29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 AĞUSTOS 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'Tahkime karşı çıkanlar çağdışı solculardır' diyen DSP liderinin 'çağdışı' dönemleri Kupürler Ecevit'i yâlanhyor Yaz çorabı • İstanbul Haber Servisi - Istanbul Çorap Sanayi tarafindan mat olma özelligi ve özel dokusu sayesinde yaz aylannda da rahatlıkla giyılebilen '•Müjdelux Süper lnce" çoraplan iiretildi. Burun kısımdan kaçmalara son veren "burun kaçmaz" özelligi laşıyan çoraplann 1 'den 5 'e kadar bedenleri bulunuyor. Şehit gazeteciler anıldı • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Göreve giderken geçirdikleri trafik kazası sonucu hayatlannı kaybeden Hürriyet muhabiri Banş Selçuk ile Show TV muhabiri Hande Mumcu ve kameraman Salih Peker. mezarlan başında dûzenlenen törenlerle anıldı. Banş Selçuk ile Hande Mumcu'nun Karşıyaka'daki mezan başında yapılan törene, yakınlannın yanı sıra çalışma arkadaşlan ve mesiektaşlan katıldı. Kameraman Salih Peker için de Cebeci Asri Mezarlığı'nda tören düzenlendi. Salihreis Bulgaristana hareket etti • ZONGULDAK(AA)- TCG Salihreis (F-246) Firkateyni, Bulgaristan Deniz Kuvvetleri'nin 120. kuruluş yıldönümü törenlerine katılmak üzere dünsaat 18.00'de, Bulgaristan'a hareket etti. Zonguldak'm Ereğli ilçesı lımanından hareket eden 118 metre uzunluğunda, 14.8 metre eninde. 4.30 metre denize derinliğinde. 3 bin 600 ton yük ile 340 ton yakıt kapasiteli. 22 subay, 104 astsubay ve 68 erolmak üzere 194 personelden oluşan firkateyn, yann Bulgaristan "m Vama Limanı'na intikal edecek. Kurtalan Bcspresi Avrupa'da • İSTANBUL (AA)- Banş Manço Kurtalan Ekspresi adlı özel trenle eylül ve ekim aylannda Avrupa turu dûzenleneceğı bildirildi. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollan (TCDD) tarafmdan yapılan açıklamaya göre. TCDD ve Raytur'un işbirliğiyle gerçeİcleştirilecek rurun ilk etabı 26 Eylül-5 Ekim, ikincisi ise 5 Ekim-14 Ekim 1999 tarihleri arasında yapılacak. kflTden kampanya • ADANA (Cumhuriyet Gfiney tlteri Bürosu) - tnsan Haklan Derneği, ülke genelinde "ölüm cezasına hayır" adı altında imza kampanyası başlattı. İHD Adana Şube Başkanı Süleyman Kıhnç, kampanyanın şubat ayma kadar süreceğini ve toplanılacak imzalann TBMM Başkanlığı'na sunulacağinı belirterek "tnsan yaşamına ve onunma saygıyı yaygınlaştırmak için herkesin bu kampanyaya destek vermelerini istiyoruz" dedi. 8 soydaş yakalandı • EDtRNE (AA) - Edime'nin Kapıkule Sınır Kapısı'ndan yurda ginş yapan bir TIR'ın dorsesinde, yüklerin arasına gizlenmiş olarak Türkiye'ye giriş yapmak isteyen 3'ü çocuk, toplam 8 kişi yakalandı. Bu arada önceki gün Edirne'nin Lalapaşa ilçesinde, güvenlik kuvvetleri tarafindan Bulgaristan sımnndan Türkiye'ye yasadışı yollardan giriş yaparken yakalanan 7'si çocuk 15 soydaş, dün Bulgaristan'a iade edıldı. IBtlUnb I. Meşaleli atlılar CHP G«..l Sıknttri BC it, Snccki f*c« Afrı'd* : ly« ludar hie bîr Yiâtn 3 hmn MrSk bir tino!» taretao-l latiıkr »• ı hrük ı MtYASE İLKNUR DSP grup toplantısın- da tahkim yasasına karşı çıkanlan "Bunlar Boğaz Köprüsü'ne de karşı çık- mışh" diyerek çağdışı solculukla suçlayan Baş- bakan BülentEcevit geç- mişte kendisinin de ya- bancı sermayeye ve Bo- ğaz Köprüsü'ne karşı ko- nuşmalar yaptığını unuttu. Bülent Ecevit, CHP Genel Sekreteri olduğu 1969 yılında Boğaz Köprüsü'nün ihaleye çıkanlışı sırasında parti- si adına yaptığı konuşmalarda, Boğaz Köprü- sü'nün arsa spekülatörlerine yarayacağı, parti- sinin iktidara gelmesi halinde Boğaz Köprii- sü'nü erteleyecekleri vaadinde bulunuyor. Ay- nı dönemde yabancı sermayeyle ilgili olarak da Ecevit, ülkeyi sömüren yabancı sermayeyi Tür- kiye'den çıkararak bozuk düzeni değiştirecek- lerinı söylüyor. Boğaz Köprüsü'ne yabancı kredi bulma tar- tışmalanrun yaşandığı gtinlerde dönemin CHP Genel Sekreteri Bülent Ecevit, sel felaketi ya- şayan Konya'da 31 Mart 1969 tarihinde Boğaz Köprüsü ile ilgili olarak şunlan söylüyor. "CHP'nin son iktidannda Konya'daki sel fe- laketkrini önlemek için 3.5 milyar liralık bir proje hazuianmıştı. Ancak AP iktidara gefclik- ten sonra bu projeyi rafa kaklırarak yerine 3.5 milyaruk Boğaz Köprüsü'nü getirmiştir." ^öprü yapımını erteleyeceğiz' Ecevit, aynı yılın ağustos ayında Doğu ille- rine yaptığı geziler sırasında da iktidara gelme- EceVitT 'Türkiye, gazozla calkınmaz/, ANKA1U (Ounb.ri.rt I ""Koprifnün oir ayaftı İle 1.200.000 çtf tçt ailesl borçtan kurtanlacak Crt nrJSxn. CHF O«nel TKtn BsilMt Ertr-.t. dOnk 1 yo fconuynaarad» CRP seçtm| y»pü*n Urm«!«re kmrşıhk ««rtnlslir E-| Başbakan Bülent Eeevit, 20 yıl önce söylediklerinin tam tersini savunuyor. leri halinde Boğaz Köprüsü'nün yapımını erte- leyeceklerini belirtiyor. 24 Ağustos 1969 günü yaptığı konuşmada "Sayın Demirel iktidan, Do- ğu'daki sorunlar dururken birtakun arsa spe- kulatörlerine yarayacak3.5 milyarliralık İstan- bul Köprüsü ile meşguller" diyerek iktidan hal- ka şikâyet etmıştı. Seçimler öncesi partilenn radyo propaganda konuşmalannda partisini temsilen konuşan CHP Genel Sekreten Eeevit, çiftçi sorunlanna değındiğı 7 Ekim 1969 tanhindeki konuşmasın- da "tktidara geldiğimizde Boğaz Köprüsü'nün yapımını erteleyeceğiz. Köprûnün bir ayağının parasıyla 1 miryon 200 bin çiftçi aflesi borçtan kurtulacaktırr müjdesini veriyordu. Yabancı sermaye düşmanı Eeevit Tahkim yasasının geçmesi için yoğun birça- ba içine giren Başbakan Bülent Eeevit. geçmiş- te yabancı sermaye düşmanıydı. Siyasi yaşamı boyunca yabancı sermayeye karşı ağır suçla- malarda bulunan Eeevit. yabancı sermayenin Türkiye'yi sömürdüğünü, bu sömürüye karşı çıkmayanlann milliyetçi olamayacağını her fır- satta söylüyordu. Eeevit, 12 Şubat 1969 günü TBMM'de bütçe görüşmeleri sırasında partisinin görüşlerini açıklarken yabancı ser- maye ve Ortak Pazar ko- nusuna da değinerek şunlan söylüyordu: "Türidye'de yabancı plantasyonlar devri baş- hyor. Tıpkı bazı Latin Amerika memlckerJe- rinde oklıığu gibi. Gözümüz kapalı geçiş döne- mine girmeyi, yani tam üyelik yolunda ikinci aşamaya geçme\i kabul edersek Türkiye, Ortak Pazar'ın bir pazan otacak&rT Eeevit, 7 Eylül 1969 tarihinde Karabûk ve Safranbolu'ya yaptığı geziler sırasında yaban- cı sermaye ile ilgili görüşlerini şöyle açıklıyor- du: "Yabancı sermayenin TürkmiDetininasıl sö- mürdüğünü millete anlarmayanlar. bu sömürü dü/eninin Türkive'yi nasıl soyduğu üzerinde durmayanlar. yabancı sömürünün karşısına çık- mayanİar milliyetçi değflkrdir." O yıllarda il il dolaşarak "ortanın sohı" po- litikasını anlatan Eeevit, 4 Ekim 1969 tarihin- de Konya'da yaptığı konuşmada düzeni, yaban- cı sermayeyi ülke dışına çıkararak değiştirecek- lerini belirtiyordu. Ecevit'in bu konudaki söz- leri gazetelere şöyle yansıyordu: "Bu ülkeyi sö- müren yabancı sermayeyi Türkiye'den çıkara- rak bu düzeni değiştireceğiz.'' Başbakan Eeevit, 1969 yılı seçimleri önce- sinde bir başka konuşmasında ise Amerikan şirketlerine çatarak kaygılannı şöyle dile geti- riyordu: "tkonomik düzeni değiştirmeyi dev- let sektörünü sağlamlaştırmay ı düşünmeyen bir Başbakan Bülent Eeevit gecmiste ne demişti: Tarih 7 Ekim 1969; radyo konuşmast: "iktidara geldiğimizde Boğaz Köprü- sü'nün yapımmı durduracağ^z. Bir ayağı- nın parasıyîa 1 milyon 200 bin çiftçi ai- lesi borçtan kurtulacaktır." Tarih 24 Ağustos 1969; Doğu gezisi: "Saym Demirel iktidan. Doğu'daki so- runlar dururken birtakım arsa speküla- törlerine yarayacak 3.5 milyaruk Boğaz Köprüsü ile meşguller." Tarih 31 Mart 1969; Konya: "CHP'nin son iktidannda Konya'daki sel felaketlerini önlemek amacıyla 3.5 milyar liralık bir proje hazırlanmıştı. An- cak AP iktidara geldikten sonra bu pro- jeyi rafa kaldırarak yerine 3.5 milyarbk Boğaz Köprüsü projesini getirmiştir." Tarih 4 Ekim 1969: iktktarm, ekonomikçıkmaza girildiğmi görün- ce, büyük devietlerin vv de\ şirkederin, bek he- le Amerika'nın ve Amerikan şirkerkrinin eline teslinı ofanaktan başka çaresi yoktur." Bülent Eeevit tarafindan 12 Şubat 1969 gü- nü Cumhuriyet gazetesine seçim büdirgesiyle ilgili bilgi verirken yabancı sermaye konusun- da şunlan söylüyor. "Yabancı sermaye düzeni değiştirflerek yabana sermayenin aşın kârtarel- de etmesi, köksüz \e gereksiz sanayiler kurma- SL, iç kredi kaynaklarımızı tüketmesi. dışanya kâr transferi adı aronda büyük ötçüde döviz gö- "Bu ülkeyi sömüren yabancı sermaye- yi Türkiye'den çıkararak bu düzeni değiş- tireceğiz." Tarih 7 Eylül 1969; Karabük-Safianbo- lu: "Yabancı sermayenin Türk milletini nasıl sömürdüğünü millete anlatmayan- lar, bu sömürü düzeninin Türkiye'yi na- sıl soyduğu üzerinde durmayanlar, ya- bancı sömürünün karşısına çıkrhayanlar milliyetçi değüdir." Tarih 12 Şubat 1969: "Devlet sektörünü sağlamlaştırma- yan bir ikridann. ekonomik çıkmaza gi- rildiğini görünce, dev şirketlerin, hele Amerika'nın ve Amerikan şirketlerinin eline teslim olmaktan başka çaresi yok- tur." türmesi önknecektir. Yabancı sermayeye ancak kesin zaruret olan alanlarda ve yeterii ihracat yapması şarü ile inn verilcıektir." Ecevit'in, genel başkan olarak ilk seçim sınavını verdiği 1973'te söyledıkleri, genel sek- reterken söylediklerinden farklı değildi. Eeevit, CHP'nin kuruluş yıldönümü olan 9 Eylül 1973 günü tstanbul'da Taksım Meydanı'nda 100 bi- ni aşkın insana seslenirken şöyle konuşuyordu: "Arap şey hleri petroUerini millileştinnek için çalışırlarken Türkiye'deki sözde milliyetçiler, madenlerimizi dışanya peşkeş çekmektedirler." Partisinin programmda, yapılmasma güvence verdiği sözleri unuttu Eeevit programıyla çeBştiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Uluslararası tahkime ihşkin anayasa değişikliğine karşı çıkanlan "her ye- niliğe karşı çıkmayı devrimcilik san- makla" suçlayan Başbakan Bülent Eeevit, özelîıkle sosyal güvenlik, ver- gi düzenlemeleri ve tahkim konusun- da partisinin programıyla çelişiyor. Hükümet ortaklannın haztrladığı anayasa değışıklığı teklifıni toplum- sal muhalefete karşın kabul ettirme- ye çalışan Eeevit. partisinin progra- mında '•anayasa ha/ıriıklannın her aşamasında toplumun tartısması ve katkısınaaçıkolacağr vaadinde bu- lunuyordu. Anayasaya özelleştirme- yi eldemeye hazırlanan Ecevit'in ge- nel başkanı olduğu DSP'ninprogra- mı devletçi bir anlayışı gözler önüne seriyor. Eeevit, kendi hazırlattığı ve kayıtdışı ekonomiyi kayıt altına alan vergi reformunda sermaye çevreleri- nin baskısı üzerine ödün verirken, partisinin programı. •'Vergi yönetimi ve denetimi etİoli kıhnarak. gereğince vergilendirilmeyen bazı yüksek ka- zanç alanlan vergileme kapsamına aunarak, vergi geürleri arrünlacak; ancaktoplam vergi gelirlerinde ücret- lilerin payı azalnJacakUr" ifadesıni içeriyor. Ataturkün "Özgürlük v« bağun- stdık benim karakterimdir" sözleri- ne vurgu yapan programda partinin ekonomiye bakışı özetle şöyle: • Ekonomik kalkınma, sosyal ada- letle. sosyal güvenlikle ve demokra- sıyle bağdaştınlarak hızlandınlacak- tır. • Refah da. özveri de hakça bölü- şülecek ve bubölüşümün nasıl olaca- ğını halk belirleyecektir. • Üretkenlik, baskıyla veya eme- ğin sömürülmesiyle değil, demokra- tik katılımla artunlacaktır. Sosyal gü- venlik, tasarrufu çoğaltıcı ve kaynak arttıncı biçimde yaygınlaştınlarak doyurucu düzeye erişilecektır. • Işçilerin. toplusözleşme, grev ve sendikacılık haklan üzerindeki de- mokrasiyle bağdaşmayan sınırlama- lar kaldınhrken. aynı zamanda, belir- li ölçütlere uygun işyerlerinde yöne- time ve sorumluluğa katılmalan ve kârdan pay almalan sağlanacaktır. • Toplusözleşmelerin genel çerçe- vesi, ilkeleri ve iç dengeleri ülke dü- zeyinde toplumsal anlaşmalarla be- lirlenecektır. Bu toplumsal anlaşma- lar demokratik kurallara göre yapıla- cak ve zorlayıcı olmayacaktır. Top- lumsal anlaşmalar. yalnız ücretleri ve • Hükümetin uluslararası tahkime ilişkin anayasa değişikliği teklifini toplumsal muhalefete karşın kabul ettirmeye çalışan • Eeevit, partisinin programında 'anayasa hazırlıklannın her aşamasında toplumun tartısması ve katkısına açık olacağı' vaadinde bulunuyordu. • Anayasa değişiklikleri toplumsal uzlaşmayla gerçekleştirilecek. • Özelleştirmede tckelleşme önlenecek. • Para politikası toplumsal gerçeklerden soyutlanmadan saptanacak. . ; »-. • Vergi yönetimi ve denetimi etkili kıhnarak, gereğince vergilendirilmeyen bazı yüksek kazanç alanlan vergileme kapsamına ahnarak, vergi gelirleri arttınlacak; ancak toplam vergi gelirlerinde ücretlilerin payı azaltılacaktır. çalışrna koşullanm değil. genel eko- nomik ve sosyal sorunlan da kapsa- yacaktır. Böylece, ekonomik. mali ve sosyal politikalann belırlenmesinde demokratik işçi katılımı sağlanacak- tır. • Özel sektörde tekelleşme eğılim- leri önlenerek hakça bir yanşma or- tamı oluşturulacaktır. • Devlet sektörünün genişliği de- ğil, devletin ekonomiyi halk katılı- mıyla vetoplumyaranna etkin biçim- de yönetebilmesi önem taşıyacaktır. • Altyapılar ve kamu hizmeti gö- ren kuruluşlar devlet elinde buluna- caktır; doğal kaynaklar devletçe işle- tilecektir; savunma sanayii devlet sektöründe yer alacaktır. • Devlet sektöründeki ekonomik işlevli işletmeler devletin kanşma ve koruma alanı dışına çıkanlacaktır. Bunlann yönetimlerine ve yatmmla- nna siyasal iktidarlar kanşamayacak- lardır. Hepsi, çalışanlann yönetimin- İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN de, denetıminde ve sorumluluğunda, özel sektör işletmeleriyle eşit koşul- lar altında çalışacaklardır. Pazar ku- rallan içinde kendi yaratacaklan kay- naklarla yeni yatınrnlar yapabilecek- lerdir. • tşletme düzeyinde kârlı olmasa büe topluma ve makro düzeyde eko- nomiye yararb olacak, geri kalnuş yö- relerde yaueüdleriyle gelişmeyi hız- landıracak, öncü ve doğurgan işlet- meler, devletçe kurulacaktır ve bun- lann sorumluluğunu devlet üstlene- cektir. • Planlamanın genel hedefleriyle ilkeleri ve makro dengeleri, toplum- sal örgütlerin, yerel yönetimlerin, halk sektörünün ve özel sektörün ka- tılımıyla, merkezde saptanacaktır; fa- kat bu genel hedefler, ilkeler ve mak- ro dengeler çerçevesinde, plarun içe- riği. nerelerde ne yatınmlar yapılaca- ğı, çevreden merkeze doğru beürlene- cektir. • Pazar kurallan özenle göz önün- de tutulacaktır, fakat ekonomi ve top- lumpazann tutsağı ohnayacaktır. Pa- zarkurallan, ekonomininbaşka araç- lanyla uyumlu olarak, toplum yaran- na değerlendırilecektir. • Devletin ekonomiyi toplum ya- ranna yöneten denetleme işlevini, ekonomide yapısal değişikliğe öncü- lük görevini ve sosyal yükümlülükle- rini yerine getirebihnesi için, kamu gelirleri ve harcamalan büyük ölçü- de arttınlacaktır. • Vergi yönetimi ve denetimi etki- li kılınarak, gereğince vergilendiril- meyen bazı yüksek kazanç alanlan vergileme kapsamına alınarak, vergi gelirleri arttınlacak; ancak toplam vergi gelirlerinde ücretlilerin payı azaltılacaktır. • Bir yandan halk sektörü güçlen- dirilerek ve sermaye piyasası güven verici ve çekici duruma getırilerek, bir yandan da spekülatifkazanç kapı- lan kapatılarak ve spekülatifkazanç arayışlannın yapısal. psikolojik ve sosyal nedenleri giderilerek, tasarruf- lann ve kaynaklann üretken yaünm- lara yönehnesi sağlanacaknı. • Faiz oranlan, tasarrufu özendi- ren fakat maliyet enfiasyonuna neden olmayan ölçüler içinde tutulacaktır. • Yapısal değişiklik sürecinde, iş- sizlik sorununa geçerlı çözümler ge- tnihnesi öncelikle gözetilecek, ancak buçözümlerülkenin geleceği için ge- rekli teknolojik atılunlan engelleme- yecektiı. Dünü bugününden solda Ekonomi Servisi - "Bunlar renkli televizyo- na da karşı çıkmışlardı" diyerek tahkime kar- şı tavır alanlan eleştiren Başbakan Bülent Eee- vit, 1995 yılında enerii alanında tahkimi ola- naklı kılacak 3974 sayılı yasa ile yap-işlet- devTet projelerini imtiyaz kapsamından çıkar- mak isteyen 3996 sayılı yasalann iptali için Mümtaz Soysal' m önderliğinde açılan davalar- da yer aldığını unutmuş görünüyor. KÎGEM tarafindan hazırlanarak Meclis'te- ki tüm milietvekillerine sunulan "Kamu hiz- metivetahkün" başlıklıkitapçıktabirzaman- lar siyasilerin demeç ve tavırlanndakı rutarsız- lık ortaya konuluyor. Kapitülasyonlarla eşde- ğer olarak görülen uluslararası tahkimi yaban- cı sermayenin gelmesi için şart olarak göste- ren Başbakan Bülent Eeevit, bir yandan da tahkime karşı olanlan eleştiri yağmuruna ru- tuyor. Eeevit, 1995 yılında enerjide tahkimi ola- naklı kılacak yasalara karşı KİGEM Vakfı Başkanı Mümtaz Soysal'la birlikte hareket et- tiğini unutmuş görünüyor. Işin ilginç yanı tah- kim için anayasa değişikliği teklifi hazırlayan 57. hükümetin bakanlanndan Mustafa Yıhnaz, Nami Çağan, İsmail Cem ve İstemihan Ta- lay'ın da aynı dönemde yasalann iptali için imza verenler arasında yer alması. Bu arada kitapçıkta. DSP lideri Ecevit'in 1995'te önce kamu hizmetlerine tahkimi getirmek üzere çı- kanlan yasalann iptali için imza verdiğine dikkat çekıliyor. 4 Memur örgiitlenebilir' ANKARA (CumhuriyetBûrosu) - Başba- kan Bülent Eeevit, temel insan haklanndan biri olan örgutlenme özgürlüğünün, aynm- sız bir biçimde tanınmasının, çalışanlann vazgeçilmez hakkı olduğunubelirtti. Eeevit, yayımladığı genelgede kamu göreviilerinin sendika ve konfederasyonlar şeklinde örgüt- lenmelerine engel olunmamasını istedi. Başbakan Eeevit imzasıyla Devlet Bakan- hğı ve Başbakan Yardımcılıklan ile bağlı ve ilgili kuruluşlar, valilik ve belediyeler, Yük- seköğretim Kurulu Başkanlığı, Milli Gü- venlik Kurulu Genel Sekreterliği, Başba- kanlık ve bağlı kuruluşlan ve Başbakanlık merkez teşkilatına gönderilen genelgede, demokratik ve sosyal hukuk devleti olmanuı en önemli göstergelerinden birinin örgütlen- me özgürlüğünün oluşturduğu bildirildi. Temel insan haklanndan biri olan örgut- lenme özgürlüğünün, aynmsız bir biçimde tanınmasının, çalışanlann vazgeçilmez hak- kı olduğu belirtilen genelgede şöyle denil- di: "Esasen, ülkemizin de taraf olduğu tnsan Haklan Evrensel Büdirisi, tnsan Haklan ve Temel Özgürlükler Avrupa Sözleşmesi, Av- rupa Sosyal Şartı gibi uluslararası metûüer ile Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) onayladığımız 87,98 ve 151 sayüı sözieşme- ierinde memuıiar dahiltüm çahşaıuann sen- dikal örgütler kurmalan, bu sendikalar ile üst kuruluşlannm amaçlan doğrurtusunda etkinlikJerde bulunabUmeleri kabul edilmiş- tir." Rıdvan Budak 'Solculara yönelik sözler•• •• •• • uzucu TÜREYKÖSE ANKARA- Başbakan Bülent Ecevit'in önceki günkü grup toplantısında tahkime karşı çıkanlan "köprüye, televizyona karşı çıkan solculara" benzetmesi partisinde ra- hatsızlık yarattı. Grupta bu sözleri alkışla- mayanlardan tstanbul Milletvekili Rıdvan Budak, "Toprak işleyenin, su kuDanamn, kim dedhse, bizim kuşak solculuğu ve dev- rimcihği ondan öğrendi, onun peşinden git- tL Köprüye solculuktan değil, plansızhktan dolayı karşı çıkanlann bu ülkeyi hiç yönet- mediğmi unurmamakgerekir" dedı. Budak aynca. "sayüan binde birkrk ifade edflebi- leceksoicuları hedefkyebikcek sözlerin üzü- cû olduğunu" söyledi. Eeevit, önceki günkü grup toplantısında "tereddüthT milletvekillerini uluslararası tahkim konusunda ikna etmeye çalışırken "sofculuk"la ilgili olarak da ilginç değerlen- dirmeleryaptı. Ecevit'in, "Geçmişteköprü- ye, renkli çok kanallı tetevizyona karşı çı- kanlann bugün ilericiük adınatahkime kar- şı çıkbğmı" söy lemesi ve "Çok şükûr DSP, böyle bir solculuk ankyışuıdan, kaü devlet- çi anlayıştan kendisüıi kurtarnuşnr" deme- si grupta rahatsızlık yarattı. Eeevit, bu söz- ler üzenne dünkü Sabah gazetesinin man- şetinde "75'ükdevrimci" ilan edilirken, di- le getirilen solculuk anlayışı bazı milletve- killerini rahatsız etti. Grup toplantısında bu sözleri alkışlamadığı dikkati çeken millet- vekilleri arasında yer alan Rıdvan Budak, Cumhuriyet'in sorulanru yanıtlarken şu de- ğerlendırmeyi yaptı: "Toprak işleyenin, su kullanamn. kim dedryse bi- zim kuşak sol- cıüuğu ve dev- rimciliği on- dan öğrendi ve onun peşinden gitti. Umuyo- rum ki. saym genel başkan bugün dürıya- daki entegras- yonun ekonomik boyutunun topyekün red- dedSmesine karşı bu sözleri soylemiş ofeun. Birtakun gazetelerdeki, bizi kasteriği yo- rumlanna katılmak mümkiin degfl. Gün- gör Uras gibi siyasal tercihi liberalizmden yana olan, Hasan Pulur gibi doğrulan yaşa- mmın ve yaşının en ileri düzeyinde ifade e- den tecrübeli gazetecilerin söyiediklerine ben de katıuyorum. Köprüye karşı çıkanb- nn solculuklanndan değil. plansızhktan do- layı karşı çıktığmı ve bu insanlann ülkeyi hiç yönetmediğini unutmamak gereldr." Budak, ~l lusal çıkarlar ve ulusal benfik korunmadan uluslarası anlaşmalara 'evet' denemez. En azmdan TBMM denetimi mut- laka olmalı" dedı. Budak, sözlerini şöyle sürdürdü. "Sayılanbinde birlerleifade edilebflecek solculan hedefleyebilecek sözlerin, kamu- oy unda bunca say gın ulusal birliği, ulusal çt- kaıian ve dünyadaki değişimi çok iyi takip eden bürün çevrelere bütün aydınlara yö- nemlmesi üzücüdür. Dünyadaki gelişmele- rl bu filkede liberal geçinip her şeyi serma- yenin çıkar çevTelerinin devlete vergi ver- mek istemeyenlerin takip ettiğinden çok da- ha iyi takip ettiğimizi, anladığunızı herkes bilmetidir. Bir başka boyut da.yalnıztkare- tin entegrasyonunu savunanlar liberalizmin demokratik boyutunu arnk görmeUdirler, diyx>ruz. Ama itici olmanın. farklı görüşle- ri reddetmenin, 'en doğrusu benim söyle- dığimdır' demenin çağı ve dönemi geçmiş- tir" Rıdvan Budak
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear