Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYM CUMHURİYET 6 AĞUSTOS 1999 CUMA
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALt StRMEN
Ulus Yok, Devlet Yok,
Şirket Var
Telsmmarkaceptelefonununzili, "Amerikan
Kovboyları" şarkısının ezgisiyle çalan bir dos-
tum, ceçen gün, afi satıyordu:
- Yaşasın benim Telsimimin de ligi var ar-
tık.
Ezilip büzüldüm. Benim telefonum Turkcell
olduğj için, bırakın ligi bir yana, "bir kedim bi-
teyo/c"tu.
Biliyorsunuz, bu sene Türkiye 1. Futbol Ligi,
Telsimfirmasınınverdiği birkaç mityon dolarlık
sübvansiyon yüzünden, Telsim Ligi oldu.
Türkiye Ligi yok artık, Telsim Ligi var.
Statlarda küfür anarşisine, magandalığa kar-
şı önlem almaktan, can güventiğini sağlayacak
düzenlemeleri yapmaktan aciz olan Futbol Fe-
derasyonu, birkaç kuruşa sattı Türkiye Ligi'ni,
60 milyonun gözü önünde.
Herkes şaşkın, herkes çaresiz soruyor:
- Ne oluyoruz kardeşim? Nasıl, hangi yetkiy-
le satabiliyor bu adam, Türkiye Ligi'ni Telsim'e?
Geçen gün bundan yakınan bir arkadaşıma.
dayanamayıp çıkıştım:
- Ne şaşırıyorsun, seni uyardığımızdaaldırmı-
yordun.
Şaşırmıştı.
- Biz seninle bu konuyu hiç tartışmadık ki, de-
di.
- Tartıştık, tartıştık, dedim, kaç defa, kaç de-
ğişik konuda tartıştık.
Baktım ki hâlâ kavramış değil. Açtım:
"Bak" dedim, "sen hep küreselleşiyonız, aman
ne iyi diyordun. Küreselleşme, sana söylene-
nin tersine, dünya nimetlerinin herkeseyayılma-
sı anlamına gelmiyor.
Tam tersine, yoksullardahayoksullaşırken, var-
sıllar daha da zenginleşiyor; ve aslında serma-
yenin akışkanlığını ve kânnı arttırmak anlamını
taşıyan küreselleşme, sermayenin önünde hiç-
bir engel istemiyor.
O, ulusal devleti de kabul etmiyor. Daha doğ-
rusu ediyor da, kendi çıkarlarına hizmet etsin,
asker polis görevini yapsın, kendisiyle ilgili ol-
mayan konulardayargıyetkisini kullansın, Ama
sermaye söz konusu o/unca, ona da kanşma-
sın istiyor.
Durum böyle o/unca, artık ulusal lig de kal-
maz. Her şey teslim olunca sermayeye, Türki-
ye Ligide Telsim ligi oluverir. Devletin göreviar-
tık, o Telsim Ligi'nin oynanacağı statlan, senin
benim vergilehmden toplanan paralaıia, Tel-
sim'in sahibi firmaya ihale etmektir. Üstelik ih-
tilaf halinde de hakeme gitmek şartıyla. Anla-
dın mı Koçum?"
Şaşırmıştı; hiç, küreselleşme, ulusal devlet ve
Telsim Ligi arasındaki ilişkiyi düşünmemişti.
Oysa bu ilişki apaçık ortada. Küreselleşen
dünyada, ulus, ulus devlet yok, şirketler var.
Küreselleşen dünyada, halkyok, müşteri var.
Küreselleşen dünyada kamu çıkanyok, kâr var.
Küreselleşen dünyada, vatan yok. pazar var.
Küreselleşen dünyada, kutsal olan şirkettir.
Küreselleşen dünyada. amaç bireyin mutlu-
luğu değil, şirketin kârlılığıdır.
Küreselleşen dünyada, şirket mutluysa birey
de mutludur.
Küreselleşen dünyada, kişisel veya ulusal
amaç yok, şirketsel amaç var.
Küreselleşen dünyada, ona ayak uydurmak is-
teyen Türkiye'de artık Türkiye 1. Futbol Ligi yok,
Telsim Ligi var.
Telsim Ligi bugün başlıyor.
Yurdum şen çocukları, Telsim Ügi hepinize
kutlu olsun!
Prof. Dr. Alpaslan Işıklı
'Danıştay kamu
yarannm tarafıdır'
ANKARA / ADANA
(Cumhuriyet) - Ankara
Üniversitesi Siyasal Bil-
giler Fakültesı ögretim
üyelerinden Prof. Dr. Al-
paslan Işıklı, uluslarara-
sı tahkıme gidildiğinde
Dünya Ticaret Orgü-
tü'nün (WHO) karanlık
koridorlannda soruna çö-
züm aranacağını vurgu-
ladı.
Işıklı. Danıştay'ın dev-
re dışı bırakılmasını eleş-
tirerek kurumun kamu
yarannın tarafı ve göze-
ticisi olduğuna dikkat
çekti.
Prof. DT. Alpaslan Işık-
lı, özellikle kamuyu ilgi-
lendiren konularda yerli
ve yabancı şirketlerin ta-
raf olduğu uyuşmazlık-
larda uluslararası tahkime
gidilmesi ve Danıştay'ın
devre dışıbırakılmasmm
çok değişık yönleri oldu-
ğunu söyledi. Böyle bir
adımın yalmzca ulusal
bir kurum olan Danış-
tay'ın yerine uluslarara-
sı nitelikteki tahkim ku-
rumlannı sokmaktan iba-
ret olmayacağını vurgu-
layan Işüdı, şunlan söy-
ledi:
"Unutmayalım ki, Da-
nıştay. kamu yarannın
gözeticisidir ve tarafıdır.
Oysa uluslararası tahki-
me gidüdiğinde genellik-
le kural olarak benimsen-
diği üzere Dünya Ticaret
Örgütü'nün karanhkko-
ridorianndan bu soruna
çözüm bulunmaya çalışı-
lacaktır. Burada önem ta-
şıyan nokta Dünya Tica-
ret Örgütü'nün aynı za-
manda uyuşmazlığın ta-
raflanndan biri olan ser-
mayenin etki ve denetimi
arnrıdabulunmasıdır. Do-
layısıyla kuvvetler aynh-
ğıflkesiçiğnenmiş olacak-
tır. Taraflardan biri aynı
zamanda hâkim veya ha-
kem olacaknr."
Uluslararası tahkimin
bir başka gelişmeyle dü-
şünülduğünde, ayn bir
boyut kazandığına işaret
eden Alpaslan Işıklı, Çok
Tarafh Yatınm anlaşma-
lannın yabancı şirketle-
re yatınm yaptığı ülkede
eşit koşullarda rekabet
olanağı sağlamaya yöne-
lik olduğunu söyledi.
Işıklı "Böyie olunca söz
gelimi sağlık alanındabir
kamu hastanesiyle, ya-
bancı yatırımcının kâr
amacıyla kurduğu hasta-
ne eşit koşullara sokul-
muş olacaktır. Öyle bir
noktaya vardınlabilmek-
tedir ki. kamusal amaçla
faaliyet gösteren hastane-
ye devletin katkısının re-
kabet ilkelerini bozduğu
büeileri süriilebilecektirr
diye konuştu.
Dünya Ticaret Örgü-
tü'nün yürüteceği tahki-
mi, Adalet Divaru'nın iş-
levine benzetmenin yan-
lış olacağını kaydeden
Işıklı "Burada tarafsızve
kamu yararı önceliğini
veyahut hukukun üstün-
lüğü gibi bir önceliği dü-
şünme durumunda olan
bir kurum yoktur" dedi.
Kamu îşletmeciliğini Geliştirme Merkezi tahkim için milletvekillerini uyardı
6
Sonrasıyeııklen Sevr'ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Ka-
mu Îşletmeciliğini Geliştirme Merkezi
Vakfı (KÎGEM) Başkanı Prof. Dr. Müm-
taz Soysal ve tlter Ertuğrul tarafından
hazırlanan ve mılletvekillerine uyan ama-
cıyla gönderilen "Kamu Hizmeti ve Tah-
ktaı'' başlıkh raporda, tahkimin Türkiye'yi
"uluslararası mahkûm*' yapacağı vur-
gulandı.
Milletvekillerine gönderilen raporda,
anayasa ve yürürlükteki hukuk kurallan
acısından kamu hizmetinin yerli ya da
yabancı özel şirketlerce verilmesine en-
gel olmadığı belirtildi.
Devrin imtiyaz sözleşmesi ile yapıl-
ması, bu sözleşmenin Danıştay'dan geç-
mesi ve bu alandaki anlaşmazlıklann da
yönetsel yargıda çözümlerunesi gerektı-
ği kaydedildi. Yürürlükteki hukuk kural-
lan acısından özel hukuk alanındaki bir
anlaşmazhğın ulusal ya da uluslararası tah-
kim yoluyla çözümlenmesine de engel ol-
madığı ve yıllardır kullanıldığı anımsa-
tıldı. Ancaİc. yönetsel hukukta ve kamu
hizmetinin görülmesi sırasında çıkacak
anlaşmazlıldarda tahkimin olmadığına
dikkat çekilen raporda, "Anlaşmazuklar,
idari mahkemelerce karara bağlanır.
1980'lerden beri kamu hizmetlerinin ba-
• Idari yargı alanına giren uyuşmazlığın tahkime götürülmesinin Türk kamu düzenine ters
düşeceğinin açık olduğu belirtilen KİGEM rapomnda, benzer biçimde Türk yasalanna göre
idari uyuşmazlıklann tahkim yoluyla çözümlenmesinin de mümkün ohnadığı vurgulandı.
zen tekerteker. bazen tophı halde unnyaz
kapsammdan veidari yargı denetiminden
nasıl çıkarümaya çalişıldığı anımsandı-
ğmda bugün getinen noktanm bir dayat-
ma ya da Türkiye'nin gereksinimleriıı-
den kaynaklanan iyi niyedi bir çaha olup
olmadığı daha kolay anlaşılabilir" denil-
di.
Tahkim müessesesinin. Hukuk Muha-
kemeleri Usulü Kanunu'nun (HMUK)
516-536. maddeleri arasındadüzenlendi-
ği kaydedildi. Raporda, gerçek ya da tü-
zelkışi tacirler arasındaki ilişkilerde "ta-
raflann serbestçe beürleyebüecekJeri her
konuda" tahkimin olanaklı olduğu, şir-
ketler arasında imzalanan sözleşmeye ko-
nulacak bir hükümle düzenlenebileceği
gibi ayn bir tahkim sözleşmesi de yapı-
labileceğine dikkat çekildi.
Raporda, 1982'ye kadar HMUK için-
de yer alan yabancı hakem kararlanrun
tanınma ve t'enfızinin. 1982'de 2675 sa-
yıh Milletlerarası Özel Hukukve Usul Hu-
kuku Hakkında Kanun (MÖHUK) hü-
kümleri arasında düzenlendiği ve Türki-
ye'nin tt
toprakBkesi"ni değil u
kanunlar
ihtilafi" ilkesini benimsediği anımsatıl-
dı. Yasaya göre, "yabancı mahkeme/ha-
kemüamnun kesin delil veya kesin hüküm
olarak kabul edilebümesu yabancı ilamın
tenfEşartiannıtaşıdışnınmahkemecetes-
pitine bağhdu-" (MÖMUK, m. 42) ve
"Kesinleşmiş ve kra kabüiy eti kazanmış
yabana hakem kararian tenfiz edilebilirr
(MÖHUK, m. 43). Buradan hareketle.
anayasa değişikligi yapılmadan da Türk
hukukuna göre ticari sayılan anlaşmaz-
lıklann yabancı/uluslararası tahkim yo-
luyla çözümlenmesinin olanaklı olduğu
belirtildi.
Son yı1larda uluslararası tahkimin ağır-
Ukkazanmasınınnedenleri arasında, özel
hukuk alanındaki anlaşmazhklara baka-
cak uluslararası bir mahkemenin bulun-
maması ve şirketlerin, anlaşmazhğı ülke-
nin yerel mahkemelerinde çözmek iste-
mekten kaçınmalan gösterildi. Tahkimin
savunulma nedenleri arasında, kararla-
nn daha hızlı çıkmasının da sayıldığı be-
lirtilen raporda. "Ancak, aksini gösteren
ömekler de vardır. Ay nca. hakem kara-
n kısa sürede çıksa bile. bu karann "ke-
sinleşmesi" yani uygulanabiMr duruma
gelmesi, örnefin kazanan tarafın diğer
ülkede alacağını tahsil edebilmesi. her ül-
kede tanınma ve tenfiz davalannın açıl-
ması gibi ay n süreçlere tabidir ve bunlar
da ayTica süre ahr" denildi.
MÖHUK'ta yabancı hakem kararlan-
nın kabul edilebilmesi için bazı koşullar
getirildiğine dikkat çekilerek, bunlann
en önemlisınin u
hakem karannın kamu
düzenine uygun olması" ve "hakem ka-
ranna komı olan uyuşmazhğin Türk ya-
salanna göre tahkim yoluyla çözümlen-
mesinin mümkün olması'1
olduğu belir-
tildi.
Tahkimin özel hukuk kurumu olduğu
için ticari ilişkilerde her zaman kullanı-
labileceği, ancak idare hukukunda tahki-
min olmadığı vurgulandı. Raporda, bu-
nun gerekçesi şöyle açıklandı: "Çünkü
idare hukuku, taraflann eşiüiği ilkesine
değu, kamu yarannı korumakla yüküm-
lü idarenin üstüıüüğü ilkesine dayanır.
Anayasa değişikligi de idare hukukuna
giren alanlarda da tahkimin getirilmesi-
ne y önetiktir. Yabancı sermaye ve onunla
işbirliği yapanlar. y ukandaki çekincenin
kaldınlmasını ve kamuhizmetidevir söz-
leşmelerinden doğan uyuşmazlıklann da
ticarimahiyettesayTİmasını tstemektedir."
'Kendi dhte Dûyun-u Limumiye'
Uluslararası tahkimin, Türkiye'yi "utas-
lararası mahkûm" yapacağına işaret edi-
len raporda şu görüşlere yer verildi:
u
Türkiyefleilgilibaşka nedenler değiş-
medikçe uluslararası tahkim bugün ka-
pıda beklediği söylenen kaynaklann gel-
mesinisağlamaya tekbaşma yetmeyecek.
Büyük olasüıkla Hazine garantili yaban-
a kredfler Türkiy e'nin dıs. borcunu daha
artürmaysı devam edecek. Türkiye ken-
di elleriyie Düyun-u Umumiye'sini kur-
mak zorunda kalacak. bunu Sevr'in rö-
vanşı izleyecektir. Tarih. öğrenenler için,
öğretkidir. Bugünbuhınduklan makam-
lar nedeniylekendierinitidersayanlar, ta-
rihinarkatarmdan neteryazacağmı düşün-
meudirier"
Tahkimin
silahı
büyüklerde
MUTLUDEMİRKAN
Uluslararası tahkim mekaniz-
masının azgelişmiş ülkeler aley-
hıne işleyen yapısı, uyuşmazlık
davalan için oluşturulan heyetler-
deki gelışmiş ülke temsilcilerinin
ezici çoğunluğu ile ortaya çıkı-
yor. Tahkim için yetkili kılınan
uluslararası komisyonlann en et-
kililerinden Dünya Bankasf na
bağlı Yatınm U>"usrnazhklannın
Çözümü İçin Uluslararası Mer-
kez'in (ISCID) sonuçlandırdığı
davalar için oluşturulan heyet-
lerdeki üyelerinyüzde 75'i geliş-
miş ülkelerden geliyor.
Tahkim heyeti üyelerini Dün-
ya Bankası 'nın elindeki 'yatmm
ve ticaret uzmanlan' listesinden
seçen ISCID'm ele aldığı dos-
yalann büyük çoğunluğunu ço-
kuluslu şirketlerin azgelişmiş
devletlerin hükümetleri aleyhi-
ne açuğı davalar oluşturuyor. Da-
va açılan devletler arasında Pa-
pua Yeni Gine, Fildişi Sahilleri,
Jamaika, Burundi, Madagaskar,
Kongo, Gabon, Senegal, Nijer-
ya, Kamerun gibi 4. dünya ülke-
lerinin ağırlıklı olarak yer alma-
sına karşın tahkim komisyonu
üyeleri arasındabu ülkelerin tem-
silcileri yok denecek kadar az.
Şikâyetler arasında enerji, teks-
til, kimya sektörlerinin ağırlığı
dikkat çekerken maden, tanm,
tütün, kablolu tele\iz>'on, inşaat,
petrol üretim ve dağıtımı, banka-
cıhk, silah üretimi ve turizm gi-
bi etkinlik alanlannda açılmış ve
sonuçlandınlmış dosyalar bulu-
nuvor.
Yetenek sınavına EA 120 puan koşulu getirilmesine tepki gösterildi (Fotoğraf: UGUR GÜNYÜZ)
MSÜ'ye OSS protestosuİstanbul Haber Servisi - Mimar Sinan Üniversite-
si'nin (MSÜ) özel yetenek sınavlanna başvuruda
ÖSS'den EA 120 puan istemesi ve YÖK'ün üniver-
sitelerin güzel sanatlar bölümlerinegirişte uygulanan
özel yetenek sınavını kaldırma karan, yetenek sınav-
lanna hazırlanan öğrenci ve kurs yöneticilerince pro-
testo edildi.
MSÜ Rektörlügü'nünFmdıklı Kampusu girişinde
dün toplanan 50 kadar öğrenci ve.yetenek sınavlan-
tıa hazırlayan kurslann yöneticüeri, MSÜ'nün özel
yetenek sınavlanna şimdıye kadar ÖSS SÖZ puanıy-
labaşvuru kabul ederken ani bir değişiklikle OSS EA
puanı koşulu getirmesini protesto ettiler. Puan türü-
nün önceden duyurulmaksızın değiştirilmesi ve EA
120 koşuluna bağlanması nedeniyle yetenek sınavla-
nna başvuramadıklannı vurgulayan öğrenciler. özel-
likle güzel sanatlar liseleri ve ilgili alandaki meslek
liselerinden mezun olanlann sayısal puanmın da ka-
tıldığı ÖSS EA puan türünden yeterli puan alamadık-
lannı ve MSÜ'nün getirdiği 120 puan koşulu enge-
line takıldıklannı belirttiler. YÖK'ün önümüzdeki
yıl özel yetenek sınavlannı kaldırma karanna da tep-
ki gösteren öğrenciler ve kurs yöneticüeri, "Ressam
ya da heykelüraş yetiştiren bir bölümeözelyetenek sı-
navı yerine test tekniğine dayalı OSS ile öğrenci ahn-
masi,sanateğitimi ve sanatçının kalitesini düşürür,sa-
natçı adayi matematiği iyi bilmek zorunda değjldir"
diye tepki gösterdıler. Mağdunyetlennin giderilme-
si için MSU Rektörlügü"ne toplu halde dilekçe ver-
mek isteyen öğrenciler, polis ve üniversitenin güven-
lik görevlilerinin izin vermemesi nedeniyle dilekçe-
lerini danışma görevlisine vererek dağıldılar.
TTB, Manisalı gençlere yapılan işkenceyi belgelemeyen hekimlere ceza vermişti
^Doktorların tutumu doğru değiT
YÜKSELGÖRDES
MANİSA - Manisalı gençler davasında po-
lis işkencesine "göz yummaktan" 10 doktoru
cezalandıran TTB Yüksek Onur Kurulu kara-
nnda ilginç görüşlere yer verildi. Kararda, "He-
kimler yanlış tutunüannın yatıı sıra, hiçbir zo-
runluluk bulunmamasma karşın,emniyet mü-
düriüğüne giderek muayene yapıp, rapor tan-
zim etmişlerdir. Aynca bu sırada nöbetçihekim
olmamaları da dikkat çekicidir" denildi.
TTB Yüksek Onur Kurulu'nun karanyla
Manisalı gençlere işkence davasında suçlu gö-
rülen doktorlar A>1aYücetürk. Canan Kus, Er-
tuğrul Demirpehliyan, Erhan Keskin. Emine
Keskin, Emine E.Öteyüzoğlu. Levent Mercan
ve Müzeyyen Soyalp iş-
kence görenlerin mu-
ayenesi sırasında baskı
altında olmalanna dik-
kat etmedikleri. gereken
özeni göstermedikleri
için 3 ay, Yusuf tzzettin
Küçfik ve Turgay Öz-
can ise 6 ay tneslekten
geçici olarak men edil-
diler. Karann bir örne-
ği, uygulanması için
Sağlık Bakanlığı'na, ta-
kip için de Manisa Ta-
bip Ödası'na gönderil-
di.
Manisa ll Sağhk Mü-
dürü Dr. tsmet Nardal.
bakanlıktan doktorlann
men cezasıyla ilgili he-
nüz bir talimat gelmedi-
ğini, geldiğinde gereği-
nin yapılacağını söyle-
di. Manisa Tabip Oda-
sv Başkanı Dr. o â n Ge-
diz de, sağlık ocagı ve
devlet hastanesi hekim-
lerinin tümünün suçlu
• Manisalı gençler davasında işkence
gören öğrencileri muayene ederken gerekli
özeni göstermedikleri için 8 hekim 3'er ay,
zorunluluk olmamasına karşın emniyet
müdürlüğune giderek 'işkence yoktur'
raporu veren 2 hekim de 6'şar ay
meslekten men edildiler.
olduğunu sanmadığmı belirtirken, "Ancak ne
ilginçtir Id, bazılanıun görevi ohnadığı, nöbet-
çi bulunmadığı sonra da pous tarafindan özen-
le çağnlıp. emniyette muayene yaptıklan ve ra-
por verdikleri sabit olmuştur. Yargrtay işkence
>~apıtdığma dair hükmünü vermiştir. Bunun dı-
şında işkence izlerine rağmen sağlam raporu
verümesini TTBYüksekKunıhı incetemis,dok-
Esas hakkındaki görüs hazırlanacak
Topaldavası sona doğruİstanbul Haber Servisi - Kamuoyunda
"KumarhaneierKralı''oİaraktanınanÖmer
Lütfü Topal'ın, 3 yü önce Sanyer'de oto-
mobilinin içinde otomatiksilahlarla tarana-
rak öldürülrnesine ilişkin davada tanıklann
dinlenmesi tamamlanarakdosya "esashak-
kmdakigörüşünü hazırlamasıicin'" cumhu-
riyet savcihğına verildi.
Beyoğhı l.Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün
görülmeye devam edilendava dunışmasın-
da, tanıkolarak dinlenilenTopal'm şofSrü-
nün eşi Hüha Ağac. Topal davası ile değil,
Susurluk davasıyla ilgili bilgi sahibi oldu-
ğunu söyledi. TehditleT alîğını belirten
Ağaç, Halok Kma tarafından yakalanma-
dan önce Erzurum'a kaçınldığını öne sür-
dü. Duruşmada söz alan davanın tek tutuk-
lu sanığı Haluk Kırcı'nın avukatlan Atatay
Cebesw ve Hüseyin Ayan. delillerin toplan-
dığmı belirterek Kırcrnın tahliyesini iste-
diler. Sami Hostan ve Ali Fevzi Bir'in avu-
katlan da müvekkilleri hakkındaki yurtdı-
şına çıkma yasağının kaldınlmasını istedi-
ler.
Dosya kapsamına göre tutuklu sanık Ha-
lukKncı'nıntahliye isterninireddedenmah-
keme heyeti, Sami Hostan ve Ali Fevzi
Bir'in yurtdışma çıkış yasağını da kaldır-
madı. Esas hakkındaki görüşünü hazırlama-
sı için dosyarun cumhuriyet savcihğına ve-
rihnesini kararlaştıran mahkemeheyeti,bu
amaçla davayı erteledi. Duruşmadan bir
polis eşliğmde çıkan tanıkHüh/a Ağaç, ga-
zetecilerin sorulannı yanıtlarken fazla ko-
nuşamayacağını, çünküduruşmada Ali Fev-
zi Bir'in çok kızdığını söyledi.
torlan suçlu bulmuştur" dedi.
TTB Yüksek Onur Kurulu'nun Manisalı
doktorlan suçlu bularak meslekten geçici men
cezası verdiği kararda, Manisa 2 No'lu Sağlık
Ocağı hekimlerinden Yusuf lzzettin Küçük ve
Turgay Özcan'm yanlış tutumlannın yam sı-
ra, hiçbir zorunluluk bulunmamasma karşın,
çağnlmalan üzerine emniyete giderek muaye-
ne yapıp rapor düzenledikleri, aynca bu sıra-
da nöbetçi olmamalannm da dikiat çekici ol-
duğu vurgulandı.
Kararda şöyle denildi: "Hekimlerden kah-
ramanlık yapmalannın beklenmesi doğru de-
ğildir. Ancak bu değeriendirme hiçbir şeküde
görevin gerektirdiği titizüğin gösterilmemesinin
mazereti olarak da öne sürülemez. Toplumda
herkes, belirlenmiş ku-
rallan ve yaptıklan gö-
revin kendilerine yükle-
diğiödevieri layıkry laye-
rinegetirmekie yiiküm-
lüdür. Bu yükümlütük-
lerin bir kısmımn yerine
getirflmesinden kaçuul-
ması halinde işleyişinde-
kisakatiıklardanyakuu-
lan sistem aym şeküde
devam eder. Polislerden
çekinerek gerçeklerin
ortayaçüanasıkonusun-
da özensiz davranmak,
olaymuzda onlarca lise
çağında çocuğun işken-
ce görmesûıe göz yum-
mak şeklinde bir sonuç
ortaya çıkarmıştır. İn-
san vasam ve sağuğuıuı
korunması için azami
gayret göstermekle gö-
revli hekimlerin buna
aykın davranmış olma-
lan meslek örgütü tara-
fından kesinlikle kabul
edflemez."
T B M M Plan ve Butce Komisyonu
Vergi reformu yasa
tasansı kabul edildi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Vergi reformun-
da değişiklik öngören yasa
tasansı, TBMM Plan ve
Bütçe Komisyonu'nda mu-
halefetin de desteğiyle ka-
bul edildi. tktidar ortağı ba-
zı milletvekillerinin sert
eleştiriler yönelttiği tasa-
nyla mali milat ve 'nere-
den buldun1
sorusu ile bor-
sa kazançlannın vergilendi-
rilmesi 2002 yıhna kadar
ertelendi. Gelir vergisi ora-
nının ücretliler dışında 5
puan arttınlmasına ilişkin
maddenin 1 Ocak 1999 ta-
rihinden itibarengeçerli ol-
ması ise kabul görmedi.
DSP'li Ramis Savaş, kayıt
dışı ekonomi lobisinin ga-
lip geldiğini vurgulayarak
"Vergiye tabi geliri sınırla-
mak,vergireformunu çöpe
atmak anlamına gelir. Ma-
limiladıertetemek, kayıt dı-
şıekonomiye izin çıkarmak
demektir" dedi.
Vergi reformunda ödün-
ler getiren yasa tasansı, dün
TBMM Plan ve Bütçe Ko-
misyonu'nda kabul edildi.
Yasanın özünde bir deği-
şiklik yapılmadığını savu-
nan Maliye Bakanı Sümer
Oral, bu düzenlemelerle ül-
ke ekonomisinin önünün
açılması ve psikolojik ra-
hatlama sağlanmasının
amaçlandığmı, hiçbir kesi-
me ödün verilmediğini ile-
ri sürdü. Oral, "Ödûneko-
nomh'e verümiştir'' dedi.
Muhalefet milletvekille-
rinin destek verdiği tasan-
ya, bazı iktidar ortağı mil-
letvekilleri sert eleştiriler
yönelttiler. DSP'li Ramis
Savaş, vergi reformunakar-
şı başlanlan ve oldukça akıl-
hca yürütülen kampanya
sonucunda "kayıt dışı eko-
nomi lobisinin hükmen ga-
lip gektiğuıi" söyledi. Ver-
gi reformunu "camiavhısu-
na bn-akdmış kimsesiz ço-
cuk* olaraknitelendiren Sa-
vaş, "Birileri 'nereden bul-
dun' sorusunun bunahmm-
dan kurtuhnuş olmanın se-
vincini yaşıyor*1
diye ko-
nuştu. Vergiye tabi geliri sı-
nırlamanın vergi reformu-
nu çöpe atmak, mali mila-
dı ertelemenin de kayıt dı-
şı ekonomiye izin çıkarmak
demek olacağına dikkat çe-
ken Savaş, "Bu da belirH
çevTelere 'Üç yıl boyunca
kaçırabildiğin kadar vergi
kaçır' demektir" diye ko-
nuştu. Bu dururnun "tipik
bir tav şan kaç, tazı tut oyu-
nundan başka bir şey olma-
dığmı" vurgulayan Ramis
Savaş, "Ciddi devlet, dü-
riist yönetim" sloganıyla
iktidara gelen DSP'lilerin,
bu oyunun tarafi olmaya-
cağma inandığını söyledi.
ANAP'lı Yılmaz Kara-
koyıınlu, vergi yasalannın
hep alanlar tarafından dü-
zenlendiğine dikkat çekerek
u
Bu yasalan bir de veren-
lere düzenleteüm" dedi.
Tasan neler
getiriyor?
Tasan, mali milat ve 'ne-
reden buldun' sorusunun
2002 yılına kadar ertelen-
mesini öngörürken gelirin
tanımı yeniden yapılıyor.
Mevduat faizi ve repo ge-
lirlerinin vergilendirilme-
sinde beyanname usulü
2002 yılına kadar ertelenir-
ken stopaj nihai vergi olu-
yor. Peşin vergide, beyan-
name verme süresi 3 aydan
6 aya çıkanlırken kurumlar
vergisi oranı da yüzde
25'ten yüzde 20'ye indiri-
liyor.
Gelir vergisi oranı, üc-
retlilerin dışmdaki mükel-
lefler için yüzde 15'ten yüz-
de 20'ye çıkanlırken "150
trttyon lirahk gelir" olarak
görülen bu maddenin 1
Ocak 1999 tarihinden iti-
baren geçerli olmasına iliş-
kin hüküm kabul görmedi.
Komisyon bu maddenin,
yasanın yayunlandığı tarih-
te ya da 1 Ocak 2000 yüın-
da yüriirlüğe girmesi konu-
sunda düzenleme yapıhna-
sı için Maliye Bakanlığı'na
yetki verdi.
Tasan, emlak vergisinde
yeniden beyanname verme
olanağı getiriyor. Vergi ce-
zalannda mükellefle uzlaş-
maya gidihnesi hükme bağ-
lanıyor. Borsada işlem gö-
ren hisse senetlerinin üç ay-
dan fazla elde tutulması du-
rumunda tanınan vergi mu-
afıyeti ise 2002 yılına ka-
dar uzahhyor.
T a s a r ı l a r h a f t a y a k a l d ı
Hükümet, muhalefetle
uzlaşma sağlayamıyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Hükümetle muha-
lefet arasındaki pazarlıkla-
nn uzaması nedeniyle ulus-
lararası tahkımle ilgili ana-
yasa değişikligi önerisi ve
sosyal güvenlik yasa tasa-
nsı görüşmeleri gelecek haf-
taya kaldı. FP'nin TBMM
gündeminin belirlenmesi
için "siyasi parti kapatma-
yızoriaşuranveyasaklıNec-
mettin Erbakan'abağunsız
adayfak yolunu acan" yasa
önerisinin çıkanlması koşu-
lunu öne sürmesi görüşme-
leri uzatn. DYP ise tahkime
destek karşılığmda medya
patronlanmn etkinliğini sı-
nırlandıracak düzenleme
konusunda ısrarlı oldu.
DYP'nin bu önerisine
ANAP ve diğer iktidar par-
rilerinin sıcak baktıklan öğ-
renildi.
Tahkim konusunda hü-
kümete destek veren Cum-
hurbaşkam Süleyman De-
mirel de. "Tahkim, sadece
bu hükümetin meselesi de-
ğUdir, bütün Türkiye'nin
meselesidir. Türkiye'nin
parlamentosu, kamuoyu iyi
aydınlatıürsa meseleyi iyi
bilirse doğru karariar vere-
cektir" dedi.