDAYKEH, 8ESTBL£HİYl£ BAGIMsaUKSAVAŞINA KATKJ&A BULUH- MUŞ, YANKIl/UZ UYAHDlRMlÇrt. ÖYi-£ Kİ, *FİNLANPİYA*APUS£NFONİKÇİİRİt<JİN ÇA- LIHMA&I RUSLAR TnRAVNMN YASA/OJHN- MIÇT/.' YAPiTLARlMDA VATANSEi/ERLİK. OUY. GULARIM1 AÇtKÇA YANSfTAH BESTBCİ, f3ZS' LERB DBĞİN VBRİULİ OiA&LMİÇ. OAHA SOAİ- &ILARI BU VE&M HIZLA PÜÇA4ÛŞTÎ). BÜYÜKÇEKMECE ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN 1998/1252 Davacı Emine Aldemir vekili tarafindan davalı Fikret Aldemir aleyhınc açılan boşanma davası sebebi ile yapılan açık yargılaması sırasında davalı Fik- ret Aldemır bulunmadığından dava dilekçesinin ve duruşma gûnünün kendisıne ilanen tebiiğine karar verilmiştir. Karar gereğince davacı vekili mahkeme- mize verdiği dilekçesi ile taraflann i 983 yilından beri evli olduklannı, ancak davalı eşın 3 sene önce müşterek haneyi terk edip gittığıni. davalının çalışma- dığını, müşterek haneye gelmedığıni, bu nedenle evlılik birliğtnin temelinden sarsıldığını iddia ederek, taraflann boşanmalanna karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Bu davanın dumşması 12.10.1999 günü saat 12.30'a bırakılmıştır. lşbu ilanın gazetelerden birinde ilanından sonra 7 gün geçtikten sonra teb- liğ edılmiş sayılacağı ve 10 günlük cevap süresının bu tarihten itibaren başlayacağı hususu ilanen tebliğ olunur. 11.8.1999 Basın: 44266 GÖRÜŞ Doç. Dr. YILDIZ SERTEL Deprem ve Halka Zarap Veren Politikacılar ' Depremle beraber, devlet kurumlannın inanılmaz.. yetersizliği, idarecilerin dayanılmaz söz ve davra-« nışları bir "politik deprem" olasılığını gündeme ge-' tirdi. Öte yandan, halk arasında beliren güçlü da-, yanışma ve yardımlaşma; sanki çöken bir devletle uyanan bir halkı karşı karşıya getırdi. Bu görüşlef ne kadar doğru bilmiyorum amma, tam şu sıralar-1 ' da, babam Zekeriya Sertel'in bu konuda yazılmış;. bir yazısını size aktarmaktan kendimi alamıyorum.-, 1924'te Resimli Ay dergisi için yazılmış olan bu ya^. zı, sanki günümüze ışık tutuyor. Başlığı: ,r. Politikacılar millete zarar verir. ' j Z. Sertel yazısına, AJfred Fevrier'nin, politikacı-, lar hakkındaki görüşlerini aktararak başlıyor. Fevri-,! er'e göre, Doğu milletlerinin en büyük felâketi poli-' tikacılar tarafindan idare edilmekte olmalandır. Ser-î' tel şöyle diyor: "Bunlar politikayı kendilerine mes-.- lek edinen kimselerdir ki, hayatta bütün işleri Millet- Vekili, Bakan veya memurolmak, dedikoduyapmak, ve tûfeyli (başkalannın sırtından) yaşamaktır." PolR- tikacılar milletin başına musallat olmuş tûfeyli kim-.. selerdir. Meşrutiyetten beri memleketi idare ederK, ler bu politikacılardır. Başka ülkelerde, idare eden- lerle edilenler arasında bir ayırma yapıldığı vakit, yâ> kapitalistlerin ya da bir meslekî tabakanın egemerr' idarecileri; idare edilenlerin ise, işçi ve halk olduğıH* nu görürüz. Bizde kapitalizm olmadığı için idare1 edenler politikacılar, idare edilenler de doğrudan-:! doğruya halktır. Bizde halkın egemenliği politikaci-î" lann egemenliği biçiminde belirmiştir. "Politikacılann egemenliği en tehlikelı olan hükü- met ve devlet biçimidır. Çünkü politikacı hırslı, tû-) feyli ve duygusuzdur. Onun amacı idare başında _ bulunabilmek, idareden uzak olduğu zaman muha-, lefete geçmektir. İktidar mevkiine geçmek veya ik-'- tidar mevkiinden düşmek hırsı, bazan kötü, üzücû, feci sonuçlardoğurabilir. Onlariçin bunun önemiyok-,. tur.. Onlarca, ulusun istekleri ancak onlann iktidara' gelmesiyle gerçekleşebilir. Memleketin çıkarian, mi[-_ letin refahı ve mutluluğu ikinci derecede önemi olan sorunlardır ve ancak iktidara yol açtığı vakit geçer- • lidir. -' Onun içindirki, bizde millet acılar içinde kıvranır-^ ken onu idare eden tûfeyli (parazit) politikacılar bir- * birieriyle boğaz boğaza kavga ile meşgulduhar. Ve' bu kavga bazan yurdun bir parçasını kaybetmeye,' öazan milletin başına büyük felâketlergetirmeye ne-^ den olur. Ve konvnaksızın iddia edilebilir ki Meşru- * tiyet'ten beri Türkiye'nin başına gelen bütün felâket-.' • ler bu politikacılar arasındaki mevki ve iktidar kav : \ galan yüzünden gelmiştir." ,) Zekeriya Sertel, Italya, Ingiltere ve Fransa'dan bu' tip pditikacılardan ömekler verdikten sonra, 1910'dan' beri Avrupa halklarının bu politikacılar yüzünden' pek çok sıkıntılar çektiklerini ve hatta bir dünya sa-' vaşı yaşadıklannı anlatıyor. Onca, "başka halklarbu] politikacılara engeller çıkanr, oralarda kamuoyu ge 1 ' rektiği vakit gûcünü kullanabilecek araç ve olanakA lara sahiptir. Birpolitikacı için, bizde olduğu gibibas- ksya, demagojiye gıden hallere mûsaade edilmez. An-)' cak bizde millet henüz iradesini kullanacak güçten,< sesini çıkarmak olanaklanndan yoksun bulunduğu-, ve ulusal egementiğin anlamının bilincinde olmadı-*, ğı için, politikacılann saltanat ve egemenliği daha kor-^. kunç, daha tehlikelı ve daha müthiş oluyor." v, Sertel yazısını şöyle surdürüyor: 't "Ittihat ve Terakkı egemenliği, bu politikacılann . egemenliği idi. (1908 Meşrutiyet devriminden son-' ra iktidara gelen I. T. partisinden söz ediyor.) Itilaf^ • Partisi'nin muhalefetı, iktidar mevkii hırsı ile politi- kacılann muhalefeti idi. Ulusal egemenliğin ilânı üze^l' rine bu ikisınıfpolitikacılardaaç ve fakirkaldılar. Çün- kü onlar kazanarak yemesini bilmezler. Tûfeyli (pa^.- razit)yaşamak olasılığından yoksun kalınca, mahkûm\, olduklan sonuç sürünmek ve dolandırmaktır. Ulusalj' egemenlik döneminde yeni politikacılar türediler:^ Bunlann bir kısmı, Ittihat ve Terakki döneminde ik-^. tidar mevkiine gelemeyen iktidar hırslılan, diğerierj-,, de yeni politikaya atılan gençlerdır. Ancak ruh-hali,'. düşünüş, hissedış ve yaşayış açısından evvelkin-A. den hiç farklan yoktur. Bugün gerek iktidar mevki-' ini bırakmak istemeyen CHP en\ânı, gerek onlann'• mevkilerini almak için muhalefete geçen yeni partt'r ûyeleri memlekete zarariı politikacılardır. Biz dema--' goglann elinden kurtulmadıkça, milletin huzur ve • sükûn görmesi olası değildir." <••: • Zekeriya Sertel, çözümü halkın bılinçlenmesınde>i. ve demokratik bir düzen içersinde egemenliği ken-j' di eline almasında görüyor. Ne dersiniz? Sanayileş-,; mekte ve sınıflaşmakta olan ülkemizde; siyasal çö- küntü, bilinçlenmeyi hızlandıracak, gerçek halk ege^j, menliginin yolunu açacak mı? Yoksa bu depremler* zarariı politikacıları, talan düzenini ve irticayı daha 1 '- da mı güçlendirecek? Bu çürüyen devlet mekaniz-^ masının enkazından neler çıkacak? Bu sorunun*-' yanıtını halkımız verecek. Gençliğe ve çalışan haM kımıza güvenimizi yitirmeyelim. "• B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 1/ Marangoz- luktakullanılan bir tür büyük rende... Tarlası- nın. 2/ Gözleri 3 görmeyen...Bir hükümdann yönetımi altın- 5 dakıhalk.3/Te- kerleğin orta- suıda, parmak- lann sokuldu- ğu çevresi de- ° likli agırşak... g Mimarlıkta "sahın" anlamında kul- lanılan sözcük. 4/ Tür- kiye'ninplaka işaretı... Hamur açmakta kulla- nılan silindir biçimin- 3 de degnek. 5/ Güzel ko- 4 ku... Çabuk davTanan, çevik. 6/ Pirinçle yapı- lan bir ttalyan yemegi. " II Çin, Vietnam, Ma- lezya'da yetişen ve lif- 8 leri dokumacılıkta kul- g laıulan değerlı bir bitki. 8/ Gelenek... Kaz Dagı'mn antık dönemlerdekı adı. Huzur... Bir çift oluşturan şeylerden her biri. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Marangozlukta kullanı-*" lan küçük el testeresı. 2/ Piyangoda en küçük ikramiye.'.." Bir soru sözü. 3/ "— Charles": ABD'li caz şarkıcısı ve piyanisti... Halı ya da kilim dokunan tezgâh. 4/ Bir tür denız taşunacılığı... Nıkel elementinın simge&i. 5/ As% ya'dabirülke... Birkarataşıtı. 6/Neonelementinin sim- gesi... Dar ve kalınca tahta. 7/ Gövde yapısı. 8/ Ayın ve_ kimi yıldızlaruı dolayındaki ışık çevresi... Düşünce. 9t Geçinmek için gerekli olan şeylerin tümü... Yemek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear